Geliştirilmiş Filtrasyon Düzenleri

Download Report

Transcript Geliştirilmiş Filtrasyon Düzenleri

Sınıflama ve Ayırma Makinaları
Maddeler doğada genellikle karışım
halinde bulunurlar.
Bir karışımdaki ögelerin birbirlerinden
ayrılması için çeşitli işlemler uygulanır. Bu
işlemleri iki ana grupta toplayabiliriz:
– Faz değişimlerini veya bir fazdan diğer faza
kitle aktarımını kapsayan “diffüzyonel”
işlemler
– Katı parçacıkların ve sıvı damlaların ayrılmasını
kapsayan “mekanik ayırım” işlemler
Gıda Endüstrisindeki fazların
karışımları
Katı-katı veya Katı-yarı katı
Sıvı-katı veya Sıvı-yarı katı
Sıvı-sıvı veya Sıvı-yarı sıvı
Gaz-katı
Gaz-sıvı
Olabilir.
Karışımların birbirinden ayrılmasında
Aşağıdaki başlıca iki ana ilke ve bu ilkelere dayalı
yöntem ve makinalar kullanılır:
Aynı veya farklı fazdaki karışımlarda bir fazın
tutularak diğerinin geçmesine izin veren elek,
süzgeç, filtre, membran, filtre keki ve benzeri
mekanik aletlerden yararlanmak
Sıvı faz içindeki sıvı ya da katı, farklı fazların
çökelme (sedimentasyon) hızları arasındaki
farklılık esasına dayalı aletlerden yararlanmak
Sınıflama İlkeleri
Katı ya da yarı katı bireysel
tanecikler
Şekil,
Büyüklük,
Yoğunluk
nitelikleri ile tanımlanırlar.
Şekil Faktörü
Bir bireysel taneciğin şekli taneciğin
büyüklüğünden bağımsız bir “şekil
faktörü” (λ) ile tanımlanır.
Şekil faktörü (λ), çap ve uzunluk
boyutları eşit olan küp, küre ve
silindir için 1’ dir.
Düzgün olmayan tanecikler için şekil
faktörünün değeri 1’den büyüktür.
Şekil Faktörü
Herhangi bir taneciğin şekline bağlı geometrik
sabit hacimsel şekil faktörü (a) ve kalınlık veya
yüzeysel şekil faktörü (b) ise taneciğin hacmi ve
yüzey alanı aşağıdaki gibi gösterilebilir:
Vp = a Dp3
Sp = 6bDp2
b/a = λ olduğuna göre, taneciğin hacminin yüzey
alanına oranı
V
S
p
p
D
D
p
p


6b / a 
6
Büyüklük Faktörü
Genelde, boyutları eşit olan tanecikler için
çap boyutu gruplandırılabilir.
Örneğin, bir boyutu diğerine göre daha
uzun olan tanecikler çoğunlukla “ikinci en
uzun boyut”u ile tanımlanırlar. Bir diğer
deyişle, “iğnemsi” taneciklerde (Dp),
taneciğin uzunluğu değil en geniş
kalınlığını simgeler.
Tanecik büyüklüğünü tanımlamanın bir
diğer yöntemi, “eşdeğer çap” (Dp,e)
kavramıdır.
Büyüklük Faktörü
Kürenin eşdeğer çapı, yüzeyinin hacmine oranına
eşittir.
D
p, e

6V
S
p
p

D
p

Taneciklerin büyüklükleri farklı birimler ile
tanımlanır. İri tanecikler için “mm”, küçük
tanecikler için elek ve süzgeçlerde kullanılan
“örgü” birimi, çok küçük tanecikler için “mikron”
ya da “milimikron” ve aşırı (ultra) küçük olanlar
için de “birim kütle alanı” (m2/g) kullanılır
Elekler
Tane ve taneciklerin büyüklüklerine göre
fraksiyonlara ayrılmasında tel örgü
(dokuma) elekler ile yuvarlak ve oblong
delikli elekler kullanılır.
Elekler, fraksiyonlara ayrılacak karışımların
cinsine ve büyüklük faktörüne göre
numaralanırlar.
Numaralama yöntemi çeşitlidir. Genellikle
tel örgü eleklerdeki birim uzunluktaki delik
sayısı, bir inç’teki ya da 100 mm deki delik
sayısı, yuvarlak delikli eleklerde delik çapı
ve oblong delikli eleklerde de delik
genişliği ile gösterilir.
Endüstride kullanılan elekler
Endüstride tane ya da taneciklerin
büyüklüklerini ölçen standart test
elekleri kullanılır.
Test eleklerinde aralıklar (delikler),
genelde 76000-38μ (mikron)
arasındaki seriyi kapsar.
Aralıklar ve tel et kalınlıkları çok
hassas standardize edilmiştir.
Örgü aralıkları kare biçimindedir.
Elek Analizi
Standart test elekleri serisi, en dar örgülü olan
elek en alta ve en geniş örgülü olan elek ise en
üste gelecek şekilde aralıklı olarak üst üste
yerleştirilir.
Karışım örneği en üstteki eleğin üzerine konur.
Elek kümesi belirli bir süre çalkalanır.
Örgüsü en dar olan en alttaki eleğin altına geçen
taneler bir kapta toplanır.
Her elek üzerinde tutulan tanecik grupları
alınarak ayrı ayrı tartılır.
Her eleğin tuttuğu bireysel taneler, kütle
fraksiyonuna veya toplam örneğin kütle oranına
çevrilir.
1.Differansiyel elek analizi
Elek analizi sonuçları, her eleğin tuttuğu
fraksiyonu gösterecek şekilde bir cetvel
düzenlenir.
Testte kullanılan standart eleklerin elek
serisinin belirlenmesi için iki numaraya
gerek vardır. Örneğin 14/20 gibi.
Numaraların ilki fraksiyonu alt tarafa
geçiren eleği, ikincisi de fraksiyonu
üzerinde tutan eleği belirlemektedir.
Bu şekilde yapılan analize “diferansiyel
analiz” denir.
Diferansiyel elek analizi
Örgü
ΔΦn
Dpn
Örgü
ΔΦn
Dpn
4/6
6/8
8/10
10/14
14/20
20/28
28/35
0.0251
0.1250
0.3207
0.2570
0.1590
0.0538
0.0210
0.3327
0.2362
0.1651
0.1168
0.0833
0.0589
0.0417
35/48
48/65
65/100
100/150
150/200
Kap
0.0102
0.0077
0.0058
0.0041
0.0032
0.0075
0.0295
0.0208
0.0147
0.0104
0.0074
(ΔΦn), (n) seri numaralı elek üzerinde tutulan kütle
fraksiyonunu gösterir.
(Dpn), (n) nolu elek aralığına eşit tanecik çapını simgeler.
2.Kümülatif analiz
İkinci tip elek analizi “kümülatif analiz ”dir.
Diferansiyel analizde elde edilen değerlerin
kümülatif olarak toplanmasıyla elde edilir.
Bireysel diferansiyel fraksiyon değerleri,
en üstten başlayarak bir sonraki ile
kümülatif olarak toplanır ve bir sonraki
elek numarası karşısına bir cetvel
oluşturacak şekilde yazılır.
Kümülatif analiz
Örgü
Dp
4
6
8
10
14
20
28
0.4699
0.3327
0.2362
0.1651
0.1168
0.0833
0.0589
Φ
Örgü
Dp
Φ
0.0251
0.1501
0.4708
0.7278
0.8869
0.9406
35
48
65
100
150
200
Kap
0.0417
0.0295
0.0208
0.0147
0.0104
0.0074
0.9616
0.9718
0.9795
0.9853
0.9894
0.9925
1.0000
(Dp) (n) seri nolu eleğin örgü boyutudur.
(Φ) ise (Dp)’den daha büyük boyuttaki taneciklerden oluşan
kütle fraksiyonunun miktarıdır.
Elekli Sistemler ve Sınıflama
Makinaları
Gıda endüstrisinde elekli düzenlerin uygulaması
genellikle hububat ürünleri işletmelerinde ve
meyve-sebze işleme endüstrisi dalında yaygındır.
Meyve ve sebzelerde taş-toprak, toz ve
çamurların yıkama işlemi ile temizlenebilmesine
karşın, hububat ürünleri endüstrisinin ana
hammaddesi olan buğday, arpa, mısır ve benzeri
tahılların taş-toprak ve yabancı tohumlarından
temizlenmesi ya da ayrılması için elek sistemleri
ve pnömatik düzenler tercih edilir.
Meyve-sebze için elekli düzenler “sınıflama
makinaları” terimiyle anılırlar.
Gıda endüstrisinde kullanılanlar
elekler
Düz elekler
Silindirik elekler
En yaygın olanları, silindirik eleklerdir.
Elek sistemleri
Elek sistemlerinin en basiti, metal
çubukların belirli aralıklarla yan yana
getirilmesiyle oluşturulmuş bir ızgara
düzenidir.
Belli bir eğimle yerleştirilmiş olan ızgaranın
üst ucundan yapılan besleme ile ürün alt
uca doğru iner.
Çubuk ızgara aralıklarından geçemeyen iri
parçalar eleğin çıkış ucundan alınır.
Bu makinalar daha çok domates, elma ve
benzeri büyüklükteki meyve ve sebzelere
çok uygundurlar.
Düz elekli düzenler
Düz elekli düzenlerde delik aralığı en
büyük olan elek, düzenin en üstünde ya
da en altında olabilir.
Ancak genelde, daha kaliteli sayılan küçük
boyuttaki ürünün elekte uzun süre kalarak
hırpalanmaması için düzene girişte küçük
delikli, çıkışa ise büyük delikli elekler
yerleştirilmiştir.
Eleklere belirli bir eğim ve titreşim
(vibrasyon) verilerek sürenin kısaltılması
ve ayırımın kolaylaşması sağlanmıştır.
Silindirik elekli düzenler
Silindir şeklindeki elekli sınıflama
düzenlerinde hammadde, silindirin dönüşü
ile değişik çaplı deliklerden geçerek
iriliklerine göre alt tarafta gruplanır.
Ürünün, belli eğimle duran silindiri bir
anda aşarak öteki uca ulaşmasını önlemek
üzere silindir içerisine bir helezon
konulmuştur.
Ürün böylece her bölmede zorunlu olarak
bir süre kaldığından sınıflamada etkinlik
sağlanır.
Silindirik elekli düzenler
Aynı silindirik gövde üzerinde farklı
delik çaplı yan yana eleklerden
oluşan sınıflama makinaları
Yerden ekonomi sağlamak üzere üst
üste yerleştirilmiş bir seri elekten
oluşan bir sınıflama makinası
kullanılabilmektedir.
Filtrasyon
Karışımların (akışkan-katı ya da
akışkan-yarı katı) ayırıcı bir
ortamdan (filtre) geçirilerek
yapılarındaki katı ya da yarı katı
istenmeyen parçacıkların ayrılması
(tutulması) işlemine “filtrasyon”
denir.
Filtrasyon
Filtrasyonda, filtratın cinsine ve filtrasyon
amacına göre kısmen ya da tamamen bir
ayırım (seperasyon) yapılması istenebilir.
Bu nedenle çok çeşitli filtrasyon işlemleri
uygulanır. Örneğin,
Zeytinyağı, ayçiçeği ve balıkyağı
üretiminde preslemeyi izleyen ön (kaba)
filtrasyonda kekin,
Şarap ve meyve suyu üretiminde ise
bulanıklık veren küçük öğelerin tutulması,
Süt mamulleri üretiminde sütün
kremasının ayrılması gibi.
Filtrasyon düzenleri
Gıda endüstrisi işletmelerinde
filtrasyon amacı ile kullanılan
makina, ekipman ve aparatlar
genelde
Basit filtrasyon düzenleri
Geliştirilmiş filtrasyon düzenleri
olarak iki grupta toplanabilir.
Basit Filtrasyon Düzenleri
Süzgeçler,
Filtre tablaları
Kalınlaştırıcı filtreler
olarak çok çeşitlidirler
Süzgeçler
Genellikle delikli metalden (paslanmaz
çelik) yapılmış, içinden akıp giden sıvı ana
fazdaki katı ve yarı katı fazları tutabilen en
basit düzenlerdir.

Süzgeçler dolduğunda sökülüp
temizlenirler.

Örneğin, çiğ sütün süt alım hattındaki
ön filtrasyonunda taş parçalarının, saman,
böcek ve benzeri iri taneli yabancı
maddelerin telli, bezli ve delikli metal
saçtan yapılmış kaba filtrasyon düzenleri
yardımı ile tutulması gibi.

Filtre Tablaları
Filtre tablaları, daha küçük fazları
tutabilen ve çoğunlukla berrak filtrat
çıkarabilen düzenlerdir.
Filtre tablaları aspest, selüloz,
kanava ve benzeri geçirgen
özellikteki dokuma materyalinden
yapılmıştır.
Filtre tablalarının üç teknik özelliği
 Özgül süzme değeri
 Toplam süzme değeri
 Filtrasyon etkisi
Özgül süzme değeri
Tablanın 1 m2 yüzeyinden 1 saatte ve
sabit basınç farkında geçen 20ºC’deki
saf su miktarıdır.
Birimi 1/m2’dir ve değeri deneysel
olarak bulunur.
Toplam süzme değeri
Filtrenin tamamen dolmasına
(tıkanmasına) kadar 1 m2 yüzeyden
geçirebildiği filtrat miktarıdır.
Filtrasyon etkisi
Filtre edilen sıvı ana fazdaki katı
fazların ayrılmasındaki etkinlik
derecesidir.
Filtratta kalan parçacıkların
büyüklüklerini ne kadar küçükse,
tablanın filtrasyon etkisi o kadar
yüksektir.
Filtre tablalarında aranan özellikler
Katı parçacıkları tutabilmeli, oldukça
berrak ve parlak filtrat verebilmelidir.
Tıkanmamalıdır.
Kimyasal ve fiziksel faktör ve
kuvvetlere ve çalışma koşullarına
dayanıklı olmalıdır.
Kolay yıkanabilir bir kek oluşturmaya
uygun nitelikte olmalıdır.
Pahalı olmamalıdır.
Filtrasyon işleminde kullanılan yardımcı
elemanlar
Perlit, doğal alüminyum silikatın özel
olarak işlenip parçacık büyüklüğüne göre
sınıflanmış şeklidir.
Kieselguhr, tatlı su yataklarında yaşamış
ve ölerek üst üste birikmiş mikroskobik
alg’lerin iskeletleridir.
Kieselguhr Kieselguhr parçacıklarının
büyüklükleri 10-20 µ arasında değişir.
Filtrasyon yardımcı elemanları olarak
kullanılan perlit ve kieselguhr filtre
tablalarında filtrasyon etkisini
arttırmaktadırlar.
Kieselguhr Filtreleri
Filtre edilecek olan sıvıya sürekli ve belli
oranda Kieselguhr katılmaktadır.
Böylece kaba katı faz parçacıkları
Kieselguhr tanecikleri tarafından tutularak
filtre tablasını tıkaması önlenir.
Kieselguhr filtreleri çok çeşitlidir. En yaygın
olanları silindirik delikli metal elekli ve
küresel çanak biçiminde olanlardır.
Filtre tablaları uygulanan basınç
yönünden iki grupta incelenir
Atmosfer basıncı üzerinde basınç
uygulananlar
Filtre üzerinde yüksek basınç, filtre
altında vakum uygulananlar
Basınçlı filtreler
Kesikli
Sürekli
oluşuna göre iki gruba ayrılırlar.
Kesikli Çalışan Basınçlı Filtreler
Bu filtreler, viskozitesi yüksek olan
sıvı faz gıdaların filtrasyonunda
kullanılır.
En yaygın olanları “pres filtreler” ve
“yaprak (plakalı) filtreler”dir.
Pres Filtreler
Pres filtreler, bir seri filtre tablasının birbiri
ardına sıralanıp sıkıştırılmasıyla
oluşmuştur.
Filtre tablaları, bir yüzü kanava ve benzeri
bir filtre elemanı ile kaplanmış plakalardır.
Basınçla filtreye verilen ana faz, filtre
tablalarından geçerek çıkış vanasından
alınır.
Geriye ıslak katı parçacıkların oluşturduğu
bir kek kalır.
Pres filtrelerin temizlenmesi
Filtratın kesilmesi, tablanın dolduğunu
gösterir.
Pres filtrelerin temizlenmesinde kekin
içinde çözünebilir nitelikteki parçacıkların
uzaklaştırılması için tersten (çıkış
boğazından) bir yıkama sıvısı, sonra da
buhar veya hava, basınçlı olarak filtre
tablasından geçirilir.
Ardından pres filtre sökülerek tablada
kalmış olan kek temizlenir.
Bazı pres filtre tiplerinde temizlik işlemi
otomatik olarak yapılmaktadır.
Yaprak filtreler
Pres filtrelere kıyasla daha yüksek
basınçlarla çalışılabilen, yıkama işleminin
daha kolay ve etkili olarak yapıldığı,
dolayısıyla işçilikten ekonomi sağlanan
filtrelerdir.
Yatay bir tankın içine çok sayıda dikey ve
metal plakalardan oluşan bir filtre elemanı
yerleştirilmiştir.
Yaprak plakalardan geçen ürün ön
kapaktaki bir çıkış boğazından dışarıya
alınır. Yardımcı filtre elemanları kullanılır
Sürekli Çalışan Basınçlı Filtreler
Kesikli çalışan filtrelerde temizlik
işlemi iş gücü gerektiren ve pahalıya
mal olan işlemlerdir.
Sürekli çalışan düzenlerde iş
gücünden ekonomi sağlanmışsa da
bazı durumlarda sürekli çalışanlarda
da işlem maliyetinin arttığı görülür.
Bu filtrelerde temizlik işlemi otomatik
olarak yapılır.
Valsli Vakum Filtreler
Yatay konumda dönmekte olan bir vals,
ürün dolu tanka yarı daldırılmış
durumdadır.
Silindirik yüzey kanava benzeri bir filtre
elemanı ile kaplanmıştır.
Silindirik yüzey kesiklidir ve altında daha
küçük çaplı ikinci bir vals vardır.
İki vals arasındaki radyal bölmelerin her
birinde, çıkış boğazındaki döner valfa
açılan borular yerleştirilmiştir.
Valsli Vakum Filtreler
Vals, ürün içine daldığında, valse vakum
uygulanır.
Tanktaki ürün valsin içine doğru emilir, kanavadan
filtre edilerek döner valftan alınır.
İşlem sürdükçe valsin dış yüzeyindeki kanavanın
üzerinde katı parçacıkların oluşturduğu kek
tabakası, ürün ayrıldıktan sonra (yıkama ve
kurutma bölmesi) su ile yıkanır ve kurutulur.
Bu arada vakum uygulanarak keki yıkayan su
emilir. Şekil 4.11’de görüldüğü gibi yıkama suyu
ve filtre edilmiş sıvı ayrı tanklara gitmektedir.
Bu arada vals üzerindeki yıkanmış ve kurutulmuş
kek, bir bıçak yardımıyla valsten sıyrılır.
Alttan verilen basınçlı hava kalan son kek
parçacıklarını da uzaklaştırarak kanava’yı
tamamen temizler. İşlem böylece kesiksiz olarak
sürer.
Kalınlaştırıcı Filtreler
Düşük viskoziteli sıvılardan kısmen ayırım
yaparlar. Bir taraftan temiz ve parlak sıvı faz
çıkarken, diğer taraftan yine sıvı faz, ancak
viskozitesi yüksek bir filtrat alınır.
Konsantre ürün eldesinde kullanılırlar.
Görünümü bir pres filtreye benzemesine karşın
kalın ve berrak iki sıvı fazın çıkışı süreklidir.
Birbirine kapanan iki filtre tablasında, yine birbiri
karşısına gelen sargı biçimindeki kanallar ürünün
akışını sağlar ve ürün için uzun bir yol oluşturur
(Şekil 4.12.).
Ürün bu kanalları izleyerek bir tabladan çıkar,
diğerine girer. İki tabla arasında bir filtre elemanı
konulmuştur.
Kalınlaşan fazın daha da kalınlaşması isteniyorsa,
filtrat ikinci bir düzenekten geçirilir.
Kek Filtrasyon İlkeleri
Sıvı-katı karışımının filtreye giriş basıncı ile
filtratın çıkış basıncı arasındaki “basınç farkı”
filtratın filtreden geçmesini (süzülmesini,
filtrasyonunu) sağlamaktadır.
•
•
•
•
Filtreden geçen filtrat genellikle dört çeşit
dirençle karşılaşır:
Filtre tablasının gösterdiği direnç
Filtre kekinin gösterdiği direnç
Karışım filtre keki üst yüzeyine gelmeden önce
filtre düzeni kanallarının gösterdiği direnç
Filtre düzeni bağlama elemanlarının gösterdiği
direnç
Sistemdeki Basınç Kaybı
Akış sırasında sistemde oluşan “toplam basınç
kaybı”, sayılan bireysel kayıpların toplamıdır.
Filtrasyon başlangıcında, filtre tablası üzerinde
birikmeye başlayan katı parçacıklar hemen bir
direnç göstermeye başlarlar.
Filtre tablasının direncinden tamamen farklı olan
bu dirence, “filtre keki direnci” adı verilir.
Kek direnci, filtrasyon başlangıcında sıfır değerde
iken filtrasyon süresince yükselir ve filtrasyon
sonunda maksimuma ulaşır.
Sürekli Filtrasyon
Döner valsli filtrelerde olduğu gibi sürekli
filtrasyonda besleme, filtrat ve kekte sabit
hız vardır.
Ancak, filtre yüzeyindeki herhangi belirgin
bir madde için koşullar sabit değil,
“geçici”dir. Örneğin, kanavada biriken kek
az sonra sıyrılmaktadır.
Gerçekte kek oluşumu yıkama, kurutma
ve sıyırma aşamalarının gelişerek ve
değişerek sürmesidir.
Geliştirilmiş Filtrasyon Düzenleri
Akışkan-katı veya akışkan-yarı katı
karışımındaki fazlar içerisinde, basit
filtrasyon elemanlarının tutamadığı
ya da ayıramadığı öğelerin ayrılması,
santrifüj (merkezkaç) kuvveti
ilkesine göre çalışan geliştirilmiş
düzenlerle yapılır.
Yerçekimi Kuvveti ile Ayırma (Doğal
Sedimentasyon):
Doğal sedimentasyonun esası, ana faz akışkan
içerisinde dağılmış bulunan sedimentlerin
yerçekimi kuvveti etkisi altında ve farklı süreler
sonunda ana fazdan ayrılmasıdır.
Sedimentasyonda, fazların fiziksel özelliklerinden
biri olan “ağırlık” önemli bir faktördür.
Örneğin yağmur sularına karışan ve sudan ağır
olan taş-toprak parçaları veya dalgaların
kaldırdığı kum tanecikleri sonunda dibe çökelir,
sudan hafif olan yağlı öğeler ve çöpler ise
tabakalar halinde yüzeyde toplanırlar.
Ayırmayı Sağlayan Önemli Koşullar
Ana fazdan ayrılmak istenen bir veya birden fazla öğe, ana
fazın içinde dispers fazda bulunmalıdır. Örneğin, çiğ sütte
ahırdan geçen pislikler, hayvandan geçen meme hücreleri,
kan pıhtıları ve kıl gibi öğeler dispers fazda, yağ tanecikleri
(globülleri) (0.5-10µ büyüklükte) ise emülsiyon halinde
bulunurlar.
Birbirinden ayrılmak istenen fazlardan hiçbiri diğerinde
çözünür olmamalıdır. Akışkanda çözünür haldeki fazlar
doğal sedimentasyon ile ayrılamazlar. Örneğin, çözünür
fazda yer alan laktoz, santrifüj ile de ayrılamadığından
ancak özel yöntemlerle kristalize edildikten sonra süt ve
peynir suyundan ayrılabilmektedir.
Ayırımı yapılacak olan fazlar birbirlerinden farklı yoğunlukta
olmalıdır. Örneğin, süte göre yağ globülünün yoğunluğu
(980 kg/m3) azdır.
Santrifüj Seperasyon İlkeleri
Şekil 4.18’de, yoğunlukları kaptaki sıvının
yoğunluğundan daha fazla olan tek düze
çapta katı parçacıkların tümünün dibe
çökeldikleri görülmektedir.
Çökelme için belli bir süre geçer. Bu
durumda çökelme yüksekliği (h1)’dir.
Çökelme süresini kısaltabiliriz.
Bunun için çökelme yüksekliğini azaltırken,
sıvının miktarını değiştirmeyecek şekilde
kap alanını büyütebiliriz.
Bu durumda çökelme yüksekliği (h2) olur.
Şekil 4.19’da içinde farklı çapta katı
parçacıklar bulunan sıvı, kabın bir tarafından
sürekli olarak girmekte, belli bir hızla
ilerleyerek diğer taraftan kabı terk etmektedir.
Sıvının kaba giriş ve çıkışı arasındaki süre
boyunca katı parçacıklar dibe çökmektedir.
Büyük parçacıkların diğerlerine kıyasla hızla
çökeldiği ve kabın giriş bölümünde dipte
toplandıkları, küçük olanların ise çökelme
hızları daha ağır olduğundan giderek sıvının
kaptan çıkış bölümüne doğru dipte
toplandıkları görülür.
Ancak bazı küçük parçacıklar çökelmeye
zaman bulamayıp sıvı ile birlikte kabı terk
etmektedir.
Kabın alanını büyüterek kapasitesini
arttırabiliriz. Bu taktirde kap, çok geniş ve
hantal olacaktır. Kabın alanını büyütmek
yerine Şekil 4.20’de görüldüğü gibi kabın
içerisine yatay plakalar yerleştirilebilir.
Bu durumda yukarıda açıkladığımız
sedimentasyon olayının her plakada ayrı
ayrı oluştuğu “ayırma kanalları” elde edilir.
Böylece kabın toplam kapasitesi ayırma
plakaları sayısına göre belirlenmektedir.
İçinde ayırma plakaları bulunan kapta
ayırma işlemi sürekli olarak yapılırsa,
plakalar arasındaki ayırma kanalları bir
süre sonra dolup tıkanacak ve ayırma
işlemi duracaktır.
Tıkanmayı önlemek için plaklar belirli
bir eğim ile kab içine yerleştirilebilir.
Bu şekilde ayırma kanallarında
biriken parçacıklar yerçekimi etkisiyle
kayarak dipte toplanırlar. Böylece
kanalların tıkanması önlenmiş olur.