04.04.2013 tarihinde verilen kriminoloji dersine ait power point

Download Report

Transcript 04.04.2013 tarihinde verilen kriminoloji dersine ait power point

KRİMİNOLOJİ (II)
SUÇ TEORİLERİ
Prof. Dr. Adem Sözüer
Dr. Tuba Topçuoğlu
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ
HUKUK FAKULTESİ
DAMGALAMA (ETİKETLEME) TEORİSİ
“Sosyal gruplar, ihlal edilmesi durumunda
sapma teşkil eden kuralları bizzat kendileri
koyarak ve bu kuralları bazı insanlar üzerinde
uygulayıp onları “ötekiler” olarak etiketleyip
sapmayı kendileri yaratırlar. Bu açıdan
bakıldığında, “sapma” insanın işlediği
davranışın bir özelliği değil; başkalarının
kendi belirledikleri kural ve yaptırımları bir
“suçluya” uygulamalarının bir sonucudur.
Sapma gösteren kişi aslında bu etiketin
başarıyla uygulandığı kişidir; sapma davranışı
da insanların bu şekilde etiketlediği
davranıştır” (Becker, 1963: 9).
DAMGALAMA TEORİSİ
 Bu teoride toplum tarafından bazı üyeleri
üzerinde formel ya da enformel olarak
onları damgalayan etiketlerin kullanılması
üzerinde odaklanılmıştır.
 Bu etiketler, hem bağımsız değişken hem
de bağımlı değişken olarak ele
alınmaktadır.
 Dolayısıyla, hem kişileri damgalayan
etiketleme sürecini hem de bu etiketleme
sürecinin suç davranışına etkisini
açıklamaya çalışmıştır.
DAMGALAMA TEORİSİ
 Bağımsız değişken olarak "etkiletler":
İnsanları damgalayan etiketlerin
kullanılması suç davranışının
devamlılığına ve şiddetinin artmasına
neden olmaktadır.
 Dolayısıyla; bu teoriye göre etiketlenen
insanların en başta gösterdikleri sapma
davranışının kendisi ikincil derecede
önemlidir.
DAMGALAMA TEORİSİ
 Bağımlı değişken olarak "etiketler": Neden
bazı davranışların toplumsal olarak "yanlış"
olarak tanımlandığını ve neden belli
insanların da damgalama için seçildiğini
açıklamaya çalışmaktadır.
 Bu etiketleri kim, kime karşı ve neye göre
uyguluyor ?
 İnsanı damgalayan bu etiketleri ne meydana
getiriyor? Ve bu etiketlerin bazı insanlara şu
an uygulandığı şekliyle uygulanmasını ne
belirliyor?
DAMGALAMA TEORİSİ
 Toplumda gücü elinde tutanlar adına faaliyet
gösteren kontrol mercileri bu etiketleri daha
az gücü olanlara empoze etmektedir.
 Toplumda gücü elinde tutanlar hangi
davranışın sapma teşkil edeceğine ve meşru
olmayıp yasaklanacağına karar verirler.
 Dahası, bir insanın "suçlu" olarak belirlenmesi
gerçekte o insanın yasayı ihlal edip etmediği
ve her hangi bir sapma davranışında bulunup
bulunmadığı tarafından belirlenmez.
DAMGALAMA TEORİSİ
 Yasayı ihlal eden aynı davranıştan dolayı
daha güçsüz olan grupların resmi olarak
etiketlenme ve cezalandırılma ihtimalleri
güçlü olan gruplardan daha fazladır.
 Dolayısıyla da insanların etkiletlenmelerine
neden olan şey aslında ne yaptıkları değil,
kim oldukları ile ilgilidir.
 Bu teori insanı damgalayan resmi etiketlerin
ayırıcı olarak belli insanlar üzerinde
uygulanmasını bu insanların göreceli olarak
güç sahibi olmamalarının bir sonucu olarak
görmektedir.
DAMGALAMA TEORİSİ
 Çünkü yasalar ve ceza adalet sistemi, orta ve
üst sınıf insanlar ile toplumda baskın olan
grupların çıkarlarını temsil etmektedir.
 Dolayısıyla bir insanın tutuklanıp, hüküm
giyme ve hapis yatma ihtimalleri o kişinin
cinsiyeti, yaşı, sosyal sınıfı, etnisitesi ve
kişinin toplumdaki statüsünü tanımlayan
diğer sosyal özellikleri ve de kişinin toplumda
hakim olan grupların bir üyesi olup olmadığı
tarafından belirlenmektedir.
Sembolik Sosyal Etkileşim Süreci Olarak
“Damgalama”
 Damgalama teorisinin suç davranışına ilişkin
görüşleri sembolik etkileşimcilik teorisinden
türetilmiştir.
 Sembolik etkileşimcilik: Bir kişinin kimliği,
kendini nasıl algıladığı, bilişsel süreçleri,
değerleri, tutumları kişinin diğer insanlarla
olan sosyal etkileşimi sırasında oluşur.
 Sembolik etkileşimcilikte, sosyal etkileşim
sırasında dil, sözler ve mimikler yoluyla
karşılıklı iletilen anlamlara vurgu
yapılmaktadır.
Sembolik Sosyal Etkileşim Süreci Olarak
“Damgalama”
 Dolayısıyla, bu yaklaşıma göre önemli olan
kişinin gerçekleşen etkileşimler sırasında
diğerlerinin söz ve davranışlarına nasıl bir
anlam yüklediğidir; yoksa bu etkileşimlerin
somut, davranışsal ve objektif tarafları değil.
 Ayna benlik kavramı: : Çevre ile olan
etkileşimimiz sırasında onların bizimle ilgili
olan mesajlarının, algıların benliğimize
yansımasını ifade eder. Yani, insanların bizi
nasıl algıladıkları, bizim kendimizi nasıl
algıladığımızı etkilemektedir (kendi kendini
gerçekleştiren kehanet gibi).
Sembolik Sosyal Etkileşim Süreci Olarak
“Damgalama”
 İnsanlar, bizim hakkımızda ne düşündüklerini
bize bir takım etiketler uygulayarak iletir;
bunun akabinde bizim kendilik algımız ve
davranışlarımız da bu toplumsal etiketlenme
tarafından şekillendirilir.
 Damgalama teorisi, insanın sapma ve suçlu
davranışını da aynı sembolik etkileşim süreci
içerisinde açıklamaktadır.
 Bu noktada bu teori, insanı “suçlu” olarak
damgalayan etiketlerin kullanılmasını, suç
davranışını teşvik eden bağımsız bir değişken
olarak ele almaktadır.
DAMGALAMA TEORİSİ
 Temel önerme: “Sapkın” ya da “suçlu” etiketleri ile
damgalanan kişilerin kendileri ile ilgili algıları da bu
yönde gelişmekte ve ileride sapma davranışı
gösterme ihtimalleri artmaktadır.
 Bu teoride kişiyi damgalayan etiketler ile ilerideki
sapma davranışı arasındaki bağlantıyı sağlayan
mekanizma kişinin kendisine verilen etikete göre
davranıp “sapkın rolünü” benimsemesi ve bu yönde
bir kendilik algısı geliştirmesi.
 Bu teoriye göre, her ne kadar enformel etkileşim
süreci esnasında meydana gelen damgalama süreci
önemli ise de kişinin sapma ve suç davranışı
üzerinde asıl belirleyici olacak olan resmi mercilerin
yaptığı damgalamadır.
DAMGALAMA TEORİSİ
 Bu teoriye göre, kişi kamuya açık bir şekilde
etiketlenmeden önce kişinin gerçekleştirdiği yasa
ihlalleri çok sık gerçekleşen ve istikrar gösteren
düzenli bir davranış değil.
 Oysa bu kişilerin daha istikrarlı ve sık sık suç işleyip
tam bir suç kariyeri geliştirmelerine neden olan
etken resmi (ve enformel) kontrol mekanizmaları
aracılığıyla toplumun bu kişilere verdiği tepki. Bu
tepki olmasa kişi suç işlemeye istikrarlı bir şekilde
devam etmeyecek.
 İkincil sapma: Sapma davranışında bulunan kişilerin
kendilerine toplumsal olarak verilen tepki ve “sapkın
ya da suçlu” olarak etiketlenmeleri sonucu
gösterdikleri sapma davranışı.
DAMGALAMA TEORİSİNİN AMPİRİK
GEÇERLİLİĞİ
 Ampirik olarak bu teorinin çok az geçerliliği
bulunmaktadır.
 Eleştirilen noktalar:
 Sapma davranışında bulunan kişinin asıl sapma
davranışı göz ardı edilmektedir: etiketleme süreci,
kişinin birincil sapma davranışını
açıklamamaktadır.
 Kişinin birincil sapma davranışında bulunmasına
neden olan ve aynı zamanda sapma davranışının
devamlılık göstermesine, kişinin sapkın bir
kendilik algısı geliştirmesine ve düzenli bir suç
kariyeri geliştirmesine de neden olabilecek
etkenler göz ardı edilmektedir.
DAMGALAMA TEORİSİNİN AMPİRİK
GEÇERLİLİĞİ
 Ayrıca bu teori, gerek ceza adalet sistemi
gerekse toplum tarafından her hangi bir
tepkiyle karşılaşmamasına rağmen pek
çok insanın devamlı suç işlediğini
açıklayamamaktadır.
 Sonuç olarak yapılan araştırmalara göre
hukuki yaptırımların suç davranışları
üzerinde ne güçlü bir caydırıcı etkisi ne
de güçlü bir damgalama etkisi vardır.
DAMGALAMA TEORİSİ
Teori
Temel
kavram
Damgalama -Toplumsal
(etiketleme) tepki
teorisi
Damgalama
Temel önerme
Ampirik
geçerlilik
Suç önleme
stratejisi
- İnsanı
damgalayan
etiketler ikincil
sapmaya/suçluluğ
un devamına yol
açmaktadır.
- Oldukça
araştırma
mevcuttur.
-Kişilerin
damgalanmasını
engellemek için
onların ceza adalet
sisteminden uzak
durmasını
sağlamak.
- Ampirik
geçerliliği
çok zayıf
düzeydedir