PowerPoint Sunusu

Download Report

Transcript PowerPoint Sunusu

Yrd. Doç. Dr. Özgür KÖKALAN
Dramanın Türleri
 Üç türlü drama vardır. Bunlar:
 Yaratıcı Drama
 Eğitici Drama
 Psikodrama
Okul Öncesinde Drama
 Eğitimde drama çalışmaları el yordamı ya da rastgele
düzenlenen çalışmalardan çok, tıpkı planlı bir ders
gibi başı ve sonu olan, hedefleri olan ve sürece etkin
katılımla gerçekleştirilebilecek çalışmalardır. Bu
nedenle eğitimde dramanın ilkelerine özen göstermek
ve bunları uygulamak son derece önemlidir.
 Okulöncesi dönemde eğitimde drama çalışmaları,
küçük çocukların kendilerini ifade edebilecekleri
etkinlikleri sunar.
 Çocuklar,
eğitimde
drama
etkinlikleri
içine
yerleştirilmiş olan müzik, devinim ve resim gibi
çalışmalara kendi özgün yorumlarını katabilirler. Bu
yaşantılar, çocukların başkalarıyla daha etkili iletişim
kurmalarına katkıda bulunur.
 Çocuklar,
duygularını
eğitimde
drama
etkinliklerindeki devinimler yoluyla rahatça ifade
edebilirler. En önemlisi, eğitimde drama çalışmalarına
katılarak sosyalleşme becerileri kazanmaya başlarlar
 Küçük çocuklar, düşüncelerini ve duygularını değişik
sembolleri kullanarak ifade edip, resim, müzik ve eğitimde
drama gibi etkinlikler yoluyla, ne düşündüklerini, nasıl
düşündüklerini,
ne
bildiklerini,
sorunları
nasıl
çözdüklerini değişik biçimlerde gösterebilir.
 Güzel sanatların değişik alanları çocukların sembolleri
yorumlama gücünü artırır, zihinsel gelişmelerine yardımcı
olur ve akademik anlamda gelişimlerini sağlayabilir.
 Çocuklar, plastik sanatların eğitimde drama çalışmalarına
eklenmesiyle, değişik araç gereçleri kullanarak, özgün
çalışmalar yaratabilir, renklerin gücünden yararlanarak
yeni düşünceler oluşturabilirler.
 Eğitimde drama çalışmalarına eklenmiş olan plastik
sanatlar çalışması, çocukların kendilerini sanatsal biçim
aracılığıyla ifade etmelerini de sağlayabilir
Okulöncesi Dönemde Eğitimde
Drama Etkinliklerinin Yeri
 Eğitimde
drama çalışmalarını sosyal yaşamdaki
kuralları içselleştirme ya da sosyal yaşamın provası
olarak görülür.
 Çocukların drama ve oyun yoluyla yaşamda
başarısızlık, yalnızlık ve hayal kırıklığı gibi bir dizi
karmaşık sosyal sorunlarla başa çıkmayı öğrenebilir.
 Eğitim bireylerle ilgilenir. Eğitimde drama ise
bireylerin kişilikleriyle ilgilenir. Bu nedenle daha fazla
sorumluluk gerektirir.
 Eğitimde drama çalışmaları, eğitim kurumlarında en
fazla sorumluluk gerektiren alanlardan birisidir.
 Eğitimde dramanın amacının sanatçı yetiştirmek
olmadığı bilinmelidir, Erken çocukluk döneminde
eğitimde drama etkinliklerinin kullanılması, çocukları
yaratıcı yolculuğa çıkararak, sosyal, bilişsel ve dilsel
beceriler geliştirmelerine yardım edebilir, Eğitimde
dramanın amacı bu anlamda dünyamızı anlamlı hale
getirmek ve karmaşalarını çözmemize yardımcı
olmaktır.
 Dört yaşındaki bir çocuk oyun alanında bulduğu taşı
getirerek annesine: “Bak anne sana bisküvi getirdim”
diyebilir.
 Araştırmalar, “mış gibi” yapma ve benzer tür oyunların
okulöncesi
çağı
çocukların
gelişimine
katkıda
bulunduğunu göstermektedir.
 Yalnızca araştırmalar değil, çocuk gelişimi ve psikolojisi
alanında çalışan akademisyenler de “mış gibi yapma”ya
dayalı oyunların okulöncesi için önemli bir öğrenme aracı
olduğu konusunda aynı düşüncededirler ve eğitimcilerin
bu tür boş zaman etkinliklerini destekleyici ortamlar
yaratmalarını önermektedirler.
 Aileler uygun ortamlar hazırlayıp çocukları için « mış» gibi
yapmak için uygun oyunlar hazırlamalıdır. Okul öncesi
öğretmenleri de ailelere «mış» gibi yapmanın önemini
anlatmalı ve ailelerin uygun ortamı oluşturmaları için
desteklemelidir.
Çocuklar Niçin ve Nasıl “Mış gibi”
Yaparlar?
 Çocukların sembolik düşünme ve üst düzey zihinsel
işlemleri yapmalarını sağlayan doğal ve etkin öğrenme
durumları, “mış gibi” yapmaktır.
 Eğitimde drama etkinliklerinde “mış gibi” yapmadan,
gerçek dünyaya geçiş yeteneği oldukça sıra dışı ve çocuklara
ait olan bir yetenektir. Birçok çocuk, erken yaşlardan
itibaren “mış gibi” yapma ile gerçek arasındaki ayırıma
gidebilmektedir, “mış gibi” yapma, çocuğun sanki öyleymiş
gibi davranmasını gerektirir, Bunu yapabilmek için
çocuklar
düşünsel
süreçleri
kullanmalıdırlar.
Başarabilmenin yolu, yaratıcı olay ya da durumları ortaya
çıkarabilmektir.
 Aristo bu yeteneği “metaxis” olarak, Vygotsky ise “ikili
etki” durumu olarak nitelendirir, O’Toole ise,
“Katılımcının başka bir kimliğe büründüğü bilinçlilik
durumu ve duygusu” biçiminde açıklar.
 Katılımcı “Ben de aynı şeyi yaşadım,” ya da “Bunu
yapan benim,” duygusunu kazanabilir. Kurgusallık,
“öyleymiş gibi yapma” ve “mış gibi” yapma gibi
durumlar okulöncesindeki en bilindik oyun
biçimleridir.
 Bu oyun biçimleri, çocukların kendilerini ve dünyalarını istedikleri biçime ve duruma dönüştürmelerine
olanak verir. Böylece, zaman ve mekân kavramı
aşılarak yeni bir gerçeklik ortaya çıkar.
 Eğitimde dramadaki oyunlar, sosyal yaşam için
tehlikesizdir ve öğreticidir. Çünkü öğretmenlerin
sürece müdahale etme şansı yüksektir.
 Çocuklar drama sürecine müdahale edebildikleri ve
kendi sahnelerini oluşturabildikleri sürece, etkin
öğrenmenin de birçok ilkesini kolayca yerine
getirebilirler.
 Etkin öğrenme, çocukların kendilerine ne yapılacağı
söylenmeden öğrenmeye ilişkin kararları aldıkları üst
düzey öğrenme etkinliklerinden oluşur.
 .Araştırmalara göre, 12 aylık oluncaya kadar çocuklar
taklit ederken, daha sonra düşüncelerini paylaşırlar.
Birlikte oynamaları ise 3 yaşından sonra başlar. Oyun
süreleri önceleri kısayken daha sonra uzar. Bu yüzden
öğretmenler sosyal ilişkiler ve yaşantılar açısından
özellikle oyunsu süreçlerde model olmalı, sosyal
etkinlikleri düzenlemelidir.
 Öğretmenleriyle konuşmak çocukların iletişim becerilerine de katkıda bulunacaktır.
Okul Öncesi Dönemde Eğitimde
Dramadan Nasıl Yararlanabilir?
 Herkesin değişik yaratıcı yetileri vardır. Bazı kişiler yalnızca
sanatsal alanda yaratıcıyken, bazıları da bilim alanında
yaratıcı olabilmektedir. Bazıları yaratıcı öğretmenken,
bazıları da yaratıcı iş adamları olarak toplumdaki yerlerini
alırlar.
 Hemen hepimiz bu yetilere sahibiz dir. Fakat bu yetilerimiz
ya geliştirilmediğinden ya da çoğu zaman olduğu gibi fark
edilmediklerinden kolayca ortaya çıkmamaktadır.
 Çocukların çoğu okula doğal ve yaratıcı olarak başlarlar,
ancak daha sonra okulda bu yetileri körelmeye ya da kaybolmaya başlar. Bazı insanlar okul yaşamları bittiğinde bu
yaratıcı yanlarını yeniden keşfederken bazıları bunların
ayrımına bile varmaz.
 Bütün olarak eğitim sistemini daha yaratıcı hale
getirebilmek için neler yapılması gerektiği sorusu
uzmanlarca sorulmaya başlanmıştır. Oysa, yaratıcı ve
kültürel eğitim, eğitim programlarında yeni yer alan
konular değillerdir. Bunlar eğitimin genel işlevleridir.
 Bir bütün olarak düşünüldüğünde eğitimde drama, bir
eğitim programında yer alan konuların tümünü
öğretmede önemli ve etkili bir araç olabilir. Eğitimde
drama çalışmalarının en temel özelliklerinden biri,
bireylerin birden fazla duyu organına hitap
edilmesidir. Bu durum, öğrenmede kalıcılığı artırır.
 Eğitimde dramanın bir öğrenme yöntemi olarak en
önemli varlığı zihinsel, sosyal ve psikomotor
yeteneklerle bütünleşmiş olmasıdır. Eğitimde drama
etkinliklerine katılan birey, diğer kişilerle birlikte
düşünür, hisseder ve hareket eder.
 Eğitimde drama yöntemi ile kişi, kendi yaşantılarından
yola çıkarak daha büyük keşifler yapabilir.
 Eğitimde dramanın yöntemsel açıdan en önemli
getirilerinden biri, öğrencilerin canlandırmalar
yaparken, katılımcı ve izleyici olarak aynı anda aynı
mekanda yer almalarıdır. Bu noktada öğretmen
çocukları sürekli izleme ve süreci yönlendirebilme
şansına sahiptir.
 Eğitimde drama çalışmalarıyla bireyler yaşantılarında
yeni sentezlere ulaşıp, seçici davranarak entelektüel
disiplin kazanabilirler. Rol ile gerçeği birbirinden daha
kolay
ayırıp,
dikkatlerini
daha
fazla
yoğunlaştırabilirler. Kendinin farkında olma ve kendini
kontrol etme becerilerini geliştirerek, rol bağlamında
kendilerini kontrol edebilirler.
 Kendilerine
ilişkin
doğal,
içsel
standartlar
geliştirebilirler. Bireysel tepkilerini kontrol etme
kapasitesi ve yaratıcılıklarını geliştirebilirler.
 Oyunlar ve eğitimde drama çalışmalarında işbirliğine
giderek çevreyi daha etkin olarak kullanabilir,
alternatiflere karşı daha duyarlı olabilirler.
 Soyut düşünme becerileri artarak, genellemelere gidip
daha fazla birinci elden öğrenmeler elde edebilirler .
 Okulöncesi
ve
ilköğretim
düzeyindeki
yeni
düzenlemeler, dramayı bir yöntem ve bir sanat biçimi
ve sonuçta seçimlik bir ders haline getirmiştir. Buna
paralel olarak, bütünleşik öğrenme ve dil öğrenimi
başta olmak üzere, programdaki diğer alanlarda
programın ayrılmaz parçası haline gelmiştir.
 Drama lideri ya da eğitimde dramayı kullanan
öğretmen, öğrenmeye ilişkin hedefleri oluşturmalı,
eğitimde dramayla işlenecek programı geliştirebilmeli,
yeni etkinlikler oluşturmalı, eski yaşantılarla yeni
bağlantılar kurmalı, dramaya ilişkin gelişmeyi de
ölçebilmelidir.
 Sınıf içinde drama çalışmalarının başarıya ulaşabilmesi
için, olabildiğince doğal olanaklar yaratılması
 Çocukların oyunu kavrayabilmeleri ya da anlayabilmeleri
için zaman zaman izleyici olmalarına olanak verilmesi,
 Oyunun temel başlıklarını ve aşamalarını tartışabilmek
için “özel konuşma süreleri”nin oluşturulması
 Öykünün temel hatlarına, oyundaki karakterlere, oyunda
kullanılacak müziğe, gerekli sahne donanımına ve
kostümlere (ki bu kostümler sembolik şeylerdir,
uzmanların hazırladıkları değildir,) karar verilebilmesi için
küçük küme çalışmalarına özen gösterilmesi
 Çocuklara oyunlarını büyük ya da küçük kümeler
halinde oynamaları ve canlandırmaları için olanak
tanınması
 Oyunun sonuçlandırılması ve biçimlendirilmesi için
karar alınmasının sağlanması
 Sürecin, hem çocukların hem de eğitimcilerin
görebilmesi için kayıtlı hale getirilmesi
 Süreç boyunca eğitimciye yardımcı olacağı düşünülen
kaynakların okunması, gerekir.
Bu süreç içinde çocuklar iki yönde ilerleyebilirler,
Birincisi kendi oyunlarını yaratmak, diğeri ise onlara
okunan ya da anlatılan yazılı bir metinden yola çıkarak
oynamak…
Oyun Süreci Nasıl Başlatılır
 Oyun seçimi bir kez yapıldığında, artık geriye dönülmeden
oyunun ana hatları ele alınmalıdır, Bu noktada en iyi
başlangıç noktası beyin fırtınasıdır, Çocuklar için yaşlarına
uygun öyküleri seçmek ve değişik biçimleri üzerinde
konuşmak gereklidir.
 Roller; Çocuklar süreç içinde rol alırken sık sık rollerine yeni
boyutlar katıp birden fazla rol almak isteyebilirler, Bu nedenle
eğitimciler olarak bu olguyla baş etmemiz gerekmektedir,
Bunun çözülebilmesi için konuşma ve tartışma sürecinin işe
koşulması gerekir. Karakterleri canlandırırken, çocuklar
doğrudan süreç içine girmelidirler, Bunu doğaçlama da
söyleyebilirler. Bu nedenle doğaçlama çalışmalarına özel
önem verilmeli ve doğaçlardan yararlanılmalıdır.
 Eğitimcilerin, oyunda rol almaları yararlıdır. Gerekirse
çocukların rolleri ve söyledikleri ya da söyleyecekleri
kaydedilebilir. Çocuklar her an söyleyeceklerini
değiştirebilirler, bu nedenle katı bir metin yerine
esnek bir anlayışı benimsemek gerekir.
 Oyuna müzik katmak çocuklar için çok önemlidir.
Çünkü çocuklar oyun içinde müziğe özel ilgi duyarlar,
Ayrıca, oyuna katılmayan çocukların oyuna katılması
için özendirici olabilir.
 Bir çocuk rol almak istemiyor ya da oyuna katılma
konusunda çekingenlik gösteriyorsa, olduğu yerde,
yalnızca şarkılara da katılabilir.
 Giysi ve diğer araç gereçlerde kolaylık, sadelik ve
bulunabilirlik en önemli ilke olmalıdır.
 Etkinlikleri Düzenlemek; Yaratma süreci boyunca,
küçük ya da büyük kümeler halinde çalışmak olasıdır,
Bu çalışmaların sınıf içinde olmasında yarar vardır,
Çünkü çocuklar ortama alışıktırlar ve kendilerini iyi
hissedebilirler, Etkinliğin en son aşamasına,
olabildiğince çocuklarla birlikte karar verilmelidir.
 Değişimlere Açık Olmak, Eğitimcilerin her türlü
canlandırma için gerekli araç gereçlere ve teknik
donanıma sahip olmaları, bunları çocukların
kullanımına hazır halde bulundurmaları gerekir.
Drama Uygulama Aşamalarında
Yapılması Gerekenler
 Çocukların Gözlenmesi: En önemli aşama, çocukları





gözlemlemek, onlar hakkında bilgi edinmeye çalışmak, en
iyi nasıl öğrendiklerine dikkat etmektir.
Çocukların fiziki, düşünsel, dilsel, duygusal ve sosyal
gelişmelerini dikkatle gözlemlemek gerekir.
Gözlerken gerçekte ne görüldüyse o kaydedilmeli,
yorumlardan kaçınılmalıdır.
Yorumlamalar gözleminizi sorulara açık kılıp, geçerliliğini
düşürür.
En iyi yol cebe sığacak bir not defteri ile gezerek, anında
kaydetmektir.
Gözlemler haftalık drama çalışmaları, şarkılı oyunlar ve
küme çalışmaları içine de yayılmalıdır.
 Uzun
ve Kısa Süreli Hedefler: Gözlemler, açık
betimlemeler, yorumsuz ya da akıllı, iyi, kötü gibi değer
yargısı içeren yorumlardan bağımsız bilgi sağlıyorsa, o
durumda en fazla değeri taşırlar.
 Aynı biçimde, çocuklar ve program için hazırlanan
hedefler de hem gözlemlenebilir hem de ölçülebilir
olmalıdır.
 Kısa süre hedefler; “X kişi, bu hafta hem okul içinde hem
de okul dışında farklı ortamları kullanma olanağına sahip
olacaktır” ya da “X kişi, bu hafta olağan çalışmalarda günlük ince motor becerilerini uygulama olanağına sahip
olacaktır.”, biçiminde belirlenirken, uzun süreli hedefler; “X
kişisi, 6 aylık süre içinde, değişik durumlarda kalemi doğru
olarak tutabilecektir.” biçiminde yazılabilir.
 Etkinlikleri,
Yaşantıları ve Çevreyi Düzenlemek:
Hedeflere ulaşmaya yardım edecek etkinlikleri planlarken,
araçlarınıza ve izleyeceğiniz yollara iyi bakmanız gerekir.
 Programlarda bireysel öğrenmeyi desteklemek için
oluşturabilecek alanlar düzenlenirse, birçok alanda
olabildiğince fazla yaşantı sunabilmek için çevrenin nasıl
düzenleneceğine karar verilebilir.
 Ortamı düzenledikten sonra, çocukların farklı yaşantıları
keşfetmelerine olanak verilmelidir. Bir çocuğun bir
etkinliğe katılması için uyarılmasına gerek yoktur. Çünkü
bütün oyun seçimleri çocukların uygun öğrenmelerini
destekleyecektir. Bütün yaşantılar çocuğun gelişimini
destekleme amacıyla yapılandırılmalıdır. Böylece herhangi
bir çocuğun gelişimine katkıda bulunulabilir.
 Uygulama:
Çocukların gelişim gereksinimlerini
karşılayacak olan etkinlikleri planlayan bir öğretmen
artık haz almaya hazırdır. Bütün çocuklar nasıl
oynanacağını bilirler. Çocuklarla birlikte yerde olmak,
onların sorularına yanıt vermeyi
sağlayarak
dinlenmeye olanak verir. Çocukların öğrenmelerini
artırmak için araç gereç ve bilgi toplanabilir.
Kendiliğinden bir şeyler oluşursa, bunun devamı için
çocuklar desteklenmelidir.
 Değerlendirme/Yeni
Hedefler
Oluşturma:
Hedeflere ulaşılıp ulaşılamadığını etkinlikler sonunda
kontrol ederek ortaya çıkarmak mümkündür. Bu
nedenle ölçülebilir ya da gözlemlenebilir hedeflerle
çalışmak oldukça önemlidir. Drama sonucunda
hedefler karşılaştırılmalı gerekirse revize edilmelidir.
 Sonuçlar
Okulöncesi Dönemde Eğitimde
Drama Çalışmalarının Temel
Özellikleri Neler Olmalıdır?
 Eğitimde drama çalışmaları oyun biçiminde olmalıdır.
 Eğitimde drama çocukların toplumsal yaşamı ve




etkinlikleri
keşfede-bilmeleri
yararlanır.
Hedefler/Olanaklar
Kaynaklar/Sergileme
Ana Roller
Canlandırmalar
için
öykülerden