Transcript Slayt 1

SÜRÜNGENLER
KAPLUMBAĞALAR
KERTENKELELER
YILANLAR
TİMSAHLAR
SÜRÜNGENLER (REPTILIA)
Sürünerek hareket ettiklerinden Reptilia adı verilmiştir.
Permien'in başlangıcında iki yaşamlıların Labyrinthodontia alt
sınıfından, üremek için suya gereksinme duymayan ve
karasal yaşamın koşullarına tümüyle uyum gösteren Reptilia
sınıfı örnekleri oluşmuşlardır.
Çoğu Paleontologa göre sürüngenler beş ana hat boyunca
evrim geçirerek oluşmuşlardır. Bunlar: 1) Memelilerin
meydana gelmesini sağlayan memeli benzeri ilkel
sürüngenler,
• 2) Tümüyle deniz yaşamına uyum göstermiş Ichtyosauria
örnekleri, 3)uzun boyunlu olan ve denizlerde yaşayan
Synaptosauria örnekleri, 4) Kaplumbağalar ve 5)
Dinosaurus'ların timsahların ve uçan sürüngenlerin
oluşmasını sağlayan Archosauria hatlarıdır.
• Derilerinin sert ve keratinli bir yapı göstermesi ve vücutta
pulların bulunması bu hayvanların su kaybını büyük ölçüde
önler, bu nedenle de kurak bölgelerde kolayca
yaşayabilirler. Mezozoik'te 16 takım halinde çok geniş bir
yayılış gösteren bu sınıfın günümüzde yaşayan ancak 4
takımı bulunmaktadır.
Karakteristik özellikleri:
•
1.
Vücut, epidermisten oluşmuş keratinleşmiş
pullardan meydana gelen bir ekzoiskelet (dış iskelet) ile
kaplıdır. Bazen buna ek olarak dermal kökenli kemik
plaklarda bulunabilir. Derideki salgı bezleri çok azdır.
•
2.
İki çift üyeleri vardır. Genellikle her bir üyede 5
parmak ve parmak uçlarında da keratin yapısında
tırnaklar bulunur. Üyeler koşmaya, tırmanmaya ,
sürünmeye uyum göstermişlerdir. Deniz
kaplumbağalarında kürek şeklini almışdır. Bazı
kertenkelelerde üyeler dejenerasyona uğramış, bazı yılan
ve kertenkelelerde ise tümüyle körelmiştir.
• 3.
İskeletleri çok iyi bir şekilde kemikleşmiştir. Kaburga
ve sternum (göğüs kemiği) iç organların iyi bir şekilde
korunmasına yarayan bir göğüs kafesi oluştururlar.
• 4.
Kalpleri, 3 gözlü kalple 4 gözlü kalp arasında bir yapı
gösterir. Bunların kalbi 2 kulakçık vwe kısmen ortadan ikiye
bölünmüş bir karıncık içerir. Timsahlarda karıncık tam
anlamıyla ortadan ikiye bölünmüştür. Alyuvarları çekirdekli
ve oval yapıdadır. Yalnız bir çift aort yayları vardır.
• 5.
solunumları daima akciğerlerle yapılır. Sucul
kaplumbağalarda kloak vasıtasıyla da solunum yapılabilir
6. Vücut sıcaklığı çevreye bağlı olarak değişiklik gösterir
(Poikilothermus). Bunlarda kuş ve memelilerde olduğu gibi
sıcaklık kaybını önleyecek kıl ve tüy şeklindeki oluşumlar yoktur.
Gerekli olan sıcaklığı çevreden alırlar (Ektoterm).
7. Beyinlerinden 12 çift sinir çıkar.
8. Ayrı eşeylidirler. Kopulasyon organları mevcuttur ve
döllenme daima iç döllenme şeklindedir. Yumurtaları büyüktür ve
bir derimsi veya kalker kabuk içerisindedirler. Genellikle
ovipardırlar. Bazı yılan ve kertenkelelerde ovovivipar ve vivipar
şekilde üreme görülür. Segmentasyon meroblastik şekildedir.
Metamorfoz yoktur, yavru yumurtadan çıktığında ergin hayvanın
minyatürü şeklindedir. Gelişme dönemlerinde Amnion, Chorion ve
Allantois gibi embriyonik tabakalar oluşr. Yani yavrunun karada
gelişmesini sağlayan Amniota tipi bir yumurtaya sahiptirler.
• Sürüngenler, iki yaşamlılardan daha evrim geçirmiş bir
sınıftır. Sürüngenlerin iki yaşamlılardan daha evrim
geçirmiş olduğunu kanıtlayan özellikler şunlardır: 1)
Kara hayatına uymuş kuru ve pullu bir derinin
bulunması, 2) Daha hızlı hareketi sağlayan üyelerin
varlığı, 3) Temiz ve kirli kanın kısmen de olsa
birbirnden ayrılmasını sağlayan bir kalbin bulunması,
4) Tam kemikleşmiş bir iskelete sahip olmaları ve 5)
Karada gelişmesini tamamlayan bir embryoyu
koruyacak olan yumurta kabuğunun bulunmasıdır.
• ÖRNEK TÜRLER:
• Emys orbicularus (Benekli kaplumbağa), Testuda
hermanni (Trakya tosbağası), Caretta caretta Adi
deniz kaplumbağası), Cyrtodactylus heterocercus
(Mardin keleri), Draco volans (Uçan dragon),
Chamaeleo chamaeleon (Adi bukalemun), Mabuya
vittata (Şeritli kertenkele), Ophiomorus punctatissimus
(Toprak kertenkelesi), Lacerta viridis (Yeşil
kertenkele), Lacerta saxicola (Kaya kertenkelesi), Eryx
jaculus (Mahmuzlu yılan), Coluber caspius (Ok yılanı),
Naja naja (Kobra), Vipera ammodytes (Boynuzlu
engerek),
1-KAPLUMBAĞALAR (TESTUDİNATA)
• Diğer canlılara göre özellikle Avrupa ve ülkemiz kamuoyu
tarafından Caretta caretta türü aracılığıyla iyi tanınan
hayvanlardır. Bu canlıların en belirgin özelliği; pasif bir
savunma organı olan, vücudu dıştan saran ve üzeri keratin
yapı ile örtülü kemik plakalardan oluşmuş zırhlarının
olmasıdır. Bu zırhlar, kenarlardan bağ doku ile birbirine
bağlanmış, carapaks denen (dorsal) kısım ile plastron
denen karın( ventral) kısımdan oluşmuştur. Bu zırhın ön
kısmı; ön bacaklar ve baş için arka kısımda; arka bacaklar
ve kuyruk için açık kalmıştır. Kaplumbağaların başka ilginç
bir özelliği ise ağız yapılarıdır. Bu hayvanların dişleri yerine
kuşların gagalarına benzer yapılı bir çeneleri vardır.
• Özellikle etobur olanlarda bu çene keskin kenarlıdır. Etsi
olan dilleri ise geniş, kurbağaların aksine dışarıya
fırlatılamaz yapıdadır. Kaplumbağaların gözlerinde göz
kapaklarının bulunması, karada yaşayanlarda kazmaya, su
da yaşayanlara yüzmeye uyum sağlamış beş tırnaklı
ayakların olması da ayrı bir ayırıcı bir özelliktir.
•
•
•
•
•
•
ÜREMELERİ: Çiftleşme esnasında erkeğin ses çıkararak
zırhlı bir dişiye vurması bu canlılara özgü bir çiftleşme
davranışıdır. Bütün kaplumbağalar sert ve elastik kabuklu
yumurtalar ile çoğalır. Dişiler yumurtalarını kazdıkları
toprak içerisine veya toprağın, kayaların oyuk kısımlarına
koyarlar.
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Bu canlılar uzun süre hatta bazı türleri bir yıl
açlığa dayanabilir. Vücutları oval biçimdeki bir kabuk
içerisinde yer almıştır. Bu kabuk kemiğimsi yapıdaki
plakalardan oluşmuştur. Kaplumbağalarda göğüs
bölgesindeki omurlarda kaburgalar, sırt tarafından kabuğa
kaynaşmış olduğundan söz konusu kabuk, hayvan
tarafından terk edilemez. Dişleri yoktur fakat besinlerini
tutabilecek keratin çıkıntılar vardır. Parmak uçlarındaki
tırnaklar toprağı kazmaya ve yürümeye yardımcı olurlar.
Kara kaplumbağalarında üyeler kısa olmasına karşın deniz
kaplumbağalarında ise yüzmede kullanıldığından kürek
şeklini almışlardır.
2/ TİMSAHLAR (Crocodilia)
• Bu canlılarda vücudun baş, boyun, gövde ve kuyruk
kısımlarından oluşması belirgin bir özelliktir. Ayrıca üyelerinin
parmaklar ucunda keratinden oluşmuş tırnakların bulunması,
parmak aralarında perdelerin yer alması, ağızda dişlerin mevcut
olması, burun deliklerinin varlığı, alt-üst göz kapaklı büyük
gözlerin başın yanında yer alması ilk bakışta göze çarpan diğer
özelliklerdir. Vücutları baş, boyun, gövde ve kuyruk olmak üzere
4 kısımdan meydana gelmiştir. Parmak uçlarında keratin
tırnaklar ve parmak aralarında perde vardır. Ağızda dişler,
burun bölgesinde iki burun deliği ile kafanın yan tarafında iki
göz bulunur. Gözlerde üçüncü göz kapağı ve baş bölgesinde
küçük kulakları vardır. Arka ayaklarının yanında anüs vardır.
3/ KERTENKELELER (ZAVRİA);
• bazı türlerinde körelmiş olmalarına karşın 4 üyeli
canlılardır. Gözlerinde göz kapakları vardır. Birçok
kertenkele türünde kuyruk omurgasında gerektiğinde
kuyruğun kopmasında rol oynayan bir kıkırdak plaka vardır.
Bu kuyruğun kopma işlemi genelde kertenkelelerin
düşmanlarıyla karşılaşması esnasında olur. Düşman,
kuyruğun kopan kısmıyla meşgul olurken kertenkele
oradan uzaklaşmış olur. Daha sonra kopan bu kısım
yenilenir. Bu yenilenen kısımdan yeni bir kuyruk omuru
oluşmaz fakat buna karşın kıkırdak uzantısı yeni kuyruğu
oluşturur. Her yöne hareket edebilen dilleri vardır.
• Kertenkelelerin büyük çoğunluğunun etobur olmasına
karşın bazı türleri de otoburdur. Sadece Güney Amerika’da
yaşayan ve zehir dişleri alt çenelerinde yer alan bir tek tür
zehirlidir. Bunun dışındaki ve ülkemizde de birçok çeşitli
türü bulunan kertenkeleler zehirsizdir. Bunun dışında
kertenkelelerin en büyük dikkat çeken özellikleri
bulundukları ortamın rengine uygun renk değişimini kendi
vücutlarında çok iyi gösterebilmeleridir. Bu da vücutlarında
bulunan pigment hücrelerini bir araya toplama ya da
uzaklaştırmalarıyla mümkün olmaktadır.
• ÜREMELERİ: genelde kertenkeleler, zarsı bir kabuk ile
örtülmüş yumurtalarla çoğalmalarına rağmen, bazı türleri
örneğin Lacerta vivipara, ovivivipar bir üreme şekli
gösterir. Vücutları değişik şekillerde olabilir. Bazılarında
vücut yuvarlak ve uzun olduğu gibi bazılarında darsoventral olarak yassılaşmıştır. Üyeler uzun kısa kalın ve ince
şekillerde olabilir. Bazılarında ise hiç olmayabilir. Bunlar
solucanlar gibi toprak altında yaşarlar. Kuyruklu olanlarda
hızlı hareket etme esnasında canlıyı dengede tutmaya
yarar.
4/ YILANLAR (SERPENTES);
Bu canlılar oldukça büyük avları yakalayıp yutmakla
özelleşmiş ve birçok kimsede korku uyandıran yüzeysel
olarak hemen herkes tarafından tanınan, bacakları tamamen
körelmiş ve ince uzun bir vücuda sahip canlılardır. Uzun ve
yuvarlak vücut yapılarına sahiptir. Üyeleri yoktur. Boğa ve
pitonlarda arka üyeler körelerek deri içerisinde kalmıştır. Göz
kapakları yoktur. Dişler ağız tavanında ve çenelerde meyilli
bir şekilde bulunur. Bazı yılanlarda besinleri yutmaya yarayan
dişlerin yanında bir çift de zehir dişleri vardır. Günümüzde en
büyük kara hayvanlarının sürüngenlerde olduğu kabul
edilmektedir. Bunlar tamamen etobur canlılardır ve göz
kapakları yoktur. Bazıları avlarını önce boğar ve sonra yutar.
Tükürük salgı bezinin zehir salgıbezine dönüştüğü bazı
Türlerinde ise av, zehir dişleriyle öldürülür ve daha sonra yutulur.
• Yılanlardaki kıvrıla kıvrıla harekette kendilerine özgü bir
davranıştır. Bunun dışında bazı türler iyi yüzücü bazı türler
de iyi tırmanıcıdırlar. Çöl yılanları ise vücutlarının kenarları
üzerinde rüzgar gibi hızlı hareket ederek kızgın kumlardan
korunur. Bazı yılanlarda kendilerini ok gibi fırlatarak
hareket dereler ve bu yüzdendir ki haklımız arasında uçan
yılanlar ifadesiyle sık sık karşılaşılmaktadır. Bu canlılardaki
başka bir ilginç özellikte gelişmelerini sağlamak için deri
değiştirme davranışı göstermeleridir bu kerten kelelerde de
söz konusudur. Yılanları diğer canlılardan ayrı kılan başka
bir yapı da ağızlarındaki dişlerdir. Düz olan dişler zehirsiz,
arka da bulunan yarık dişler az zehirli ve ön üst çenede yer
alan yarık ya da oyuk dişler zehirlidir.
• Birçok canlıda, koku alma görevini, koku alma organı olan
burun yerine getirirken, yılanlarda bu işi dil üstlenmiştir. Dil
hareketlerinin görevi ise kokuyu algılamak ve bu algıları
özellikle ağız boşluğunda bulunan organa iletmektir.
Yılanlar sağırdır ve aynı zamanda kötü bir görme duyusuna
sahiptirler. Fakat buna karşın, ağız boşluğunun üst
damağında iki kese içinde yan yana bulunan “Jacobson”
olarak adlandırılan organ yardımıyla yönlerini bulurlar. Bu
durum, çatallı olan dilini dışarı çıkartması ve bu dil ile
çevrede bulunan kokulu maddelerin moleküllerini alması
ve daha sonra bu dilin ucunu, koku maddelerini alan
Jacobson organının iletmesiyle mümkün olmaktadır.
• Bunlara ilaveten engerek yılanları, gözleri ile burun delikleri
arasında bir organ sayesinde çevredeki sıcaklık değişimini
belirleyebilmekte, bu organ yardımıyla avları olan
sıcakkanlı hayvanların izlerini rahatlıkla bulabilmekte ve
daha sonra afiyetle midelerine indirmektedirler. Yılanlardan
söz açılınca hangi yılanların zehirli olabileceğini
değinmeden geçmek doğru olmaz.
•
•
•
•
•
•
•
•
Zehirli yılanların:
Kafaları üzerinde çok sayıda küçük pullar vardır.
Göz ve üst çene arasında çok sıralı pullar vardır.
Gözbebekleri dikey (elips) şekildedir.
Kuyrukları kısa ve küttür.
Genelinde başları üçgen şeklindedir.
Geneli çok güzel renklere sahiptir. Bu canlıların menulerine
bakacak olursak, ortak olan besinlerini şu şekilde
sıralayabiliriz.
– Böcekler
– Solucanlar
– Salyangozlar
– Amfibiler
– Kemiriciler
– Küçük kuşlar (yılanlar tarafından)
– Kaplumbağalar ( timsahlar tarafından)
– Memeli hayvanlar
Kertenkeleler (kertenkeleler ve yılanlar tarafından )
Besinlerden de anlaşılacağı gibi bu canlılar, bir biyolojik denge
içerisinde yaşamlarını sürdürmektedirler. Eğer insanlar tarafında
bu canlıların populasyon oranları biyolojik denge aleyhine
değiştirilse ki öyle yapılıyor, biz insanlar için uzun vadede büyük
problemler ortaya çıkacaktır. Örneğin, bir ekolojik alanda yılanları
ortadan kaldırdığımızı varsayalım; bu durumda bu alanda
yılanların özellikle severek beslendikleri kemirici populasyonu
büyük patlamalar gösterecek ve bu kemiriciler insanların baş
belaları durumuna gelebilecektir.
Bu örnek sadece yılanlar için değil söz konusu olan tüm
Canlılar için de geçerlidir. Bundan dolayı bir çoğunu
düşman olarak gördüğümüz sürüngenleri tüm Avrupa
ülkelerinde olduğu gibi koruma altına almalı ve bu
canlıların insanlara olan dolaylı ve dolaysız faydaları
kamuoyuna çeşitli iletişim araçları ile anlatılmalıdır.
GENEL ÖZELLİKLERİ
• Beden sıcaklığı değişken, amniyonlu, dört ayaklı
omurgalılar sınıfıdır.
• Kara yaşamına uyum sağlamışlardır ve soğukkanlı ya
da değişken ısılıdırlar.
• Sürüngenlerin iyice keratinleşmiş bir derisi vardır ve
üzeri dış deri kökenli pullarla kaplıdır.
• Kafatası bir tek artkafa lokmasıyla omurgaya
eklemlenir.
• Kalp; iki kulakçık ve bir karıncıktan oluşur.
• Akciğer karmaşık yapıdadır ve arka tarafında hava
keseleri bulunur.
• Sindirim borusu genellikle kalın bir dil ve beslenme
rejimine uyarlı dişlerden oluşur.
• Duyu organları sürüngenlerde birtakım
özellikler gösterir: yılanın ek koklama organı
gibi…
• Türlerin çoğu yumurtlayarak ürer.
• Sürüngenlerin yumurtaları telolesittir ve
kireçli ya da parşönimsi bir kabukla korunur.
• Günümüzde yaklaşık 6000 sürüngen türü
vardır.
• Sürüngenlerin pek çok fosil biçimine rastlanır;
bunların en görkemlileri dinazorlardır.
• Yaşayan en küçük sürüngenler sakangurlardır.
KAPLUMBAĞALAR
• Vücutları üzerinde kemik plaklardan
oluşmuş bir dış iskelet vardır.
• Kaburgalar, bağanın üst bölümünün
altındadır ve akciğerler buraya yapışık
haldedir.
• Kloak; üreme, sindirim ve boşaltım
ürünlerinin dışarı bırakıldığı ortak açıklıktır.
• Kemik plaklarının üstü, epidermis kökenli
keratin plakalarla örtülüdür.
• Çenelerinde diş bulunmaz.
• Yumurtalarını karada açılan çukurlara
bırakırlar.
1.Yılan Boyunlu Kaplumbağalar
(chelidae)
• Baş ve boyun oldukça
uzundur.
• Yarı suculdurlar.
• Güney Amerika, Yeni
Gine ve Avustralya’da
yayılış gösterirler.
Matamata
Hydromedusa Tectifera
2. Kinosternidae
• Plastron tam kemikleşmemiştir, kısmen
yumuşak kalmıştır.
• Kuyrukları kısadır.
3.Tatlısu ve Bataklık
Kaplumbağaları (emydidae)
• Yüzmeye bir uyum
•
•
•
olarak bağları ve üyeleri
hafifçe yassılaşmıştır.
Boyun ve kuyruk oransal
olarak uzundur.
Baş bölgesinde plakalar
bulunmaz.
Parmakları arasında
perde bulunabilir.
•Benekli kaplumbağa
4. Bataguridae
• Yarı suculdurlar ve tatlı sularda yaşarlar.
• Parmaklar arasında yüzme perdeleri bululur.
•ÇİZGİLİ KAPLUMBAĞA
5. Kara Kaplumbağaları, Tosbağalar
• Bağa tam olarak kemikleşmiş ve bombelidir.
• Baş, boyun, üyeler ve kuyruk bağa içerisine çekilebilir.
• Üyeler silindirik yapıdadır ve her üye 4-5 tırnak taşır
•Testudo Graeca (tosbağa)
Geochelone
Testudo Hermanni
6.Yaygın Deniz Kaplumbağaları
• Yaşamlarının çoğunu denizde geçirirler sadece
•
•
•
•
•
yumurta bırakmak için karaya çıkarlar.
Boyları bir metreye kadar ulaşabilir.
Bağa yassı olur, tam kemikleşmemiştir.
Üyeler genişlemiş ve kürek şeklini almıştır.
Üyelerdeki tırnaklar sayıca azalmıştır.
Baş ve boyun bağa içerisine çok azı çekilebilir.
7. Kösele Derili Deniz Kaplumbağaları
•
•
•
•
•
Omurlar ve kaburgalar, kabuk ile kaynaşmamıştır.
Sırttaki kemik plakalar üzerinde, köselemsi kalın bir deri bulunur.
Boyun, kabuk içine çekilemez.
Ayaklar kürek şeklindedir.
Oldukça iri türlerdir.
Deri Sırtlı
Kaplumbağa
8.Yumuşak Kabuklu Kaplumbağalar
• Bağa oldukça yassıdır ve sadece deri ile örtülüdür.
• Baş ve boyun, bağa içerisine tamamen çekilebilir.
• Burun delikleri, başın ön kısmında bulunan hortum
•
•
•
•
•
şeklindeki yapıya açılır.
Dudaklar etli yapıdadır.
Üyeler yassı yapıda olup, parmaklar arasında yüzme
zarı bulunur.
Arka üyelerde üç adet tırnak bulunur.
Su altında uzun bir süre kalabilirler(15 saat).
Akciğer, ağız içi ve deri solunumu yaparlar.
Trionyx Triunguis
Trionyx Triunguis
KERTENKELELER
• Kertenkeleler genelde gündüzcü, böcekçil küçük
•
•
•
bedenli ve hareketli sürüngenlerdir.
Çatallı ve çok hareketli bir dilleri, hareketli göz
kapakları, kulak zarları ve çenelerinin iç kenarlarında
dizili dişleri vardır.
Kuyruk ve gövde omurları tam olarak
kaynaşmadığından tehlike anında kuyruklarını
bırakabilirler ve yeniden oluşturabilirler.
Geceleri yeraltı yuvalarına sığınırlar ve gündüzleri
güneşe çıkarak beden içi sıcaklıklarını dengelerler.
1. Gece Kertenkeleleri, Gekolar
• Küçük vücutlu, iri gözlü ve çoğunlukla geceleri aktif
kertenkelelerdir.
• Sırt bölgelerinde tüberkül veya kabartılar bulunabilir.
İki çift bacak ve her bacakta 5 parmak bulunur.
Parmaklar, çoğunlukla yapışma kıvrımları taşır ve uç
kısımları farklılık gösterir.
• Erkek bireylerde kuyruk genellikle şişkindir.
Gekko gecko (geko)
Yaprak Parmaklı Keler
Geniş Parmaklı Keler
2. Iguanalar
• Sırtta ve kuyruğun üst kısmında, genellikle derimsi taraklar veya
•
•
dikenler bulunur.
Dilleri dışarıya uzatılamaz.
Kuyruk, oransal olarak uzundur.
Conolophus amblyrhynchus
(Kara ıguanası)
Iguana iguana (genç) (yeşil iguana)
3. Baziliskler
• Yanlardan basık
•
gövdeleri, uzun bir
kuyrukları, iyi gelişmiş
uzun üyeleri, ibik
görünümlü bir
tepelikleri vardır.
En ilginç özellikleri, su
yüzeyinde ayakları
üzerinde dikelerek
koşabiliyor olmalarıdır.
4. Kelerler
• Gözler uzunlamasına
•
•
konumlanmıştır ve hareketli
göz kapakları vardır.
Görme yetenekleri zayıftır.
Baş ve kuyruk kısımlarında
genellikle dikensi yapılar
bulunur.
Renk değiştirme yetenekleri
vardır.
Laudakia stellio (dikenli keler)
Kaya Keleri
5. Bukalemunlar
• Gövde yanlardan basıktır,
•
•
•
•
baş üzerinde miğfer benzeri
bir çıkıntı bulunur.
Konik çıkıntıların üzerinde
bulunan gözler, birbirinden
bağımsız hareket etme
yeteneğindedir.
Vücudun 1-1,5 katı kadar
olan dilin fırlatılmasıyla
avlanılır.
Ortam rengine uyum
sağlama yetenekleri
yüksektir.
•Chamaeleo spp. (bukalemun)
6. Parlak Kertenkeleler
• Vücut ince uzun ve parlak görünümlüdür.
• Gövdenin üst ve alt kısmı, aynı tip pullarla örtülüdür.
• Üyeler, vücuda göre oransal olarak kısadır.
• Göz kapaklarında bulunan pencere sayesinde, gözler
kapalı iken bile görüş sağlanır.
• Bazı cinslerde, alt ve üst gözkapakları birleşerek,
gözün önünde saydam bir perde oluşturmuştur.
7. Teiidae
• Amerika kıtasında
yayılış gösteren
kertenkelelerdir.
Tupinambis spp
8. Gerçek Kertenkeleler
• Ülkemizde bulunan kertenkele türlerinin büyük çoğunluğu bu
•
•
aileye dahildir.
Tipik kertenkele vücut yapısı görülür.
Kulak açıklığı her zaman mevcuttur. Kuyruk her zaman uzundur
ve kolayca bırakılabilir.
Lacerta cappadocica
Lacerta agilis
Podarcis Muralis
Darevskia praticola
Lacerta agilis
9. Dev Kertenkeleler, Varanlar
• Oldukça iri yapılı
•
•
•
Varanus komodoensis
(komodo ejderi)
kertenkelelerdir.
Komodo Adası'nda yaşayan
komodo ejderinin (Varanus
komodoensis) boyu 3 metredir.
Kulak açıklığı belirgindir.
Gözkapakları çok iyi gelişmiştir.
ince ve uzun olan dil, ön
kısımda belirgin şekilde
çatallıdır. Dişler büyük, sivri ve
geriye kıvrıktır.
Güçlü üyeleri vardır ve hareket
kabiliyetleri iyi gelişmiştir. Çok
iyi koşucular olarak bilinirler.
Varanus exanthematicus
Varanus griseus (dev kertenkele)
10. Cordylidae
• Afrika'da, Sahra çölünün güneydoğusunda ve Madagaskar'da
•
•
•
yayılış gösterirler.
Vücut çevresinde geniş pullar ve bu pulların üzerinde dikenler
bulunur.
Kuyruklarındaki sivri pullar, savunmada kullanılır.
Ovovivipardırlar, yavrularını canlı olarak dünyaya getirirler.
Gerrhosaurus spp.
Cordylus spp.
11. Anguidae (Yılanımsı Kertenkeleler)
• Üyeler çeşitli derecelerde körelmiştir ve vücut genellikle bir yılan
•
•
görünümündedir.
Serbest göz kapakları bulunur ve gözbebekleri yuvarlaktır. Kulak
açıklığı genellikle belirgindir.
Bir kısmı toprağa gömülerek yaşar.
Oluklu Kertenkele
Yılan Kertenkele
12. Zehirli Kertenkeleler
• Zehirli olan tek kertenkele
•
•
•
•
ailesidir.
Kuzey Amerika'da yayılış
gösterirler.
İri ve şişman gövdeleri, kısa ve
tombul kuyrukları vardır.
Koyu renk üzerine parlak
beneklidirler. Derilerinde kemik
plakalar bulunur.
Dişleri geriye doğru kıvrıktır.
Altçenelerindeki dişler, zehir
bezlerine bağlıdır.
Yılanlar
• Dış kulak açıklığı, kulak zarı, dış ve orta kulak ile östaki borusu
bulunmaz.
• Üyeler körelmiştir. Ancak bazı gruplarda üye kalıntılarına
rastlanır.
• Gözkapakları yoktur, gözü örten sabit bir şeffaf plak bulunur.
• Vücut ince, uzun ve silindirik şekilli olup, pullarla kaplıdır.
• Çatalsı dil, ağız kapalıyken bile dışarı uzatılabilir. Dile yapışan
koku partikülleri, koku almadan sorumlu olan Jacobson
organına iletilir.
• Çene kemikleri kaynaşmamıştır. Çenenin sağ ve sol yarıları ile,
alt ve üst çeneler birbirinden ayrılabilir. Bu yapı özelliği
sayesinde, kendilerinden çok daha iri avları bile rahatlıkla
yutabilirler.
• Kaburgaları çok sayıdadır.
• Sol akciğer körelmiştir, sağ akciğer ise vücut boyunca uzanır.
Diğer tüm organlar da uzun yapılıdır.
• Boşaltım ürünleri ürik asit formundadır.
• İç döllenme görülür.
• Bazılarında güçlü zehir bezleri ve çeşitli tipte zehir dişleri
bulunur. Çoğu türde ayrıca, savunma veya karşı cinsin ilgisini
çekme amaçlı olarak koku bezleri vardır.
1.Typhlopidae (Kör yılanlar)
• Bir uçtan bir uca aynı kalınlıkta (silindir şeklinde) olan vücudun
hem üst hem de alt kısmı pullarla örtülüdür.
• Renk ve görünüş, solucanı andırır.
• Toprak içinde veya taşların altında yaşarlar. Hemen hepsi
kazıcıdır.
• Oldukça küçük olan gözler, baş plaklarının altında
konumlanmıştır.
• Kuyruğun uç kısmında küçük bir diken bulunur.
2. Leptotyphlopidae
• İnce ve uzun yapılıdırlar.
• Kalça kemerinde üye kalıntıları (ilium,
ischium, pubis ve femur kemikleri)
mevcuttur.
İpliksi Yılan
3.Pitonlar ve Boa Yılanları
• Oldukça iri yılanlardır.
• Kurak ve kumlu yerlerde yaşar, avlarını sıkarak ve boğarak
•
•
•
•
•
öldürürler.
Vücudun alt kısmı, tek sıra halinde dar plakalarla örtülüdür.
Başın üstünde küçük pul ve plaklar bulunur.
Akciğerleri çifttir. Kalça kemeri Boalar canlı doğururlar, pitonlar
ise yumurtalarının üzerinde kuluçkaya yatarlar. ve arka üye
kalıntıları mevcuttur.
Görme duyuları zayıftır. Gözbebekleri dikeydir. Bu aile
üyelerinde, kızılötesi ışınlara duyarlı çukur organları bulunur.
Avlarının yerini, vücut sıcaklığı yardımıyla, karanlıkta bile tespit
edebilirler.
Boalar canlı doğururlar, pitonlar ise yumurtalarının üzerinde
kuluçkaya yatarlar.
ağaç pitonu
gökkuşağı boa
piton
4. Colubridae
• Dünyanın en kalabalık yılan grubudur. Yurdumuzun en
•
•
•
•
•
uzun yılanları da, bu aileye aittir.
Yarı zehirli türleri de içerir.
Ancak bu türlerde de zehir dişleri oldukça geridedir.
Başta daima 9 adet, büyük ve simetrik plaka bulunur.
Gözbebekleri yuvarlaktır.
Akciğerleri tektir. Hem alt hem de üst çenede dişler
bulunur.
Kalça kemeri ve arka üyelerin kalıntısına rastlanmaz.
(
Çukur Başlı Yılan
•
Dasypeltis spp. (yumurta yılanı)
5. Engerekler
• En gelişmiş yılanlardır. Baş, boyundan daha geniş olup üçgen
•
•
•
•
•
şeklindedir.
Baş üzeri, küçük pullarla örtülüdür. Vücut pulları karinalıdır.
Gözbebekleri dikeydir. üyelerinin tamamı zehirlidir.
Zehir, üstçenede bulunan zehir dişleri ile verilir ve kan yoluyla
ilerler (hematoksik).
Yavrularını canlı olarak dünyaya getirirler.
Crotalinae (çıngıraklı yılanlar) alt ailesinde de ısıya duyarlı çukur
organları bulunur.
Çıngıraklı Yılanlar
• Crotalus (Cerastes) spp.
•Agkistrodon spp. (mokasin)
6.Kobralar
• Dünyanın en zehirli yılanları, bu aileye
aittir.
• Zehir dişleri öndedir. Zehirleri sinir
sistemi üzerine etkilidir (nörotoksik)
ve çoğunlukla felç edicidir.
• Elapinae (kobralar) alt ailesinde,
başın yukarıda tutularak ürkütme ve
saldırı pozisyonuna geçilmesi tipiktir.
Mercan
yılanı
Kral Kobra
Deniz Yılanları 
Laticauda spp
TİMSAHLAR
HAYVANLAR ALEMİ
OMURGALILAR
BALIKLAR
SÜRÜNGENLER
KUŞLAR
MEMELİLER
ANFİBİLER
OMURGASIZLAR
SÜRÜNGENLER
KERTENKELE
TİMSAH
YILAN
KAPLUMBAĞA
TİMSAHLAR
• Suda yaşarlar.
• İri kalın derili vücudu kemik levhacıklarla kaplı, uzun çeneli
büyük hayvanları kapsar.
• Timsahta iki çift bacak da birbirine eşittir.
• Ayaklarda dörder parmak ve bunların arasında yüzme perdesi,
ayakların ucunda kuvvetli tırnaklar bulunur.
• Sürüngenler arasında vücut yapısı bakımından en çok evrim
geçirmiş olan hayvan timsahtır; mesela bunlarda yürek dört
gözlüdür; dişler çene kemiğine gömülüdür; üst çenede damak
vardır.
• Tropikal nehir, göl ve bataklıklarda gezer ve yüzerler.
• Timsah suya dalınca kulak ve burun delikleri ve göz perdeleri
•
iyice kapanır; dil ise soluk alma borusunu bir kapak gibi
örttüğünden ciğerlerine hiç su gitmez.
Bataklık sularının acımasız hayvanları timsahlar leş ve değişik
•
hayvanlarla beslenirler.balıkları, böcekleri ya da ırmak kenarına
su içmeye gelen kara hayvanlarını yiyerek karınlarını doyururlar.
Hantal görünüşlerine karşı, çok hızlı, atak ve hareket yetenekleri
•
oldukça gelişmiştir.
Timsahlar et yediklerinde dişlerinin aralarında et parçaları
kalınca ağızlarını açarlar. Timsah kuşları da büyük bir rahatlık
içinde timsahın açık olan ağzından içeri girip dişlerinin
arasındaki etleri temizliyorlar. Timsah kuşu, dilerse timsahın
burnuna çıkıyor ve dışarıdan parçayı çıkarmaya çalışıyor.
• Akciğer solunumu yaparlar. Akciğerin vücut içinde bulunuşu
solunum yüzeyinin daima nemli kalmasını sağlar.
• Sürüngen olarak timsahın kalp yapısı diğer sürüngenlere göre
daha farklıdır. Karıncıklarında tam perde olduğundan dolayı kalp
dört gözlüdür. Ama vücudunda yine kan karışık olarak dolaşır.
Çünkü kalpten çıkan iki atardamar arasındaki kanal temiz ve
kirli kanın karışmasına neden olur. Bunun için timsahlar da
soğuk kanlıdır.
• Boşaltım ürünü olarak suda çözünmeyen ürik asit kristalleri
atarlar. Böylece vücuttan aşırı derecedeki su kaybı önlenmiş
olur.
• Yumurtayla çoğalarak ürerler. Döllenme ana canlının
•
vücudunda gerçekleşir. Döllenmiş yumurta dış ortama bırakılır
ve yavru gelişimini yumurta kabuğu içinde dış ortamda
tamamlar.
Timsah yavruları yumurtadan 7, 8 haftalık bir kuluçka
devresinden sonra çıkar. Çok kısa bir zaman içerisinde
büyüyüp gelişirler. Yetişkinlerin boyu 4, 5 metreyi aşar; uzun
ömürlüdürler, 80 yıl kadar yaşarlar.
• Bazı timsah türleri yuvalarını toprağın üzerine yaparlar. Bu
yuvalarda malzeme olarak kimi zaman yaprakları, dalları, kimi
zamansa çamuru kullanırlar. Bu malzemeleri topladıktan sonra
anne timsah yaklaşık iki metre genişliğinde, bir metre
yüksekliğinde bir yığının içerisine yumurtalarını yerleştirir, sonra
da üzerlerini kapatır. Yapraklar ve dallar çürüdükçe yumurtaları
sıcak tutabilmek için gerekli ısıyı onlar sağlar.
• Anne timsahlar genellikle yumurtaları koruyabilmek için yuvanın
yakınında kalırlar.
• Annelerinin koruması altında olan yavru timsahların
burunlarının ucunda yumurtalarının kabuklarını kırabilmelerine
yardımcı olacak sivri uçlu dişleri vardır. Yumurtadan çıkar
çıkmaz bu dişler hemen dökülür.