Transcript File






İnsanlar, tarihin ilk dönemlerinden beri çeşitli idari sistemler
ve örgütler kurmuşlar ve bunları yönetmişlerdir. Toplumun
en küçük birimi olan aile, yönetim bilgi ve tecrübelerinin
kazanıldığı kurumların başında gelir. Yönetimle ilgili bilgi ve
beceriler ilkin ailede edinilir ve sonra sosyalleşme süreci
içerisinde okul, işyeri, dernek, vakıf ve siyasi parti gibi
toplumun çeşitli kurumlarında geliştirilir.
Henry Fayol (1916) yönetim süreçlerini bilimsel biçimde
sınıflandıran ilk yönetim bilimcidir.
Fayol, yönetim süreçlerini;
Planlama (planning),
Örgütleme (organization),
Emretme (command),
Eşgüdümleme (coordinating) ve
Denetim (control) olarak gruplandırmıştır
Eş güdümleme; iş bölümü yoluyla çeşitli
parçalara
ayrılmış
bulunan
örgütsel
faaliyetlerin, değişik birimlerde değişik iş
görenler tarafından harcanan çabaların,
amaçları doğrultusunda bütünleştirilmesidir.
 Ne zaman iş bölümü zorunlu ise o zaman eş
güdümleme de zorunludur. İş bölümü
yapılmamış
bir
örgüt
düşünülemeyeceğinden, eş güdümleme
önemli bir yönetim sürecidir. Hatta çoğu
kez,
yöneticiler
“koordinatör”
olarak
adlandırılırlar.






Eş güdümleme; örgütü oluşturan tüm bölüm ve birimlerin,
örgüt amacını en az para, zaman ve enerji kaybıyla
gerçekleştirmesinin anahtarıdır.
Eş güdümleme süreci, örgütte bulunan çeşitli birimler
arasında ilişki ve iş birliğinin sağlanması olarak
tanımlanabilir. Ancak eş güdümleme tamamen bir işbirliği
süreci değildir.
Eş güdümleme, örgütleme sürecinde yapılan işbölümü
sonucu ortaya çıkan işlerin birleştirilmesi sürecidir.
Eş güdümleme süreci, “işbölümü ile birbirinden ayrılan
insan gücü kaynağını dikeyine ve yatayına tümleştirerek,
örgütün amaçlarını gerçekleştirmeye güdüleme sürecidir
(Başaran, 2000, 242).
En iyi eşgüdüm, çalışanların örgütün amaçlarını
başarmalarına katkılarını gördüklerinde sağlanır(Aydın,
2007, 162).





Eşgüdümle aynı anlamda kullandığımız koordinasyon
ilkeleri şunlardır(Dalay, 2001:336):
1) Koordinasyon sorumlu kişiler arasında doğrudan
görüşmelerle sağlanmalıdır.
2-) Planlar yapılırken ve politikalar tespit edilirken öncelikle
başlangıçta koordinasyon sağlanmalıdır.
3-) Bir konuda ve ya bir sorunla ilgili bütün unsurların karşılıklı
olarak birbirleri üzerindeki etkileri dikkate alınarak
koordinasyona gidilmelidir.
4- Koordinasyon sürekli bir işlem olarak düşünülmelidir .Eş
güdümlemenin olabilmesi için, iş görenler arasında
doğrudan bir iletişimin olması, iş görenlerin ortak amaçları
etrafında toplanması, iş görenlerin anlayış çerçevesi
içerisinde bilgi ve becerilerini kullanması, iş görenlerin
karşılıklı etkileşim içerisinde bulunması ve iş görenlerin
eşgüdümü sürekli bir işlem olarak düşünmesi gereklidir.

Bursalıoğlu’na göre (1979) eşgüdümü sağlama yollarından bazıları şunlardır(Yiğit,
2000:49):
1. Emir Yoluyla Eşgüdüm: Klasik ve tek adam yönetiminde kendini göstermektedir. Böyle
durumlarda katılma ve yenilik az olduğundan, etkili bir eşgüdüm sağlamak olası değildir.
Otoriter bir davranış gösteren yöneticilerin izledikleri bir yoldur. Bu tür eşgüdümde, örgüt
verimliliğini attırmak olanaklı olmadığı gibi, iş görende iş doyumunu sağlamakta olası
değildir.

2.Grup Yoluyla Eşgüdüm: İş göreni biçimsel olmayan örgüte bağlayan, bağlam yoluyla
örgüt amacına yönlendirmeyi sağlamaktır. Diğer bir anlatımla, iş görenin beklentilerini
dikkate alarak örgüt amacına yönlendirmelidir. Örneğin iş görenin kararına katılmasına
olanak sağlama, sağlıklı insan ilişkilerini geliştirmek suretiyle eşgüdüm sağlanabilir.

3.Bağımlılığın Tanınması Yoluyla Eşgüdüm: Teknik boyuttaki eşgüdümün sağlanabilmesi
için önemli ve geçerlidir. Özellikle teknik ve uzmanlık düzeyinde bilgi ve beceriye sahip
olanlar, diğer iş görenlerin eşgüdümünü sağlamada etkin konumda bulunmaktadır.
Çünkü yapılacak çalışma konusunda uzmanlık düzeyinde bilgisi olmayan iş gören, bu
konuda bilgi sahibi olana devamlı bağımlı hale gelir, onlardan elde edeceği bilgi ve
beceriye göre bir çalışma gösterir. Bağımlılığın tanınması yoluyla eşgüdümde; bilgi ve
beceriye sahip olanların, diğer iş görenleri kendi bilgi ve becerileri altında eş
güdümlemesini sağlar. Devamlı bir bağımlılık söz konusu olur.
1.Güdüleme
 2.Özendirme
 3.Gözdağı
 4.Ödül ve ceza
 5.Borçlandırma
 6.Yarışma
 7.İşe Sarma
 8.İşi Çekici Kılma








1.Örgütün ve örgütsel işlevlerin sürekliliğini
sağlar.
2.Üyeler arasında yardımlaşma ve işbirliği
sağlar.
3.Kaynakların etkili kullanılmasını sağlar.
4.Kararların uygulamaya yansıtılmasını sağlar.
5.Üyelerin birbirinden ve yaptıklarından
haberdar olmalarını sağlar.
6.Örgütte yaşanan karışıklıklar ve tekrarlar
önlenebilir.
7.Örgüt ile ilgili planla daha iyi uygulanabilir.
1.Dikey Eş güdümleme: Alttan üste,
üstten alta doğru işleyen bir süreçtir.
 2.Yatay Eş güdümleme: Birimler, bölümler
arası eş güdümleme.
 3.Çapraz Eş güdümleme: Proje tipi ve
matrix örgüt yapılarında eş
güdümlemedir.












Okullarda eş güdümlemeyi okul müdürü yapar. Okul müdürünün en
önemli görevlerinden biri, okul içindeki bireylerin ve grupların eş
güdümlenmesini sağlamaktır. Eş güdümleme, okulda bulunan tüm
güçleri birbirine uyumlu biçimde eğitim amaçlarını gerçekleştirmeye
yöneltmedir.
Bir eğitim örgütü olarak okulda eş güdümleme sürecinin işleyebilmesi için
gerekli olan koşullar şunlardır (Bursalıoğlu, 2000):
1. Görevsel bir yönetim yapısı.
2. Görevleri ve ilişkileri açıkça belirten bir örgüt şeması.
3. Yazılı politika ve tüzükler.
4. Etkili bir iletişim sistemi.
5. Eş güdümleme birimi ve uzman personel.
6.Yazılı plan ve programlar.
7.Yetkinin kendi kavram ve ilkeleri içinde kullanılması.
8.Düzenli raporlar ve kayıtlar.
9.Problemlerin gerektirdiği uzmanlık komiteleri.
10. Moral eğitimi.
Sonuç olarak; yönetim, başkalarının
çabalarını
eş
güdümleyerek
belirli
amaçlara yönlendirme işidir
 Yönetim bir ekip çalışmasıdır. Yönetici
belirli
bir
ekiple
belirli
amaçları
gerçekleştirmek zorundadır. Yöneticinin
ekip
çalışmasında
bulunması
kaçınılmazdır.
Ekip
çalışmasının
temelinde
ise
eş
güdümleme
(koordinasyon) vardır.


Örgüt, genellikle, bir iletişim ağı olarak
tanımlanmaktadır. Gerçekten de iletişim
sürecinin olmadığı herhangi bir örgüt
düşünmek mümkün değildir. Karar
verme, planlama, örgütleme, emir
verme, eş güdümleme, güdüleme,
denetleme vb. tüm yönetim süreçlerinin
temelinde iletişim süreci yatmaktadır.
İletişim süreci, insan davranışını değiştirmek,
kişiler ve gruplar arası ilişkileri geliştirmek,
örgütte bir haberleşme ağı kurmak ve
koordinasyon
sağlamak
amacıyla
kullanılmaktadır (Taymaz, 2000).
 İletişim
anlama, duyma ve duyurma,
düşünme ve düşündürme, bilgi alma ve bilgi
vermedir (Alberts, 1966). Başka bir ifade ile
“iletişim, bir göndericiden alıcıya ya da
alıcılara bilgi aktarmadır” (Üçok, 1993).


Sibernetikte (canlı ve cansız tüm karmaşık
sistemlerin denetlenmesi ve yönetilmesini
inceleyen bilim dalıdır) bir bilgi kaynağından
tek yönlü bir iletime “enformasyon”, karşılıklı
bilgi alışverişine ise “komünikasyon ya da
iletişim” adı verilmektedir(Dökmen, 1997:19). Bu
karşılıklı bilgi akışı iletişim sürecinde dikkate
alındığında iki sistem arasındaki her bilgi akışı
iletişim olarak adlandırılamaz. Örneğin bir okul
müdürünün öğretmenine verdiği görevlerin
yerine getirilip getirilmediğini ve sonuçlarına
bakmıyorsa, burada bir iletişim değil bir
enformasyon vardır. Bu tek yönlü bilgi akışına
iletim de denebilir.







1) Amaç: İletişime yön verir ve iletişimin etkisi, amacın
gerçekleşme oranı ile ölçülür.
2)Verici(Gönderici): Anlamı iletir. Bu bakımdan vericinin
yasal ve güvenilir olması gerekir. Bunların yokluğu, iletme
işlemini zorlaştırır.
3) Kapsam: Olaylar, fikirler, semboller, değerler ve
benzerlerini simgeler. Bunlara ilişkin enformasyon ortama
göre bütünleştirilmelidir.
4) Kanallar: Formal kanalları hiyerarşi oluşturur. İnformal
kanalları kişiler arası ilişkiler meydana getirir.
5) Araç: Sözlü ve ya yazılı, insancıl ve ya mekanik olabilir.
6) Alıcı: Kapsamı kendi görüş çerçevesinden değerlendirir
ve ona göre kabul eder veya etmez.
7) Etki: Alıcının gösterdiği tepki, takındığı tutum ve yaptığı
öneri sonucunda anlaşılabilir.
1.Bilgi taşır.
 2.İlişkilere aracılık eder.
 3.Etkileşime aracılık eder.
 4.İletişim kararları taşır.
 5.İletişim dönütleri taşır.

Sözsüz İletişim
A. Beden Dili
B. Simgesel İletişim
 2. Yazılı İletişim
 3. Sözel İletişim

Bireysel faktörler
 Fiziksel unsurlar
 Hiyerarşik unsurlar
 Anlam (Semantik)
 Korunma
 Sınırlama




Bütün toplumsal etkileşimler iletişim içerir.
İletişimin
olmadığı
yerlerde
örgütler
olamayacağına göre; iletişim örgüt için
önemlidir. Taymaz(2003:43)’a göre bir örgütte
iletişim formal ve informal olmak üzere iki türlü
işler; aynı zamanda örgütsel iletişim de örgüt içi
ve örgüt dışı olmak üzere ikiye ayırmıştır.
1. Formal iletişim : Hiyerarşideki basamak ve
makamlar arasında enformasyon ve kararların
çift yollu akımıdır.
2. İnformal İletişim: Kişiler ve gruplar arasında
ilişkilerden kaynaklanan enformasyon akımıdır.






1.Örgüt İçi İletişim: Örgüt içinde yer alan bireyler ve birimler arası
iletişimdir. Örgüt içi iletişim kendi içinde dört gruba ayrılmaktadır.
Yukarıdan aşağıya iletişim: Astlara mesaj ileten üstün başlattığı
İletişimdir (Taymaz,2003:43).
Aşağıdan yukarı iletişim: Bu iletişim, astların gerekli bilgileri üstlere
verme aracı olmaktadır. Yukarı doğru iletişim genellikle astların
verdiği rapor ve tepkilerden oluşur.
Yatay iletişim: Genellikle örgütteki doğal gruplar arasında
görülen iletişim Türüdür Söylentiler, dedikodular aynı düzeydeki
işgörenler arasında yatay ve sözlü olarak iletilir(Ilgar,2005:52).
Dairesel ve çapraz iletişim: Biçimsel iletişim "yukarıdan-aşağıya",
"aşağıdan yukarıya" ve "yatay" biçimde olmak üzere üç şekilde
gelişmesinin yanı sıra, bazı durumlarda iletilen bilgi ya da mesajın
niteliğine göre çapraz bir yol izlediği durumlardır. 006).
2.Örgüt Dışı İletişim: Örgüt içindeki birey ve birimlerle çevredeki
birey ve birimler arasındaki iletişimdir(Taymaz,2003:43).
Organizasyonlar açık sistemlerdir.






Okul müdürünün çevresindekilere okulun
amaçlarının gerçekleştirilmesi yönünde iş
yaptırabilmesi, öncelikle bu amaçları açıkça
açık bir şekilde belirleyerek, bunları örgüt
üyelerine aktarmasıyla; sahip olduğu iletişim
becerileriyle doğru orantılıdır.
İletişim bir okulda şu işlevleri yerine getirir
(Başaran,2000: 127-128):
İletişim bilgi taşır
İletişim ilişkilere aracılık eder
Etkileşime aracılık eder
İletişim kararları taşır




İletişim buyrukları taşır
İletişim dönütleri taşır
İletişim öğrenen okulun öğrenme aracıdır
Okul müdürlerinin sahip olması önerilen yeterlik alanlarından biri,
insanlar arası ilişkilerde etkili iletişim becerilerine sahip olması
olarak ortaya çıkmaktadır. İletişim sürecinde düşünceleri net bir
şekilde ortaya koyma ve aydınlatma, çift yönlü iletişime önem
verme, iyi bir dinleyici olma, bilginin paylaşılmasını sağlama,
karşısındakilere karşı duyarlı olma ve empat,k davranma,
dileyenlerin gereksinimlerini dikkate alma, okul müdürlerinin göz
önünde bulundurması gereken öğelerdir (Şimşek,2005:59).
Okulda öğretmenlerle iş birliği yapan, sorunların çözümüne
yardımcı olan, eşit davranan, olumlu ilişkileri okul içi ve okul
dışında sürdürebilen, hoşgörülü, bilgiye, davranışa, araştırmaya
ve işe motive eden, mesleki ve kişisel formasyona sahip
yöneticiler öğretmenler ile daha sağlıklı bir iletişim
kurabileceklerdir.




Su (1974) denetimi, yapılan çalışmaları denetlemek
ve değerlendirmek, daha verimli hale gelmelerini
sağlamak için ilgililere önerilerde bulunmak,
kurumlardaki çalışanların çalışmalarında ve
yetişmelerinde rehberlik yolu ile yardımda bulunmak
gibi geniş bir hizmet alanı olarak tanımlamıştır.
Amacı;uygulamanın başarı derecesini tarafsız
olarak belirleyebilmektir (Bursalıoğlu, 2002, 125).
Amacı; örgütün etkililik derecesini artırmaktır.
Değerlendirmede örgütün, gerçekleştirmeye çalıştığı
amaçları ne derecede ve ne düzeyde
gerçekleştirdiği belirlenmektedir (Aydın, 2007, 172).
Değerlendirme, değerlendiren ile değerlendirilen
arasındaki etkileşimdir (Bursalıoğlu, 2002, 125).5





Eğer planlanan davranışla performans uyuşmuyorsa, yöneticiler
tarafından sergilenen motive edici kararları gözden geçirmek
gerekmektedir. Değerlendirme sürecinin dört aşaması
vardır(Gürsel, 2003:78).
1) Yapılan ve ya yapılacak olan fonksiyonların ölçüleri belirlenir.
Bu da yapılacak işlem ve eylemlerin belli bir süreye yayılması,
bunların kimler tarafından nerede, nasıl ve ne zaman
yapılacağının belirlenmesi ve ortaya konması anlamına
gelmektedir.
2) İş görenlerin yaptığı işlem ve eylemler ölçülür.
3) İş görenlerin değerlendirme sonuçlarını önceden hazırlanmış
olan değerlendirme ölçüleriyle karşılaştırılır.
4) Aksaklıklar ve olumsuzluklar ortaya koyulur(Terrill, 1977:365).
Değerlendirme aşamalı bir döngü içinde devam ettiğinde
sorunlar büyümeden tespit edilebilecek, sebepleri de tespit
edilerek büyümeden çözüme kavuşturulacak ve bi daha benzer
sorunların yaşanmaması için önlemler alınabilecektir.
Ortaklık ilkesine göre değerlendirme süresi,
değerlendirilenle değerlendiren arasında
ortak bir süreç olarak görülmelidir.
 Açıklık ilkesine göre, değerlendirme ölçüt
ve sonuçları taraflarca bilinmelidir.
 Güvenirlik ilkesine göre, değerlendirme
süreci güvenilir olmalıdır, aksi durum örgüte
yarar değil zarar verir.
 Kapsamlılık ilkesinde değerlendirme,
örgütün bütününü kapsayacak nitelikte
olmalıdır.








Erdoğan (2000:77), değerlendirmede
karşılaşılan sorunları şöyle sıralamıştır:
1)Tek ölçüt kullanma
2)Müsamaha: Gerçekleşenden daha fazla
değer verme
3)Hale etkisi: işgörenlerin belli bi alandaki
mükemmelliğine bakarak başka alanlarda da
mükemmel olacağına dair fikir üretme
4)Objektif olmama: önyargılı olma
5)Ortalama eğilimi: herkesi” vasat” olarak
değerlendirme eğilimi.

Okuldaki değerlendirme, öğretmenlerin
pek de hoşlanmadıkları hassas bir
süreçtir. Öğretmen performansının
değerlendirilmesi diğer mesleklere göre
daha zordur. Çünkü öğretmenin ortaya
koyduğu ürün olan öğrenci
davranışlarının sonuçlarını görebilmek
yıllar alır. Bu yüzden yöneticilerin
değerlendirme yaparken çok dikkatli
davranmaları gerekmektedir.







1)Değerlendirme, okulun amaç ve hedeflerine ulaşmasına
yardım etmelidir.
2)Değerlendirme sistemi yöneten-yönetilen ayrımı yapılmaksızın
tüm eğitim personelini kaplamalıdır.
3)Değerlendirme eğitim personeline karşı baskı aracı olarak değil,
geliştirme aracı olarak kullanılmalıdır.
4)Değerlendirme, eğitim personelinin mesleğine bağlanmasına,
tutumların, ilişkilerin ve moralin gelişmesine katkıda bulunmalıdır.
5)Değerlendirme okulun uzun ve kısa vadede personel gelişim
planlarına katkıda bulunmalı, ferdin bütün ve parça olarak
kendini değerlendirme stratejilerine uygun olmalıdır.
6)Değerlendirme programı personel arasındaki farkları teşhis
etmeyi sağlamalıdır.
7)Değerlendirme yapan yöneticiler, değerlendirme konusunda
bilgili, becerikli ve olumlu tutuma sahip olmalıdır.





1) Öğrencilere nitelikli bir eğitim sağlamak,
2) Yasal gereksinimleri karşılamak,
3) Öğretmen performansının üstünlüklerini
tanımak,
4) Öğretmenlerin kendi profesyonel
uzmanlıklarını geliştirmeleri için onlara
fırsatlar sağlamak,
5) Başarılı öğretmenlerin işlerini
sürdürebilmeleri, gelişimleri ve işe alınmaları
hakkında topluma bilgi sağlamak.










Türk Eğitim Sisteminde denetim etkinlikleri “bakanlık
müfettişleri” ve “ilköğretim müfettişleri” aracılığı ile
gerçekleştirilmektedir.
Eğitimde Teftiş/Denetim (Aydın, 2005):
1.Durum saptama
2.Değerlendirme
3.Geliştirme
Müfettişlerin Görevleri
1.İnceleme – araştırma,
2.Rehberlik ve yetiştiricilik,
3.Denetim ve kontrol
4.Soruşturma