Ticaret Hukuku Slaytı

Download Report

Transcript Ticaret Hukuku Slaytı

TİCARET HUKUKU BİLGİSİ
Haksız Rekabet
Rekabet Kavramı
• Rekabet bir haktır. Ancak her hak gibi rekabet hakkı
sınırsız da değildir ve dürüstlük kuralları çerçevesinde
ve ahlaki kullanılması gerekir. Rekabet hakkının aşırı
biçimde ve kötüye kullanılması, gayri ahlaki
davranılması rekabeti tehlikeye düşürür, rekabetten
beklenen olumlu neticelerin ortaya çıkmasını engeller,
rakiplerin ve tüm tüketici veya müşterilerin ekonomik
çıkarları bundan olumsuz etkilenir. Bu nedenle rekabeti
sağlamaya yönelik tedbirlerin yanında (4054 sayılı
Rekabetin Korunması Hakkında Kanun), rekabetin her
türlü şekilde kötüye kullanılması anlamına gelen haksız
rekabeti önlemeye yönelik düzenlemeler de kabul
edilmiştir.
Rekabet Kavramı
• Türk hukukunda haksız rekabeti genel olarak
düzenlemeye yönelik iki ayrı düzenleme vardır.
Bunlardan birisi TBK md. 57’de; diğeri ise TTK md. 54
vd.’da yer alır.
• TBK md. 57 anlamında haksız rekabet düzenlemesi şu
şekildedir: Gerçek olmayan haberlerin yayılması veya
bu tür ilanların yapılması ya da dürüstlük kurallarına
aykırı diğer davranışlarda bulunulması yüzünden
müşterileri azalan veya onları kaybetme tehlikesiyle
karşılaşan kişi, bu davranışlara son verilmesini ve
kusurun varlığı hâlinde zararının giderilmesini
isteyebilir. Ticari işlere ait haksız rekabet hakkında Türk
Ticaret Kanunu hükümleri saklıdır.
Rekabet Kavramı
• TTK md. 54 vd.’na göre haksız rekabet, rakipler
arasında veya tedarik edenlerle müşteriler
arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya
dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı
davranışlar ile ticari uygulamalardır.
Rekabet Kavramı
• Anlaşılacağı üzere her iki düzenleme haksız rekabet
konusunda benzer bir içeriğe sahip olmakla birlikte
hangisinin ne tür haksız rekabet bakımından geçerli olacağı
tam açık olarak belli değildir. Esasen TBK md. 57 ticari
olmayan işlerdeki (adi işler) haksız rekabet halleri için, buna
karşın ticari işlerdeki haksız rekabet halleri için TTK md. 54
vd.’daki hükümler uygulanır.
• Ancak bu durumda da ticari işler ile ticari olmayan işlerdeki
haksız rekabet hallerinin ayırımı ve nitelendirilmesi sorunu
ortaya çıkmaktadır. Ondan dolayı ağırlıklı olarak kabul
edilen görüşe göre, TBK md. 57 yürürlükte olmasına
rağmen zımnen ilga edilmiştir ve ticari olmayan haksız
rekabet hallerine dahi uygulanamazlar.
Rekabet Kavramı
• Bunun yerine ticari olsun ya da ticari olmasın tüm
haksız rekabet hallerinde TTK md. 54 vd. hükümlerinin
uygulanması gerekir. Zira TTK md. 54 vd.’nın
düzenlenme tarzı hem ticari hem de ticari olmayan
(adi) haksız rekabet hallerine uygulanacak kabiliyette ve
niteliktedir.
• Sonuç olarak, TTK md. 54 vd. hükümleri şu an için Türk
hukukunda haksız rekabet kurumunu düzenleyen genel
kural olarak kabul edilmektedir. Böylece TTK md. 54 vd.
hükümleri ticari olsun ya da olmasın tüm haksız
rekabet hallerine karşı uygulanacaktır.
Rekabetin Korunması
• TTK md. 54 vd.’da yer alan haksız rekabet kuralları ile 4054 sayılı RKHK
hükümleri karşılaştırıldığında, rakipler arasında veya tedarik edenlerle
müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına
diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamalar olarak tanımlanan
haksız rekabet hükümleri, genel olarak serbest rekabet düzeninin yanı sıra
tacirleri, ticari işletmeleri, bazı hallerde müşterileri ve mesleki örgütlerin
ortak çıkarlarını koruma amacıyla öngörülmüşlerdir. RKHK’nın amacı ise,
mal ve hizmet piyasalarındaki rekabeti engelleyici, bozucu veya kısıtlayıcı
anlaşma, karar ve uygulamaları ve piyasaya hakim olan teşebbüslerin bu
hakimiyetlerini kötüye kullanmalarını önlemek, bunun için gerekli
düzenleme ve denetlemeleri yaparak rekabetin korunmasını sağlamaktır
(RKHK md. 1).
• Görüldüğü gibi, TTK’nın md. 54 vd. hükümlerindeki kurallar her alanda
uygulanabilecek tarzda hükümler içerdiği halde, RKHK’la sadece mal veya
hizmet piyasalarındaki rekabetin sağlanması hedeflenmektedir.
Rekabetin Korunması
• Haksız rekabetin özel bir türü olan ithalatta haksız rekabetin
önlenmesi amacıyla 3577 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin
Önlenmesi Hakkında Kanun vardır. Bu kanunun amacı,
ithalatta haksız rekabet hallerinden olan dampinge ve
sübvansiyona konu olan ithalatın sebep olduğu zarara karşı
bir üretim dalının korunması amacıyla yapılacak işlemleri,
alınacak önlemleri, gerekli ilke ve uygulama kararlarını
verecek İthalatta Haksız Rekabeti Değerlendirme
Kurulu’nun oluşturulması ve bunun görevlerine ilişkin usul
ve esasları düzenlemektir (md. 1).
• Aşağıdaki açıklamalarda, haksız rekabet kurumunu Türk
hukukunda genel olarak düzenleyen TTK md. 54 vd.
hükümleri ana hatlarıyla ele alınmaktadır.
Haksız Rekabet
• Türk hukukunda haksız rekabetin TTK md. 54 vd.
hükümlerindeki düzenlenme tarzı hem ticari hem
ticari olmayan ilişkilerdeki haksız rekabet
hadiselerini kapsamına aldığı için, bazı özel
kanunlarda haksız rekabetin özel türleriyle ilgili
hükümler varsa ilk önce onlar uygulanır. Örneğin
FSEK, MarKHK, İthHRÖK’da olduğu gibi.
• Eğer bir husus özel nitelikteki bir haksız rekabet
düzenlemesine konu olmamış ise, buna TTK md.
54 vd.’daki haksız rekabet kuralları uygulanacaktır.
Haksız Rekabetin Tanımı
• TTK md. 56’da haksız rekabet şöyle
tanımlanmaktadır: Rakipler arasında veya
tedarik edenlerle müşteriler arasındaki
ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük
kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile
ticari uygulamalar haksız ve hukuka aykırıdır.
Unsurları
• Haksız rekabetten söz edilebilmesi için ortada bir
kazanç sağlama amacına yönelik bir faaliyet ve yarışma
ortamı var olmalıdır. Yani ortada belli bir alanda
ekonomik etkinlikler yürütülüyor olması gerekir. Bu
ekonomik etkinliklerin yürütülmesine ticari işletmeyle
iştirak ediyor olmak şart değildir.
• Bir başka deyişle ekonomik yarışın mutlaka ticari
işletmeler arasında geçiyor olması şart değildir. Bunun
dışındaki işletmeler arasındaki ekonomik yarış
bakımından da haksız rekabet olabilir. Örneğin
avukatlık büroları, doktor muayenehaneleri arasında
haksız rekabet fiilleri olabilir.
Unsurları
• Yeni kanuni düzenleme gerekçesinde “tüm katılanlar için” haksız
rekabetin engellenmesinin amaçlandığı belirtilmektedir. Böylece
sadece rakipler arasında ortaya çıkan ve rekabetin sağlıklı işlemesini
engelleyen davranışları konu alan değil, tüketiciler genel ekonomi ve
kamunun korunmasını sağlayan kurallardan söz edilmektedir. Bu
genel korumanın altında, rakipler, tedarikçiler ve tüketicilerin özel
olarak korunduğu kabul edilmektedir.
• Haksız rekabet için aldatıcı davranış veya dürüstlük kuralına aykırı bir
davranışın varlığı gerekir. Dürüstlük kuralına aykırı davranış genel bir
ifadedir ve aldatıcı davranışı da kapsar. Bir başka deyişle, aldatıcı
davranış dürüstlük kuralına aykırı davranışın bir özel şeklidir. O halde
haksız rekabette ekonomik rekabet dürüstlük kuralına aykırı
herhangi bir davranışla kötüye kullanılmış ya da özel olarak aldatıcı
hareketle kötüye kullanılmış olmaktadır. Haksız rekabet tanımında
aldatıcı hareketlerle diye özel bir ifadeye esasen ihtiyaç yoktur.
Unsurları
• Haksız rekabet için kusur ve zarar şart değildir. Haksız rekabet
hadiselerinde haksız rekabette bulunan çoğu kez kusurlu davranmış
olduğundan haksız rekabetin çıkmasına neden olmaktadır. Ancak
yine de kusur haksız rekabetin ortaya çıkmasının şartı değildir. Bir
kimse kusuru bulunmasa da haksız rekabetin oluşmasına mahal
verebilir. Haksız rekabette kusur bazı davaların açılmasına imkân
sağlar (maddi ve manevi tazminat davası).
• Burada kusurun aranması haksız rekabetin oluşumuyla ilgili değil,
sonuçlarıyla ilgili bir durumdur. Zira kusur olmasa da bazı haksız
rekabet davaları (tespit, önleme ve düzeltme) davaları
açılabilmektedir. Haksız rekabetin oluşması için haksız rekabete
maruz kalan kişinin bu yüzden zarar görmesi veya bir zarar
tehlikesine maruz kalması da aranmaz. Zarar veya zarar tehlikesi
haksız rekabetin oluşma şartı değil, haksız rekabette açılacak dava
türü bakımından gereklidir.
Önemli Haksız Rekabet Halleri
• TTK md. 54’de haksız rekabet genel olarak tanımlanmış ve
soyut kalmıştır. Md. 55’de ise bazı önemli haksız rekabet
halleri sıralanmıştır. Böylelikle hangi hallerin haksız rekabet
teşkil edebileceği md. 55’deki sayımla somutlaştırılmıştır.
İktisadi rekabetin dürüstlük kurallarına aykırı davranışlarla
her türlü kötüye kullanılmasıyla ortaya çıkabilen haksız
rekabet halleri yalnızca oradakilerden ibaret değildir. Zira
“sayılan hâller haksız rekabet hâllerinin başlıcalarıdır”
ifadesiyle sayımın sınırlı olmadığı belirtilmiştir. Böylelikle
genel olarak md. 54’deki koşullara uyan, özellikle de md.
55’de sayılan hallere benzeyen diğer haller de haksız
rekabet hadiseleri olarak nitelendirilebileceklerdir.
• TTK md. 55’de sayılan özel haksız rekabet halleri altı ana
başlık altında olmak üzere sayılmaktadır:
Dürüstlük Kuralına Aykırı Reklamlar ve Satış
Yöntemleri İle Diğer Hukuka Aykırı Davranışlar
•  Başkalarını veya onların mallarını, iş ürünlerini, fiyatlarını,
faaliyetlerini veya ticari işlerini yanlış, yanıltıcı veya gereksiz
yere incitici açıklamalarla kötülemek.
•  Kendisi, ticari işletmesi, işletme işaretleri, malları, iş
ürünleri, faaliyetleri, fiyatları, stokları, satış kampanyalarının
biçimi ve iş ilişkileri hakkında gerçek dışı veya yanıltıcı
açıklamalarda bulunmak veya aynı yollarla üçüncü kişiyi
rekabette öne geçirmek.
•  Paye, diploma veya ödül almadığı hâlde bunlara
sahipmişçesine hareket ederek müstesna yeteneğe malik
bulunduğu zannını uyandırmaya çalışmak veya buna
elverişli doğru olmayan meslek adları ve sembolleri
kullanmak.
Dürüstlük Kuralına Aykırı Reklamlar ve Satış
Yöntemleri İle Diğer Hukuka Aykırı Davranışlar
•  Başkasının malları, iş ürünleri, faaliyetleri veya işleri ile
karıştırılmaya yol açan önlemler almak.
•  Kendisini, mallarını, iş ürünlerini, faaliyetlerini, fiyatlarını, gerçeğe
aykırı, yanıltıcı, rakibini gereksiz yere kötüleyici veya gereksiz yere
onun tanınmışlığından yararlanacak şekilde; başkaları, malları, iş
ürünleri veya fiyatlarıyla karşılaştırmak ya da üçüncü kişiyi benzer
yollardan öne geçirmek.
•  Seçilmiş bazı malları, iş ürünlerini veya faaliyetleri birden çok kere
tedarik fiyatının altında satışa sunmak, bu sunumları reklamlarında
özellikle vurgulamak ve bu şekilde müşterilerini, kendisinin veya
rakiplerinin yeteneği hakkında yanıltmak; şu kadar ki, satış fiyatının,
aynı çeşit malların, iş ürünlerinin veya faaliyetlerinin benzer
hacimde alımında uygulanan tedarik fiyatının altında olması hâlinde
yanıltmanın varlığı karine olarak kabul olunur; davalı, gerçek tedarik
fiyatını ispatladığı takdirde bu fiyat değerlendirmeye esas olur.
Uygulamada bu tip mallara mostra adı verilmektedir.
Dürüstlük Kuralına Aykırı Reklamlar ve Satış
Yöntemleri İle Diğer Hukuka Aykırı Davranışlar
•  Müşteriyi ek edimlerle sunumun gerçek değeri hakkında
yanıltmak. Müşteri böylece malın kalitesi, tazeliği ve defosu
konusunda fazla düşünmeden karar vermektedir.
•  Müşterinin karar verme özgürlüğünü özellikle saldırgan
satış yöntemleri ile sınırlamak. Bu hükümde saldırgan
reklamlar değil, bizzat kapıda, yolda, müşterinin
beklemediği bir durumda yapılan pazarlama faaliyeti ifade
edilmektedir.
•  Malların, iş ürünlerinin veya faaliyetlerin özelliklerini,
miktarını, kullanım amaçlarını, yararlarını veya tehlikelerini
gizlemek ve bu şekilde müşteriyi yanıltmak.
Dürüstlük Kuralına Aykırı Reklamlar ve Satış
Yöntemleri İle Diğer Hukuka Aykırı Davranışlar
•  Tüketicinin korunmasına ilişkin özellikli haller:
• Taksitle satım sözleşmelerine veya buna benzer hukuki işlemlere
ilişkin kamuya yapılan ilanlarda unvanını açıkça belirtmemek, peşin
veya toplam satış fiyatını veya taksitle satımdan kaynaklanan ek
maliyeti Türk Lirası ve yıllık oranlar üzerinden belirtmemek,
• Tüketici kredilerine ilişkin kamuya yapılan ilanlarda unvanını açıkça
belirtmemek veya kredilerin net tutarlarına, toplam giderlerine,
efektif yıllık faizlerine ilişkin açık beyanlarda bulunmamak,
• İşletmesine ilişkin faaliyetleri çerçevesinde, taksitle satım veya
tüketici kredisi sözleşmeleri sunan veya akdeden ve bu bağlamda
sözleşmenin konusu, fiyatı, ödeme şartları, sözleşme süresi,
müşterinin cayma veya fesih hakkına veya kalan borcu vadeden
önce ödeme hakkına ilişkin eksik veya yanlış bilgiler içeren sözleşme
formülleri kullanmak.
Sözleşmeyi İhlale veya Sona Erdirmeye
Yöneltmek
•  Müşterilerle kendisinin bizzat sözleşme yapabilmesi için, onları
başkalarıyla yapmış oldukları sözleşmelere aykırı davranmaya
yöneltmek.
•  Üçüncü kişilerin işçilerine, vekillerine ve diğer yardımcı kişilerine,
hak etmedikleri ve onları işlerinin ifasında yükümlülüklerine aykırı
davranmaya yöneltebilecek yararlar sağlayarak veya önererek,
kendisine veya başkalarına çıkar sağlamaya çalışmak.
•  İşçileri, vekilleri veya diğer yardımcı kişileri, işverenlerinin veya
müvekkillerinin üretim ve iş sırlarını ifşa etmeye veya ele geçirmeye
yöneltmek.
•  Onunla kendisinin bu tür bir sözleşme yapabilmesi için, taksitle
satış, peşin satış veya tüketici kredisi sözleşmesi yapmış olan alıcının
veya kredi alan kişinin, bu sözleşmeden caymasına veya peşin satış
sözleşmesi yapmış olan alıcının bu sözleşmeyi feshetmesine
yöneltmek.
Başkalarının İş Ürünlerinden Yetkisiz
Yararlanma
•  Kendisine emanet edilmiş teklif, hesap veya
plan gibi bir iş ürününden yetkisiz yararlanmak.
•  Üçüncü kişilere ait teklif, hesap veya plan gibi
bir iş ürününden, bunların kendisine yetkisiz
olarak tevdi edilmiş veya sağlanmış olduğunun
bilinmesi gerektiği hâlde, yararlanmak.
•  Kendisinin uygun bir katkısı olmaksızın
başkasına ait pazarlanmaya hazır çalışma
ürünlerini teknik çoğaltma yöntemleriyle devralıp
onlardan yararlanmak.
Üretim ve İş Sırlarını Hukuka Aykırı Olarak İfşa
Etmek
• Gizlice ve izinsiz olarak ele geçirdiği veya
başkaca hukuka aykırı bir şekilde öğrendiği
bilgileri ve üretenin iş sırlarını değerlendiren
veya başkalarına bildiren dürüstlüğe aykırı
davranmış olur.
İş Şartlarına Uymamak
• Kanun veya sözleşmeyle, rakiplere de
yüklenmiş olan veya bir meslek dalında veya
çevrede olağan olan iş şartlarına uymayanlar
dürüstlüğe aykırı davranmış olur.
Dürüstlük Kuralına Aykırı İşlem Şartları
Kullanmak.
• Özellikle yanıltıcı bir şekilde diğer taraf
aleyhine;
• Doğrudan veya yorum yoluyla uygulanacak
kanuni düzenlemeden önemli ölçüde ayrılan,
veya
• Sözleşmenin niteliğine önemli ölçüde aykırı
haklar ve borçlar dağılımını öngören, önceden
yazılmış genel işlem şartlarını kullananlar
dürüstlüğe aykırı davranmış olur.
Haksız Rekabetten Doğan Sorumluluk
• Hukuki Sorumluluk
• Cezai Sorumluluk
Hukuki Sorumluluk
• Haksız rekabet sebebiyle müşterileri, kredisi, meslekî itibarı,
ticari faaliyetleri veya diğer ekonomik menfaatleri zarar
gören veya böyle bir tehlikeyle karşılaşabilecek olan kimse
aşağıdaki hukuk davalarını açabilir (TTK md. 56, f. 1).
• a) Fiilin haksız olup olmadığının tespitini,
• b) Haksız rekabetin men’ini,
• c) Haksız rekabetin sonucu olan maddi durumun ortadan
kaldırılmasını, haksız rekabet yanlış veya yanıltıcı beyanlarla
yapılmışsa bu beyanların düzeltilmesini ve tecavüzün
önlenmesi için kaçınılmaz ise, haksız rekabetin
işlenmesinde etkili olan araçların ve malların imhasını,
Tazminat,
• Haksız rekabet davaları açıldığı esnada çoğu kez haksız rekabet teşkil eden
davranış henüz devam ediyor olabilmekte ve mahkemeye açılan davanın
sonuçlanması ise uzun sürebilmektedir. Haksız rekabete uğrayanın buna
katlanmasını beklemek ise haksızlık olacaktır. Bu nedenle haksız rekabet
hallerinde HMK hükümlerine dayalı olarak davacı ayrıca ihtiyati tedbir
talebinde bulunabilir.
• Dava açma hakkı olan kimsenin dilekçesi üzerine mahkeme, tedbir olarak
mevcut durumun olduğu gibi muhafaza edilmesine, haksız rekabetin
sonucu olan maddi durumun ortadan kaldırılmasına, haksız rekabetin
durdurulmasına ve yanlış veya yanıltıcı beyanların düzeltilmesine ve gerekli
tedbirlerin alınmasına karar verebilir (TTK md. 61). Örneğin, davacı talep
etmişse, mahkeme, bir ürünün bariz bir şekilde taklit ürün olduğu
anlaşılabileceği durumlarda davalının üretiminin ve satışının
durdurulmasına henüz daha davanın esası hakkında karar vermeden
baştan durdurulmasına ihtiyati tedbir olarak karar verebilecektir. Davanın
esası hakkında karar ise sonra verilecektir.
Tazminat
• Mahkeme davayı kazanan tarafın talebiyle masrafı
haksız çıkan taraftan alınmak üzere, kesinleşmesinden
sonra hükmün ilan edilmesine de karar verebilir. İlanın
şekil ve kapsamını hakim belirler (TTK md. 59).
• Kanuna yeni konulan bir hükümle, aynı zamanda suç
teşkil eden haksız rekabet hallerinde ithalat veya
ihracat sırasında hak sahibinin talebi üzerine, haksız
rekabet konusu mallara, gümrük idareleri tarafından
ihtiyati tedbir niteliğinde el konulabileceği
öngörülmüştür. Bu hükmün özellikle marka hakkının
korunmasına ilişkin mevzuata göre hak sahibine
tanınan haklarla bağlantısı da gerekçede
vurgulanmıştır.
Davacı
• Haksız rekabet davalarını açabilecekler üç
gruptur.
Rakip
• Birisi rakiptir. Yani haksız rekabet nedeniyle
zarar gören ya da zarar görme tehlikesi altında
bulunan kimseler bahsedilen hukuk davalarını
açabilirler (TTK md. 56, f. 1).
Müşteriler
• Bir diğeri ekonomik menfaatleri zarar gören ya da
zarar görme tehlikesi altında bulunan
müşterilerdir. Eski düzenlemede müşterilerin dava
açabilmesi için zarar görme tehlikesi altında
bulunmaları yeterli değildi. Yeni düzenleme ile
müşterilerin zarar görme tehlikesinin varlığı dahi
dava açabilmeleri bakımından yeterli kabul
edilmektedir (TTK md. 56, f. 1). Ancak müşteriler
bakımından yeni kanunla başka bir sınırlama
öngörülmüştür. Buna göre müşteriler araçların ve
malların imhasını isteyemezler (TTK md. 56, f. 2).
Mesleki ve Ekonomik Birlikler
• Davacı sıfatına sahip üçüncü grup mesleki ve ekonomik birliklerdir.
Ticaret ve sanayi odaları, esnaf odaları, borsalar ve tüzüklerine göre
üyelerinin ekonomik menfaatlerini korumaya yetkili bulunan diğer
meslekî ve ekonomik birlikler ile tüzüklerine göre tüketicilerin
ekonomik menfaatlerini koruyan sivil toplum kuruluşlarıyla kamusal
nitelikteki kurumlar, tespit, önleme ve eski hale getirme davalarını
açabilirler (TTK md. 56, f. 3. Bunların tazminat davası açmaları
mümkün değildir. Eski düzenlemede bunların kendilerinin veya
şubelerinin üyelerinin, haksız rekabete maruz kalan rakip veya
müşteri sıfatıyla dava açma hakkına sahip olduğu hallerde dava
açabilecekleri belirtilirken, yeni düzenlemede bu şartın kaldırıldığı
görülmektedir (TTK md. 56, f. 3). Eski ve yeni düzenlemede mesleki
ve ekonomik birliklerin maddi ve manevi tazminat davası açma
hakları yoktur
Davranışı Gerçekleştiren
• Haksız rekabet davalarının yöneltileceği kişiler
üç gruptur:
• İlki, haksız rekabet eden kişidir. Haksız rekabet
sayılan davranışlarda bulunan kimselere karşı
bütün haksız rekabet davaları açılabilir.
Çalıştıran
• İkincisi, çalıştırandır. Haksız rekabet fiili hizmet veya işlerini
gördükleri esnada müstahdemler veya işçiler tarafından
işlenmiş olursa haksız rekabet davalarından tespit, önleme
ve düzeltme davaları istihdam edenlere karşı da açılabilir
(TTK md. 57, f. 1). Bu davaların açılmasında kusur şartı
aranmadığı için istihdam eden TBK md. 66’ya göre, bütün
dikkat ve itinayı göstermesine rağmen haksız rekabetin
yapıldığını veya gerekli dikkat ve özeni gösterse bile buna
engel olunamayacağını ispat ederek kurtulamaz. Buna
karşın, istihdam edene tazminat davası da açılabilir, ancak
bu davada tazminata hükmedilebilmesi için davalı istihdam
edenin kusurlu davranmış olması gerekir. Tazminat davasına
muhatap olan istihdam eden bu defa TBK md. 66’daki
kurtuluş imkânlarından yararlanabilir.
Basın
• Son olarak bir diğer davalı da basın, yayın kuruluşları ve
yöneticileridir. Kanunda haksız fiilin her türlü basın, yayın,
iletişim ve bilişim işletmeleriyle, ileride gerçekleşecek
teknik gelişmeler sonucunda faaliyete geçecek kuruluşlar
aracılığıyla işlenmişse, tespit, önleme ve eski hale getirme
davalarının kural olarak ancak, basında yayımlanan şeyin,
programın; ekranda, bilişim aracında veya benzeri
ortamlarda görüntülenenin; ses olarak yayımlananın veya
herhangi bir şekilde iletilenin sahipleri ile ilan veren kişiler
aleyhine açılabileceğini ortaya koymaktadır. (TTK md. 58, f.
1). Buna karşın
• Yazılı basında yayımlanan şey, program, içerik, görüntü, ses
veya ileti, bunların sahiplerinin veya ilan verenin haberi
olmaksızın ya da onayına aykırı olarak yayımlanmışsa,
Basın
• Yazılı basında yayımlanan şeyin, programın, görüntünün,
ses veya iletinin sahibinin veya ilan verenin kim olduğunun
bildirilmesinden kaçınılırsa,
• Başka sebepler dolayısıyla yazılı basında yayımlanan şeyin,
programın, görüntünün, sesin, iletinin sahibinin veya ilan
verenin meydana çıkarılması veya bunlara karşı bir Türk
mahkemesinde dava açılması mümkün olmazsa,
• davalar, yazı işleri müdürü, genel yayın yönetmeni, program
yapımcısı, görüntüyü, sesi, iletiyi, yayın, iletişim ve bilişim
aracına koyan veya koyduran kişi ve ilan servisi şefi; bunlar
gösterilemiyorsa, işletme veya kuruluş sahibi aleyhine
açılabilir (TTK md. 58, f. 1).
Basın
• Ancak bunların kurusu bulunuyorsa davaların
açılmasında bunlara sıraya bakılmaksızın dava
açılabilecektir (TTK md. 58, f. 2). Kusurlu
bulunmaları halinde haklarında tazminat
davası açılması da mümkündür (TTK md. 58, f.
3).
İnternet Servis Sağlayıcı
• Kanunda internet servis sağlayıcılara ilişkin bir düzenleme
de getirilmiştir. Buna göre servis sağlayıcının sorumlu
olması için; haksız rekabet fiilinin iletimini başlatmış,
iletimin alıcısını veya fiili oluşturan içeriği seçmiş veya fiili
gerçekleştirecek şekilde değiştirmiş olması gerekir (TTK md.
58, f. 4). Ancak Mahkeme haksız rekabet eyleminin olumsuz
sonuçlarının kapsamlı veya vereceği zararın büyük olacağı
durumlarda ilgili hizmet sağlayıcısını da dinleyerek, haksız
rekabet fiilinin sona erdirilmesini veya önlenmesine ilişkin
tedbir kararını hizmet sağlayıcı aleyhine de verebilir veya
içeriğin geçici olarak kaldırılması dâhil somut olaya uyan
uygulanabilir başka tedbirler alabilir. Tedbir kararı
verilebilmesi için servis sağlayıcının yukarıda belirtildiği gibi
kusurlu olması aranmaz.
Yetkili Mahkeme
• Haksız rekabet davaları haksız fiil temelli
olduklarından HMK md. 6 hükmüne tabidir ve
haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana
geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer
ya da zarar görenin yerleşim yeri
mahkemesinde açılmaları mümkündür.
Zamanaşımı
• Haksız rekabet nedeniyle açılacak hukuk
davalarını dava açma hakkı olan kişi, bu hakların
doğduğunu öğrendiği andan itibaren bir yıl ve
haksız rekabet oluşturan fiillerin işlenmesinden
itibaren üç yıl içinde açmalıdır. Ancak haksız
rekabet fiili ceza kanunları açısından aynı
zamanda suç teşkil ediyorsa, orada öngörülen
daha uzun ceza zamanaşımı süreleri geçerli
olacaktır (TTK md. 60). Süreler haksız rekabet
teşkil eden fiillerin sona ermesinden itibaren
işlemeye başlar.
Hükmün Üçüncü Şahıslara Etkisi
• Haksız rekabet davalarından önleme ve düzeltme davalarında
verilen kararlar, haksız rekabete konu olan malları doğrudan veya
dolayısıyla ondan ticari bir amaçla elde etmiş olan şahıslar hakkında
da icra olunur (TTK md. 56, f. 4). Bu hüküm mahkeme kararlarının
yalnızca davanın taraflarını ilgilendirdiği ve yalnızca onlar hakkında
icra olunabileceği kuralına istisnadır (HMK md. 303).
• TTK md. 56, f. 4 hükmü doğrultusunda, örneğin bir firma taklit
marka mallar üretmiş ve bunu satılmak üzere çeşitli yerlerdeki
mağazalara dağıtmışsa, marka hakkı sahibi, taklit marka mal üreten
firma aleyhinde açtığı ve kazandığı haksız rekabet davalarını taklit
marka malları satmak üzere elinde bulunduran mağazalara karşı da
icra edebilecek ve bu çerçevede taklit marka malların onların
elinden alınmasını sağlayabilecektir. Ancak marka sahibi elde etmiş
olduğu mahkeme kararını taklit marka malı şahsi tüketim için elinde
bulunduran müşteriye karşı icra edemez.
Cezai Sorumluluk
• Haksız rekabet fiillerinin hangi durumlarda cezai sorumluluğu
gerektirdiği TTK md. 62’de gösterilmiştir. Buna göre
• a) 55 inci maddede yazılı haksız rekabet fiillerinden birini kasten
işleyenler,
• b) Kendi icap ve tekliflerinin rakiplerininkine tercih edilmesi için
kişisel durumu, ürünleri, iş ürünleri, ticari faaliyeti ve işleri hakkında
kasten yanlış veya yanıltıcı bilgi verenler,
• c) Çalışanları, vekilleri veya diğer yardımcı kimseleri, çalıştıranın
veya müvekkillerinin üretim veya ticaret sırlarını ele geçirmelerini
sağlamak için aldatanlar,
• d) Çalıştıranlar veya müvekkillerden, işçilerinin veya çalışanlarının
ya da vekillerinin, işlerini gördükleri sırada cezayı gerektiren bir
haksız rekabet fiilini işlediklerini öğrenip de bu fiili önlemeyenler
veya gerçeğe aykırı beyanları düzeltmeyenler,
Cezai Sorumluluk
• fiil daha ağır cezayı gerektiren başka bir suç
oluşturmadığı takdirde, hukuk davasını açma hakkını
haiz bulunanlardan birinin şikâyeti üzerine, her bir bent
kapsamına giren fiiller dolayısıyla iki yıla kadar hapis
veya adli para cezasıyla cezalandırılırlar.
• Tüzel kişilerin işlerini görmeleri sırasında bir haksız
rekabet fiili işlenirse ceza hükmü, tüzel kişi adına
hareket eden veya etmesi gerekmiş olan organın
üyeleri veya ortakları hakkında uygulanır. Haksız
rekabet fiilinin bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde
işlenmesi hâlinde, tüzel kişi hakkında bunlara özgü
güvenlik tedbirlerine de karar verilebilir.