Avcılığın tarihi felsefesi

Download Report

Transcript Avcılığın tarihi felsefesi

T.C.
ORMAN VE SU İŞLERİ BAKANLIĞI
8.BÖLGE MÜDÜRLÜĞÜ
“ilgi alanı avcılık olanların kendilerini sorgulama
Zamanı çoktan geldi de geçiyor diye
düşünüyorum.
Ya gittiğimiz pek çok yanlış yolun farkına varıp
geleceğimizi kurtaracağız, ya da bugün
vazgeçemediğimiz küçük keyifler için geleceğimizi
yok edeceğiz…”
13.04.2015
AVCILIĞIN TARİHİ, FELSEFESİ,
PSİKOLOJİSİ, ÖZÜ
VE
AVCILIKTA AHLAKİ DEĞERLER
2/56
AVCILIK
13.04.2015
İnsanlığın
tarihi
kadar
eski
bir fenomen
ve
bir faaliyettir.
3/56
AVCILIK Eskiden
13.04.2015
 İnsanın kendisini korumak,
 Karnını doyurmak,
 Giyeceklerini sağlamak,
 Hayvan ehlileştirmek,
 Hayatta kalabilmesi için yapılırdı.
Bu insanlar yaşayabilmek için doğal olarak avcıdır.
İnsanlar; yaşamak için sadece maddi ihtiyacını
karşılayacak kadar avlanırlardı…
4/56
AVCILIK Bugün
13.04.2015
 Tabiatla kucaklaşmak,
 Av hayvanını tabii ortamında görmek,
 Heyecan yaşamak,
 Vurduğunu göstermek, anlatmak
 Dinlenmek, dinçleşmek, tazelenmek
 Maddi kazanç
Zevk, spor, dinlenme
için yapılıyor…
5/56
13.04.2015
 İnsanoğlu var olduğu andan
itibaren doğa koşulları
içerisinde var olabilmek,
varlığını sağlıklı bir şekilde
uzun yıllar sürdürebilmek için
büyük bir yaşam mücadelesi
içine girmiştir. Bu tarihsel
yolculuğun başlangıç
döneminde sürdürülen ayakta
kalma mücadelesinin en zor
aşamalarını, avcı olmasının
sağladığı vasıflarla
aşabilmiştir.
6/47
13.04.2015
 Bilindiği üzere insanlar
canlılar dünyasının en
gelişmiş yaratığıdır.
 Dolayısıyla insanlaşma
sürecinde, insanların ilk
tarihsel işi düşünmeye
başlamadan önce maddi
gereksinmelerini giderme
yolunda faaliyette
bulunmaya başlamış
olmasıdır. Bunun doğal
sonucudur ki her geçen
gün artan ihtiyaçlarını
gidermek için eksiklerini
gidermeye yönelik avda
kullanmaya yönelik aletler
ve araçlar geliştirmeyi
başarmışlardır.
7/47
13.04.2015
 AVCILIK SAYESİNDE İHTİYAÇLARINI GİDEREN
İNSANOĞLU DAHA SONRADA YİĞİTLİK, GÜCÜNÜ
KANITLAMA, HARBE HAZIRLIK, SPOR, TUTTKU ADI
ALTINDA BU UĞRAŞINI SÜRDÜREGELMİŞTİR.
8/47
13.04.2015
 İnsanlık tarihinin kökenini
oluşturan maddi araçların
üretimi, alet kullanma dönemi,
insanlaşmanın başlangıcı
olarak alınmaktadır.
 Kalıntı ve bulguların verilerine
göre, çok hassas radyoaktif
zaman saptama yöntemleri ile
yapılan hesaplar neticesinde
insanların günümüzden
30-35 milyon yıl önce
yaşadıkları tespit edilmiştir.
9/47
13.04.2015
 Avcılığın başlangıç tarihi insanlık
tarihi ile eş zamanlı olarak
başlamıştır.
 “İnsanlığın tarihi, avlanmanın da
tarihidir” diyebiliyoruz
 Bugünkü bilgilerimiz ışığı altında,
Afrika
insanlaşmanın
’ da
başlamış olabileceği
varsayılmaktadır. Bu insanlara
“yetenekli insan” anlamına gelen
“Homo-Habilis” denilmektedir
Bu insanlar yaşayabilmek için doğal
olarak avcıdırlar.
10/47
13.04.2015
 Medeniyet tarihi içerisinde avcı insanın rolü,
gerçekten önemlidir.
Bu rolün üstlenilmesini sağlayan Avcı ruhu
geçmişte hep vardır, şimdi de var, gelecekte de
mutlaka var olacaktır.
Çünkü avcı kimliğimiz genetik yapımızın elle
tutulmasa da ayrılmaz bir parçasıdır.
11/47
13.04.2015
 Bir milyon yıl kadar bir süre,
önce sadece yaşamak için
ihtiyacı kadar hayvanı
öldüren atalarımızla
hayvanlar arasında basit bir
anlaşma vardı:
“ Karnımız toksa ve bize bir
zarar vermiyorsanız, bizde
sizi rahat bırakırız.”
şeklindeydi.
Kısaca hayvanlara aç
olmadıkları zaman
müdahalesiz bir yaşantı
öngörüyorlardı.
12/47
13.04.2015
13/47
13.04.2015
 İnsanlık tarihi boyunca avcılık süresi içinde ortaya çıkan işbirliği,
iş bölümü, topluluk içindeki bireyler arasında sorumluluk
dağıtılması, verilen görevlerin zamanında yerine getirilmesi,
grup dayanışmasını ve grup psikolojisini ortaya çıkaran nesnel
temellerdir.Bunun sonucu olarak avcılık;
 İhtiyaçtan dolayı işbirliği yapmamızı ve konuşkan olmamızı
sağladı,grup dayanışması orginazasyonlara dönüşerek, yerleşik
düzene geçmesini sağladı.
 Uzun vadeli amaçlar üzerinde daha çok yoğunlaşarak icatlar
yapmamızı,
 Hayvanlardan temin edilen proteinler ile iyi beslenebilmeyi
sağlayarak insana yaşam vermektedir..
14/47
13.04.2015
 İnsanlık alemi, yaşam süreci içinde
toplayıcılıktan avcılığa,
avcılıktan tarım toplumuna geçerek
büyük bir değişime uğramıştır.
 İklimsel değişiklikler, çeşitli coğrafik
( deprem, sel vb.) olaylar beraberinde
avcıların süreç içinde azalmasına,
doğanın doğrudan üretim süreciyle
döndürülmesi anlamına gelen
hayvancılık ve tarımın geliştirilmesi
başlamıştır.
15/47
13.04.2015
 Geçmişten, bu zamana
erişinceye kadar geçen
binlerce yıl yaşayabilmek için
doğal olarak insanların
avlanması gerekiyordu.Şimdi,
marketlerde bin bir çeşit
ürünün tüketiciye sunulduğu
bir dönemde bu sorunları
anlamak güçtür. Bir
zamanlar, peşinde onlarca
zahmetle koştuğumuz
hayvanlar artık paketlenmiş
olarak raflarla hazır olarak
bizlere sunulmaktadır.
Kısacası günümüzde yiyecek
bulmak kolaydır.
16/47
13.04.2015
 Avcı atalarımız tarihsel süreçte küçük ama çok önemli adımlar
atmışlardır.Tahıl yetiştirmeye başladılar.avcı, artık çiftçi
gölgesinde kalacaktı. Medeniyet öyle bir gelişme göstermiştir ki
doğanın dengesi bu kısa sürede alt üst edilmiştir. hayvan
dostlarımız üzerinde, mutlak bir üstünlük sağladığımızdan beri
kontrol edilemeyen tek taraflı bir dünya yarattık.
 Bu tek taraflı dünyada, bize düşen görev ise;
 Dünyamızı hayvan dostlarımızla paylaşmak zorunda
olduğumuzu,--------yaşam hakkı
 Hayvanların yaşam hakkına saygılı olmamız gerektiğini
bilmektir.
 Doğal yasalara müdahale ederken çok hassas ve titiz olmamız
gerektiği,
17/47
13.04.2015
Hayvanlardaki kadar merhamet
avcılarımızda var mı acaba
18/47
13.04.2015
 hiç unutulmamalıdır ki her hayvan, her canlı
milyonlarca yıl süren bir evrimin sonucudur.
 Bu dünyada yaşayan her canlı bir diğerine
yaşam zinciri ile bağlıdır.
 Her yaşam zinciri kendi içindeki en zayıf halka
kadar kuvvetlidir.
 Bir canlı türünün yok olması, milyonlarca yıl
süren bir yaşamın yok olması demektir.Bunun
bedeli hiçbir şekilde ödenemez.
 Her hayvan, güzelliği, sayısının az olması yada
parasal değeri için değil sadece var olduğu için
değerlidir.
19/47
13.04.2015
 Sıradan serçenin biyolojik
yaşam içindeki görevi, yaşam
zinciri içindeki önemi
günümüzde bir papağan veya
goril yavrusu kadar sempati
toplamıyorsa, bu serçenin
kabahatli olduğundan değil
olsa olsa insanların serçe
hakkında bilgi sahibi olmadığı
gerçeğini ortaya
çıkarmaktadır.
20/47
13.04.2015
21/47
13.04.2015
22/47
Avcılığın Özü
13.04.2015
 Tarihsel süreç içinde insanlar
yaşamlarını sürdürebilmek
için avlansalar da günümüzde
avcılık heyecan dolu evrensel
bir etkinlik, insan mutluluğuna
katkı sağlayan bir eylemdir.
 Fakat bizler biliyoruz ki
tarihsel süreç içinde
avlanmaktan beklenen nihai
amaç öldürmek değildir.
 Hayvanları ehlileştirmek için
canlı olarak ele geçiren,
insanoğlunun bu davranışı
somut bir örnektir.
23/47
13.04.2015
• Fakat zamana bağlı olarak,
silahların etkinliği arttıkça
insanoğlu av hayvanlarının rakibi
olarak kendine, özgür iradesi ile
sınırlamalar getirmiştir.
• Avlayan ve avlanan arasında
doğuştan var olan eşitsizliğin, en
azından artmaması için
hayvanların doğal savunma
mekanizmalarını aşmamaya özen
göstermiştir.
• Belirli bir sınırın aşılması halinde
avcı-av ilişkisi, salt yok etme
eylemine dönüşür ki,
• İşte bu avcılığın özüne aykırıdır.
24/47
13.04.2015
 Örneğin; balık tutmak amacı ile derelere
elektrik veren veya dinamit atarak balık
avlamaya çalışan balıkçının yaptığı bu
eylem ona başlangıçta akıllıca gibi
görünebilir. Halbuki bir veya birden fazla
türün sonunu getirecek bu davranış
aslında tamamen akıl ve ahlak dışıdır.
 Denetim mekanizmasının, yeterince
sağlıklı çalışmamasından ötürü akıl kötü
yolda kullanılmış, daha çok av için sınırlar
yasadışı yollarla aşılmıştır.Bu davranış
türü, aynı zamanda hakkından daha çok
bir paya sahip olma arzusu taşıdığı için
ahlakla bağdaşmaz ve bu mantıkla bu
balıkçı çok balık yakalamasına rağmen
aslında AVCI değildir.
25/47
13.04.2015
Ayrıca;
 -Bıldırcın avlamak için ses cihazı kuran,
 -Geceleri ışık yardımı ile tavşan avlamaya çalışan,
 -Ağır kış şartlarında yaban hayvanlarının fiziki imkansızlıklarını
kendisine avantaj sayan,motorlu taşıtlarla av yapan,
 -Geceleri gece görüş dürbünü kullanmak sureti ile avlanan ,
 -Yasaların öngördüğü avlanma metotlarının dışında avlanmayı
alışkanlık haline getiren ,
 -Yaban hayvanlarının çiftleşme dönemlerinde tepkilerinin en düşük
düzeye indiği anlarda avlanan,
 -Hayvanları yeme alıştırmak sureti ile hayvanların zayıf yönünden
istifade yoluna giden
 Avcı kılıklı----Ahlak Yoksunu kişi
gerçek avcıların, dolayısıyla insanların yüzkarasıdır.
26/47
13.04.2015
İnsanlığa yakışmayan
ahlak dışı
davranışlarda
bulunan kişilerde asla
avcı olamazlar
27/47
13.04.2015
28/47
13.04.2015
29/47
Genel anlamda avcılık;
13.04.2015
• Avcılık, birinin avlayan diğerinin avlanan olduğu farklı türler
arasındaki eylemdir. Avcılık yalnız insanoğluna ait bir uğraş
olmayıp hayvanlar dünyasının her kademesinde vardır.
• Kedilerin fareleri, kuşların sürüngenleri ve böcekleri, yırtıcıların
memelileri, büyük balıkların küçük balıkları avlamaları gibi.
30/47
13.04.2015
• Avlanmak eyleminde karşılık
yoktur.Yani, eylem tek
taraflıdır. Bunu doğuran temel
nitelik türler arasındaki
eşitsizliktir.
• Av, avcıdan çok daha hızlı
veya çok daha güçlü olabilir.
Ancak, sonunda avcı, her
zaman avına karşı üstünlük
sağlayacaktır.
• Bu eylemin adına avcılık
diyebilmemiz için
avlanılanın kaçıp kurtulma
şansının ve kural olarak
kaçabilecek güçte olması
gerekir.
31/47
13.04.2015
• Merkez av komisyonu kararlarında
zaman yasakları ve
yasaklanan avlanma usul ve şekilleri
başlığı altında belirtilen tarihlerden,
metotlardan çıkarılması gereken anlam ve arzulanan
amaç budur.
Yani, yeni doğan yavruların ergin hale gelip kaçabilme
şansını yaratabilmektir. Bu bağlamda,
başarılı sonuç avın olmazsa olmaz koşulu değildir.
Eve boş dönmenin ayıbı ve yadsınacak hiçbir yanı
yoktur.
32/47
13.04.2015
33/47
13.04.2015
 Avcılığın en güzel yanlarından
biriside her zaman mücadeleyle
dolu ve sorunlu olmasıdır.
Bir yerde sorun var ise, bir de
çözümü var demektir. Çözüm
yollarını aramak, zorlamak bir
eylemi gerektirmektedir ki
mutluluğa erişmenin doyurucu
yolu da zoru başarmaktan
geçmektedir.
34/47
13.04.2015
 İnsanoğlu hiç kuşkusuz kendisine göre bir alt tür olan
hayvanlara kaçma şansını bilerek vermelidir.
İnsanoğlu sahip olduğu üstün yetenek ve olanakları
sınırlayarak türlerin devamını sağlamak, avcılığın
temel yaklaşımlarından biri olmalıdır. Ancak, bu
sayede avcılık gelecek nesillere aktarılabilir.
 Avcılığın bir etkinlik olarak yapılması ve bu nitelikle
herkes tarafından anılması istenecek ise avcı kendi
özgür iradesi ile insana has olan üstünlüğünden
vazgeçebilmelidir.
 Avlanma olayı, türler arasındaki eşitsizliği aşrı
boyutlara getirmemelidir.
 Unutmamalıyız ki
35/47
13.04.2015
“ Kartallar sinek avlamaz.”
36/47
13.04.2015
 Yabani flora ve faunanın korunarak gelecek nesillere
aktarılması doğal bir miras olarak görülmelidir.
 Avcı, toplumun diğer bireylerine göre daha fazla
sorumluluk taşımaktadır.
Çünkü, toplumun tamamına ait doğal kaynakların
önemli bir bölümünü sadece toplumun bir kısmını
teşkil eden avcılar kullanmaktadır.
Avlanma hakkını savunan bilinçli avcıların evrensel
sorumluluklarını bilerek hareket etmeleri
gerekmektedir.
37/47
13.04.2015
 Avcılık eyleminin uygulanması sırasında, yasaların
avcılara öngördüğü sınırlar avcıların evrensel
sorumluluklarını yerine getirmesinde yeterli midir ?
Devlet yasalarla günleri, avlanma limitlerini vb.
belirlemiştir.
Fakat, bilinçli bir avcı olmanın tek yolu önce insan
olmanın sorumluluğunu bilerek, o an için kendisine hak
tanınan limitler dahilinde de olsa
yerde duran bir uçana, yavru,
dişi veya damızlık için en verimli yaşında bulunan bir
erkek memeliye silah doğrultmuyorsa
işte gerçek avcıdan beklenen, arzulanan davranış
budur.
38/47
13.04.2015
 Bu davranış biçiminin avcı
toplumu içinde yaygınlaşması,
bu ve benzeri davranışların
toplum içinde sık sık
seslendirilmesi ve taraftar
bulabilmesidir.
 Kısaca, bilinçli avcı daha çok
merhamet duygusu taşır.
Sorumluluğunu bilir ve
avcılığın ahlaklı anlayışı içinde
davranarak ihtiyacı, hakkı
olanı kadar tüketme yoluna
gider .
39/47
13.04.2015
Aşırı yağışların oluştuğu mevsimlerde, şiddetli
fırtınaların yaban hayvanlarının fiziki
kudretlerini zaafa uğrattığı zamanlarda
avlanmak yasak olmasa da ava çıkmanın
uygun olmadığını bilir. Avcılık eylemi sırasında
“ Önüme ne çıkarsa onu vururum “
zihniyetinde değil hakkım olanı kadar
vururum der. Gerektiğinde hakkından da
feragat eder.
40/47
13.04.2015
 Buna göre; yaban hayatını ne yasaklarla, ne
cezalarla durdura biliriz.
Bilinçli bir avcı olarak yaban hayatını, bitkileri,
suyu, havamızı korumanın tek yolu ahlaklı bir
toplum olmaktan geçmektedir.
Hakkımız, ihtiyacımız kadarını tüketmeliyiz. Bu
dünya üzerinde yaratılmış olan var olan her şeyin
insanların olduğu kadar hayvanların, bitkilerinde
hakkı olduğunu bilmeliyiz. Kısaca, doğa olmadan
insanlarında olmayacağını unutmamalıyız.
41/47
1972 den beri koruma altında
13.04.2015
•1954-600 çiften fazla üreyen topluluk vardı
•1962-130 çift
•1972 yılına kadar yumurtlamadılar
•1973- 26 çift kalmıştı.
•1982-17 tane kuş Afrika’dan göçten geri döndü
•1990 yılına Türkiye’de tükendiği kabul edildi
Göçe giden Kelaynaklar göçten geri dönmüyordu
•Günümüzde 83 Kelaynak olmakla birlikte 13 tane yavru
bulunmaktadır.
•2007 yılında 5 kelaynak göçe gönderilmiş. 2 tanesi Fırat ve
Dicle isimli Kelaynaklar göçten dönmüştür.
•Buda Kelaynakların doğada yeniden var olabileceğini gösterir.
42/47
Saf alageyikler Dünyada sadece Antalya’ da
Düzlerçamı bölgesinde hayatını sürdürmektedir.
13.04.2015
43/47
13.04.2015
 Hiçbir yaptırımın olmadığı yüzlerce yıl evvel avcıların davranış
biçimlerinin ne kadar ahlaklı olduğunu görebiliyoruz. Örneğin,
Dede Korkut Masalların’da atalarımızın avcılık konusunda Beğil
oğlu Emre Destanı’ndan almış olduğumuz bir şiirde şöyle
denmektedir.
Üç yüz altmış altı alp ata binerse,
Kanlı geyik üzerine yürümüş olsa,
Beğil, ne yay kurardı, ne ok atardı,
Hemen yayı bileğinden çıkarırdı,
Boğanın, yabani geyiğin boynuna atardı, çekip durdururdu,
Zayıf ise kulağını delerdi, avda belli olsun diye, ama semiz olsa
boğazlardı.
Eğer beyler geyik avlarsa,
Kulağı delik olsa, Beğil sevincidir diye Beğil’e gönderirlerdi.
44/47
13.04.2015
 Yüzlerce yıl öteden, değeri bügün bile
tartışılamayacak seçkin bir örnek olan Milli
destanımızda Beğil, zayıf hayvanı avlamaya değer
görmüyor. Zayıf geyiği, içinde bulunduğumuz
günlerdeki yaban hayvanlarının envanterinde
kullanılan markalama yöntemlerine çok benzeyen bir
yöntemle işaretliyor. Diğer avcı, uygun zamanda
avladığı bir hayvanın kulağında bir delik görse bu av
Beğil’ indir diyerek ona gönderiyor.
 Bu Milli Destanımız Türk kültürünün zenginliklerini,
Türk milletinin yüksek insani vasıflarını, duygularını,
faziletlerini ve meziyetlerini dile getirmektedir.
 Bu yüksek değer yargılarının yaygınlaştırılması, bugün
avcılığın olmazsa olmaz şartıdır.
45/47
13.04.2015
 Düzenli bir avcılığın kabul
edilebilirliğinin olmazsa
olmaz şartlarından biri de
kendi içinde örgütlenmiş,
bireylerini yasalar içinde
kontrol edebilen
derneklerin varlığından
geçer. Bu oluşumlar farklı
coğrafi bölgelerde ve farklı
sosyal gruplardan meydana
gelse de, hepsinin ortak
olarak sergilemek zorunda
oldukları payda, yükselen
ahlaki değerler olmalıdır.
46/47
13.04.2015
 Toplumun bilincinin yeterince
oluşmadığı koşullarda, sınırları
göreceli kavramlar üzerine
belirlenmiş toplumsal yargılar
başta olmak üzere yaşamı
düzenlemek için yasama
organları tarafından çıkarılmış
kanunlar bile, son derece
hassas bir denge kurulmuş
ekosisteme istemeden de olsa
müdahale edebilmektedir.
47/47
13.04.2015
 Ahlak sahibi bir avcı içinde
yaşadığı toplumun değer
yargılarını zedelemekten uzak
durur, yüksek ahlaki değerleri
savunur.
 Ahlak sahibi bir avcı, kanunlar
uygun görse de o avcıya has
duygu ile kanun ve doğa
koşullarının her zaman uyum
içinde olamayacağını
düşünerek hakkından feragat
etmeyi bilecektir.Avcı
ahlakından bu anlaşılmalıdır.
48/47
13.04.2015
 Avcı, canlarını insanlara
emanet eden her türlü
canlının yaşama hakkına saygı
göstermelidir.Bir taraftan
onların yaşam ortamlarının
iyileştirilmesine faydalı olacak
tutumlar sergilerken bir diğer
yandan da bilinçli bir avcı
toplumunun oluşması için
elinden gelen her türlü katkıyı
ortaya koymalıdır.
49/47
13.04.2015
 Bizler yaşadığımız dünyanın, bu
evrenin çok küçük boyutu ama
önemli bir parçasıyız. Varlığımızın
devamı, bizi barındıran ekosistemin
varlığı ile bire bir ilintilidir. Eğer
varlığımızı çok daha iyi koşullarda
sürdürmek istiyorsak, eğer bu
dünyanın bize sağladığı nimetleri
gelecek kuşaklara çoğaltarak
devretmek istiyorsak buna zorunlu
olduğumuzu kabul ediyorsak o
zaman her şeyden daha önemli ve
mükemmel olan doğanın,
kanunlarına saygı göstermeliyiz.
Doğadan hakkımız, ihtiyacımız
kadarını tüketmeliyiz.
50/47
13.04.2015
» Unutmayalım ki;
“ DOĞA BİZSİZ OLABİLİR, FAKAT
BİZ DOĞASIZ ASLA OLAMAYIZ.”
51/47
AVCILIĞIN
BASAMAKLARI
13.04.2015
Farklı yaş gruplarına sahip avcıların
sergiledikleri davranış biçimleri
genellikle değişiktir. Avcının zaman
içinde giderek incelik ve tecrübe
kazanması, onun daha zor avların
peşine düşmesine sebep olur.
Günümüz antropologlarından
Carleton Coon (15) “bedensel ve
akılcıl değişimin sağlanabilmesine
yetecek sürenin henüz geçmemiş
olduğunu” söylemektedir. Yani bizler,
beden ve ruh olarak taş devri
atalarımızdan farklılaşacak zamana
henüz sahip olmadığımızdan onlara
benzer durumdayız.
52/47
13.04.2015
 1- ÖĞRENME BASAMAĞI
 2- SINIRLARA ULA½IM BASAMAĞI
 3- TROFE BASAMAĞI
 4- METOT BASAMAĞI
 5- SPORTMENLİK BASAMAĞI
 .
53/47
13.04.2015
Bu basamakları tek tek kendi içinde incelediğimizde her
avcının kendisini bu basamakların herhangi birinin içinde
bulabileceğinden şüphemiz yoktur. Ayrıca bu basamakların
birinin içinde olmak, son derece doğaldır da. Burada göz ardı
edilmemesi gereken husus, avcının bulunduğu basamağa
hangi süre içinde ulaştığıdır. Örneğin, Öğrenme Basamağı'nın
geçilmesi için gerekecek maksimum süre, formal eğitim almak
koşulu ile en fazla 2 yıldır. Sınırlara Ulaşım Basamağı için de
aynı sürenin geçmesi uygun olabilir. Avcının, Trofe Basamağı
ve Metot Basamağı'nın gereklerini uygulayabilmesi için toplam
6 yıl gibi bir süreye ihtiyacı olduğunu varsayarsak, 10 yıllık bir
avcı Sportmenlik Basamağı'nın sınırlarına ulaşmış demektir.
Bu örneği anlatmaktan amacımız; 30 senelik avcı olmasına
rağmen av sohbetlerini “hâlâ, kaç tane vurduğu üzerine”
koyulaştıran avcılarımızın konuyu bir kere de bu bakış açısı ile
görmelerini, bu bağlamda bir kere daha düşünmelerini
sağlamaktır.
Ağaçlandırma ve Erozyon Kontrolu Genel Müdürlüğü
54/56
1-ÖĞRENME BASAMAĞI
13.04.2015
 Bu basamakta avcının ana amacı, nişan alma ve atışla ilgili
becerisinin geliş-tirilmesi ve gelişmiş durumunu başarı ile
çevresine gösterebilme çabalarını kapsar. Bir avcının bu
basamakta bulunduğunu, sergilediği ta-vırlardan kolayca
anlayabiliriz. Birlikteliğini sürdürdüğü arkadaşları arasında sohbet
konularını sürekli olarak silah, nişan alma ve atış teknikleri
üzerinde yoğunlaştırması karakteristik davranış biçimlerinin
başında gelir. Bir yandan temel kavramların nedenselliğini
sorgulamaya çalışırken bir yandan da kendisine uzun yılların
kazandırdığı bir tecrübe varmışcasına pekişmiş kanaatlerini
seslendirir. Yakın bir zamana kadar, usta çırak ilişkisi içinde
kendisine yeni kazanımlar sağlayan yakınlarını, zaman zaman
eksiklikle suçlayabilir. Katılmış olduğu avlarda, yapmış olduğu
hataları sık sık tekrarladığının farkında bile değildir. Belirli bir
eğitimden veya disiplinden gelmediği için son derece önemli
hayati tehlike taşıyan kazalara bu basamakta sıkça rastlanır. Bu
basamaktaki avcının heves ve arzuları aklının önündedir. Avcılık
etiği hakkında pekişmiş bir kanaati yoktur. Evrensel değerler ve
var olan doğal kaynakların gelecek nesillere aktarılması ile ilgili
ana konular ise onu hiç ilgilendirmemektedir.
55/47
2- SINIRLARA ULAŞIM BASAMAĞI
13.04.2015


Bu basamakta ana amaç, yasal kurallarla belirlenen sınıra kadar ulaşmak
için fazla av yapmak ve avcılık yeteneğini kendine ve yakın çevresine
ispatlamaktır. Öğrenme basamağını geçen avcı, bu basamakta müthiş bir
enerji sarf eder. Onun öncelik taşıyan tek bir amacı vardır. Sınırlara
ulaşmak!.. Yani, yasaların kendisine hak gördüğü tüm hayvanları bir an
önce ele geçirmek, en öncelikli hedeftir. Bu basamağın içinde bulunan
avcı, tabir caizse dur durak bilmez. Av gününün başlangıcından sonuna
kadar av yapma tutkusu ile yanar durur. Vakit kazanmak için yiyeceğini
yanında taşır. Av sonunda vurduklarını yakınlarına göstermek arzusu, her
zaman ön plândadır. Başarılı bir av sonunda evine herkesin göreceği
saatte gelmesi, avladığı hayvanları elinde veya kıtgasında belinde uzun
süre taşıması, başlattığı her sohbetin ana konusunun bir önceki av olması
tesadüfi değildir. Başarısız geçen avlar bu avcı için kelimenin tam
anlamıyla ruhsal bağlamda yıkımdır. Av tutkusu, gündelik hayatında her
şeyden daha fazla öncelik taşır. Rüyaları bile bu basamakta av figürleri ile
doludur. Uykusundan, kaçan hayvanın sesinden sıçrayarak uyanır.
Daha çok avlanabilmek için silahlar hakkında bilgi edinme merakı bu
basamakta başlar. Düne kadar ilgisini çekmeyen balistik bilgiler şimdilerde
merak konusudur. Uygun çaplı şoklu silah veya uygun kalibreli bir yivli
silah tercihinin kendisine getireceği kazanımların artık farkındadır. Bu
bağlamda edindiği bilgileri bir evvelki basamakta bulunan avcılarla
paylaşmaz. Tabir caizse konu av olursa, o biraz bencil ve kıskançtır.
56/47
3- TROFE BASAMAĞI
13.04.2015
 Bu basamakta ana amaç, rastgele bir av değil, avlanabileceğinden emin avlar arasında dikkatle seçilmiş, belirgin
özelliği olan birinin avlanmasıdır. Bu özellik bazen göze çarpacak
kadar fazla gelişmişlik (Büyük trofe) olabileceği gibi bazen de
normal yaşama devam edemeyecek kadar güçsüzlük sergileyen
bir hayvan da olabilmektedir. Bu noktada geçerli kural, belirgin
olarak avcı tarafından üretilmiş değer yargılarıdır. Değer yargıları
yüksek olan avcılar, yaşlı bir hayvanı avlamayı yeğlediklerinde
kendilerini yaban hayatı içinde bir regülatör olarak görürler. Bu
basamakta karşımızda usta ve seçici bir avcı bulunmaktadır.
Geçmiş yıllara göre daha az, ama daha öz konuşmaktadır. İçinde
bulunduğu av sezonunu çok daha evvelden plânlayan, uzun
mesafelere ava gitmekten çekinmeyen, donanımı geçmiş yıllara
göre daha mükemmel olan avcının silahlar ve avcılık hakkındaki
değer yargıları hemen hemen kemikleşmiştir. O artık bir strateji
uzmanıdır. Neyi, nasıl, ne zaman ve kaç tane avlayacağını çok
önceden plânlamıştır. Kurguları kendisini çoğu zaman yanıltmaz.
57/47
3- TROFE BASAMAĞI
13.04.2015
 Ava gittiği arkadaşları ile uzun yıllar devam eden bir
beraberliği vardır. Avcılık eylemi için yeni arkadaşlıklara
gönüllü değildir. Bu muhafazakâr tavrının arkasında, olası
kaygılar yer alır. Kısacası bu bağlamda dışa kapalıdır.
Avlamayı düşündüğü hayvanı uzun süreden beri takip
etmektedir. Avlanacağı zamanı ve yeri asla ondan
duyamazsınız. O, size sadece sonucu göstermek ister. Bu
aşamada ava gitme sayısı azalırken rafine zevkler çoğalır.
Kurulan yemek sofraları geçmiş yıllara göre belirgin bir
gelişme göstermiştir. Geçmiş zaman dilimleri içirsinde her
türlü koşulda yemek yiyen avcı, şimdilerde seçicidir. Av
sohbetlerinde geçmişe dönük özlem dolu söylemler ağırlık
kazanmaya başlar. Avcının, avlağa sürekli olarak fotoğraf
makinesi götürme arzusuna bu basamakta rastlanır.
58/47
4- METOT BASAMAĞI
13.04.2015
 Bu basamakta avcı, beceri gerektiren ve dolayısıyla ava daha fazla
kaçıp kurtulma olanağı sağlayan avlanma metotlarına
yönelmektedir. Bu basamağa ulaşmış avcılar kullandıkları
silahların kalibrelerini küçültürler. Örneğin 12 çaplı bir silah yerine
16 çaplı veya çok daha küçük çaplı silahlara (20 veya 36) kendi
özgür iradeleri ile yönelirler. Hatta bu silah, tek kırma veya
ağızdan dolma silah bile olabilir. Bu basamakta avlanma fiili yavaş
yavaş birinci plândaki yerini kaybeder. Avlanmış olmak veya av
sırasında vurup vurmamak artık eskisi kadar önemli değildir. Bazı
hallerde avın kaçması onu sevindirir. Çevre ile farklı boyutlardaki
ilgi bu basamakta yoğunlaşır. Avlanmaya gittiği bölgenin sosyal ve
ekonomik değerleri hakkında bilgi toplama ihtiyacı bu basamakta
başlar. Avlanma süresi, gün içinde olduğu gibi yıl içinde de
kısalmıştır. Kendisine tanınan avlanma limitlerinin altında av
yapmış olması, onu artık eskisi gibi üzmemektedir. Azla da
yeterince haz alınabileceği şeklindeki düşünceler yavaş yavaş
kemikleşme sürecine girmeye başlamış, hatta, değerleri içinde bir
yargı olarak yerine oturmaya başlamıştır.
59/47
4- METOT BASAMAĞI
13.04.2015
 Doğaya bakış açısında köklü değişimler bu basamakta
başlar. Avcının kafasında geçmiş yıllara göre farklı boyutta
soru ve cevaplar oluşmaktadır. Neden? Niçin? Nasıl? ağırlıklı
sorular gündemin yoğunluğunu teşkil eder. Bu basamakta
avcı her konuda seçicidir. İsteklerinden taviz vermez.
Yapılan sohbetlerde yaşanan günün olayları hakkında felsefi
boyutlar içeren ve gittikçe yoğunlaşan ağdalı konuşmalar
ağırlık kazanır. Her konuda ayrıntılara inilmeye başlanır.
Genç avcılara verdikleri öğütlerde daha tutarlı ve
ısrarcıdırlar. Geçmişi sorgulamanın başlangıcı, metot
basamağının son yıllarıdır.
60/47
5- SPORTMENLİK BASAMAĞI
13.04.2015
 Bu basamakta, uzun yıllar boyu yürütülen ve avlarda
üretilmiş ve geliştirilmiş değer yargıları, doğa ile ilgili denge
kavramları, yaşama verilen değer, yaşam armonisi, doğa ve
yaşam sevgisi gibi ana öğeler etken rol oynar. Bu
basamağa ulaşmış avcılar avcılığın doğru kulvarlarda
gelişimi, yaban hayatının doğal sürekliliğinin korunması gibi
konularda zaman ve para harcamayı seçmektedirler. Genç
avcılara avlanmanın prensiplerinin öğretilmesi, habitat
korunması ve geliştirilmesi için oluşan topluluklarda görev
alma ve faal rol yüklenme bu basamakta gözlenmektedir.
Bu basamak avcıya, uzun yılların kazandırdığı tecrübelerin
nimetlerini sunmaktadır. O, pek çok konuda deneyim
sahibidir. Geçmiş yılların ona verdiği kazanımlar
azımsanmayacak kadar çoktur.
61/47
13.04.2015
 Bu basamaktaki avcı, tabir caizse piramitin tepe noktasına
ulaşmak üzeredir. Doğaldır ki bu konum ona, belirgin bir yalnızlığı
bariz olarak yaşatacaktır. Yakın çevresindeki genç avcılar onu,
savunduğu ilke ve evrensel değerlerden ötürü anlamakta güçlük
çekeceklerdir. Yeni yetişen avcıların, onu anlayabilmesi için
uzunca bir zamana ihtiyacı olduğunu, sadece kendisi bilir. Bu
basamaktaki avcı, hemen hemen yalnızdır, duygusaldır ve
alıngandır. Bu yalnızlığını aşmak, kazanımlarını gelecek nesillere
aktarmak için kitap yazar. Fotoğraflardan veya kitaplardan oluşan
arşivine çeki düzen verir. Bilgi birikiminin ne denli önemli
olduğunu, zaman ona acımasızca öğretmiştir.
 Doğa ile uzun yılları kapsayan diyalektiği, hayatın sadece kısa bir
oyun olduğunu, kendisine yüklenen rolün önemini de ona
öğretmiştir. Yaşamın yadsınmaz bir gerçeği olan ölümün, bir tetik
düşürme süresi kadar kısa bir zaman dilimi içinde ona
ulaşabileceğinin artık bilincindedir. Ardında bırakması gerekenleri,
şimdilerde daha iyi algılayabiliyordur. Bu basamaktaki avcının
ulaşmak istediği nihai hedef, geçmişteki kazanımlarının gelecek
nesillere bir disiplin içerisinde aktarılmasını temin etmektir.
62/47
TEŞEKKÜRLER
13.04.2015
63/47
AVCILIĞIN YAZILI OLMAYAN KURALLARI
13.04.2015
 Avcı yanında bulunan kişileri kırmamalı ve kırgınlığı icap
ettiren ne bir kumar ,bahis,iddia ve de bunlara sebep
verecek menfaatlerin açılmasına sebep
vermemelidir.Bilhassa dedikodu şiddetle muzur'dur.
 Avcı hiçbir zaman yanındaki veya karşılaştığı kişileri
gereksiz inciltici şakaları ile kırmamalıdır.
 Avcı bilmelidir ki dünyada en ağır ceza azap ızdırap ve
vicdan azabıdır.Tok bir avcının sırf satmak arzusu ile
yenebilecek bir hayvanı avlaması bayağılığın son
derecesidir.
 Bir avcı ziraat' in fahri yardımcısıdır.
 İlk tüfekte avını vuramıyan bir avcı dinlenmeden ve
rahatlamadan diğer bir ava ateş etmemelidir.
 Sizin için hayatını çürüten köpeğinizi ne dövün ne
dövdürün.İnsan olduğunuzu anlayarak size itaat etsin.(kuş
kaldıran köpeklere ince saçma atanlar anlar)
64/47
13.04.2015
 40 yaşını geçmiş insanlara et muzur muş avcılara ise fayda
verirmiş.Avcı olmayanlarla aradaki farka bakın.
 Kuş tüyünü biriktirin.Yaşlılığınızda çok güzel bir kuştüyü yatağınız
olsun.
 Mütevazi olmalı Bilene ,bilmeyene aşağıdan bakmalı
ki;yüksekliğimiz görünsün.
 Başkasının önünden kalkan ve başkasının köpeği önünde bir ava
atma Bu onun elinden bir şey kapmak gibidir.
 Eğer atıp vurursan avı ona ver karşılığında fişeğini
alabilirsin(BUNU HANGİ ESKİ AVCIYA YAPARSAN ÇOK GÜZEL
DOSTLUKLAR KURARSIN. ZATEN EĞER MİSAFİRSEN BUNU KABUL
ETMEZ.)
 Bir misafir avcının yanında vurduğun avı çantana koyma ona
ikram et.Unutma ki onun sana şehirde yapabileceği mukabele
seninkinden çok daha kıymetlidir.
 Av silahı vurmak içindir atmak için değil.Bu yüzden
vuramıyacağınız mesafeden ava ateş etmeyin.Ya vuramazsınız
veya yaralanmasına sebep olursunuz.
65/47
13.04.2015
 Kimseden ödünç fişek almayın ve vermeyin.Herkesin tüfeği farklı
dolular atar.
 100 av vurulmasına acımayın yokluğu bir senedir, fakat bir
ağaçtaki kurşuna acıyın çünkü onu seneler yetiştirir.
 HİÇBİR ZAMAN VURULAN BİR HAYVANI TEKMELEMEYİN.ÖLÜ BİR
DOMUZ BİLE OLSA ÜZERİNE AYAKLA BASIP FOTOĞRAF
ÇEKTİRMEYİN.UNUTMAYIN Kİ DOĞADA O SİZDEN ÇOK DAHA
ÜSTÜNDÜR.BU DOĞAYA KARŞI ÇOK BÜYÜK BİR SAYGISIZLIKTIR.
 Bir başkasının maruz kaldığı tehlikeyi önleyin,o da sizinkini
önlesin.(Silah kusur yapar lakin sadık bir dost yapmaz.)
 Özellikle büyük hayvan avında başka bir ava (tavşan,keklik gibi)
silah atmak doğru değildir.
 Zenginlere hediye,fukaralara sadaka vermeyi ihmal etmeyin ki bir
gün fakirin bile lütfuna ihtiyacınız olabilir.
 Bir ava arkadaşınızla aynı anda ateş ederseniz sakın avı almaya
kalkmayın.Onun vurmuş olabileceğini düşünün.
 Silahınızla kimsenin izinsiz oynamasına izin vermeyin.Sizde izinsiz
bakmayın.
66/47
13.04.2015
 Vurduğunuz bir ava acıyacağınız tutarsa onu ne siz yiyin nede
çocuklarınıza yedirin.Onu fakir veya bir aça verin ki vicdanınızda
olacak huzur kalbinizdeki ıstırabı dindirsin.
 Önce köpeğini doyur sonra kendini.Kendi kendini doyuran köpek
artık senin değil kendinin olur.
 Av grubundur.Kuş avlarında hisseler ayrı veya ortak olur.Büyük
avlarda eğer deri avcılığı ise avların derilerinin paraları ya av
yapılan köye kalır veya katılımcılara göre pay edilir.
 Et avlarında ise kalabalık eğer av ufaksa grupla beraber
yenilir,eğer 2 kişi iseler yarı yarıya olur; ama avı vuran fazladan
deri baş ve iç organları da alır.
 3 kişi iseler avı vuran baş,deri but ve işkembeyi alır.Diğer hisse
ikiye bölünür.
 Kalabalık büyük eti yenen hayvanların taksimi ise av kişi sayısına
göre bölünür. Herkes sıra ile arkasını dönerek bir hak kabul
eder.Yalnız büyük av hayvanlarında taksimde kopoylar'da bir kişi
kabul edilip onun hakkı köpeğin sahibine verilir.
 Köpeğinizin takip ettiği bir ava başkası silah atarsa av yine
sizindir.Ve vurana ya avdan bir parça verilir veya 5-6 fişek
verilir
67/47
13.04.2015
 Büyük ava acemi köpek götürülmez. Çok ayıptır.
 Alabalık avına giderken yanınızda saf zeytinyağı
bulundurun.Tuttuğunuz bir balığı bu yağın içine atın.15-20
gün sonra ağrıyan yerlerinize çok iyi gelecek bir ilaç yapmış
olursunuz.
 Tavşan vurduğunuz zaman böbrek bölgesinden çıkan yağı
saklayın.Özellikle dolama ve vücuda batan dikenlerin
çıkarılmasında çok faydalı,yaraya bolca sürün ve bir bezle
örtün.2-3 günde dolama ise patlatır,diken ise çıkartır.
 Özellkle tavşan avının kapanmasına yakın üreme mevsimi
olabileceğinden ; bu mevsimde köpeğin önünden kalkan
tavşan muhtemelen erkektir.Ama büyük bir olasılıkla 2. Bir
tavşan da o muhittedir.Genelde bu gibi durumlarda ilk
avdan sonra o bölgeyi terkedip avlanmayın.
 Büyük avlarda tavşan hariç sigara içilmez.Sadece sarpçılar
yangına dikkat ederek içebilir.(DOMUZ AVINDA İSE
KESİNLİKLE İÇİLMEZ)
68/47
13.04.2015
69/47