TÜRK * *SLAM DEVLET**NDE YA*AMI* B*L*M ADAMLARI

Download Report

Transcript TÜRK * *SLAM DEVLET**NDE YA*AMI* B*L*M ADAMLARI

1
•AKŞEMSEDDİN
•ALİ KUŞÇU
•CEZERİ
•EVLİYA ÇELEBİ
•FARABİ
•GIYASÜDDİN CEMŞİD
•HARİZMİ
•HAZARFEN AHMED ÇELEBİ
•İBN-İ BATTUTA
•İBN-İ HALDUN
•İBN-İ HEYSEM
•İBN-İ RÜŞD
•İBN-İ SİNA
•İBN-İ TÜRK
2
•KADIZADE RUMİ
•KATİP ÇELEBİ
•KEMALEDDİN FARİSİ
•MAĞRİBİ
•MES’ÜDİ
•MİMAR SİNAN
•NASİRÜDDİN TUSİ
•ÖMER HAYYAM
•PİRİ REİS
•SABUNCU OĞLU ŞEREFEDDİN
•ULUĞ BEY
•KAYNAKÇA
•HAZIRLAYANLAR
3
1389 - 1459
Tıp alanında bulaşıcı hastalıklar üzerinde önemli çalışmalar
yaptı. Araştırmaları sonunda tıp ile ilgili Türkçe yazdığı
Maddet-ül Hayat ve Arapça yazdığı Hall-i Müşkilât ve
Risalet-ün Nuriyye adlı Tasavvuf kitapları, bilinen
eserleridir.Tıp ile ilgili Türkçe yazdığı Maddet-ül Hayat'ta
geçen "Hastalıkların insanlarda teker teker peyda olduğunu
zannetmek yanlıştır.Hastalıklar insandan insana gözle
görülmeyecek kadar küçük tohumlar vasıtasıyla
geçer" cümlesi ile ilk mikrop teorilerinden birini ortaya
atmıştır. Tarihte mikroorganizmalardan bahseden ilk kişidir
ve Mikrobiyolojinin babası sayılmaktadır.
4
ESERLERİ
Risalet-ül-Nuriyye (Nur Risalesi)
 Def'ü Metain
Risale-i Zikrullah
Risale-i Şerh-i Ahval-i Hacı Bayram-ı Veli
Makamat-ı Evliya (Velilerin Makamları)
Maddet-ül-Hayat (Hayat Maddesi)
Nasihatname-i Akşemseddin (Akşemseddin Nasihatnamesi)
Kitab-ül-Tıp (Tıp Kitabı)
Hall-i Müşkülat (Güçlüklerin Halli)
5
Ünlü Türk gökbilimci, matematikçi ve dilbilimcidir.Türkistan'daki
Maveraünnehir emiri, Timur'un torunu Uluğ Bey'in kuşcusunun oğlu
olarak dünyaya gelen Ali Kuşcu, iyi bir öğrenim görmüştü.Kısa
sürede Semerkand rasathanesine müdür olmuştu , çevrede
ünlenmişti.Daha sonra, Akkoyunlu hükümdarı Uzun Hasan'ın
yanında bulunan Ali Kuşcu, elçilik yapmak üzere İstanbul'a
geldiğinde, Fatih Sultan Mehmet'den davet alarak Osmanlı
başkentine yerleşti.Matematik ve astronomi dersleri verdi ve çok
sayıda öğrenci yetiştirdi.
6
Eserleri
Ali Kuşcu'nun özellikle, matematik ve astronomi ile ilgili eserleri,
gerçek ilmi kişiliğini ortaya koymaktadır. Bu eserlerinin adları
şunlardır;
1.Risale-i fi'l Hey'e (Astronomi Risalesi)
2.Risale-i fi'l Fehiye (Fetih Risalesi)
3.Risale-i Hisap (Aritmetik Risalesi)
4.Risale-i Muhammediye (Cebir ve Hesap konularından bahseder)
5.Tecrid'ül Kelam (Sözün Tecridi)
6.Risale-i Adudiye
7.Unkud-üz zvehir fi Man-ül Cevahir (Mücevherlerin
Dizilmesinde Görülen Salkım)
8.Vaaz
9.İstiarad
7
C
E
Z
E
R
İ
25 yıl Diyarbakır'da hüküm süren Artuklu
Emirliği'ninhizmetinde çalışmış ve bunlardan birisi olan
Nasirüddin'in (1200-1222) isteği üzerine el-Câmi' Beyne'l'İlim ve'l-'Ameli'n-Nâfi' fî San'ati'l-Hiyel (Makina Yapımında
Yararlı Bilgiler ve Uygulamalar) adlı bir yapıt kaleme almıştır.
8
Cezerî, altı bölümden oluşan bu yapıtının birinci bölümünde Güneş saatlarını,
ikinci bölümünde içki toplantılarında kullanılan kapları, üçüncü bölümünde
ibrikleri, kan alma teknelerini ve abdest alma leğenlerini, dördüncü bölümde
su fıskiyelerini ve flütlerini, beşinci bölümde derin olmayan
göllerden ve ırmaklardan su çıkarma makinalarını ve nihayet altıncı bölümde
ise çeşitli eğlence otomatlarını, çizimlerini vermek suretiyle tanıtmaktadır.
9
CEZERİ’NİN ESERLERİ
 Kitāb fi ma-’rifat al-Hiyal al-handasiyya:1206 yılında bu
eserini tamamlamıştır.
 Kitâb-ül-Câmi Beyn-el-İlmi vel-Amel-in-Nâfî fî Sınâat-ilHiyel : Makine Yapımında Yararlı Bilgiler ve Uygulamalar”
NOT; Cezeri’nin yaptığı araçlar arasında, Fil Su Saati, Tavus
Kuşlu İbrik, Mumlu Saatler, Abdest Almak İçin
Otomatlar, Fıskiyeler, Suyu Yukarı çıkaran araçlar
bulunmaktadır.
10
Yeni yerler görmek, yeni insanlar tanımak istiyordu. Bu yüzden sarayda
fazla kalamadı. Kendisinin anlattığına göre bir rüya üzerine meşhur
gezilerine başladı. Gördüğü rüya şöyledir. Rüyasında İstanbul'da Yemiş
İskelesi civarında Ahi Çelebi Camii'ndedir. Orada muazzam bir cemaat
vardır. Dikkat eder, İslam peygamberi Muhammed'i baş tarafta görür.
Dört sadık halifesi ve diğer ashabı da hep oradadır. Muhammed'in yanına
gidip ondan şefaat dilemek arzusundadır. Ama bir türlü cesaret edip de
gidemez. En sonunda bir cesaretle gidip "Şefaat ya Resulallah"
diyeceğine, "Seyahat ya Resulallah" der. Böylece, 70 yaşına kadar
sürecek ve çeşitli tehlike, sıkıntı ve hadiseler geçirmesine rağmen
vazgeçmeyeceği seyahati başlar.
11
EVLİYA ÇELEBİ SEYAHATNAMESİ
Evliya Çelebi Seyahatnâme'sinde gezip gördüğü yerleri kendi üslûbu ile
anlatmaktadır. Evliya Çelebi'nin 10 ciltlik Seyahatnâmesi, bütün
görmüş ve gezmiş olduğu memleketler hakkında oldukça önemli bilgiler
içermektedir. Eser bu yönden Türk Kültür tarihi ve gezi edebiyatı
açısından önemli bir yere sahip olmuştur.
12
FARABİ
Matematik, botanik, tıp, musiki,
felsefe ve mantık alanında eserler
yazmış büyük İslam alimidir.
Farabi, ilimlerin sınıflandırılması
ve mantık alanında kendine özgü
yöntemler kullandı. Fizik alanında
da önemli çalışmalar yapan
Farabi, sesin fiziki açıklamasını
yapan ilk alimdir. Yaptığı deneyler
sonucunda titreşimlerin dalga
uzunluğuna göre azalıp çoğaldığını
tespit etti. Farabi’ye ikinci
öğretmen anlamında ”Muallim-i
Sani” denilmiştir.
13
ESERLERİ
• El-Medinetü'l-Fazıla (Fazilet Şehri:Toplumun İlkeleri
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Üstüne Kitap)
Es-Siyaset-ül Medeniyye
Risale fi Ma'anii'l-Akl(Aklın Anlamları)
İhsa el-Ulûm musiki el-Kebir (Büyük Müzik Bilimlerin
Sayımı)
Kitâb El Mûsikî El Kebir
Kitâb Fi’l Mûsikî
El Müdhal Fi’l-Mûsikî
Kitâb Ustukısat
İlm El-Mûsikî
İhsa’el-Ulûm
Kitab Fi’lhsâ’el-İkâ
Kitabü’l-Mûsiki
Kitâb At Advar
14
Öğrenimini Kâşân’da tamamlamış ve
daha sonra Semerkand'a
gitmiştir. Bir süre Semerkand
Gözlemevi'nin müdürlüğünü yapmış
ve Uluğ Bey Zîc'inin hazırlanmasına
katkılarda bulunmuştur. 1416'da,
zamanın Karakoyunlu sultanı için,
astronomi aletlerine ilişkin
küçük bir risale hazırlamış,
1427'de ise Uluğ Bey'in kitaplığı
için bir matematik kitabı yazmıştır.
15
Meraga Gözlemevi'nde yapılmış olan
gözlemleri içeren Zîc-i İlhânî (İlhân'ın
Zîci) adlı zîcteki tabloları yeniden
hesap ederek Zîc-i Hakanî der Tekmîli Zîc-i İlhânî (İlhân'ın Zîci'ni
Tamamlayan Hakan'ın Zîci) adlı eserini
yazmıştır El-Kâşî'nin en önemli eseri,
hiç kuşkusuz, Ortaçag İslâm
Dünyası'ndaki matematik bilgisini bütün
yönleriyle serimlediği Miftâhü'l-Hisâb
(Matematiğin Anahtarı) adlı kitabıdır;
bu eserinin bir bölümünde ondalık
kesirleri kuramsal yönden incelemiş ve
bu kesirlerle toplama, çıkarma, çarpma
ve bölme gibi
aritmetiksel işlemlerin nasıl yapılacağını
örnekleriyle göstermiştir.
16
ESERLERİ:
1.Risalet-ül Muhitiyye
2.Kitabu Miftah-il Hisab(Hesap Anahtarı)
3.Risalet-ül-Kemaliye(Göğün Dereceleri)
4.Kitabu-Ziye-il-Hakani fi Tekmili ziye-il-İlahani
5.Müzhet-ül-Hadaik
17
Bağdatta bulunan Bilim
Akademisi Darülhikme’de
görev alan Harezmi
matematik, coğrafya ve
astronomi dallarında
çalışmalar
yapmıştır.Harezminin en
büyük özelliği ise
Matematik’te ilk kez sıfırı
kullanan birisidir. Matematik
alanına Cebir kavramını
sokan Harezmi ilgi duyduğu
matematik, coğrafya ve
astronomi dallarında birçok
eser yazdı.
18
ESERLERİ:
1.Kitâbu Sûreti’l-Arz
2.Zîcü’l-Harezmî
3.Kitabûl Tarih
4.Kitab surat al-arz
5.Kitab’ul Ruhname
19
Kendi geliştirdiği takma kanatlarla uçmayı başaran ilk
insandır.17.yüzyılda Osmanlı’da yaşamış Türk bilginidir.Uçma tasarısını
gerçekleştirdiği ve geniş bilgisinden ötürü halk arasında, “Bin Fenli”
anlamına gelen Hezarfen olarak anıldığı bilinmektedir.
İlk uçma denemelerinde, 10. yüzyıl Türk alimlerinden İsmail Cevheri’den
ilham almıştır. Cevheri’nin bulgularını iyice inceleyen ve öğrenen Çelebi,
kuşların uçuşunu inceleyerek tarihi uçuşundan önce hazırladığı kanatlarının
dayanıklılık derecesini ölçmek için, Okmeydanı’nda deneyler yapmıştır.
20
21
Arap gezgini.Genç yaşında hac
amacıyla çıktığı bir yolculuğunda
uğradığı yerlerde din ve hukuk
bilgisiyle ilgi topladı, önemli
kişilerle tanıştı. Antakya’ya kadar
Suriye’yi, Mardin’e kadar Kuzey
Irak ve İran’ı gezdi.
1329-1330 yıllarını Mekke ve
Yemen’de geçirdi, sonra Somali’ye,
oradan Doğu Afrika’ya geçerek
Zengibar’a kadar uzandı.
Arabistan’a dönüp
Suriye/Lazkiye’den bir gemiyle
Anadolu’ya geçti. Güneyden kuzeye
Anadolu’yu gezdi (Alanya, Antalya,
Burdur, Isparta, Denizli, Konya,
Niğde, Kayseri, Sıvas, Erzurum,
Kastamonu, Sinop vb.).
22
Buradan Kırım’a geçip Bulgaristan üzerinden İstanbul’a geldi. Sonra
Harizm, Horasan, Afganistan vb. Asya ülkelerini dolaştı, Hindistan’a
geçti, burada 7 yıl Delhi kadılığı yaptı. Bu arada Hint elçisi olarak Çin’e
gitti. Cava ve Endonezya adalarını da gezdikten sonra ülkesine
(Fas/Tanca) döndü (1349).
Bir süre sonra İspanya’ya gitti, dönüşte Sudan ve Büyük Sahra’yı gezdi.
Yeterince gezdiği kanısına varınca notlarını birleştirip “Seyahatname”sini
yazmaya koyuldu. Fakat Fas Sultanı Ebu İnan’ın buyruğuyla yapıtını bilgin
İbni Cuzey el-Kelbi’ye yazdırdı.
23
Seyahatnamenin özgün
adı “Tuhfetün Nuzzar fi
Garaibil Emsal vel
Acaibül Esfar”dır (Acayip
Seferler ve Garip
Misaller Görenlerin
Armağanı). Yapıt “İbni
Batuta Seyahatnamesi”
olarak tanınmıştır.
Batuta’nın anlattıklarına
yazıcı bilgin İbni Cuzey,
gezginin anlattığı yerler
hakkında kendi bilgilerini
katmış, ora ozanlarının
şiirlerini ekleyip birtakım
öykülerle de yapıtı
süslemeye çabalamıştır.
Yapıtta gerçeğe uymayan
birçok bilgi ve olağanüstü
olay vardır. Yapıtın aslı,
Paris Ulusal
Kitaplığı’ndadır.
24
25
1332-1406
Astronom, iktisatçı, tarihçi, matematikçi,
sosyal bilimci ve İslam bilginidir.
İbn-i Haldun, Tunus’ta Kur’an-ı Kerim
ezberleyerek ve tecvit öğrenerek yetişti.
Aynı zamanda babasından Arapça ilimleri,
İslam hukuku ve Arapça dersleri aldı.
Babası,İbn-i Haldun’un dönemindeki en iyi
âlimlerden ders almasına özen gösterdi.
İbn-i Haldun hayatının ilk dönemlerinde
uzun bir süre hükümette memur olarak
çalıştı.
26
İbn-i Haldun, h.784 yilinda hac ibadetini
yerine getirmek istedi ve kırk gün deniz
yolculuğu yaptıktan sonra Iskenderiye’ye
ulaştı. Bu dönemde Sultan Berkuk
yönetimi üstleneli henüz on gün olmuştu.
Bu sene hacca gitme imkanı olmadı ve
Kahire’ye geldi.
Kahire’de, ilim talebeleri kendisinden
ders almak istediler ve Ezher Camiinde
ders vermeye başlayan İbn-i Haldun’un
mertebesi yükseldi ve Sultan Berkuk
tarafından ödüllendirildi. Kahire’de
kalmaya karar verdikten sonra ailesini de
getirmek istedi. Fakat geri dönmesini
sağlamak için Tunus Sultanı bunu kabul
etmedi. Sultan Berkuk devreye girerek
Tunus Sultanı’na mektup yazdi.
27
İbn-i Haldun, Kamhiye
medresesinde
ögretmenlik sonra da
Mısır Kraliyet kadılığı
görevine getirildi. Bu
dönemde ailesi Tunus’tan
gemi ile Kahire’ye
gelirken gemi kasırgaya
tutulup battı ve ailesinin
hepsi boğularak öldü.
Büyük bir üzüntüye
uğrayan Ibn-i Haldun’un
gittikçe üzüntüsü arttı
ve görevden ayrılmaya
karar verdi. Ilim, ders
verme, okuma ve kitap
telif etmeden başka
kendini teselli edecek
bir şey bulamadı.
Ibn Haldun, Mısır’da 24
sene kaldı. Bu dönemde
hac, Beyt-i Makdis’i
ziyaret ve Timurlenk ile
görüşmek için Şam’a
gitmesinden başka
Mısır’dan hiç ayrılmadı.
28
29
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
Lubab'ul-Muhassal
2. Şifâu’s-Sâil li-Tehzîbi’l-Mesâil
Kitab al-ibar
İbni Haldun'un en önemli ve değerli eseri 'Mukaddime'dir. Mukaddime
onun tarih konulu eserlerine bir başlangıçtır. İbn Haldun bu eserinde
modern sosyolojinin öncüsü olarak görünür. O, eserde tarihin bütünüyle
sosyolojik bir tanımını yapar.
İbn Haldun, Mukaddime'sinde çeşitli ilimleri anlatmış ve bu ilimlerin
değerini belirtmiştir.
Kaside-i Bürde şerhi
İbn Rüşd felsefesi hakkında bir risale
Mantığa dair bir risale ( Kitab El Mantık )
Hesap hakkında bir risale ( Kitab El Hisab )
Merakeş sultanına yazılan bir risale
30
Bağdat’a giderek özellikle;matematik, fizik, mühendislik, astronomi, metalurji
gibi pozitif bilimleri öğrenip, şöhrete kavuştu.Öğrendiklerini uygulama
safhasına koymak için çok gayret gösterdi.Birçok önemli neticeler ve
başarılar elde etti.
31
İbn-i Heysem'in başarıları diğer
memleketlerde duyulunca, Mısır'da
hüküm süren Fatimi Devleti
hükümdarlarından ElHakim kendisini Mısır'a davet etti.
İbn-i Heysem, Mısır'a gitmeden
önce, Nil Nehri ile ilgili bir sulama
projesi ve bazı teknik çalışmalarda
bulunmuş,Nil nehrinden nasıl istifade
edilebileceğini araştırmıştı. Projesini
Fatimi sultanı El-Hakim'e açıklayınca,
sultan projenin gerçekleştirilmesi için
ona her türlü yardımı yapacağını
bildirdi. İbn-i Heysem, Nil Nehri
boyunca ilmi ve teknik incelemelerde
bulundu. Yaptığı projelerin başarılı bir
şekilde uygulanmasının o günkü
şartlarda mümkün olmadığını görünce,
hükümdardan af diledi.
32
33
İbn-i Heysem, El-Hakim'in
kendisi hakkında kanaatlerinin
değişmesinden korkarak, gözden
ırak bir yere çekilip hükümdardan
uzak durmaya karar verdi. Gizlice
ilmi çalışmalarını sürdürerek
birçok eser yazdı. İlim
tarihçilerine göre, İbn-i
Heysem'in hayatının bu dönemi en
verimli ve başarılı devri olmuştur.
İbn-i Heysem, Birûni ve İbn-i
Sina ile çağdaştı.
İbn-i Heysem, çağının bütün ilimlerinde
otoriteydi. Fevkalade keskin bir
görüş, anlayış, muhakeme ve zekaya
sahipti. Aristo veBatlemyüs'ün
eserlerini inceleyerek hatalarını
gösterdi. Bunları
özetleyerek Arapçaya tercüme etti.
Ayrıca tıp biliminde de
derinleşti.Geometriyi mantığa
uyguladı. Öklit ve Apollonius'un
geometrik ve sayısal metodlarını
geliştirdi ve pratik uygulama
alanlarını işaret etti. Geometri ve
matematiğin inşaatçılık alanında
uygulanmasında katkıda bulundu.
34
1. Kitab-ül-Cami' fi Usûl-il-Hisab
2. El-Muhtasar fi İlm-il-Hendese
3. Kitabun fihi Rüdûd alel-Felasifet-il-Yunaniyye ve Ulema-il-Kelam
4. Kitab-ül-Ezlal
5. Risaletün fi Keyfiyet-ül-Ezlal
6. Kitabun fi İlm-il-Hendese vel-Hisab
7. Kitabun fil-Cebri vel-Mukabele
8. Makaletün fi İstihracı Semt-il-Kıble fi Cami-il-Meskûneti Bicedavilin
9. Risaletün fi Şerhi İtticah-il-Kıble
10.Kitabun fi Hayat-il-alem
11.Kitabu Hey'et-il-alem
12.Risaletün amil-il-Ayni vel-İbsar
13.Şerh-ü Mecisti ve Telhisihi
14.Kitabün fi aletiz-Zıl
15.Kitab-ut-Tahlili vet-Terkib-il-Hendesiyyin
35
36
37
Endülüslü-Arap
felsefeci,hekim,fıkıhcı,matematik
çi ve tıpçı.
Kur’an’ı bağnazca yorumlayanların
suçlamaları sonucu gözden düşünce
kitapları toplatılıp yakıldı ve
kendisi de Fas’a sürüldü, orada
öldü. İbni Rüşd, çağının,
Aristoteles’i en iyi bilen
filozofuydu. Onun mantık kuramını
bütünüyle benimsedi ve İslam
dininin ilkeleriyle bağdaştırmaya
çalıştı. İmanı akıldan üstün tutan,
aklın yanılıp imanın
yanılmayacağını savunan Gazzali’ye
karşı çıkarak akıl ve mantığın,
doğru düşünme, yanlıştan
kurtulma, gerçek bilgiye ulaşma
konusunda tek geçerli araç
olduğunu savundu.
Siyaset alanında ise esas olarak Platon’un “Devlet”inden etkilenmiştir.
Düşünceleri hem İslam hem de Batı dünyasında büyük ilgi gördü.
Yapıtları Latinceye çevrilerek Avrupa’da uzun yıllar okundu. Bununla
birlikte hem bağnaz Müslümanlar hem de Papalık tarafından hoş
karşılanmayan görüşleri zaman zaman yasaklandı.İbni Rüşd’den üç yüz
yıl sonra yaşamış Hollandalı Herman von Riswik’in, onun düşüncelerini
savunduğu için yakılması (1512) ilginçtir.
38
1. Külliyat
2. Tehâfüt-üt-Tehâfüt
3. Kitab-ı Mabaad-üt-Tabia
4. Fasl-ül-Makal v’el Keşf an
Menahic-ül-Edille
Ibn-i Rüşd'ün (890) Coğrafya
adlı eserinde: "Bilginler arasında
yeryüzünün bir küre şeklinde olduğu
konusunda ittifak vardır" diye
yazmıştır. Eserleri yüzyıllarca
Avrupa'da okutuldu.
39
İbn-i Sina filozof, hekim ve çok yönlü
Müslüman Fars veya Türk bilim
adamıdır.
İbn-i Sina, Kuşyar isimli bir
hekimin yanında tıp eğitimi aldı.
Değişik konular üzerine 240'ı
günümüze gelen 450 kadar makale
yazdı. Elimizdeki yazıların 150
tanesi felsefe 40 tanesi de tıp
üzerinedir. Eserlerinin en ünlüleri
felsefe ve fen konularını içeren çok
geniş bir çalışma olan Kitabü'ş-Şifa
(İyileşme Kitabı) ile El-Kanun fi'tTıb'dır (Tıbbın Kanunu). Bu ikincisi
ortaçağ üniversitelerinde
okutulmuştur. Hatta bu eser
Montpellier ve Louvain'de 1650
yılına kadar ders kitabı olmuştur.
40
Farabi'nin el-İbane's
aracılığıyla
Aristoteles
felsefesini ve
metafiziğini öğrenip,
hastalanan Buhara
prensini iyileştirince
(997) saray
kütüphanesinden
yararlanma olanağına
kavuştu. Babası
ölünce, Cür-can'da
Şiraz'lı Ebu
Muhammed'ten
destek gördü (Tıp
Kanunu'nu Cürcan'da
yazdı). Çağında
tanınan bütün Yunan
filozoflarının ve
Anadolu doğacılarının
yapıtlarını
incelemiştir.
41
1)
2)
3)
4)
5)
6)
El-Kanun fi't-Tıp(1593) “Tıpta Kanun”
Kitabü'l-Necat(1593) “Kurtuluş Kitabı”
Risale fi-İlmü'l-Ahlak(1880
)İşarat ve'l-Tembihat(1892)
Lisanü'l-Arab
Kitabü'ş-Şifa(1927)
42
43
Tarihte Türk lakabını taşıyan nadir
Türk bilim adamlarındandır.
Hârezmi'nin çağdaşıdır.
Cebir konusunda yazmış olduğu
kitabın ancak küçük bir bölümü
bugün elimizde bulunmaktadır.
Burada özeltipler halinde
gruplandırılmış ikinci derece
denklemlerininçözümleri Hârizmi'n
inkilerden daha ayrıntılı olarak
verilmiştir.
44
Mesela x² + c = bx denkleminin diğer denklem tiplerinden farklı
olarak iki çözümü olduğunu ayrı ayrı şekillerle göstermiş olduğu
halde Hârizmi bir tek şekil kullanmıştır; ayrıca Abdülhamid ibn
Türk c * (b/2)² durumunda çözümün imkansız olacağını da şekil
vererek kanıtlamıştır. Bu nedenle İbn Türk'ün açıklamasının
Hârizmi'ninkinden daha mükemmel olduğu söylenebilir.
İbn Türk'ün söz konusu cebir kitabı Hârizmi'nin ilk cebir
kitabı yazarı olma özelliğini şüpheli bir hale
getirmektedir buna rağmen Hârizmi'nin cebir tarihindeki etkisi
tartışılamaz önemdedir.
45
ESERLERİ:
1. Kitab-ül Cami Fi’l Hisap
2. Kitab’ül Muamelat
3. Kitab’ül Mesaha
46
47
Matematik, astronomi ve Hanefî
mezhebi fıkıh âlimidir.
Kâdızâde, babası Mehmed
Efendinin vefâtından sonra
dedesi Kâdı Mahmûd’un
himâyesinde büyüdü.
Dedesinden ve talebelerinden
ilim öğrendi. Molla Fenârî’den
fıkıh, matematik ve astronomi
ilimlerini tahsil etti. Bursa’daki
tahsilini tamamladıktan sonra,
Seyyid Şerîf Cürcânî’nin nâmını
duyunca, ilim öğrenmek için 25
yaşlarındayken, 1362’de
Horasan taraflarına gitti.
Seyyid Şerîf Cürcânî’den
kelâm ve fen ilimlerini öğrendi.
Astronomi ve matematikte söz
sâhibi oldu. Semerkand’da
Tîmûr Hanın oğlu Şahruh’tan
büyük îtibâr gördü. Şahruh’un
büyük oğlu Uluğ Beyin
hocalığına tâyin edildi.
48
Rasathânenin müdürü olan astronomi âlimi Gıyâseddîn Cemşid’in
ölümü üzerine, müdürlüğe Kâdızâde-i Rûmî getirildi.
Kâdızâde-i Rûmî, rasathânede yaptığı gözlemler netîcesinde
eski Yunan bilginlerinden intikal eden birçok bilgilerin hatâlı
olduğunu ortaya koydu. Astronomik cetvel ve tabloların
yeniden tanzim edilerek, hatâların düzeltilmesi için Uluğ Bey
Zîc’ini hazırlamaya başladı.
49
Kâdızâde’nin yetiştirdiği
Ali Kuşçu ve Fethullah
Şirvânî isimli iki meşhur
talebesi sâyesinde
yüksek matematik ilmi,
batı Türkleri arasında
(Anadolu’da) da yayıldı.
Kâdızâde ve talebeleri,
gök cisimlerinin kendi
etrâfındaki
hareketlerini
incelerken, zamânında
bilinen yüksek
matematiğin en son
geliştirilen kâidelerini
daha da geliştirip
uyguladılar. Astronomi
ile ilgili fizik kurallarını
da, astronomiye ilk
olarak tatbik ettiler.
ALİ KUŞÇU
FETHULLAH ŞİRVANİ
50
ESERLERİ:
1) Muhtasar fil-Hisab
2) Cami-ul Mabmud
3) Şerhu Eşkal-it- Te'sis fil Hendese
51
KATİP ÇELEBİ
Osmanlı Devleti'nde Batı bilimleriyle fazla
ilgilenen ve Doğu bilimleriyle
karşılaştırıp sentezini yapan ilk Türk
bilim adamlarından biridir.
On dört yaşında Anadolu muhâsebesi
kalemine kâtip oldu.1624 yılında
babasıyla birlikte Tercan, bir sene
sonra da Bağdat Seferi'ne çıktı. 1630
Bağdat kuşatmasında ordunun defterini
tuttu. Seferden sonra tekrar
İstanbul’a dönerek Kâdızâde’nin
derslerine katıldı. 1633-1635 Halep
Seferi'nde hacca gitme fırsatı buldu.
Dönüşte bir kış Diyarbakır’da kalıp
oradaki bilgin ve aydınlarla görüştü.
1635 senesinde Sultan Dördüncü Murat
ile Revan Seferine katıldı.
52
1645’te Girit Seferi'ne katılması sayesinde haritaların nasıl yapıldığını
inceleme fırsatını buldu ve bu konuyla ilgili eserlerde çizilen
haritaları gördü. Bu arada görevinden ayrılarak, üç yıl devlette
çalışmadı. Bu üç yıl içinde bazı öğrencilerine çeşitli konularda dersler
verdi. Yine bu zaman içinde sık sık hastalandığı için, tedavi çareleri
bulmak amacıyla, çeşitli tıp kitaplarını okudu. Pek çok eserini bu
yıllarda yazmıştır.
53
ESERLERİ:
Tarih Alanında Eserleri
• Arapça Fezleke (Fezleket akvâl’l-ahyâr fi ilmi’t-târîh
ve’l-ahbâr)
• Türkçe Fezleke
• Tuhfet’ül-kibâr fi esfâri’l-bihâr
• Takvîmü't-tevârih
• Tarîh-i Frengi tercümesi
• Tarîh-i Kostantaniyye ve Keyasire (Revnaku’s-saltana)
• Düstûrü'l-amel fi ıslâhı'l-halel
• İrşadü’l-Hıyâfâ ila Tarihi’l-yunun ve’r-Rûm ve’n-Nasârâ
(Yunan ve Hıristiyan Târihi Hakkında Doğrulukları
Gösterme)
54
Coğrafya Alanında Eserleri
• Cihannüma (Avrupa dillerine çevrilen coğrafyaya dair
ünlü eseri)
• Levâmiu’n-nur fi zulmeti Atlas Minur
• Müntehab-ı Bahriye (Kitab-ı Bahriye)
Din Alanında Çalışmaları
• Mîzânü'l-Hakk fi ihtiyâri'l-ahakk
• İlhâmü'l-mukaddes min feyzi'l-akdes
55
Bibliyografik Çalışmaları
• Keşfü'z-zunûn anil-esâmi ve'l-fünun
• Süllemü’l-vusûl ilâ tabakati’l-fûhûl
• Câmi-ul-Mütûn min Cüll-il-Fünûn
Sosyal Kültürel ve Halk Bilimi Alanında Çalışmaları
• Tuhfetü’l-ahyâr fi’l-hıkem ve’l-eş’âr
• Dürer-i münteşire ve gurer-i münteşire (Dağılmış İnciler ve
Saçılmış Yıldızlar)
• Recmü’r-râcim bi’s-sîn ve’l-Cim ( Sual ve cevap yoluyla
şeytanı taşlama)
• Beyzâvi Tefsirinin şerhi
• Muhammediyye şerh
• Kanunnâme : 1654-1655 yıllarında toplanmış bir kanun
dergisidir.
• Tütün Risalesi
56
Cihannüma
57
58
KEMALEDDİN FARİSİ
Büyük islam matematikçisi, fizikçi
ve astronom.
Zamanın büyük din ve fen
âlimlerinden Kutbeddin Şirazi’nin
talebesidir. Özellikle ilm-ülMenazır denilen ve fiziğin temel
konularından biri olan optik
sahasındaki başarılı çalışmalarıyla
tanındı. Optikle ilgili önceki
eserleri esaslı bir şekilde tetkik
etti.
Farisi, ilmi çalışmalarının büyük
bir kısmını, görüntülerin ve
ışıkların kürevi cisimlere ulaşması
sonucu kırılması olayı üzerinde
derinleştirdi.
59
Çalışmalarını İbn-i Heysem’in
Kitab-ül-Menazır adlı eseri
üzerinde derinleştirdi. Bu
eseri tam anlamıyla
kavrayabilmek ve içindeki
bilgileri açıklığa kavuşturup,
ilimde yeni merhalelere
ulaşabilmek için inzivaya
çekildi. Bir taraftan eseri
hülasa haline getirmeye
çalışırken, diğer taraftan
kendi ilmi seviyesine göre
yeni yeni mevzu ve buluşlara
ulaştı. Yaptığı bu çalışmalara
Tenkihü’l-Menazırü’l Zev-ilEbsar vel- Besair adını
koydu.
60
Ayın etrafında, ay ışığı
sebebiyle meydana gelen
hale’yi prensibe
dayanarak ele aldı, yapı
ve teşekkülünü ilmi olarak
izah etti. Farisi’ye
gelinceye kadar gök
kuşağının teşekkülü
hakkındaki anlayış ve bilgi
seviyesi, ışığın karanlıkta
imtizac etmesi şeklindeydi
ve aralarındaki orantıya
göre de muhtelif renkler
meydana geliyor
sanılıyordu. Bu gün
bilindiği gibi, ışığın
kırılması ve yansıması
olayı, renk tayflarının
meydana gelmesine sebep
olmaktadır.
61
ESERLERİ:
Kemaleddin Farisi; matematik, cebir, optik ve genel anlamda fizik
ilimleri sahasında önemli eserler bıraktı. Bunlardan budarı
şunlardır:
1) Kitabu Esasi’l-Kavaid fi Usul-il-Fevaid
2) Tezkiretü’l-Ahbab fi Beyani’t- Tehab
3) Makaletün an Amelin li-Nasiriddin et- Tusi
4) Kitibu Tenkihu’l Menazır li Zev-il-Ebsar vel-Besair
5) Kitabu’l-Besair fi İlmi’l-Menazır fil-Hikme
62
MAĞRİBİ
Çağının en büyük
matematikçilerinden.
İlim öğrenmek için Sûriye’ye
ve Merâga Rasathânesine
gitti. Nasırüddîn Tûsî ile
berâber rasatlarda
bulundu. Burada Ebü’lFerec ile görüştü. Hayâtı
hakkında kaynaklarda fazla
bir bilgi yoktur.
63
Çeşitli ilimlere dâir yazdığı birçok eseriyle tanınır. Bunlardan
bâzıları şunlardır:
1) Kitâbu Şekl-il-Kattâ: En önemli eseridir. Nâsırüddîn Tûsî’nin
aynı ismi taşıyan eserine izâfe edilmiş olup, kısmen ona
dayandırılmıştır.
2) Hulâsat-ül-Macistî; Almagest’in özetidir.
3) Risâlet-ül-Hitâ’ vel-Uygur: Eserde Çin ve Uygurluların
kronolojileri ve takvimleri incelenmektedir.
4) Kitâb-ül-Medhal-il-Müfîd fî Hükm-il-Mevalid
5) Kitâb-ün-Nücûm: Yıldızlar hakkındadır.
6) Kitâb-ül-Hükm alâ Kirânât-il-Kevâkib fil-Burûc-ül-İsnâ
Aşer
7) Keyfiyyet-ül-Hükm alâ Tahvîli Sinîn-el-Âlem
8) Kitâb-ül-Câmi-is-Sagîr
9) Umdet-ül-Hâsib ve Gunyet-üt-Tâlib: Astrolojik gâyelere âit
hazırlanan tablo ve kâidelerden meydâna gelmiş bir eserdir.
10) Tastîh-ül-Usturlâb
64
MES’ÜDİ
Kıymeti ancak 18. 19. Yüzyıllarda
anlaşılan büyük tarihçi ve
coğrafyacı.
İlk ilim tahsilini bitirdikten sonra o da
selefleri gibi devrin önemli ilim
merkezlerine ilim seyahatleri yaptı.
Hindistan, Suriye, Arabistan, ve
Mısır gibi önemli ilim merkezlerini
dolaşarak bu bölgelerde meydana
gelen olayları ve olayların
gerçekleştiği coğrafi bölgeleri
kaleme aldı. Bu şekilde meydana
getirdiği eser hem tarih hem de
coğrafya kitabın niteliğine haiz
oldu. Nitekim onun eserleri hem
tarih hem de coğrafyacıların
müracaat kaynağıdır.
65
Mes’udî ‘nin mezhebi hakkında farklı görüşler vardır. Bazıları onun
Şii, bazıları Mutezilî bazıları ise Şafii olduğunu belirtirler.
Ancak Mes’udî eserleri ve fikirleri bağlamında bir bütün olarak
değerlendirildiğinde onun Şia’dan olduğu görüşü ağır
basmaktadır.
ESERLERİ:
1. Mürûcü'z-Zeheb
2. Kitâbu’t-Tenbîh
66
MİMAR SİNAN
Seviyesine bugün dahi
ulaşılamayan dahi mimar.
Mimar Sinan tam manası ile bir
sanat dahisidir.
Mimar Sinan Yavuz Sultan
Selimin oldugu zamanlarda
devşirme olarak İstanbul’a
getirildi. Mimar Sinan zeki ,
genç ve dinamik yapisi ile
seçilenler arasında oldu. Mimar
Sinan saraya verilen çocuklar
içinde mimarlığa özen saldi.
67
Vatanın bağlarına bahçelerine su kanalları yapmak kemerler
meydana getirmek istedi. Mimar Sinan Mahir ustaları izninde
Hanlar, Çeşmeler ve Türbe inşaatında çalıştı. Mimar Sinan 1514
Çaldıran Savaşı, 1517 Mısır Seferlerine katıldı. Kanuni Sultan
Süleymanın olduğu zamanda yeniçeri olarak alındı. Ve 1521
Belgrad Seferine, 1522 Rodos Seferinde bulundu ve Atli Sekban
oldu.
68
1532′de Alman, 1534′de Tebriz ve Bağdat
seferlerinden dönüşte “Haseki” rütbesi
aldı. Bağdat seferinde Van Kalesi
Muhasarasında, göl üzerinde nakliyat
yapan kalyonlara top yerleştirdi.Korfu,
Pulya (1537) ve Moldovya (1538)
seferlerine katılan Mimar Sinan,
Moldovya (Kara Buğdan) seferinde Prut
nehri üzerine onüç günde kurduğu
köprü ile Kanunî Sultan Süleyman’ın
takdirini kazandı. Aynı sene
başmimarlığa yükseldi.
Mimar Sinan, katıldığı seferlerde
Suriye, Mısır, Irak, İran, Balkanlar,
Viyana’ya kadar Güney Avrupa’yı görüp
mimari eserleri inceledi ve kendisi de
birçok eser verdi. İstanbul’da devrin en
meşhur mimarları ile Bayezid Camii’nin
ustası Mimar Hayreddin ile tanıştı.
69
Selimiye Camii – Edirne
İstanbul Süleymâniye Câmii
70
İstanbul Şehzâdebaşı Câmii
Haseki Camii (İstanbul)
71
Mihrimah Sultan Camii –
İstanbul(Edirnekapı)
Rüstem Paşa Câmii –
Tahtakale
72
Sokullu Mehmed Paşa Câmiiİstanbul(Azapkapısı)
Sokullu Mehmed Paşa Câmii –
Kadırga Limanında
73
Sokullu Mehmed Paşa Câmii –
Büyükçekmece
Kılıç Ali Paşa Camii – Tophane
74
Kara Camii – Sofya
Ahî Çelebi Câmii(İstanbul)
75
Sinan Paşa Camii- Beşiktaş
Eski Vâlide Câmii – Üsküdar
76
Ferhad Paşa Câmii – Çatalca
Molla Çelebi Camii
77
Nişancı Paşa Çelebi Câmii –
Kiremitlik
Piyale Paşa Camii – Kasımpaşa
78
Zâl Mahmûd Paşa Câmii –
Eyüp
Haseki Külliyesi
79
Barbaros Hayreddin Paşa
Türbesi – Beşiktaş
Mağlova Kemeri – Kemerburgaz
80
Büyükçekmece Köprüsü –
İstanbul
Silivri Köprüsü – İstanbul
81
Mustafa Paşa Köprüsü – Meriç
Nehri üzerinde
Sokullu Mehmed Paşa Köprüsü
– Tekirdağ
82
Drina Köprüsü – Bosna Hersek
Kanuni Sultan Süleyman
Köprüsü – İstanbul
83
Kervansaray – Büyükçekmece
İbrâhim Paşa Sarayı –
Atmeydanı
84
Süleymâniye Medreseleri –
İstanbul
Rüstem Paşa Medresesi –
İstanbul
85
• Mimar Sinan Bilinen Eserleri ise Sayı ile :
84 camii
53 mescid
57 medrese
7 darülkurra
22 türbe
17 imaret
3 darüşşifa
5 su yolu kemeri
8 köprü
20 kervansaray
35 saray
8 mahzen
48 hamam olmak üzere 364 adettir.
86
• Mimar Sinan’ın Türbesi
Süleymaniye Camii ‘nin eski ağalar kapısının karşı köşesinde, yol
ayrımında üçgen bir alandadır. Önde som mermerden yapılmış bir
sebil görülmektedir. Sebilin arkasındaki ufak mezerlıkta 6
sütunlu, üstü örtülü ve etrafı açık türbede Mimar Sinan’ın mezarı
bulunmaktadır. Türbesini ölümünden az önce kendisi yapmıştır.
1933 yılında Mimar Vasfi Egeli tarafından restore edilmiştir.
Sandukanın uçları ile üzerindeki burma kavuk, mermerdendir.
Sokağa bakan demir parmaklıklı bir pencereden türbe görünür.
87
NASİRÜDDİN TUSİ
Trigonometri sahasında ilk defa
eser veren, Merağa
rasathanesini kuran,
matematikçi ve astronom.
Doğu ve Batı ilim dünyasında
"Maraga Rasathanesi" diye
bilinen rasathaneyi kurmuştur.
"Ziyc'i İlhani" (İlhani Yıldız
Katoloğu) onun başkanlığında
hazırlanmıştır.
88
Mantik, Ahlak, Felsefe, Astronomi ve
Matematik kitaplari yazmıştır.
Hayatının önemli bir kısmını, Hasan
El-Sabahin örgütünün
merkezlerinden biri olan, ve çok iyi
bir kütüphanesi olduğu bilinen,
Alamud kalesinde araştırma yaparak
geçirmistir.
89
Ziçler, astronomik hesaplar için gerekli
olan, sinüs cetvelleridir. N. Al-Tusi’nin
astronomi ile ilgili çalışmaları,
Batlamyüs’den sonra Copernicus’un
çalışmalarına kadar, astronomi
hakkında en önemli çalışmalardan biri
olarak kabul edilir. Matematikle ilgili
en önemli çalışması, düzlem ve küresel
trigonometri ile ilgili çalışmalarıdır. Bu
eserden sonra trigonometri,
astronomi için bir araç olmaktan çıkıp,
matematiğin bir ana dalı olmuştur.
Bunun dışında, Yunanca’dan çeviri çok
sayıda matematik kitaplarına izah ve
yorumlar yazmış; bir sayının n inci
kökünü bulmak için çalışmalar
yapmıştır. Batılı matematikçi ve
astronomicilerin, eserlerinden en çok
yararlandıkları islam dünyası bilim
adamlarının başında N. Al-Tusi gelir.
90
ESERLERİ:
1)
2)
3)
4)
5)
6)
7)
8)
9)
10)
11)
12)
Şerh’i İşârat (Temel felsefe kitabı, 20 yılda hazırlanmış)
Zic-i İlhânî (Astronomi hakkında)
Tecrid-ül-akâid (Kelam kitabı)
Tezker-i hayat
Tahrir-i Öklides
Tahrir-ül-Macestî
Esas-ül-iktibas (Mantık kitabı)
Esraf-ül-eşraf
Ahlak-ı Nâsırî
Fusul
El-Mesail El-Hayriyat
Bahnâme (Tıp bilimi kitabı)
91
92
ÖMER HAYYAM
Cebirdeki binom formülünü bulan
bilgin.
İlgilendiği ilimler: matematik, fizik,
astronomi, şiir, tıp, müzik.
Horasan’ın yıldızı; İran’ın; Irak’ı
Acemi ve Irak’ı Arabi olmak üzere
her iki Irak’ın dahisi, feylesofların
prensi Ömer!
Daha yaşadığı dönemde İbn-i Sina’dan
sonra Doğu’nun yetiştirdiği en
büyük bilgin olarak kabul ediliyordu.
Tıp, fizik, astronomi, cebir,
geometri ve yüksek matematik
alanlarında önemli çalışmaları olan
Ömer Hayyam için zamanın bütün
bilgilerini bildiği söylenirdi. O
herkesten farklı olarak yaptığı
çalışmaların cogunu kaleme almadi,
oysa O ismini çokça duyduğumuz
teoremlerin isimsiz kahramanıdır.
93
En büyük eseri Cebir Risalesi’dir. Matematik tarihinde ilk kez bu
sınıflandırmayı yapan kişidir. O cebiri, sayısal ve geometrik
bilinmeyenlerin belirlenmesini amaçlayan bilim olarak
tanımlardı.Matematik bilgisi ve yeteneği zamanın çok ötesinde
olan Ömer Hayyam denklemlerle ilgili başarılı çalışmalar
yapmıştir. katsayıları bulan ilk kişi olduğu düşünülmektedir.
(Pascal üçgeni diye bildiğimiz şey aslında bir Hayyam üçgenidir )
94
21 Mart 1079 yılında tamamladığı, halk arasında Ömer Hayyam
Takvimi bugün ise Celali Takvimi olarak bilinen takvim için büyük
çaba sarf etmiştir. Güneş yılına göre düzenlenen bu takvim 5000
yılda bir gün hata verirken, bugün kullandığımız Gregoryen
Takvimi 3330 yılda bir gün hata vermektedir. Eserleri arasında
İbn-i Sina’nın Temcid (Yücelme) adlı eserinin yorum ve tercümesi
de yer alır.
95
Dönemin üç ünlü ismi Nizamülmülk,
Hasan Sabbah ve Ömer Hayyam
bu şehirde bir araya gelmiştir.
Dönemin hakanı Melikşah, adı
devlet düzeni anlamına gelen ve
bu ada yakışır yaşayan veziri
Nizamülmülk’e çok güvenirdi.
Ömer Hayyam ile ilk kez
Semerkant’ta tanışan Nizam onu
İsfahan’a davet eder. Orada
buluştuklarında O’na devlet
hülyasından bahseder ve bu
büyük hayalinin gerçekleşmesi
için Hayyam’dan yardım ister.
Fakat Hayyam devlet işlerine
karışmak istemez ve teklifini
geri çevirir. Saray
entrikalarından hayatının sonuna
kadar uzak kalmayı yeğler.
96
ESERLERİ:
Hayyam, astronomi, cebir ve geometri ile ilgili birçok eser
yazmıştır.
• Rubaiyat
• Fiil-Berahin Ala Mesail-Cebr Vel-Mukabele
• Risale fi Şerhi Maeşkale min Müsadereti Kitabı Oklides
• Muhtasar fit-Yab’iyat
• Risale fi Külliyetril-Vücud
• Risalet-il-Keun vet-Teklif
• Mükilat-ül hisab
• Mizan-ül Hikme
• Levazım-ül-Emkine
• Kitab-ül Şifa
• Risale Fiha el-ihtiyal li-marifati Midar-iz Zehep vel-fiddati-fi
cismin mürekkebi
• Nevruz name
• Ravdat-ül-klüb
• Risale-in vücudiye
97
PİRİ REİS
400 sene önce bu günküne çok yakın
dünya haritasını çizen büyük
coğrafyacı. Amerika kıtasının varlığını
Kristof Kolomb ‘dan önce bilen ünlü
denizci.
Piri Reis Akdeniz'de 1481 yılından
itibaren, bağımsız olarak dolaşan
amcasının yanında denize açıldı.
1487'de onunla İspanya'da zor
durumda bulunan Müslümanların
yardımına gitti. 1493 yılına kadar ise
Sicilya, Sardunya, Korsika adalarına ve
Fransa'nın güney kıyılarına yapılan
akınlara katıldı.
98
Bu tarihlerde, bir dünya devleti haline gelen Osmanlı, denizlerde
de hâkimiyet kurarak Akdeniz'i bir Türk gölü hâline getirmişti.
Piri Reis, denizcilik faaliyetlerini daha faydalı kılmak maksadıyla
amcasıyla Osmanlı Devleti'nin hizmetine girdi. 1499-1502
yıllarında meydana gelen Osmanlı-Venedik savaşlarında bir savaş
gemisinde kaptanlık yaptı.
1511'de amcasının vefatıyla bir süre Gelibolu'ya çekilen Piri Reis,
burada Kitab-ı Bahriye adlı eseri üzerinde çalışmaya başladı.
1513'te ise denizcilikte edindiği tecrübe ve bilgilerini
aktarabilmek için, ilk dünya haritasını çizdi.
99
1516'da yapılan Mısır Seferi’ne Osmanlı donanmasında kaptan
olarak katılan Piri Reis, 1517'de tamamladığı ilk haritasını, Yavuz
Sultan Selim'e sundu. 1522'de ise Rodos Seferi'ne katıldı.
1524'te Sadrazam Makbul İbrahim Paşayı Mısır'a götüren
gemiye kılavuzluk ettiği sırada, kendisiyle ilgilenen sadrazamın
yardımıyla tamamladığı Kitab-ı Bahriye'yi, Kanuni Sultan
Süleyman'a sundu.
100
1528'de daha da geliştirerek çizdiği ikinci haritasını da padişaha
takdim etti. Bu tarihten sonra Piri Reis, güney denizlerinde görev
yaptı. Aden'in (Yemen) Portekizlilerin eline geçmesi üzerine,
Süveyş'teki Osmanlı donanmasına kaptan tayin edildi ve 1548'de
Aden'i geri aldı.
101
Eserleri:
1. Kitab-ı Bahriye
2. Piri Reis'in Haritası (İlk Dünya Haritası)
3. Hadikat'ül Bahriye
4. Bilad-ül Aminat
5. Eşkalname
102
SABUNCUOĞLU ŞEREFEDDİN
Sabuncuoğlu Şerefeddin'in önemli
özelliklerinden biri değişik deneyleri
çeşitli hayvanlar üzerinde yaparak
bilimsel sonuçlar elde etmesidir. Bazı
deneyleri kendi üzerinde de yapmış ve
bu deneyimleri de yazmıştır. Örneğin
bir panzehirin etkisini denemek için
önce o panzehiri içmiş, ardından
kendini bir yılana ısırtmıştır. Kendi
deyimiyle "Ne parmağı şişmiş ne de
vücudunda bir belirti gözlenmiştir."
103
Sabuncuoğlu Şerefeddin cerrahlık konusunda üç önemli eser
yazmıştır. En önemli eseri, "Kitab-ıCerrahiye-i al Haniye"dir.
Konularını minyatürlerle anlatan ve FatihSultan Mehmet'e ithaf
edilen bu kitap İslam tıbbına büyük bir yenilikgetirmiştir. Uzun
yıllar hekimlik yaptıktan sonra, 1468 yılında "Mücerrabname" adlı
eserini kaleme almıştır. Bu sırada 85 yaşındadır.
104
ULUĞ BEY
Çağının en büyük astronomu ve
trigonometride yeni çığır açan ünlü
bir alim ve hükümdar.
Semerkant ve Maveraünnehir, Mirza
Halil Sultan'ın saldırısı ve işgali
üzerine babasının yanına gitmek
zorunda kalmıştır. Babası buraları
yeniden yönetimine alarak on altı
yaşında olan Uluğ Bey'e yönetimini
bırakmıştır. Uluğ Bey, bu tarihten
sonra, hem hükümeti yönetmiş ve hem
de öğrenimine devam etmiştir.
105
Uluğ Bey, bilgin ve olgun bir padişahtı.
Boş zamanını kitap okumak ve
bilginlerle ilmi konular üzerinde
konuşmakla geçirirdi.
Uluğ Bey, dikkatlice okuduğu kitabı
kelimesi kelimesine hatırında tutacak
kadar belleği vardı. Matematik ve
astronomi bilgileri oldukça ileri
düzeydeydi. Bir söylentiye göre, kendi
falına bakarak, oğlu Abdüllatif
tarafından öldürüleceğini görmüş ve
bunun üzerine oğlunu kendisinden uzak
tutmayı uygun görmüştür.
106
Baba ile oğlu arasındaki bu soğukluk,
Uluğ Bey'in küçük oğluna karşı olan
yakınlığı ile daha da şiddetlenmiş
ve sonunda Uluğ Bey'in korktuğu
başına gelmiştir
Uluğ Bey'in yönetimi zamanında
fetihlerden çok babası zamanında
olduğu gibi yönetim güçlendirilmiş
ve önemli bilimsel gelişmeler
yaşanmıştır.
Uluğ Bey, bir hile ile oğlu
Abdüllatif tarafından 1449 yılında
öldürülmüştür .
107
Uluğ Bey, Semerkant’ta bir medrese ve bir de rasathane yaptırmıştır Kadı
Zade bu medreseye başkanlık etmiştir Rasathane için yörede bulunan
tüm mühendis, alim ve ustaları Semerkant’a çağırmıştır Kendisi için de
bu rasathanede bir oda yaptırarak tüm duvar ve tavanları gök
cisimlerinin manzaralarıyla ve resimleriyle süsletmişti Rasathanenin
yapım ve rasat aletleri için hiç bir harcamadan kaçınmamıştır Bu
gözlemevinde yapılan gözlemler, ancak on iki yılda bitirilebilmiştir
108
Gözlemevinin yönetimini Bursalı Kadızade
Rumi ile Cemşid’e vermiştir Cemşid,
gözlemlere başlandığı sırada ve Kadı
Zade de gözlemler bitmeden
ölmüştür Gözlemevinin tüm işleri o
zaman genç olan Ali Kuşçu’ya
kalmıştır Bu gözlem üzerine Uluğ Bey,
ünlü Zeycini düzenlemiş ve
bitirmiştir Zeyç Kürkani veya Zeyç
Cedit Sultani adı verilen bu eser,
birkaç yüzyıl doğuda ve batıda
faydalanılacak bir eser olmuştur Zeyç
Kürkani, bazı kimseler tarafından
açıklanmış ve Zeyç’in iki makalesi 1650
yılında Londra’da ilk olarak
basılmıştır Avrupa dillerinin birçoğuna,
çevrilmiştir 1839 yılında cetvelleri
Fransızca tercümeleriyle birlikte, asıl
eser de 1846 yılında aynen basılmıştır.
109
KAYNAKÇA
www.bilimdunya.net
www.bilgizenginleri.com
www.bilgievi.gen.tr
www.net-bilgi.com
www.bilgiyuvasi.com
110
NAZİFE KURNAZ
PINAR ÇALIKUŞU