Merkezi sinir sistemi tümörleri Prof. Dr. Cengiz Canpolat Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Hematoloji-Onkoloji Bilim Dalı.

Download Report

Transcript Merkezi sinir sistemi tümörleri Prof. Dr. Cengiz Canpolat Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Hematoloji-Onkoloji Bilim Dalı.

Merkezi sinir sistemi
tümörleri
Prof. Dr. Cengiz Canpolat
Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi
Pediatrik Hematoloji-Onkoloji Bilim Dalı
Merkezi sinir sistemi
tümörleri




15 y altında sıklığı 35/milyon çocuk
Çocukluk çağının 2. sıklıkla görülen
tümörü
Tüm çocukluk çağı malignitelerinin %20
sini oluşturur
%60-70 glial hücrelerden köken alır ve
MSS dışına metastaz yapmama eğilimi
gösterir
Merkezi sinir sistemi
tümörleri

Primer MSS tümörleri ile aşağıdaki durumlar arasında
ilişki vardır:
-NF-1
-tuberous sclerosis
-von Hippel-Lindau sendromu
-Li-Fraumeni sendromu (meme, beyin, akciğer,
yumuşak doku, osteosarkoma, adrenokortikal
karsinoma) (p53 geninde germline mutasyon)
-Turcot sendromu (poliposis colli ve MSS tm)
-Gorlin Sendromu (nevus basal cell sendromu, multipl
basal hücreli kanserler, odontojenik çene kistleri,
palmar ve plantar lezyonlar, iskelet anomalileri
Merkezi sinir sistemi
tümörleri (patoloji)
Supratentorial lezyonlar:
1-serebral hemisfer: düşük ve yüksek
dereceli glioma, ependimoma,
meningioma, PNET
2-sella veya kiazma: kraniopharingioma,
hipofiz adenomu, optic sinir gliomu
3-pineal bölge: pineoblastoma,
pineositoma, germ hc. tm, glioma

Merkezi sinir sistemi
tümörleri (patoloji)

İnfratentorial lezyonlar:
1-posterior fossa: medulloblastoma,
glioma (düşük>yüksek), ependimoma,
meningioma
2-beyin sapı: düşük-yüksek dereceli
glioma, PNET
Merkezi sinir sistemi
tümörleri (derecelendirme)

Malinitenin derecelendirmesinde
yararlı kriterler:
1.hücresel pleomorfizm
2.mitotik indeks
3.anaplazi ve nekroz
4.MIB-1 indeksi
Merkezi sinir sistemi
tümörleri (sitogenetik)
Tümör
kromozom
5q21
9q22.3
17p13.1
17q
Astrositoma grIII-IV
7p12
17p13.1
17q11.2
Subepend. Giant cell tm 9q34,16p13
Meningioma
22q
22q12
ATRT
22q11.2
PNET/MB
Hastalık
Turcot synd.
NBCCS
Li-Fraumeni
NF-1
tuberous scl.
NF-2
Merkezi sinir sistemi
tümörleri (sıklık)
Yer ve histoloji
Supratentorial
LGG
Ependimoma
HGG
PNET
diğer
Sella/chiasm
Craniopharyngioma
Optic nerve glioma
Toplam
sıklık %
16
3
5
3
2
6
5
40
Merkezi sinir sistemi
tümörleri (sıklık)
Yer ve histoloji
İnfratentorial
Serebellum
Medulloblastoma
Astrositoma
Ependimoma
Beyin sapı
Glioma
Diğer
Toplam
sıklık%
20
18
6
14
2
60
Merkezi sinir sistemi tümörleri (klinik
belirtiler)

İntrakranial tümörler
Semptomlar ve bulgular tümörün çıktığı yer
büyüklük ve büyüme hızına göre farklılıklar
gösterir:
Yavaş büyüyen tümörler normal yapılarda
kayma meydana getirirler ve belirti verene
kadar büyük cesamete ulaşabilirler
Hızlı büyüyen tümörler ise erken ve daha
oldukça küçükken bulgu verirler
Merkezi sinir sistemi tümörleri (klinik
belirtiler)
MSS tümörlerinin genel belirti ve bulguları:
1-baş ağrısı. Küçük çocuklarda irritabilite.
Sıklıkla sabah artıp gün içinde düzelme
gösterir
2-kusma (sıklıkla sabah erken)
3-yürüme ve denge bozuklukları
4-kraniyal sinir anomalileri
Merkezi sinir sistemi tümörleri (klinik
belirtiler)
5-görme bozuklukları
a-diplopi (6. sinir paralizisi) küçük çocuklarda sık
göz kırpma ve aralıklı strabismus
b-KİBAS’a bağlı papilledema görmede aralıklı
bulanıklık meydana getirir
c-perinaud sendromu (yukarı bakamama ve batan
güneş bulgusu, büyük pupiller ve ışık refleksinin
azalması)
Merkezi sinir sistemi tümörleri (klinik
belirtiler)
6-Mental bozukluklar: somnolans, irritabilite,
kişilik ve okul performansında değişiklikler
7-genellikle fokal konvülsiyonlar
8-endokrin bozukluklar: orta hat supratentorial
tümörler
9-kafanın büyümesi
10-diensefalik sendrom: 6ay-3y, büyüme ve
gelişmenin birden durması ve çok zayıflama
(anterior hipotalamik ve 3. ventrikül tm).
Merkezi sinir sistemi tümörleritanısal değerlendirme





MSS malinitelerinin %95’i kontrastlı veya kontrastsız
BT ile saptanabilir
5mm lik ince kesitler alınmalıdır
Hareket artefaktını ortadan kaldırmak için sıklıkla
sedasyon gerekir
BT aşağıdaki durumlarda MR dan daha yaralıdır:
-kemik lezyonlarının değerlendirilmesi
-tümördeki kalsifikasyonun saptanması
-kısa çekim süresi nedeniyle stabil olmayan hastalar
Posterior fossa (PF) tümörleri MRI ile daha iyi
değerlendirilirler
Merkezi sinir sistemi tümörleritanısal değerlendirme
MRI bazı avantajlara sahiptir:
1-iyonizan radyasyon yoktur
2-özellikle temporal lob ve PF olmak üzere beyin
tümörleri daha iyi görüntülenir
3-çok planda çekim olduğu için cerrahi planlamada
çok üstündür
4-farklı puls sekansları uygulanabilir. T1 anatomiyi,
T2 patolojiyi gösterir)
5-fonksiyonel MRI ile motor bölgelerin haritası
çıkartılabilir

Merkezi sinir sistemi tümörleritanısal değerlendirme


Magnetik resonans anjiografi (MRA): normal
anatomik damarların preop
değerlendirilmesinde kullanılır
Manyetik resonans spektroskopi(MRS):
creatine/choline oranları ile N-acetyl
aspartate/choline oranlarını karşılaştırarak
malin tm ve nekroz alanlarının ayırt
edilmesinde kullanılır, tümör tipinin preop
tahmin edilmesinde ve postop tm ile post op
cerrahi değişikliklerin ayırt edilmesinde
yararlıdır
Merkezi sinir sistemi tümörleritanısal değerlendirme

Positron emisyon tomografi (PET):
-FDG normal ve malin dokular arasındaki metabolik farlılıkları
görüntüler
-astrositomalar ve oligodendriogliomalar hipomatabolik, anaplastik
astrositoma ve GBM hipermetaboliktir
PET şu durumların saptanmasında yararlıdır
1-Tümörün malinite derecesi
2-Prognoz
3-Multiple veya büyük homojen veya heterojen lezyonu olan
hastalarda biyopsi alınacak yeri belirlemek için
4-Kemoterapi ve radyoterapiden sonra rekürran tümörü nekroz,
skar veya ödemden ayırmak için
5-Rekürran tümörü cerrahi sonrası değişiklikten ayırmak için
Merkezi sinir sistemi tümörleritanısal değerlendirme
BOS incelemesi
-sitosantrifüj ile hücre sayımı
-glukoz protein miktarı
-BOS AFP
-BOS hCG
 KİA/Bx ve kemik sintigrafisi
-MB ve yüksek dereceli ependimomada
endikedir

Merkezi sinir sistemi tümörlerikemoterapi
Yeni tanı almış veya tekrarlayan MSS
tümörlerinin tedavisinde giderek artan bir role
sahiptir
 MSS’in iki kendine özgü özelliği vardır
1.Kan beyin bariyeri
2.Ventriküler ve subaraknoidal BOS
 KBB büyük, polar ve lipitte çözünmeyen
maddelerin kandan beyin dokusuna geçmesini
engellerken küçük, nonpolar ve lipitte
çözünebilen maddelerin geçişine izin verir

Merkezi sinir sistemi tümörlerikemoterapi
Birçok MSS tümöründe KBB bozulmuş olduğuna göre
kemoterapi ilaçlarının etkili olabilmesi için önemli
olan;
1.Tumor heterojenitesi
2.Hücre kinetiği
3.İlaç uygulaması, dağılımı ve atılımı
 Düşük mitotik indekse ve küçük büyüme fraksiyonuna
sahip tümörler kemoterapiye yüksek mitotik indeksi
olan ve daha büyük büyüme fraksiyonu olan tümörlere
göre daha az duyarlıdırlar
 BOS özellikle meningeal yayılım gösteren tümörlerin
tedavisinde kemoterapi uygulaması için alternatif bir
yol oluşturur

Astrositoma
MSS tümörlerinin 50’sini oluşturur. 5-6 ve
12-13 yaşlar arasında en fazla görülür
 WHO grade I ve II WHO grade III ve
IV’den
-hücresel polimorfizmin olmaması
-yüksek hücre yoğunluğu
-mitotik aktivite
-nekroz ile ayrılır

Astrositoma-histolojik
tipleri


Pilositik astrositoma: genellikle selim
davranış gösterir. Sınırları belirgindir ve
yavaş büyür (WHO grade I)
Diffüz veya fibriller astrositoma: daha
sellüler ve infiltratif bir karaktere
sahiptir, daha sık anaplastik değişiklik
gösterir (WHO grade II)
Astrositoma-histolojik
tipleri


Anaplastik astrositoma: çok sayıda ve
atipik hücrelerden oluşur lokal invaziv ve
agresif karakter gösterir (WHO grade
III)
GBM:artmış nükleer anaplazi, çok
çekirdekli dev hücreler ile
karakterizedir (WHO grade IV)
Düşük dereceli astrositoma





Hidrosefali, fokal bulgular ve konvülsiyonlarla
kendini gösterir
Cerrahi çıkarım ilk tedavi şeklidir
Olguların %90’ında tümör tam çıkartılabilir
Diffüz olanların ve tam çıkarılma olasılıkları
daha azdır
Diensefalik tümörler %40 oranında tam
çıkartılabilirler
Düşük dereceli astrositoma




Eğer tam çıkartılabilirse başka tedavi
gerekmez
Cerrahi sonrası tam çıkartılamayan
tümörlerde eğer 2. cerrahi riskli ise başka
tedavi şekilleri uygulanmalıdır
Radyoterapinin (RT) rolü tartışmalıdır
rezidüel tümörlerde kemoterapinin başarısız
olduğu durumlarda uygulanmalıdır
Derin orta hat tümörlerinde vital bölgelere
radyoterapinin etkisini engellemek amacıyla
kemoterapi (KT) kullanılır(örn. hipofiz)
Düşük dereceli astrositoma




KT rejimleri arasında en fazla çalışılan
Vinkristin ve karboplatin rejimidir.
Bu rejimle hastaların %60 kadarında cevap
alınır
<5y hastalarda 3 yıllık ilerlemesiz sağ kalım
%74 dür. Bu oran daha büyük çocuklarda
%39’a düşer
Tekrarlayan hastalıkta cevap oranı %52
olarak bildirilmiştir
Düşük dereceli astrositoma

CT for LG astrocytomas and optic gliomas
Induction (one 12-w cycle)
Wk 1
2
3
4
5
V
V
V
V
V
C
C C
C
6
V
7
V
C
8
V
C
Maintenance (eight 6-w cycles)
Wk 1
2
3
4
5-6
V V
V
REST
C C
C
C
C: carboplatin 175mg/m2 IV
V: vincristine 1.5mg/m2 IV (max. dose 2 mg)
9
V
C
10
V
C
11-12
REST
Düşük dereceli astrositoma
Prognoz
-tam çıkartılmış ve başka tedavi
almayan supratentorial DDG larda 5
ve 10 yıllık sağ kalım %76-100 ve
%69-100 dür
-posterior fossadan çıkanlarda ise bu
oran %100’e yaklaşır

Düşük dereceli astrositoma


Kısmi çıkartılmış ve sadece izlenen veya
RT almış tümörlerde 5 ve 10 yıllık sağ
kalımlar %67-87 ve %67-94 dür
Tekrarlayan tümörlerde mümkünse 2.
cerrahi denenmelidir, mümkün değilse
daha önce aldığı kemoterapi dikkate
alınarak KT ve/veya RT kullanılmalıdır
Yüksek dereceli astrositoma




İnfiltratif özelliklerinden dolayı tam
cerrahi çıkarım ender olarak gerçekleşir
Corpus callosum aracılığı ile diğer
hemisfere de %20-25 oranında geçebilir
Cerrahinin ana amacı tümör yükünü
azaltmaktır
Tam veya tama yakın rezeksiyon yapılmış
hastalarda sağ kalım daha uzundur
Yüksek dereceli astrositoma






Post op RT sağ kalımı artırır
RT alanı tm etrafındaki normal dokuyu da 2 cm
içermelidir ve doz >5y çocuklarda 5000-6000cGY
olmalıdır
RT’ye eklenen çok ilaçlı adjuvan KT sadece RT ile
kıyaslandığında hastalıksız sağ kalımda anlamlı artışa
neden olur
CCNU, VCR ve PCB (PCV) veya PRD (pCV) standart
tedavidir
İlerlemesiz sağ kalım yaklaşık %35’dir
Temozolomide erişkinlerde RT’den sonra
verildiğinde sağ kalımı anlamlı olarak artırmaktadır.
Çocuklarda çalışmalar devam etmektedir
Yüksek dereceli astrositoma
COG ADVL0011 PROTOKOLÜ
Temozolomide 200mg/m2 x 5 gün 6-8hf x 2
siklus
gün 1
2
3
4
5
tmz tmz
tmz
tmz
tmz
CCNU 90 mg/m2 1. gün
RT ile devam
RT sonrası aynı şema 8 siklus devam

Yüksek dereceli astrositoma
PCV kemoterapisi
CCNU 110 mg/m2 PO 1. gün
VCR 1.5mg/m2 IVP 7. ve 29. gün
PCBZ 60mg/m2 PO 7-29 günler
Sikluslar 6 haftada bir toplam 8 kere
verilir
Yüksek dereceli astrositoma





SJCRH98 çalışmasında beyin sapı dışı HGG
lu hastalarda cerrahiyi takiben RT ve 6
siklus TMZ
Bir de opsiyonel irinotekan kolu var
31 hastada 1 ve 2 yıllık PFS %43 ve %11,
OS %63 ve %21
Anaplastik astrositomalı hastalarda
prognoz daha iyi
PBTC-022 bevacizumab+irinotekan
çalışması devam ediyor
Medulloblastoma





Çocuklarda en sık görülen malin beyin
tümörüdür
Tüm primer MSS tümörlerinin
%20sini oluşturur
Serebellumdan çıkan tümörlerin %40’ı
medulloblastomadır
En sık 5-7 y arasında görülür
Erkek/kız:1.5-2
Medulloblastoma
Histolojik tipleri:
1.desmoplastic MB: adolesanlarda ve
erişkinlerde lateral serebellar alanlarda,
bebek ve küçük çocuklarda ise Gorlin
sendromu ile birlikte görülür
2.nodular( diğer adı ile cerebellar
neuroblastoma)
3.Büyük hücreli-büyük hücreli anaplastik:
agresif bir tipidir. MYC veya MYCN
amplifikasyonu ile birlikte görülür
Medulloblastoma


%11-43 hastada subaraknoid yayılma
görülür
Ekstraneural yayılma oranı <%4 (en sık
kemik ve kemik iliği, lenf nodları,
karaciğer ve akciğer)
Medulloblastoma

Prognostik değerlendirme:
SR
Tanı anındaki yaş
>3y
Cerrahi
<1.5cm2 rez.
Evre
Stage M0
HR
<3y
>1.5cm2 rez.
Stage>M1
Medulloblastoma




Prognostik değerlendirme:
Beyin sapı tutulumunun prognostik
önemi yoktur
M1 hastalık, sağ kalıma etkisi kesin
değil
M2 ve M3 hastalık, tüm serilerde
prognostik öneme haiz
M evresi arttıkça sağ kalım azalıyor
Medulloblastoma



Ameliyattan önce BOS incelemesi
yapılmalı, eğer mümkün değilse
ameliyattan 2 hf sonrasına ertelenmeli
Lomber alandan yapılan sitoloji malin
hücrelerin saptanmasında ventriküler
alandan yapılandan daha değerli
KİA/Bx klinik olarak şüphe olan
hastalardan yapılmalı
Medulloblastoma




GTR: (>%90 rezeksiyon)
Cerrahinin miktarı sonucu etkileyen en
önemli faktördür
GTR yapılan hastalarda 5y PFS %93’dür.
GTR yapılamayan hastalarda bu oran %45’e
düşer (Jenkin et al)
CCG-921 çalışması: <1.5cm2 postop. rezidüel
tm M0 hastada özellikle >3y da daha yüksek
PFS saptanmış
Medulloblastoma



Shunt takılması tümörün sistemik yayılma
riskini artırmaz
Erken çalışmalar del 17p nin daha kötü
prognozla ilişkisi olduğunu göstermiş. Güncel
çalışmalarda 17p deki LOH’nin prognozla ilişkisi
olmayabileceği anlaşılmış
C-myc amplifikasyonu kötü prognozla kesin
ilişkili bulunmuş ama bu tüm MB olgularının
<%20’sinde saptanan bir durumdur
Medulloblastoma



Nörotrofin-3 ve TrkC reseptör
ekspresyonu iyi prognoz göstergesidir
TrkC ekspresyonu medulloblastomda
apoptosisi indükler
Neuregulin reseptörleri olan ErbB-2
ErbB-4’ün ekspresyonu c-myc’in olması
veya caspase 8 proteininin kaybı kötü
prognoz ile ilişkilidir
Medulloblastoma
Tedavi
 3 yaş üstündeki çocuklarda MB’nin
güncel tedavisi
-maksimum cerrahi rezeksiyon
-RT
-KT
Medulloblastoma



kemoterapi
neoadjuvant vs adjuvant
Çeşitili neodajuvan KT uygulamalarının
sık progresif hastalığa neden olduğu
anlaşıldı
son SIOP PNET-3 çalışması M0 ve M1
hastalarda neodajuvant KT vs yalnız RT
kullanmış ve KT alan grupta sağ kalımın
daha uzun olduğunu göstermiştir (OS
79.5%) (VCR, VP-16, CTX, CDDPA)
Medulloblastoma


kemoterapi
CCG 9892, Packer 3-10y M0 herhangi bir T
evresi olan hastalarda RT sırasında VCR ve
daha sonra 48 hafta CCNU, VCR, CDDP
kullanmış ve 5 yıllık PFS: 79% olarak
bildirmiştir
HIT-91, Kortmann 3-18 y, herhangi bir T
evresindeki M0-M3 hastalarda 2 farklı kol
KT uygulamıştır. ARM 1:22 hafta boyunca
neoadjuvan IFX, VP-16, HDMTX, CDDP,
Ara-C , ARM 2: CCG-9892 nin aynısı
Medulloblastoma


HIT-91’de 3y PFS %66 bulunmuş. PFS’de rezidüel
hastalığı olanla olmayanlar arasında fark
saptanmamış. M2-3 hastalarda 3y PFS % 30 olarak
bildirilmiş
CCG-921, Zeltzer 1.5-21y arasında evre T3b-T4,
M1-4 ve rezidüal hastalığı olan 203 hastada 2 kollu
bir çalışma yapmış. Rej A’da RT sırasında VCR ve
RT den sonra 48 hf boyunca VCR, CDDP ve PRD
verilmiş. Rej B’de iki neoadjuvant 8-in-1 kürü
verilmiş ve 8-in-1 RT den sonra 48 hf devam
edilmiş. Rejim A da 5 yıllık PFS 63%, Rejim B de
ise %45 bulunmuş 7 yıllık OS ise %54 olarak
bildirilmiş
Medulloblastoma

POG 9031 yüksek riskli MB çalışmasında
224 hastanın 94’ü M+ hastalığa sahip. 2
grup var biri XRT öncesi veya sonrası
CDDP ve VP-16 almış. Tüm hastalara daha
sonra 8 kür CTX ve VCR verilmiş. M1
hastalara 35.2Gy, M2-3 hastalara 40Gy
CSI ve 4.8Gy metastatik bölgelere 53-54
Gy de PF boost XRT verilmiş. M+
hastalarda % 5y EFS %55 bulunmuş
Medulloblastoma


Azaltılmış doz CSI + KT nin standart
doz CSI kadar etkili olduğu biliniyor.
Ayrıca azaltılmış doz XRT alan
çocukların IQ skorları daha iyi
COG A9961 çalışmasında XRT süresince
haftalık VCR ve daha sonra ta CCNU,
VCR, CDDP veya VCR,CTX,CDDP verilmiş
ve 5 yıllık EFS %82 bulunmuş, 2 kol
arasında fark bulunmamış
AT/RT






Çok ender görülen bir tümör olup yıllık
görülme sıklığı bilinmemektedir
Ortalama 2 yaşta tanı konur
%60 supratentorial, %40 infratentorial
%15 tm cerebellopontine açıdan çıkar
Tanıda leptomeningeal hastalık oranı
%25’dir
Erkek/kız: 2/1
AT/RT





Sitogenetik olarak 22. kromozom delesyonu
ön plandadır
Ortalama olaysız sağ kalımı 10 ay, sağ kalımı
17 ay olan son derece agresif bir tümördür.
Konvansiyonel KT ile prognoz kötüdür
Tam çıkartılan tm lerde sağ kalım tam
parsiyel çıkanlara göre daha uzundur ( 14 ay
vs 9.3 ay)
Tümü kitle etkisi yatıklarından cerrahi olarak
mutlaka dekomprese edilmelidirler
AT/RT





Optimal tedavi bilinmemektedir
Tm RT’ye cevaplıdır
Tm kemoterapiye duyarlı gözükmektedir
Önceki çalışmalarda tam veya kısmi
çıkarılmış tm lerde KT’ye cevap >50%’dir
En iyi cevap veren KT rejiminin hangisi
olduğu bilinmemektedir
AT/RT


Takautz ve arkadaşları CTX/CDDP/VCR/VP-16,
IFX/CARBO/VP-16, HDCTX+Topotecan ve
ASCT, oksaliplatin + topotecan XRT ile beraber
kullanıldığında 3 y üzerindeki çocuklarda 2y
PFS ve OS nin %78 ve %79 olduğunu
bildirmişler
3y altında nüks fazla, XRT alanlar daha iyi ,
tüm hastalara erken dönemde XRT önerilmekte
AT/RT


Alman AT/RT-CNS çalışmasında: doksorubicin
bazlı indüksiyon tedavisini takiben XRT ve eş
zamanlı karboplatin uygulanmış , sonrasında bir
kür daha doksorubisinden sonra
CCNU/CDDP/VCR ve İT tedavi verilmiş ve
indüksiyon KT’sine cevap %100, 51 ayda EFS ve
OS %80 ve %84 olarak bildirilmiştir.
Lokal nüks ve leptomeningeal yayılımın önlenmesi
için erken dönem XRT önerilmektedir
Ependimoma






Primer MSS tümörlerinin %9 kadarı
ependimomadır
Genellikle ventriküler sistemden veya
spinal kordun merkez kanalından çıkar
%90’ı intrakranialdir, 2/3’ü posterior
fossadan köken alır
<3y, >%85 posterior fossada görülür
En sık yaşamın ilk 7 yılında ortaya çıkar
Erkek/Kız: 1.3-2
Ependimoma
WHO sınıflaması
1.Subependimoma veya miksopapiller
ependimoma (grade I)
2.Düşük dereceli ependimoma (grade II)
2.Yüksek dereceli veya anaplastik ependimoma
(grade III)
 Anaplastik histoloji ile tm rekürransı arasında
anlamlı pozitif ilişki vardır
Ependimoma




Etrafındaki beyin dokusuna lokal invazyon
gösterme özelliğine sahiptir
Posterior fossadan çıkanlar genellikle beyin
sapını infiltre ederler
Posterior fossa tm lerinde sağ kalım %12-68 iken
supratentorial tm’lerde %22-100 dür. (PF tm’nin
cerrahisi zordur) Serebellopontin açıya lateral
uzanım gösterenlerde prognoz kötüdür.
%7-12 oranında spinal subaraknoid yayılım
gösterir
Sistemik metastazlar nadirdir ama olduğunda
karaciğer, akciğer ve kemiği tercih eder
Ependimoma





Tek ve en önemli prognostik faktör tümörün ne
kadarının çıkartıldığıdır
GTR: OS %66-75, PR: OS %0-11
Spinal kord ependimomaları en iyi prognoza
sahiptirler
Küçük çocuklarda posterior fossa tm leri daha
sık görülür. Bunlar cerrahi olarak tam
çıkartılamayabilirler
Yaşın 2-4 ‘den küçük olmasının sağ kalım üzerine
negatif etkisi vardır (daha düşük RT dozları
nedeniyle)
Ependimoma



Lokal postoperatif RT sağ kalımı %15-25 den
%35-65’e artırır
Sadece diferansiye ependimomalarda GTR’den
sonra RT gerekmediğine dair ikna edici bilgi
vardır
İntramedullar spinal kord veya cauda equina
tm’lerinde, eğer mikroskopik cerrahi eksizyon
gösterilebilirse RT verilmeyebilir
Ependimoma



KT’nin yararı kesin olarak
gösterilebilmiş değildir
Retrospektif çalışmalarda,
kemoterapinin OS ve EFS açısından
bir yararı gösterilememiştir
Yüksek doz KT’yi içeren çalışmalar da
bir yarar telkin etmemektedir
Ependimoma


Sadece tek bir çalışmada cerrahi
çıkarım oranından bağımsız olarak RT
sonrasında VCR, CDDPA, IFX, ve VP-16
tedavisi ile 5 yıllık PFS %74 olarak
bulunmuştur (Needle M, et al, Cancer 1997;80:341-7)
KT hala 3 yaş altı çocuklarda RT’yi
geciktirmek veya vermemek amacıyla
standart tedavi olarak kullanılmaktadır
Ependimoma




Baby POG ile %48 cevap oranı bildirilmiştir
Paralel bir CCG çalışması ise ancak %23, 3 yıllık bir PFS
kaydedebilmiştir
POG-9233 hastaları standart ve yoğun KT kollarına
randomize etmiştir. Yoğun KT kolunda tam cerrahi
çıkarım sonrası 3 yıllık PFS %41 iken tam olmayan
çıkarım sonrası %17 saptanmıştır
Bu sonuçlar ependimomalı hastalarda KT’nin sistematik
kullanımını desteklemekte yetersiz kalmaktadır
Ependimoma

Güncel politikaya göre KT aşağıdaki
durumlarda önerilmekte:
1.RT’nin ertelenmesi veya verilmemesi
istenen tüm bebeklerde
2.ilk cerrahi sonrası residüel tm. kalan
hastalarda
3. cerrahi rezeksiyondan bağımsız olarak
tüm anaplastik ependimoma olgularında
Ependimoma

Tekrarlayan hastalığın tedavisi:
-eğer daha önce RT almışsa tekrar RT
verilemez
-bazen radyocerrahi kullanılarak radyasyon
tedavisi yapılabilir (gamma knife, cyber knife)
-çeşitli KT rejimleri kullanılmış ama ufak
başarılar elde edilmiştir (CDDP ile bir miktar
cevap alındığı bildirilmiş)
-yüksek doz KT ve kök hücre nakli ile çok
düşük klinik cevap elde edilmiş ama toksisite
çok yüksek olmuştur
Beyin sapı (midbrain-servikomeduller
bileşke) tümörleri





Tüm beyin ve spinal kord tümörlerinin
%8-15 ini oluşturur
En çok 7-9 yaşlar arasında ortaya
çıkar
Her iki cinste eşit oranlarda görülür
Birçok tümör biyopsi yapılmadan tanı
alır
Biyopsi yapılanların %90’ı glial tm ve
bunların da 1/3’ü yüksek derecelidir
Beyin sapı tümörleri



Bu bölgede düşük ve yüksek dereceli
astrositik tümörler görülür
Ependimoma, PNET,
ganglioglioma/oligodendroglioma da
görülebilir
Tectal plate ve servikomedullar
bileşke tümörleri çoğunlukla düşük
dereceli gliomlardır
Beyin sapı tümörleri








Hasta kliniğe aşağıdaki bulgularla başvurur:
Konjuge olmayan göz hareketleri
Diplopi
Yüz siniri felçleri
Yüzde duyu kaybı
Disfaji
Dizartri
Ataksi ve ekstremitelerde güç kaybı
İleri evrelerde baş ağrısı ve kusma
Beyin sapı tümörleri




Öykünün daha uzun süreli olması daha yavaş
büyüyen bir tümör olduğunu düşündürür
3 y altındaki çocuklarda büyüme ve gelişme
geriliği ve açıklanamayan kusma bir GI
problemle karıştırılabilir
Midbrain ve dorsal eksofitik tümörler
KİBASA ve erken semptomlara neden
olabilirler
NF-1 hastalarında tümör ilerlemesi daha
yavaş olur ve bu hastalarda 5 senelik sağ
kalım %90 olarak rapor edilmiştir
Beyin sapı tümörleri-tedavi
1-cerrahi
2-RT
3-KT
cerrahi:
-KİBAS’ı rahatlatmak amacı ile
-tanı için doku Bx almak için
-fokal nörolojik bulguları düzeltmek
amacı ile
Beyin sapı tümörleri-tedavi




Non germinomatöz germ hücreli tümörler tektal plate
bölgesinde meydana gelirler ve bu nedenle AFP, beta
HCG ve PLAP tetkikleri gönderilmelidir
En sık görülen tümörler ise aslında diffüz pontin ve
medullar tümörlerdir. Bu tümörler sıklıkla yüksek
derecelidirler, ancak bazı serilerde %25 e varan
düşük derece bildirilmiştir
Bu tümörlerde cerrahi sadece hidrosefaliyi gidermek
için yapılır
Güncel yaklaşım artık yavaş yavaş bu tümörlerden Bx
alıp moleküler özelliklerini saptamak ve buna göre
tedavi planlamak şeklindedir
Beyin sapı tümörleri-tedavi


Fokal pontin tm.ler:
Uzun klinik öyküye sahip hastaların
tümörleri genellikle LGG dirler ve bu
tür tümörlerde cerrahi yapılmalıdır
(cerrahi ille dağ kalım %50-100)
Eğer öykü kısa ise ve bulber semptomlar
varsa, tm solidse ve beyin sapında
aşağıda yerleşimli ise cerrahiden
kaçınılmalıdır
Beyin sapı tümörleri-tedavi


Fokal aşağı beyin sapı tümörü olan ve
kısa , hızlı ve progresif bir öyküsü ve
çok fokal bulgusu olan hastalara Bx
yapılmalıdır zira tm PNET olabilir
Dorsal eksofitik tümörler genellikle
LGG dirler ve KİBAS’a neden
olabilirler. Bu durumda kısmi
rezeksiyon gerekir
Beyin sapı tümörleri-tedavi

Servikomedullar tümörler intrinsik
spinal kord tümörleridirler ve radikal
rezeksiyona uygundurlar. Daha sonra
bu tümörlere histolojik
derecelendirme ve hastanın yaşına
göre adjuvan tedavi gerekmektedir
Beyin sapı tümörleri-tedavi





Beyin sapı tm lerinin standart tedavisinde
KT’nin rolü yeniden belirlenmeye
çalışılmaktadır
Fokal beyin sapı gliomaları’nın haftalık VCR ve
karboplatine sınırlı oranda yanıt verdikleri
bilinmektedir
Diffüz infiltratif tümörlerin ise tek ajanlı ve
çok ajanlı kemoterapilere cevabı umut kırıcı
şekilde düşük olmuştur
Adjuvan PCV’nin RT’ye oranla bir avantaj
eklemediği bildirilmiştir
Çok az sayıdaki tekrarlayan tümörlerde oral
VP-16 bir miktar etkili olmuştur
Beyin sapı tümörleri-tedavi





Angiogenesis inhibitörleri
Farnesyltransferase inhibitorleri
EGFRs ve PDGF-Rs inhibitörleri
RT ile beraber gadolinium texaphyrin
kullanılması gibi radyosensitizasyon
yöntemleri
Eğer hastalar ilk nükslerinden sonra 3
ay sağ kalabilirlerde sonraki klinik
çalışmalar için aday olabilirler
Görme yolu tümörleri





Optik sinirler, kiazma ve hipotalamustan
çıkan tümörlerdir
Tüm pediatrik intrakranial tümörlerin
%5’ini oluştururlar
2/3’ü yaşamın ilk 5 yılı içinde tanı alır
%75’i ilk dekatta semptomatik hale gelir
Erkek/kız:1
Görme yolu tümörleri




NF-1’li hastalarda sık görülür
Optik yol tümörleri serilerinde rapor
edilen NF-1 insidansı %28’e varır
Optik yol tümörlerinin %70 kadarı
NF-1 ile ilişkilidir
NF-1’li hastalarda bilateral veya
unilateral optik sinir tutulumu
görülmektedir
Görme yolu tümörleri




NF-1 dışındaki hastalarda kiazma
tutulumu anlamlı derecede daha sıktır
Optik yol tümörleri genelikle düşük
dereceli gliomlardır
Malin dejenerasyon nedirdir
Çıktığı bölgeden hipotalamusa, talamusa,
frontal loblara ve diğer orta hat
yapılarına uzanım gösterebilir (genellikle
kiazmal tümörler)
Görme yolu tümörleri

Prognostik önemi olan 3 faktör sayılabilir
1-NF-1’in mevcudiyeti: bu durumda
hastalığın seyri daha yavaştır ve PFS ve
OS daha yüksektir (84% 47%)
2-kiazm ve hipotalamus tümörlerinin
prognozu daha kötüdür
3-3-5 yaşın altındaki çocukların prognozu
kötüdür
Görme yolu tümörleri


Cerrahi sadece bir optik siniri tutan ve
ilerleyici proptosis ve/veya körlük yapan
veya eksofitik büyüyüp belirgin kitle etkisi
veya hidrosefali yapan tümörlerde
uygulanır
Cerrahiden önce NF-1’i ekarte etmek
önemlidir çünkü NF’li hastaların tümörleri
optik yolları diffüz olarak tutar ve uzun
süre stabil bir gidiş gösterirler. Bunlarda
cerrahi endikasyonu yoktur
Görme yolu tümörleri


RT 4-5 y dan büyük çocuklarda
tümörü stabilleştirmek veya
iyileştirmek amacıyla kullanılabilir.
Tümörün büyümesi veya görmenin
bozulması durumunda RT standart
tedavi şeklidir
4-5y dan küçük çocuklarda ise önce
KT kullanılmalıdır
Görme yolu tümörleri


KT deneyimi en fazla <3y olan çocuklar
üzerindedir
Packer ilk defa <5 y çocuklarda VCR ve
Act-D’yi denediğinde hastaların
%62.5’unda 4 yıllık bir izlem sonunda
tümör ilerlemesi durmuş olarak
kaydedilmiştir. 7 yılda ise ancak
hastaların 1/3’ünde stabil hastalık
saptanmıştır
Görme yolu tümörleri


POG çalışmasında karboplatin 560 mg/m2
dozunda 4 haftada bir kullanılmıştır. İki
kürden sonra hastalar değerlendirilmiş ve
stabil hastalığı olanlar veya daha iyi
durumda olanlar KT’ye 18 ay veya hastalık
ilerleyene kadar devam etmişlerdir.
50 hastanın (21’ NF-1 li) %78’inde stabil
veya daha iyi durum saptanmıştır.
Görme yolu tümörleri


Petronio ve arkadaşları progresif GYT
olan 18 hastanın 15’inde 5 ilaçlı KT rejimi
ile (6TG, PCBZ, dibromodulcitol, CCNU,
and VCR) küçülen veya stabil kalan tümör
rapor etmişlerdir. Bu 15 hastanın 11’inde
tümör %50’den fazla küçülmüştür
Tümörü büyüyen hastalar ise RT ile
tedavi edilebilmişlerdir
Görme yolu tümörleri


Devam eden bir COG çalışmasında LGA’lar
arasına GYT’lerini de dahil edilmiş ve
hastalar CDDPA ile modifiye edilmiş 6TG,
PCBZ, VCR ve CDDP rejimleri arasında
randomize edilmişlerdir
Sınırlı sayıda hasta üzerinde yapılan bazı
çalışmalarda CDDP ve VCR, Tamoxifen ve
CDDPA, oral VP-16, velban ve TMZ in
ilerleyen GYT’leri üzerinde etkisi olduğu
ortaya konmuştur