Anlayarak Hızlı Okuma Teknikleri

Download Report

Transcript Anlayarak Hızlı Okuma Teknikleri

Anlayarak Hızlı Okuma
Teknikleri
Prof.Dr.Nilüfer Sezer
Arş.Gör.Derya Gül
İ.Ü.İletişim Fakültesi
Hızlı Okuma Nedir?
Okuma sırasında, göz metin üzerinde soldan sağa doğru
kayar; her sözcük üzerinde duraklar.
Bu duraklamalar sırasında, aynı bir fotoğraf makinesi gibi,
gördüğü sözcüğün resmini çekip beyne gönderir; beyin de
daha önceden öğrenmiş olduğu bu simgeleri deşifre eder,
bir araya getirir ve düşünceye, kavrama dönüştürür.
Hızlı okuma tekniği, çeşitli göz egzersizleri aracılığıyla,
göz algılama kapasitesini ve duraklama sırasında gözün
okuma alanını geliştirme temeline dayanmaktadır.
Eğitim sonucunda, okuma ve anlama hızları 2-3 kat oranda
yükselir.
Hızlı okuma tekniği, metinin sadece belirli bölümlerine
bakarak uygulanan bir göz gezdirme ya da çapraz okuma
yöntemi değildir.
Metnin tümünü, daha doğru bir odaklanma ve daha hızlı
bir algılamayla okumaktır.
Hızlı Okuma Neden
Önemlidir?
Hızlı okuma, bir Ulusal Kalkınma Projesi’dir. Türkiye’nin
gelecekte diğer ülkeler arasında stratejik öneminin daha da
artması, bugünkü niteliklerine ek olarak Bilgi Toplumu
olma özelliğini de kazanmasıyla gerçekleşebilir.
Bilgi Çağı olarak nitelendirilen günümüzde, bilgiyi etkin
ve hızlı bir biçimde edinmek bir gereklilik haline gelmiştir.
Hızlı okuma sayesinde, anlayarak okuma hızınızı 2-3 kat
geliştirecek
ve
tüm
okuma
sorunlarınızdan
kurtulabilirsiniz. Bu sayede hem hızlı okuma yöntemlerini
öğrenip, hem de okuduklarınızı daha iyi anlayabilirsiniz.
Okuma ve anlama hızınızı geliştirmek, gün boyunca
okumak zorunda kaldığınız ders kitapları, internet bilgileri,
gazete, dergi ve kitap gibi materyalleri çok daha kısa bir
zaman içerisinde okuyup bitirmenizi sağlayacaktır.
Hızlı Okuma Nasıl Ortaya
Çıktı?
Hızlı okumanın ortaya çıkışı II. Dünya Savaşı zamanına
dayanmaktadır. II. Dünya Savaşı sırasında Alman Hava
Kuvvetleri uçakları Londra’yı bombalamaktaydı.
İngiltere Londra’dan başlamak suretiyle Almanların
ablukası altındaydı ve neredeyse bu bir zamanların
görkemli Britanya İmparatorluğu Almanlar tarafından
yenilgiye uğratılacaktı.
Gözcüler Londra civarındaki kulelerde, yaklaşan Alman
uçaklarının amblemlerini görüp, dost mu düşman mı
anlamaya çalışırlardı.
Düşman işaretlerini görür görmez de alarm vermeye
başlar, İngiliz halkının zamanında sığınaklara koşmasını
sağlarlardı. İngiliz pilotlarının da yaklaşan Alman
uçaklarının kokartlarını zamanında fark etmeleri elzem ve
yaşamsal bir konuydu.
Ama yine de uçakların kokartlarını zamanında göremiyor
ve Londra’ya sağanak şeklinde yağan bombaların önüne
geçemiyorlardı. Buna en kısa zamanda kesin bir çare
bulunmalıydı.
O çare de Ohio Üniversitesi’nden Dr. Renshaw’un
bulduğu, takistoskop cihazıyla geldi.
Göz hızını geliştiren basit bir mekanizmaya sahip bu alet,
büyük bir olasılıkla yüz binlerce İngiliz’in hayatını
kurtarmıştır. Bu aletin merceği saniyenin 25’te, 50’de ve
100’de biri hızla açılıp kapanıyordu.
Dolayısıyla önce Alman uçaklarının kokartlarını büyük
gösteren cihaz, giderek küçülmeye başlayınca beyin algısı
da bu doğrultuda gelişti ve gözcülerin uçak kokartlarını
görebilmeleri zamanla sorun olmaktan çıktı.
Alet aracılığıyla, ilk başta hiçbir şey algılamayan subaylar
zamanla resim ve şekilleri çok net görmeye başladılar.
Nasıl bir egzersiz sonucu atletlerin bacak kasları gelişiyor,
ve daha hızlı koşabiliyor ise, aynı mantıkla göz algılama
kapasitesinin de artabildiği ortaya çıktı.
Daha sonraki süreçte Amerikalı eğitimciler bu cihazı uçak
kokartlarını görme yerine sözcükler üzerinde denemek
istedi. Deneme başarılı oldu.
Gözün de tıpkı bu mercek gibi egzersiz gördükçe alışma
özelliğine sahip olduğu gerçeği bulundu. Böylece bu
teknikle gözün harekete geçebilme özelliğinden yola
çıkılarak göz; resimleri, yazıları beyne daha hızlı
aktarmaya başladı.
Hızlı Okuma denilen gerçek de ortaya çıkmış oldu.
1950’de Amerika’da bu konuda kurslar düzenlenmeye
başlandı.
Özel kurslarla kalınmayıp hızlı okuma tekniğini devlet
okulları da okutmaya başladı. Hatta o kadar ki,
Amerika’daki ilkokullarda çocuklara Hızlı Okuma dersleri
verilmektedir.
Etkili Hızlı Okuma Sistemi
Nedir?
Etkili hızlı okuma sistemi bilgisayar yazılımlarıyla
desteklenmiş Hızlı Okuma tekniğiyle, modern öğrenme
tekniklerinin birleştirilmesiyle oluşturulmuştur.
Sistem sayesinde okuyucu;
 Okuma hızını 2-3 kat oranında geliştirir,
 Okuduklarını anlama seviyesini geliştirir,
 Okuduklarını daha konsantre ve daha etkin bir şekilde
özümseyen, değerlendiren, daha iyi akılda tutan, verimli
bir okuyucu haline gelir.
Sistem, daha hızlı, etkin, esnek ve verimli bir okuyucu
olmanızı sağlayan tam bir öğrenim sistemidir.
Çalışma sonucunda, kişiler eskisine oranla ortalama 2,5 kat
daha hızlı okuyan, okuduklarını daha iyi anlayan ve daha
uzun süre akılda tutabilen okuyucular haline gelirler.
Okuma Sistemi ve Aşamaları
Etkili okuma sistemi 4 adımdan oluşup, okuyucu için
okuma hızını ve okuduklarını anlama yeteneklerini
geliştiren, gereksinim duyulan bilgiye hızlı bir biçimde
ulaşmalarını sağlayan bir sistemdir.
Uygulamanın tam anlamıyla uygulanmasıyla, 2-5 haftalık
bir süre sonunda, okuyucunun hız grafiği ortalama 2-4 kat
arttığı gibi, anlama yeteneği de önemli ölçüde yükselir.
Etkili hızlı okuma alışkanlığını yerleştirmek için, ortalama
21 günlük 45 dakika sürecek olan günlük egzersiz
programı yeterli olacaktır.
Bu süre sonunda, göze hem ritim hem de hız, beyne de
esnek bir tutum kazandıracak ve zamanla da sistem tam
olarak oturmuş olacaktır.
Etkili Hızlı Okuma Sistemi
4 Aşamadan Oluşur:




1. Fotoğrafik Okuma
2. Ön Okuma
3. Hızlı Okuma
4. Derin Okuma
Okuyucu her aşamayı ilk önce öğrenir, biz buna
HABERSİZLİK (bilinçsiz yetersizlik) diyoruz.
Bu aşamada karşımızdaki şeyin ne olduğunu bilemeyiz.
Ardından egzersizlerle ÇIRAKLIK (bilinçli yetersizlik)
gelir. Bu aşamada karşımızdaki şeyin farkındayızdır, ama
yine de bildiğimiz şeyler birkaç başlıktan ibarettir.
Daha sonraki aşamada KALFALIK (bilinçli yeterlilik)
ortaya çıkar. Kişi neyle karşı karşıya olduğunu bilir, ancak
olaya otomatik olarak değil düşünerek yaklaşır.
Son aşama USTALIK (bilinçsiz yeterlilik) aşamasıdır.
Artık kişi otomatik olarak hareket eder. Bir işte ne kadar
bilincinizi devreden çıkarır, otomatikleşirseniz, o işte
başarınız o kadar artar.
1. Fotoğrafik Okuma
Öncelikle zihnin dikkat ve konsantrasyonu yükseltilir.
Etkili hızlı okuma sisteminin ilk aşaması, Fotoğrafik
Okuma’dır. Okuyucu ilk önce basit bir motivasyon
süreciyle okumak için en uygun ruh haline döner.
Söz konusu okumada beden rahattır, zihnin canlı okuması
ve öğrenmesi için en hazır olduğu durumdur.
Bu duruma giren okuyucu, daha sonra hiçbir yere
odaklanmaksızın, metne bütün bir şekilde bakıp fotoğrafik
okur.
Bu bakış, normal okumanın aksine, keskin bir bakış
değildir; üç boyutlu bir resme bakarmış gibi, metni tüm
olarak fark etmek, algılamaktır.
2. Ön Okuma
Okumaya hazırlık aşaması, ikinci aşamadır. Hedef, çok
hızlı okumadan önce metinle tanışıklık kurmak, metin
hakkında fikir elde etmektir. Ön okuma sayesinde, kişi
konuya aşina olacağından, parçaya ilgi ve merakı artar.
Bununla birlikte, bütünü gören beynin detaylara inmesi
kolaylaşır.
Kişi, metnin önemli noktalarına hızlıca bakarak konuyu
öğrenir, daha sonrasında okuyucu bu metni ne amaçla
okuduğunu gözden geçirir. Böylece metin okumaya hazır
hale gelmiş olur.
3. Hızlı Okuma
İnsan okurken metin üzerinde gözler hareket eder. Bu
hareket sırasında, göz zaman zaman belirli noktalarda
duraklar ve gördüğü sözcük ya da sözcük gruplarının
resmini çekip beyne yollar.
Sistemin temelini oluşturan Etkili Hızlı Okuma, gözün
metin üzerinde daha hızlı anlaması ve daha geniş sözcük
gruplarına bakılması mantığına dayanır.
Çeşitli egzersizler sonucu, göz hızlanır ve ritim kazanır. Bu
süreçte, göz hızı arttırılana kadar metinler anlanmadan
okunmalıdır.
Alışkanlık
gelecektir.
edinildikten
sonra,
anlam
beraberinde
4. Derin Okuma
Bu aşamada okuyucu metni okumayı tamamladıktan sonra
önemli noktaları tek tek gözden geçirir. Bu aşamaya,
metnin derinlemesine okunması adı verilir.
Bu çalışmayı uygularken, okuyucu, okuduklarını daha iyi
özümsemek ve daha iyi akılda tutabilmek amacıyla not
alır, neden-sonuç bağlantıları kurar, hiyerarşik şemalar
oluşturur, akıl haritaları çizer.
Böylece Etkili Hızlı Okuma Sistemi tamamlanmış olur.
HIZLI OKUMA GİRİŞ TESTİ
Aşağıda, okuma ve anlayarak hızlı okumayla ilgili düşüncelerinizi öğrenmek için
hazırlanmış; okuma alışkanlıkları ve becerilerine ilişkin 17 soruluk bir test
bulunmaktadır. Her bir soruyu evet veya hayır biçiminde cevaplandırdıktan sonra
değerlendirmeyi okuyunuz.
DEĞERLENDİRME
Bu sorulardan sadece “İsterseniz ve gerekli çalışmaları yaparsanız okuma hızınızı
%300 artırabilirsiniz” sorusuna “Evet” diğerlerinin tamamına “Hayır” demişseniz
bu eğitimin size kazandıracağı hızlı okuma becerilerine hazırsınız demektir
Hızlı Okumanın Yararları
Nelerdir?
 Daha
hızlı okuyarak daha kısa sürede daha fazla bilgiye
ulaşırız.
 Özgüven ve motivasyonumuzu arttırırız.
 Sözcük dağarcığımızın gelişmesiyle kendimizi daha
kolay ifade ederiz.
 Okumayla ilgili yaptığımız hataları azaltırız.
 Beynimizin iki lobunu kullanarak zihinsel
potansiyelimizi daha etkin kullanırız.
 Mevcut okuma hızımız en az 2-3 kat, ortalama 4-6 kat
oranında artar.
 Dikkat
ve konsantrasyon süremizi ortalama %50
oranında arttırırız.
 Okuma hızımızla birlikte anlama ve kavrama hızımız
artar.
 Okuma ve ders çalışma, dolayısıyla öğrenme daha zevkli
hale dönüşür.
 5-6 saatte okuduğumuz bir yazıyı 1-2 saatte bitirebilir ve
okumaktan daha fazla keyif alırız.
 Sınavlara hazırlanırken kısa sürede daha fazla bilgi
öğreniriz.
 Görme ritmi ve görme kabiliyeti geliştiğinden, okurken
gözlerimiz yorulmaz.
 Sınavlarda yetiştirememe
sorunu ortadan kalkar.
 Görme kabiliyeti geliştiğinden, yaşamın bir çok alanında
önemli yarar sağlar.
 Okuma sırasında etkin/aktif görme alanı geliştiği için,
bütünü görmemiz kolaylaşır.
 Hedef odaklı okumayla kısa sürede ana fikri bulma, ve
sonuca ulaşmayı öğreniriz.
 Bilinçli okuyucu oluruz. Her gün daha fazla kitap, dergi,
gazete vb. yazı okuyabiliriz.
 Gereksiz seslendirmelerden ve geri dönüşler yaparak
okumalardan kurtuluruz.
 Zamanımızı
daha verimli kullanır ve kitap okuma
alışkanlığı kazanırız.
 Zihinsel fonksiyonlarımızı daha etkin kullanırız.
 Bütünsel görme ve rahat bir okuma alışkanlığı kazanırız.
 Okuma çalışmalarımızı kesintiye uğratmadan, kısa
zamanda çok bilgi öğreniriz.
 Her yazının aynı amaçla okunmadığını ve aynı hızda
okumanın da mantığı olmadığını kavrayarak esnek
bir okuyucu oluruz.
 Okunan
yazının ana fikrini çabuk yakalayıp
yorumlayabiliriz.
 Algı
düzeyimizi arttıracak teknikleri daha etkili
kullanırız.
 Okumayla ilgili işimizi ve işlerimizi yaparken
sıkılmayız, aradığımız bilgiye daha çabuk ulaşabiliriz.
 Kitap, rapor, iş evrakları vb. yazılar zaman kaybetmeden
okunur.
 Başarıyı yakalamak ve ona ulaşmak hayal olmaktan
çıkar.
 Kendimize ve sosyal yaşantımıza daha fazla zaman
ayırabiliriz.
 Yorum ve sentez yapabilme kabiliyetimiz gelişir.
Hızlı Okumayı Zorlaştıran
Temel Engeller
1) Konsantre Olamama:
Okurken aklınız başka
yerlerdeyse kitabı sadece seyredersiniz.
Bu şartlarda hızlı okuma tekniğine geçişiniz bile bir hayli
zor olur. Önce güdülenmek ve aklımızı kitaba
yoğunlaştırmamız gerekir.
2) Zaman Darlığı:
İnsan zaman kavramını planlı bir şekilde kullandığı sürece
okuyamama sorunu çekmez.
Ayrıca hızlı okuma tekniği okuyucuya zaman da
kazandırmaktadır.
3) Sözcükten Yoksunluk:
Bu durum sizin hem hızlı okumanızı hem de okurken
öğrenmenizi engeller. Ne kadar bol sözcük hazneniz olursa
o kadar hızlı okursunuz.
Tanımlayamadığınız sözcükler takıntı yaratır. Bu açıdan
normal düzeylerde sözcüklere yabancı kalmayınız.
4) Tembellik:
Aslında, birçok bahanenin altında tembellik yatmaktadır.
İnsanın kendi yetenekleri nispetinde başaramayacağı bir
durum yoktur. Kaldı ki okuma eylemi özel yetenek
gerektiren bir eylem değildir.
Hızlı okumayla okuma tembelliği zaten yok olacaktır.
5) İlgi ve Merak Eksikliği:
Okumanın önündeki en büyük engel, olay ve durumlar
karşısında hiçbir merak ve ilginin olmamasıdır.
6) Ağır Okuma:
Ağır ve yavaş okuma hem anlamayı zorlaştırır hem de
zamanla kişi kitap okumaktan soğur.
Bu açıdan, hızlı okuma anlama ve kitap okuma
alışkanlığını geliştirir. Dahası sözcükler arasında takıntı
yaratılmaz.
Hızlı Okumaya Karşı
Önyargılar
1)Hızlı Okuyunca Anlayamam Önyargısı:
Hızlı okumayı duyanlar genellikle şöyle düşünür: Hızlı
okursam anlayamam..
Bu kişiler, ne kadar yavaş okursam o kadar iyi anlarım
şeklinde düşünmektedirler.
Fakat bu düşüncenin herhangi bir bilimsel dayanağı
olmadığı gibi buna karşın yavaş okuyanların
konsantrasyonları çabuk dağılır ve anlama oranları da
düşer.
Yavaş okuyanların okuduklarından pek bir şey anlamış
olmaları beklenmez.
Çünkü yavaş okuyan bir kişinin hızlı okuyana göre daha
fazla zihinsel bir faaliyette olması gerekir yavaş okuyanın
beynine bilgi akışı çok daha yavaş olacağı için düşünce
akışında sık sık kopukluklar meydana gelir.
2) Göz Kaslarının Geliştirilmemesi
Okumayı gözümüzdeki duraklama ve sıçramalarla
gerçekleştiririz. Eğitilmemiş bir gözün duraklama süresi
fazladır. Göze hız kazandıracak bir takım egzersizlerle bu
sorun giderilebilir.
Okuma işlemini her ne kadar beynimiz yapsa da, bu sırada
gözlerimizi de etkili bir biçimde kullandığımız gerçektir.
Tam eğitilmemiş bir göz duraklama ve sıçrama sırasında
fazla takılarak zaman kaybeder. Ayrıca hızı yavaşlatan geri
dönüşler yapar.
Eğitilmemiş bir göz sözcükleri beyne tek tek göndereceği
için cümledeki anlatım kesintiye uğrar ve bilgiler arasında
kopukluklar yaşanır. Bu da tam anlamamızı zorlaştırır.
3) Sözcükleri Tek Tek Okumak
Eğer sözcükleri tek tek okursak ayrıntılara takılır, ana fikri
anlayamayız. Yazıya olan ilgimiz azalır. Konsantrasyon
eksikliği yaşarız.
Sözcükleri tek tek okuduğumuz için belli bir süre sonra
gözlerimizin satırlar üzerindeki hareketi yavaşlar ve
uykumuz gelmeye başlar.
Sonuç olarak, sözcükleri tek tek okuyan hem az okur, hem
de anlama oranı düşer. Sözcükleri tek tek okumak ve
anlamları tek tek düşünmek cümlenin bütününü kavramaya
çalışmaktan daha zordur.
Çünkü sözcükleri tek tek okuyan bir kişi okuduğu her
sözcüğün anlamını bir sonraki sözcüğün anlamına eklemek
zorundadır. Bu durum konsantrasyonun dağılmasına ve
okuma hızının düşmesine yol açar.
4) Okurken Dönüşler Yapmak
Okurken dönüşler yapmak hızınızı önemli ölçüde azaltır.
Dönüşler okuyucunun okuduğu metnin zor olmasından,
okuduğu metne karşı olan ilgisizliğinden okuma hızının
düşük olmasından kaynaklanır.
Ayrıca sözcük haznesinin düşük olması da sürekli dönüş
yapmamıza neden olur.
Okurken her bir duraklama çeyrek ile bir buçuk saniye
arasında sürmektedir. Buna bağlı olarak duraklamalar için
daha az süre ayırarak okuma hızınızı arttırmanız olanaklı
olacaktır.
Zayıf bir okuyucu, iyi anlama için gerekli olanın iki katı
kadar duraklama yapmaktadır. Duraklamaların sayısının
fazla olmasının nedeni, zayıf okuyucunun sık sık dönüşler
yaparak sözcükleri yeniden okumasıdır.
5) Okurken Seslendirme Yapmak
Sesli okuma, okurken her sözcüğü ağzımızla tekrarlama
işlemini anlatmak amacıyla kullandığımız bir tanımdır.
İçinden seslendirme ise gözlerimiz yazıyı takip ederken
mırıldanarak sözcüğü içinizden sese dönüştürmektir.
Bunu yaptığımız zaman, okuma tam anlamıyla zihinsel bir
eylem olmaktan çok, fiziksel bir eyleme dönüşür. Ve içen
seslendirerek okuyan okuyucuların okuma hızları düşer.
Amaca Göre Okuma
1. Sınav Yaklaşımlı Okumalar
Okuma türünün en çok yararlanma gerektiren yönüdür.
Çünkü sınavlarda çıkan uzun paragraf sorularının anında
algılanması adeta bir zorunluluktur.
Anlayarak ve hızlı bir biçimde okumanın önemi bu amaçta
kendisini iyice gösterir.
2. Formal Okumalar
Kullanma talimatı içeren yazılar vardır. Bu yazılar öyle
birkaç cümleden oluşan yazılar değildir, adeta bir
kitapçıktır. Aslında bu tür yazılar etkili bir biçimde
anlaşılır ve titizlikle okunması gerekir.
Dikkat gerektiren bu yazılar bazen askeri kurumlarda
şifreli ve ivedi oldukları için hızla okunmalıdırlar.
3. Tez Yaklaşımlı Okumalar
Öğrencilerin, gazetecilerin, araştırmacıların, bilim
adamlarının, yazarların konuyla ilgili yaptıkları
incelemelerde okunan kaynaklar olarak bilinirler.
Hızlı ve pratik aynı zamanda anlaşılır okunmaları
gerekmektedir.
4. Zevk Yaklaşımlı Okumalar
Cinayet, serüven, efsane, hazine, acı hayat türündeki
kitaplar ve haftalık magazin dergileri yavaş okunan
materyaller olarak bilinirler. Aslında farkında olunmadan
en hızlı okunan türlerdir.
Demek ki hızlı okumanın en büyük mobilize gücü ilgi
alanına giren kaynaklara yönelmektir.
2)Hıza Göre Okuma
Hıza göre okumada üçlü saç ayağına dikkat etmek gerekir.
Hızlı okumanın tarifi;
1) Anlama,
2) Hız,
3) Anımsama.
Hızlı okumanın tarifi dakikada okunan sözcük sayısı
olarak bilinir. Okuma hızını etkileyen etkenler yazı
türlerine göre değişmektedir.
Bir yazı türünde dakikada 600 sözcük okunurken bir başka
yazı türünde daha fazla sözcük okunabilmektedir. Burada
değişkenlik gösteren ana materyal yazının türüdür.
Örneğin; teknik bilimsel yazılar, öykü yazıları, anı,
talimatname yazıları, kutsal metin yazıları okuma hızının
da farklı çalışmasına neden olabilir.
Bu üçlü saç ayağı sarkacında ana unsur hızlılıktır. Anlama
ve anımsama ise hızlılığın adeta yan kollarıdır. Bu
kollardan birinin eksikliği hızlılık sarkacını hareket
ettirmez.
Hızlı okuma tekniklerini uygulayan okur, anlama ve
anımsama sorunu yaşamaz ve 5 saat gibi kısa bir sürede
450 sayfalık bir kitabı bitirebilir. Oysa bu teknikleri
uygulamayan bir okur, 450 sayfalık kitabı, 20 saatte ancak
bitirebilir.
Bu şu anlama gelir;
Hızlı okuma tekniklerini uygulayan bir okur 20 saatte 4
adet 450 sayfalık bir kitabı bitirebilir.
2) Çabuk Okuma
Atlamalar yapılarak hızlıca okunur. Araştırma yapılan
temel bilgilere ulaşmak için bu tür okuma yapılır.
Araştırma yapmak demek elbette ağır okumak demek
değildir, tam tersine deneyim çerçevesinde hızlı ama
dikkatli okumayı gerektirir.
İnceleme ve arşivlik yazıları çabuk okunması gereken
materyallerdir, bu yüzden bu sahada hızlı okuma uzmanları
yüksek ücretlerle çalıştırılır.
3.Normal Okuma
Satırlar atlamadan okunur. Yaygın olma özelliğine sahiptir;
dergiler, öyküler ve gazetelerdir.
Fakat bu materyaller de ağır okunacak anlamına da
gelmemelidir.
4.Ağır Okuma
Ciddi araştırma gerektiren yapıtlar genellikle ağır incelenir,
okunur. Özellikle sözcükler üzerinde durulur. Ancak
bunun böyle olması gerektiğine inanıldığı için bu yöntem
denenmektedir.
Oysa ciddi araştırma konusu da olsa hızlı okuma teknikleri
öğrenildikten sonra bu tür yayınlar da hızlıca okunabilir.
5.Göz Atma Usulü Okuma
Bu tür okumalar özet amaçlıdır. Ya da bol resimli serüven
kitaplarıyla, renkli gazetelerin inceleme şekilleridir. Bu
usul, okuma eylemine bile girmez.
Dolayısıyla hızlı okuma tekniklerini gerektirecek nedenler
de mevcut değildir.
3)MERKEZE GÖRE OKUMA
1.Yazar Merkezli Okuma
Hızlı okuma tekniklerinde alışkanlıklar önemli bir yer
tutar. Yazar, okuma hızının oluşmasında okur için önemli
olabilir.
Sevdiği yazarı okuyan kişi kitaba daha rahat konsantre
olacağı için hızını da bu oranda arttırabilir.
2.Konu Merkezli Okuma
Konu, okuyucunun ruh haline hitap ediyorsa, bu okur için
kitabın yazarının önemi yoktur.
Cümleler üzerinde durulur, tartışma gerektirecek
durumlara girilmeden kitabın dünyası üzerine odaklanılır.
Metnin içeriği okur için cazip olduğundan hızlı okuma
oranı artacaktır.
3.Okur Merkezli Okuma
Burada okur, kitabın içeriğiyle derin sorgulamalar
içerisinde girer; ancak bu durum okuma sırasında
olmayabileceği için hızlı okumada engel oluşturmaz. Okur,
kitapta geçen metinleri kendisine göre yorumlar.
Okuma sırasındaki hız ile noktadan sonraki düşünme
modunu karıştırmamak gereklidir. Önemli olan sayfanın
görüldüğü andan itibaren algılanma gücüdür; sayfaya
bakılmayan düşünme anları zaman kaybı değildir, teknik
de zaten tersini söylemektedir.
4)LOKAL OKUMA
1.Normal Okuma
Hızlı okuma kategorisindedir; ancak lokal okuma olarak
kabul edilir.
Bir sonuç çıkarmak, sözcüklere takılmak, lokal okumanın
temel özelliğidir.
2.Satır Aralarını Çizerek Okuma
Hızlı okumada verimlilik açısından satır altlarını çizmek
okuma hızını düşürmez. Lokal okumalarda okunan her
satır anlaşılmak istenir.
Bu tür okumalar verimli okuma olarak değerlendirilir.
Ciddi bir okurun temel özelliği okuduğu kitabın altını
çizmesidir.
3.Notlar Alarak Okuma
Yine orijinal okurun uyguladığı bir tarzdır. En verimli
okuma biçimidir, yararlanmacı bir tarzdır.
Hızlı okumanın sağladığı ve gerekli gördüğü kuralın
dışında bir tarz değildir; sadece lokal biçimidir.
Gözün Hareketi Nasıl
Olmalıdır?
Gören, göz değil beyindir. Göz, sadece bir tarayıcıdır. Fakat
bu tarayıcı ne kadar teknikse okuma o kadar verimli olur.
Dışarıdaki cisimler göz merceğinden geçerek retina
üzerinde tıpkı bir tuvalin üzerindeki resim gibi oluşur.
Tarayıcı olan ıslak ve yapışkanımsı göz yuvarlığı
görüntüleri sinir akımları aracılığıyla gözün arkasına
gönderir ve burada görme olayı meydana gelir. Eğer beynin
arkasındaki asıl göz olan ıslak madde alınırsa hiçbir şeyi
göremeyiz.
Göz bakar fakat göremez. Çünkü asıl görme merkezi göz
değildir. O sadece bir penceredir.
Öyleyse beynin hızlı okuyabilmesi için göz hareketlerini
kuralına göre kullanmak gerekir.
Şekil doğru okuma tekniğini göstermektedir.
Doğru okuma tekniğinde gözlerimiz bir önceki sunuda
olduğu gibi satır üzerinde dümdüz bir çizgiyi izler. Eğer bu
okuma tarzı yapılsaydı dakikada 750 sözcük rahatça
okunabilirdi.
Peki, neden 750 sözcük değil de en fazla 200 sözcük
okuyabiliyoruz? Çünkü okuma boyunca gözümüz satır
yönünde düz bir çizgi oluşturmuyor. Biz böyle
zannediyoruz ama durum hiç de böyle değil.
Gözümüz sıçrama ve zıplamalarla kendi satırından kayıp
zaman kaybına neden oluyor. Bu nedenle okurken sayfaya
bütüncül olarak hakim olmak gerekmektedir.
Gözü Kullanmada 5 Ana Kural
 Her
okuyucu aynı oranda yol kat edemeyebilir.
 Gözün ne derece sağlıklı olduğu önemlidir.
 Hızlı okumada göz ile satır eşgüdümlülük gerektirir.
Eşgüdümsüzlük, sık duraksama ve sıçramalar gözün
verimli kullanılmadığını gösterir.
 İlk
duruşları satırın birinci sözcüğünde, son duruşları ise
en son sözcüğe yapınız.
okumanız gözün hızını yavaşlatır. Bu yüzden
dudak kullanmayınız. Çünkü hem dudak hem göz iyice
yavaşlamanıza neden olur.
 Dudakla
Okuma Teknikleri
1. Akıllı Yollu Bakış
Görme açısından sözcükler görülür ancak onları akıllı
yollu bakışla beyne göndermek de o derece önemlidir.
Burada görme açısı ne kadar geniş olursa olsun, eğer
okuma sırasında dimağ ve idrakimiz yani bakış alanımız
iyi değerlendirilmemişse hızlı okuma gerçekleşemez.
İnsanlar hemen her şeyi kendi istemleri dışında zaten
görür. Önemli olan akıl gözüyle görebilmektir
Tıpkı ruhsal zekanın bizi nüvemize taşıdığı gibi, akıl
gözüyle görmeler de kendi hafıza tohumlarımızdan yer
edip bize gördüklerimizi unutturmayacaktır.
Gerçek hızlı okuma akıl gözüyle yapılan okumadır.
2. Zihinden Okuma
Akıl yolu okumadır. Zihin yollu okumada alan daha geniş
alan okunduğu gibi dikkat başka yöne dağılmaz. Hızlı
okumanın yanında anlama hız ve kapasitesi açısından da
zihinden okuma her açıdan en iyi olandır.
Geçmişteki sesli okuma alışkanlığı okullarda alışkanlık
haline getirilmişti. Bu alışkanlığı elbette ki yetişkinler
üzerlerinden kolay atamayacaklardır.
Ancak şuna inanınız ki her işin ama her işin görünmeyen
bilinmeyen bir yönü vardır. Bu yönü görüp bilinler başarılı
olanlardır. Hızlı okumanın da bilinmeyen bir yönü bir
tekniği vardır.
Zihinden okumada seslendirme olmadığı için sesin ortaya
çıkaracağı olumsuzluklar yaşanmaz.
Ayrıca sesli okumada bir sözcüğü okurken harcanan zaman
gözle okumada yaşanmaz.
Sesli okuma daha dar alanı görürken, gözle okuma daha
geniş alanda daha çok sözcük okur.
3. Gözle Okuma Tekniği Ne Sağlar?
Gözle okuma tekniğinde duyu organları işe karışmadan
okunan sözcükler kısa yoldan beyne iletilir. Göz ve beynin
arasında dudak, kulak, dil, gırtlak yer almaz. Böylece
anlama ve öğrenme daha net olur.
Gözle okumada okunan metindeki sözcükler önemli
değildir. Önemli olan cümlelerin genel yargılarıdır. Bu
noktada sözcüğün anlamı bir şey ifade etmez. Çünkü
ortada tek tek sözcük yerine ortak ve bütüncül yargı vardır.
Hızlı okuma tekniğini bu açıdan kavramış kişi bir bakışta
cümleyi görür, anlar, cümlenin başı ve sonu arasındaki
ilişki bağı derhal kurulur, bu oranda da hız ve anlamı artar.
Bütün, parçaların birleşmesinden oluşur. Bir parçanın
anlaşılması bütünün anlaşılacağını göstermez.
«O» «K» «U» «L»
Yukarıdaki sözcüğü okuduğumuzda duyduğumuz okuldur.
Ancak bir bütün olarak bakarsak okulu görürüz. O’ya
takılmamış ve ya K’ya takılmamız ifadesiz kalır.
O tek başına okulu temsil etmez, K’de okulu tek başına
temsil etmez. Bütün kendisini oluşturan parçaların
önündedir ve daha çok şey ifade eder.
Bir sözcüğü yazaçlardan/harflerden başlayarak okumanın
zaman ve hız açısından zorluğu ortadayken aynı şekilde
cümle ve paragraflarda bütünün parçaları olarak görülüp
okuma parçasının tamamına yönelmek gerekir.
Örneğin;
Bir eve yukarıdan bakıldığında bakış net ve kapsayıcıdır.
Böyle bir durumda evin odaları bir şey ifade etmiyorken,
evi olduğu gibi görürüz.
Tam bu noktada asıl olan bakış açısı ve onun kapladığı
alandır. Aynı şekilde ağaçlık bir arazide ağaç şekillerini
ona ait yer şekillerini ortalama ne kadar ağaç olduğunu
algılayamayız.
Hızımız da ifadesiz kalır, ancak bakış açımızı
genişlettiğimizde (kuş bakışı) tüm bu özellikleri
kavramamız kolay olur.
Bütün başlı başına bir tektir. Parçaların toplamı şeklindeki
tarif bile yeterli bir ifade değildir. Çünkü her bütün
kendisinin parçasıdır.
Örneğin; sayfa sözcükler yanında bütündür, kitabın
yanında parçadır.
Eğer paragrafları parça olarak kabul edersek ve bu
tekniklerle çalışmalarımızı hızlandırırsak yol kat ederiz.
Teknik Formül
Sessiz Okuma
+
 4 Sözcük Birden Okuma
+
 Duraksamadan, Dönmeden Okuma =
 ETKİN/AKTİF OKUMA
ANLAŞILIRLILIK + DİL ZENGİNLİĞİ

1) Sessiz Okuma
Yoğun fırtına sırasında önce gökte çakan ışıkları görürüz
sonra gök gürültüsünü duyarız. Işık sesten daha hızlıdır.
Ses dalga dalga gelirken ışık daha çabuk gelir.
Göz ışık hızıdır.
Dilimiz ise sestir.
Bu karşılaştırma da gösteriyor ki; sesli okunacak bir
metinden çıkarılacak sonuç daha karmaşık ve yavaşken,
sessiz eylem şeklinde gerçekleştirilecek bir okuma tekniği
çok daha isabetlidir.
Sessiz okumada gereksiz ayrıntılar devre dışı bırakılmakta,
daha az çabayla çok daha etkin okuma yapılabilmektedir.
2) 4 Sözcük Birden Okuma
(Satır Tekniği)

Dilbilgisi kurallarında cümlenin öğeleri, cümlenin daha
iyi anlaşılması konusunda yer, zaman, durum, nitelik,
nicelik, eylem ve eylemi gerçekleştiren hakkında bilgi
verir, Bir çok cümlede asıl söylenmek istenen yargı bir
iki sözcükte toplanmıştır.
Örnek;
Uzun bir aradan sonra Maliye Bakanlığı yetkilileri bir
karara varıp vergi iadesi uygulamasının kaldırılmasının
isabetli bir seçenek olacağını söyledi.
Bu cümlede birkaç tane kilit sözcük vardır; Maliye, iade,
vergi, kaldırıldı.
Alışılmış iyi bir okuma tekniğiyle her sayfadaki
paragraflar kilit sözcüklerin yardımıyla kısa sürede
okunabilir, hem de daha net ve daha iyi anlayarak.
Sözcükler cümleleri oluşturur.
Ancak cümlenin bütün sözcükleri o cümleyi oluşturmaz.
İçerisinde birçok gereksiz sözcük barındıran cümleler
vardır. Sözcüklerin anlamından çok, hızlı okuma
tekniklerinde bu sözcüklerin oluşturduğu cümle
bütünlüğünün ortaya koyduğu anlam önemlidir.
Cümlenin başıyla sonu arasındaki mesafeyi kısaltmak bize
bağlıdır. Satır tekniğini uygulayarak 4 sözcük birden
okuyabilmek de bize bağlıdır.
Zaten bir paragrafta kilit sözcük sayısı 4 ya da 5
sözcüktedir. Kilit sözcük tekniğini kullanarak (satırlarda bu
çok daha kolaydır) cümlenin başıyla sonu arasındaki
aralığı azaltırız, böylece okunan metnin anlamı bir anda
belirir.
3) (Geri) Dönüş Hatasına
Dikkat Etmek
Acemi okumanın en belirgin özelliği kilit sözcükler yerine
ayrıntılara takılarak dönüşler yapmaktır. Dönüşler genel
konsantrasyonu bozar. Hızlı okuma tekniğinde sürekli ileri
doğru okuma esastır.
Anımsamak için de olsa dönüşün hiçbir yararı yoktur.
Anlayamadığımız telaşıyla (geriye) dönmek yerine az
sonra bize ana fikri zaten verecek satırlara yönelmek en
isabetli uygulamadır.
Burada bütün temel alınıp anlaşılandan anlaşılmamış
olanları çıkarma tekniği, dönüşlerdeki kaybedilecek
zamanla birleştiğinde etkin/aktif okuma durumuna geçmiş
oluruz.
Sonuç olarak, burada sözü edilen tüm hızlı okuma
teknikleri denenerek, uyguladığınızda okuma hızınızın 2-3
kat arttığını ve zamanı daha değerli kullandığınızı fark
edeceksiniz.
Yararlanılan Kaynaklar
Azak, Ahmet Akay, Anlayarak Hızlı Okuma Teknikleri,
Ensar Yayınları, 2012.
Başaran, A.Hakan, Anlayarak Hızlı Okuma, Başaran
Yayınları.
Reca, Ömer Faruk, Mucize Beyniniz ve Hızlı Okuma,
Tutku Yayınları, 2013.