Transcript Slayt 1

TMMOB JE
OL
İ MÜHEND
2001
A
Rİ OD SI
LE
İS
OJ
Kaya birimlerinin özelliklerinin ve korelasyonunun o
kayacın
fosil
içeriğine
göre
yapılmasına
"biyostratigrafi" denir
Biyostratigrafi canlıların zaman içerisinde değişimlere
uğradıkları gözlemine dayanır.
Herhangi bir katman fosil içerikleriyle karakterize
olunur ve yaşlandırılır. Yani herhangi bir stratigrafik
birim kendisinden daha yaşlı veya daha genç
birimlerden
içerdikleri
fosillere
dayandırılarak
ayırtlanabilirler.
Biyostratigrafi paleontolojiyle yakın ilişkidedir. İyi bir
biyostratigraf aynı zamanda iyi eğitim görmüş bir
paleontolog olmalıdır
William Smith 1796'da Bath (İngiltere) çevresindeki
kanal inşaatlarıyla ilgili olarak çalışırken Bath içinde ve
çevresinde hatta belirli bir mesafe uzaklığındaki
katmanların aynı istiflenme sırasında oluştuğunu
gözlemlemiştir. Ayrıca stratigrafik istiflerdeki herhangi
bir tabaka, bölgede nerede bulunursa bulunsun benzer
belirgin fosil topluluğuyla karakterize olduğunu
gözlemlemiştir.
Daha sonraları William Smith, herhangi kayacın
istiflenme aralığını, o kayacın içerdiği fosilleri daha
önceki çalışmalarından stratigrafik pozisyonları bilinen
kayaçların
fosil
içerikleriyle
karşılaştırarak
belirlemiştir.
Alem (Kingdom)
Fillum (Phylum)
Ordo (Order)
Familya (Family)
Cins (Species)
Tür (Genus)
Biyostratigrafik çalışmalarda türler oldukça önemlidir
Türler tüm zamanlar boyunca değişmeksizin kalamazlar.
Ortamsal şartlardaki değişmelere bağlı olarak bu
ortamlarda yaşayan türlerde değişmektedir.
Gen mutasyonu ve ortamsal şartların değişmesi türlerin
evriminde önemlidir. Çoğu türler belirli ortam şartlarına iyi
şekilde adapte olurlar. Ortam şartlarındaki belirgin
değişmeler ya bu canlının yok olup gitmesine ya da yeni
ortamsal şartlara kendini uyduracak şekilde
değiştirmesine sebep olur.
Jeolojik kayıtlardaki tüm belirtiler tür değişimlerinin
tek yönlü ve geriye dönülmez olduğunu göstermiştir.i.
Bir defa bir tür yok oldu mu daha sonraki fosil
kayıtlarında bu tür bir daha görülmez.
Yeni bir türün üyeleri zamanla çoğalabilir ve o kadar
çoğalır ki jeolojik kayıtlarda görülmeye başlarlar. İşte
bu safha bir türün ilk defa ortaya çıktığı safha olarak
adlandırılır.
Ortamsal şartlardaki değişmeye bağlı olarak türler
yeni ortama adapte olamıyorlarsa o türün üyeleri
sayısal olarak azalır ve sonuçta kaybolur. Buna da o
türün son bulunuşu ya da kayıdı olarak adlandırılır.
Bazı türler jeolojik periyodun çok kısa bir fraksiyonunda
yaşamışlardır. Bazıları ise jeolojik periyotlarda uzun süre
yaşamışlardır.
Oldukça bol miktarda olan, coğrafik olarak geniş
alanlara yayılan ve nisbeten kısa sürelerde
yaşamış canlılara ait fosiller “indeks fosil “olarak
adlandırılır ve biyostratigrafi’de oldukça
önemlidir.
Biyostratigrafik birimleri karakterize eden fosil türleri ve
toplulukları uygun yaşlardaki kayaçların oluşturduğu her
yerde bulunmak zorunda değillerdir. Çok az sayıda tür
dünyanın her tarafına dağılmıştır. Buna karşın çoğu türler
kendi coğrafik bölgeleriyle sınırlıdır.
Belirli bitki ya da hayvan grup ya da gruplarının içerisinde
dağıldığı bölgelere "biyocoğrafik provens" denir.
Biyocoğrafik provensler birbirlerinden fiziksel ya da
iklimsel bariyerlerle ayrılırlar. Karasal bölgeler denizel
organizmalar için bariyerdir. Deniz suyu karasal bitki ve
hayvanlar için bir engeldir. Derin deniz sığ deniz
organizmaları için, soğuk su, sıcak su organizmaları için
birer bariyerdir. Tatlı su, tuzlu su şartlarında yaşayan
canlılar için bariyerdir.
ORGANİZMALARIN DAĞILIMI
Biyostratigrafideki türlerin yayılımını ve dağılımını
kontrol eden faktörleri anlamak oldukça önemlidir.
Karasal bitki ve hayvanların dağılımını kontrol
eden faktörler denizel organizmaların dağılımını
kontrol eden faktörlerden daha farklıdır. Denizel
organizmalar habitat şekline dayanarak üç ana
tipte gruplandırılır
DENİZEL ORGANİZMALAR
PLANKTONLAR
NEKTONLAR
BENTİKLER
Planktonlar:
Sığ sularda asılı şekilde yaşayan genelde hareketlerini
akıntı ve dalgalarla sağlayan mikroskobik boyutlu
organizmalardır. Planktonlar
her türlü açık okyanus
ortamlarında geniş bir şekilde yayılım gösterebilirler.
Planktonlar okyanusların pelajik bölümününün her
yerinde yaşayabilirler ve öldükten sonra deniz
tabanında
birikirler.
Bundan
dolayı
içerisinde
bulundukları
sedimanter
kayaçların
ortamsal
tanımlamalarda sınırlı bir değere sahiptir.
Graptolitler gibi sadece bir kaç plankton taban
ortamının tamınlanmasında önemlidir.
Denizel planktonlar
Planktonlar oldukça geniş alanlarda yayılım
göstermelerinden dolayı biyostratigrafik zonlanma
ve korelasyonlar için oldukça faydalı fosillerdir.
Planktonlar, fitoplanktonlar ve zooplanktonlar olarak
iki gruba ayrılırlar.
Fitoplanktonlara örnek diatom ve dinoflagelletler;
Zooplanktonlara ise Foraminer ve graptolitler örnek
verilebilir.
Nektonlar:
Serbest şekilde yüzebilen ve hareket edebilen tüm
canlıları kapsar. Güncel nektonlar okyanuslarda
yüzeyden binlerce metre derinlere kadar dağılım
gösterirler. Balık, balina ve memeliler gibi gelişmiş
hayvan gruplarının çoğunu bünyesinde toplar.
Nektonlar jeolojik haritalarda planktonik ve bentonik
organizmalardan daha az yayılım gösterirler. Dolayısıyla
biyostratigrafik çalışmalarda daha az değere sahiptir.
Nektonlara örnek olarak yengeç ve balık verilebilir.
Denizel nektonlar
Bentikler:
Bentikler okyanus tabanında ya da okyanus tabanının
altında yaşayan organizmalardır.
Katı kısımları korunmuş, bentik organizmalar ortamsal
tanımlamalarda oldukça önemlidir. Çünkü bentik
canlıların artıkları genelde yaşadıkları ortamlar içinde
korunurlar.
Çoğu bentik canlılar sığ sularda yaşadıklarından ve
taban
boyunca
uzun
mesafelerde
hareket
edemediklerinden dolayı onlar daha çok bölgesel
öneme sahiptir. Planktonlara oranla daha az bir
biyostratigrafik öneme sahiptir.
Denizel vagrant bentikler
Bentikler,
-Sesil bentikler (Krinoid ve Brakiopod gibi tabana
yapışık olanlar )
ve
-Vagrant bentikler (Deniz yıldızı ve Ekinid gibi taban
üzerinde hareket edenler)
olarak iki gruba ayrılır.
Denizel sesil bentikler (Epifaunal)
Denizel sesil bentikler (infaunal )
BİYOSTRATİGRAFİK BİRİMLER
Bir biostratiğrafik birim fosil içeriğiyle karakterize olunan
yada tanımlanan kayaç kütlesidir.
Biostratiğrafik
sınıflandırmada esas birim biozondur.
Biozon bir veya birkaç fosil taksonunu içeren ve bu
özelliği dolayısıyla komşu biostratiğrafi birimlerinden
ayrılabilen bir kaya topluluğu olup, adını bu takson yada
taksonlardan alır.
Biyozonların kalınlığı ve yayılımları oldukça değişkendir.
Biyozonlar arasında bulunan fosilsiz arakesimlere
“fosilsiz ara zon”;
biyozonlar içindeki fosilsiz arakesimlere “fosilsiz iç zon”
adı verilir.
Biyostratiğrafik birimler içerdikleri fosillerin ilk ortaya
çıkışları, ortadan kaybolmaları ve fosil çeşidine göre
4’ü resmi 1’i gayriresmi olarak kullanılan 5 biozona
ayrılırlar.
1. Topluluk Zonu (Assemblage Zone)
2. Menzil Zonu (Range Zone)
3. Aşmalı Menzil Zonu (Overage Range Zone)
4. Bolluk Zonu (Abundance Zone)
5. Oppel Zon
Topluluk Zonu:
Üç yada daha fazla takson topluluğunu içeren
kayalardan oluşan biyostratiğrafi birimine “topluluk
zonu “ denir .
Bir topluluk zonu, tip kesiti ve yardımcı kesitleriyle
tanımlanır. Yanal yayılımı, fosil topluluğunun devamıyla
sınırlıdır. Topluluk zonları yerel yaşam ortamıyla
yakından ilişkilidir ve ortam tanımlamada önemlidir.
Topluluk zonunun adı, fosil topluluğundaki bir veya
daha çok taksondan alınmalıdır. (Eponides Planorbulinella Topluluk zonu, Ostrea shumardi
Topluluk zonu)
Topluluk zonu
Menzil Zonu :
Belirli bir taksonomi biriminin (tür, cins vb.) tüm
dikey ve yanal yayılımını içeren kaya topluluğuna
“menzil zonu denir.
Menzil zonunun yayılımı, ilgili fosil takson şeklinin
görülmesine bağlıdır ve taksonun bulunduğu bütün
kayaları kapsar.
Menzil zonu adını, sınırlarını belirleyen fosil
taksonundan alır (Didymograptus menzil Zonu).
Menzil Zonu
Aşmalı Menzil Zonu :
İki fosilin ilk ortaya çıktıkları seviyeler ile son
görüldükleri seviyelerin baz alınarak oluşturulan
biyozonlardır .
Aşmalı menzil zonu adını biozonu oluşturan fosil
taksonlarından alır (Globorotalia pseudobulloides
Aşmalı Menzil Zonu)
Aşmalı menzil zon çeşitleri
Bolluk Zonu :
Bir yada daha çok taksonun göreceli sayısal bolluğunun
bir maksimuma erişmesiyle belirlenen kaya topluluğuna
“ bolluk zonu” denir.
Bolluk zonu adını, bu biyozonu oluşturan taksonomi
biriminden alır (Fusulina Bolluk Zonu)
Oppel Zonu :
İkiden fazla fosil taksonunun ilk ortaya çıktıkları ve
son görüldükleri seviyelerle belirlenen bir topluluk
zonu çeşididir .
BİYOKORELASYON
Biyostratigrafik birimler fosil içeriklerine göre
tanımlanmış
gözlenebilen
objektif
stratigrafik
birimlerdir. Bundan dolayı litostratigrafik birimlerin
korelasyonunda olduğu gibi bu birimlerde bir
lokasyondan diğerine takip edilip korele edilebilirler.
Biyostratigrafik birimler jeolojik zaman belirlemede
önemli olabilir veya olmayabilir. Örneğin; Topluluk
zonları ve bolluk zonları yanal olarak izlendiklerinde
zaman çizgilerini kesebilirler. Diğer taraftan özellikle
bir türün ilk ortaya çıkmasıyla tanımlanan menzil
zonları genelde zaman çizgisiyle üst üste gelen
korelasyonlar oluşturabilirler.
Topluluk Zonlarıyla Korelasyon:
Topluluk zonları, menzil limitlerine bakılmaksızın üç
veya daha fazla taksonun belirgin gruplandırılmasına
dayandırılır .
Bölgesel olarak oldukça çok değişken olabilen
ortamların ayırtlanmasında, Topluluk zonları özel bir
öneme sahiptir. Bundan dolayı topluluk zonlarıyla
yapılacak lokal korelasyonlar özellikle ortamsal
yorumlarda oldukça önemlidir.
Bolluk Zonlarıyla Korelasyon:
Bolluk zonu, bir veya birkaç taksonun göreceli sayısal
bolluğuna dayandırılarak tanımlanır. Bolluk zonları
belli bir taksonun nüfus olarak en çok olduğu zamanı
temsil eder .
Stratigrafik kayıtlarda gözlenen bolluk piki farklı
bölgelerde farklı zamanlarda oluşan ekolojik şartlarla
ilişkili olduğundan dolayı maksimum bolluk, lokal
öneme sahiptir.
Bolluk zonları biyostratigrafik korelasyonlarda
kullanılabilir, fakat iyi bir zaman stratigrafik korelasyon
aracı olamazlar. Bundan dolayı biyostratigraflar
genelde topluluk zonu ya da menzil zonuyla yapılan
korelasyonları tercih ederler.
Menzil Zonuyla Yapılan Korelasyonlar:
Menzil zonları bir taksonun ilk ve son görüldüğü seviyeler
arasına düşen katmanlardan oluşan biyozonlardır. Bu
menzil zonları dört şekilde gruplandırılır ve ona göre
korele edilirler:
a-Tek bir taksonun ilk ve son göründüğü aralık baz
alınarak yapılan korelasyon
b. İki farklı taksonun ilk ortaya çıkışları ya da son
göründükleri seviye arasındaki aralık baz alınarak
yapılan korelasyon
c-Bir taksonun ilk ortaya çıktığı seviye ile diğer bir
taksonun son defa görüldüğü seviye arasınaki aralık baz
alınarak yapılan korelasyon
d. Birbirlerini aşan menzil zonlarıyla tamınlanan zonlar baz
alınarak yapılan korelasyon
Takson menzil zonları eğer takson kısa bir stratigrafik
aralığa karşılık geliyor ise zaman korelasyonunda
oldukça faydalı olabilir.
Eğer takson geniş bir jeolojik periyoda ya da bir kaç
menzil aralığına sahipse bu taksonun zaman
korelasyonundaki önemi oldukça azdır.
Menzil zonuyla korelasyon çoğu kez indeks fosilleriyle
korelasyon anlamında kullanılmaktadır.
Eğer bireysel menzil zonu çok uzun ise menzil zonuyla
yapılan korelasyon uygun olmaz. Bundan dolayı diğer
tip menzil zonları kullanılarak daha iyi korelasyon
yapılabilir.
İki taksonun ilk defa ortaya çıktıkları aşmalı menzil
zonu özellikle zaman stratigrafik korelasyonlarda
faydalı olabilir. Çünkü iki taksonun ilk ortaya çıktıkları
aralık kısa bir zaman aralığını temsil eder ve bu zon
çoğu zaman geniş alanlarda eş zamanlıdır.
Taksonların
son
görüldükleri
seviyelere
göre
tanımlanan aşmalı menzil zonu daha az öneme sahiptir.
Çünkü taksonların yok oluşları ilk defa ortaya çıkışları
kadar kısa süreli değildir. Bundan dolayı genelde
aşmalı menzil zonlarıyla korelasyon yapılması tercih
edilir .
Y Kesiti
X Kesiti
F
F
Zon 10
E
Zon 9
E
Zon 8
D
Zon 7
D
Zon 6
Zon 5
C
C
Zon 4
B
Zon 3
B
Zon 2
A
Zon 1
A
İki farazi kesitin menzil zonlarına göre korelasyonu