tazminat davalarında zamanaşımı delillere erişim
Download
Report
Transcript tazminat davalarında zamanaşımı delillere erişim
ABD, AB VE TÜRK REKABET HUKUKUNDA
TAZMİNAT DAVALARININ ÖNÜNDEKİ
USULİ ENGELLER
Harun GÜNDÜZ
Tuğçe KOYUNCU
17.6.2011
Sunum Planı - Yöntem
ABD uygulaması hakkında genel bilgi
AB ve Türkiye
Esasa ve usule ilişkin meseleler ayrımı
Zarar ve zararın hesaplanması, kusur,
hukuka aykırılık, illiyet bağı
Toplu davalar (kolektif hukuki himaye
yolları), zamanaşımı, delillere erişim,
yargılama giderleri
ABD Uygulaması - Genel
Açılan davaların büyük bir çoğunluğu
özel hukuk alanındaki davalar
Özel savcılar
Bu davaların çoğu uzlaşma ile
sonuçlanıyor
Başarının sırrı?
Üç kat tazminat
Müteselsil sorumluluk - Rücu hakkı
Toplu davalar ve delillere erişim
ABD Uygulaması - Genel
2000
1800
1600
1400
1200
1000
800
600
400
200
0
45
9
1
50
9
1
55
9
1
60
9
1
65
9
1
70
9
1
75
9
1
80
9
1
85
9
1
90
9
1
95
9
1
00
0
2
ABD Uygulaması - Toplu Davalar
Yararları
Usul ekonomisini sağlamak
Dava açmayı özendirmek
Federal Medeni Usul Kuralları md. 23
Sayıca çokluk
Müştereklik
Tipiklik
Temsilde yeterlilik
Onay aşaması
Bildirim aşaması (Opt-out model)
ABD Uygulaması - Toplu Davalar
1400
1200
1000
Toplam
800
Toplu
Davalar
600
Bireysel
Davalar
400
200
20
09
20
08
20
07
20
06
20
05
20
04
20
03
20
02
20
01
20
00
19
99
0
ABD Uygulaması - Zamanaşımı
Clayton Kanunu md. 4B
Dava sebebinin gerçekleştiği tarihten
itibaren 4 yıl
Sürenin işlememesi
İhlalin varlığı bilinmiyorsa
İhlal gerçekleşmiş ama zarar
bilinmiyorsa
Kamu otoritelerince yürütülen bir
inceleme olması durumunda
ABD Uygulaması - Delillere Erişim
SORUN: Bilgi asimetrisi
Federal Medeni Usul Kuralları md. 26-37
Delil değişimi (Discovery)
Kapsam
Delillere sahip olabilecek kişilerin isimleri
Sahip olunan veya kontrolündeki belgeler
hakkında açıklama isteme ve ibraz talebi
Sorgu formları
Eski ve mevcut çalışanlarla görüşme yapma
Elektronik ortamdaki deliller
Sınırlamalar (koruma talepleri)
Ticari sırlar
İmtiyazlı bilgiler
Yaptırımlar (Hapis-para cezası, usuli yaptırım)
ABD Uygulaması - Delillere Erişim
Dava sebebini gösterme
Vakıalara dayandırma ilkesi
Ferdileştirme ilkesi
Ancak son dönemdeki mahkeme
kararları
Bell Atl. Corp. v. Twombly - 2007
Ashcroft v. Iqbal - 2009
AB ve Türkiye Uygulaması - Genel
ABİDA’da sadece geçersizlik yaptırımı
düzenleniyor
Tazminat davaları, ulusal hukuk düzenlemeleri
çerçevesinde uygulanıyor
Tarihsel süreç
ABAD kararları (Courage Crehan ve Manfredi
kararları)
Modernizasyon süreci
Reform çabaları
ABD uygulamasının aşırılıklarına ve kötüye
kullanılmaya açık yönlerine karşı gerekli
önlemlerin alınmasına yapılan vurgu
AB ve Türkiye Uygulaması - Genel
İkili yaptırım sistemi (kamu hukuku-özel hukuk
yaptırımları)
Kanun koyucunun tazminat davalarına verdiği
önem (üç kat tazminat, ispat kolaylığı)
AB uygulamasına benzer bir şekilde, tazminat
davaları yaygın değil
Doktrinde öne sürülen gerekçeler:
Yeni bir alan olması
Uzmanlık gerektirmesi
Kurul’un tek yetkili merci gibi algılanması
Muafiyet bakımından Kurul’un münhasır yetkili
olması
Yargıtay kararları
AB ve Türkiye - Toplu Davalar
Olumlu yönleri
Maliyetleri düşürmek – Usul ekonomisi
Dava açmayı teşvik – Adalete erişim
Olumsuz yönleri
Asil-vekil sorunu
Dayanaktan yoksun davaları teşvik
AB ve Türkiye - Toplu Davalar
Toplu Davalar
(Kolektif Hukuki
Himaye Yolları)
Davacı Sıfatına
Göre
Temsilci Davası
(Birlik Davası)
Grup Davası
(Kolektif dava)
Kesin Hükmün
Etkisine Göre
Talep Sonucuna
Göre
Önleme ve
Durdurma
Tazminat
Katılmasız
(Opt-out)
Katılmalı
(Opt-in)
AB ve Türkiye - Toplu Davalar
Yargılama hukukunun temel kavramlarıyla
ilişkisi
Menfaat (hukuki, meşru, güncel, kişisel)
Hiç kimse, başkasının kişisel menfaatini korumak için
dava açamaz
Açılmış bir dava, ancak davacının bu davada doğrudan
ve kişisel bir menfaati varsa kabule şayandır
Kesin hüküm
Kesin hüküm etkisi, sadece davanın taraflarına
ilişkindir
Hukuki dinlenilme hakkı
Hakkındaki yargılamaya ilişkin olarak
Bilgilenme-açıklama yapma-dikkate alınma
AB ve Türkiye - Toplu Davalar
Yeşil Kitap’ta getirilen öneriler
Birlik davası
Kolektif dava
Beyaz Kitap’ta bu öneriler büyük ölçüde
korunuyor
2011 yılının ilk aylarında başlatılan süreç
Çalışma belgesi
Kamuoyundan talep edilen görüşler
Ortak ilkeler belirlemek ve üye
ülkelerdeki uygulamayı
yeknesaklaştırmak
AB ve Türkiye - Toplu Davalar
TTK md. 58
Ticaret ve sanayi odaları, esnaf dernekleri, üyelerinin
menfaatini korumaya yetkili diğer birliklere
Tespit, Haksız rekabetin men’i, yanlış-yanıltıcı
beyanların düzeltilmesi talepli
TKHK md. 23 ve 24
Bakanlık ve tüketici örgütleri
6100 sayılı HMK md. 113 (Topluluk davası)
Dernekler ve diğer tüzel kişiler
Hukuka aykırı durumun giderilmesi veya tespiti
6102 sayılı TTK md. 191
Birleşme, bölünme, tür değiştirme işlemlerinde
Denkleştirme akçesi (zarar hesabı yapılmıyor)
Aynı hukuki durumdaki ortaklar için de geçerli
AB ve Türkiye - Toplu Davalar
Tazminat talepli toplu dava modeli yok
Ancak diğer düzenlemeler anlamlı
Katılmalı (opt-in) model
Grubun kapsamının daha dar olması
sebebiyle sorumluluk miktarının düşük
olması
Caydırıcılık amacı
HMK - RKHK
TAZMİNAT DAVALARINDA
ZAMANAŞIMI
DELİLLERE ERİŞİM
Tazminat Davaları - Genel Açıklama
Rekabeti bozan, engelleyen veya
kısıtlayan işlem ve eylemlerle rakip
teşebbüslerin ya da tüketicilerin zarar
görmesine yol açanlara karşı, bu
zararları tazmin etmeleri talebiyle açılan
davalar (4054 s. Kanun m. 57 vd)
Örnekler:
Beyaz et üreticileri (kartel)
Turkcell (hakim durum)
Zamanaşımı
- Süreler
Haksız fiillerden doğan tazminat
davalarında zamanaşımı süreleri:
4054 sayılı Kanun’da özel bir düzenleme
yok, BK genel hükümler
BK m. 60:
- zarar görenin zararı ve sorumluyu
öğrendiği günden başlayarak bir yıl
- ve her halde zararı doğuran eylemin
işlendiği günden itibaren başlayarak
on yıldır.
Zamanaşımı
- Süreler
Sorun: Kısa zamanaşımı süreleri dava açmayı
zorlaştırmaktadır; dava malzemelerinin (vakıaların
ve delillerin) hazırlanmasının zaman alması, kartel
gibi gizli ihlallerin öğrenilmesinin zorluğu, tarafların
uzlaşması için yeterli zaman.
1 Temmuz 2012’de yürürlüğe girecek Yeni BK m.
72:
- kısa zamanaşımı süresi (subjektif süre) bir yıldan
iki yıla çıkartılacaktır.
- uzun zamanaşımı süresi (objektif süre) Kanun
Tasarısında yirmi yıl iken Adalet Komisyonu Raporu
dikkate alınarak bu süre tekrar on yıla indirilmiştir.
Zamanaşımı
– Sürelerin Başlangıcı
1 ve 10 yıllık süreler ne zaman başlayacak?
1 yıllık süre, zararı ve haksız eylemi işleyeni (tazminat
sorumlusunu) öğrenme gününden; 10 yıllık süre, zarar
verici fiil veya olayın gerçekleşmesinden itibaren.
- zarardan ve sorumludan hangisi daha sonra öğrenilmişse…
- zarara uğrayan bir tüzel kişi ise tüzel kişi adına dava açmaya
yetkili organ.
zararın öğrenilmesi:
- zararın varlığının öğrenilmesi √
- zararın miktarının ya da kapsamının öğrenilmesi X
- bir dava açmaya ve davanın gerekçelerini göstermeye
elverişli bütün hal ve şartların öğrenilmesi√
zarardan sorumlu olan kimsenin öğrenilmesi:
- kesin olarak √
- tahmin yoluyla X
Zamanaşımı
– Sürelerin Başlangıcı
1 ve 10 yıllık süreler ne zaman başlayacak?
Haksız fiil teşkil eden davranışlar;
- süreklilik arz ediyorsa, söz konusu davranışlar sona
ermeden zamanaşımı süreleri (1 ve 10 yıllık) işlemeye
başlamayacaktır.
- sürekli olmayıp aralıklarla tekrarlanıyorsa, her yasak
davranışa ilişkin zarar açısından o zararın ve failin
öğrenilmesinden itibaren ayrı bir zamanaşımı süresi işlemeye
başlayacaktır. ABAD kararlarını ve AB önerilerini
yansıtmaktadır…
Haksız fiil sona ermesine rağmen zarar tekrarlanıyorsa, zararın
doğduğu her gün için yeni ve ayrı bir zamanaşımı süresi
işlemeye başlayacaktır.
Zamanaşımı
– Sürelerin Başlangıcı
1 ve 10 yıllık süre ne zaman başlayacak?
Yargıtay, özellikle 1999 depreminden sonra açılan tazminat
davalarında, 10 yıllık süre bakımından fiilin işlendiği tarih
olarak, zararın meydana geldiği anı esas almıştır. Gerekçe,
“sonuç gerçekleşmeden fiilin tamamlanmış
sayılamayacağı”
Aynı yorum tarzı, Yeni BK’nın zamanaşımını düzenleyen 72.
maddesinde 20 yıllık zamanaşımını 10 yıla düşüren değişikliğin
yapılmasının gerekçesi olarak Adalet Komisyonu tarafından da
benimsenmiş ve haksız fiilin “sonuç” unsuru üzerinde
durulmuştur. Hareketle sonuç arasında uzun bir zaman bulunan
hallerde sonucun meydana geldiği tarihe göre zamanaşımı
başlayacaktır. Sonucu 10 yıl sonra meydana gelen fiillerde dahi
zamanaşımı dolmayacağından 20 yıl yerine 10 yıl şeklinde
değişikliğe gidilmiştir.
Zararın oluşmasının uzun bir zamana yayıldığı rekabet
ihlâllerinde de zarar ancak sonucun meydana geldiği tarihte
oluşmuş sayılacak ve 1 ve 10 yıllık süreler bu tarihten itibaren
başlayacaktır.
Zamanaşımı
– Ceza zamanaşımı
BK m. 60/2; haksız fiil için, daha uzun bir ceza
zamanaşımı süresi öngörülmüşse, bu süre
tazminat davası bakımından da uygulanır.
İhalelerde danışıklı hareket şeklinde gerçekleşen
rekabet ihlalleri.
- Aynı zamanda 5237 sayılı TCK’nın 235.
maddesinde öngörülen ihaleye fesat
karıştırma suçunu da teşkil edebilecektir.
- Bu durumda, TCK m. 6’da 15 yıllık
zamanaşımı süresi öngörüldüğünden, daha
uzun olan bu süre dikkate alınacaktır.
0
Lüksemburg
Almanya
Avusturya
Hollanda
Yunanistan
Danimarka
Belçika
Slovakya
Polonya
Letonya
Fransa
Subjektif Süre
Estonya
Çek Cumhuriyeti
Birleşik Krallık
İrlanda
İsveç
Slovenya
Malta
İtalya
Macaristan
Finlandiya
Portekiz
Litvanya
İspanya
Kıbrıs
AB Üyesi Ülkelerde Zamanaşımı Süreleri
Objektif Süre
35
30
25
20
15
10
5
Zamanaşımı
– AB’de Getirilen Öneriler
AB’de Yeşil Kitapta getirilen öneriler
- Komisyon veya bir üye ülke rekabet otoritesince soruşturma
başlatılması halinde zamanaşımı süresinin durması,
- zamanaşımı süresinin, rekabet ihlali hakkındaki kararın
kesinleşmesinden itibaren işlemeye başlaması
AB’de Beyaz Kitapta getirilen öneriler
- devam eden veya tekrarlanan ihlaller bakımından
zamanaşımının, ihlalin sona erdiği tarihten önce işlemeye
başlamaması
- zarar görenin, zararı ve ihlali makul sınırlar içinde
öğrenebilecek durumda olmasından önce zamanaşımının
işlemeye başlamaması
- Yeşil Kitap’ta yaptığı zamanaşımı süresinin durması şeklindeki
önerisini değiştirerek, rekabet otoritesince verilen kararın
kesinleşmesinden itibaren başlayacak 2 yıllık yeni bir
zamanaşımı süresi önermektedir.
Zamanaşımı
– Durma ve Kesilme Nedenleri
Durma halinde, sebep ortadan kalkınca süre, durduğu ana
kadar işlediği yerden devam eder. Kesilme halinde, o ana
kadar işleyen süre sıfırlanır ve sebep ortadan kalkınca yeniden
işlemeye başlar.
Sorun: Rekabet ihlalinden doğan tazminat davalarında, dava
açma veya Rekabet Kurumuna başvurma halinde süreler
devam edecek midir?
4054 sayılı Kanun’da özel bir hüküm yok.
Hukuk mahkemesinde tazminat davası açmakla zamanaşımı
kesilmektedir (BK m. 136)
Kesilmiş olan zamanaşımı, iki tarafın yargılamayla ilgili her
işleminden ve hakimin her emir ve kararından sonra yeniden
işlemeye başlamaktadır (BK m. 136)
Dava açmadan Kurul kararı beklenirse zamanaşımı süresi
dolabilir. Bu nedenle dava açılıp zamanaşımı süresi kesilebilir
(1 ve 10 yıllık süre bakımından)
Zamanaşımı
– Öneri
Ancak Yargıtay açılan davalarda Rekabet Kurulu
kararlarını aramaktadır. Bu nedenle ilk derece
mahkemesi Kurul kararı olmadığından davayı reddederse
Kurulun 1 yıl içinde ihlal kararı alması zordur.
Öneri;
Rekabet Kurumuna başvurulması ile sürenin kesilmesi ve
kararın kesinleşmesinden itibaren yeniden işlemesidir.
Bu çerçevede 4054 s. Kanun’da;
“Tazminat davalarında zamanaşımı süresi, Rekabet
Kurumu’na yapılacak başvuru ile birlikte kesilir ve
Kurul’un konuya ilişkin olarak alacağı karardan itibaren
iki yıldır” şeklinde bir düzenlemenin yapılması uygun
olabilir.
Delillere Erişim
- Türk Hukukundaki Durum
Sorun: Bilgi asimetrisi, davacıların delillere ulaşmada
daha zayıf konumda olması.
4054 sayılı Kanun’dan doğan özel hukuk davalarında
delillerin toplanması usulü HUMK’da yer alan genel
hükümlere tabidir.
Türk Medeni Yargılama Hukukunda “taraflarca
hazırlama” ilkesi benimsenmiştir.
Taraflarca hazırlama ilkesine göre iddia ve savunmanın
dayanağı olan vakıalar ve bunlara ilişkin deliller
taraflarca mahkemeye bildirilir, hakim delillere
kendiliğinden başvuramaz.
HUMK m. 75/1 uyarınca hakim tarafların bildirmediği
vakıaları kendiliğinden inceleyemez ve onları
hatırlatabilecek hallerde dahi bulunamaz.
Delillere Erişim -
Türk Hukukundaki Durum
HUMK’da delillere ulaşımı kolaylaştıracak
hükümler:
- hakim bilirkişi ve keşif delillerine resen başvurabilir
(HUMK m. 275 ve 363)
- hakim sorguya (isticvap) kendiliğinden karar verebilir
(HUMK m. 230/1)
- taraflar delillerin kaybolma ihtimaline karşı
mahkemeden delil tespiti isteyebilirler (HUMK m. 368369)
- HUMK m. 75/3’e göre hakim davanın her
safhasında iki tarafın iddiaları sınırı dahilinde
olmak üzere tarafları dinleyebilir ve gerekli olan
delillerin gösterilmesini ve verilmesini emredebilir
Delillere Erişim -
Türk Hukukundaki Durum
Bu maddenin karşılığı 1.10.2011 tarihinde
yürürlüğe girecek olan HMK m. 31’de, “Hakim,
uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu
kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki
açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar
hakkında, taraflara açıklama yaptırabilir; soru
sorabilir; delil gösterilmesini isteyebilir”
şeklinde düzenlenerek hakimin vakıaları
aydınlatma yetkisi daha açık ifade edilmiştir.
Delillere Erişim -
Türk Hukukundaki Durum
Yargıtay kararları;
- tanığın ismi, dava dosyasına girmiş olan faturadan
anlaşıldığından HUMK m. 75/3 göz önünde tutularak bu
şahsın dinlenmemesi eksiklik,
- dava konusu haberin dayandığı resmi bir raporun
mevcut olduğu dava dosyasından anlaşıldığı takdirde,
davalı talep etmese bile hakimin bu raporu
isteyebileceğine karar verilmiştir.
Hakim ancak dava dosyasından anlaşılabilen ve dosyada
dayanağı bulunan delillerin ibrazını isteyebilir.
Delillere Erişim
– 4054 Sayılı Kanun
4054 s. Kanun’da ispatı ve delillere ulaşımı kolaylaştıracak
hükümler:
KURAL: Tazminat talebinde bulunan kişi, haksız fiilin
unsurlarını ispat etmeli.
4054 s. Kanun md.59/1:
“Zarar görenlerin, bir anlaşmanın varlığı ya da piyasada
rekabetin bozulduğu izlenimi veren, özellikle piyasaların
fiilen paylaşılması, uzun sayılacak bir süre piyasa fiyatında
gözlenen kararlılık, fiyatın piyasada faaliyet gösteren
teşebbüslerce birbirine yakın aralıklarla artırıldığı gibi
kanıtları yargı organlarına sunmaları halinde, teşebbüslerin
uyumlu eylem içinde bulunmadıklarını ispatlama yükü
davalılara geçer. Rekabeti sınırlayıcı anlaşma, karar ve
uygulamaların varlığı her türlü delille ispatlanabilir.”
4054 s. Kanun md.59/2:
Delil serbestisi
Delillere Erişim –
Belgeleri İbraz Mecburiyeti
Davalının ve üçüncü kişilerin belgeleri ibraz
mecburiyeti bakımından ellerindeki tüm
belgeleri verme mecburiyeti getirilmemiş,
sınırlı bir ibraz mecburiyeti getirilmiştir (HUMK
m. 326/1)
Bir taraf, kanunda sayılan belgeleri kendi
aleyhine olsa bile mahkemeye vermekle
yükümlüdür.
İbraz yükümlülüğünün yerine getirilmemesinin
yaptırımı: mahkemece delil ikame eden tarafın
iddiası gerçek kabul edilebilecektir (HUMK m.
332).
Delillere Erişim
– Yeni HMK
HMK’da getirilen değişiklik ve yenilikler:
- HMK’da taraflara daha geniş ibraz yükümlülüğü getiren
bir düzenlemeye yer verilmiştir. Buna göre taraflar,
kendilerinin veya karşı tarafın delil olarak
dayandıkları ve ellerinde bulunan tüm belgeleri
mahkemeye ibraz etmek zorundadırlar (HMK m. 219)
- Belgeyi ibraz etmesine karar verilen herkes, elindeki
belgeyi ibraz etmek, belgeyi ibraz edememesi hâlinde ise
bunun sebebini, delilleri ile birlikte açıklamak zorundadır.
Mahkeme yapılan açıklamayı yeterli görmezse, bu
kimseyi tanık olarak dinleyebilir (HMK m. 221)
Delillere Erişim
– Yeni HMK
HMK’da getirilen değişiklik ve yenilikler:
- HMK m. 142 ile tahkikat öncesi bir aşama olarak “ön
inceleme” aşaması getirilmiştir. Tahkikata hazırlık işlemleri ve
delillerin toplanması için gerekli işlemler bu aşamada
gerçekleştirilecek, taraflar sulh olmaya teşvik edilecek ve
delillerin toplanması bakımından yargılamanın uzamasının
önüne geçilecektir.
- HMK m. 195; “Uyuşmazlık konusu vakıaları ispata elverişli
yazılı veya basılı metin, senet, çizim, plan, kroki, fotoğraf,
film, görüntü veya ses kaydı gibi veriler ile elektronik
ortamdaki veriler ve bunlara benzer bilgi taşıyıcıları bu
Kanuna göre belgedir”
- HMK m. 293; (1) Taraflar, dava konusu olayla ilgili olarak,
uzmanından bilimsel mütalaa alabilirler...
Delillere Erişim
– AB’de Getirilen Öneriler
AB’de Beyaz Kitapta getirilen öneriler
- Belirli koşullar altında mahkemeler taraflara
ve üçüncü kişilere delillerin açıklanması
yükümlülüğü getirebilmeli,
- Pişmanlık başvuruları çerçevesinde yapılan
açıklamalar ile rekabet otoritelerinin yürüttüğü
soruşturmalara yeterli koruma sağlanmalı
- Delillerin yok edilmesini ya da açıklama
yükümlüğüne uyulmamasını önlemek için
yeterli yaptırımlar getirilmeli
Rekabet Kurulu Kararlarının Bağlayıcılığı
Mahkemeler, 4054 sayılı Kanun’a aykırılık meselesini
inceleme yetkisine sahiptirler.
İhtilafa konu olay hakkında Rekabet Kurulunun (hukuka
aykırılığa dair) nihai karar vermiş olması (muafiyet
hükmü haricinde) mahkemenin aksi yönde karar
almasına engel teşkil etmez.
Peki Danıştay’dan geçerek kesinleşmiş bir Rekabet
Kurulu kararı mahkemeleri bağlar mı?
-artık bu bir yargı kararıdır ve mahkemelerde kesin
delil teşkil eder
- ……
- Alman Rekabet Kanununda tazminat davasına
bakan mahkemenin, rekabet otoritesinin aynı konuda
ihlalin varlığına dair kesinleşmiş bir kararı mevcut
ise, bununla bağlı olacağı düzenlenmiştir.
Bekletici Mesele, Bilirkişilik
Yargıtay kararlarında, Rekabet Kurulu (veya
Danıştay) kararı olmaksızın hukuki
değerlendirme yapılamayacağı belirtilmiştir.
Yargıtayın, Kurul kararının kesinleşmesinin
beklenip beklenmeyeceği hususunda farklılık
arz eden kararları mevcuttur.
Çelişkili kararların ortaya çıkmasının önüne
geçmek için mahkemelerin, ortada bir Rekabet
Kurulu kararı varsa, bunun kesinleşmesini
beklemeleri yerinde olacaktır.
Bekletici Mesele, Bilirkişilik
Rekabetin Korunması Hakkında
Kanun’da Değişiklik Yapılmasına Dair
Kanun Tasarısında mahkemelerin
Kurumun bilirkişiliğine
başvurabileceği ve Kurum bünyesinde
bir inceleme, önaraştırma veya
soruşturma yürütülüyor olması
durumunda, Kurulun nihai kararının
bekletici mesele sayılabileceği
düzenlemesi getirilmektedir.
TEŞEKKÜRLER
[email protected]
[email protected]