27-eralpSunum1 - Av.Özgür Eralp
Download
Report
Transcript 27-eralpSunum1 - Av.Özgür Eralp
www.eralp.av.tr
|www.ozgureralp.av.tr | [email protected]
BİLİŞİM HUKUKU ETKİNLİKLERİ
SOSYAL MEDYA UYGULAMALARI ARACILIĞIYLA İŞLENEN SUÇLAR
ANKARA ÜNİVERSİTESİ HUKUK FAKÜLTESİ
27 KASIM 2012 SALI
AVUKAT ÖZGÜR ERALP
Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi Hukuk ve İnsan Hakları Araştırma
Topluluğu
1
SOSYAL MEDYA UYGULAMALARI ARACILIĞIYLA İŞLENEN SUÇLAR
2
SOSYAL MEDYANIN GELIŞIMI
1990’lı yıllardan itibaren Türkiye’de bilgisayar, internet ve cep telefonu kullanımının artmaya başlamasıyla
özel hayatın gizliliğinin bu elektronik cihazlar ve sistemler aracılığıyla ihlal edilmesinde de ciddi bir artış
gözlenmiştir. İlk başlarda kişiler arasındaki elektronik iletişim elektronik posta (e-mail) aracılığıyla
sağlanmaya başlanmış sonraları yahoogrouops, googlegroups gibi elektronik posta gruplarıyla topluluk içi
elektronik yazışmalar devresi başlamış ve forum özellikli internet siteleriyle bu paylaşımlar artmaya
başlamıştır.
Özellikle 2000’li yıllarda internet üzerinden icq,msn Messenger gibi sohbet programlarının kullanımı artmaya
başlamış ve nihayet 2010’lu yıllara doğru facebook, twitter, friendfeed, yonja, foursquare, youtube gibi sosyal
medya uygulamalarını kullanımı yaygınlaşmıştır. Wordpress, blogger gibi uygulamalarla kişiler çok kısa bir
süre içerisinde ücretsiz olarak internet üzerinden yayıncılık yapabilmeye başlamışlardır. Google gibi güçlü ve
etkin arama motorları sayesinde de bu alanlarda yapılan yayınlara kullanıcıların kolaylıkla ulaşabilmesi
mümkün hale gelmiştir.
Cep telefonu kullanımının artmasına paralel olarak da cep telefonu sesli ve görüntülü görüşmesinin yanı
sıra SMS (Short Message Service - Kısa Mesaj Servisi) ve MMS Nedir. MMS (Multi Medya Message )
teknolojisi de sıkça kullanılır hale gelmiştir.
Nokia, Samsung, Blackberry ve İphone gibi yeni nesil akıllı cep telefonlarının yaygınlaşmasıyla da cep
telefonu aracılığıyla fotoğraf ve video çekme, ses kaydetme gibi işlemler çok basit bir şekilde yapılabilir hale
gelmiştir. Bu cep telefonlarının internet bağlantısı olması sayesinde application olarak adlandırılan
uygulamalar aracılığıyla bu ses ve görüntü kayıtlarının saniyeler içerisinde facebook, twitter, friendfeed, yonja,
foursquare, youtube gibi sosyal medya paylaşım sitelerinde yayınlanması imkanı sağlanmıştır. Whatsapp,
Blackberry Messenger, BBS Bulletin Board System ("Mesaj Panosu Sistemi") gibi iletişim uygulamaları
aracılığıyla da kişiler cep telefonları aracılığıyla bluetooth, kızılötesi (infrared) sms veya mms teknolojisini
kullanmadan bu türden ses ve görüntü dosyalarını son derece pratik bir şekilde paylaşabilmektedirler.
3
SOSYAL MEDYA NEDIR?
Web 2.0'ın kullanıcı hizmetine sunulmasıyla birlikte, tek yönlü bilgi paylaşımından, çift taraflı ve
eş zamanlı bilgi paylaşımına ulaşılmasını sağlayan medya sistemidir.
Zaman ve mekân sınırlaması olmadan (mobil tabanlı), paylaşımın, tartışmanın esas olduğu bir
insanî iletişim şeklidir. Sosyal medya platformlarında insanlarla buluşur ve iletişimde
bulunursunuz. İnsanlara yardım eder, yardım alır, sorularına cevap verir ve kendi sorularınızı
sorarsınız. Bu bakımdan sosyal medya resmi olmayan eğitim yollarından da bir tanesidir.
Teknoloji, telekomünikasyon, sosyal iletişimin kelimeler, görseller, ses dosyaları yolu ile
sağlandığı bir yapıya sahiptir. İnsanlar hikâyelerini ve tecrübelerini bu bağlamda paylaştığı bir
çerçeveye de sahiptir.
Sosyal medya aynı zamanda "Kullanıcıların Ürettiği İçerik" ve "Müşterilerin Ürettiği Medya"
kavramlarını da ortaya çıkarmış, bu yapısıyla da ticari plandaki anlamını kazanmıştır.
Ama Andreas Kaplan ve Michael Haenlein’in 2010’daki tespitine göre Sosyal Medya; “Web 2.0
üzerinde ideolojik ve teknolojik içeriklerin, yapılanmaların kullanıcı merkezli bir şekilde
üretilmesine ve geliştirilmesine izin veren internet tabanlı uygulamaların
bütününe”[1] denilmektedir http://tr.wikipedia.org/wiki/Sosyal_medya
4
GELENEKSEL MEDYADAN FARKLARI
Sosyal medya gazete, televizyon ve film gibi geleneksel medyadan farklıklar gösterirler. Genellikle geleneksel medya
enformasyonun yayınlanması için belirli kaynaklara ihtiyaç duyarken, bilgiyi yayınlamak veya erişmek için sosyal
medya göreceli olarak masrafsızdır ve erişim araçları herkese açıktır (bireyler bile kullanabilir). Bir matbaa yatırımı
veya TV yayını yapmak için zorunlu olan lisansa ihtiyaç duyulmaz.
Geleneksel medya genellikle “endüstriyel”, “broadcast” veya “mass” medya olarak tanımlanır.
Sosyal medya’nın ve geleneksel medyanın ortak taşıdığı bir karakteristik özellik, küçük veya büyük kitlelere
ulaşabilmeleridir; örneğin, hem bir blog yazısı hem de bir televizyon programı sıfır kişiye de ulaşabilir milyonlarca
kişiye de ulaşabilir. Sosyal medya ve geleneksel medya arasındaki farkları tanımlamaya yardımcı olacak özellikler
kullanılan yönteme göre farklılıklar gösterebilir. Bu özelliklerden bazılarını şöyle sıralayabiliriz:
Erişim - Hem geleneksel medya hem de sosyal medya teknolojileri herkesin genel bir kitleye erişebilmesine olanak
tanır.
Erişilebilirlik - Geleneksel medya için üretim yapmak genellikle özel şirketlerin ve hükümetlerin sahipliğindedir; sosyal
medya araçları genel olarak herkes tarafından az veya hiç maliyetle kullanılabilir.
Kullanılırlık - Geleneksel medya üretimi çoğunlukla uzmanlaşılmış yetenekler ve eğitim gerektirmektedir. Çoğu sosyal
medya için bu geçerli değildir veya bazı durumlarda yetekler tamamen değişmiş ve yenidir, yani herkes üretimde
bulunabilir.
Yenilik – Geleneksel medya iletişimlerinde meydana gelen zaman farkı (günler, haftalar, hatta aylar) anında etki ve
tepkisi olan sosyal medya ile kıyaslandığında uzun olabilmektedir (Tepkilerin zaman aralığına katılımcılar karar verir).
Geleneksel medya da sosyal medya uygulamalarına adapte olmaktadır, dolayısıyla yakın zamanda bu farklılık ortadan
kalkacaktır.
Kalıcılık - Geleneksel medya yaratıldıktan sonra değiştirilemez (bir dergi makalesi basıldıktan ve dağıtıldıktan sonra
aynı makale üzerinde değişiklik yapılamaz), oysa sosyal medya yorumlar veya yeniden düzenlemeyle anında
değiştirilebilir.
http://tr.wikipedia.org/wiki/Sosyal_medya
5
HUKUKI YAPTIRIMLAR
Medeni Kanun madde 23,24,25 ile Borçlar
Kanunu 47-49.maddeleri, Ticaret Kanunu 1419.maddeleri, Fikir ve Sanat Eserleri
Kanunu’nun 66-79.maddeleri ile 85-87.
Maddeleri gereğince hakları tecavüze uğrayan
kişi veya kişiler tazminat isteminde
bulunabilirler.
6
TÜRK CEZA KANUNU
Kanun Numarası
: 5237
Kabul Tarihi
: 26/9/2004
Yayımlandığı R.Gazete : Tarih : 12/10/2004
Sayı :25611
Yayımlandığı Düstur
: Tertip : 5 Cilt : 43
Sayfa:
7
TEHDIT
Madde 106- (1) Bir başkasını, kendisinin veya yakınının hayatına, vücut veya
cinsel dokunulmazlığına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle tehdit eden
kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Malvarlığı itibarıyla büyük
bir zarara uğratacağından veya sair bir kötülük edeceğinden bahisle tehditte ise,
mağdurun şikayeti üzerine, altı aya kadar hapis veya adlî para cezasına hükmolunur.
(2) Tehdidin;
a) Silahla,
b) Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale koyması suretiyle, imzasız mektupla
veya özel işaretlerle,
c) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
d) Var olan veya var sayılan suç örgütlerinin oluşturdukları korkutucu güçten
yararlanılarak,
İşlenmesi halinde, fail hakkında iki yıldan beş yıla kadar hapis cezasına
hükmolunur.
(3) Tehdit amacıyla kasten öldürme, kasten yaralama veya malvarlığına zarar
verme suçunun işlenmesi halinde, ayrıca bu suçlardan dolayı ceza verilir.
8
ŞANTAJ
Madde 107- (1) Hakkı olan veya yükümlü olduğu bir
şeyi yapacağından veya yapmayacağından bahisle, bir
kimseyi kanuna aykırı veya yükümlü olmadığı bir şeyi
yapmaya veya yapmamaya ya da haksız çıkar sağlamaya
zorlayan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis ve beşbin
güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) (Ek: 29/6/2005 – 5377/14 md.) Kendisine veya
başkasına yarar sağlamak maksadıyla bir kişinin şeref
veya saygınlığına zarar verecek nitelikteki hususların
açıklanacağı veya isnat edileceği tehdidinde
bulunulması halinde de birinci fıkraya göre cezaya
hükmolunur.
9
HAKARET
Madde 125- (1) Bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir
fiil veya olgu isnat eden (...) (1) veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur, şeref ve saygınlığına saldıran
kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Mağdurun gıyabında
hakaretin cezalandırılabilmesi için fiilin en az üç kişiyle ihtilat ederek işlenmesi gerekir.
(2) Fiilin, mağduru muhatap alan sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle işlenmesi halinde,
yukarıdaki fıkrada belirtilen cezaya hükmolunur.
(3) Hakaret suçunun;
a) Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı,
b) Dini, siyasi, sosyal, felsefi inanç, düşünce ve kanaatlerini açıklamasından,
değiştirmesinden, yaymaya çalışmasından, mensup olduğu dinin emir ve yasaklarına uygun
davranmasından dolayı,
c) Kişinin mensup bulunduğu dine göre kutsal sayılan değerlerden bahisle,
İşlenmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.
(4) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Hakaretin alenen işlenmesi halinde ceza altıda biri
oranında artırılır.
(5) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/15 md.) Kurul hâlinde çalışan kamu görevlilerine
görevlerinden dolayı hakaret edilmesi hâlinde suç, kurulu oluşturan üyelere karşı işlenmiş sayılır.
Ancak, bu durumda zincirleme suça ilişkin madde hükümleri uygulanır.
10
MAĞDURUN BELIRLENMESI
Madde 126- (1) Hakaret suçunun
işlenmesinde mağdurun ismi açıkça
belirtilmemiş veya isnat üstü kapalı
geçiştirilmiş olsa bile, eğer niteliğinde ve
mağdurun şahsına yönelik bulunduğunda
duraksanmayacak bir durum varsa, hem ismi
belirtilmiş ve hem de hakaret açıklanmış sayılır.
11
İSNADIN ISPATI
Madde 127- (1) İsnat edilen ve suç oluşturan
fiilin ispat edilmiş olması halinde kişiye ceza
verilmez. Bu suç nedeniyle hakaret edilen
hakkında kesinleşmiş bir mahkûmiyet kararı
verilmesi halinde, isnat ispatlanmış sayılır. Bunun
dışındaki hallerde isnadın ispat isteminin kabulü,
ancak isnat olunan fiilin doğru olup olmadığının
anlaşılmasında kamu yararı bulunmasına veya
şikayetçinin ispata razı olmasına bağlıdır.
İspat edilmiş fiilinden söz edilerek kişiye hakaret
edilmesi halinde, cezaya hükmedilir.
12
İDDIA VE SAVUNMA DOKUNULMAZLIĞI
Madde 128- (1) Yargı mercileri veya idari
makamlar nezdinde yapılan yazılı veya sözlü
başvuru, iddia ve savunmalar kapsamında,
kişilerle ilgili olarak somut isnadlarda ya da
olumsuz değerlendirmelerde bulunulması
halinde, ceza verilmez. Ancak, bunun için isnat
ve değerlendirmelerin, gerçek ve somut
vakıalara dayanması ve uyuşmazlıkla bağlantılı
olması gerekir.
13
HAKSIZ FIIL NEDENIYLE VEYA KARŞILIKLI
HAKARET
Madde 129- (1) Hakaret suçunun haksız bir
fiile tepki olarak işlenmesi halinde, verilecek ceza
üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza
vermekten de vazgeçilebilir.
(2) Bu suçun, kasten yaralama suçuna tepki
olarak işlenmesi halinde, kişiye ceza verilmez.
(3) Hakaret suçunun karşılıklı olarak işlenmesi
halinde, olayın mahiyetine göre, taraflardan her
ikisi veya biri hakkında verilecek ceza üçte birine
kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de
vazgeçilebilir.
14
KIŞININ HATIRASINA HAKARET
Madde 130- (1) Bir kimsenin öldükten
sonra hatırasına en az üç kişiyle ihtilat ederek
hakaret eden kişi, üç aydan iki yıla kadar hapis
veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Ceza,
hakaretin alenen işlenmesi halinde, altıda biri
oranında artırılır.
(2) Bir ölünün kısmen veya tamamen ceset
veya kemiklerini alan veya ceset veya kemikler
hakkında tahkir edici fiillerde bulunan kişi, üç
aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
15
SORUŞTURMA VE KOVUŞTURMA KOŞULU
Madde 131- (1) Kamu görevlisine karşı
görevinden dolayı işlenen hariç; hakaret
suçunun soruşturulması ve kovuşturulması,
mağdurun şikayetine bağlıdır.
(2) Mağdur, şikayet etmeden önce ölürse,
veya suç ölmüş olan kişinin hatırasına karşı
işlenmiş ise; ölenin ikinci dereceye kadar
üstsoy ve altsoyu, eş veya kardeşleri tarafından
şikayette bulunulabilir.
16
HABERLEŞMENIN GIZLILIĞINI IHLAL(1)
Madde 132- (1) Kişiler arasındaki haberleşmenin gizliliğini ihlal
eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu
gizlilik ihlali haberleşme içeriklerinin kaydı suretiyle gerçekleşirse,
verilecek ceza bir kat artırılır.(1)
(2) Kişiler arasındaki haberleşme içeriklerini hukuka aykırı
olarak ifşa eden kimse, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.(1)
(3) Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer tarafın
rızası olmaksızın hukuka aykırı olarak alenen ifşa eden kişi, bir yıldan
üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (Ek cümle: 2/7/20126352/79 md.) İfşa edilen bu verilerin basın ve yayın yoluyla
yayımlanması halinde de aynı cezaya hükmolunur.(1)
(4) (Mülga: 2/7/2012-6352/79 md.)
17
KIŞILER ARASINDAKI KONUŞMALARIN
DINLENMESI VE KAYDA ALINMASI(2
)
Madde 133- (1) Kişiler arasındaki aleni olmayan konuşmaları,
taraflardan herhangi birinin rızası olmaksızın bir aletle dinleyen veya
bunları bir ses alma cihazı ile kaydeden kişi, iki yıldan beş yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.(2)
(2) Katıldığı aleni olmayan bir söyleşiyi, diğer konuşanların rızası
olmadan ses alma cihazı ile kayda alan kişi, altı aydan iki yıla kadar
hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.(2)
(3) (Değişik: 2/7/2012-6352/80 md.) Kişiler arasındaki aleni
olmayan konuşmaların kaydedilmesi suretiyle elde edilen verileri
hukuka aykırı olarak ifşa eden kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve
dörtbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu
verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması halinde de aynı cezaya
hükmolunur.
18
ÖZEL HAYATIN GIZLILIĞINI IHLAL(1)
Madde 134- (1) Kişilerin özel hayatının
gizliliğini ihlal eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü
veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal
edilmesi halinde, verilecek ceza bir kat artırılır.(1)
(2) (Değişik: 2/7/2012-6352/81 md.) Kişilerin
özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri hukuka
aykırı olarak ifşa eden kimse iki yıldan beş yıla
kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İfşa edilen bu
verilerin basın ve yayın yoluyla yayımlanması
halinde de aynı cezaya hükmolunur.
19
KIŞISEL VERILERIN KAYDEDILMESI
Madde 135- (1) Hukuka aykırı olarak
kişisel verileri kaydeden kimseye altı aydan üç yıla
kadar hapis cezası verilir.
(2) Kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine,
ırki kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlaki
eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık
durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin
bilgileri kişisel veri olarak kaydeden kimse,
yukarıdaki fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
20
VERILERI HUKUKA AYKIRI OLARAK VERME VEYA
ELE GEÇIRME
Madde 136- (1) Kişisel verileri, hukuka
aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya
ele geçiren kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
21
NITELIKLI HALLER
Madde 137- (1) Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların;
a) Kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak
suretiyle,
b) Belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle,
İşlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Verileri yok etmeme
Madde 138- (1) Kanunların belirlediği sürelerin geçmiş olmasına karşın verileri
sistem içinde yok etmekle yükümlü olanlara görevlerini yerine getirmediklerinde altı
aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.
Şikayet
Madde 139- (1) Kişisel verilerin kaydedilmesi, verileri hukuka aykırı olarak
verme veya ele geçirme ve verileri yok etmeme hariç, bu bölümde yer alan suçların
soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlıdır.
Tüzel kişiler hakkında güvenlik tedbiri uygulanması
Madde 140- (1) Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların işlenmesi
dolayısıyla tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
22
KARŞILIKSIZ YARARLANMA
Madde 163- (1) Otomatlar aracılığı ile sunulan ve
bedeli ödendiği takdirde yararlanılabilen bir hizmetten
ödeme yapmadan yararlanan kişi, iki aydan altı aya kadar
hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Telefon hatları ile frekanslarından veya
elektromanyetik dalgalarla yapılan şifreli veya şifresiz
yayınlardan sahibinin veya zilyedinin rızası olmadan
yararlanan kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para
cezası ile cezalandırılır.
(3) (Ek: 2/7/2012-6352/83 md.) Abonelik esasına göre
yararlanılabilen elektrik enerjisinin, suyun veya doğal gazın
sahibinin rızası olmaksızın ve tüketim miktarının
belirlenmesini engelleyecek şekilde tüketilmesi halinde kişi
hakkında bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
23
HAYASIZCA HAREKETLER
Madde 225- (1) Alenen cinsel ilişkide
bulunan veya teşhircilik yapan kişi, altı aydan
bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
24
MÜSTEHCENLIK
dinleten,
Madde 226- (1) a) Bir çocuğa müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünleri veren ya da bunların içeriğini gösteren, okuyan, okutan veya
b) Bunların içeriklerini çocukların girebileceği veya görebileceği yerlerde ya da alenen gösteren, görülebilecek şekilde sergileyen, okuyan,
okutan, söyleyen, söyleten,
c) Bu ürünleri, içeriğine vakıf olunabilecek şekilde satışa veya kiraya arz eden,
d) Bu ürünleri, bunların satışına mahsus alışveriş yerleri dışında, satışa arz eden, satan veya kiraya veren,
e) Bu ürünleri, sair mal veya hizmet satışları yanında veya dolayısıyla bedelsiz olarak veren veya dağıtan,
f) Bu ürünlerin reklamını yapan,
Kişi, altı aydan iki yıla kadar hapis ve adlî para cezası ile cezalandırılır.
(2) Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden kişi altı aydan üç yıla kadar hapis
ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(3) Müstehcen görüntü, yazı veya sözleri içeren ürünlerin üretiminde çocukları kullanan kişi, beş yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne
kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Bu ürünleri ülkeye sokan, çoğaltan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, ihraç eden, bulunduran ya da
başkalarının kullanımına sunan kişi, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(4) Şiddet kullanılarak, hayvanlarla, ölmüş insan bedeni üzerinde veya doğal olmayan yoldan yapılan cinsel davranışlara ilişkin yazı, ses veya
görüntüleri içeren ürünleri üreten, ülkeye sokan, satışa arz eden, satan, nakleden, depolayan, başkalarının kullanımına sunan veya bulunduran kişi, bir
yıldan dört yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(5) Üç ve dördüncü fıkralardaki ürünlerin içeriğini basın ve yayın yolu ile yayınlayan veya yayınlanmasına aracılık eden ya da çocukların
görmesini, dinlemesini veya okumasını sağlayan kişi, altı yıldan on yıla kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır.
(6) Bu suçlardan dolayı, tüzel kişiler hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur.
(7) Bu madde hükümleri, bilimsel eserlerle; üçüncü fıkra hariç olmak ve çocuklara ulaşması engellenmek koşuluyla, sanatsal ve edebi değeri
olan eserler hakkında uygulanmaz.
25
BILIŞIM SISTEMINE GIRME
Madde 243- (1) Bir bilişim sisteminin bütününe
veya bir kısmına, hukuka aykırı olarak giren ve
orada kalmaya devam eden kimseye bir yıla kadar
hapis veya adlî para cezası verilir.
(2) Yukarıdaki fıkrada tanımlanan fiillerin
bedeli karşılığı yararlanılabilen sistemler hakkında
işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranına
kadar indirilir.
(3) Bu fiil nedeniyle sistemin içerdiği veriler yok
olur veya değişirse, altı aydan iki yıla kadar hapis
cezasına hükmolunur.
26
SISTEMI ENGELLEME, BOZMA, VERILERI YOK
ETME VEYA DEĞIŞTIRME
Madde 244- (1) Bir bilişim sisteminin işleyişini engelleyen veya
bozan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Bir bilişim sistemindeki verileri bozan, yok eden, değiştiren
veya erişilmez kılan, sisteme veri yerleştiren, var olan verileri başka
bir yere gönderen kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır.
(3) Bu fiillerin bir banka veya kredi kurumuna ya da bir kamu
kurum veya kuruluşuna ait bilişim sistemi üzerinde işlenmesi halinde,
verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan fiillerin işlenmesi suretiyle
kişinin kendisinin veya başkasının yararına haksız bir çıkar
sağlamasının başka bir suç oluşturmaması halinde, iki yıldan altı yıla
kadar hapis ve beşbin güne kadar adlî para cezasına hükmolunur.
27
İFTIRA
Madde 267- (1) Yetkili makamlara ihbar veya şikayette bulunarak ya da basın ve yayın yoluyla, işlemediğini
bildiği halde, hakkında soruşturma ve kovuşturma başlatılmasını ya da idari bir yaptırım uygulanmasını sağlamak için
bir kimseye hukuka aykırı bir fiil isnat eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Fiilin maddî eser ve delillerini uydurarak iftirada bulunulması halinde, ceza yarı oranında artırılır.
(3) Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar
verilmiş mağdurun aleyhine olarak bu fiil nedeniyle gözaltına alma ve tutuklama dışında başka bir koruma tedbiri
uygulanmışsa, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Yüklenen fiili işlemediğinden dolayı hakkında beraat kararı veya kovuşturmaya yer olmadığına dair karar
verilmiş olan mağdurun bu fiil nedeniyle gözaltına alınması veya tutuklanması halinde; iftira eden, ayrıca kişiyi
hürriyetinden yoksun kılma suçuna ilişkin hükümlere göre dolaylı fail olarak sorumlu tutulur.
(5) Mağdurun ağırlaştırılmış müebbet hapis veya müebbet hapis cezasına mahkûmiyeti halinde, yirmi yıldan
otuz yıla kadar hapis cezasına; süreli hapis cezasına mahkûmiyeti halinde, mahkûm olunan cezanın üçte ikisi kadar
hapis cezasına hükmolunur.
(6) Mağdurun mahkûm olduğu hapis cezasının infazına başlanmış ise, beşinci fıkraya göre verilecek ceza
yarısı kadar artırılır.
(7) İftira sonucunda mağdur hakkında hapis cezası dışında adlî veya idari bir yaptırım uygulanmışsa; iftira
eden kişi, üç yıldan yedi yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. (1)
(8) İftira suçundan dolayı dava zamanaşımı, mağdurun fiili işlemediğinin sabit olduğu tarihten başlar.
(9) Basın ve yayın yoluyla işlenen iftira suçundan dolayı verilen mahkûmiyet kararı, aynı veya eşdeğerde basın
ve yayın organıyla ilan olunur. İlan masrafı, hükümlüden tahsil edilir.
28
BAŞKASINA AIT KIMLIK VEYA KIMLIK
BILGILERININ KULLANILMASI
Madde 268- (1) İşlediği suç nedeniyle
kendisi hakkında soruşturma ve kovuşturma
yapılmasını engellemek amacıyla, başkasına ait
kimliği veya kimlik bilgilerini kullanan kimse,
iftira suçuna ilişkin hükümlere göre
cezalandırılır.(2)
29
SUÇ UYDURMA
Madde 271- (1) İşlenmediğini bildiği
bir suçu, yetkili makamlara işlenmiş gibi ihbar
eden ya da işlenmeyen bir suçun delil veya
emarelerini soruşturma yapılmasını sağlayacak
biçimde uyduran kimseye üç yıla kadar hapis
cezası verilir.
30
GIZLILIĞIN IHLALI
Madde 285- (1) (Değişik: 2/7/2012-6352/92 md.)
(1) Soruşturmanın gizliliğini alenen ihlal eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır.
Bu suçun oluşabilmesi için;
a) Soruşturma evresinde yapılan işlemin içeriğinin açıklanması suretiyle, suçlu sayılmama karinesinden yararlanma
hakkının veya haberleşmenin gizliliğinin ya da özel hayatın gizliliğinin ihlal edilmesi,
b) Soruşturma evresinde yapılan işlemin içeriğine ilişkin olarak yapılan açıklamanın maddi gerçeğin ortaya çıkmasını
engellemeye elverişli olması,
gerekir.
(2) Soruşturma evresinde alınan ve soruşturmanın tarafı olan kişilere karşı gizli tutulması gereken kararların ve
bunların gereği olarak yapılan işlemlerin gizliliğini ihlal eden kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis veya adli para cezası ile
cezalandırılır.
(3) Kanuna göre kapalı yapılması gereken veya kapalı yapılmasına karar verilen duruşmadaki açıklama veya
görüntülerin gizliliğini alenen ihlal eden kişi, birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır. Ancak, bu suçun oluşması için,
tanığın korunmasına ilişkin olarak alınan gizlilik kararına aykırılık açısından aleniyetin gerçekleşmesi aranmaz.
(4) Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan suçların kamu görevlisi tarafından görevinin sağladığı kolaylıktan yararlanılarak
işlenmesi halinde, ceza yarısına kadar artırılır.
(5) Soruşturma ve kovuşturma evresinde kişilerin suçlu olarak algılanmalarına yol açacak şekilde görüntülerinin
yayınlanması halinde, altı aydan iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(6) Soruşturma ve kovuşturma işlemlerinin haber verme sınırları aşılmaksızın haber konusu yapılması suç oluşturmaz.
31
CUMHURBAŞKANINA HAKARET
Madde 299- (1) Cumhurbaşkanına
hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/35 md.)
Suçun alenen işlenmesi hâlinde, verilecek ceza
altıda biri oranında artırılır.
(3) Bu suçtan dolayı kovuşturma
yapılması, Adalet Bakanının iznine bağlıdır.
32
DEVLETIN EGEMENLIK ALAMETLERINI
AŞAĞILAMA
Madde 300- (1) Türk Bayrağını yırtarak,
yakarak veya sair surette ve alenen aşağılayan kişi, bir
yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Bu
hüküm, Anayasada belirlenen beyaz ay yıldızlı al bayrak
özelliklerini taşıyan ve Türkiye Cumhuriyeti Devletinin
egemenlik alameti olarak kullanılan her türlü işaret
hakkında uygulanır.
(2) İstiklal Marşını alenen aşağılayan kişi, altı aydan
iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(3) Bu maddede tanımlanan suçların yabancı bir
ülkede bir Türk vatandaşı tarafından işlenmesi halinde,
verilecek ceza üçte bir oranında artırılır.
33
TÜRK MILLETINI, TÜRKIYE CUMHURIYETI
DEVLETINI, DEVLETIN KURUM VE ORGANLARINI
AŞAĞILAMA (1)
Madde 301- (Değişik: 30/4/2008-5759/1 md.)
(1) Türk Milletini, Türkiye Cumhuriyeti Devletini, Türkiye
Büyük Millet Meclisini, Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini
ve Devletin yargı organlarını alenen aşağılayan kişi, altı
aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) Devletin askerî veya emniyet teşkilatını alenen
aşağılayan kişi, birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır.
(3) Eleştiri amacıyla yapılan düşünce açıklamaları
suç oluşturmaz.
(4) Bu suçtan dolayı soruşturma yapılması, Adalet
Bakanının iznine bağlıdır.
34
HALKI ASKERLIKTEN SOĞUTMA
Madde 318- (1) Halkı, askerlik
hizmetinden soğutacak etkinlikte teşvik veya
telkinde bulunanlara veya propaganda
yapanlara altı aydan iki yıla kadar hapis cezası
verilir.
(2) Fiil, basın ve yayın yolu ile işlenirse ceza
yarısı oranında artırılır.
35
DEVLETIN GÜVENLIĞINE VE SIYASAL
YARARLARINA ILIŞKIN BILGILERI AÇIKLAMA
Madde 329- (1) Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği
itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri açıklayan kimseye beş yıldan on yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, savaş zamanında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya
askerî hareketlerini tehlikeye koymuşsa, faile on yıldan onbeş yıla kadar hapis cezası verilir.
9044
(3) Fiil, failin taksiri sonucu meydana gelmiş ise birinci fıkrada yazılı olan halde, faile altı aydan
iki yıla, ikinci fıkrada yazılı hallerden birinin varlığı halinde ise üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası
verilir.
Gizli kalması gereken bilgileri açıklama
Madde 330- (1) Devletin güvenliği veya iç veya dış siyasal yararları bakımından niteliği
itibarıyla gizli kalması gereken bilgileri siyasal veya askerî casusluk maksadıyla açıklayan kimseye
müebbet hapis cezası verilir.
(2) Fiil, savaş zamanında işlenmiş veya Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini veya
askerî hareketlerini tehlikeyle karşı karşıya bırakmış ise, faile ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
verilir.
36
YASAKLANAN BILGILERI SIYASAL VEYA ASKERÎ
CASUSLUK MAKSADIYLA AÇIKLAMA
Madde 337- (1) Yetkili makamların kanun
ve düzenleyici işlemlere göre açıklanmasını
yasakladığı ve niteliği bakımından gizli kalması
gereken bilgileri, siyasal veya askerî casusluk
maksadıyla açıklayan kimseye on yıldan onbeş yıla
kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiil, savaş zamanında işlenmiş veya
Devletin savaş hazırlıklarını veya savaş etkinliğini
veya askerî hareketlerini tehlikeyle karşı karşıya
bırakmış ise ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası
verilir.
37
YABANCI DEVLET BAŞKANINA KARŞI SUÇ
Madde 340- (1) Yabancı devletlerden birinin başkanına karşı bir suç işleyen kişiye verilecek ceza, sekizde biri
oranında artırılır. Suçun müebbet hapis cezasını gerektirmesi halinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına
hükmolunur.
(2) Fiil, soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı suçlardan ise, soruşturma ve kovuşturma yabancı
devletin şikayetine bağlıdır.
9046
Yabancı devlet bayrağına karşı hakaret
Madde 341- (1) Resmen çekilmiş olan yabancı devlet bayrağını veya diğer egemenlik alametlerini alenen
tahkir eden kimseye üç aydan bir yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Bu suçtan dolayı soruşturma ve kovuşturma yapılması, ilgili devletin şikayetine bağlıdır.
Yabancı devlet temsilcilerine karşı suç
Madde 342- (1) Türkiye Cumhuriyetinde sürekli veya geçici olarak görevlendirilmiş yabancı devlet temsilcileri
ile bunların diplomasi memurları veya uluslararası kuruluşların temsilcileri ile bunların diplomatik ayrıcalık ve
bağışıklık tanınan memurları, kendilerine karşı görevlerinden dolayı işlenen suçlar bakımından, kamu görevlisi kabul
edilerek; suç işleyen kişiler hakkında, bu Kanunun ilgili hükümlerine göre cezaya hükmolunur.
(2) İşlenen suç hakaret ise, soruşturma ve kovuşturma yapılması, mağdurun şikayetine bağlıdır.
Karşılıklılık koşulu
Madde 343- (1) Bu bölümde yazılı hükümlerin uygulanması, karşılıklılık koşuluna bağlıdır.
38
MEDENI HUKUK AÇISINDAN KIŞILIĞIN
KORUNMASI
4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu’nun B bölümü altında 23 ve devamı maddelerinde
Kişiliğin korunmasına ilişkin hükümler
düzenlenmiştir.
39
VAZGEÇME VE AŞIRI SINIRLAMAYA KARŞI
Türk Medeni Kanunu’nun Vazgeçme ve aşırı
sınırlamaya karşı Madde 23 uyarınca- Kimse,
hak ve fiil ehliyetlerinden kısmen de olsa
vazgeçemez. Kimse özgürlüklerinden
vazgeçemez veya onları hukuka ya da ahlâka
aykırı olarak sınırlayamaz.
40
TÜRK MEDENI KANUNU’NUN 24.MADDESI
Hukuka aykırı olarak kişilik hakkına saldırılan
kimse, hâkimden, saldırıda bulunanlara karşı
korunmasını isteyebilir. Kişilik hakkı zedelenen
kimsenin rızası, daha üstün nitelikte özel veya
kamusal yarar ya da kanunun verdiği yetkinin
kullanılması sebeplerinden biriyle haklı
kılınmadıkça, kişilik haklarına yapılan her
saldırı hukuka aykırıdır.
41
TÜRK MEDENI KANUNUNU 25.MADDESI
Davacı, hâkimden saldırı tehlikesinin önlenmesini, sürmekte
olan saldırıya son verilmesini, sona ermiş olsa bile etkileri
devam eden saldırının hukuka aykırılığının tespitini isteyebilir.
Davacı bunlarla birlikte, düzeltmenin veya kararın üçüncü
kişilere bildirilmesi ya da yayımlanması isteminde de
bulunabilir.Davacının, maddî ve manevî tazminat istemleri ile
hukuka aykırı saldırı dolayısıyla elde edilmiş olan kazancın
vekâletsiz iş görme hükümlerine göre kendisine verilmesine
ilişkin istemde bulunma hakkı saklıdır. Manevî tazminat
istemi, karşı tarafça kabul edilmiş olmadıkça devredilemez;
mirasbırakan tarafından ileri sürülmüş olmadıkça mirasçılara
geçmez. Davacı, kişilik haklarının korunması için kendi
yerleşim yeri veya davalının yerleşim yeri mahkemesinde
dava açabilir.
42
818 SAYILI BORÇLAR KANUNU KAPSAMINDA
MANEVI TAZMINAT
818 Sayılı Borçlar Kanunu’nun Şahsi menfaatlerin
haleldar olması başlıklı 49.maddesi gereğince Şahsiyet
hakkı hukuka aykırı bir şekilde tecavüze uğrayan kişi,
uğradığı manevi zarara karşılık manevi tazminat namıyla
bir miktar para ödenmesini dava edebilir. Hakim, manevi
tazminatın miktarını tayin ederken, tarafların sıfatını,
işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik
durumlarını da dikkate alır. Hakim, bu tazminatın
ödenmesi yerine, diğer bir tazmin sureti ikame veya ilave
edebileceği gibi tecavüzü kınayan bir karar vermekle
yetinebilir ve bu kararın basın yolu ile ilanına da
hükmedebilir.
43
5187 SAYILI BASIN KANUNU KAPSAMINDAKI
DÜZENLEMELER
Uygulamada 5187 Sayılı Basın Kanunu’nun internetteki yayınları kapsayıp
kapsamadığı hususunda tartışmalar mevcut olup günümüzde hemen hemen tüm
basılı gazete ve dergilerin internet sitelerinin de olması ve bu internet sitelerinde aynı
verilere yer vermesi nedeniyle özellikle bu tür yayınların da Basın Kanunu kapsamına
girebileceği değerlendirilmektedir. Ancak sadece internette yayınlanan ve basılı
yayınları olmayan haber siteleri ve benzeri internet sitelerinin Basın Kanunu
kapsamına girip girmediği hususundaki tartışmalar devam etmektedir. Durum böyle
olmakla birlikte basılı gazete ve dergilerin internet sitelerinde yorum bölümlerinin
olması, kullanıcıların bu bölümlere yorum girmesi ve bu sitelerde yayınlanması
durumunda hukuki ve bir cezai sorumluluk açısından yapılan tartışmalar daha da
artmaktadır. Yıllar önce gazetede yayınlanmış bir haberin ulaşılma imkanı azalmış ve
etkisi hafiflemiş olmasına rağmen bu haberin internette yayınlanıyor olması
nedeniyle haber ilk günkü etkisini göstermeye devam edebilmektedir. Öyle ki kişiler
yıllar önce kendileri hakkında yayınlanmış ve neredeyse ulaşılabilirliği kalmamış,
gündemden düşmüş haberlerin google gibi popüler arama motorlarına isimleri
yazıldığında ilk sıralarda bu haberlerle karşılaşabilmektedirler. Bu durum da kişilerin
haklarına onarılması zor zararlar getirmekte adeta kişileri bu haberlerle hayatları
boyunca yaşamaya mahkum etmektedir. Bu durum da internet teknolojilerinin
hukuken yakından takip edilmesi zorunluluğunu bir kez daha ortaya koymaktadır.
44
2.8.1 5187 Sayılı Basın Kanunu kapsamında Hukukî sorumluluk
5187 Sayılı Basın Kanunu’nun 13.maddesi gereğince Basılmış eserler yoluyla
işlenen fiillerden doğan maddî ve manevî zararlardan dolayı süreli yayınlarda, eser
sahibi ile yayın sahibi ve varsa temsilcisi, süresiz yayınlarda ise eser sahibi ile
yayımcı, yayımcının belli olmaması halinde ise basımcı müştereken ve müteselsilen
sorumludur. Bu hüküm, süreli veya süreli olmayan yayınlarda yayın sahibi, marka
veya lisans sahibi, kiralayan, işleten veya herhangi bir sıfatla yayımlayan, yayımcı gibi
hareket eden gerçek veya tüzel kişiler hakkında da uygulanır. Tüzel kişi şirketse,
anonim şirketlerde yönetim kurulu başkanı, diğer şirketlerde en üst yönetici, şirket ile
birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.Zararı doğuran fiilin işlenmesinden
sonra yayının her ne surette olursa olsun devredilmesi, başka bir yayınla
birleştirilmesi veya sahibi olan gerçek veya tüzel kişinin herhangi bir surette
değişmesi halinde, yayını devir alan, birleşen ve her ne surette olursa olsun yayın
sahibi gibi hareket eden gerçek ve tüzel kişiler ve anonim şirketlerde yönetim kurulu
başkanı, diğer şirketlerde üst yönetici, bu fiil nedeniyle hükmedilecek tazminattan
birinci ve ikinci fıkrada sayılanlarla birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur.
45
2.8.2 5187 Sayılı Basın Kanunu kapsamında Düzeltme ve cevap hakkı
5187 Sayılı Basın Kanunu’nun 14.maddesi gereğince- Süreli yayınlarda kişilerin şeref ve haysiyetini ihlâl edici veya
kişilerle ilgili gerçeğe aykırı yayım yapılması halinde, bundan zarar gören kişinin yayım tarihinden itibaren iki ay içinde
göndereceği suç unsuru içermeyen, üçüncü kişilerin hukuken korunan menfaatlerine aykırı olmayan düzeltme ve
cevap yazısını; sorumlu müdür hiçbir düzeltme ve ekleme yapmaksızın, günlük süreli yayınlarda yazıyı aldığı tarihten
itibaren en geç üç gün içinde, diğer süreli yayınlarda yazıyı aldığı tarihten itibaren üç günden sonraki ilk nüshada, ilgili
yayının yer aldığı sayfa ve sütunlarda, aynı puntolarla ve aynı şekilde yayımlamak zorundadır. Düzeltme ve cevapta,
buna neden olan eser belirtilir. Düzeltme ve cevap, ilgili yazıdan uzun olamaz. Düzeltme ve cevaba neden olan eserin
yirmi satırdan az yazı veya resim veya karikatür olması hallerinde düzeltme ve cevap otuz satırı geçemez.Süreli yayının
birden fazla yerde basılması halinde, düzeltme ve cevap yazısı, düzeltme ve cevap hakkının kullanılmasına sebebiyet
veren eserin yayımlandığı bütün baskılarda yayımlanır.Düzeltme ve cevabın birinci fıkrada belirlenen süreler içinde
yayımlanmaması halinde yayım için tanınan sürenin bitiminden itibaren, birinci fıkra hükümlerine aykırı şekilde
yayımlanması halinde ise yayım tarihinden itibaren onbeş gün içinde cevap ve düzeltme talep eden kişi, bulunduğu
yer sulh ceza hâkiminden yayımın yapılmasına veya bu Kanun hükümlerine uygun olarak yapılmasına karar
verilmesini isteyebilir. Sulh ceza hâkimi bu istemi üç gün içerisinde, duruşma yapmaksızın, karara bağlar. Sulh ceza
hâkiminin kararına karşı acele itiraz yoluna gidilebilir. Yetkili makam üç gün içinde itirazı inceleyerek karar verir. Yetkili
makamın kararı kesindir. Düzeltme ve cevabın yayımlanmasına hâkim tarafından karar verilmesi halinde, birinci
fıkradaki süreler, sulh ceza hâkiminin kararına itiraz edilmemişse kararın kesinleştiği tarihten, itiraz edilmişse yetkili
makamın kararının tebliği tarihinden itibaren başlar. Düzeltme ve cevap hakkına sahip olan kişinin ölmesi halinde bu
hak, mirasçılardan biri tarafından kullanılabilir. Bu durumda, birinci fıkradaki iki aylık düzeltme ve cevap hakkı
süresine bir ay ilave edilir.
46
2.8.3
5187 Sayılı Basın Kanunu kapsamında Düzeltme ve cevabın
yayımlanmaması
5187 Sayılı Basın Kanunu’nun 18.maddesi gereğince Düzeltme ve
cevabın yayımlanmasına ilişkin kesinleşmiş hâkim kararlarına
uymayan sorumlu müdür ve sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkili
onmilyar liradan yüzellimilyar liraya kadar ağır para cezasıyla
cezalandırılır. Ağır para cezası, bölgesel süreli yayınlarda yirmimilyar
liradan, yaygın süreli yayınlarda ellimilyar liradan az olamaz. Sorumlu
müdür ve sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkili hakkında verilen ağır
para cezasının ödenmesinden yayın sahibi, sorumlu müdür ve
sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkili ile birlikte müteselsilen
sorumludur. Düzeltme ve cevap yazısının yayımlanmaması veya 14
üncü maddenin birinci fıkrasında belirtilen şartlara uyulmaksızın
yayımlanması hallerinde hâkim ayrıca, masraflar yayın sahibi
tarafından karşılanmak üzere, bu yazının tirajı yüzbinin üzerinde olan
iki gazetede ilân şeklinde yayımlanmasına da karar verir.
47
2.8.4 5187 Sayılı Basın Kanunu kapsamında Kimliğin açıklanmaması
5187 Sayılı Basın Kanunu’nun 21.maddesi gereğince Süreli yayınlarda;22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununa göre evlenmeleri
yasaklanmış olan kimseler arasındaki cinsel ilişkiyle ilgili haberlerde bu kişilerin, 1.3.1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 414, 415, 416,
421, 423, 429, 430, 435 ve 436 ncı maddelerinde yazılı cürümlere ilişkin haberlerde mağdurların, Onsekiz yaşından küçük olan suç faili veya
mağdurlarının, Kimliklerini açıklayacak ya da tanınmalarına yol açacak şekilde yayın yapanlar birmilyar liradan yirmimilyar liraya kadar ağır para cezasıyla
cezalandırılır. Bu ceza bölgesel süreli yayınlarda ikimilyar liradan, yaygın süreli yayınlarda onmilyar liradan az olamaz.
2.8.5 5187 Sayılı Basın Kanunu kapsamında Dava süreleri
5187 Sayılı Basın Kanunu’nun 26.maddesi gereğince- Basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu Kanunda öngörülen diğer suçlarla ilgili ceza davalarının
günlük süreli yayınlar yönünden iki ay, diğer basılmış eserler yönünden dört ay içinde açılması zorunludur. Bu maddenin birinci fıkrasında yer alan “iki
ay” ibaresi, Anayasa Mahkemesi’nin 28/4/2011 tarihli ve E.: 2009/66, K.: 2011/72 sayılı Kararı ile iptal edilmiş olup, Kararın Resmi Gazete’de
yayımlandığı 6/7/2011 tarihinden başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girmesi hüküm altına alınmıştır.Bu süreler basılmış eserlerin Cumhuriyet
Başsavcılığına teslim edildiği tarihten başlar. Basılmış eserlerin Cumhuriyet Başsavcılığına teslim edilmemesi halinde yukarıdaki sürelerin başlama tarihi,
suçu oluşturan fiilin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından öğrenildiği tarihtir. Ancak bu süreler, Türk Ceza Kanununun dava zamanaşımına ilişkin
maddesinde öngörülen süreleri aşamaz. Sorumlu müdürün ve sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkilinin karşı çıkmasına rağmen yayımlatıldığı iddia edilen
eserden dolayı yayımlatan aleyhine açılacak dava yönünden süre, sorumlu müdür ve sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkili hakkında verilecek beraat
kararının kesinleşmesinden itibaren başlar. Sorumlu müdürün yayımlanan eserin sahibini bildirmesi durumunda, eser sahibi aleyhine açılacak davada
süre, bildirim tarihinden itibaren başlar. Kovuşturulması şikâyete bağlı suçlarda dava açma süreleri, suç için kanunun öngördüğü dava zamanaşımı
süresini aşmamak şartıyla, suçun işlendiğinin öğrenildiği tarihten başlar.Kamu davasının açılması izin veya karar alınmasına bağlı olan suçlarda, izin veya
karar için gerekli başvurunun yapılmasıyla dava açma süresi durur. Durma süresi iki ayı geçemez.
2.8.6 5187 Sayılı Basın Kanunu kapsamında Görevli mahkemeler ve yargılama usulü
5187 Sayılı Basın Kanunu’nun 27.maddesi gereğince Basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu Kanunda öngörülen diğer suçlardan dolayı açılan
davalardan, ağır ceza işlerinden olanlar ağır ceza mahkemelerinde, diğerleri asliye ceza mahkemelerinde görülür. Bir yerde ağır ceza veya asliye ceza
mahkemesinin birden fazla dairesi bulunması halinde bu davalar iki numaralı mahkemede görülür. Basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu Kanunda
öngörülen diğer suçlara ilişkin davalar acele işlerden sayılır.
2.8.7
5187 Sayılı Basın Kanunu kapsamında Hürriyeti bağlayıcı cezaya çevirme yasağı
5187 Sayılı Basın Kanunu’nun 28.maddesi gereğince18 inci ve 22 nci maddelerdeki suçlar dışında bu Kanunda öngörülen suçlar için hükmedilen para
cezaları, hürriyeti bağlayıcı cezaya çevrilemez.
48
2.8.4 5187 Sayılı Basın Kanunu kapsamında Kimliğin
açıklanmaması
5187 Sayılı Basın Kanunu’nun 21.maddesi gereğince Süreli
yayınlarda;22.11.2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanununa
göre evlenmeleri yasaklanmış olan kimseler arasındaki cinsel ilişkiyle
ilgili haberlerde bu kişilerin, 1.3.1926 tarihli ve 765 sayılı Türk Ceza
Kanununun 414, 415, 416, 421, 423, 429, 430, 435 ve 436 ncı
maddelerinde yazılı cürümlere ilişkin haberlerde mağdurların,
Onsekiz yaşından küçük olan suç faili veya mağdurlarının, Kimliklerini
açıklayacak ya da tanınmalarına yol açacak şekilde yayın yapanlar
birmilyar liradan yirmimilyar liraya kadar ağır para cezasıyla
cezalandırılır. Bu ceza bölgesel süreli yayınlarda ikimilyar liradan,
yaygın süreli yayınlarda onmilyar liradan az olamaz.
49
2.8.5 5187 Sayılı Basın Kanunu kapsamında Dava süreleri
5187 Sayılı Basın Kanunu’nun 26.maddesi gereğince- Basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu
Kanunda öngörülen diğer suçlarla ilgili ceza davalarının günlük süreli yayınlar yönünden iki ay, diğer
basılmış eserler yönünden dört ay içinde açılması zorunludur. Bu maddenin birinci fıkrasında yer
alan “iki ay” ibaresi, Anayasa Mahkemesi’nin 28/4/2011 tarihli ve E.: 2009/66, K.: 2011/72 sayılı
Kararı ile iptal edilmiş olup, Kararın Resmi Gazete’de yayımlandığı 6/7/2011 tarihinden başlayarak
bir yıl sonra yürürlüğe girmesi hüküm altına alınmıştır.Bu süreler basılmış eserlerin Cumhuriyet
Başsavcılığına teslim edildiği tarihten başlar. Basılmış eserlerin Cumhuriyet Başsavcılığına teslim
edilmemesi halinde yukarıdaki sürelerin başlama tarihi, suçu oluşturan fiilin Cumhuriyet Başsavcılığı
tarafından öğrenildiği tarihtir. Ancak bu süreler, Türk Ceza Kanununun dava zamanaşımına ilişkin
maddesinde öngörülen süreleri aşamaz. Sorumlu müdürün ve sorumlu müdürün bağlı olduğu
yetkilinin karşı çıkmasına rağmen yayımlatıldığı iddia edilen eserden dolayı yayımlatan aleyhine
açılacak dava yönünden süre, sorumlu müdür ve sorumlu müdürün bağlı olduğu yetkili hakkında
verilecek beraat kararının kesinleşmesinden itibaren başlar. Sorumlu müdürün yayımlanan eserin
sahibini bildirmesi durumunda, eser sahibi aleyhine açılacak davada süre, bildirim tarihinden itibaren
başlar. Kovuşturulması şikâyete bağlı suçlarda dava açma süreleri, suç için kanunun öngördüğü dava
zamanaşımı süresini aşmamak şartıyla, suçun işlendiğinin öğrenildiği tarihten başlar.Kamu davasının
açılması izin veya karar alınmasına bağlı olan suçlarda, izin veya karar için gerekli başvurunun
yapılmasıyla dava açma süresi durur. Durma süresi iki ayı geçemez.
50
2.8.6 5187 Sayılı Basın Kanunu kapsamında Görevli
mahkemeler ve yargılama usulü
5187 Sayılı Basın Kanunu’nun 27.maddesi
gereğince Basılmış eserler yoluyla işlenen veya bu
Kanunda öngörülen diğer suçlardan dolayı açılan
davalardan, ağır ceza işlerinden olanlar ağır ceza
mahkemelerinde, diğerleri asliye ceza mahkemelerinde
görülür. Bir yerde ağır ceza veya asliye ceza
mahkemesinin birden fazla dairesi bulunması halinde
bu davalar iki numaralı mahkemede görülür. Basılmış
eserler yoluyla işlenen veya bu Kanunda öngörülen diğer
suçlara ilişkin davalar acele işlerden sayılır.
51
2.8.7
5187 Sayılı Basın Kanunu
kapsamında Hürriyeti bağlayıcı cezaya çevirme
yasağı
5187 Sayılı Basın Kanunu’nun 28.maddesi
gereğince18 inci ve 22 nci maddelerdeki suçlar
dışında bu Kanunda öngörülen suçlar için
hükmedilen para cezaları, hürriyeti bağlayıcı
cezaya çevrilemez.
52
5651 sayılı İNTERNET ORTAMINDA
YAPILAN YAYINLARIN DÜZENLENMESİ VE BU YAYINLAR YOLUYLA
İŞLENEN SUÇLARLA MÜCADELE EDİLMESİ HAKKINDA KANUN
2.9.1 5651 Sayılı Yasa Kapsamında İçerik sağlayıcının sorumluluğu
5651 Sayılı Yasanın 4.maddesi gereğince İçerik sağlayıcı, internet
ortamında kullanıma sunduğu her türlü içerikten sorumludur. İçerik
sağlayıcı, bağlantı sağladığı başkasına ait içerikten sorumlu değildir.
Ancak, sunuş biçiminden, bağlantı sağladığı içeriği benimsediği ve
kullanıcının söz konusu içeriğe ulaşmasını amaçladığı açıkça belli ise
genel hükümlere göre sorumludur.
53
2.9.3 5651 Sayılı Yasa Kapsamında Erişim sağlayıcının yükümlülükleri
5651 Sayılı Yasanın 6.maddesi gereğince Erişim sağlayıcı;Herhangi bir kullanıcısının
yayınladığı hukuka aykırı içerikten, bu Kanun hükümlerine uygun olarak haberdar
edilmesi halinde ve teknik olarak engelleme imkânı bulunduğu ölçüde erişimi
engellemekle,Sağladığı hizmetlere ilişkin, yönetmelikte belirtilen trafik bilgilerini altı
aydan az ve iki yıldan fazla olmamak üzere yönetmelikte belirlenecek süre kadar
saklamakla ve bu bilgilerin doğruluğunu, bütünlüğünü ve gizliliğini sağlamakla,
Faaliyetine son vereceği tarihten en az üç ay önce durumu Kuruma, içerik
sağlayıcılarına ve müşterilerine bildirmek ve trafik bilgilerine ilişkin kayıtları
yönetmelikte belirtilen esas ve usûllere uygun olarak Kuruma teslim
etmekle,yükümlüdür. Erişim sağlayıcı, kendisi aracılığıyla erişilen bilgilerin
içeriklerinin hukuka aykırı olup olmadıklarını ve sorumluluğu gerektirip
gerektirmediğini kontrol etmekle yükümlü değildir. Birinci fıkranın (b) ve (c)
bentlerinde yer alan yükümlülüklerden birini yerine getirmeyen erişim sağlayıcısına
Başkanlık tarafından onbin Yeni Türk Lirasından ellibin Yeni Türk Lirasına kadar idarî
para cezası verilir.
2.9.4
54
2.9.2 5651 Sayılı Yasa Kapsamında Yer sağlayıcının
yükümlülükleri
5651 Sayılı Yasanın 5.maddesi gereğince Yer sağlayıcı,
yer sağladığı içeriği kontrol etmek veya hukuka aykırı bir
faaliyetin söz konusu olup olmadığını araştırmakla
yükümlü değildir. Yer sağlayıcı, yer sağladığı hukuka
aykırı içerikten, ceza sorumluluğu ile ilgili
hükümler saklı kalmak kaydıyla, bu Kanunun 8 inci
ve 9 uncu maddelerine göre haberdar edilmesi halinde
ve teknik olarak imkân bulunduğu ölçüde hukuka aykırı
içeriği yayından kaldırmakla yükümlüdür.
55
2.9.6 18 yaşından küçük çocuğa ait müstehcen görüntü olması durumunda Erişimin engellenmesi kararı ve yerine getirilmesi
5651 Sayılı yasanın 8.maddesin gereğince İnternet ortamında yapılan ve içeriği Türk ceza Kanunu’nun 226.maddesi uyarınca 18 yaşından küçüklere
ilişkin müstehcenlik suçunu oluşturduğu hususunda yeterli şüphe sebebi bulunan yayınlarla ilgili olarak erişimin engellenmesine karar verilir:Erişimin engellenmesi kararı, soruşturma evresinde hâkim, kovuşturma evresinde ise mahkeme tarafından verilir. Soruşturma evresinde, gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısı tarafından da erişimin engellenmesine karar verilebilir. Bu durumda Cumhuriyet savcısı kararını yirmidört saat içinde
hâkimin onayına sunar ve hâkim, kararını en geç yirmidört saat içinde verir. Bu süre içinde kararın onaylanmaması halinde tedbir, Cumhuriyet savcısı tarafından derhal kaldırılır. Koruma tedbiri olarak verilen erişimin engellenmesine ilişkin karara 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre itiraz edilebilir. Hâkim, mahkeme veya Cumhuriyet savcısı tarafından verilen erişimin engellenmesi kararının birer örneği, gereği yapılmak üzere Başkanlığa gönderilir. İçeriği birinci fıkrada belirtilen suçları oluşturan yayınların içerik veya yer sağlayıcısının yurt dışında bulunması halinde
veya içerik veya yer sağlayıcısı yurt içinde bulunsa bile, içeriği birinci fıkranın (a) bendinin (2) ve (5) numaralı alt bentlerinde yazılı suçları oluşturan yayınlara ilişkin olarak erişimin engellenmesi kararı re’sen Başkanlık tarafından verilir. Bu karar, erişim sağlayıcısına bildirilerek gereğinin yerine getirilmesi istenir. Erişimin engellenmesi kararının gereği, derhal ve en geç kararın bildirilmesi anından itibaren yirmidört saat içinde yerine getirilir. Başkanlık tarafından verilen erişimin engellenmesi kararının konusunu oluşturan yayını yapanların kimliklerinin belirlenmesi halinde, Başkanlık tarafından, Cumhuriyet
başsavcılığına suç duyurusunda bulunulur. Soruşturma sonucunda kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilmesi halinde, erişimin engellenmesi kararı kendiliğinden hükümsüz kalır. Bu durumda Cumhuriyet savcısı, kovuşturmaya yer olmadığı kararının bir örneğini Başkanlığa gönderir. Kovuşturma evresinde
beraat kararı verilmesi halinde, erişimin engellenmesi kararı kendiliğinden hükümsüz kalır. Bu durumda mahkemece beraat kararının bir örneği Başkanlığa gönderilir. Konusu birinci fıkrada sayılan suçları oluşturan içeriğin yayından çıkarılması halinde; erişimin engellenmesi kararı, soruşturma evresinde
Cumhuriyet savcısı, kovuşturma evresinde mahkeme tarafından kaldırılır. Koruma tedbiri olarak verilen erişimin engellenmesi kararının gereğini yerine
getirmeyen yer veya erişim sağlayıcılarının sorumluları, fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç oluşturmadığı takdirde, altı aydan iki yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır. İdarî tedbir olarak verilen erişimin engellenmesi kararının yerine getirilmemesi halinde, Başkanlık tarafından erişim sağlayıcısına,
onbin Yeni Türk Lirasından yüzbin Yeni Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. İdarî para cezasının verildiği andan itibaren yirmidört saat içinde kararın yerine getirilmemesi halinde ise Başkanlığın talebi üzerine Kurum tarafından yetkilendirmenin iptaline karar verilebilir. Bu Kanunda tanımlanan kabahatler dolayısıyla Başkanlık veya Kurum tarafından verilen idarî para cezalarına ilişkin kararlara karşı, 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdarî Yargılama
Usulü Kanunu hükümlerine göre kanun yoluna başvurulabilir. İşlemlerin yürütülmesi için Başkanlığa gönderilen hakim ve mahkeme kararlarına
4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre Başkanlıkça itiraz edilebilir.
56
2.9.5 5651 Sayılı yasanın İçeriğin yayından çıkarılması ve cevap hakkı başlıklı 9.maddesi gereğince
İçerik nedeniyle hakları ihlâl edildiğini iddia eden kişi, içerik sağlayıcısına, buna ulaşamaması halinde
yer sağlayıcısına başvurarak kendisine ilişkin içeriğin yayından çıkarılmasını ve yayındaki kapsamından fazla olmamak üzere hazırladığı cevabı bir hafta süreyle internet ortamında yayımlanmasını isteyebilir. İçerik veya yer sağlayıcı kendisine ulaştığı tarihten itibaren iki gün içinde, talebi yerine getirir.
Bu süre zarfında talep yerine getirilmediği takdirde reddedilmiş sayılır. Talebin reddedilmiş sayılması
halinde, kişi onbeş gün içinde yerleşim yeri sulh ceza mahkemesine başvurarak, içeriğin yayından çıkarılmasına ve yayındaki kapsamından fazla olmamak üzere hazırladığı cevabın bir hafta süreyle internet ortamında yayımlanmasına karar verilmesini isteyebilir. Sulh ceza hâkimi bu talebi üç gün içinde
duruşma yapmaksızın karara bağlar. Sulh ceza hâkiminin kararına karşı Ceza Muhakemesi Kanunu
hükümlerine göre itiraz yoluna gidilebilir. Sulh ceza hâkiminin kesinleşen kararının, birinci fıkraya göre
yapılan başvuruyu yerine getirmeyen içerik veya yer sağlayıcısına tebliğinden itibaren iki gün içinde
içerik yayından çıkarılarak hazırlanan cevabın yayımlanmasına başlanır. Sulh ceza hâkiminin kararını
bu maddede belirtilen şartlara uygun olarak ve süresinde yerine getirmeyen sorumlu kişi, altı aydan
iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. İçerik veya yer sağlayıcının tüzel kişi olması halinde, bu fıkra hükmü yayın sorumlusu hakkında uygulanır.
57
5651 Sayılı Yasa Kapsamında Toplu Kullanım sağlayıcının
yükümlülükleri
5651 Sayılı Yasanın 7.maddesi gereğince Ticarî amaçla toplu kullanım sağlayıcılar, mahallî mülkî amirden izin belgesi almakla yükümlüdür. İzne ilişkin bilgiler otuz gün içinde mahallî mülkî amir tarafından
Kuruma bildirilir. Bunların denetimi mahallî mülkî amirler tarafından
yapılır. İzin belgesinin verilmesine ve denetime ilişkin esas ve usûller,
yönetmelikle düzenlenir. Ticarî amaçla olup olmadığına bakılmaksızın
bütün toplu kullanım sağlayıcılar, konusu suç oluşturan içeriklere erişimi önleyici tedbirleri almakla yükümlüdür. Birinci fıkrada belirtilen
yükümlülüğe aykırı hareket eden kişiye mahallî mülkî amir tarafından
üçbin Yeni Türk Lirasından onbeşbin Yeni Türk Lirasına kadar idarî
para cezası verilir.
58
Konuya ilişkin Yargıtay kararlarında da bu hususa
dikkat çekilmekte ve elektronik postayı gerçekten
üreten ve yollayan kişinin kuşkuya yer vermeyecek
şekilde belirlenmesi gerektiği işaret edilmektedir.
Yargıtay 4. Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın
04.03.2004 Tarih 2003/12313E. 2004/2672K.
Sayılı bozma kararında özetle;
“ ..davalının internet hattına girilerek üçüncü
kişiler tarafından e-mail gönderilmesi mümkün
olmakla…
59
Yargıtay 4.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın
11.03.2003 tarih 2002/11093E.
2003/2586K. Sayılı bozma kararında özetle;
“… teknik olarak başkasına ait siteden yayın
yapmak mümkün ise de dava konusu
yayının davacı tarafından yazıldığı
kanıtlanamadığına göre davanın reddi
gerekirken..””
60
Yargıtay 4.Hukuk Dairesi Başkanlığı’nın 28.06.2005 tarih
2004/9834 E. 2005/7143K tarihli bozma kararında özetle;
“…dosyada mevcut belgelerden 22.09.2003 günü 19:37de
gönderilen gönderici adı olarak davacının adını yazılı bulunduğu emailin 81.212.220.150 IP kullanıcına ait olduğu kullanıcı adının
davalı adı değil D.A. olup 0 422 …no’lu Erzurum ilindeki bir
telefondan 19:30dan itibaren 41.20 dakikainternet bağlı kalınarak emailin gönderildiği anlaşılmıştır. Bu tarihte davalının Çek
Cumhuriyetinde bulunduğu 20.09.2003’de Türkiye’den çıkış yaptığı
24.09.2003’te Türkiye’ye girdiği havalimanına geldiği anlaşıldığına
göre davalını dava konusu e-maili göndermesi fiilen imkansızıdır.
Gelişen teknoloji ve teknikler sayesinde e-mail şifrelerin kırılması ve
kolayca ulaşılabilmesinin kolaylığı da göz önüne alındığında davanın
reddi gerekirken…”.
61
Yargıtay6. Hukuk DairesiBaşkanlığı’nın 9.6.1997 tarihli 1997/5069
K. 1997/5198 T. bozma kararında özetle;
“Davalı vekilinin kira sözleşmesinde yakıt bedelinin kiracıya ait
olduğu hususunda bir açıklama bulunmadığı, yakıt bedellerinin
kiralayana ait olduğunu, elektronik mektupla yapılan tebligata da bir
diyeceği bulunmadığını belirtmiştir.
Mahkeme elektronik mektupla yapılan ihtarın davalıya tebliğ
edilmediği için geçersiz olduğundan bahisle davayı reddetmiştir.
Davalı eşine yapılan tebligattan haberdar olmadığını iddia
etmediğine göre, artık o ihtarın geçersizliğinden söz edilemez.
Bu durumda davalıya gönderilen ihtarın geçerli olduğunun kabulü ile
işin esasına girilip sonucuna göre bir karar vermek gerekirken,
tebligatın geçerli olmadığından bahisle davanın reddi hatalı
olmuştur.”
62
Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun E. 2006/4-476 K. 2006/498 T. 5.7.2006 sayılı kararında özetle;
“Kişilik haklarına saldırıdan kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkin davada, davacı, davalının
e-mail adresinden gönderilen elektronik postalarla kendisine hakaret ve tehditlerde bulunulduğu ve
sövüldüğü, bu nedenle kişilik haklarının saldırıya uğradığını iddia etmektedir.
Uyuşmazlık, davalının eşi adına kayıtlı telefona bağlı IP adresine göre davalının evinde bulunan
bilgisayardan davalı yurt dışında iken yine davalının e-mail hesabından gönderilen ileti nedeniyle
hukuken sorumlu kabul edilip edilmeyeceğine ilişkindir.
Bununla birlikte, davalı hakkında tehdit ve sövme suçlarından ceza mahkemesinde dava açılmıştır.
Hukuk hakimi kural olarak ceza mahkemesinin beraat kararı ile bağlı değildir. Ancak; aynı olay
nedeniyle ceza yargılamasında hükme dayanak yapılan maddi olgular ile bağlı olup bu bağlılığın
ölçüsü ise; beraat kararında suçun sanık tarafından işlenip işlenmediğinin kesin olarak delilleriyle
tespit edilip edilmediğidir.
Eylemin suç teşkil etmemesi ceza hukukunu ilgilendirmekte iken aynı eylemin davalı tarafından
gerçekleştirilmediğine ilişkin tespit ise hem ceza hem de hukuk hakimini bağlar.
Olayda, davalı hakkında kamu davası açıldığı gözetilerek ceza dosyası getirtilmeli kesinleşip
kesinleşmediği araştırılmalı, kesinleşmemiş olması halinde bu dosya sonucu beklenmeli ve sonucuna
göre karar verilmelidir.”
63
Yargıtay 4.Ceza Dairesi Başkanlığı’nın E. 2004/8763 K.
2005/21445 T. 5.12.2005 sayılı bozma kararında özetle;
“E-Posta yolu ile yapılan hakaret ve sövmede;
Sözü edilen iletiyi internet servis sağlayıcısından gönderen
bilgisayarın ( İ.P ) numarasının sorulması, bu yolla
bilgisayarın kime ait olduğunun saptanması sonucuna göre;
1-İnternet kafe gibi umuma açık yerlerde bulunan bir
bilgisayardan ileti gönderilmiş ise sanığın beraatine,
2- Sanığın evi ya da işyerinde bulunan kişisel bilgisayarından
gönderilmiş ise mahkumiyetine,
3- Olayla ilgisi bulunmayan bir üçüncü kişinin kişisel
bilgisayarından gönderilmiş ise, bu şahsın tanık olarak
dinlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir.”
64
Yargıtay 11.Ceza Dairesi Başkanlığı’nın E. 2005/6376 K. 2007/2551 T.
16.4.2007 tarihli bozma kararında özetle;
“Gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenebilmesi için;
öncelikle e-posta yoluyla virüs gönderilerek sistemine zarar verilmiş
bir bilgisayarda incelemenin olaydan hemen sonra yapılması ya da
inceleme yapılacak bilgisayarın olaydan sonra inceleme anına kadar
hiç kullanılmamış olması; bilgisayarda virüslü dosya üzerinden
inceleme yaparken ilk işlem olarak, söz konusu dosyanın birebir
yedeğinin alınması, ikinci olarak birebir yedeğin değiştirilip
değiştirilmediğinin tespitine yarayacak zaman ve bütünlük kontrolü
imkanı sağlayan değerin ( hash ) belirlenmesi; bir e-postanın kimden
geldiğinin tespiti için de, ilk olarak e-postayı gönderen IP adresinin
bulunması, daha sonra da bulunan IP adresinin belirtilen tarih ve
saatte hangi abone tarafından kullanıldığının ve o abonenin kimlik ve
açık adres bilgilerinin talep edilmesi, bulunan IP adresini kullanan
abonenin sanıkla bağlantısının araştırılarak tespiti gerekir.”
65
5 Temmuz 2012 PERŞEMBE
Resmî Gazete
Sayı : 28344
KANUN
YARGI HİZMETLERİNİN ETKİNLEŞTİRİLMESİ AMACIYLA BAZI
KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASI VE BASIN YAYIN
YOLUYLA İŞLENEN SUÇLARA İLİŞKİN DAVA VE
CEZALARIN ERTELENMESİ
HAKKINDA KANUN
Kanun No.
6352
Kabul Tarihi: 2/7/2012
66
DAVA VE CEZALARIN ERTELENMESI
GEÇİCİ MADDE 1 – (1) 31/12/2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup; temel şekli
itibarıyla adlî para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasınıgerektiren bir suçtan dolayı;
a) Soruşturma evresinde, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindekişartlar aranmaksızın kamu davasının
açılmasının ertelenmesine,
b) Kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine,
c) Kesinleşmiş olan mahkûmiyet hükmünün infazının ertelenmesine,
karar verilir.
(2) Hakkında kamu davasının açılmasının veya kovuşturmanın ertelenmesi kararı verilen kişinin, erteleme kararının verildiği tarihten itibaren üç yıl içinde
birinci fıkra kapsamına giren yeni bir suç işlememesi hâlinde, kovuşturmaya yer olmadığı veya düşme kararı verilir. Bu süre zarfında birinci fıkra
kapsamına giren yeni bir suç işlenmesi hâlinde, bu suçtan dolayı kesinleşmiş hükümle cezaya mahkûm olunduğu takdirde, ertelenen soruşturma veya
kovuşturmaya devam olunur.
(3) Mahkûmiyet hükmünün infazı ertelenen kişi hakkında bu mahkûmiyete bağlı olarak herhangi bir hak yoksunluğu doğmaz. Ancak bu kişinin, erteleme
kararının verildiği tarihten itibaren üç yıl içinde birinci fıkra kapsamına giren yeni bir suçişlemesi hâlinde, bu suçtan dolayı kesinleşmiş hükümle cezaya
mahkûm olunduğu takdirde, ertelenen mahkûmiyet hükmüne bağlı hukuki sonuçlar kişi üzerinde doğar ve ceza infaz olunur.
(4) Bu madde hükümlerine göre cezanın infazının ertelenmesi hâlinde erteleme süresince ceza zamanaşımı durur; kamu davasının açılmasının veya
kovuşturmanın ertelenmesi hâlinde, erteleme süresince dava zamanaşımı ve dava süreleri durur.
(5) Birinci fıkra kapsamına giren suçlardan dolayı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının verilmiş olmasıhâlinde dahi, bu madde hükümleri
uygulanır.
(6) Birinci fıkra kapsamına giren suçlardan dolayı verilmiş mahkûmiyet hükmünün infazının tamamlanmış olmasıhâlinde bu mahkûmiyet hükmüne
bağlı yasaklanmış hakların 25/5/2005 tarihli ve 5352 sayılı Adlî Sicil Kanununun 13/A maddesindeki şartlar aranmaksızın geri verilmesine karar verilir.
(7) Bu madde hükümlerine göre verilen kamu davasının açılmasının, kovuşturmanın veya cezanın infazının ertelenmesi kararları adlî sicilde bunlara
mahsus bir sisteme kaydedilir. Bu kayıtlar, ancak bir soruşturma veya kovuşturmayla bağlantılı olarak Cumhuriyet savcısı, hâkim veya mahkeme
tarafından istenmesi hâlinde, bu maddede belirtilen amaç için kullanılabilir.
(8) Bu madde hükümlerine göre kamu davasının açılmasının, kovuşturmanın veya cezanın infazının ertelenmesi kararlarının verildiği hâllerde, bu
suçlar 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun erteleme ve tekerrüre ilişkin hükümlerinin uygulanmasında göz önünde bulundurulmaz.
67