Son Dünya Krizi 2012

Download Report

Transcript Son Dünya Krizi 2012

Son Dünya Krizi
R. Hakan ÖZYILDIZ
2012
1929 Buhranını yaşayanların yaptığı kriz
tanımı çok ilginç ve kapsamlı
R. HAKAN ÖZYILDIZ
2
Tarihle başlayalım
• 1990 lı yıllardan sonra dünyada önemli değişimler yaşandı.
• Sovyetler dağıldı, (Halka daha fazla tüketim sözü verilmişti,
tutulamadı.)
• Uruguay Raund çok taraflı ticaret müzakereleri tamamlandı,
• Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kuruldu. 1946 da ABD Senatosunun reddettiği
örgüt kurulmuş oldu!
• IMF, Dünya Bankası’nın yanına bir de DTÖ eklendi,
– İlk defa mal ticaretinin yanı sıra uluslar arası hizmet ticareti de kurallara
bağlandı,
• Finansal konular bir başlık altında toplandı, finansal liberalizasyonun önü
açıldı,
• Mal ve hizmetlerin yanı sıra sermaye de sınırları serbestçe geçebilme
ayrıcalığını elde etti,
• Ancak, emek için konan katı sınırlar kaldırılmadı. İlginç olan bu kararların
alınmasında ABD ve AB sendikalarının isteği etken oldu.
• Türkiye’de ise 1980 de dış ticaret liberalizasyonu yapılmışken, 1989
da hiç hazırlık yapılmadan kambiyo rejimi serbestleştirildi. Ekonomi
hızla dolarize edildi.
R. HAKAN ÖZYILDIZ
3
Yapısal değişimler yaşandı
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Sosyal devlet, refah devleti, yüksek ücretler şirket karlılıklarını % 5-6 lar düzeyine
düşürdü.
Maliyetler içinde enerji vs dışında işgücünün de önemli yeri vardı.
Yeni dünyada işgücü piyasasına yaklaşık 3-3,5 milyar ucuz emek arzı girdi. (Çin,
Hindistan ve diğerleri)
Sanayileşmiş ülkelerdeki fabrikalar dışarıya taşınmaya başlandı. Emek yoğun
sektörlerde yeni üretim merkezleri oluştu.
Buna karşılık sanayileşmiş ülkelerde ve küreselleşmenin getirdiği rekabet ortamında
çalışanlara yüksek maaş ve ücret verilemedi.
Parası olanlar düşük getiri için reel yatırım yapmak yerine fonlarını finansal
piyasalarda değerlendirmeyi tercih ettiler. İşsizlik yapısal olarak büyüdü.
Ancak bu durum tüketimi olumsuz etkilemeye başladı. Ekonomik büyüme
yavaşlamaya başladı.
Bireysel emeklilik fonlarının yüksek getiri ihtiyacı ve ücret yerine borsa geliri
sağlayalım yaklaşımı, fon yönetenleri riskli piyasalara yönlendirdi.
FED başta olmak üzere büyük merkez bankaları piyasaları likidite boğdu. Borsalarda
talep yaratmaya, getirileri yükseltmeye çaba gösterdiler.
Varlık balonları oluştu. Patlayana kadar herkes mutluydu.
R. HAKAN ÖZYILDIZ
4
Krizlerin gelişimi
R. HAKAN ÖZYILDIZ
5
Kriz risk haritası
Krizler ekonomik
ortamın yanlış
değerlendirilmesi,
aşırı güven
kaynaklıdır.
R. HAKAN ÖZYILDIZ
6
Ekonomide fonlar
Dünyada emeklilik fonlarının toplam varlıkları; 2001 de 17 iken, 2007 de 30
trilyon dolar oldu. ABD’de emeklilik fonları aynı dönemde yaklaşık 12,5
trilyon dolardan 20 trilyon dolara çıktı.
Hane halkının
Tasarrufları
Bireysel emeklilik
Fonları
Sigorta şirketlerinin
biriktirdiği fonlar
Şirket karları
•Bankalar
•Sigorta
Şirketleri
•Leasing, faktöring
Şirketleri
•Katılım bankaları
•Sermaye
Piyasaları
•Emptia Borsaları
•Türev piyasaları
R. HAKAN ÖZYILDIZ
Kredi talep
edenler
7
2011 sonunda Dünya GSYH’sı yaklaşık 65
Trilyon dolar
R. HAKAN ÖZYILDIZ
8
Bankalar ve sıkı denetlenen finansal şirketler bilanço içinde
taşıyamadıkları riskleri bilanço dışına taşıdılar. Böylece, küresel türev
ürünleri piyasalarındaki işlem hacmi devasa boyutlara ulaştı. Özellikle
kredi iflaslarına ilişkin işlemelerdeki artış çok hızlı oldu.
R. HAKAN ÖZYILDIZ
9
TÜRKÇESİ
Emeklilik fonları ve diğer
yatırımcılar, sözverdikleri
ödemeleri yapabilmek için
yıllık yüzde 8 getiri
aramaya başladılar.
Yüzde 8 faiz oranlarının
olduğu bir ortamda bu sözü
vermek kolay. Ama getiriler
% 3,6 lar düzeyine düşünce
iş zorlaştı.
Riskli de olsa yeni yatırım
alanlarına yönelindi.
R. HAKAN ÖZYILDIZ
10
Son krizin nedenleri
•
Küresel likidite çok arttı.
– Reel faiz oranları düşük kalınca çok fazla kredi kullanılmaya başlandı,
– Az kaynakla ile çok fazla özellikle, finansal yatırım (kaldıraçlı işlem) yapıldı, ve
– Yüksek getiri arayışı yatırımcıların riskli varlıklara yönelmesine yol açtı,
-açığa satış yöntemi çok sık kullanıldı-
•
Şeffaf olmayan işlemler yaygınlaştı.
– Finansal mühendisler anlaşılması çok güç türev ürünler çıkardılar,
– Bu ürünler paketlenerek pazarlandı ve daha da anlaşılmaz hale getirildi,
– “Gözetim ve denetim zafiyeti ve bu zafiyetin yarattığı arbitraj fırsatları” oluştu.
• Muhasebe standartları tam olarak uygulanmadı ( örn. Enron olayı)
– “Mark to market” - Piyasada oluşan fiyat
– “Mark to limited issue” – Borsadaki sınırlı işlemle oluşan fiyat
– “Mark to model “ – Finansal kurumların kendi varsayımlarına dayanılarak
hazırlanan modellerde oluşan fiyat. (Bunu yılın herhangi bir çeyreğinde bir
defa uygulama özgürlüğü bankalar verilmiş)
• Kredi derecelendirme kuruluşları yeteri kadar inceleme yapmadan not verdiler,
olaylar ortaya çıkınca da hemen not indirimine giderek paniği körüklediler,
• Basın ve medya, özellikle ABD’de internetten yapılan denetimden uzak,
yönlendirici yayınlar küçük yatırımcıların kandırılmasında önemli roller oynadılar.
• FED ve ABD’deki diğer otoriteler ile Avrupa’daki merkez bankaları tam bir
aymazlıkla olaya yaklaştılar. Sadece banka bilançolarını denetleyerek işi
geçiştirdiler. Asıl riskli yatırımları yapan finansal kuruluşların kapısından bile
geçmediler.
(Kaynak: Ana başlıklar itibariyle TCMB Başkanı’nın son sunumlarından alınmıştır)
R. HAKAN ÖZYILDIZ
11
Nasıl Başladı - 1
• 2001 sonrasında ABD ekonomisini toparlamak
için hızla indirilen faizler
(2001-2004 dönemi),
kredi kullanma talebini artırdı
• Artan kredi hacmi emlak fiyatlarını yükseltti.
Yükselen emlak fiyatları, yeni kredi
alınabilmesini sağladı. (ipotekli g.menkule, ikinciüçüncü ipotek yapılarak bulunan kaynakla yeni harcama
yapma imkanı sağlandı)
R. HAKAN ÖZYILDIZ
12
Nasıl Başladı - 2
• 2002 yılında inşaat sektörü ile ekonomiyi
canlandırmak ve düşük gelirlilerin konut sahibi
olabilmelerini kolaylaştırmak amacıyla yeni
düzenlemeler yapıldı (“subprime mortgage”-düşük kaliteli emlak
kredileri artışının önü açıldı)
• ABD Devlet Tahvillerinin hızla düşen faizleri ve
artan emtia fiyatları ile yurtdışında bollaşan likidite,
yeni yatırım alanları aradı
R. HAKAN ÖZYILDIZ
13
Finansçılar akıl almaz araçlarla
bilançoları doldurdular
• “NINJA krediler” olarak tabir edilen düşük
kaliteli krediler hızla büyüdü
(No Income, No Job, no Asset)
• Yatırım Bankaları, daha da fazla kredi
verebilmek için, mevcut kredi alacaklarını
satarak (menkul kıymetleştirme) yeni kaynaklar
elde etti ve bunlarla da yeni krediler açıldı
R. HAKAN ÖZYILDIZ
14
Amerika’da ev sahipliği hayali siyasetçilerin en çok
sevdikleri seçim malzemesi
R. HAKAN ÖZYILDIZ
15
Gayrimenkul balonu
Merkez bankalarının
piyasalara verdiği
aşırı likidite,
emeklilik fonları
yöneticileri ve diğer
yüksek risk iştahı
olan yatırımcılar
varlık fiyatlarında
balonlar oluşmasına
neden oldular.
R. HAKAN ÖZYILDIZ
16
Dünyanın ekseni kaydı.
Bu yüz yılın
başından sonra, cari
açık ve fazlası veren
ülkeler tamamen
değişti. Eskiden borç
verenler, borç alan
durumuna düştüler.
R. HAKAN ÖZYILDIZ
17
Bütçe dengeleri önemli
Krizlerin en
önemli öncü
göstergelerinden
birisi bütçe
açıklarıdır. Buna
bağlı olarak kamu
dengesindeki
bozulmalar ve
kamu baorç
stokundaki artış
da önemlidir.
R. HAKAN ÖZYILDIZ
18
2001 yılından sonra küresel likidite çok arttı ve gelişme
yolundaki ekonomilere oldukça fazla özel sermaye girişi oldu.
Kaynak: BDDK, Finansal
Piyasalar Raporu, Aralık
2007
Bu girişler kur ve ithalat
dengelerini etkiledi.
Varlık (hisse senedi, kamu
borç kağıtları vb) ile emptia
(altın, petrol, bakır vs)
fiyatlarında balonların
oluşmasına neden oldu.
R. HAKAN ÖZYILDIZ
19
Krizin bir nedeni de
yüksek döviz akımları
Gelişme yolundaki
ülkelere akan döviz kriz
öncesinde aşırı
yükselmişti.
Şimdi aynı tür gelişmeler
tekrar gözlenmeye
başladı.
R. HAKAN ÖZYILDIZ
20
Önceki dönemlerden farklı olarak, ülkeler arasında
sermeye akımları güçlendi. Sadece zenginler değil,
diğerleri de işin içinde.
R. HAKAN ÖZYILDIZ
21
Para hareketleri yüksek gelir
araştırmasını ve rekabeti arttırdı.
R. HAKAN ÖZYILDIZ
22
Dünya nüfusu yaşlanıyor.
Yaşlanan nüfusun
etkisi...
ABD’de1945-55 arasında doğanların tasarruf ve
yatırım tercihleri piyasalarda ne kadar etken
R. HAKAN ÖZYILDIZ
24
Japon nüfus pramidine dikkat
R. HAKAN ÖZYILDIZ
25
Aynı şey Çin için de geçerli
R. HAKAN ÖZYILDIZ
26
ABD kısmen iyi durumda
R. HAKAN ÖZYILDIZ
27
Bilginiz olsun... Türkiye’nin durumu daha
vahim!
R. HAKAN ÖZYILDIZ
28
Kişisel harcamalar
Amerikalıların kişisel
harcamalarının
büyük çoğunluğu
sağlı ve sosyal
güvenlik birikimleri
için.
Bu harcama
alışkanlığı ileride
bütçenin sorunu
olacak.
R. HAKAN ÖZYILDIZ
29
Çalışmanın en temel amaçlarından birisi yaşlılıkta
rahat edebilmek.
Sosyal güvenlik
açıklarını kapatabilmesi
için ortalama bir
Amerikalının kişisel
gelirlerinin artması lazım.
Bu artış maaşlarda
olursa bütçe açığını,
ücretlerde olursa dış
ticaret açığını bozuyor.
Bu nedenle para ve
sermaye piyasalarındaki
yüksek getirilerin ardına
düşülüyor.
R. HAKAN ÖZYILDIZ
30
Gelecekte nüfus az gelişmiş ülkelerde
çoğalacak. Tüketim baskısı!?
R. HAKAN ÖZYILDIZ
31
Nüfus şehirlerde toplanacak. Altyapı ve diğer
ihtiyaçlar nasıl karşılacak? Örneğin tarım.
R. HAKAN ÖZYILDIZ
32
Dünya nüfusu da yaşlanıyor.
R. HAKAN ÖZYILDIZ
33
Yaşlı nüfus ekonomiye yük demektir.
R. HAKAN ÖZYILDIZ
34
Çalışanlar yaşlılara ve çocuklara bakmak
zorunda
R. HAKAN ÖZYILDIZ
35
Gelişmiş ülkeler yaşlanıyor. Emeklilik
fonlarının yükümlülükleri artıyor.
R. HAKAN ÖZYILDIZ
36
Dünya dengeleri değişecek
R. HAKAN ÖZYILDIZ
37
Emeklilik fonlarının
dengeleri bozuk
1998 yılında 100
birim olan varlıkları,
2010 yılı itibariyle;
140’lar düzeyine
çıkabilirken,
yükümlülükleri
195’ler düzeyine
ulaştı.
Denge, yaşlanan
nüfus nedeniyle,
gittikçe daha da
bozulacak.
R. HAKAN ÖZYILDIZ
38
Ekonomide bu kadar büyük yer tutan fonlar kayba
uğrayınca, ekonomiye etkisi olumlu olmaz.
Emeklilik Fonlarının 2008'in ilk on ayındaki kayıpları (%)
5
-5
-10
-15
Ca US
n
O Au ad
EC s a
D tra
av lia
er
ag
Ja e
pa
Ne Po n
th la n
er d
la
n
No ds
r
Be w ay
lg
iu
m
Sw
it z U
er K
la
Sw nd
e
G de
er n
m
an
Sp y
ai
n
Ita
Ko ly
re
a
Ire
la
nd
0
-20
-25
-30
R. HAKAN ÖZYILDIZ
39
Ancak, ağırlıkla fonlu sistemlerle yönetilen gelişmiş ekonomilerde
nüfus gittikçe yaşlanıyor. Emeklilik sonrası hayat beklentisi
artıyor. Bu durum emeklilik fonlarını daha fazla getiri elde etmeye
zorluyordu. Bu nedenle daha çok risk almalarına göz yumuldu.
65+ nüfus / Çalışma yaşı nüfusu (14-64) (% )
74
75
60
65
55
54
55
45
40
45
30
35
30
28
25
34
24
19
25
39
21
18
11
15
8
5
TA
N
İS
H
İN
D
A
.B
.D
İN
G
İL
2005
Ç
İN
TE
R
E
A
FR
A
N
S
A
A
LM
A
N
Y
A
P
O
LO
N
Y
A
A
LY
İT
JA
PO
N
Y
A
-5
2050
R. HAKAN ÖZYILDIZ
40
Emeklilik fonlarının varlıkları küresel likidite için çok önemli
ve yıllar itibariyle artıyor. Fonların % 70’i ABD, İngiltere,
Japonya’ya ait.
R. HAKAN ÖZYILDIZ
41
Emeklilik fonları sanayileşmiş ekonomilerde hayati önem
taşıyorlar. Ülke tasarruflarının büyük bir bölümünü oluşturuyorlar.
Büyük yatırımlar için gereken uzun vadeli krediler bu fonlardan
sağlanıyor.
EMEKİLİK FON AKTİFLERİ / GSYİH (% )
140
120
100
80
60
40
20
H
D
A
N
İM
A
O RK
LL A
A
İN N
G DA
İL
TE
R
A E
.B
K .D
A
N
A
İ
A S DA
V Vİ
U Ç
S R
T
E
Fİ RA
N L
L Y
A A
N
İR DİY
LA A
N
D
A
İS
JA VE
P Ç
O
A NY
LM A
A
İS NY
P A
A
N
M Y
E A
K
S
İK
A
K
O
N RE
O
R
V
FR EÇ
A
N
TÜ SA
R
K
İY
E
0
R. HAKAN ÖZYILDIZ
42
Anılan zorlamalar ve türev ürünlerin sağladığı fiktif rahatlık
nedeniyle emeklilik fonları yurt dışına eskiye oranla daha fazla
yatırım yapıyor.
R. HAKAN ÖZYILDIZ
43
Emeklilik Fonlarının paraları borsalarda
Son kriz kamu
borçlarını büyüttü.
Bu nedenle faizlerin
yükselmesi kamu
dengelerini ve
yatırım kararlarını
olumsuz etkiliyor.
Ancak, emeklilik
fonlarının da daha
yüksek getiriye
ihtiyaçları var.
R. HAKAN ÖZYILDIZ
44
En değişken piyasalar hisse senedi
piyasalarıdır.
Hisse senedi
piyasalarında, sabit
getirili piyasalardan
(Kamu ve özel
sektör tahvilleri)
farklı olarak
değişken getiriler
elde etmek
mümkün.
R. HAKAN ÖZYILDIZ
45
Devletlerin emeklilik için harcamaları
büyüyor
R. HAKAN ÖZYILDIZ
46
Kıssadan Hisse
“Türev ürünlerinin yaygınlaşması ile kötü niyetli cin
artık şişeden çıkmıştır. Bu ürünlerin 'zehirli' olduğu
bir krizle belirgin hale gelinceye kadar, türleri ve
toplam işlem hacmi artmaya devam edecektir”
Warren Buffet, 2002
Aç doyar, açgözlü doymaz
Türk Atasözü
… ve bir Çöküşün Hikayesi - 1
• 2001’de Ev’in değeri 100 bin dolardı. 20 bin peşin, 80 bin dolar
ipotek kredisi (mortgage) ile alınmıştı
• 2004’de yapılan yeni bir ekspertiz ile Ev’in değeri 150 bin dolara
çıktı. 2. ipotek ile bankada 50 bin dolar kredi alındı ve Otomobil
yenilendi
• 2005’de bir ekspertiz daha yapıldı ve Ev’in değeri 180 bin dolar
olarak belirendi, 3. ipotek alındı ve mobilyalar yenilendi.
• 2006’ya gelindiğinde artık herkes (şahıslar, emlakçi, banka vs.) Evin
değerini 180 bin dolar olarak kabul ediyor ve buna göre hareket
ediyordu.
R. HAKAN ÖZYILDIZ
48
… ve bir Çöküşün Hikayesi - 2
• Ancak 2007’de bir gün aynı mahallede benzer bir Ev
satışa çıktı. Ama kimse 180 bin dolar ödemek istemedi.
Ve balon patladı.
• Öyle ki, Ev’in satış fiyatı başlangıçtaki 100 bin $’ın altına
(70 bin $’a) geriledi. Ev’i için 80 bin $ ipoteğe giren Ev
sahibi de, haliyle ödeme yapmak istemedi
• Alacaklarını tahsil edemeyen bankalar, borçlarını
ödeyecek kaynak bulamayınca mali sistem durdu.
Bankalar birbirine bile borç vermeyince Likidite Krizi
başladı
R. HAKAN ÖZYILDIZ
49
Kurtarma paketleri açıklandı
R. HAKAN ÖZYILDIZ
50
Kurtarma planları
R. HAKAN ÖZYILDIZ
51
KRİZ BİTTİ Mİ?
R. HAKAN ÖZYILDIZ
52
“Dünya hali”
•
Kurtarma Planı
R. HAKAN ÖZYILDIZ
53
İşsizlik, kamu açığı ve bankacılık sorunlarına
henüz kesin çözüm bulunamadı
R. HAKAN ÖZYILDIZ
54
ABD’nin işi çok zor
Eğer tedbir
alınmazsa, 2025
yılında söz verilen
sosyal ödemeler +
faiz ödemeleri,
toplam bütçe
gelirlerine eşit
olacak.
Yani diğer (maaş,
askeri vb.)
harcamalar için ABD
borç bulmak
zorunda.
R. HAKAN ÖZYILDIZ
55
Amerika batmış (mı?)
ABD’de bütçede
görünmeyen
fonlanmamış koşullu
yükümlülüklerin bu
bünkü değere
indirgenmiş miktarı 31
trilyon dolar olarak
hesaplanıyor.
Buna bir de eksik
fonlanan 35 trilyon
dolarlık yükü ekleyin.
ABD ekonomisinin 14
triyon dolar, dünya
ekonomisi ise 60 trilyon
dolar büyüklüğünde
olduğunu düşünürseniz
açık büyük. Nasıl ve
nereden karşılanacak?
R. HAKAN ÖZYILDIZ
56
Batmaya yakın (mı?)
Verilen sözler ileride
kamu dengelerine
olumsuz baskılar
yaratacak.
Bu kadar büyük
açığı iç dengelerle
kapatması, topluma
aşırı maliyetler
ödetmektir.
Çözüm: “Ya yüksek
enflasyon ya savaş”
(!?*)
R. HAKAN ÖZYILDIZ
57
Amerikalılar
harcarken
tasarruf etmeyen
bir ulus.
Ekonominin en
temel sorunu da
burada.
R. HAKAN ÖZYILDIZ
58
Borçlu Amerika
Amerikan
Hazinesi’nin
alacaklıları
yabancılar. Onları
üzmemek zorunda.
En büyük alacaklı
ÇİN. Birbirlerini
üzmemeleri
gerekiyor.
R. HAKAN ÖZYILDIZ
59
Aşırı likidite dünya dengelerini bozuyor
Yükelen piyasalara
yönelen aşırı likidite, bu
ülkelerde yerel paranın
değerlenmesine yol açtı.
Ucuzlayan Dolar ve Euro
ithalatı tetikledi.
Emtia ve diğer ihracatı
olmayan, petrol ithal
etmek zorunda olan
ülkelerde cari açık
büyüdü.
R. HAKAN ÖZYILDIZ
60
Dolar ve emtia fiyatları
Piyasalara aşırı
likidite verilince
yüksek getiri
peşinde koşan fon
yöneticileri varlık
fiyatları gibi emtia
fiyatlarını da
şişirmeye başladılar.
R. HAKAN ÖZYILDIZ
61
Emtia balonlarına
dikkat
Yüksek getiri arayan
para, başta petrol ve
değerli madenler olmak
üzere emtia fiyatlarında
hızlı yükselişlere neden
oldu. Fiyatlarda balonlar
oluşmaya başladı.
Bu gelişme ihracatçı
ülkelere yararken
(Brezilya, Rusya) bizim
gibi ithalatçılarda dış
ticaret açığını yükseltti
Balon patlarsa, tersi
yaşanacak.
R. HAKAN ÖZYILDIZ
62
Aynı yönde bir etki hisse senedi piyalarında
da görüldü. Küçük ve sığı piyasaları
yabancılar yönlendirmeye başladılar.
R. HAKAN ÖZYILDIZ
63
Kamu kağıtları piyasaları da bundan
kaçamadı.
R. HAKAN ÖZYILDIZ
64
Fasit daire
Ne kadar iyi nşyet olursa
olsun sonuç aynı:
•Sosyal huzursuzluk
•Düşük verimlilik
•Düşük tüketim
•Yüksek işsizlik
•Şirketler kesiminin
gelirlerinin azalması
•Vergi gelirlerinde düşüş
•Yatırımcıların
güvenlerinin azalması
•Vergilerin yükseltilmesi
•İstikrar önlemlerinin
çoğaltılaması, ve....
•Sosyal huzursuzluk
R. HAKAN ÖZYILDIZ
65
“Türkiye’nin hali”
Karikatürdeki gibi olmasın.İstikrar politikalarının ne anlama
geldiğini unutmayalım, bir daha bu tür politikalar uygulamak
zorunda kalmayalım.
R. HAKAN ÖZYILDIZ
66
Son 9 yılda Türkiye borçlanarak harcadı ve büyüyebildi.
İlk krizde kamu borçluydu, sonra hanehalkı ve özel sektör
borçlanmasını arttırdı.
R. HAKAN ÖZYILDIZ
67
Ülkenin borçluluğu çoğaldı
R. HAKAN ÖZYILDIZ
68
Güneş girmeyen ev;
hastalık üretir
Üretemeyen ekonomi;
işsizlik, yoksulluk, huzursuzluk ve kavga
üretir