Transcript İndir

BİLİŞSEL PSİKOLOJİ
Ders 2: Bilişsel Psikolojiye Giriş
Yrd. Doç. Dr. Şaziye Senem BAŞGÜL
Çocuk ve Ergen Psikiyatristi
Hasan Kalyoncu Psikoloji
Lisans 1. Sınıf, 2013-2014
İnsan, Evren’deki en karmaşık canlı yapıdır.
İnsandaki en karmaşık yapı olan beyin ise tüm
zihinsel faaliyetlerin kaynaklandığı ve
yönlendirildiği organdır.
İnsan beyni ve dolayısıyla zihni, kendisini
araştırabilen, kendisinin farkında olan yegâne
canlı yapı olma nedeniyle diğer karmaşık
yapılardan ayrılır.
Tarihsel olarak psikoloji başlıca üç evre geçirmiştir:
Başlangıç evresi,
Davranışçı evre
Bilişselci evre
Başlangıç evresinin niteliğini veren çalışmaların bir yandan duyum, algı,
bellek gibi ‘bilme’ye, diğer yandan içebakış gibi ‘bilinç’e ilişkilidir. Analitik
yaklaşımın katkılarıyla da psikolojinin bu ilk döneminde bilme ve bilinç en
önemli kavramlar olarak yer bulur.
İkinci evrede gözlenebilir davranış alanına odaklanılmıştır. Bu dönemde beynin
fiziksel altyapısında olup bitenlerle zihinde olup bitenler arasındaki bağıntılar
henüz yeterli sağlamlıkta kurulmamıştır.
Üçüncü evrede zihin-beden ayrımına dayalı görüşün giderek zayıflamış ve
davranışın yanı sıra davranan da ele ele alınmaya başlamıştır. Bu noktadan
itibaren psikoloji, araştırma nesnesi olarak sadece sonuç ürünlerini değil,
başlangıç nesnesini, yani özneyi de çalışmaya başlamış ve bilişsel yaklaşım ele
alınmıştır.
Biliş,
Bireyin bilgi edinmesini, sorunları çözmesini ve
geleceğe yönelik planlar yapmasını sağlayan algı,
bellek ve bilgi işleme gibi zihinsel süreçleri
göstermek amacıyla kullanılan bir terimdir.
İnsanlar düşünür, plan yapar, hatırladıkları bilgiyi
temel alarak karar verir ve dikkat gerektiren
uyaranlar arasında seçici bir ayrım yaparlar.
Bu alanda,
Neisser
Gregory,
Newell and Simon,
Chomsky,
Piaget
Kohlberg
Craik
Çalışmalar yapmıştır
Neisser’in tanımıyla,
«Biliş terimi, duygusal girdilerin dönüştürüldüğü,
azaltıldığı, yeniden gözden geçirildiği,
depolandığı ve kullanıldığı bütün süreçlere işaret
eder. Açıkcası biliş, insanoğlunun yapabildiği her
şeyi içermektedir ve her psikolojik fenomen bir
bilişsel fenomendir».
Şöför / Polis örneği /syf 5 tablo 1
2 dakikadan kısa zaman alır.
Analiz edilen, algılanan bilgi miktarı çok fazladır.
Davranışların kendileri önemli unsurlar
olmalarına rağmen, bu tür faliyetlerin arkasında
«içsel sistemler» bulunur. Bu bilişsel psikolojinin
alanıdır.
İngiliz psikolog Kenneth Craik,
beynin bir bilgisayar gibi dış olayları örnek alma ve onlara
paralel yapılar kurma yeteneği olduğunu vurgulamıştır.
Psikolog Craik'e göre eğer, organizma kafasının içinde dış
gerçekliğin ve onun olası tüm eylemlerinin "küçük ölçekli
bir modelini" taşıyorsa, birçok seçenek deneyip en iyisini
seçebilir, gelecekteki durumlara olayların bilgisini
kullanabilir ve karşılaştığı acil durumlara çok daha
kapsamlı, güvenli ve uzmanca bir yaklaşımla tepki
gösterebilir.
"Zihinsel gerçeklik modeli" psikolojide bilişsel yaklaşımın
merkezini oluşturmaktadır.
Bilişsel kuramın olumlu yönleri:
• Davranışçıların gözardı ettiği zihinsel süreçler üzerinde
durmuş ve bu süreçleri araştırma konusu yapmıştır.
• Bireysel kontrol üzerinde durmuştur.
• Daha fazla araştırma yapma amaçlamıştır.
Bilişsel kuramın olumsuz yönleri:
• Bilişsel kuram davranış üzerine etkisi olan duygusallığı
ve çevresel faktörü tamamen gözardı etmiştir.
• Deneyler genellikle laboratuvar ortamında
gerçekleştirilmiştir ve doğal değildir.
Bütüncül bir kavram olarak bilinci doğrudan ele
almanın güçlütür.
Elimizdeki bilgi ve teknolojiyle bilinci doğrudan
çalışmak pek olası görünmüyor.
Büyük olasılıkla bilinç, pek çok farklı zihinsel
yapı, süreç ve işlevin bir araya gelerek
oluşturduğu bir zihinsel duruma karşılık
gelmektedir.
• Bilişler, doğrudan gözlenemeseler de, gözlenebilir
uyaranla ölçülebilir tepki arasındaki ilişkiyi önemli
ölçülerde etkileyen ve biçimlendiren ara
değişkenlerdir.
• Bilişsel işlevlerin uyaranla tepki arasında etkili
olduğu, uyaranın birey için taşıdığı anlamı
belirlediği ve bu anlam temelinde tepkinin
başlatıldığı varsayılır.
• Dolayısıyla, bilişsel kuramda içsel ve bilişsel
süreçlerin doğasını ve işleyiş biçimini anlamaya
karşı, uyaranların fiziksel niteliklerine karşı
olduğundan daha büyük bir ilgi söz konusudur.
Bilişsel psikoloji,
Duyum, Algı ,Örüntü tanıma,
Dikkat, Bilinç, Öğrenmek, Bellek,
Kavram oluşturmak, Düşünmek,
Zihinde canlandırmak,
Hatırlamak, Dil, Zeka,
Duygular, Gelişim
konularını ele alır ve
davranış alanlarının tüm çeşitliliğini kapsar.
Duyum ve Algı
• İç dünya ile dış gerçeklik, duyu sistemimizde buluşur.
• Dış dünyadaki enerjinin ilk tespitine duyum (sensation) denir.
• Fizyolojik bir olaydır.
• Duygusal bilginin yorumlanması ise “algı” dır. Daha yüksek düzeyde
bir biliş gerektirir.
• Duyum, uyaranın ilk olarak tespiti
• Algı, hissettiklerimizin yorumlanmasıdır.
• Algılarımız, daha önceki deneyimlerimiz, bilgilerimiz ile
oluşmaktadır.
• (kitap okumak, konser dinlemek, masaj yapılması, kolonya
koklamak…)
• İllüzyon: Duyumlar ile bu duyumlardan çıkarılan
yorumlar arasındaki farktır.
• Algı, geçmişte öğrendiğimiz bilgilerden etkilenir.
• Duyu sistemi, beş duyu sisteminden oluşur. Duyu
organları ile dış dünyadan alınan uyaranlar sinir
sistemi ile algıya dönüşür.
• Duyu sistemi dış gerçekliğe açılan kapılardır.
• Bilgi,duyusal seviyede çok belirgin ancak
yorumlanma seviyesinde genellikle soyuttur.
• Kısa bir sürede ne kadar deneyim
kazandığımız, bilgi işlemenin ilk
basamaklarından bir olan “algısal uzam” dır.
Anlık gösterimlere dayanan ve çabuk karar
vermemizi sağlayan bir duygusal saklama
alanıdır.
“Gözlerimizi kapatsak bile dünyayı görmeye
devam ederiz”
“Müzik dursa bile duymaya devam ederiz”
“Bir kumaştan elimizi çeksek bile hissetmeye
devam ederiz”.
Neisser;
Görsel izlenimlerin sistem içindeki
sürekliliğine ve daha sonraki işlemler için
çok kısa bir süre tutulmasına “görsel
bellek”
İşitme ile ilgili duygusal belleğe “yankısal/
akustik bellek” adını verir.
• Dış dünyadan gelen çok sayıdaki uyarıcı ve bilginin
ancak çok küçük bir kısmı daha ileri düzeyde
işlenmek üzere seçilir. Uygun omayan ise elenir.
Arada çok hassas bir denge vardır.
• Duyusal izlenimler değişmeden kısa süreliğine
saklanır, önemli olanlar seçilip belleğe yerleştirilir.
Bunlar duyusal depolarımızdır.
• Bu depolar bizlere daha ileri düzeyde işlemleme
için gerekli zamanı verir.
Dikkat
• Zihnin, aynı anda beliren nesne ya da
düşüncelerden birini açık ve net olarak
sahiplenmesidir.
– Odaklanma
– Konsantrasyon
– Bilinçlilik
• Bazı şeylerle daha etkili uğraşabilmek için
diğerlerinden vazgeçmektir.
• Zihinsel çabanın duyusal veya zihinsel olaylara
yoğunlaştırılmasıdır.
Dikkat/5 Temel alan:
•
•
•
•
•
İşlem kapasitesi
Seçici dikkat
Uyarılma derecesi
Dikkatin kontrolü
Bilinçlilik ve bilişsel nörobilim
• Sayfa 100/Unutkan profesör
İşlem kapasitesi ve seçici dikkat:
• Aynı anda bütün duyusal uyaranlarla
karşılaşmamız ve yetersiz kanal
kapasitemizden kaynaklanır.
• Karanlık bir odaya fener tutarken ilgimizi çeken
şeylerin üzerine ışık tutup diğerlerini karanlıkta
bırakmamıza benzer.
Seçici dikkat modelleri:
• Filtre modeli:Broadbent
• Zayıflatma Modeli:Treisman
• Otomatik İşlemleme:
İnsanlar birkaç işle uğraşırken çok sayıda
uyaranla karşılaşırlar. Ancak gerekli olanı
ayrıştırırlar. Bu otomatik bir işlemdir.
Sayfa 110-111/ÖZET
KAYNAK:
1. BİLİŞSEL PSİKOLOJİ
ÇEVİRİ:Ayşe Ayçiçeği-Dinn
Kitapevi
2. N. Ekrem Düzen/Doktora Tezi:
BİLİNÇ, BİLİŞSEL İŞLEMLER ve DUYGUSAL
İZLEMLER