Tüm Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenlerine Verilecek Slayt

Download Report

Transcript Tüm Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Öğretmenlerine Verilecek Slayt

2011-2012 EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI
HAYIRLI OLSUN
DÜNYA VE BİZ
Dünyanın, ülkemizin ve ilimizin gündemi çok
yoğun.
Her tarafta büyük bir değişim ve dönüşüm var.
Bütün değişimler gibi sancılı oluyor.
İşte dünya!
İşte İslam dünyası!
Somali, Filistin, Mısır, Libya, Suriye, Pakistan,
Afganistan, Çeçenistan, Sudan ….
Say sayabildiğin kadar.
İşte ülkemiz!
Ve işte Şanlıurfa!
Olumlu, doğru, iyi ve güzel şeylerin yanında
olumsuz, yanlış, kötü ve çirkin şeyler de var.
Bu durumdan en çok çocuklar ve gençler
etkileniyor.
Şu iki soruyu herkes kendi kendine sormalı:
Ben bu değişime hazır mıyım?
Ben hangi taraftayım?
Eğitim, her zaman olduğu gibi en önemli alan.
Geleceğin toplumunu ve dünyasını biz inşa
ediyoruz.
Yaklaşık 550.000 öğrencimiz var. Bunlar en geç
10-15 yıl sonra toplumun en dinamik kesimini
oluşturacak.
İyi yetiştirebilirsek, yarının dünyası, yarının
Türkiye’si ve yarının Şanlıurfa’sı bugünkünden
daha huzurlu, daha müreffeh, daha güzel, daha
yaşanabilir olacak.
Aksi taktirde düşünmek bile korkunç.
Ve bunun büyük sorumluluğu
bizim omuzlarımızda.
Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi öğretmenlerinin çok
özel bir yeri var.
Hepsi inançlı ve dindar.
Hepsi en az 4 yıllık bir eğitimden geçmiş…
Bu inanç ve bu eğitim, hepsine, hepinize fazladan bir
sorumluluk yüklüyor.
Ve bu sorumluluk bu dünya ile sınırlı değil.
Kendinizi herhangi bir öğretmen gibi maaş almak
için derse giren, sorumluluğu kanun ve
yönetmeliklerle sınırlı biri gibi göremezsiniz.
“Görevim, müfredata dahil konuları öğretmekten
ibarettir, dersten çıkar keyfime bakarım”
diyemezsiniz.
Şu kavramlar bize ne anlatıyor?
Tebliğ,
Davet,
İyiliği emr, kötülüğü nehy,
Hakkı tavsiye,
Nasihat,
Cihat…
Hangi mezhepten, cemaatten, tarikattan,
meşrepten, gruptan olursanız olun…
Dini öğretmek ve yaşanılmasını sağlamak için, her
biriniz farklı yerlerde, farklı çalışmalar
yapabilirsiniz.
Yapmalısınız da…
Bunun için okuyabilir, araştırabilir, uzun uzun
hazırlıklar yapabilirsiniz. Rahatınızdan, paranızdan
fedakarlık da yapabilirsiniz.
Yapmalısınız da…
Bu gruplara katılımı arttırmak için yoğun bir çaba da
harcarsınız. Nice davetler, nice dil dökmeler, nice
ikramlar neticesinde bir kişi kazansanız bununla
mutlu olursunuz.
Olmalısınız da…
Ama dikkat edin, bunlar genellikle alt yapısı sağlam
olan insanlardır. İmanlı, inançlı kimselerdir. Siz onları
biraz daha bilinçlendirmenin derdindesinizdir.
Kendi grubunuzun en uygunu, kendi düşüncenizin
de en doğrusu olduğuna inanırsınız.
Öyle de olmak zorunda.
Peki, öğrencileriniz?
Onları müşteri gibi mi
göreceksiniz/görüyorsunuz?
Her gün sizi dinlemeye hazır/ veya
dinlemek zorunda olan yüzlerce
öğrenci var.
Üstelik hepsi çok genç, daha
temiz veya daha az kirlenmiş.
Onlar da Allah’a kul olma
sorumluluğunda.
Onlar da mükellef.
Onlar da dine davete muhatap.
Onlar da hesaba çekilecek.
Ceza veya mükafat onları da
bekliyor.
Ama çoğu bunun farkında değil.
Ve bu onların bilinçli olarak seçtiği bir durum da
değil.
Sizin onlara karşı da sorumluluğunuz yok mu?
O inandığınız doğrulara, güzelliklere onları da
çağırmak zorunluluğunuz yok mu?
Allah, herhangi başka branştan öğretmene sorduğu
kadarını mı soracak size?
Hesabınız onlardan biraz daha farklı olmayacak mı?
Biliyorum şartlar farklı.
Okuldaki, resmi bir görev ve tüm resmi şeyler gibi
biraz soğuk, itici.
Öğrenciler de sohbetinize gelenler gibi istekli değil.
Çok farklı çevrelerden gelmişler.
Dine ve din dersine karşı önyargıları olanlar var.
Veliler de öyle olabilir.
Okul idaresi ve diğer öğretmenlerin tavrı da önemli.
Her konuya giremez, her istediğinizi
yaptıramazsınız.
Elinizi kolunuzu bağlayan hususlar var.
Ama bütün bunlar gerçeği
değiştirmiyor.
Siz onlara karşı da sorumlusunuz.
Ve onlar farkında olmasalar da sizin
ilginizi ve gayretinizi hakkediyor.
Hesap Gününde yakanıza
yapışabilir, niçin bana anlatmadın,
anlatılması gerektiği gibi
anlatmadın, diğer sohbetlerine
gelenler kadar beni sevmedin,
benimle ilgilenmedin, senin
yüzünden bugün bu haldeyim,
senden şikayetçiyim diyebilir.
Hepinizin bu bilinçte olduğunu düşünüyorum.
Mutlaka çok güzel işler de yapıyorsunuz.
Ama hepimiz günlük gailelerin içinde zaman
zaman yoruluyoruz, usanıyoruz. Bir bezginlik
kaplıyor içimizi. Heyecanımızı kaybediyoruz.
İşte böyle zamanlarda çok iyi bildiğimiz şeyleri
bile birilerinin bizlere hatırlatması gerekiyor.
İşte toplantımızın amacı bu.
Bir araya gelmek ve yeniden hatırlamak…
Birbirimizden güç almak…
Hedefimiz sağlıklı, iyi, mutlu ve
başarılı insanlar yetiştirmek.
Sizler buna, üstelik başına bir de “inançlı” sıfatı
katıyorsunuzdur.
İnanç, diğer vasıfları kazanmanın garantisi de
oluyor.
Bu sıralamaya dikkat!
Sağlıklı, iyi ve mutlu olmayan başarılı insanların
ne kendine ne topluma bir hayrı olmuyor.
Genelde şikayetçiyiz.
Çocuklar şöyle, gençler böyle diye hep olumsuz
örnekleri öne çıkarıyoruz. Ümitsizlik olmasa da
zaman zaman karamsarlığa kapılıyoruz.
Oysa iyi örnekler de var, belki de daha çok.
Şöyle kendi zamanlarımızla, hatta daha
evvelkilerle karşılaştıracak olursak moralimizi
düzeltecek verilerin daha fazla olduğunu
görürüz.
Kötüler daha görünür olduğu için bize daha
fazlaymış gibi geliyor belki de.
Gençlerden şikayet yeni bir durum değil.
M.Ö. 4-5. asırlarda yaşayan Sokrates, şöyle
demekten kendini alamamış “bu günün gençleri
lüks ve gösteriş düşkünü, saygısız, başkaldıran,
geveze ve obur yaratıklardır.”
Sümerlerden kalan çivi yazılarında da, “şu
gençliğin hali ne olacak ?” anlamına gelen
yakınma sözleri bulunmuş.
İsa’dan sekiz yüz yıl önce yasamış Hesiad isimli bir düşünür;
“Günümüzün gençleri öyle umursamaz ki, ilerde ülke
yönetimini ele alacaklarını düşündükçe umutsuzluğa
kapılıyorum. Bizlere, büyüklere karşı saygılı olmayı, ağır başlı
davranmayı öğretmişlerdi. Şimdiki gençler, kuralları hiçe
sayıyorlar, çok duyarsızlar ve beklemesini bilmiyorlar…”
demiştir.
Ama tabii bu, her şeyin güllük gülistanlık olduğunu
göstermiyor.
Oh be diyerek yan gelip yatacak halimiz yok.
Zira günümüzde gençleri bekleyen tehlikeler daha
büyük.
BÜYÜK RİSKLER VAR
1.Televizyon
2.İnternet ve internet kafeler
3.Yanlış anne-baba tutumları
4.Sokak ve çevre
5.Taciz, tecavüz
6.Şiddet
7.Suç örgütleri
8.Sigara, uyuşturucu, uçucu maddeler
9.Karşı cinsle ilişkiler
10.Sokakta çalışma, mevsimlik işte çalışma
11.Töre, kan davası, aşiretçilik
13.Irkçılık
Daha neler neler…
TELEVİZYON
Dünyanın en çok
televizyon
izleyen toplumu
olduğumuz
söyleniyor.
Televizyon,
herkes için
ama özellikle
çocuklar ve
gençler için
büyük tehlike.
Çizgi filmler
bile…
İNTERNET
Daha da savunmasız yakalıyor gençlerimizi.
En olmaz
görüntüler, en kötü
yazılar… Şiddet,
porno, argo, küfür,
tehlikeli
arkadaşlıklar, sanal
hayat, bağımlılık…
Yanlış anne ve baba tutumları…
Uyuşturucuya başlama yaşı
11’e düşmüş durumda.
Şiddetin her
türlüsü gittikçe
yayılıyor.
Taciz ve tecavüz olayları
sanılandan çok fazla.
Kızlarla erkekler
arasındaki
uygunsuz ilişkiler
çok küçük yaşlara
kadar inmiş
durumda.
İntihar, bizde yok
diye seviniyorduk
yakın zamana kadar.
Ama son
zamanlarda çok
duyar olduk.
Kan davası, dinimizin açık bir yasağı
Ama ilimizde ne kadar yaygın.
Dünyada bu kadar çok ırk/kavim var. Ama ırkçılık büyük tehdit.
Ülkemizde ve bölgemizde Türk, Kürt ve Arap kökenden gelen
gençler arasında gittikçe artan bir tehlike olarak görülüyor.
ÇARE?
Çocuklarımızı ve gençlerimizi bu
tehlikelerden ve risklerden koruyabilir miyiz?
Bununla da bitmiyor tabii.
Normal denilen bir hayatı yaşayan ama ahlak,
davranış ve kişilik olarak problemli olan
çocuklara karşı neler yapabiliriz?
Şimdilerde buna “değerler eğitimi” deniliyor.
Siz isterseniz buna “ahlak eğitimi” veya
doğrudan “İslami eğitim” deyin.
Kur’an-ı Kerim’de iki yerde “hulk” kelimesi
geçmektedir. Ayrıca pek çok ayette “amel”
teriminin alanı ahlaki davranışları da içine alacak
şekilde geniş tutulmuştur.
Bunun yanında birr, takva, amel-i salih, istikamet,
husün, hayr, ma’ruf gibi iyi ahlaklılık; ism, dalal,
fahşa, münker, bağy, seyyie, heva, fısk, fücur,
zulm gibi kötü ahlaklılık ile ilgili anlam ifade eden
birçok kavram vardır.
“Gerçekte sen büyük bir ahlak üzeresin.”
Hadis-i Şerifler
Din, güzel ahlaktır.
Sizin imanca en güzeliniz, ahlakça en güzel olanınızdır.
En çok sevdiğim kimse, huyu en güzel olandır.
Güzel ahlak, büyük günahları, suyun kirleri temizlemesi
gibi temizler. Kötü ahlak ise, salih amelleri, sirkenin balı
bozduğu gibi bozar.
Ben ancak güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim.
Müminlerin iman yönünden en faziletlisi ahlakça en iyi
olanıdır.
Şüphesiz güzel ahlak, güneşin buzu erittiği gibi günahları
eritir.
Bir Müslüman güzel ahlakı sayesinde, gündüzleri oruç
tutan, geceleri ibadet eden kimselerin derecesine kavuşur.
Bir insan az ibadet etse de, güzel ahlakı sayesinde en
yüksek dereceye kavuşur.
Çocuklarımıza,
Sevgi, saygı, merhamet, yardımlaşma,
paylaşma, cömertlik, dürüstlük, çalışkanlık,
fedakarlık, sabır, şükretme, adalet, güler
yüz-tatlı dil, hizmet aşkı, özgüven, idealizm
gibi olumlu duygular nasıl kazandırılacak?
Anne-babaya karşı gelme, saygısızlık,
kibir, yalan, dedikodu, bencillik, cimrilik,
dalga geçme, alay etme, zarar verme,
argo konuşma, sövüp sayma, gevezelik,
haddini bilmeme, kural kaide dinlememe
vb olumsuzluklardan nasıl korunacaklar?
Bunların
hepsi
dinimizin de
emrettiği ve
önem verdiği
şeyler
değil mi?
NELER YAPILABİLİR?
Ne/neler yapabiliriz?
Herkes için geçerli bir yol
veya yollar var mı?
Bu iş öyle bilgi aktarmak
gibi değil.
Bir defa bizimle bitmiyor.
Üstelik zor.
Zaman ve emek istiyor.
Ama belki de çok kolay.
Din Dersi öğretmenlerinin elleri daha da güçlü.
Her şeyi gören, duyan, bilen ve bir
gün bütün yapılanların hesabını
soracak olan bir Allah inancı çok
etkili, en etkili yol değil midir?
Vedud Allah.
Rahman ve Rahim Allah.
Afüvv Allah, Gafur Allah, Tevvab
Allah.
Kerim Allah.
Mümin Allah.
Kuluna şah damarından daha yakın
Allah.
Dualara icabet eden Allah.
Ve her durumda, her şartta yardım
eden Allah.
Alemlere Rahmet olarak gönderilen
Peygamber.
Ümmetine karşı çok şefkatli Peygamber.
Şefaatçi Peygamber.
Etrafında çocukların ve gençlerin olduğu
bir Peygamber.
Hz.Hasan, Hz. Hüseyin, Hz. Üsame, Hz
Enes ve diğerleri
Hz. Peygamber’in çocukları çok
sevdiğine dair kıssalar.
Hz. Zeyd, Hz. Bilal, Hz. Musab, Hz.
Ammar ve diğerleri.
Bu gençlerin sırtında yükselen İslam.
Bu gençlerin örnek hayatı.
Örnek olma
Her zaman en etkili yol örnek olmaktır.
Kılık kıyafetinden davranışlarına kadar.
Din Dersi öğretmeni, çağırdığı hayatı yaşayarak
göstermeli.
Katı bir disiplin ters tepiyor.
Gereksiz yasaklar, anlamsız kurallar tepkiye sebep
oluyor.
Şiddet uygulamak çözüm değil.
Severek, yüreğe dokunarak mesafe almak şansımız
daha fazla.
Din Dersi öğretmeni, okulun en sevilen
öğretmeni olmalı.
En güler yüzlü, en tatlı dilli, en anlayışlı, en seven, en
şefkatli, en sabırlı, en fedakar, en cömert, en çok
zaman ayıran.
Ama bu, kuralsızlık veya her şeyi hoş görmek anlamına
gelmiyor.
Etkili bir dil.
Etkili bir dinleme ve iletişim.
Güven ve samimiyet.
Anlayış ve hoşgörü.
Acıyı ve sıkıntıyı paylaşma.
Anlaşılır bir dil.
Hayattan örnekler.
Teselli.
Ve rehberlik.
Teorik değil, pratik.
Çocuğa özel.
Sorunlu çocuklarla sınıf içinde değil birebir
diyaloga geçmek gerek.
Ayıplama, alay etme, hor görme, küçük
düşürme vb çok yanlış.
Kesinlikle uzun nasihatlerden kaçınmak gerek.
En çok düştüğümüz yanlışlardan birisi bu.
Korkutmak da çok tavsiye edilmiyor.
Cehennem ve ceza konularında çok
dikkatli bir dil kullanılmalı.
“Allah size kolaylık diler, zorluk dilemez.”
(Bakara: 185)
“Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız,
müjdeleyiniz, nefret ettirmeyiniz.”
BİR ÖRNEK
Asr-ı Saadette Peygamberimiz (A S ) Ashabıyla
beraber bulunuyordu. Bir genç çıkageldi ve çok saygısızca:
-Ya Resulallah! Ben filanca kadın ile arkadaş olmak
olmak istiyorum, onunla zina yapmak istiyorum, dedi
Ashab-ı Kiram, bu durumdan çok öfkelendiler.
İçlerinden gazaba gelerek genci dövmek ve huzuru
Resulullah'dan çıkarmak isteyenler oldu. Bazıları bağrıştılar
Çünkü genç çok hayasız konuşmuştu.
Sevgili Peygamberimiz (S A V ) “bırakın o genci”
buyurdu. Genci yanına çağırdı, dizinin dibine oturttu. Gencin
dizlerini kendi mübarek dizine değdirecek bir şekilde oturttu
ve:
— Ey genç, birinin annenle bu kötü işi yapmasını ister
misin? Bu çirkin hareket hoşuna gider mi? diye sordu. Genç
hiddetle:
— Hayır Ya Resulallah, diye cevab verdi. Resulallah:
— Öyle ise o çirkin işi yapacağın kimsenin evlatları da
bundan hoşlanmazlar.
Sonra:
— Peki, bu çirkin işi senin kız kardeşinle yapmak
isteseler, sever misin? diye sorduklarında genç :
— Hayır, asla! diyerek hiddetleniyordu. Şu halde
insanlardan hiç kimse bu işi sevmez buyurdu.
Sonra Hz Peygamber (A S ) mübarek elini bu gencin
göğsüne koyarak şöyle dua etti:
— Allah'ım! Sen bu gencin kalbini temiz kıl. Namusu
ve şerefini muhafaza eyle ve günahlarını da bağışla, buyurdu.
Genç, Resulallah (asv)'ın huzurundan ayrıldı. Ve bir
daha günah işlemediği gibi böyle bir kötü düşünce aklından
bile geçmeden yaşadı.
Hz. Peygamber’i her bakımdan örnek
almamız gerektiğine göre buradan da
çıkaracağımız dersler yok mu?
Gençlerimizde bizi en çok rahatsız eden
davranışları bu konu ile ilgili olduğuna göre…
Ve Allah "Zinaya yaklaşmayın. Çünkü o,
çok çirkin bir iş ve kötü bir yoldur" (İsrâ, 17/32)
dediğine göre…
SEVGİ
En temel, en önemli duygu.
Eksikliğini herkes söylüyor.
Ama günümüzde yerli yersiz çok kullanılan ve içi boşaltılan bir
kavrama dönüştü.
Ben sevginin öğretilebilir/öğrenilebilir olduğuna inanıyorum.
İşte delillerimden iki tanesi:
Hz. Ömer: “Ey Allah’ın Rasûlü! Kendim hariç Seni her şeyden
çok seviyorum.” deyince, Hz. Peygamber: “Olmadı, canından
da çok sevmedikçe mü’min olamazsın.” buyurdu. Bunun
üzerine Hz. Ömer, “Seni canımdan da fazla seviyorum.”
deyince Rasûlullah: “İşte şimdi oldu ya Ömer.” buyurdu.”
“Nefsim kudret elinde olan Allah Teala’ya yemin ederim ki hiç
biriniz ben ona babasından da, evladından da daha sevgili
olmadıkça iman etmiş olmaz.”
Bilgi sahibi olmamız gerekiyor.
Yapacağımız gözlemler, okul idaresi, öğretmen ve ailelerden
alacağımız bilgilerle risk grubundaki öğrencileri tespit
etmeliyiz.
Televizyon ve internet bağımlısı olanları,
Sigara, uyuşturucu ve madde bağımlısı olanları,
Şiddete ve tehdide maruz kalanları,
Tacize ve tecavüze maruz kalanları,
İntihara eğilimli olanları,
Özgüveni eksik, sevgisiz, ilgisiz olanları,
Ailesi parçalanmış veya anne babasını kaybetmiş olanları,
anne-babasının arasında kalanları,
Travma geçirenleri,
Her çeşit engelli olanları,
Kan davalı aile çocuklarını,
Çok yoksul olanları,
Ve …
Bir kalkan, Bir Sigorta
“Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da
dosdoğru kıl. Çünkü namaz, fahşadan (insanı
hayâsızlıktan ve kötülükten) alıkor.”
(Ankebut:45)
Demek ki gençlere namaz kıldırabilsek birçok
kötülükten uzak duracak.
Ama “namaz kıl” demekle namaz kılınmıyor.
Ayrıca her namaz kötülükten alıkoymuyor.
O halde…
Rol Model ihtiyacı
Gençlerde, birilerini model alma ihtiyacı var.
İyi modeller bulamazsa/sunamazsak boşluğu kötü
modeller dolduruyor.
Bugünün gençleri, şarkıcı, artist, manken, futbolcu vb
rol model olarak alıyorlar ya da medya onlara bunları
sunuyor.
Oysa Allah inananlara Hz. Peygamberi, Hz. İbrahim’i
örnek gösteriyor.
Gençlere bu örnekleri tarihin derinliklerinden,
kitapların arasından nasıl çıkarıp da örnek yapacağız?
Hayatın içinde, yaşanabilir, ulaşılabilir, izinden
gidilebilir örnekler…
Öğrencileri, yararlı etkinliklere yönlendirmek.
Ders çalışan, kitap okuyan, sosyal ve kültürel
çalışmalara katılan, enerjisini bu tür çalışmalarda
boşaltan çocuklar, kolay kolay yanlış davranışlar
içine girmezler.
Unutmayalım ki her çocuk, dikkat çekmek, takdir
edilmek, beğenilmek, sevilmek ister.
Her çocuk derslerde veya sınavlarda çok başarılı
olamayabilir.
Ama hepsinin yetenekli ve başarılı olabileceği
alanlar vardır.
Bunları tespit edip ilgili öğretmenlerle görüşmek,
yönlendirmek, teşvik etmek ve rehberlik yapmak
gerekir.
Kitap okuma
Her bakımdan en faydalı yollardan biri kitap
tavsiye etmektir.
Dili, konusu seviyesine uygun, sıkılmadan
okuyabileceği kitaplar tavsiye edebiliriz.
İşbirliği imkanları
Önce okul idaresi ile
Başta rehber öğretmen olmak üzere diğer öğretmenlerle
Velilerle
Veli toplantıları çok iyi değerlendirilebilir
Veli ziyaretleri çok etkili
Okul dışı çalışmalara yönlendirme.
Cami, varsa Kur’an kursu hocası.
Sivil toplum örgütleri.
Kanaat önderleri.
Bütün bunlar yapılırken şu hususlara dikkat
edilmeli.
•Ön yargıdan uzak sağlıklı bir iletişim kurulmalı
•Sen dili yerine ben dili kullanılmalı
•Bilgi paylaşımında bulunulmalı
•Okul idaresi ve diğer öğretmenler rahatsız
edilmemeli
•Veliler rahatsız edilmemeli
•Öğrencinin diğer çalışmalarının olumsuz
etkilenmemesine dikkat edilmeli
Teknolojinin sunduğu imkanlar
Teknoloji, maalesef gençler tarafından çok kötü
amaçlarla kullanılıyor.
Oysa aynı teknoloji, çok iyi amaçlarla da kullanılabilir.
Alternatif tv kanalları, programları, dizileri, filmleri,
CD’ler.
İnternet. Yararlı siteler, bloglar, grup üyelikleri, yararlı
arkadaşlık siteleri, facebook, twitter grupları, slaytlar.
Facebook’ta arkadaş olduğunuz öğrenci ve velilere her
türlü yararlı dokümanı ulaşırabilirsiniz.
Cep telefonu mesajları
Bir bilgisayar, bir fotokopi makinesi ile birçok yazılı
doküman hazırlanıp öğrencilerine ve ailelerine
ulaştırılabilir.
İnternette değerler eğitimi ile ilgili bir çok doküman,
slayt ve video var.
Bizim sanliurfaegitim.net sayfamızı da geliştirmeye
çalışıyoruz.
Kendi hazırlayacaklarınız daha da etkili olabilir.
Birkaç link
http://www.dindersi.com
http://www.dindersihocasi.com
http://www.dinkulturuogretmeni.com
http://www.dinahlak.com
http://dkabogretmeni.blogcu.com
http://www.dikab.com
http://www.dinibil.com
http://www.dindersim.org
http://www.ramazankoc.com
Örnek çalışmalar
Huzurevi, Çocuk Esirgeme Kurumu, Engellilerle ile ilgili
okullar, sivil toplum örgütlerini ziyaretler
Kardeş okul uygulaması
Yardım çalışmaları, giyecek, yiyecek, kırtasiye vb yardım
kampanyaları
Okuldaki fakir çocuklara yönelik çalışmalar
Pet şişe kapağı, pil, kağıt vb toplama kampanyası. Geliri ile
yardım yapılabileceği gibi çevre bilinci kazandırmada da
faydası olabilir.
Bu çalışmalara veliler ve diğer kuruluşlar da dahil edilebilir.
Fidan dikim çalışmaları, okula, kardeş okula veya hatıra
ormanı olarak
Sırf bu alanda faaliyet göstermek üzere
kurulmuş bir merkez bulunmaktadır.
http://www.dem.org.tr
Değerler Eğitimi Merkezi (DEM), değerlerin eğitimi
konusuna akademik düzeyde katkı yapmak
amacıyla kurulmuş bir araştırma merkezidir.
Faaliyetlerine Ensar Vakfı bünyesinde 2003 yılı
başında başlayan Değerler Eğitimi Merkezi;
değerler ve eğitimi konusunda araştırmalar,
proje ve atölye çalışmaları, seminer ve
sempozyum organizasyonları, süreli yayın, kitap
ve sanal yayın faaliyetleri, kütüphane derlemesi
gibi birçok alanda çalışmalarını yürüten Değerler
Eğitimi Merkezi, ulusal ve uluslararası camiada
konusunda uzmanlaşan bir kurum olarak
adından söz ettirmektedir.
http://www.dkabplatformu.org
Değerler Eğitimi Merkezinin bünyesinde
DKAB ÖĞRETMENLERİ PLATFORMU
kurulmuştur.
DKAB Öğretmenleri Platformu'nun Temel Esasları
Ülkemizdeki bütün DKAB öğretmenlerini doğal üyesi
olarak görmektedir.
DKAB dersini ilgilendiren her konuyu gündeme alır.
Faaliyetlerini sivillik ve gönüllülük esasına dayandırır.
DKAB öğretmenlerinin bilgi ve deneyimlerinin paylaşıldığı
bir zemindir.
Özelde İstanbul, genel de bütün Türkiye'deki
DKAB Öğretmenlerinin aktif olarak
katılabileceği, paylaşımlarıyla
destekleyebileceği ortak bir faaliyet alanıdır.
Seminer, zirve, çalışma toplantısı, konferans ve
sempozyumlarla öğretmenlere mesleki yönden
katkı sunmayı ayrıca çalışma komisyonları ve
toplantılarla ortak fikir ve ürünleri ortaya
çıkarmayı amaçlar.
DKAB Öğretmenler Platformunun Genel Amaçları
Türkiye geneli DKAB öğretmenlerinin tanışması,
kaynaşması ve ortak faaliyetlerde bulunmasını sağlamak,
DKAB Öğretmenleri arasında ortak düşüncelerin ve dilin
oluşmasına katkı sunmak,
Platform bünyesinde yapılacak mesleki becerilerin
geliştirilmesine yönelik çalışmaları DKAB
Öğretmenleriyle paylaşmak.
DKAB Öğretmenlerinin eğitim-öğretim hayatı içerisinde
karşılaştığı sorunlara çözümler sunabilmek ve ortaya
çıkan yeni gelişme ve durumlara adaptasyonlarını
kolaylaştırmak
DKAB Dersini sınıflarda daha etkin ve verimli işlenmesi
konusunda açılımlar sunmak.
Öğretmenlerin ihtiyaç duyduğu eğitim materyalleri
geliştirmektir.
DKAB ÖĞRETMENLERİ YAZ PROGRAMI
DKAB Öğretmenlerine hizmet vermenin en önemli ayaklarından birisi
olarak planlanmış bir paket programdır. DKAB Öğretmenlerinin
motivasyonunu artırdığı gibi kişisel gelişim, eğitim bilimleri, sınıf
yönetimi, materyal kullanımı, iletişim, eğitim psikolojisi vb. birçok
alanda onlara katkı sağlamaktadır. Bu bağlamda program içeriği:
Seminerler
Geziler
İnteraktif tartışmalar
Örnek materyal çalışmalarının sunumları
Gece etkinlikleri (halı saha maçları, çay sohbetleri)
Materyal arşivi ve doküman paylaşımı,
Anket çalışması ve değerlendirilmesi
Gibi başlıklar altında planlanmaktadır.
Geleneksel olarak her yıl Temmuz ayında yapılmaktadır. 6 gün süren
programa İstanbul dışından gelen DKAB Öğretmenleri
katılabilmektedir. Tüm etkinlikler ücretsiz olarak sunulduğu program
2008 yılında ilk defa yapılmış, büyük memnuniyetle karşılandığı için
geleneksel hale getirilmiştir.
Ben bir de dua ediyorum öğrencilerime
ve tüm Müslümanlara…
Size de…
Allah, bizlere
inançlı, ahlaklı, kişilikli
nesiller yetiştirmeyi nasip etsin.
Allah hepimizin yardımcısı
olsun.