II.Ünite Psikolojinin Temel Süreçleri SOSYAL ETKİLER

Download Report

Transcript II.Ünite Psikolojinin Temel Süreçleri SOSYAL ETKİLER

SOSYAL
ETKİLER
SOSYAL PSIKOLOJI NEDIR
Bireylerin sosyal ortamdaki davranışlarını ve
sosyal grubun bu davranışlara etkilerini
inceleyen bilim dalıdır.
 İnsanların diğer insanlar hakkında nasıl
düşündüklerinin, onları nasıl etkilediklerinin ve
onlarla nasıl ilişki kurduklarının bilimsel bir
biçimde çalışılmasıdır.
 Sosyal ve kültürel ortamdaki birey davranışının
özelliklerinin ve nedenlerinin bilimsel bir biçimde
incelenmesi” olarak da tanımlamaktadır.

SOSYOLOJI NEDIR
Bir bütün içerisinde insanların bütün ilişkilerini
inceleyen, bu ilişkilerin nasıl yaratılıp
korunduğunu ve değiştiğini analiz eden sosyal
bilimlerden biridir.
 Sosyoloji hiçbir zaman bireyi tek başına ele alıp
inceleyen, onun sorunlarını çözmeye çalışan bir
disiplin değildir.

SOSYOLOJI VE PSIKOLOJININ BENZERLIĞI
Psikoloji de Sosyoloji de insanla ilgili bir
bilimdir.
 Psikoloji ve Sosyoloji araştırma konularına
açıklık getirebilmek için yardımlaşmak
zorundadır.
 Bireyi ele alan psikoloji toplumun birey
üzerindeki etkilerini hesaba katmadan doğru
bilgi elde edemez.
 Sosyoloji de aynı şekilde algılayan, düşünen ,
öğrenen bireyi dikkate almazsa, toplumsal
ilişkileri açıklamada yetersiz kalır.

SOSYOLOJI ILE PSIKOLOJININ FARKLARI
 Sosyoloji
toplumu ve toplumsal ilişkileri
incelerken psikoloji tek insan davranışını
ele alır.
 Psikoloji bireyin davranışını merkeze
alırken, sosyoloji toplumu merkeze alıp
araştırma yapar.
SOSYAL BILIŞ VE ÖNYARGILAR
SOSYAL BILIŞ
Sosyal biliş teorisi, sosyal etkileşimde rol
oynayan bilişsel süreçlere verilmiş isimdir.
 Psikolojinin bu süreçleri inceleyen alt dalına da
sosyal biliş denmektedir.
 Sosyal biliş, bireylerin kendilerinin ve
etkileşimde bulundukları diğer kişilerin toplum
içindeki ve çeşitli sosyal ortamlardaki
durumlarını ve davranışlarını nasıl
anladıklarını/anlamlandırdıklarını inceler.

SOSYAL ÖĞRENME TEORISI
İnsan kendi tecrübelerinden değil, başkalarının
bilgi ve tecrübelerinden faydalanarak, onları
taklit ederek öğrenir.
 Konuşmada, cinsiyet rollerinde, giyinmede,
yemede-içmede ve başka birçok konuda örnek
kişi ve davranışlar taklit edilir. Bu tür
öğrenmeye "modelleme yoluyla öğrenme“ denir.
 Sosyal bilişin iki öğesi vardır.

ŞEMALAR
İnsan sosyal çevreyi şemalar yoluyla algılar.
Şemalar gerçeklerin bellekte tutulan
basitleştirilmiş halidir. Kişinin sosyal
uyarıcıların ne olduğuna ilişkin mini
kuramlarıdır.
 Sosyal algıların şemalaştırılması, yeni bilgilerin
özel ve belirgin kısımlarının hatırlanmasını
sağlar. Buda bilgiyi hızlıca işlemlemeye olanak
verir.
 Değişime dirençlidir. İlk oluşturulanlar en
dirençli olanlardır: İlklik İlkesi

İLKLIK İLKESI
Kadının toplumdaki rolü açısından tutucu bir
toplumda yetişen birey, ne kadar üst düzey
eğitim alsa da……
kadının çalışması konusundaki olumsuz
düşüncesini korur.
 Erkekler ev işi yapmaz..

KALIP YARGI
Bir grup veya bir sınıf konusunda oluşturulmuş
basit ve duruk değerlendirmedir.
 Cinsiyet, ırk, bir grup veya örgüt, ulus, yerleşim
yerinde yaşayanlar hakkında oluşabilir; Türkler
barbardır, Kayserililer cimridir.
 Bir sosyal kategorinin bütün üyelerinde var
olduğuna inanılır; Kadınlar duygusaldır, erkekler
güçlüdür.
 Aşırı bir genelleme vardır; Sarışınlar aptaldır,,
yaramaz çocuklar zekidir.

KENDINI DOĞRULAYAN KEHANET
Kalıp yargılar nispeten kalıcıdır.
 Kalıp yargı doğrultusunda hareket den bireyin
davranışları, karşısındakinin de o kalıp yargı
uyarınca hareket etmesine neden olur.
Şişmanlar neşeli olur.
Fenerbahçeliler kavgacı, Beşiktaşlılar
centilmendir.
Gelin kayınvalide anlaşamaz.
 Kalıp yargı doğrulanır ve sürekliliği sağlanır.

YÜKLEME
 Başkalarının
ve kendimizin
davranışlarını yorumlama ve açıklama
yani davranışın nedenlerini bulma
sürecine denir.
 Yüklemeler İçsel (yetenek, kişilik,dürtü,
güdü, duygular) ve Dışsal (sosyal güç, dış
koşullar) nedenlerle yapılır.
 Genelde taraflı yapıldığı gözlenmiştir.
TEMEL YÜKLEME HATASI- SAVUNUCU YÜKLEME
Başkalarının
davranışlarını onun
kişilik özelliklerine
göre değerlendiririz.
Küçük çocuğuna
“Dikkat etseydin
düşmezdin”

Kendi davranışlarımıza
ilişkin yüklemeleri ise
sonuca bakarak yaparız.
 Başarılar içsel nedenlere,
başarısızlıklar dışsal
nedenlere yüklenir.
 Sınavda başarısız olunca;
öğretmen çok zor sordu,
Başarılı olunca; çok
çalıştım.

TUTUM
Bireyin herhangi bir nesne ya da duruma karşı
deneyim, güdü ve bilgilerine dayanarak
geliştirdiği bir tepki eğilimidir. Bu eğilim;
bilişsel, duygusal, ve davranışsal öğelere
sahiptir.
Tutumların Özellikleri;
Tutumlar doğuştan edinilmez, sonradan
kazanılır.
Sosyalleşme süreci ile öğrenilir.
Tutumlar bir kez ortaya çıktıktan sonra belirli
bir süre devam eder.
Tutumlar, insanların davranışlarında önyargılı
olmalarını sağlar.

TUTUM VE ÖNYARGILARIN KAYNAĞI
1-Eğitim:Eğitimin tutumlar üzerinde etkisi büyüktür.
Örn: Yüksek öğretimin daha özgürlükçü tutumlara
yol açtığı söylenir. Ayrıca çeşitli meslek grupları
diğer meslek gruplarına göre tutumları daha esnek
olabilir.
2-Bireyin kendi deneyimleri: Birey kendi
deneyimlerini genelleyerek tutum oluşturabilir.
Örn: Birey bir futbol takımının bir oyuncusunu iyi bir
oyuncu olarak görmez ise o takımın hiçbir zaman iyi
futbol oynayamayacağını belirtebilir.
3-Aile: Çocuk ilk olarak ailede daha sonrada çevrede
gördüğü insanların davranışlarından , sözlerinden
etkilenir. Örn: Babasının beğenmediği siyasi parti
onda olumsuz bir etki gösterebilir.
TUTUM VE ÖNYARGILARIN KAYNAĞI
4-Grup değerleri: Herkes üyesi olduğu grubun
tutum ve değerlerini benimser.
Örn: Bizim için tuttuğumuz takım en iyi
takımdır. Bizim için verdiğimiz oy en iyi partidir.
5-Ekonomik durum: Ekonomik durum insan
tutumlarını belirleyici özelliği vardır.
Örn: Sınırlı bir geliri olan insanlar devletin
harcamalarını fazla bulurken geliri ortalamanın
üzerinde olanlar ise harcamaları gerekli hatta az
bile bulabilirler.
TUTUM VE ÖNYARGILARIN KAYNAĞI
6-Yaşanılan çevre: Örn: Kişinin kırsal bölgede ya
da şehirde yaşaması insanın tutumunu belirler.
7-Dinsel inançlar: Örn: Bir Müslüman’ın
tutumuyla bir Hıristiyan’ın tutumu aynı değildir.
8-Ulusal değerler: Örn: Türk ile Amerikalının
olaylara bakış açıları aynı değildir.
9-Özel ilgi: Örn: Hayvanları çok seven bir kişi
hayvanların öldürülmesine tepki gösterecektir.
TUTUMLARIN IŞLEVLERI
1.
2.
3.
4.
Bilgilere düzen getirir, dünya hakkında fikir
oluşturmayı sağlar.
Birey kendisini, aynı tutumu paylaşan sosyal
grubun parçası hisseder.
Değer yargılarımızı ve kendilik algımızı
yansıtır.
Kaygı yaratan durumun kendilik değerimize
yönelttiği tehditten bizi korur; Ego savunma
işlevi.
GÜNAH KEÇISI KURAMI
Olumsuzluk yaşayan kişi olumsuzluğun suçunu
masum bir kişiye veya gruba yönlendirir.
Günah keçisine kötü muamele eder. Öfkesini boşaltır
ve rahatlar.
ÖN YARGI
Bir grup ve onun üyelerine yöneltilen adil
olmayan olumsuz tutumlara denir.
 Haklılığı kanıtlanmamıştır.
 Irksal, dinsel,ekonomik grupları hedef alır.
 Hedef olan insanlar katı bir şekilde
değerlendirilir.
 Sosyal bakımdan uzak tutulur.
 Gereksinimleri doyuma ulaştırır. Günah keçisi.
 Seçici algılamaya yol açar.Uygun olanlar alınır,
ters düşen bilgiler görmezden gelinir.
 Sosyal engeller koyarlar.

ÖN YARGILAR NASIL DEĞIŞIR
Tutumlara konu olan durum, olay ya da kişiler
hakkında yeni bir bilginin edinilmesi, yakından
tanımak.
 Aynı statüde olmak, kişilik özelliklerinin
uyuşması, olumlu temas
 Yeni davranış var olan ön yargısıyla çelişirse, ön
yargıyı değiştirebilir.

☻Sonuçlarından çekinildiğinde davranışa
dönüşmeyebilir.
☻Dönüşüyorsa Ayrımcılık denir.
AYRIMCILIK

Birey yada gruba ön yargılar doğrultusunda
yapılan olumsuz ve haksız davranışlar.
SOSYAL VE KÜLTÜREL ETKILER
SOSYALLEŞME
Aile üyeleri ve toplumdaki diğer etkili kişilerin,
toplumun değer ve normlarını, kültürünü
gelişmekte olan bireye aktarmasıdır.
 Toplumsal kurallar ve kültürün çocuğa
öğretilmesi, çocuğunda aile ve kültüre uygun
tutum ve davranışlar geliştirmesini içerir.

DAVRANIŞ BIÇIMLERI
 YARDIM
ETME
 Karşılıksız yapıldığında; Özgeci davranış
denir.
 Sayı arttıkça sorumluluk yayılır, özgeci
davranış azalır; Tanık Etkisi
 Model alınan kişinin özgeci davranışı
yayılmayı sağlar.
 Kendine benzeyenlere daha fazla özgeci
davranış gösterilir.
ÇEKICILIK
 Etkileşimde
çekicilik önemli bir rol oynar.
 Bilişsel ve duyuşsal bileşenlerden oluşur,
hoşlanmaya neden olur.
 Fiziksel görünüm, mekansal yakınlık,
tanıdık olma ve birbirine benzeme önemli
rol oynar.
UYGU



Olgun bir insandan, kendi değerlendirmeleri
uyarınca bağımsız hareket etmesi
beklenir.Bunun dışında iki durum vardır.
Uygu( itaat): Yönlendirici normlara ve sosyal
beklentilere uyan davranışlar
Karşıt-Uygu: Bunlara karşıt davranışlar
Başkalarının davranış ve inançlarının etkisi
altında şekillenir Etkilenme kitle davranışları
boyutunda daha kolay gerçekleşir.
KIMLIKSIZLEŞME
Kitle içinde kişiler birey olarak değil, büyük bir
grubun adsız üyeleri gibi yer alır.
 Kimliksizleşmede bireysel sorumluluk duygusu
kitle içinde kaybolur. Kitlelerin oluşması ise
“Kartopu etkisi” ile olur.
 Önce etkili bir kişi, birkaç
kişiyi etkiler. Bu birkaç
kişinin her birinin başka
birkaç kişiyi etkilemesi ile
grup sayısı geometrik
olarak artar.

GRUP DÜŞÜNME
Sağlıklı bir düşünme biçimi olmayan bir şekilde,
kendi gruplarının yenilmez ve dokunulmaz
olduğuna inanmışlardır.
 Genellikle kedi içinde içten, yürekli, fakat başka
gruplardan yalıtılmış kötü lidere sahip gruplarda
olur.
 Genelde kişiler tek başına karar verirken
temkinlidir
 Grup halinde karar verirken ise risk alırlar.

ÖRNEK

“1960′larda, Küba’daki Castro
yönetiminin eski Sovyetler Birliği
ile çok yakın ilişkisi sebebi ile
ABD’de büyük bir kriz dönemi
yaşanıyordu. O sıralarda başkan olan John Kennedy
dünyaca ünlü danışmanlarını ve üst düzey
bürokratlarını toplayarak bir kriz masası oluşturdu.
Saatlerce süren toplantılar yapıldı, en sonunda
Küba’ya çıkartma yapma kararı alındı. Yapılan
çıkartma tam bir kepazelikle sonuçlandı. ‘Tecrübeli,
zeki ve çok iyi eğitilmiş olan bu adamlar bir araya
geldikleri bu toplantılar sonucunda nasıl bu kadar
aptalca ve yanlış bir karar alabilmişlerdi?’
SAPKINLIK
Kabul edilen inanç ve uygulamalardan
sapma durumudur.
 Böyle birey toplumun dışına itilir.
 Kişinin reddedilmesine, haksız muamele
görmesine, ayrıma neden olur.
 Toplum kişiyi cezalandırırken, diğerlerine de
sapkınlığın sonuçlarını ve toplumsal norm ve
değerleri ortaya koyar.

SALDIRGANLIK
Kişinin bilinçli bir şekilde herhangi bir bireye
veya nesneye zarar vermesine saldırganlık denir.
Bu tanımlama ile, durum bir anti sosyal davranış
olmaktadır.
 Saldırganlıkta alınan sonuç değil, yapılan
eylemdeki bilinçlilik önemlidir. Yani kişi taşı
fırlattığında diğerinin hiçbir yerine çarpmasa bile
bu saldırganca bir davranıştır.
 Saldırganlıkta çevresel faktörler, model alma,
taklit etme,ve engellemenin saldırganlık
üzerindeki etkileri araştırılmaktadır.

ROLLER VE BEKLENTILER
Rol, bireyin diğer bireylerle ilgili davranışlarında
beklenen hareket kalıplarını ifade eder.
 Statü, bireyin kim olduğunu belirlerken rol, ne
yapması gerektiğini belirler.
 Kişi mesleğiyle ilgili rolde işçi; aile içinde baba;
sosyal rolde kurul başkanı ..vs.. olabilir.
 Role ilişkin beklentiler vardır. Anneden ilgili ve
sevecen olması ,meslek gruplarıyla ilgili rol
beklentileri de vardır. Doktorun insancıl ve bilgili
olması gibi.

Bayan doktor yeni doğan yoğun bakımdaki
13 bebeği canı pahasına kurtardı
27 Mayıs 2009 - 13:26
Şevket Yılmaz Devlet Hastanesi'nde önceki gece çıkan yangında; hastane
personelinin, yatan hastaların tahliyesi sırasında büyük bir fedakarlık
örneği sergilediği ortaya çıktı. Yangın gecesi 400'ün üzerinde yatan hastası
bulunan hastane 20 dakika gibi kısa sürede tahliye edilmesine rağmen,
hafızalarda yoğun bakım ünitesinde yatan 16 hastadan solunum cihazına
bağlı olarak hayatını sürdüren 8 hastanın ölümü kaldı. Yangın gecesi 50'yi
aşkın doktor ve yardımcı sağlık personelinin görev yaptığı hastanede
elektriklerin kesilmesine ve kısa sürede hastaneyi kaplayan yoğun dumana
rağmen hastane personeli canı pahasına defalarca duman altındaki
hastaneye girerek hastaları birer birer tahliye etti. O gece hastanede
yaşanan arbedeye rağmen durumu riskli olan hastaları da diğer hastanelere
vakit geçirmeden sevk etmeyi başaran hastane çalışanları, dün gün boyu
hastaneden ayrılmayarak beklemeyi tercih ettiler.
Dün gece yaşanan yangında özverili çabalarıyla hayat kurtaranlardan biri
de Yeni Doğan Yoğun Bakım Ünitesi'nde nöbetçi Çocuk Hastalıkları Uzmanı
Dr. Şule Ünsal'dı. Yangından çok kısa bir süre önce sezaryenle doğum yapan
bayan nedeniyle bir üst kattaki kadın doğum ünitesinde bulunan Uzman Dr.
Şule Ünsal, yeni dünyaya gelen 1000 gramlık bebekle yoğun bakım servisine
indikten çok kısa bir süre sonra yoğun bakım ünitesinin duman altında
kaldığını belirterek şunları söyledi: "Dumanın servise dolmaması için
kapıları kapattık. Ama dumana engel olamadık. Kuvözlerdeki 13 bebeği
teker teker indirerek ambulanslara bindirdik. 13 bebeği tahliye etmek için 5
- 6 kez, 3. kattaki servise çıktık. O anda insan kendisini düşünemiyor.
Bebekleri kontrollü olarak hızlı bir şekilde indirdik. O kadar yoğun duman
vardı ki, nefes alıp vermekte zorlanıyorduk. Hiçbir bebeğimizi kaybetmeden
diğer hastanelere ulaştırdığımız için çok mutluyuz." dedi.