Transcript Slayt 1

BALIKÇILIK
• Balıkçılık en dar anlamıyla tatlı ve tuzlu sulardaki
balıkların çeşitli yöntemlerle avlanmasıdır.
• Etinden, yağından ya da başka ürünlerinden
yararlanıldığı için ticari değeri olan balıkların büyük
çapta ve pazarlama amacıyla avlanmasına ticari
balıkçılık, spor ya da eğlence amacıyla yapılan balık
avına ise amatör balıkçılık denir.
• Sözcüğün geniş anlamıyla ıstakoz, pavurya, karides,
istiridye, midye, ahtapot gibi bütün su ürünlerinin,
hatta balina gibi deniz memelilerinin avlanması ve
gölet, havuz ya da denizlerde balık ve öbür su
ürünlerinin üretilmesi de balıkçılığın kapsamına
girer.
• Uzun kıyıları ve gelişmiş limanları olan ülkelerin
balıkçılık alanları da genellikle geniş ve önemlidir.
• Ticari balıkçılıkta Japonya, SSCB, Çin, ABD, Şili, Norveç
ve Hindistan ilk sıraları paylaşırken, Türkiye ilk 30 ülke
arasında son sıralarda yer alır.
• Çin ve Hindistan'da yakalanan balıkların üçte biri tatlı
su balığıdır. Uganda ve Zaire gibi denize kıyısı olmayan
ülkelerde de büyük ölçüde tatlı su balıkçılığı yapılır.
• Tatlı su balıkçılığı deniz balıkçılığı kadar yaygın
değildir.
• En geniş tatlı su av alanları SSCB'de, Afrika'daki
göllerde, Çin, Japonya, Endonezya, Hindistan,
Bangladeş ve Malezya gibi ülkelerdeki küçük göl ve
akarsularda bulunur.
• Soğuk hava depoları ve frigorifik (soğutmalı) taşıtları
olmayan tropik ülkelerde balıkların bozulmadan
saklanması ve uzak yerlere taşınması çok güçtür.
• Bu sorun, iç bölgelerdeki göletlerde yapılan balık
üretimiyle büyük ölçüde çözülebilmiştir.
• Deniz balıkları yaşadıkları suyun derinliğine bağlı
olarak iki gruba ayrılır. Su yüzeyine yakın
yaşayanlara yüzey balığı, deniz dibine yakın ve dipte
yaşayanlara dip balığı denir.
• Örneğin ringa, sardalye, hamsi, orkinos ve uskumru
yüzey balıklarıdır. Morina, mezgit, berlam ve bütün
yassıbalıklar da dip balıkları arasında yer alır.
• Besin maddelerimiz arasında balık önemli yer tutar.
Doğal şartları birbirinden farklı denizlerle çevrili
bulunan, çok sayıda gölleri olan ve akarsuları önemli
yer tutan Türkiye’nin pek yüksek bir “su ürünleri
potansiyeli” (saklı gücü) vardır.
• Gelişmesi halinde balıkçılığımız, hem nüfusumuzun
zengin protein’li etlerle beslenmesi, hem de ihracat
maddeleri sağlanması bakımından önem kazanır.
• Balıkçılığımızın gelişmesi amacıyla bilimsel
araştırmalarda bulunan İstanbul’ da Baltalimanı
Hidrobiyoloji Enstitüsü ile balıklarımızın
değerlendirilmesine uğraşan Et ve Balık Kurumu’nun
çabaları olmaktadır.
• Balık üretiminin artırılması, balıkçılık yapılacak
sulardaki balık türlerinin tanınması, bunlardan
ekonomik değer taşıyanların beslenmesi, üreme ve
göz yollarının bilinmesi ile olur
SU ÜRÜNLERİNİN DÜNYA’DA VE TÜRKİYE’DEKİ
DURUMU
• Ülkemizde 2003 yılında denizlerden 463.074 ton,
içsulardan 44.698 ton balık avlanmıştır. Aynı yıl
79.943 ton balık yetiştirilmiştir.
• İçsu ve denizlerimizde yetiştirilen balık miktarı 2000
yılına kadar artış, sonraki yıllar ise azalma eğilimi
göstermiştir.
• Avcılık yoluyla üretilen balık miktarı da yıllara göre
dalgalanma göstermiştir.
• Türkiye işlenmemiş balık ithal ederken işlenmiş
balık, yumuşakçalar ve kabuklular ihraç etmektedir.
İhracatımızın %70-80’i AB ülkelerine
(Fransa,Almanya ve Belçika) yapılmakta ikinci sırada
ise Japonya gelmektedir.
• Son yıllarda Çin’e ihracatımız artmaktadır.
• Ancak, deniz ve iç su potansiyelimizi
değerlendirebilmek için başta çevre kirliliğini ve
balık stoklarının azalmasını önlemek için tedbir
almak gerekmektedir.
• Ayrıca, içsularımızda ve baraj göllerimizde kültür
balıkçılığı yöntemlerinin tanıtılması ve teşvik
edilmesi, ekonomik balık türlerinin geliştirilmesi,
bulunmayan ekonomik türlerin de faunaya zarar
vermeyecek şekilde adaptasyonunun sağlanması
gerekmektedir.
• Türkiye, 8333 km deniz kıyısı ve su ürünleri üretim
alanı olarak kullanılabilecek 178.000 km
uzunluğunda akarsu, yüzey alanları 200 bin hektarın
üzerinde olan yaklaşık 200 adet doğal göl ve 3442
km2 genişliğinde baraj gölüne sahiptir .
• Toplam üretimin yaklaşık %74’ü Karadeniz’den
sağlanmaktadır.
• Üretim bakımından yıllara göre 25-30. sıralarda
bulunan ülkemizin ilk 20 ülke içinde yer almasını
sağlayacak potansiyeli bulunmaktadır.
Türkiye’nin su ürünleri üretim alanları
Üretim yeri
Yüzölçümü (ha)
Sayı (adet)
Akdeniz, Karadeniz, Ege ve
Marmara Denizi
24.600.000
4
Doğal göller
1.000.000
200
Baraj gölleri
340.000
206
Gölet
10.000
953
Akarsular
200.000
33
Toplam
26.150.000
1.396
• Yaklaşık olarak Karadeniz’de 240, Marmara
Denizi’nde 200, Ege Denizi’nde 300 ve Akdeniz’de
500 balık türü bulunmaktadır.
• Ancak ekonomik değeri bulunan deniz ürünü türü
sayısı 100 civarındadır.
• Denizlerimizden elde edilen su ürünleri
üretimi en yüksek seviyeye 850,700 ton’la
1985 yılında ulaşmıştır.
• Deniz üretimimizin yaklaşık %65-70’ni hamsi
oluşturmaktadır.
• Kontrolsüz ve bilinçsiz avcılık sonucu
Karadeniz hamsi stokunda ciddi oranda azalma
olmuştur.
• 1986 yılından itibaren toplam deniz
ürünleri üretimi azalmaya başlamış, 1991
yılında 364,661 ton ile en alt seviyeye
düşmüştür
• Bu durum avcılıkta –hamsi avcılığında- tedbir
alınmasını zorunlu kılmıştır.
• Alınan tedbirler sonucu toplam üretimde bir artış
olmuşsa da bu durumun devamlılığı
sağlanamamıştır.
• Örneğin; 1994 yılında 601.104 ton üretim
yapılmışken, sonraki yıllarda tekrar düşüşe geçen
deniz ürünleri üretimimiz, 2002 yılında 522.744
tona, 2003’te ise 463.074 tona kadar gerilemiştir
Denizlerdeki üretimin bölgelere göre
dağılımı
D.KARADENİZ
AKDENİZ
EGE
MARMARA
B.KARADENİZ
• Türkiye’nin denizlerdeki üretimi dikkate alındığında
avcılık yoluyla üretimin yaklaşık %74'ü
Karadeniz'den sağlanmaktadır.
• Bunu %15 ile Marmara izlemektedir. En az balık ise
%3 ile Akdeniz'den avlanmaktadır.
• Türkiye, Akdeniz' den - bir km² deniz alanında en
az üretim yapan ülkelerden birisidir.
İçsulardaki üretimin bölgelere göre
dağılımı
• Ülkemizin iç su ürünleri potansiyeli yüksek olmasına
rağmen, üretim miktarı oldukça düşüktür. Son 10
yıllık verilere göre toplam üretimin %7-10’u
içsulardan karşılanmaktadır.
• İçsulardaki üretimin toplam üretime katkısı düşük
olmakla birlikte, kırsal alanlarda istihdam açısından
önemi büyüktür.
• 2002 yılı istatistiklerine göre toplam 43.938 ton olan
üretimin büyük bir kısmı, 18 türün avcılığından
sağlanmıştır.
• Önemli türler, tatlı su kefalı (%36), sazan (%20), ve
levrek (%6)’tir. 2003 yılı istatistiklerine göre toplam
44.698 ton olan üretimin %94’ü 20 türün
avcılığından sağlanmıştır.
Türkiye’de Üretimi Yapılan Su Ürünleri ve Üretim
Miktarları (2008)
• Türkiye’de en fazla yetiştiriciliği yapılan üç türü; tatlı
su balıklarından gökkuşağı alabalığı ve deniz
balıklarından levrek ve çipuradır .
• Bu üç türün tamamı yoğun şekilde yetiştiriciliği
yapılan etçil türler olup, esas olarak lüks gıda ürünü
olarak tüketilmektedirler.
• Sazan (cyprinid) gibi tatlı su türlerinin kapsamlı
ve/veya çoklu kültür yetiştiriciliği ve bunun yanında
yumuşakçalar, kabuklular ve su bitkisi kültür
yetiştiriciliği oldukça sınırlı düzeyde yapılmaktadır.
Türkiye’de Üretimi Yapılan Su
Ürünleri ve Üretim Miktarları (2008)
Yetiştirilen Balık Türleri
Üretim miktarı (ton)
ALABALIK
68.649
LEVREK
49.270
ÇİPURA
31.670
SAZAN
629
MİDYE
196
DİĞER
1.772
Toplam
152.186
Tedbirler
• AB’ye aday ülke olduğumuz şu günlerde ortak
balıkçılık politikalarına entegrasyon sağlamak için
çalışmaların bir an önce başlatılması gerekmektedir.
• Öncelikle bilimsel tabanlı çalışmaların
sağlayabileceği sürdürülebilir balıkçılığa yönelik
araştırmalar yanında; bölge, zaman ve boy
yasaklarının yeniden gözden geçirilerek bilimsel
gerçeklere uyarlanması;
• Av takımlarının modifiye edilerek uygun göz
açıklıklarının ayarlanarak hedef türlere göre seçici
duruma getirilmesi; bireysel devredilebilir kotaların
uygulanabilirliğine yönelik hazırlıklar ile kıyı sürütme
takımlarının yasaklanması ile dip trolünün 3 mil
dışına çıkarılması ve veri tabanı oluşturmada
istatistiklerin daha gerçekçi toplanmasına yönelik
çalışmalar hızlandırılmalıdır.
HAZIRLAYAN: SEVİM ALKAN
61852129622