Transcript Powerpoint
1
DAVRANIŞÇI KURAM
Bireyde, istenen davranışları elde etmeyi hedefleyen bu kuram, söz
konusu davranışlara ulaşabilmek için dış çevrenin ayarlanması
üzerinde durmaktadır.
Bu kurama göre öğrenme, büyük ölçüde uyarıcı-tepki ilişkisi içinde
gerçekleşmektedir.
Dolayısıyla eğitimciye düşen görev, istenen davranışı elde etmeye
olanak sağlayacak uyarıcıları sunmaktır.
Uygun uyarıcılar sunulduğunda bireyler kendilerinden beklenen
tepkiyi göstereceklerdir; eğer göstermiyorlarsa uyarıcı seçiminde
veya sunumunda bir sorun olduğu anlamına gelir.
2
DAVRANIŞÇI KURAM
Bu uyarıcılar belirlendikten ve bireye sunulduktan sonra; eğer birey
istenen tepkiyi göstermişse, olumlu geribildirim anlamında
pekiştireçler sunularak davranışın tekrarlanma olasılığı
arttırılmalıdır.
Eğer birey istenen tepkiyi göstermemişse de, olumsuz geribildirim
anlamında söndürme işlemi yapılmalı ve davranışın tekrarlanma
olasılığı azaltılmalı hatta ortadan kaldırılmaya çalışılmalıdır.
Bu kuram eğitimci merkezlidir, öğrencilerin fazla söz hakkı yoktur,
onlardan yaratıcı olmaları beklenmez ve istenmez. Bir çeşit ezbere
eğitim söz konusudur.
3
DAVRANIŞÇI KURAM
• Bu kuramın öncüleri Rus fizyolog Pavlov ve Amerikan psikolog
Skinner’ dir.
• Pavlov’ un «klasik koşullanma» kuramı:
Organizma önceden tepki göstermediği bir uyarıcıya onun sonucu ya
da onu izleyen başka bir uyarıcı nedeniyle tepki göstermeyi öğrenir.
Bir süre tekrarlandıktan sonra öğrenme bir reflekse dönüşür.
Eğer uyarıcı-tepki ilişkisinde doyum sağlamayan bir değişiklik
meydana gelirse organizma öğrenilmiş davranışı artık göstermemeye
başlar; yani davranış sönmüş veya söndürülmüş olur.
• Skinner’ in «edimsel koşullanma» kuramı:
Uyarıcı-tepki ilişkisinin doyum sağlayan bir sonucu olmalıdır. Eğer
birey istenen davranışı göstermekten bir yarar elde edemiyorsa
davranışı sergilemeyecektir ya da isteksiz davranacaktır.
4
DAVRANIŞÇI KURAM
• Davranışçı kuramın öğretim tasarımı ve teknolojisine etkisinin en iyi
iki örneği «programlı öğretim» ve «öğretim makineleri» olmuştur.
• Davranışçı kuramın stratejilerinden bahsedecek olursak;
Sıradan stratejiler boyutunda, pratik yapma, alıştırmalar,
pekiştirme, ayırt edici uyarıcılar sunma, ipuçları verme ve bunları
duruma göre arttırma ya da azaltma önemlidir.
Biçimlendirici stratejiler boyutunda ise, tepki türünün(ayırt etme,
genelleme, ilişkilendirme, zincirleme) çözümlemesini yapma,
öndüzenleyicileri kullanma, dikkati toplama ve içeriği güçlendirecek
biçimde ardışık olarak düzenleme ön plandadır.
Özelleştirilmiş stratejiler, daha çok özel nitelikli öğrencilerin
öğrenme sorunları için geliştirilmiştir.
5
DAVRANIŞÇI KURAM
Davranışçı kuramda tasarlamış bir öğretim programında;
1. Öğretimden önce öğrencilerin önbilgilerinin ölçülmesi;
2. Önbilgilerden yola çıkarak ve gereksinimler göz önünde
bulundurularak beklenen öğrenme çıktıları davranışsal terimlerle
yazılması,
3. Öngörülen davranışın kazanılıp kazanılmadığının saptanması
amacıyla ölçme araçlarının geliştirilmesi söz konusudur.
6
YOL GÖSTERİCİ KURAM
Yol gösterici kuram Gagne ve Briggs tarafından 1960’ larda
geliştirilmeye başlamıştır.
Gagne-Briggs kuramı hem «öğrenme nasıl gerçekleşir?» hem de
«öğretim nasıl tasarımlanmalıdır?» sorusuna yanıt vermektedir.
Genel olarak öğretim sürecindeki akış, öğrencilerin dikkatinin
çekilmesi, içeriğin kazandırılması, sonra da öğrenilenleri
kalıcılaştırılması ve genişletilmesi şeklinde ilerler.
Bu kuram, öncelikle bireylerin öğrenilmiş yeterliklerini sınıflayarak
işe başlamıştır. Bu sınıflandırmayı da sözel bilgiler, zihinsel
beceriler, tutumlar, bilişsel stratejiler ve devinsel beceriler
olarak belirlemiştir.
7
YOL GÖSTERİCİ KURAM
Sözel bilgiler, çoğunlukla ezberleme yoluyla belleğe saklanan ve
gereksinim duyulduğunda çağırılabilen içerik birimleridir.
Zihinsel beceriler, öğrenilecek içeriği bilgi işleme yoluyla
kalıcılaştırıp uzun dönemli belleğe yerleştirme ve uygun durumlarda
kullanmaya dayanır.
Tutumlar, açık tepkilerin arka planında bulunan ve davranışlara
yön veren eğilimlerdir.
Bilişsel stratejiler, bireyin kendi öğrenmeleri hakkında
geliştirdikleri ve duruma göre bilinçli bir şekilde seçip kullandıkları
stratejilerdir.
Devinsel beceriler, beden gücüyle ya da fiziksel eylemlere dayalı
olarak gerçekleştirilen durumları anlatmaktadır.
8
YOL GÖSTERİCİ KURAM
Yol gösterici kuramın ardışık olarak belirtilen dokuz aşaması vardır;
1.Dikkati Toplama,
2.Öğrenciye Amaçları Bildirme,
3.Önbilgiyi Uyarma,
4.Uyarıcı Bilgiyi Sunma,
5.Öğrenciye Rehberlik Sağlama,
6.Performansın Sergilenmesine Fırsat Yaratma,
7.Geribildirim Verme,
8.Performansı Değerlendirme,
9.Kalıcılık ve Transferi Destekleme.
9
BULDURUŞSAL KURAM
Lev Landa tarafından ortaya atılmış bir kuramdır.
Bulduruşsal kuram, öğrencilere, kalıplara dayalı kesinlik içeren bir
öğretimden çok, yaratıcı düşünme süreçlerinden oluşan bilişsel
işlemler üzerinde duran bir öğretim sürecinden bahseder.
Kurama göre, öğrencilere yalnızca çeşitli bilgiler değil,
öğrendiklerinin nasıl uygulayacakları da öğretilmelidir; yani
öğrencilerin, düşünme, anlamlandırma, sorun çözme ve karar
verme becerilerini geliştirmelerine olanak sağlayacak durumlar
yaratılmalıdır.
Yaklaşımın özü, « kartopu» modeli olarak belirtilen, yeni bilgilerin
eski bilgiler üzerine eklenmesiyle birikerek ve birleşerek tıpkı bir
kartopunun gitgide büyümesi gibi bilginin çoğalması olarak
açıklanabilir.
10
BULDURUŞSAL KURAM
Bulduruşsal kuramın etkili bir öğrenme-öğretme süreci için
öngördüğü beş teknik vardır;
1. Herhangi bir problem karşısında gösterilen öğrenci performansına,
öğrenmesine ve karar vermesine dayanak oluşturan gözlenemez,
bilinçsiz ve sezgisel nitelikli zihinsel süreçleri harekete geçirme,
2.Bilinçli ve bilinçsiz süreçleri olabildiğince temel bileşenlerine ayırma,
3.Bu işlemleri bilişsel ve bedensel olarak betimleme, söz konusu
süreçlerin betimsel modellerini oluşturma,
4.Bir uzmanın düzeyinde öğrenme ve uygulama için bir öğrencinin ya
da uzman olmayan kişinin kendi kafasında ne yapacağına ilişkin
betimlemelere dayalı bilinen ve bilinmeyen, bulunması amaçlanan bir
sistemle reçeteler üretme,
5.Öğrencide, uzman düzeyindeki süreçleri etkili biçimde geliştirmek
için üretilen reçetelerden yararlanarak özel öğretim programları ve
dersler yaratma.
11
BİLİŞSEL KURAM
Bilişsel Kuram Davranışçı Kuram’ ın tam tersini savunmaktadır.
Bu kuram, bireylerin geçmişteki deneyimleri, bireysel farklılıkları,
zihinsel modelleri, öğrenme stratejileri, beklenti ve tutumları gibi
temel değişkenler öğrenmeyi etkiler, der ve öğrenci merkezli bir
yaklaşımdır.
Eğitimcinin kendi görüşleriyle ya da öğretmeye çalıştıklarıyla
öğrencinin görüşleri arasında farklılıklar ortaya çıktığında eğitimci
bunu doğal karşılayabilmelidir.
Bu kurama göre; dışarıdan gelen uyarıcılar, duyu organları ile
algılanmakta, kısa süreli bellekte işlenmekte ve uzun süreli belleğe
aktarıldığında ise kalıcılaşmaktadır.
Öğrencilerin, yeni bilgiyi anlayabilmek için, önceden bildiklerinin
bazılarını bellekten çağırmaları, yeni ve eski bilgileri ilişkilendirerek
yapısal olarak yeniden düzenlemeleri ve uzun süreli belleğe
aktarmaları temel bilişsel süreçlerdir.
12
BİLİŞSEL KURAM
• Bilişsel Kuram’ ın öncüleri Piaget, Ausubel ve Bruner’ dir.
• Piaget’ ye göre; dışardan gelen bilgi, zihindeki önceki bilgilerle uyumlu ise
•
•
•
•
•
•
bilgi özümsenir; eğer yeni ve eski bilgi arasında çelişki varsa zihin yeni
bilgiye göre uyarlanır.
Her iki durumda da bilginin özümsenmesi söz konusudur ve bu kurama
göre öğrenme; bilginin zihin tarafından özümsenmesiyle oluşur.
Bilişsel Kuram «Bilgi İşleme Kuramı»’ dan büyük ölçüde etkilenmiştir.
Davranışçı Kuram’ a göre ifade etmek gerekirse;
«Uyarıcı
Girdi, Davranış
Çıktı» olarak algılanmıştır.
Girdi ve çıktı arasındaki süreç ise «Bilgi İşleme Süreci»’ dir.
Ayrıca bu kuram, geribildirimin önemi ve önbilginin öğrenme üzerindeki
rolünü de ön plana çıkarmaktadır.
Öğrenmenin gerçekleşebilmesi için önbilgi yeterli ve doğru olmalıdır; bunu
sağlamak için de geribildirim oldukça önemlidir.
13
BİLİŞSEL KURAM
Bilişsel Kuram’ ın stratejik öğeleri:
Dikkat odaklama,
2. Öğrenmeyi kolaylaştırma,
3. Bağlamlı destekler,
4. Öğrenme stratejiler,
5. Bilişsel bağlantılar kurma,
6. Ön bilgiyi uyarma,
7. Görsellerden yararlanma,
8. Örnekler ya da sorun durumları.
1.
14
YAPISAL ÖĞRENME KURAMI
• Yapısal Öğrenme Kuramı Scandura’ nın öncülüğünde ortaya çıkmış
•
•
•
•
•
•
bir kuramdır.
Bu kuram, Bilişsel Kuram ve Bulduruşsal Kuram ile benzerlikler
gösterirken, Yol Gösterici Kuram ile farklılaşmaktadır.
Bu kuramın merkez aldığı boyutlardan birincisi öğrenciye ne
öğretileceğine karar vermektir; yani içeriktir.
Karar verilen içerik, belli kurallar biçiminde ve alt düzeyden üst
düzeye doğru aşamalı biçimde verilmelidir.
İkinci boyut ise, benzer sorun türleri için geçerli olan tüm kuralları
kapsadığı için «eşitlik sınıfı» adı verilen kümelerde öğrencinin
yetkinlik kazanmasıdır.
Eşitlik sınıfı, benzer durumlara uyarlanabilen aynı tür nitelik ve
düzeydeki kurallar bütünüdür.
Yapısal Öğrenme Kuramı, öğrenci öğretimde eşit sınıflardaki
kurallar üzerinde iyice yetkinleştikten sonra farklı kural sınıflarına
geçmelidir, der.
15
YAPISAL ÖĞRENME KURAMI
• Kurallar öncelikle Bildirimsel ve İşlemsel olarak ikiye ayrılır. Daha
sonra türü ne olursa olsun her kural yine kendi içinde üç bileşene
ayrılır.
• Scandura’ nın içerik kuralları sınıflandırması tablodaki gibidir.
16
YAPISAL ÖĞRENME KURAMI
Alan: Hedeflerin gerçekleşebilmesi için öğrencinin çalışmalarını
dayandırdığı içeriktir.
Genişlik: Belirli bir alan(içerik) içinde öğrenilecek kuralların
uygulanabildiği davranış ve kararlara ilişkin yapıların ne kadar
çeşitlendirilebileceğidir.
İşlem: Belirli bir genişlik bileşeniyle ilgili olarak öğrencinin
üretebileceği tüm kararlar ve bunlara bağlı eylemlerin toplamıdır.
17
YAPISAL ÖĞRENME KURAMI
Yapısal Öğrenme Kuramı’ na göre; yapılan çözümlemelere dayalı
olarak öğrencide bulunması gereken minimum düzeydeki beceri ve
kararlar belirlendikten sonra bu verilere uygun testler geliştirilerek
öğrencilerin düzeyi ölçülmelidir.
Bu testlerin az sayıda madde içermesine ve içeriğin aşamalı yapısını
doğru yansıtmasına özen gösterilmelidir.
Test sonuçlarına göre öğrencinin yetersizlik gösterdiği en alt yoldan
başlayarak ve gittikçe karmaşıklaşan yolları öğreterek ileri
düzeydeki kurallar üzerinde yetkinleşmeyi hedefleyen bir öğretim
sırası izlenmelidir.
Ayrıca her kural üzerinde yetkinleştikten sonra yeterlik testleri
uygulanmalıdır.
18
SORGULAMACI DİYALOG KURAMI
Bu kuramın en önemli özelliği diğer kuramlardan farklı olarak
belirli bir öğrenme anlayışında kaynaklanmamış olmasıdır.
Büyük ölçüde, deneyimli öğretmenleri gözlemleyerek ve onların
kullandığı stratejileri sınıflayarak hangi stratejinin ne zaman
kullanılması gerektiğine ilişkin önerilerde bulunan bu kuram
tümevarımsal biçimde gelişmiştir.
Ayrıca Sorgulamacı Diyalog Kuramı’ nı, Sokrates’ in izlediği
diyaloglara dayalı öğretimin günümüze uyarlanmış şekli olarak da
kabul edebiliriz.
Sorgulamacı Diyalog Kuramı buluş yoluyla öğrenmeye olanak tanır.
Bu kuramda öğrenciler, gözlemlerine dayalı denenceler geliştirmeye
özendirilmekte ve böylece daha geniş bir bilgi toplama ve işleme
sürecinden geçerek daha çok şey öğrenmeleri beklenmektedir.
19
SORGULAMACI DİYALOG KURAMI
• Bilişsel stratejiler üzerinde odaklanan bu kuram, düşünme
özgürlüğü ve bağımsızlığı için uygun ortamlar sunar.
• Sorgulamacı öğretimi temel alan eğitimcilerin genel nitelikli iki
hedefi vardır:
Birincisi belirli bir alan hakkında derinlemesine anlayış
kazandırarak öğrencilerin konuyla ilgili tahminler yapmalarına
olanak sağlamaktır.
İkincisi ise, öğrencilerin kendilerine özgü genel kural ya da
kuramlarını oluşturmaları ve test etmelerini sağlamaktır.
• Bu kuramda öğretmen öğrencinin bilgiye ulaşmasına kılavuzluk
eden bir rehber konumundadır ve süreç öğrenci merkezlidir.
20
SORGULAMACI DİYALOG KURAMI
Sorgulamacı Diyalog Kuramı’ nda kullanılan stratejiler:
1.Olumlu ve olumsuz örnekleyicileri seçme,
2.Örnekleri sistematik olarak çeşitlendirme,
3.Karşı örnekleri seçme,
4.Hipotetik örnekler türetme,
5.Denenceleri oluşturma,
6.Denenceleri sınama,
7.Alternatif tahminleri dikkate alma,
8.Öğrencilere tuzak kurma,
9.Çelişkilere götüren sonuçları izleme,
10.Yetkeyi sorgulama.
21
ÖĞE YERLEŞTİRME KURAMI
Tümevarımsal bir çalışmayla geliştirilen bu kuramın çıkarımları
davranışçı, bilişsel ve insancıl etkiler içeren çoklu bakış açısıyla
ortaya konmuştur.
Öğe Yerleştirme Kuramı’ nın birçok kurama göre kapsamı oldukça
dardır ve bilişsel alandaki yeterliklerin öğretimiyle ilgili mikro
stratejiler üzerinde odaklanmaktadır.
Öğe Yerleştirme Kuramı bir yöntem değil bir kuramdır, bu nedenle
bu kuramı kullanacak olan öğretim tasarımcısı öğretilecek içerik ve
istenen performansa uygun eşleştirmeler yaparak yönteme karar
vermelidir.
Öğe Yerleştirme Kuramı’ nın önemli bir özelliği öğrenci denetimidir
ve bu boyut öğrencilerin içerik ve sunum öğelerine ilişkin kendi
öğretim stratejilerini seçebilecekleri fikrine dayanır.
Bu anlamda bu kurama göre tasarımlanacak bir öğretim yüksek
düzeyde bireyselleştirme sağlar çünkü öğrenciler öğrenmeyi kişisel
tercih ve öğrenme biçimlerine uyarlayabilirler.
22
ÖĞE YERLEŞTİRME KURAMI
ÖĞRETİM
SUNUMLARI
ÖĞRENME
SORGULAMACI
AÇIKLAMACI
PERFORMANS
DÜZEYLERİ
İÇERİK
TÜRLERİ
SORU
SORMA
SUNUM YAPMA
BULMA
OLGU
ARAŞTIRMA
SÖYLEME
UYGULAMA
ANLATMA
KULLAN
MA
ANIMSAM
A
GÖSTERM
E
Hangi adımlarla
öğretiliyor?
Ne öğretiliyor?
KAVRAM
İŞLEM
İLKE
Nasıl öğretiliyor?
23
ÖĞE YERLEŞTİRME KURAMI
Öğrenci Performansı: Anımsama, genellemeyi anımsama, kullanma ve
bulmadır.
Genelleme: Bir tanımın, ilkenin ya da işlem içindeki adımın ifadesidir.
Kullanım: Yeni bir genellemeye ulaşmaktır.
İçerik Türü: Olgu, kavram, işlem ve ilkedir.
Olgu: Bir tarih ile olay ya da isim ile parça arasındaki ilişkidir.
Kavram: Benzer özellikleri paylaşan nesneler, olaylar ya da simgeler
takımıdır.
İşlem: Bir etkinliği gerçekleştirmede işe koşulan adımların bütünüdür.
İlke: Bir süreç içindeki neden-sonuç ilişki
24
ÖĞE YERLEŞTİRME KURAMI
Kurama göre gerekli olan birincil ve ikincil sunumlar:
Birincil Sunumlar: Öğrenci tarafından öğrenme sırasında;
1. aşamada genellemenin açıklamalı sunumu yapılmalı,
2. aşamada örnek durumların açıklamacı sunumu yapılmalı,
3. aşamada anımsama, sorgulayıcı genelleme yapılmalı,
4. aşamada uygulama yapılmalıdır.
İkincil sunumlar: Öğretmen tarafından öğretim sırasında;
1. aşamada önkoşullar belirlenmeli,
2. aşamada amaçlar(hedefle) belirlenmeli,
3. aşamada sürece yardımcı materyaller belirlenmeli,
4. aşamada sürece bellek destekleyicileri belirlenmeli,
5. aşamada geribildirim verilmeli.
25
GÜDÜLEYİCİ TASARIM KURAMI
• Güdüleyici Tasarım Kuramı adından da anlaşılacağı gibi öğretim
tasarımı bileşenlerinden en çok «güdülenme» boyutuyla ilgilidir.
• Bu kuram, güdülenme konusunda son derece kapsamlı,
bütünleştirici, somut ve kullanışlıdır.
• Ancak Güdüleyici Tasarım Kuramı’ nı tek başına kullanmak yerine
öteki kuramlarla destekleyerek kullanmak öğrenme süreci açısından
daha verimli olacaktır.
• Keller tarafından geliştirilen bu kuram «ARCS Modeli» olarak da
bilinmektedir.
Attention(Dikkat)
Relevance(İlişki)
Confidence(Güven)
Satisfaction(Doyum)
26
GÜDÜLEYİCİ TASARIM KURAMI
Dikkat: Öğrenilecek konuya karşı merak uyandırmadır.
Güdülenmede ilk adım, öğrencinin dikkatini çekmek ve
sürdürmektir.
Bunun için;
•Algısal Uyarılma: Yeni, şaşırtıcı, benzersiz durumlar kullanma,
•Araştırmacı Uyarılma: Sorular sorarak ya da sorun çözmelerini
isteyerek öğrencilerin yeni bilgiler aramasını sağlamak,
•Çeşitlilik: Öğretim bileşenlerini farklılaştırarak öğrencilerin ilgisini
koruma.
İlişki: İnsanların öğrenecekleri yeni konunun kendi yaşamlarındaki
yerini ve değerini görmeleridir. Anlamlılık ilişkisi kurulduğunda
yüksek düzeyde güdülenme ortaya çıkmaktadır.
Bunun için;
•Yakınlık: Öğrencinin deneyimleri ve değerleriyle ilgili somut bir dil,
örnekler ve kavramları kullanma,
27
GÜDÜLEYİCİ TASARIM KURAMI
• Hedef Yönelimi: Başarılacak hedefleri açıklama ya da bunları
öğrencilerin tanımlamasını isteme,
• Güdü Eşlemesi: Öğrencileri nelerin güdüleyeceğini belirleyerek
buna uygun stratejileri kullanma.
Güven: Başarabilme şansına ilişkin inançtır. İnsanlar bir görevi yerine
getirmeye çalışırken başarı için olumlu beklentiye sahip olmalıdır.
Bunun için;
• Başarı Beklentisi: Öğrencileri performans gereklilikleri ve
değerlendirme ölçütlerinden haberdar etme,
• Güçlük Düzeyinin Ayarlama: Başarıyı deneyimleyecek ama
beklentiyi sürekli yükseltecek başarı düzeylerini kullanma,
• Yüklemeyi Sabitleme: Başarının belirleyicisi olarak öğrencinin
yetenek ve çabasını ön plana çıkaracak geribildirim verme.
28
GÜDÜLEYİCİ TASARIM KURAMI
Doyum: Beklenti ve başarımların arasındaki tutarlılıktır.
Bunun için;
•Doğal Sonuçlar: Yeni öğrenilen bilgi ve becerileri gerçek ya da gerçeğe
yakın ortamlarda işe koşmaları için öğrencilere fırsat sağlama,
•Olumlu Sonuçlar: İstendik davranışı sürdürmeye yarayacak
geribildirim ve pekiştireçler sunma,
•Eşitlik: Görev başarısı için tutarlı ölçütler ve sonuçları koruma.
29
YAPICI ÖĞRENME KURAMI
• Yapıcı Öğrenme Kuramı’ na göre öğrenme, bireyin kendi yaratıcı
•
•
•
•
becerilerini ve farklı olma hakkını kullanarak özgün bir anlam
oluşturmasıdır.
Buna göre, mutlak veya nesnel gerçeklik yoktur; bireylerin kişisel
algılamalarına göre çoklu gerçeklik vardır. (idealizm)
Birey, sunulan gerçekliği kendi yaşantılarına dayalı olarak yorumlamaktadır.
Demek oluyor ki, öğrenme sürecinde her bireye göre değişen kişisel bir
yorumlama ya da anlamlandırma söz konusuysa, öğretim etkinliğinin,
yalnızca içeriği aktarmakla sınırlı kalmayıp, öğrenmeye olanak verecek
kaynakları düzenlemek olarak görülmesi gerekmektedir.
Bu kuram diğer kuramlardan köklü biçimde farklılaşmaktadır. Örneğin,
Bilişsel Kuram’ da öğrenme dıştan içe, Yapıcı Kuramda ise içten dışa doğru
gerçekleşmektedir.
30
YAPICI ÖĞRENME KURAMI
• Yapıcı Öğrenme Kuramı ikiye ayrılmaktadır.
BIG(Verilen Bilginin Ötesi): Bu yaklaşıma göre, öğrencilere
temel bilgiler verilmeli; bunu ilerisine öğrenciler kendileri
gitmelidir.
WIG(Hiç Bilgi Vermeme): Bu yaklaşımda ise, öğrenciye hiç bilgi
dayatılmamalı ve öğrenci gerekli bilgiye kendisi karar verip
ulaşmalıdır.
Yapıcı anlayışı benimseyen öğretim süreçlerinde öğrenciler;
a) Gerçeklik düzeyi yüksek görevler üzerinde çalışmalı,
b) Öğrenilecek konu hakkında çoklu bakış açıları ve işbirliği
olanakları sağlanmalı,
c) Öğrencilerin kendi öğretim hedeflerini belirlemeleri ve öğrenme
sürecinde söz sahibi olmaları desteklenmeli,
d)Ne öğrendikleri ve nasıl öğrendikleri üzerinde öğrenciler
arasında tartışmalar özendirilmelidir.
31
BİLİŞSEL YÜK KURAMI
Bilişsel Yük Kuramı, özünde Bilişsel Kuram’ dan kaynaklanmış ve
Piaget’ in Şema Kuramı’ yla yakından ilgilidir.
Piaget’ in kuramına göre, bilgi uzun süreli bellekte «şema» denilen
bilgi paketleri veya tahmin edilebilir ilişkiler içinde olan bilgiler,
kategoriler halinde düzenlenir.
Olayları yorumlama ve sorunları çözmede işe koşulan bu yapılar da
öğrenme ve deneyimle gelişmekte ya da karmaşıklaşmaktadır.
İşte asıl önemli olan bu zihinsel ana yapıların oluşturulması ve
ustaca kullanılabilmesinde otomatikleşmedir.
Bu noktadan hareketle, bu kurama göre bir öğretim tasarımı
yapılırken öğretim materyallerindeki bilişsel yük azaltılmalı veya
uygun düzeyde tutulmaya dönük stratejiler yapılmalıdır.
32
BİLİŞSEL YÜK KURAMI
Mayer ve Moreno bilişsel yükün azaltılmasına yönelik şu öneride
bulunmaktadır:
•Çokortamlı öğrenmede canlandırma ya da diyagramlarla birlikte
ekranda yazı yerine anlatının kullanılması terci edilmelidir; çünkü
zaten görsel öğelere dikkatini vermeye çalışan kişi açısından metin bu
dikkati bölecek, oysa anlatı sözel açıdan bir destek sağlayacaktır.
33
DURUMLU ÖĞRENME KURAMI
Bu kuramda, öğrenmenin toplumsal ve kültürel belirleyicilerine
vurgu yapılmaktadır.
Bu kurama göre öğrenme; toplumsal bir uygulamaya katılım yoluyla
gerçekleşmektedir.
Yapılan iş ya da sahip olunan meslek bir uygulama topluluğu
oluşturmakta ve bunun içindeki insanlar kendi bağlamlarını
kolaylaştırıcı olarak kullanmaktadırlar. Bu da kazanılan deneyimlere
bağlı olmaktadır.
Daha basit bir şekilde ifade edilecek olursa kuram; bireylerin
hayatın içinde ve uygulama yoluyla uzmanlaşmasını savunmaktadır.
Durumlu Öğrenme Kuramı, Türkiye’ deki ahilik düzeninde
gözlenen insan yetiştirme durumlu öğrenme felsefesine örnek
olarak gösterilebilir.
34
DURUMLU ÖĞRENME KURAMI
Bu kuramın öğretim tasarımı alanına yansıması «bağlaşık
öğrenme»(anchored instruction) biçimindedir.
Vanderbilt Biliş ve Teknoloji Grubu bağlaşık öğretimi sorun çözmek
amaçlı durumlu bir bağlam sağlamak olarak görmüştür ve birçok
video oyunu geliştirmiştir.
Bu video oyunlarında; bir verilen bir durum bağlamında sorun
çözmeye dayalı bağlaşık öğretim stratejilerini işe koşmuştur.
Her oyunda gerçekçi bir çapa(anchor) sunularak bununla ilişkili
sorunları belirleme, denenceler oluşturma, çoklu çözümler önerme,
sınama, kararlar alma ve çıkarımlarda bulunma gibi etkinlikler
içeren bir akış izlenmiştir.
Böylece öğrenciler gerekli konuları gerçeklik düzeyi yüksek
bağlamda , etkileşim içinde, işbirliği yaparak ve araştırmacı bir
yaklaşımla öğrenmişlerdir.
35