edebi akımlar - feritsevinc.com.tr

Download Report

Transcript edebi akımlar - feritsevinc.com.tr

EDEBİ AKIMLAR
Edebiyatta, sanatın amacı ve işlevi konusunda ortaya çıkan
yeni görüş, anlayış sistemine edebiyat akımı (ekol) denir.
Edebiyat akımlarının kimileri yazı türlerinin tümüyle, kimileri ise
yalnızca şiirle ilgilidir.
Bu akımların başlıcaları, tarihsel dizilişe göre ve yazı türlerine
göre şöyledir.
1.
Klasisizm (Şiir ve düzyazıda)
2.
Romantizm (Şiir ve düzyazıda)
3.
Realizm (Daha çok düzyazıda)
4.
Parnasizm (Şiirde)
5.
Natüralizm (Daha çok düzyazıda)
6.
Sembolizm (Şiirde)
7.
Empresyonizm (Şiirde)
8.
Neoklasisizm (Şiirde)
9.
Fütürizm (Şiirde)
10. Dadaizm (Şiirde)
11. Sürrealizm (Şiir ve düzyazıda)
Çağdaş
12. Egzistansiyalizm (Şiir ve düzyazıda)
akımlar
KLASİSİZM
Klasisizm, kuralları belirlenmiş bir akım olarak doğuş yeri
Fransa’dır.16. yüzyılın başlarında gelişen İtalyan edebiyatı ve eski
çağ klasikleri etkisini Fransa’da gösterir. RABELAİS ve MONTAİGNE
klasisizmin öncüsü olurlar. 17. yüzyılın ikinci yarısında eleştirmen
BOİLEAU, Art Poetique ( Şiir Sanatı) adlı eserinse döneminin
edebiyat kurallarını belirleyerek bu akımın kurucusu olur.
DESCARTES’İN rasyonalist (usçu) felsefesinin güçlenmesi ve 1634’de
Fransız Akademisi’nin kurulması, bu akımın doğmasında ve
gelişmesinde etkili olur.
İLKE VE ÖZELLİKLERİ

Gerçek, yalnızca akıl yoluyla bulunur. Bu nedenle edebiyatta da
akıl, mantık ve sağduyu yol göstericidir.

Sanat, insan doğasına önem vermeli, insana karşı sevgi ve
saygıyı temel almalıdır.
Sanat eseri ideal insanı anlatmalıdır. Bu nedenle klasik sanat
klasik sanatçılar, insanın içgüdülerle yönlenen yanlarını ele
almamıştır. Kahramanlar, halk arasından değil, aklını kullanabilen
örnek kişilerden seçilmiştir. Bunların dış görünüşlerinden çok, ruh
halleri işlenmiştir.

Sanat eseri ahlaka uygun olmalıdır. Bu kurala göre, aşırı
tutkular akıl yoluyla denetim altına alınmış ve erdeme her şeyin
üzerinde yer verilmiştir. Ancak sanatçılar, hiçbir zaman ahlak dersi
verme amacını gütmemişlerdir.

Olayların gerçek olması gerekmez, gerçeğe uygunluk yeterlidir.

Sanatçı, kişiliğini gizlemeli, duygularını eserine yansıtmamalıdır.

Kaba sayılan sözcüklere ve deyimlere yer verilmemelidir. Bu
yüzden, klasik eserlerde , halkın değil, seçkin kişilerin kullandığı dil
yeğlenmiştir.

Konudan çok, konunun işleniş biçimi önemlidir. Klasik eserlerin
biçimce kusursuz olmasına özen gösterilmiştir.

Anlatım (üslup), her türlü yapaylıktan uzak, yalın ve açık
olmalıdır.

Eserlerde en önemli öğe insandır. Bu nedenle
eserlerde fiziksel ve sosyal çevre önemli değildir. Doğa
görünümü, giysi ve dekor ikinci plandadır.
Şiir ve düzyazı türlerinin tümü için geçerli olan bu
akım, etkisini daha çok düzyazıda gösterir.
ÖRNEK SORU:
Klasisizmin aşağıda belirtilen özelliklerinden
hangisi, Divan edebiyatında da vardır?
A) Kişilerin ruh durumlarının gerçeğe uygun olması
B) Sanatçının yapıtında kişiliğini gizlemesi
C) Yapıtlardaki dilin ulusal olması
D) Konuya değil, konunun işlenişine önem verilmesi
E) Üslubun yalın, açık ve sağlam olması

ÖRNEK SORU:
Bu akımın fikir dünyası , tiyatro ve edebiyat anlayışı,
Antik Yunan tiyatrosunda görülen özellikleri taşır. Antik
Yunan tiyatrosuna yön veren Aristoteles’tir. Aristoteles,
sanat eserlerinde bulunması gereken nitelikleri, ister
trajedi ister komedi olsun, soyluluk, erdemlilik,
görkemlilik, ölçü, denge kavramlarıyla açıklar. İşte …….
İn ilkeleri Aristoteles’in “Poetika” adlı eserine dayanır.
Paragrafta boş bırakılan yere aşağıdakilerden
hangisi uygun düşer?
A) Romantizm
B) Realizm
C) Klasisizm
D) Sembolizm
E) Parnasizm
ÖNEMLİ TEMSİLCİLERİ
MONTAİGNE: Deneme türünün kurucusu sayılır. Montaigne
yazılarını “Denemeler” adlı eserinde toplamıştır.
DESCARTES: Matematikçi DE OLAN ÜNLÜ DÜŞÜNÜR.
Klasisizmin kurucularındandır. Rasyonalizm (usçuluk) diye
adlandırılan felsefeye öncülük etmiştir. “ Düşünüyorum, o halde
varım.” sözü onundur.
LA FONTAİNE: Fablları İLE ÜNLÜ Fransız yazar ve şairdir.
La Fontaine’in fabllarından ilk çeviriyi (Kurtla Kuzu) 1859’da
Şinasi yapmıştır.
MOLİERE: Fransız oyun yazarıdır. Döneminin ahlak anlayışını ,
ikiyüzlülükleri sergileyerek eleştiren komedi ustasıdır. “Gülünç
Kibarlar, Kadınlar Okulu, Kocalar Okulu, Hastalık Hastası, Zoraki
Hekim, Zorla Evlenme, Cimri “ önemli eserlerindendir.
CORNEİLLE : Fransız oyun yazarıdır. Ününü “Le Cid” adlı
trajedisiyle sağlamıştır.
RACİNE: Fransız şair ve oyun yazarıdır. Çağının en büyük
trajedi ustası sayılır. “Andromak” adlı eseri ünlüdür.
Ayrıca , romanda Madame de la Fayette; hitabette Bossuet ve
portrede La Bruyére klasisizmin ilk temsilcilerindir.
ÖRNEK SORU:
“Her edebi tür, bir canlı gibi doğar; gelişme
yetkinleşme evresinin doruğuna çıkar; sonra da yavaş
yavaş, ya çevresel ve içsel etkilerle başka bir türe
dönüşür ya da edebiyat haritasından silinip gider.
Nitekim “tragedya’ nın yazgısı somut bir örneğidir
bunun. Aiskhylos, Sophokles, Euripides’lerle başlayan bu
tür 17. yüzyılda Fransız yazarları …….. ve ……. ile altın
çağına varmış, sonra da silinip gitmiştir.”
Parçada boş bırakılan yerlere sırasıyla
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Homeros-Aristotales
B) Cervantes- Montaigne
C) La Fontaine-Montaigne
D) Dostoyevski- Gogol
E) Racine- Corneille
TÜRK EDEBİYATINDA KLASİSİZM
Türk edebiyatında klasisizm,
bilinçli bir çizgide izlenmemiştir.
Tanzimat edebiyatının kurucusu olan
Şinasi, akla verdiği değer nedeniyle
klasik akıma yakınlık duyar.
Moliére’den yaptığı komedi çevirileri
ve uyarlamalarıyla tanınan Ahmet
Vefik Paşa , klasisizme yatkın bir
sanatçıdır.
ROMANTİZM
Düzyazı ve şiirde söz konusu olan romantizm, 18. yüzyılın
başlarında Almanya’da klasisizme tepki olarak ortaya çıkmıştır. Bu
akım, “Sanat ve sanatçı sıkı kurallara bağlı olamaz; sanatçı özgür
olmalıdır.” ilkesine dayanır.
Victor Hugo, 1872’de yayımladığı CROMWELL adlı tiyatro
eserinin önsözünde , bildiri niteliğinde, romantizmin ilkelerini saptar.
Bu ilkeler, Klasisizmin ilkeleri gibi bağlayıcı kurallar olmayıp yol
gösterici niteliktedir.
Bu akımın sanatçıları arasında, daha 1830’larda “Sanat sanat
içindir”-”Sanat toplum içindir” tartışması başlar. Romantiklerin Çoğu
“sosyal romantizm” de diyebileceğimiz “Sanat ,toplum içindir”
görüşünü benimser. Bu görüş ayrılığı, daha sonra şiirde Parnasizmsembolizm çatışmasını yaratır. 18502den sonra sosyal
romantizmden, realizm ve natüralizme geçilir
ÖZELLİKLERİ
Bu akım doğrultusunda yazılmış eserlerde şu özellikler görülür:

Klasik edebiyatın biçim ve özle ilgili tüm kuralları kırılmıştır.

Aklın yerini ölçü tanımayan bireysel duygu ve heyecanlar
almıştır.

Toplumsal yaşamla ilgili her şey, dram türü içinde işlenebilir.

Sanatçılar yapıtlarında kişiliklerini gizlememişler, olaylar
karşısında duygu ve düşüncelerini sürekli öne geçirmişlerdir.

Klasisizmdeki insan doğasının yerini dış doğa almıştır. Doğa,
sanatçının esin kaynağıdır. Romantikler, doğayı “Tanrı’nın ülkesi”
olarak benimsemişlerdir.

Romantikler, ulusal ve yöresel yaşamı anlatmaya önem
vermişlerdir. Klasisizmdeki tiplerin yerini karakterler almıştır.

Yapıtlarda ulusal duygu ve değerlere önem verilmiştir.

Ulusal tarihe dönülmüş, geçmişe özlem duyulmuş, olay ve
kahramanlar tarihten seçilmiştir.

Aşk teması, romantiklerde geniş yer tutar. Doğa betimlemeleri
bu açıdan da önem kazanmıştır.
Din duygusu önem kazanmıştır. Eski Yunan ve Latin mitolojisi,
yerini Hıristiyanlığın mucizelerine , ulusal destanlara, efsanelere
bırakmıştır. Bunlar, eserlerde ya bütünleyici öğe ya da başlı başına
konu olarak yer almaktadır.

Romantizmin bir başka yönü de karamsarlığın egemen
oluşudur. Kahramanlarda umutsuzluk, keder, hüzün, yalnızlık,
çaresizlik, içedönüklük gözlenir.

Dil ve anlatımda klasisizmde görülen disiplin ve özen ,
romantizmde görülmez.
I. Kuralların olduğu yerde sanattan söz edilmez.
II. Kötüyü görmeden iyiyi anlamak olası değildir.
III. Acıma duygusu taşıyan insan kötülük yapmaz.
IV. Aşk, duyguların en yücesidir.
V. İnsana doğru yolu ancak aklı gösterir.
Yukarıdaki yargılardan hangisi romantizm akımının
ilkelerine uymaz?
A) I
B) II
C) III
D) IV
E) V

“Sanatta özgürlük” denebilecek bu akıma bağlı
sanatçılar; şiir, tiyatro, roman, gezi, eleştiri ve tarih
türünde önemli eserler vermişlerdir.
Tiyatro dalında, “üç birlik kuralı” ndan yalnızca
“olayda birlik” kuralı korunmuştur. Sahnelenmek üzere
yazılan eserlerin yanı sıra, yalnızca okunmak için yazılan
oyunlar da vardır.
UYARI:
Romantizm doğmadan önce yaşayan Shakspeare’in
eserlerinde bu akımın özellikleri görülür. Bu nedenle
Shakspeare (1564-1616), bu akımın öncülerinden
sayılabilir. Aynı durum, İspanyol klasik sanatçılarından
Cervantes’in (1547-1616) “Don Kişot” adlı eserinde de
görülür.
ÖNEMLİ SANATÇILARI
FRANSA’DA
J.J. ROUSSEAU (1712-1778) : Romantizmin doğumundan
önce yaşayan bu yazar, düşünsel yapıtlarıyla romantizmin temelini
atmıştır. Emile, İtiraflar, Toplum Sözleşmesi adlı yapıtları ünlüdür.
VİcTOR HUGO (1802-1885) : Fransız romantizminin
kurucusudur. Yurt ve insan sevgisini konu edinen yazarın , dili ve
tekniği güçlüdür. Yapıtlarıyla romantizmin ilkelerini belirlemiş ve tüm
dünya edebiyatçılarını etkilemiştir. Dilimize çevrilen yapıtlarından
başlıcaları şunlardır: sefiller, Notre Dame’ın Kamburu, Hernani,
Cromwel, Cezalar, Yüzyılların Efsanesi, Doksan Üç İhtilali, Deniz
İşçileri.
A.DUMAS PERE (1802-1870) : Özellikle şövalye
romanlarıyla tanınan bu yazar üç yüzden fazla eser vermiştir. Ünlü
romanlarından Monte Cristo Kontu, Üç Silahşörler ile oyunlarından
Antony, Kleopatra Türkçeye çevrilmiştir.
NOT: “Kamelyalı Kadın” adlı romantik romanıyla tanınan A.
Dumas Fils (1824-1895), A. Dumas Pere’in oğludur.
ALFRED DE MUSSET (1810-1857) :
Romantizmin önemli temsilcilerinden olan Musset, 20
yaşındayken yazdığı İspanya ve İtalya Öyküleri adlı şiir
kitabıyla ünlenmiştir. Öteki önemli yapıtları: Bir Zamane
Çocuğunun İtirafları (roman); Şamdancı, Fantasio, Eski
Palto (öykü).
ALPHONSO DE LAMARTİNE (1790-1869):
Romantik şiirleriyle ünlüdür. Romantik kısa öyküleri de
vardır. Abdülmecit döneminde bir süre İstanbul’da
yaşayan Lamartine, Türklere yakınlığıyla tanınır. Yeni Şiir
Düşünceleri, Bir Meleğin Düşüşü ve Grezielle,
yapıtlarının en önemlilerindendir.
Chateaubriand, Mme De Stael, B. De Saint-pierre,
Senancour, A. De Vigni, Saint Beuve ve George Sand, bu
akımın öteki temsilcileridir.
ÖRNEK SORU:
Fransız edebiyatında şair, romancı ve oyun yazarı
olarak tanınır. “Cromwel” adlı oyununun önsözünde
klasik estetiğin tüm bağlayıcı kurallarına karşı çıkarak
“Romantizm” akımının ilkelerini ortaya koyar.
Mücadeleyle geçen hareketli yaşamında halkın sevgisini
kazanır. Ünlü romanı “ Notre Dame’ın Kamburu” dünya
klasikleri arasında yer alır.
Burada sözü edilen sanatçı, aşağıdakilerden
hangisidir?
A) Voltaire
B) Diderot
C) Racine
D) Victor Hugo
E)Alexandre Dumas
(1990/II)
ALMANYA’DA
J.WOLFGANG VON GOETHE (1749-1832) : Şair ve yazar olan
Goethe’nin yapıtlarında , Fransız romantizminden önce , romantik
öğeler görülür. “Genç Werther’in ıstırapları “ adlı romanı Avrupa
gençlerini etkilemiştir. Kırk yaşlarından sonra romantizmden
uzaklaşan Goethe’nin en önemli yapıtı Faust’tur.
FRİEDRİCH SCHİLLER(1759-1805) : Lirik şiirleri ve romantik
dramlarıyla tanınır. Kant’ın felsefesinden etkilenen sanatçı ,
denemeleriyle de ünlüdür. Haydutlar, Don Carlos adlı dramları
ünlüdür.
İNGİLTERE’DE
LORD BYRON (1788-1824) : Maceracı bir ruha sahip
olan şair, şiirlerinde geçmişe duyduğu özlemi işlemiştir.
SHELLEY (1792-1822) : Fransız romantizminden
önce yaşayan ve çok genç yaşta ölen şair, “Şiirin
savunusu” adlı eseri, dramları ve lirik şiirleriyle tanınır.
RUSYA’DA
PUŞKİN (1799-1837) : Lirik şiirleri, dramları ve son yıllarında
yazdığı Yüzbaşının Kızı(1836) adlı romanıyla tanınır. Şiirlerinde
romantik yönü güçlü olan Puşkin, romanlarıyla gerçekçidir.
AMERİKA’DA
EDGAR ALLAN POE (1809-18499 : “Kuzgun” ve “Annabel Lee”
adlı şiirleriyle Fransız sembolistlerini etkiledi. Poe , ayrıca polisiye
roman türünün de öncüsü sayılır.
TÜRK EDEBİYATINDA ROMANTİZM
Batı’da önemini 19502li yıllarda yitiren romantizm, Türk
edebiyatında 1970’li yıllarda görülmeye başlamış; kimi yapıtlarda
klasisizm ve romantizm iç içe girmiştir.
Tanzimat sonrası Türk edebiyatında Fransız romantizminin,
özellikle Victor Hugo ve Lamartine’ in etkisi büyüktür. Namık Kemal’
in yapıtlarının tümünde romantizm egemendir. Abdülhak Hamit, bu
akıma bağlı olarak şiirler ve oyunlar yazmıştır. Recaizade Mahmut
Ekrem’in şiirlerinde romantizmin etkisi açıkça görülür. Tevfik
Fikret2in Rübab-ı Şikeste adlı kitabında topladığı ilk dönem
şiirlerinin çoğu romantik niteliktedir.
REALİZM(GERÇEKÇİLİK)
ÖRNEK SORU:
..... Yalnızca akıl ve sağduyudan, yola çıktı. …. İse yaşama hep
pembe gözlükle baktı. Oysa yaşamın bir yarısı düşünce ise bir yarısı
da duygudur. Neden ikisini bir arada vermekten çekiniyoruz ? Neden
yapıtlarda kahramanların özel hayatlarını değiştiriyoruz? Hangi
gerçeği öğreteceksiniz ? Bir yazar olarak kendi gerçeklerinizi mi,
yaşamdan aldığınız kahramanların gerçeklerini mi? İşte….. Bu
nedenle en akılcı ve gerçek duyguları yansıtan bir akımdır.
Parçadaki boşluklara aşağıdakilerden hangisi, sırasıyla
getirilebilir?
A)
Klasisizm, romantizm, sürrealizm
B)
Klasisizm, realizm, romantizm
C)
Realizm, klasisizm, romantizm
D)
Klasisizm, romantizm, parnasizm
E)
Klasisizm, romantizm, realizm
ÖZELLİKLERİ
1.
2.
3.
4.
5.
6.
7.
8.
9.
Duygu ve imgelerin yerini insan ve toplum gerçekleri almıştır.
Gerçeğin yansıtılmasında gözlem önemli araçtır.
Sanatçı, dış dünya ve olayların insan üzerindeki duygusal
etkilerini değil, yalnızca çıplak gerçeği (gözlemlerini) yansıtır.
Olayların oluşlarındaki sosyal nedenler, dikkatle araştırılır.
İnsanın kişiliğinin oluşmasında çevrenin önemi olduğu için
kahramanların yaşadığı ortam bütün ayrıntılarıyla tanıtılır.
Olaylar güncel yaşamdan alınmış, kahramanlar sıradan
kişilerden seçilmiştir.
Sanatçı, olaylar karşısında tarafsız kalır, öznel görüşlerini ve
duygularını eserine yansıtmaz, yorumda bulunmaz.
Realizm, sanat aracılığıyla ahlak dersi vermeyi amaçlamaz. Bu
akıma göre sanatın amacı , yine sanattır. Bu nedenle
sanatçılar öğüt veren bir tutuma girmezler.
Realizmde biçim güzelliği, konu kadar önemlidir. Dil ve anlatım
her türlü süsten, gösterişten ve yapmacıktan uzaktır.
ÖRNEK SORU:
Hayır, hayal ile yoktur benim alış
verişim…
İnan ki; her ne demişsem görüp de
söylemişim.
Yukarıdaki dizeler, aşağıdaki
edebiyat akımlarından hangisinin
temel niteliğini yansıtır?
A) Klasisizm
B) Romantizm
C) Realizm
D) Sembolizm
E) Sürrealizm
.
ÖNEMLİ TEMSİLCİLERİ
FRANSA’DA
HONORE DE BALZAC (1799-1850) : Realizmin öncüsü
sayılmakla birlikte eserlerinde romantik öğeler de vardır. En önemli
eserleri : İnsanlık Komedisi, Goriot Baba, Eugénie Grandet, Vadideki
Zambak, Köy Hekimi…
STENDHAL (1783-1842) : Balzac gibi romantizmin egemen
olduğu dönemde eserler veren bu sanatçı da realizmin öncülerinden
sayılır. Önceleri liberal (özgür) romantizmi savunan sanatçının
eserlerinde realist öğeler görülür. Dilimize çevrilen en önemli
eserleri : Parma Manastırı, Kırmızı ve Siyah…
GUSTAVE FLAUBERT (1821-1880) : Madame Bovary adlı
romanıyla realizmin kurucusu sayılan sanatçının öteki önemli
eserleri şunlardır : Salambo, Üç Hikaye…
GONCOURT KARDEŞLER :
EDMOND (1822-1896) ve JULES (1830-1870) adlı kardeşler,
sanat ve edebiyat çalışmalarını birlikte yürüttüler. Edmond’ un
vasiyeti üzerine kurulan Goncourt Akademisi, her yıl Goncourt
ödülü vermektedir.
RUSYA’DA
LEV TOLSTOY (1828-1910) : Realizmin Rusya’daki öncüsüdür.
İyi bir eğitim görmüş, romanlarını “evrensel sevgi ve kardeşlik”
görüşüyle yazmıştır. En önemli romanları : Savaş ve Barış, Ölümden
Sonra Dirilme, Anna Karanina ve Hacı Murat.
NOT: Lev Tolstoy ile ad benzerliği olan Aleksi Tolstoy (18831945), birbirine karıştırılmamalıdır. İkincisi, ilki Kadar tanınmamıştır.
İki önemli eser, vardır: Nikita’nın Çocukluğu, Korkunç İvan.
DOSTOYEVSKİ (1821-1881) : Yaşamının büyük bir bölümü
sürgünde geçti. 1846’da yayımlanan “İnsancıklar” adlı romanıyla
ün kazandı. Öteki önemli eserleri şunlardır : Suç ve Ceza,
Karamazof Kardeşler, Delikanlı, Kumarbaz, Budala…
MAKSİM GORKİ (1868-1936) : Düşünceleri yüzünden 19132e
kadar sürgünde yaşadı. Devrim Rusya’sında Güzel Sanatlar Bakanı
oldu. Okuma ve yazmayı sonradan öğrenen Gorki’ nin yapıtlarından
bazıları şunlardır : Ana, Çocukluğum, Ekmeğimi Kazanırken, Benim
Üniversitelerim…
NİKOLAİ GOGOL (1809-1852) : Romancı ve oyun yazarıdır.
Üslubunda , mizah ağır basari En önemli eserleri : Müfettiş
(komedi), Taras Bulba,Ölü Canlar…
ANTON ÇEHOV (1860-1904) : Öykü ve oyunlarıyla
ünlüdür. Öyküleri : Altı Numaralı Koğuş, Köylüler,
Hikayeler. Oyunları: Martı, Üç Kızkardeş, Vanya Dayı,
Vişne Bahçesi.
ÖRNEK SORU:
Aşağıdaki yazarlardan hangisi , bağlı olduğu
edebi akım açısından ötekilerden ayrılır?
A) Puşkin
B) Gorki
C) Gogol
D) Dostoyevski E) Tolstoy
CHARLES DİCKENS (1812-1870) : İngiltere’de
realizmin öncüsü sayılan romancı ve gazetecidir.
Romanlarında mizah ve acı iç içedir. Başlıca eserleri :
David Copperfield, Oliver Twist, İki Şehrin Hikayesi,
Antikacı Dükkanı…
TÜRK EDEBİYATINDA REALİZM
Bu akım, etkisini Tanzimat’ın II. Döneminde gösterir.
Samipaşazade Sezai, özellikle öykü türünde realizmin etkilerini
uygular. İlk realist eserlerden olan sergüzeşt adlı romanda konuyu
güncel yaşamdan, kahramanlarını halktan seçer. Şiirlerini romantik
anlayışla yazan Recaizade Mahmut Ekrem, bizde ilk realist roman
sayılan Araba Sevdası’nı yazar. Nabizade Nazım, ilk kez köy
gerçeğine değinen ve uzun öykü niteliği gösteren Karabibik adlı
romanında realizmi uygular; ayrıca “Zehra” adlı realist romanı yazar.
Edebiyatımızda realizm gerçek anlamda Servet-i Fünun
döneminde görülür. Halit Ziya Uşaklıgil’in “Mavi ve Siyah” adlı
romanı, realizmin romantizme üstünlük sağlamasıyla sonuçlanır.
Yazar, Aşk-ı Memnu ve Kırık Hayatlar adlı romanlarında realist
çizgisini geliştirir.
Milli edebiyat döneminde Ömer Seyfettin öyküde; Cumhuriyet
döneminde Memduh Şevket Esendal, Refik Halit Karay öykü ve
romanda , realist ilkeleri uygulayan yazarlardır. Belgesel nitelik
kazanan romanlarıyla ünlü Yakup Kadri yapıtlarında realizm
egemendir. Günümüzde realizm halen etkinliğini sürdürüyor.
PARNASİZM
Şiirde gerçeklik anlayışıdır. Fransa’da doğmuştur. Romantik
şiire tepkidir. Realizmin doğuşunu hazırlayan nedenler, Parnasizm
için de geçerlidir. “ Sanat sanat içindir.” anlayışını benimseyen
parnesyen şairlere göre , sanatta güzelliğe , ancak güzel biçimlerle
ulaşılabilir. Toplum sorunlarına uzak duran bu akım, ancak belli bir
kesime seslenebilmiştir.
ÖRNEK SORU :
“Neden bir çelişki olsun ; hem bir gerçeği dile getirmek hem
de “ Sanat sanat içindir” ilkesiyle yazmak? Şiirin düzyazıdan ayrılan
en belirgin yönü, sanatsal değerinin yüksek olması değil midir?”
Yukarıdaki sözleri söyleyen sanatçı, hangi akımın temsilcisidir?
A) Romantizm
B) Sürrealizm
C) Realizm
D) Parnasizm
E) Klasisizm
ÖZELLİKLERİ
Şairler, şiirlerinde kişiliklerini gizlemiş, dış dünyayı yan
tutmadan yansıtmışlardır.
2.
Romantizmin dışladığı Yunan- Latin kültürüne yeniden
dönülmüştür. Parnasizm, bu yönüyle klasisizme yakınlık gösterir.
3.
Tarihi olaylar, efsanevi kişiler şiire konu olmuş; eski
uygarlıkların kültür ve efsanelerinden şiirde yararlanılmıştır.
4.
Felsefeyle ilgili düşünceler, bilimsel ve teknik konular şiire
girmiştir.
5.
Öz kadar biçime de önem verilmiştir. Şiir, her açıdan
mükemmel olmalıdır. Bu nedenle ölçü ve uyağa önem verilmiştir.
ÖNEMLİ TEMSİLCİLERİ
Théophile Gautier, Leconte de Lisle, Thédore de Benville, Jose
Maria de Hérédia, François Coppée, Sully Prudhomme
Türk edebiyatında parnasizmin etkileri, belirgin biçimde Tevfik
Fikret’te görülür.
1.
NATÜRALİZM (Doğacılık)
Gözlem ve deneye dayanan bir edebiyat akımıdır. 19. yüzyılın
sonlarında Fransa’da ortaya çıkıp yaygınlaşmıştır. Realizmin ileri bir
aşamasıdır. Daha çok, öykü , roman ve tiyatro eserlerinde
görülmektedir.
Natüralizm, deney metodunun deney metodunun romana
yansımış olması nedeniyle realizmden ayrılır.
1880 yıllarında bilimsel akımların etkisinde kalan Emile Zola ,
roman sanatına doğa bilimlerinin metodunu uygulamıştır. Zola2ya
göre , geleceğimizi mizacımız (huy, alışkanlık) belirler. İnsan mizacı,
soydan gelir ve çevreyle gelişir. Zola bu görüşlerini romanlarıyla
kanıtladığı için natüralizmin en önemli temsilcisi sayılır.
Natüralizmin ana kuralı: “ Sanat doğanın bir kopyası olmalıdır.”
Natüralizm bilimsel yollarla pozitivist kurallara dayanarak doğayı
taklit etme anlamına gelir.
ÖNEMLİ TEMSİLCİLERİ
EMİLE ZOLA (1840-1902) : Şair ruhlu, içli bir yaratılışa sahip
olan sanatçı, konularını bir bilgin titizliğiyle işler.
Önemli eserleri: Emek, Nana, Meyhane, Toprak, Thérésé
Raquin, Germinal, Hayvanlaşan İnsan…
ALPHONSE DAUDET (1840-1897) : Önceleri realizm
doğrultusunda eserler veren ve şiirsel bir anlatımı olan yazarın
anlatımında giderek natüralizm öne çıkar. Bu durum Jack adlı
romanında belirginleşir. Öteki romanları: Değirmenimden Mektuplar,
Pazartesi Hikayeleri, Sapho, Küçük Şey…
GUY DE MAUPASSANT (1850-1893) : Alışılmış, tanınmış olanı,
alışılmadık bir biçimde dile getiren Fransız öykü ustasıdır. Önceleri
realist sonraları natüraklist çizgide öyküler yazdı. Önemli eserleri :
Bir Hayat, Güzel Dost, Ölüm Kadar acı…
HENRİK İBSEN (1828-1906) : Norveçli oyun yazarıdır. Önemli
yapıtları : Yaban Ördeği, Nora ( Bir Bebek Evi ), Hortlaklar, Bir Halk
Düşmanı…
TÜRK EDEBİYATINDA NATÜRALİZM
Nabizade Nazım’ın romanlarında natüralist öğelere
rastlanır. Hüseyin Rahmi Gürpınar, natüralizmin bilinçli
uygulayıcısıdır.
ÖRNEK SORU:
Yazacağım romanın konusunu saptadıktan sonra
zamanımın büyük bir bölümünü belge toplamakla
geçiririm. Gerisi kolaydır artık. Bu belgelere dayanarak
kafamdaki laboratuvarda gerçek yaşam uygun deneyler
hazırlarım, analizlere ve sentezlere giderim.
“ Nasıl yazarsınız?” sorusuna yukarıdaki gibi
yanıt veren yazar hangi akımın temsilcisidir?
A) Natüralizm
B) Realizm
C) Klasisizm
D) Sürrealizm
E) Egzistansiyalizm
SEMBOLİZM
1870’ten sonra realizme, natüralizme, özellikle şiirde
Parnasizme karşı ortaya çıkan bir akımdır. Daha çok şiirde
uygulanmıştır. Parnasizmde dış gerçek önemli iken sembolizmde
insanın iç dünyası ön plandadır.
ÖZELLİKLERİ

“ Dış dünyanın insan duyularına etkisi, insanla doğa arasındaki
gizli ilişkiler açıkça anlatılamaz.” Görüşünden yola çıkan sembolizm,
okurun duyularına semboller aracılığıyla seslenmeyi ve insanın
hayal gücünü harekete geçirmeyi benimser.

Nesneler, doğa ile insan arasında bağlantı kuran birer sembol
olarak görülür; olgular, olaylar, nesneleri mecaz anlam yükleyerek
simgelerle açıklanır. ( Örneğin; kuş, güneşin doğuşunu; terazi,
adaleti; güneşin batımı, ölümü; kartal, kahramanca davranışları
yansıtır.)

Kavramların nitelikleri için semboller yetersiz kalınca sözcüklere
yeni anlamlar yüklenmiş, söz dizimleri ve söyleyiş biçimleri
bozulmuş ve kapalı bir anlatıma gidilmiştir. ( Örnek: mor uğultu,
beyaz titreyiş, siyah korku…)
Şiirin yorumu okuyucuya bırakılmış, değişik yorumlar yaratan
şiirin mükemmel olduğu savunulmuştur.

Sözcüklerin anlamından çok ahenginden yararlanılmış; duygu
ve düşünceler açık bir anlatınla değil, sezdirme yoluyla verilmeye
çalışılmıştır.

Şiirdeki bu kapalılık ve belirsizlik isteği şairleri belirsiz temlere
yöneltir. Uzaklara, hayali diyarlara, insan eli değmemiş, ayak
basılmamış yerlere, yaşanmamış zamanlara özlem duyulur. Rüyalı
dekorlar çizilir.

Sembolistler, saf şiir peşinde koştular. Şiirin biçimsel kuralları,
bu amacı engelleyeceğinden; daha çok serbest şiir biçimlerine
yöneldiler. Yazım kurallarına ve noktalama işatretlerine sıkı sıkıya
bağlı kalmadılar.
ÖNEMLİ TEMSİLCİLERİ
Baudlaire ve Rimbaud, sembolizmin hazırlayıcısı olarak kabul
edilir. En önemli temsilcileri şiirde Mallarmé, Verlaine, Valéry;
tiyatroda Maeterlinck’tir.

TÜRK EDEBİYATINDA SEMBOLİZM
Sembolizm, Türk şiirini en çok etkileyen
akımlardandır. Etkisi günümüzde de sürmektedir.
Servet-i Fünun döneminde Cenap
Şahabettin, “Elhan-ı Şita” adlı şiiriyle , bu akımın
ilk uygulayıcısıdır. Tevfik Fikret’in “Çınar” adlı
şiirinde sembolist anlatımın özellikleri görülür.
Bu akımın en önemli temsilcisi Ahmet Haşim’dir.
Bunların dışında, Yahya Kemal Beyatlı, Ahmet
Muhip Dıranas, Cahit Sıtkı Tarancı’nın şiirinde
sembolizmin etkileri görülür.
EMPRESYONİZM
19. YÜZYILIN SONLARINDA Fransa’da resimde
görülmüş, bütün Avrupa’ya yayılmış, edebiyat ve
müzikte de etkili olmuş bir akımdır. Edebiyatta başlıca
temsilcileri Baudlaire, Verlaine’dir.
Bu akımın özellikleri şunlardır: Anlamdan çok,
kapalılık yeğlenir. İmgeye, soyut betimlemelere dayalı
bir şiir anlayışı egemendir. Dış dünyadan algılanan
görüntü, ruh süzgecinden geçirildikten sonra dışa
yansıtılır.
İzlenimcilik, Türk edebiyatında da etkili olmuş,
Ahmet Haşim birçok şiirini, Cenap Şahabettin, Ahmet
Muhip Dıranas kimi şiirlerini bu akımın etkisiyle
yazmışlardır.
NEOKLASİZM
19. yüzyılın sonlarında ,
sembolizme tepki olarak doğan bir
şiir akımıdır.
Türk edebiyatında neoklasisizmin
en güçlü temsilcisi Yahya Kemal
Beyatlı’ dır. Yahya Kemal’in, bu akım
doğrultusundaki şiirleri, biçim
yönünden eski, öz yönünden yenidir.
ÖTEKİ ÇAĞDAŞ AKIMLAR
20. yüzyılda şiirde ve düzyazıda , özellikle şiir alanında, ortaya
çıkan akımlar eski anlayışlara yeni boyutlar kazandırmayı ya da
onları kökünden yıkmayı amaçlar. Empresyonizme tepki olarak
doğan ve romantizmin değişik bir yorumu olan ekspresyonizm
(Dışavurumculuk) den başka şu akımlar doğmuştur:
FÜTÜRİZM
20. Yüzyılın başlarında ortaya çıkan ve “Gelecekçilik” anlamına
gelen bu akımın kurucusu İtalyan şair Filippo Marinetti’dir.
ÖZELLİKLERİ:
Geçmişin tüm sanat değerleri terk edilmeli;yeni yaşamın hızına
uygun, yeni anlatım biçimleri ve yolları bulunmalıdır.
2.
Sanatın her dalına dinamizm getirilmelidir. Enerji
,atılganlık,tehlike,gözü peklik,çalışmanın kutsallığı savunulmalıdır.
3.
Şiirde geleneğe bağlı her şey(brim,ölçü,uyak) atılmalı, özgür
şiir biçimleri kullanılmalıdır.
1.
Birinci Dünya Savaşı’ndan sonra Avrupa’da yerini Dadaizm’e
bırakan bu akım, 19172den sonra Rusya’da uzun süre etkili
olmuştur. Bu akımın önemli şairlerinden biri de Vilademir
Mayakovski ‘dir.
Cumhuriyet’in ilk on yılında edebiyatımızda da etkili olan bu
akımın en önemli temsilcisi Nazım Hikmet’tir.
DADAİZM
Her türlü dil ve estetik kuralını yıkmayı amaçlayan ve bile bile
anlam kapalılığına sapan sanat akımıdır. Birinci Dünya Savaşı’ndan
sonra Fransa’da doğan bu akımın kurucusu Tristian Tzara’ nın
ortaya attığı hiçbir anlamı olmayan DADA sözcüğünden almıştır.
Dadaizm, bilinçsiz bir düzenle, sanatı ortadan kaldırma eğilimini
göstermiştir. Breton ve Aragon , akımın öteki önemli şairleridir.
Akım, 1922’den sonra yerini sürrealizme bırakmıştır.
SÜRREALİZM(Gerçeküstücülük)
Sanatın gerçek kaynağının bilinçaltı olduğunu savunan bir
akımdır. Başlangıçta dadaist olan Andre’ Breton, 1924’te Paris’te
yayımladığı bir bildiri ile bu akımın ilkelerini belirlemiştir.
Sürrealistler, Freud’un psikanaliz yönteminden yola çıkmışlardır.
Şiirde ve düzyazıda uygulanan sürrealizmde aşağıdaki özellikle
görülür:
1.
Sürrealistler, gerçeküstünü yakalamak için ipnotizma seansları
düzenlemişlerdir.
2.
Bilinçli yazılanlarla, ipnoz halinde yazılanları karşılaştırıp
çelişkileri yakalamaya çalıştılar.
3.
Gerçek sanat eserinin iradeyle ortaya çıkmadığını ,daha çok
rastlantının ve otomatizmin ürünü olduğunu savundular.
4.
Sürrealistler, iç akışı engellediği için nokta, virgül gibi noktalama
işaretlerini kullanmadılar.
Bu akımın temsilcileri arasında Breton’dan başka Aragon, Eluard’
Peret yer alır. Akım daha sonra yerini varoluşçuluğa bırakır.
Türk edebiyatında sürrealizmin kimi özellikleri ‘İkinci Yeniler’de
görülür.
ÖRNEK SORU:
‘‘… Hezeyanın ve saçmanın ifadesinde bile bilinci
dışlamak olanaksızdır. Bu şiirler ve resimler bilinçaltının ,
doğrudan dışavurumundan çok,tahmin yoluyla yapılmış
taklitlerinden başka bir şey değildir.’’
Bu paragrafın yazarı, aşağıdaki akımlardan
hangisini eleştirmektedir?
A) Realizm
B) Dadaizm
C) Fütürizm
D) Sembolizm
E) Sürrealizm
EGZİSTANSİYALİZM(Varoluşçuluk)
İnsanın, kendi değerlerini kendisinin
yaratabileceğini; yine kendisinin çizebileceğini
savunan bir felsefe akımıdır. Bu akımın
edebiyattaki öncüsü Fransız düşünür ve
romancısı Jean Poul Sartre (1905-1980) dir. A.
Camus bu akımın önemli temsilcisidir.
İkinci Dünya Savaşı sonrası giderek gelişen bu
akım, Descartes’in ‘Düşünüyorum , öyleyse
varım.’ görüşüne karşıt olan ‘Var olduğum için
düşünüyorum.’ tezinden yola çıkar ve özgürlüğü
kısıtlayan hiçbir engeli tanımaz.