Ticaret Hukuku Slaytı

Download Report

Transcript Ticaret Hukuku Slaytı

TİCARET HUKUKU BİLGİSİ
Anonim Şirket
Menkul Kıymetler
Sona Erme ve Tasfiye
Sorumluluk
Anonim Şirketlerde Menkul Kıymetler
• Menkul kıymetler eski SPK tarafından
tanımlanmıştır. Bu düzenlemede yer alan menkul
kıymetler tanımının, mevcut düzenleme için de
geçerli kabul edilmesi gerekir. Buna göre menkul
kıymetler, ortaklık veya alacaklılık hakkı sağlayan,
belli bir meblağı temsil eden, yatırım aracı olarak
kullanılan, dönemsel gelir getiren, misli nitelikte,
seri halinde çıkarılan, ibareleri aynı olan ve
şartları SPKur’nca belirlenen kıymetli evraktır
(eski SPK md. 3 bent 2).
Pay (Hisse) Senetleri
• Anonim şirkette payı temsil etmek üzere çıkarılan ve kıymetli evrak
niteliği taşıyan senetlerdir. Şekli kanunda açıklanmıştır (TTK md.
487). Bunlar şirket tarafından çıkartılarak pay sahiplerine verilir.
• Kanun hükmü uyarınca, pay senetleri nama veya hamiline olur (TTK
md. 484, f. 1). Esas sözleşmede payların türünün yazılı olması bir
zorunluluktur. Bedelleri tamamen ödenmemiş olan paylar için
hamiline yazılı pay senetleri çıkarılamaz. Bu hükme aykırı olarak
çıkarılanlar geçersizdir.
• Pay senetlerinin birbirine dönüştürülmesi mümkündür. Yani
hamiline yazılı pay senedi nama yazılıya ya da tersi şekilde nama
yazılı olan hamiline yazılı olana dönüştürülebilir. Bunun için esas
sözleşmenin değiştirilmesi gerekir (md. 485, f. 1).
• Nama yazılı pay senetlerinin hamiline yazılı pay senetlerine
dönüştürülmesinde payların bedellerinin tamamen ödenmiş olması
şartı aranır (md. 485, f. 2).
Pay senetlerinin basılması
• Pay senetlerinin bastırılması konusunda hamiline
ve nama senetler bakımından farklı esaslar
getirilmiştir. Paylar hamiline yazılı ise yönetim
kurulu pay bedelinin tamamen ödenmesi
tarihinden itibaren üç ay içinde pay senetlerini
bastırıp pay sahiplerine dağıtmak zorundadır (TTK
md. 486, f. 2, c. 1). Nama yazılı paylar bakımından
senet bastırma zorunluluğu şirket sermayesinin
yüzde onunu temsil eden pay sahipleri (azınlık)
talepte bulunursa zorunludur (486, f. 3).
İlmuhaberler
• Pay senedi bastırılıncaya kadar ilmühaber
çıkarılabilir. İlmühaber, ileride çıkarılacak pay
senetleri ile değiştirilmek üzere pay senetlerinin
yerine geçici olarak çıkarılan senetlerdir.
• Bir pay senedi veya ilmühaber, tedavülü mümkün
olmayacak derecede yıpranmış veya bozulmuşsa
ya da içeriği veya ayırt edici özellik ve nitelikleri
tereddüde yer bırakmayacak tarzda
anlaşılamıyorsa, sahibi, giderlerini peşin
karşılamak koşuluyla, şirketten yeni bir senet
düzenlenmesini isteyebilecektir (md. 488).
Pay senedinin devri
• Payın devri, senet çıkarılmış olup olmamasına göre ve
senedin nama ve hamile olmasına göre farklı
hükümlere ve sonuçlara bağlanmıştır.
• Kaydi sistem SPK tarafından düzenlenmiş, menkul
kıymetlerin kâğıt üzerine basılı olmadığı, bunların bir
kayıt kuruluşu tarafından kayden izlendiği sistemdir
(SPK md. 80). Kaydi sisteme bağlanmış çıplak paylar,
Merkezi Kayıt Kuruluşu tarafından bilgisayar ortamında
tutulan kayıtlar üzerinde, talep üzerine yapılan
değişiklik sonucu devredilir. Pay sahipliği haklarının
devrinde, alacağın temliki hükümleri uygulanır ve
tarafların, yazılı bir devir sözleşmesi yapmaları
gerekecektir.
Pay senedinin devri
• Kaydi sisteme girmeyen çıplak payların devrinde sermaye borcu tamamen
ödenmişse alacağın temliki hükümleri uygulanır ve yazılı bir temlik
sözleşmesi gerekir. Bedeli henüz tamamen ödenmemiş payın devrinde ise,
alacağın temliki ve borcun nakli hükümlerinin birlikte uygulanır. Yani yazılı
bir temlik anlaşması ve şirketin onayı gerekir. Şirket bu onay için teminat
isteyebilir (TTK md. 491, f. 1).
• Hamiline yazılı pay senetleri yalnızca zilyetliğin nakli ile devredilir (TTK md.
489). Senedi belirtilen şekilde devralan, şirkete ve üçüncü kişilere karşı
ortaklık sıfatını kazanır. Devralanın şirkete karşı borcu da bulunmamaktadır,
çünkü sermaye borcu tamamen ödenmedikçe hamile yazılı pay senedi
çıkarılamaz (TTK md. 484, f. 2).
• Kanunda veya esas sözleşmede aksi öngörülmedikçe, nama yazılı paylar,
herhangi bir sınırlandırmaya bağlı olmaksızın devredilebilirler. Nama yazılı
paylar, belli bir kişi adına yazılı olan, ciro ve zilyetliğin nakli ile
devredilebilen kıymetli evraktır (TTK md. 490, f. 2). Ciro senet üzerine
yapılan bir devir açıklamasıdır. Bunun beyaz ciro veya tam ciro olması
mümkündür
Devrin Şirkete Karşı Hüküm İfade
Etmesi
• Devrin şirkete karşı hüküm ifade edebilmesi için, ciro ve teslim
yeterli değildir. Ayrıca pay defterine kayıt da gerekir. Pay defterine
kayıt, devrin şirkete karşı geçerliliğini sağlar.
• Bedeli tamamen ödenmemiş nama yazılı paylar, ancak şirketin onayı
ile devrolunabilir. Bu husus pay devrinde kanuni bağlam olarak
isimlendirilmektedir. Şirket, sadece, devralanın ödeme yeterliliği
şüpheli ise ve şirketçe istenen teminat verilmemişse onay vermeyi
reddedebilir (md. 491, f. 2). Nama yazılı senetler, esas sözleşmede
aksine hüküm bulunmadıkça devredilebilirler. Esas sözleşmede
(sadece esas sözleşmede), şirketin devri pay defterine kaydına ilişkin
düzenlemeler getirilebilir (md. 492, f. 1). Böylece getirilen
sınırlamanın sadece ortaklık onayı olacağı hüküm altına alınmış
olmaktadır. Bu şartlara “bağlam kuralları”, bu tür senetlere de bağlı
nama yazılı senet adı verilmektedir. Senedin borsaya kota edilmiş
olup olmamasına göre farklı kurallara bağlanmıştır.
Devrin Şirkete Karşı Hüküm İfade
Etmesi
• Hamiline yazılı pay senetlerinde bağlam kuralı
öngörülmesi mümkün değildir.
• Anonim şirket, nama yazılı pay senetleri
sahiplerini ad, soyad ve adresleriyle birlikte
pay defterine kaydeder. Hamiline yazılı pay
senetleri pay defterine kaydedilmezler. Bu
senetleri elinde bulunduran kimseler deftere
kayıt olmaksızın pay sahibi sayılırlar.
İntifa Senetleri
• İntifa senetleri, pay senetlerinden farklı olarak payı temsil etmeyen
ve şirket hakları vermeyen kıymetli evrak niteliğinde senetlerdir.
Sahibine yalnızca, kara veya tasfiye artığına katılma ya da çıkarılacak
yeni paylardan (rüçhan) alma hakkı sağlar (TTK md. 503). Hak sahibi
ile şirket arasındaki sözleşmesel nitelikte bir ilişkidir. İntifa senetleri,
esas sözleşmede hüküm bulunması ve genel kurulun karar alması
şartıyla ve sadece kanunda belirtilen belirli kişiler yararına
çıkarılabilir.
• İntifa senedi verilebilecek kişiler, bedeli itfa olunan pay sahipleri ile
ilk esas sözleşmede öngörülmek şartı ile kurucular yanında,
alacaklılar veya bunlara benzer nedenlerle şirket ile ilgili diğer
kişilerdir (md. 502).
• Kurucular için çıkarılanlar da dâhil olmak üzere, intifa senetleri emre
ve hamiline yazılı olabilir (md. 502, f. 2).
Borçlanma Senetleriyle Alma ve Değiştirme
Hakkını İçeren Menkul Kıymetler
• Anonim şirketler pay senetleri ve intifa senetleri dışında her çeşit
tahvil, finansman bonoları, varlığa dayalı senetler, iskonto esası
üzerine düzenlenenler de dahil başka borçlanma senetleri, alma ve
değiştirme hakkı bahşeden senetler ile her çeşit menkul kıymet
çıkarabilir (md. 504).
• Borçlanma ile alma ve değiştirme hakkı veren bu türden senetlerin
çıkarılmasına genel kurul karar verir (md. 504). Genel kurul bu
kararı, kanunlarda farklı bir düzenleme yoksa, TTK md. 421 üçüncü
ve dördüncü fıkralardaki şirket sermayesinin dörtte üçü çoğunluğu
ile alır.
• Borçlanma senetlerinin toplam tutarı, sermaye ile bilançoda yer
alan yedek akçelerin toplamını aşamaz; kanunların bilançoya
konulmasına izin verdiği yeniden değerleme fonları da toplama
katılır. Kanunlardaki istisnalar saklıdır (md. 506, f. 1).
Sona Erme Nedenleri
• Sona erme nedenleri, infisah ve fesih nedenleri
olarak ikiye ayrılır.
• İnfisah kanunda veya esas sözleşmede gösterilen
bir nedenin gerçekleşmesiyle, ayrıca karar
alınmasına veya ihbarda bulunulmasına gerek
kalmaksızın şirketin kendiliğinden sona ermesidir.
• Fesih, kanunda veya esas sözleşmede gösterilen
bir nedenin gerçekleşmesi halinde, ortaklığı sona
erdirme yetkisine sahip olan kişi veya makamlarca
şirketin dağıtılmasıdır.
İnfisah Halleri
• İnfisah (kendiliğinden sona erme) halleri TTK md.
529’da sayılmıştır:
– Sürenin sona ermesi; (Süre geçmesine rağmen işlere
devam edilmesi halinde belirsiz süreli hale gelir)
– İşletme konusunun gerçekleşmesi veya gerçekleşmesinin
imkânsız hale gelmesi
– Esas sözleşmede öngörülmüş herhangi bir sona erme
sebebinin gerçekleşmesi
– Mahkemece şirketin iflasına karar verilmesi
– Kanunlarda öngörülen diğer infisah hallerinden birisinin
gerçekleşmesi
– Şirketin bir başka şirketle birleşmesi
Fesih Halleri
•  Şirketin kurulmasında kanun hükümlerine aykırı
hareket edilmek suretiyle, alacaklıların, pay sahiplerinin
veya kamunun menfaatleri önemli bir şekilde tehlikeye
düşürülmüş veya ihlal edilmiş olursa, yönetim
kurulunun, Gümrük ve Ticaret Bakanlığının, ilgili
alacaklının veya pay sahibinin istemi üzerine şirketin
merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret
mahkemesince şirketin feshine karar verilir.
•  Genel kurul kararıyla fesih (md. 529). Fesih kararı
sermayenin dörtte üçünü temsil eden pay sahiplerince
alınır.
Fesih Halleri
•  Organ eksikliğine dayalı fesihtir. TTK md. 530’a göre, uzun süreden beri
şirketin kanunen gerekli olan organlarından biri mevcut değilse veya genel
kurul toplanamıyorsa, pay sahipleri, şirket alacaklıları veya Gümrük ve
Ticaret Bakanlığının istemi üzerine, şirket merkezinin bulunduğu yerdeki
asliye ticaret mahkemesi, yönetim kurulunu da dinleyerek şirketin
durumunu kanuna uygun hâle getirmesi için bir süre belirler. Bu süre
içinde durum düzeltilmezse, mahkeme şirketin feshine karar verir.
•  Nihayet, şirketin haklı sebeple feshidir (md. 531). Haklı sebeplerin
varlığında, sermayenin en az onda birini ve halka açık şirketlerde yirmide
birini temsil eden payların sahipleri, şirketin merkezinin bulunduğu yerdeki
asliye ticaret mahkemesinden şirketin feshine karar verilmesini
isteyebilirler. Mahkeme, fesih yerine, davacı pay sahiplerine, paylarının
karar tarihine en yakın tarihteki gerçek değerlerinin ödenip davacı pay
sahiplerinin şirketten çıkarılmalarına veya duruma uygun düşen ve kabul
edilebilir diğer bir çözüme karar verebilir.
Tescil ve İlan
• Sona erme, iflastan ve mahkeme kararından
başka bir sebepten ileri gelmişse, yönetim
kurulunca ticaret siciline tescil ve TTSG’de ilan
ettirilir.
Tasfiyeye Girme ve Sonuçları
•
•
•
•
•
•
Tasfiye, şirket malvarlığının paraya çevrilmesi, alacakların tahsil edilip borçların
ödenmesi, geriye bir miktar artarsa, bu miktarın tasfiye bakiyesi dağıtımı
hükümlerince dağıtılması ve şirket kaydının sicilden terkin ettirilmesi için yapılması
gereken işlemlerin bütününü ifade eder.
Şirketin tasfiyeye girmiş olmasının doğurduğu sonuçlar şunlardır:
Tüzel kişilik tasfiye işlemleri tamamlanana kadar devam eder (TTK md. 533, f. 2),
ancak bir taraftan unvanda “tasfiye halinde” ibaresinin yer alması gerekir, diğer
taraftan şirketin ehliyeti sınırlanır. Şirket tasfiye haline girdiğinden kural olarak yeni
işlemlere ve faaliyetlere girişemez.
Organlar varlıklarını sürdürür. Ancak, tasfiye sırasında şirket organlarının görev ve
yetkileri sınırlanır (md. 532, f. 2). Tasfiye işlerinin gereklerinden olan hususlar
hakkında karar vermek üzere genel kurul tasfiye memurları tarafından toplantıya
çağrılır (md. 535, f. 2).
İflas dışındaki sona erme nedenlerinden biriyle tasfiye, tasfiye memurlarınca
yapılır. İflasta ise iflas idaresince tasfiye yapılır (md. 534).
Tasfiyeye ilişkin genel kurul kararları TTK 418 inci madde uyarınca alınır (md. 546, f.
3). Yani dörtte bir (1/4) toplantı yetersayısı aranır. Karar yetersayısı ise toplantıya
katılanların çoğunluğunun aynı yönde oy kullanmasıdır.
Tasfiye Memurlarının Atanması (md. 536).
• Esas sözleşme veya genel kurul kararıyla ayrıca
tasfiye memuru atanmadığı takdirde, tasfiye,
yönetim kurulu tarafından yapılır. Yönetim kurulu,
tasfiye memurlarını ticaret siciline tescil ve ilan
ettirir. Tasfiye işlerinin yönetim kurulunca
yapılması hâlinde de bu hüküm uygulanır.
• Şirketin feshine mahkemenin karar verdiği
hâllerde tasfiye memuru mahkemece atanır.
Temsile yetkili tasfiye memurlarından en az
birinin Türk vatandaşı olması ve yerleşim yerinin
Türkiye’
de bulunması şarttır.
Tasfiye Memurlarının Görevden Alınması (md.
537).
• Esas sözleşme veya genel kurul kararıyla atanmış
tasfiye memurları ve bu görevi yerine getiren
yönetim kurulu üyeleri, genel kurul tarafından her
zaman görevden alınabilir ve yerlerine yenileri
atanabilir.
• Pay sahiplerinden birinin istemiyle ve haklı
sebeplerin varlığında, mahkeme de tasfiyeye
memur kişileri görevden alabilir ve yerlerine
yenilerini atayabilir. Bu yolla atanan tasfiye
memurları, mahkeme kararına dayanılarak tescil
ve ilan olunurlar.
Şirket Aktiflerini Satma Konusunda Tasfiye
Memurlarına Yetki Verilmesi (md. 538).
• Genel kurul aksini kararlaştırmamışsa, tasfiye
memurları şirketin aktiflerini pazarlık yoluyla da
satabilirler. Önemli miktarda aktiflerin toptan
satılabilmesi için genel kurulun kararı gereklidir.
Bu karar hakkında sermayenin dörtte üçünü
temsil eden pay sahiplerince alınır.
• Tasfiye memurunun görevini yerine getirdiği
sırada işlediği haksız fiilden şirket de sorumludur.
Tasfiye İşleri
• Tasfiye bilançosunun hazırlanması ve tasfiye
artığının dağıtılması işlemleri ile bu arada
yapılan işlemlere tasfiye işlemleri adı verilir.
İlk Envanter ve Bilanço (md. 540).
• Tasfiye memurları görevlerine başlar başlamaz,
şirketin tasfiyenin başlangıcındaki durumunu
incelerler; gerekirse şirket mallarına değer biçmek
için uzmanlara başvurarak, şirketin malvarlığına
ilişkin durumu ile finansal durumunu gösteren bir
envanter ile bilanço düzenler ve genel kurulun
onayına sunarlar.
• Envanter ve bilançonun onaylanmasından sonra,
tasfiye memurları şirketin envanterde yazılı bütün
malları ile belgelerine ve defterlerine el koyarlar.
Alacaklıların Çağrılması ve Korunması (md. 541)
• Alacaklı oldukları şirket defterlerinden veya
diğer belgelerden anlaşılan ve yerleşim yerleri
bilinen kişiler taahhütlü mektupla, diğer
alacaklılar TTSG’de ve şirketin internet
sitesinde ve aynı zamanda esas sözleşmede
öngörüldüğü şekilde, birer hafta arayla
yapılacak üç ilanla şirketin sona ermiş
bulunduğu konusunda bilgilendirilirler ve
alacaklarını tasfiye memurlarına bildirmeye
çağrılırlar.
Diğer Tasfiye İşleri (md. 542).
• Tasfiye memurları;
•  Şirketin süregelen işlemlerini tamamlamak,
gereğinde pay bedellerinin henüz ödenmemiş
olan kısımlarını tahsil etmek, aktifleri paraya
çevirmek ve şirket borçlarının, ilk tasfiye
bilançosundan ve alacaklılara yapılan çağrı
sonucunda anlaşılan duruma göre, şirket
varlığından fazla olmadığı saptanmışsa, bu
borçları ödemekle yükümlüdürler.
Diğer Tasfiye İşleri (md. 542).
•  Tasfiyenin gerektirmediği yeni bir işlem
yapamazlar.
•  Şirket borçları şirket varlığından fazla olduğu
takdirde durumu derhâl şirketin merkezinin
bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesine
bildirirler; mahkeme iflasın açılmasına karar verir.
•  Tasfiyenin uzun sürmesi hâlinde, her yıl sonu
için tasfiyeye ilişkin finansal tabloları ve tasfiye
sonunda da kesin bilançoyu düzenleyerek genel
kurula sunarlar.
Diğer Tasfiye İşleri (md. 542).
•  Şirketin bütün mal ve haklarının korunması
için düzenli ve görevinin bilincinde bir yönetici
gibi gereken önlemleri alır ve tasfiyeyi
mümkün olan en kısa sürede bitirirler.
•  Tasfiye işlemlerinin düzenli yürütülmesi ve
güvenliği için gereken defterleri tutarlar.
Diğer Tasfiye İşleri (md. 542).
•  Tasfiye sırasında elde edilen paralardan şirketin
süregelen harcamaları için gerekli olan para dışında
kalan paraları, bir bankaya şirket adına yatırırlar.
•  Vadesi gelmemiş borçları, Türkiye Cumhuriyet
Merkez Bankasınca kısa vadeli kredilere uygulanan oran
üzerinden iskonto ederek derhâl öderler. Alacaklılar bu
ödemeyi kabul etmek zorundadır. Kanun gereği iskonto
edilmesi mümkün olmayan alacaklar bu hükümden
müstesnadır.
•  Pay sahiplerine tasfiye işlerinin durumu hakkında
bilgi ve istedikleri takdirde bu konuda imzalı belge
verirler.
Tasfiye Bakiyesinin (Artığının) Dağıtılması (md.
543).
• Tasfiye hâlinde bulunan şirketin borçları ödendikten ve
pay bedelleri geri verildikten sonra kalan varlığı, esas
sözleşmede aksi kararlaştırılmamışsa pay sahipleri
arasında, ödedikleri sermayeler ve imtiyaz hakları
oranında dağıtılır. Tasfiye payında imtiyazın varlığı
hâlinde esas sözleşmedeki düzenleme uygulanır.
• Alacaklılara üçüncü kez yapılan çağrı tarihinden itibaren
bir yıl geçmedikçe kalan varlık dağıtılamaz. Şu kadar ki,
hâl ve duruma göre alacaklılar için bir tehlike mevcut
olmadığı takdirde mahkeme bir yıl geçmeden de
dağıtmaya izin verebilir.
Şirketin Ticaret Sicilinden Silinmesi
• Tasfiyenin sona ermesi üzerine şirkete ait
ticaret unvanının sicilden silinmesi tasfiye
memurları tarafından sicil müdürlüğünden
istenir. İstem üzerine silinme tescil ve TTSG’de
ilan edilir (TTK md. 545).
Ek Tasfiye ve Tasfiyeden Dönme
• Ek tasfiye, tasfiye işlemleri tamamlanıp tasfiyenin
bitirilmiş olmasına rağmen, daha sonra başkaca tasfiye
önlemleri alınmasının zorunlu olduğunun anlaşılması
halinde başvurulan geçici bir tedbirdir.
• TTK md. 547, f. 1’e göre tasfiyenin kapanmasından
sonra ek tasfiye işlemlerinin yapılmasının zorunlu
olduğu anlaşılırsa, son tasfiye memurları, yönetim
kurulu üyeleri, pay sahipleri veya alacaklılar, şirket
merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret
mahkemesinden, bu ek işlemler sonuçlandırılıncaya
kadar, şirketin yeniden tescilini isteyebilirler.
Ek tasfiye;
• Şirkete ait bazı aktifler, dağıtım sırasında dikkate
alınmamaları nedeniyle, dağıtım dışında
kalmışlarsa;
• Anlaşmazlık konusu olan ve bu nedenle tasfiyeye
ilişkin özel hüküm gereği tevdi edilmiş veya
güvenceye bağlanmış bir borç, şirket lehine
çözülmüşse ve söz konusu borçların karşılıkları
boşta kalmışsa,
• Malvarlığının dağıtımı esnasında ilgili kanunî
hükümlere uyulmamışsa,
Ek tasfiye;
• Pay sahiplerince haksız olarak alınmış olan tasfiye
payları için geri verme davasının açılması gerekiyorsa,
• Organlara karşı sorumluluk davası açılacaksa,
• Şirket tarafından yapılması ve web sitesine konulması
gerekli olan açıklamalar ve şirket tarafından kabul
edilmesi zorunluluğu bulunan işlemler varsa,
• Şirketin yararına sonuç doğuracak bir davanın açılması,
şirketin bir davada davalı olarak bulunması veya
aleyhine icra takibi yapılması söz konusu ise.
Ek tasfiye;
• Yeniden tescil isteğinde bulunulabilmesi ve ek tasfiye
yapılabilmesi, üç ana şartın gerçekleşmesine bağlıdır.
Bu şartlar yukarıda örnek olarak verilen hallerde aranır.
Bunlar şu şekilde sıralanabilir.
• Yeniden tescil isteği korunmaya değer bir menfaate
dayanmalıdır (menfaat şartı).
• Yeniden tescil isteği amaca ulaşmada kullanılabilecek
tek yol olmalıdır (amaca ulaşma şartı).
• Sicil memurunun şirketi sicilden silme kararına karşı; bir
alacağın veya aktifin varlığı kanaat doğuracak bir
şekilde belgelendirilerek, silme kararının iptali dava
olunmalıdır.
Ek tasfiye;
• Ek tasfiye, tasfiyenin gayesinde herhangi bir
değişikliğe yol açmaz. Şirket yine tasfiye şirketidir
ve şirket organları tasfiye gayesi çerçevesinde
işlem yapmak zorundadır.
• Ek tasfiyeyi talep edebilecek kişiler sınırlı olarak
sayılmıştır. Bunlar, tasfiye memurları, son yönetim
kurulu üyeleri, pay sahipleri ve şirket
alacaklılarıdır. Ek tasfiye, şirket merkezinin
bulunduğu yerdeki mahkemeden talep edilir.
Tasfiyeden Dönme
• Tasfiyeden dönme, tasfiye haline giren bir şirket genel kurulunun,
alacağı bir kararla, şirketi tasfiye gayesi güden bir şirket olmaktan
çıkartabilip, tekrar kar elde etme amacı güden ve varlığını devam
ettiren bir şirket haline döndürmesidir. Karar için esas sermayenin
en az yüzde altmışının oyu lazımdır. Tasfiyeden dönme, şirketin
sadece sürenin dolmasıyla veya genel kurul kararıyla sona ermesi
halinde söz konusu olabilir.
• Pay bedellerinin veya tasfiye paylarının pay sahipleri arasında
dağıtımına başlanıncaya kadar tasfiyeden dönme kararı alınabilir. Bu
andan sonra tasfiyeden dönme kararı alınamaz. Tasfiye esnasında
kâr dağıtımı yapılmış olması halinde, kâr dağıtım kararı, şirketin
sona ermesinden önce alınmış olmak şartıyla tasfiyeden dönme
kararı alınmasını engellemez.
Tasfiye Memurlarının Sorumluluğu
• Tasfiye memurlarının sorumluluğu hakkında
553 üncü madde hükmü uygulanır (md. 546, f.
2). Buna göre, tasfiye memurları, kanundan ve
esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini ihlal
ettikleri takdirde, kusurlarının bulunmadığını
ispatlamadıkça, hem şirkete hem pay
sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı
verdikleri zarardan sorumludurlar.
Hukuki Sorumluluk
• Kanunda düzenlenen sorumluluk hallerinden
birinin vaki olması halinde bu fiile katılan
kişiler zarara uğrayan kişi ya da kişilere karşı
sorumlu tutulurlar. Tazminat talebinde
bulunabilecek kişiler, duruma göre şirket, pay
sahipleri ve alacaklılardır. Şirketin uğradığı
zararın tazminini, şirket ve her bir pay sahibi
isteyebilir. Pay sahipleri tazminatın ancak
şirkete ödenmesini isteyebilirler (md. 555).
Müteselsil Sorumluluk (farklılaştırılmış teselsül
ilkesi).
•
TTK md. 557, f. 1’e göre, birden çok kişinin aynı zararı tazminle yükümlü
olmaları hâlinde, bunlardan her biri, kusuruna ve durumun gereklerine
göre, zarar şahsen kendisine yükletilebildiği ölçüde, bu zarardan
diğerleriyle birlikte müteselsilen sorumlu olur. Bu yönüyle anılan hüküm
farklılaştırılmış teselsül ilkesini benimsemektedir.
• Farklılaştırılmış teselsül ilkesi, müteselsil sorumluluğun birlikte verilen
zarar için söz konusu olabileceği, birlikte verilen zarar dışındaki
sorumluların tek başlarına verdikleri zararlardan sadece zararı verenin
sorumlu tutulması gerektiği ve müteselsil sorumluların teselsül tavanına
kadar, kusurlarına ve somut olay gerçeğine göre zararı tazmin etmeleri
anlayışına dayanmaktadır.
• Öte yandan, farklılaştırılmış teselsül hesabının davacı tarafından yapılıp
ona göre dava açılması zordur. Bu nedenle, md. 557, f. 2’ye göre, davacı
birden çok sorumlu kişiyi zararın tamamı için birlikte dava edebilir ve
hakimin aynı davada her bir davalının tazminat borcunu belirlemesini
isteyebilir. Birden çok sorumlu arasındaki rücu (başvuru), durumun bütün
gerekleri dikkate alınarak hâkim tarafından belirlenir.
Sorumluluk Halleri.
• TTK’da öngörülen sorumluluk halleri şunlardır:
– Belgelerin ve beyanların kanuna aykırı olması.
– Sermaye hakkında yanlış beyanlar ve ödeme
yetersizliğinin bilinmesi.
– Değer biçilmesinde yolsuzluk.
– İzinsiz olarak halktan para toplamak.
İbra (Sorumluktan Kurtulma)
•
•
•
İbra kararı menfi borç ikrarı (borçtan kurtarma) niteliğindedir. İbra, yapılan
işlemlerin hukuka uygun olduğunun ve şirket açısından işin gereğine uygun
olduğunun, genel kurul tarafından beyan edilmesidir. İbra kararı genel kurul
kararıyla kaldırılamaz. İbraya ilişkin genel kurul kararının mahkemece iptali halinde
ise ibra etki doğurmaz (md. 558, f. 2).
Kurucuların, yönetim kurulu üyelerinin, denetçilerin, şirketin kuruluşundan ve
sermaye artırımından doğan sorumlulukları, şirketin tescili tarihinden itibaren dört
yıl geçmedikçe sulh ve ibra yoluyla kaldırılamaz. Bu sürenin geçmesinden sonra da
sulh ve ibra ancak genel kurulun onayıyla geçerlilik kazanır. Bununla beraber, esas
sermayenin onda birini, halka açık şirketlerde yirmide birini temsil eden pay
sahipleri sulh ve ibranın onaylanmasına karşı iseler, sulh ve ibra genel kurulca
onaylanmaz (md. 559).
Sorumlu olanlara karşı tazminat istemek hakkı, davacının zararı ve sorumluyu
öğrendiği tarihten itibaren iki ve her hâlde zararı doğuran fiilin meydana geldiği
günden itibaren beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Şu kadar ki, bu fiil cezayı
gerektirip, Türk Ceza Kanununa göre daha uzun dava zamanaşımına tabi
bulunuyorsa, tazminat davasına da bu zamanaşımı uygulanır (md. 560)
Cezai Sorumluluk
• TTK md. 562’de sayılan bazı fiillerden dolayı
hapis ve adli para cezalarından oluşan çeşitli
cezai müeyyideler öngörülmüştür.