kadın şairlerimiz…

Download Report

Transcript kadın şairlerimiz…

 Bektaşi sairlerimizdendir. Mora Yenişehir'li Abdullah Baba'nın
öğrencilerindendir.

NEFES

Bu gün ben pirime vardım
Hayırlı himmetin aldım
Aşkın deryasına daldım
Keren senden şahım Ali
Yetiş Hünkar Bektaş Veli
Hazret-i Hatice, Fatma
Katardan kemteri atma
Cürm ü isyanıma bakma
Kerem senden şahım Ali
Yetiş Hünkar Bektaş Veli
 Çankırı'da 1864 yılında doğan Banu, öğrenimini
köyündeki okulda görmüştür. Gerek babasının
sağlığında gerekse onun ölümünden sonra köydeki
evlerinin altında bulunan odaya gelen konuklarla
görüşür, onlarla güncel konularda söyleşirdi. Bu odaya
en çok gelen Geredeli saz sairi Aşık Figani idi. Banu
Hanım özgür yaratılışlıydı. Gelen aşıkların fasıllarını
dinlemekten, konuklarla oturup görüşmekten zevk
alırdı. Şiir meraki saz şairlerini dinlemekle başlamıştı.
Bir divan oluşturacak derecede çok olan şiirlerini her
nedense ölümünden iki yıl önce yakmıştır. Dili
oldukça düzgün, üslubu sevimli ve sadedir.

Bektaşi sairlerinden olan Arife, Rahva'da doğmuştur.
Babası tüccar Arif Ağadır. Akrabasından Çivizade Mustafa
Efendi ile birlikte 1877'de İstanbul'a gelmiştir.

NEFES

Kar yağdı dergahın ettik ziyaret
Cemalini gördük Hafız Babanın
Ol güzel canlarla surduk mahabbet
Cemalini gördük Hafız Babanın

Çukurova'lı ya da Gülek'li olduğu söylenen Ayşe'nin yaşamı hakkında
hiçbir
bilgi yoktur.

DORTLUKLER

Tarlası kara evlekli
Keçisi ufak oğlakli
Girgin toklu tor daylaklı
Babam kurban bostan oğlum
Kurban olducağım aba
Dokunmayım olsun tövbe
Yaşı küçük gözü sube
Anam kurban bostan oğlum
 Nigâr Hanım (d. 1856, İstanbul - ö. 1 Nisan 1918, İstanbul), Türk şairdir.




Babası, 1848 Macar İhtilali mültecilerinden, Macar asıllı Osman
Paşa'dır. Öğrenimini Fransız mektebinde yaptı. Özel olarak Türkçe,
Arapça ve Farsça dersleri aldı. Çocuk yaşında iken şiir yazmaya başladı.
Fransızca dilini ve Fransız edebiyatını çok iyi bilmekteydi. Zamanının
kibar aleminin en seçkin siması olarak bilinmekteydi. Fransız
salonlarını andırır şekilde, her salı günü konağında zamanın tanınmış
şahsiyetleri toplanır ve bu toplantılarda şiirler okunur, müzik dinlenir
ve sanat ve edebiyat konularında konuşulurdu. 1 Nisan 1918'de
İstanbul'da öldü. Mezarı Rumelihisar Kayalar mezarlığındadır.
Şiirlerini;
Efsûs I (1877)
Efsûs II (1891)
Nîram (1896)
Aks-i Seda (1900)
Elhan-i Vatan (1916)
 yegane sevdiğin âlemde ben miyim şimdi?
sahih ben miyim artık muhatab-ı aşkın?
bütün o hiss-i amik-i fuad-ı pür şevkin
o ibtila-yi ezel, o alaik-i ebedi
benim mi şahsıma mahsur? bir daha söyle.
o sanihat-ı hazinin, o beyyinat-ı gâmın
sahih, mülhimi hep ben miyim, bugün söyle.
tahassüsatını, efkarını bütün söyle.
getir şu kalbime dök varsa sevdiğim, elemin
eden nedir seni rencud, bir daha söyle.
 Yenileşme döneminin Nigâr Hanımla birlikte burç isimlerinden
biri olan Makbule Leman 1865 yılında İstanbul’da doğmuştur. V.
Murad sarayında Kahvecibaşı İbrahim Efendinin kızıdır. Bir
görüşe göre Rüşdiyede okumuş, sonra özel dersler alarak
yetişmiştir. Bir dönem Hanımlara Mahsus Gazete’nin baş yazarı
olan Makbule Leman, II. Abdülhamid tarafından Şefkat Nişanı
ile ödüllendirilmiştir. Ömrünün son on dört yılını tedavisi
imkânsız bir hastalığın esiri olarak yatakta geçirmiştir. Kısacık
ömrüne şiirlerinin yanı sıra denemeler, hikâyeler de sığdıran
Makbule Leman’ın sağlığında yayımlanan şiirlerinin sayısı on
ikidir. Bunlar tür ayrımına gidilmeksizin Makes-i Hayal (1896)
adıyla bir araya getirilmiş, ölümünden (1898) sonra bu eser, eşi
tarafından, Makbule Leman hakkında yazılanlarla bir arada
ikinci kez bastırılmıştır
 Abdülhak Hamid Tarhan'ın en küçük kardeşi olan
Abdülhak Mihrünnisa 1864 yılında İstanbul'da
doğmuştur. Evlilik hayatında mutlu olamayarak
boşanmıştır. Dağınık halde çeşitli dergilerde ve
mecmualarda kalan şiirlerinde kuvvetle ağabeyi
Hamid etkisinde kaldığı görülmektedir. 1943 yılında
ölmüştür
 1880 yılında İstanbul’da doğan Yaşar Nezihe[5] yoksul bir ailenin
çocuğudur. Annesinin ölümünden sonra baş başa kaldığı babası
okuması yazması olmayan bir müstahdem olup, kızının okumasına
ortam sağlayamamıştır. Yoksulluğu ve eğitimsizliği ile, sosyal statüsü ve
yaşam standardı yüksek ailelere mensup diğer kadın şairlerden ayrılan
Yaşar Nezihe kendi kendisini yetiştirmiştir. Yoksulluk ve sıkıntılar ömrü
boyunca arkasını bırakmamış, yaptığı üç evlilikte de mutlu olamamış,
geçimini sağlamak için evde ve dışarıda çeşitli işlerde çalışmak zorunda
kalmıştır. Edebiyat, sıkıntılı hayatının yegâne saadetidir. Şiirlerini Bir
Deste Menekşe (1915) ve Feryatlarım (1924) adlarıyla kitaplaştıran Yaşar
Nezihe’nin yaşantısına âyinedarlık eden karamsar bir şiiri vardır. Batı
etkisi taşıyan şiiri yer yer toplumsal ve siyasî değiniler de taşır. Güçlü ve
dirayetli bir mizaca sahip olan Yaşar Nezihe (Bükülmez soyadını
almıştır), 1935 yılında İstanbul’da ölmüştür.
 Layık mı hicran ile ömrüm güzer etsin?
Gelsin melekülmevt bana, mahvü heder etsin.
Bar oldu hayatım bana, çıksın bu tenimden,
“Bir âlem’i kutsiyete doğru sefer etsin! ”
Âlâm’ı tehassürle geçer leylü naharım,
Bîçare gönül neyle def-i keder etsin?
Beyhude fiğan etme gönül, rahmedecek yok,
Mümkün müdür ahen dile feryat eser etsin?
Kim eyler ise ahımı, feryadımı ta’yip,
Allah! dilerim halini benden beter etsin.
 1877'de Beyrut'ta dünyaya geldi. Vezir Köse Raif Paşa'nın kızıdır.




Babasının görevi nedeniyle pek çok yer gezdi. Özel olarak müzik,
edebiyat ve Fransızca dersleri aldı.
Küçük yaştan itibaren edebiyata ilgi duydu. Döneminin şairlerinden
Rıza Tevfik'in etkisiyle hece vezniyle halk şiiri tarzında şiirler yazdı.
Hece veznini kullanan ilk kadın şairlerimizdendir.
Sade bir dili, yalın bir anlatımı vardır. Fransızcaya ve Fransız
Edebiyatına vakıf olan İhsan Raif Hanım önce Ali Beyle, sonra
Şehabettin Süleymanla, daha sonra da Hüsrev adında bir zatla
evlenmiştir.
Şiirleri kadınsı, aşk dolu ve yoğun duygu içeriklidir. Şiirlerinden
bazılarını kendisi, çoğunu da diğer sanatçılar bestelemiştir. İhsan Raif
Hanım'ın şiirlerinden bestelenmiş şarkılar günümüzde de
dinlenmektedir.
1926'da Paris'te yaşamını yitirmiştir. Mezarı Rumelihisarı'ndadır.
 1896'da İstanbul'da doğdu. Eğitimine özel hocalardan
ders alarak başladı. İstanbul Darülfünun'u Edebiyat
Fakültesi Coğrafya Bölümü'nden mezun oldu. Uzun
süre İstanbul Kız Lisesi'nde coğrafya ve edebiyat
öğretmenliği yaptı. 1973'te İstanbul'da yaşamını yitirdi.
Başlangıçta Tevfik Fikret'in etkisinde aruz ölçüsüyle
şiirler yazarken zaman içinde Milli edebiyat
akımının ilkelerine uygun olarak hece ölçüsünü
kullanmaya başladı. Devrinin tüm şairleri gibi
Edebiyat-ı Cedide, Fecri Ati ve Milli edebiyat akımı
arasında sıkıştı kaldı.





Kalbinden kalbime akan bir sesdi
Akşam gölgesinde çağlayan o su
Sesini en tatlı yerinde kesdi
Bizi sonsuzluğa bağlayan o su
O su, bir sır gibi mırıldanırdı
Göğsünde bir sarı ay yıkanırdı
Bizi Leylâ ile Mecnun sanırdı
Gamlı yolumuzda ağlayan o su
Sessiz ruhumuzu o bestelerdi
Bize "Unutalım dünyayı" derdi
Bir aldı sonunda verdi bin derdi
Bizi bizden fazla anlayan o su
Şimdi ne akşam var, ne ses, ne dere
Yolumuz ayrıldı başka ellere
Benzetti bizi bir kırık mermere
Ruha zehir gibi damlayan o su
Kalbinden kalbime akan bir sesdi
Akşam gölgesinde çağlayan o su
Sesini en tatlı yerinde kesdi
Bizi sonsuzluğa bağlayan o su
 Yaşam Öyküsü
 İnci Asena 1948’de İstanbul’da doğdu. Adam
Yayınları’nın, Adam Sanat ve Adam Öykü
dergilerinin kurucuları arasında yer aldı. Tramvay
Döşeriz Ay Döşeriz (1993), Çıplak Bakamıyorum
(1996), Tutamadığım Sözler (2000) adlı şiir
kitapları vardır. Üç Gün Paris (1998),
Amsterdam’dan (1999)
 Balıkesir’in Bandırma ilçesinde doğdu. İstanbul
Üniversitesi İşletme Fakültesini bitirdi. Yıldız
Teknik Üniversitesi İnşaat Mühendisliği
Fakültesinin üçüncü sınıfından ayrıldı.
 İlk deneme, öykü ve şiirleri, ortaokul yıllarından
başlayarak yerel gazetelerde yayımlandı. Daha
sonra İmece, Yazko Edebiyat, Edebiyat 81, Varlık,
Hürriyet Gösteri, Yaşasın Edebiyat, Şiirlik, Yeni
Biçem, Düşlem, Sombahar, Ludingirra, öteki-siz,
Şiiri Özlüyorum dergilerinde ve değişik
gazetelerde deneme ve inceleme yazıları ile
şiirleri yayımlandı
 1968 tarihinde Maraş'ın Pazarcık ilçesi Maksutuşağı
Köyü'nde doğdu. Ortaokul ve lise eğitimini Gaziantep'te
tamamladı. Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi'nden
mezun oldu.
 İlk kitabı Rüzgâr Dolu Konaklar ile 1997 yılında Halil
Kocagöz Şiir Ödülü ve Orhan Murat Arıburnu Şiir Ödülünü
kazandı. Şiirleri Adam Sanat, Defter, Ekin Belleten ve Yazıt
dergilerinde yayımlandı. Şiirlerinden yapılmış bir seçki
2004 yılında "The Temple of a Patient God" adıyla
İngiltere'de Arc yayınevi tarafından, Almanca-Fransızca
diğer bir seçki ise Winddurchwehte Herrenhauser adıyla
2006'da Lüksemburg'ta PHI yayınevi tarafından
yayımlandı.
 Çamlıca Kız Lisesi ve Beyoğlu Ticaret Liselerini bitirdikten
sonra bir süre İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi’nde
öğrenim gördü. Öğrenimini İstanbul Belediyesi
Konservatuarı Tiyatro Bölümü’nde sürdürdü. 1964 yılında
konservatuardan mezun olduktan sonra tiyatro öğrenimine
1965-1967 yılları arasında Londra’da devam etti. Aynı
dönemde, BBC Türkçe Servisi’nde kültür programları yaptı.
İstanbul´da matbaa yöneticiliği, dergi yönetmenliği yaptı.
Amatör ve profesyonel birçok tiyatronun kurucu üyesi
oldu. Sonraları ise tiyatroyla ilişkisini eleştirmen olarak
sürdürdü. 2003 yılında "Ada Şiirleri" adlı kitabıyla Cevdet
Kudret Edebiyat Ödülü'nü kazandı
 Yazarın deneme ve şiir dalında birçok ödülü vardır. Yazar, bir süre
TRT GAP Radyosu'nda edebiyat programına makale ve şiirleriyle
katkıda bulunmuştur.
 Şiirleri; Gençliğin Sesi, Dolunay, Seviye, Milli Kültür, Yeni Ufuk,
Güneysu, Sandal, Ayna, Kırk Başak, Genç Kardelen, Külliye,
Tebessüm, harman gibi çeşitli kültür, sanat ve edebiyat
dergilerinde yayımlandı.
 İlk şiir kitabı, "Düğün Gönüle Kurulur" adıyla Dolunay yayınları
tarafından Mart 1999'da yayımlandı. Türkiye genelinde
düzenlenen "Geleneksel Dolunay Şiir Şöleni" etkinliklerinde
aktif olarak tertip heyetinde yer aldı. Yeni Ufuk dergisi
tarafından düzenlenen Türkiye geneli şiir yazma yarışmalarında
jüri başkanlığı görevine ek olarak, çeşitli kurumlarca düzenlenen
şiir yarışmalarında da jürilik görevlerinde bulundu. Şiir, makale,
deneme ve gezi türlerinde yayımlanmaya hazır yazıları da vardır.
 Liseyi Robert Kolej’de bitirdi. Şiir bursu alarak İtalya'ya
Floransa’ya gitti. Türkiye’ye dönüşünde birer yıl Orta Doğu
Teknik Üniversitesi Elektronik ve Ekonomi bölümlerine
devam etti. 1977’de İngiltere’ye giderek Manchester
Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden lisansını, Essex
Üniversitesi Edebiyat Sosyolojisi Bölümü’nden master
derecesini aldı. 1983'te Belçikalı ressam Patrick Jacquart ile
evlenerek Brüksel'e gitti. 1983-1986 arasında burada yaşadı.
1986'da yurda döndü.
 İlk şiirleri 1980’de Yazı ve Yeni İnsan dergilerinde çıktı.
Gösteri, Defter, Şiir Atı, Oluşum, Mor Köpük, Yönelişler,
Sombahar dergilerinde birçok şiir ve yazısı yayınlandı.
Şiirlerinden bazıları bestelendi ve filmlerde kullanıldı.

Dün gece sen uyurken

İsmini fısıldadım

Ve hayvanların korkunç

Öykülerini anlattım


Dün gece sen uyurken

Çiçeklere su verdim

Ve insanların korkunç

Öykülerini anlattım onlara


Dün gece sen uyurken

Yüreğim bir yıldız gibi bağlandı sana

İşte bu yüzden sırf bu yüzden

Yeni bir isim verdim sana


DESTİNA


Sen öyle umarsız uyusan da bir köşede

İşte bu yüzden sırf bu yüzden

Yaşamdan çok ölüme yakın olduğun için

Seni bu denli yıktıkları için DESTİNA

Yaşamımın gizini vereceğim sana