Prof. Dr. Adil TÜRKOĞLU

Download Report

Transcript Prof. Dr. Adil TÜRKOĞLU

AVRUPA BİRLİĞİ
SÜRECİNDE
ARAŞTIRMANIN ÖNEMİ
Prof. Dr. Adil TÜRKOĞLU
1. GİRİŞ

4 Temmuz 2011-Pazartesi
İnsanın yaşadığı tüm çağlarda bilgi hep ön
planda yer almıştır. İnsanın bilgi edinme
uğraşısı; ilk zamanlar çevreyi tanımak, kendisini
korumak için olmuştur. İnsan sürekli bilgi elde
etmeye çalışmış, kesici aletler yapmış, daha
sonraları barutun icadı ve demirin araç olarak
kullanılmasıyla çeşitli silahlar yapabilme
kabiliyetini geliştirmiş ve kendi varlığını
korumak azmi ile çıktığı araştırma yolunda,
tabiatın kurallarını da öğrenmeye başlamış,
sonra ona hükmetme noktasına ulaşmıştır.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Ancak, insanın elde etmiş olduğu bilgi hiç bir
zaman çağımızdaki kadar hayati öneme sahip
olmamıştır. İnsanın bilgi edinme yolunda ulaştığı
bilgi toplumu, yetişmiş, daha nitelikli ve verimli
bir insan gücü ister olmuştur.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Toplumların gelişme sürecinde ilkel toplumdan
tarım toplumuna, tarımdan sanayiye, bilgi
toplumuna geçişine tanık olduk, yaşadık
yaşıyoruz.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Bu gelişme evrelerinde insanoğlu düşündü,
gözlem yaptı. Neden sonuç ilişkilerini keşfetti.
Sanayi ve bilgi toplumunun oluşmasında
keşfetme ve araştırma en önemli etken oldu.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
İnsanoğlu tarım toplumundan sanayi toplumuna
2 bin yılı aşkın bir zamanda geçti. Sanayi
toplumundan bilgi toplumuna geçiş 100–150
yılda gerçekleşti. Bu kısa süre bilimin ve bilimsel
araştırmaların artmasıyla gerçekleşti.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Bilim tarihinin öğrettiği gerçek; çağlar boyunca
insanların yenilik isteği ve değişik şevler bulma
arzulan sonucu bilim-araştırma-geliştirme
yapma ihtiyacını ortaya çıkarmıştır. Araştırmageliştirme ise; bir sistem içerisinde sürekli
gelişmeyi sağlayan bilim temeline dayalı
faaliyetler olmuştur. Bilim, olgularla nedenler
arasındaki ilginin araştırılmasından doğmuştur.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Bilimsel düşünceyi özümseyip bir hayat tarzı
olarak yaşayamayan toplumlar; üretimde,
ticarette, hizmetlerin kalitesinde ve fertlerinin
refah seviyesinin artırılmasında rekabet
üstünlüğünü elde edememektedirler.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Araştırma-geliştirme faaliyetlerine önem
verdikçe doğanın sırlarını öğrenme, doğadan
faydalanma ve insanın ihtiyaçları için
problemlerine çözüm bulma daha da
kolaylaşmıştır. Araştırma-geliştirme
faaliyetlerinin artan oranda yapılır ve yeni
buluşların insan emrine verilir olması insanların
daha çok doğanın güçlüklerini yener, hayat
standartlarını yükseltir olmasına sebep
olmuştur.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Bu gelişmelerden en çok yararlanan, temel
bilimler konusunda araştırma yapan ülkeler
olmuştur. Bilimsel gelişme sürecinde her yeni
bilgi, yeni bir bilginin üretilmesine vesile olmuş
ve bu yeni bilgi üretim sürecinin baş döndürücü
bir hızla artmasına sebep olmuştur.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Araştırma-geliştirmeye daha fazla önem verme
ihtiyacını duyan ülkeler, daha fazla araştırmageliştirme faaliyetinde bulunarak gelişmeyi
sürekli hale getirmişlerdir. Diğer tarafta, bilimin
kazandırmış olduğu nimetlerden daha az
yararlanan milletler bilimin önemini yeterince
kavrayamadığı için araştırma- geliştirmeye daha
az önem verdiklerinden bilimsel düşüncenin
ülkelerinde gelişmesine imkan
hazırlayamamışlardır.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Bilime yeterince önem vermeyen ülkeler
21.yüzyılın başlarında iletişim araçlarının da
dünyayı küçültmesi nedeniyle bunun acısını
fazlasıyla hissedeceklerdir.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Gelişme yolunda olan ülkelerin eğitilmiş
insangücü, geri kalmışlığın acısını en fazla duyan
ve en iyi anlayan insanların içinde yer
almaktadırlar. Günümüz dünyasında, bazı
ülkeler bilgi toplumu oluşturma çabası içerisinde
olurken, bazı ülkeler sanayileşmeyi, bazıları da
tarım toplumundan sanayi toplumuna geçiş
dönemini yaşamaktadırlar.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Ülkelerin teknolojik bilgi seviyeleri; araştırmageliştirme faaliyetlerine ayırdıkları kaynaklar,
uluslararası bilimsel dergilerde yayınlanan
yayınlar ve alınan patentlerin sayısı ile
ölçülmeye çalışılmaktadır.
Bir ülkenin gelişmiş ülkeler sınıfında yer alıp
almadığına karar vermek için yukarda belirtilen
göstergelere bakılmaktadır. Dünyaca kabul gören
bilim-teknoloji göstergelerinden araştırmageliştirmeye ayrılan payların eşik değerleri;
 1-Gayrisafi Milli Hasıladan (GSMH) araştırmageliştirmeye ayrılan yüzde l'lik pay,
 2-10.000 iktisaden faal nüfusa düşen 15 tam
zamana eşdeğer araştırmacı personel sayısı o
ülkenin araştırma-geliştirme yapabilme ve
teknoloji üretebilme kabiliyetinin eşik değeri
olarak kabul edilmektedir.

4 Temmuz 2011-Pazartesi

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Gelişmiş ülkelerde bu oranlar; 10.000 iktisaden
faal nüfusa düşen tam zamana eşdeğer 40'ın
üzerinde araştırmacı ve GSMH’dan yüzde 2'nin
üzerinde bir pay ayrılmaktadır.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Gelişmekte olan ülkelerde araştırmageliştirmeye GSMH’dan yüzde ] 'in altında bir
pay ayrılırken, tam zamana eşdeğer araştırmacı
personel sayısı 10.000 iktisaden faal nüfusa 15
kişinin altında bulunmaktadır. Ülkemizin
araştırma- geliştirmeye ayırdığı araştırmacı
insangücü ve GSMH'dan ayrılan finansman
dünyaca kabul edilen eşik değerin çok altında
bulunmaktadır.
ÜLKELER
FİNLANDİYA
 Milli gelişim ve eğitim sistemi üretici ve
tüketicilerin yeni bilgi ve teknolojiyi kullanmayı,
eğitim, araştırma ve geliştirme, ticaret ve
endüstride büyümeyi amaçlamaktadır. Bilgi
üreticileri üniversiteleri, politeknikleri,
araştırma merkezlerini ve ticari kurumları
kapsamaktadır.

4 Temmuz 2011-Pazartesi

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Bilim, teknoloji ve yenilik politikasının temel
görevi yenilikçi sistemin geliştirilmesi ve
kurumlar arası işbirliğinin güçlendirilmesidir.
Finlandiyanın stratejik amacı sürdürülebilir,
dengeli bir toplumsal ve ekonomik gelişim
sağlamaktır. Bu amaçlar yüksek üretim,
uluslararası rekabet ve işgücü oranında artışı da
içermektedir. Bilim ve teknoloji konseyi bilim,
teknoloji ve kısmen eğitim politikası ile bu
amaçlara ulaşmayı hedeflemekle yükümlüdür.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Ekonominin ve teknolojinin globalleşmesi, ticari
modellerde, endüstriyel yapılardaki değişiklikler,
uluslararası değişimde artışa, işgücü talebinde
rekabet ve toplumun tamamında değişikliklere
yol açmaktadır.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Bu nedenle etkili bir ulusal innovasyon sistemi
ekonomik büyüme ve toplumsal refah için her
zamankinden çok daha önemlidir.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
2007 yılında araştırma ve geliştirmeye ayrılan
bütçe tüm yerli üretimin %3,5 oranını kadardır,
bu da Finlandiya’yı OECD’nin ileri ülkeleri
arasına yerleştirmiştir. Finlandiya araştırmageliştirme gideri 6,2 milyar eurodur.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Özel sektörün yatırımı %67, kamu harcamaları %
26 iken Fin araştırma-geliştirme harcamalarına
ayrılan yabancı fonu % 7 olarak kalmıştır. Ticari
yatırımın yarısı kadarı elektronik endüstriden
gelmektedir.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Son on yılda araştırma – geliştirme personeli
40000’ den yaklaşık 80000’e çıkmıştır. Bu da
toplam işgücünün % 2’den fazlasına denk
gelmektedir ve bu oran OECD ülkelerinin en
yüksek rakamını oluşturmaktadır. Doktora
yapanların oranı da aynı şekilde son on yılda
ikiye katlanmıştır.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Bilim politikası Fin araştırmasının uluslararası
ve toplumsal fizibilitesini, toplumun etki,
kapsam ve düzeyini arttırmayı hedeflemektedir.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Finlandiya’da araştırma ve geliştirme
faaliyetlerine yapılan yatırım 6,8 milyar euro
olmuştur. 2008 yılına oranla bu harcamanın
toplam oranında 85 milyonluk düşüş olmuştur
fakat 2010 yılında 140 milyonluk bir artış
beklemektedir. Ticari yatırımda bir önceki yıla
oranla 250 milyonluk bir düşüş olmakla birlikte
kamu kesiminde ve yüksek öğretimdeki
harcamalarda artış olmuştur.
FRANSA

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Fransa’da araştırmaya verilen önem Fransa’nın
glabal araştırma çevresinde yerini güçlendirme
temellidir. Araştırmanın değişen dünyaya adapte
olmak için radikal bir değişimden geçmeye,
global lider olmaya, Avrupalı olmaya, açık ve
esnek bir yapıya sahip olmaya yardımcı olacağı
temel alınır.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi amaçlarını
bilimde ilerlemeye ve dolayısıyla ülkenin
ekonomik, sosyal ve kültürel gelişmesine katkıda
bulunabilecek her türlü araştırmayı
değerlendirme, yürütme ve yapılandırma olarak
tanımlamışlardır. Ulusal Bilimsel Araştırma
Merkezi 1945 yılında bu amaçla kurulmuştur.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Fransa’ da 476 bin birey aktif olarak araştırmaya
katılmaktadır. 388300 kişi tam zamanlıdır.
388300 bireyin 166400’ü kamuda 221900’ü özel
sektördedir. 290 doktora veren merkezde her yıl
11400 doktora diploması verilmektedir.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Fransa’nın çok sayıda ve farklı yasal formda
araştırma yapısı vardır. Yüksek Öğretim ve
Araştırma Başkanlığı kamusal ödeneği sağlar.
Fransa’a iki temel sistem vardır.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
*Araştırma Merkezleri, Bilimsel ve Teknik
Kuruluşlar dahil (EPST) ve CNRS (Fransız Milli
Bilimsel Araştırma Merkezi), INRA (Bilimsel
Tarım Enstitüsü) ve CEA (Atom Enerjisi
Komisyonu) gibi Endürstriyel ve Ticari
Kuruluşlar (EPIC) mevcuttur.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
* Yüksek Öğretim Kurumları: Collège de France
gibi Bilimsel, Kültürel ve Profesyonel Kamu
Kuruluşları (EPCSCP),







Stratejik rehberlik sağlamak,
Birleşik, tutarlı ve şeffaf araştırma değerlendirme sistemi
oluşturmak,
Araştırmacılar arasında işbirliği sağlamak,
Çekici terfi ve bilimsel kariyerler sunmak,
Kamu ve özel sektör araştırmaları arasında yakın bağlantı
kurmak,
Fransız sisteminin Avrupa araştırma toplumuna
entegrasyonunu sağlamak.
4 Temmuz 2011-Pazartesi
Fransa 2006-450 sayılı (Ministère des Affaires
étrangères / French Ministry of Foreign Affairs, 2006
Law 2006-450 of 18 April 2006) Araştırma Paktı
olarak da bilinen Fransız araştırma statüsünü
geliştirme, dünya çapında rekabetle başaçıkma ve
ulusal araştırma ve yenilik sistemini geliştirmek için
aşağıdaki altı amacı geliştirmiştir.
Yasa aynı zamanda Bilim ve Teknoloji Yüksek
Konseyinin de kurulmasını sağlamış ve bu
konsey direk olarak Fransız Cumhuriyetinin
başkanına bağlı kılınmıştır.
 Araştırma ve yüksek eğitime 2004’te ayrılan 18,9
milyar Euro olmuştur. Araştırma paktı ile bu
bütçe % 26 artış ile 2010 yılında 24 milyar
Euro’ya yükseltilmiştir.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
ALMANYA
Federal hükümetin2008 stratejik amacı bilimi
uluslararası duruma getirmek, başarılı
yapılanma ve uluslararası düzeyde işlemeyi
gerçekleştirmektir. Dört öncelikli amaç
aşağıdaki gibidir:
 * Araştırma işbirliği sağlamak,
 * Uluslararası yenilik potansiyeli sağlamak,
 * Gelişmekte olan ülkelerle eğitim araştırma ve
gelişme konusunda uzun dönem işbirliği
sağlamak,
 * Uluslararası sorumluluk almak ve global
sorunların üzerinden gelmek

4 Temmuz 2011-Pazartesi

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Dünyada 1953 yılında global nüfus 2.7 milyarken
bugün 6.7 milyardır. 2050 yılında ise 9.2 milyar
insan olması beklenmektedir. En büyük nüfus
artışı ise az gelişmiş bölgelerde beklenmektedir.
Bu nedenle yiyecek kaynaklarının artırılması en
önemli gerekliliktir.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Global enerji tüketimi, global ısınma gibi
sorunların çözümü ancak yeni fikirler, yeni
icatlar ve bunların başarılı uygulaması ile
mümkündür. Dünyada araştırma ve yenilik
sistemleri büyümekte ve araştırma ve
geliştirmeye evrensel önem verilmektedir. 1997
yılından beri 5.7 milyondan fazla insan araştırma
ve geliştirme bölümünde çalışmaktadır, bu oran
1995 yılına oranla dört milyon kişilik bir artış
göstermiştir.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Almanya, önde gelen endüstriyel bir toplum
olarak araştırma-geliştirme etkinliklerine
özellikle yeni ve sürdürülebilir gelişim adına
önem vermiş ve araştırma-gelişmenin
büyümesini ülkenin büyüme politikasına yakın
tutmuştur. Bu amaçlarla eğitime, yeniliklere ve
araştırmaya öncelik vermiştir.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Federal Alman Eğitim ve Araştırma
Bakanlığının (BMBF) hesaplarına göre 2008
yılında araştırma-geliştirmeye ayrılan bütçe
2.64’e yükselmiştir. 2005 ve 2007 yılları
arasında toplam harcama 55,7 milyar eurodan
61,5 milyar euro’ya yükselmiştir. 2008 65 milyon
euroya ulaşması beklenmektedir. Bu da yaklaşık
%10’luk bir artışa denk gelmektedir. 2010 yılında
bu oran 12,7 milyar euro’dur.
2008 yılında araştırmacı, laboratuar teknisyeni
ve mühendis alımı 333,000 olmuştur. 2005 yılına
oranla bu sayıda 30.000 kişilik bir artış vardır.
 Araştırma destekleme organizasyonları oldukça
fazladır. Alman Araştırma Kurumu (DGF)
Alman Akademik Değişim Servisi’nin (DAAD)
dışında çeşitli araştırma destek merkezleri de
vardır.

4 Temmuz 2011-Pazartesi

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Örneğin; Alexander von Humboldt Vakfı
(AvH) (Humbolt Vakfı, doktorasını tamamlamış
üstün vasıflı yabancı uyruklu bilim adamlarını
destekliyor. Araştırma bursları dünya çapında
yapılan bir başvuru sonucunda yapılan
değerlendirmeye göre veriliyor) Alman
Araştırma Cemiyeti (DFG) (Almanya'da
bilimsel araştırmaları teşvik eden merkezi
kurumdur.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Ana görevi üniversiteler ve araştırma
enstitülerindeki bilim insanlarının yürüttüğü
araştırma projelerinin finansmanıdır. Bilim
alanında uluslararası iş birliği, özellikle de
Avrupa’da bilim alanındaki ortak oluşumları
destekliyor.
İNGİLTERE

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Araştırma-geliştirme çalışmalarının amacı
mükemmeliyetçiliktir. Araştırmada mükemmel
kalite beklenir. Global araştırma uluslararası
işbirliğini, en iyi olanaklara ve alt yapılara
ulaşımı ve yetenekli araştırmacıları bulup
geliştirmeyi amaçlar. Bilgi ve yetenekli
insanların katkısıyla sosyal ve ekonomik
kalkınma sağlanması hedeflenir.
STRATEJIK AMAÇLAR:
Öğrenme ve öğretme için mükemmeliyet
sağlamak
 Katılım ve ulaşım sağlamak
 İşveren katılımı ve beceri geliştirmek
 Araştırmada mükemmeliyet geliştirmek
 Yükseköğretimin ekonomi ve topluma katılımını
sağlamak
 Yüksek öğretim sektöründe yüksek kalite
sağlamak
 Mükemmeliyet oluşturmak.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
ARAŞTIRMA BÜTÇESI; İNGILTERE’DE
ARAŞTIRMAYA AYRILAN BÜTÇE ÇIFTE DESTEK
SISTEMIYLE SAĞLANIR.





4 Temmuz 2011-Pazartesi

HEFCE (Yüksek Öğretimde Araştırma ve
Geliştirme)
Bu sistemde araştırma alt yapısı için ve enstitülerin
kendi misyonlarını gerçekleştirmeleri için gerekli
araştırma alt zeminine destek verilir.
RCUK (Araştırma Konseyi)
Hayır, kurumları, Avrupa Birliği ve hükümet özel
araştırma projelerine ve programlara destek sağlar.
HEFCE araştırmaya ayrılan bütçe 2011-12
2011-12’de akademik yılında HEFCE £6,507 milyon
ödenek ayırmıştır. 4.339 milyon öğretim için, 1.558
milyon araştırmalar için, 150 milyon euro bilgi
değişimi için, 30 milyon euro özdenetim için
ayrılmıştır.
RCUK (Araştırma Konseyi)
 Her yıl Araştırma konseyi tıptan biyoloji
bilimine, astoromiye, fizik, kimya ve
mühendisliğe, sosyal bilimlere, ekonomiye, çevre
bilimine, sanat ve diğer alanlarını da kapsayan
araştırmaya 3 milyar euro yatırmaktadır.
Araştırma konseyinin araştırmaya verdiği
desteğin amacı üretken bir ekonomi, sağlıklı bir
toplum ve sürdürülebilir bir dünyaya katkı
sağlamaktır.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
TÜRKİYE
Türkiye bilimsel yayın sayısı bakımından
1990’larda 41. sırada iken, 2007’de 18. sıraya
ulaşmıştır.
 Araştırmaya harcanan para 1990’larda 1 275
680’den 2009’larda 8 087 452 600’lara ulaşmıştır.
 Araştırmalarda çalışan personel sayısı
1990’larda 31.374’den 2009’da 114.436’ya
çıkmıştır (%264 artış).

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Finlandiya
Fransa
Almanya
İngiltere
Türkiye
6.8 milyar €
41.1 milyar €
61.5 milyar €
38 milyar €
3.5 milyar €
80.000
388.000
333.000
36.818
114.436
Araştırmaayrılan para
Araştırma
personeli
Özel
sektör
%67
%54
Kamu sektör
%26
%46
payı
payı
4 Temmuz 2011-Pazartesi
geliştirmeye

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Oysa, Türkiye'nin bulunduğu coğrafi bölgedeki
büyüklüğü, nüfusu, nüfusun yapısı, eğitim
durumu, yaş grupları ve tarihi derinliği
açısından konuya bakıldığında, ülkenin şu anda
bulunduğu teknoloji seviyesi ile olması gereken
seviye arasında uyumlu bir yapının olmadığı
görülmektedir.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Birçok ülkenin 21. yüzyılın başında, bilgiyi elde
etme, bilgiye sahip olma ve kullanma seviyesi,
uluslararası pazar paylarının azlığı veya çokluğu
ile ilgili olarak karşımıza çıkmakta ve bu
ülkelerin pazar payları sahip oldukları bilgi
seviyesi kadar olmaktadır.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Uluslararası rekabette ucuz işçilik ve tabii
kaynakların geleneksel metodlarla üretimine
talep giderek azalmaktadır. Onun yerine bilgiye
dayalı yeni endüstriler ikame olmaktadır.
Pazarlarda ucuz, kaliteli, standart ve pazar
ihtiyaçlarına göre esnek davranabilen esnek
üretim-esnek otomasyon ve robot teknolojileri
geleneksel üretimin yerini almaktadır.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Bilgi teknolojisinin üretim faaliyetlerinde
kullanılmasından bu tarafa, ürünlerin ekonomik
ömrü dolmadan teknolojik ömrü dolmaya
başlamıştır. Bu nedenle, araştırma-geliştirmetasarım-üretime hazırlama gibi üretim
süreçlerinin çok büyük bir hızla tamamlanması
zarureti hasıl olmuştur.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Firmaların bu yeni yarışa ayak uydurabilmeleri
üretim sürecine yeni bir düşünce şekli getiren,
bilgisayar ortamında üretim, bilgisayar destekli
mühendislik, tasarım, imalat gibi modern
yöntemleri benimsemesini ve uygulamasını
gerekli kılmaktadır.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Günümüz iletişim araçlarının sağladığı büyük
imkanlarla küçülen dünya ekonomisinde rekabet
gücü, yeni teknolojiler üretmek ve bu yeni
teknolojileri hızla üretime dönüştürebilme
yeteneğine dayanmaktadır.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Teknoloji yeteneğini, teknoloji transferi yoluyla
geliştirmek bir noktaya kadar mümkün
olabilmektedir. Ancak, teknoloji açığını kapatma
konusunda bütün diğer şartlar eşit olsa bile
teknoloji transferi yapanlar teknoloji üretenler
karşısında daha baştan rekabet yarışını
kaybetmektedirler.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Böyle bir durumda; teknoloji üretip ihraç edenler
açısından, dünya pazarlarında mutlak bir
rekabet üstünlüğü elde edilmektedir. Bunun için
karar vericilerin, sanayicilerin ve ekonomistlerin
ekonomik karar alırken bu duruma dikkat
etmeleri gerekmektedir. Belki belli bir süre daha
teknoloji ithalatı yaparak kapalı bir ekonomide
ürün pazarlaması yapılabilir. Ancak, bu tür
ülkelerin günümüz bilgi çağına ulaşmış bir
dünyada varlıklarını fazlaca sürdürebilme
şansları görülmemektedir.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Türk ekonomisinin gelişim sürecine bakıldığında;
son yıllara kadar, korumacı, kapalı bir ekonomi
sistemi içerisinde gelişmeye çalıştığı ve sanayi
üretim faaliyetlerini teknoloji transferi
politikaları çerçevesinde sürdürdüğü
görülmektedir. Bu gelişim sanayinin kendisini
teknoloji üretecek fazlaca bir zorlama içinde
bulmadığını göstermektedir.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Kapalı ekonomide pazar kaygısı olmayan
sanayicinin ürünlerini yenileme ihtiyacını
duyarak araştırma-geliştirme faaliyetinde
bulunma ihtiyacı duyması mümkün olmayacağı
gibi bu ihtiyaç olmadan ondan da araştırmageliştirme faaliyeti beklemek eşyanın tabiatına
aykırıdır.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Türkiye'de kapalı bir ekonomiden açık ekonomiye
geçişin politika kararlarının alınıp uygulamaya
konulması hem üretici hem de tüketici
düşüncesinde değişme meydana getirmiştir.
Tüketicinin talep eğiliminin de bu sürece bağlı
olarak hızla değiştiği görülmüş, tüketici daha
kaliteli, daha değişik ürünler talep eder
olmuştur.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Tüketicideki talep değişmesi üreticiyi yavaşta
olsa bir arayışa, bir yenileşmeye yönelişe sevk
etmektedir. Diğer taraftan sanayicinin dışa
açılması ile sanayicinin düşünce sisteminde,
sanayi anlayışında değişme başlamıştır. Söz
konusu politika değişikliği, sanayici tarafında,
tüketicinin talebi doğrultusunda piyasaya ürün
arz edemeyen sanayicinin artık ayakta
kalamayacağı şeklinde bir anlayışı geliştirmiştir.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Çağın yakalanabilmesi için teknolojik gelişme
ortamının sağlanması ve teknoloji üretebilir hale
gelinmesinde devletin elinde bulunan araçları
kararlı bir şekilde kullanması gerekmektedir.
Bilim ortamının oluşturulması için ülke
kamuoyunda araştırma-geliştirme yapmaya,
bilim üretmeye, ülkenin hava kadar, su kadar
ihtiyacı olduğu herkesçe bilinir, algılanır olması
gerekir.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Böyle bir kamuoyunun hazırlanmasından sonra
sanayinin ihtiyacı olan araştırma-geliştirme
faaliyetinde ciddi teşviklerin sağlanması
yanında, üniversite-sanayi işbirliğinin
maksimum seviyeye çıkarılması yolları
araştırılabilir. Üniversitelerdeki araştırmageliştirme faaliyetlerinden temel bilimlerin ve
uygulamalı bilimlerin gelişmesi için destek
sağlanabilir ve kısa vadeli çözümler için gelişmiş
üniversiteler araştırmada cazibe merkezi haline
getirilebilir.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Uzun vadeli bilimin gelişmesi için tüm
üniversitelerin ve diğer araştırma birimlerinin
desteklenmesi gerekmektedir. Araştırmageliştirmeye yapılacak teşviklerin boyutları
üretilecek teknolojik bilginin prototip üretimine
kadar yansıtılmalıdır. Yeni teknolojik ürünün
hayata geçirilmesinde risk sermayesinin
boyutları genişletilmelidir.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Bilime yapılan yatırım, ülkenin geleceği
açısından en değerli yatırım haline gelmiştir.
Çağımızda bilimin bu özelliğini ve önemini
kavrayan ülkeler çok büyük gelişmeler
kaydetmişlerdir. Bu gelişmeler sonrasında bilim
ve teknolojiye çok büyük yatırım yapmadan,
uluslararası piyasalarda rekabet üstünlüğü elde
edip refah seviyesini artırmak bir yana bilime
yatırım yapan ülkelerle eşit hale gelmek
mümkün olmadığı gibi, 21. yüzyılda algılanan
hür toplumlar olma özelliğini de korumak kolay
olmayacaktır.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
21. yüzyıla yaklaşırken hız kazanan teknolojik
yenilikler; ekonomik, endüstriyel, politik, askeri
alanlarda çok yeni uygulamalar getirmekte ve bu
yeni teknolojiye sahip olan ülkelere büyük
üstünlük sağlamaktadır. İleri teknolojiler,
verimlilik, hayat standardı, haberleşme ve
ulaşımın alt yapısını oluşturmaktadır. Bu
teknolojik gelişmeler insan tabiatında gizli olan
yeni ihtiyaçları ortaya çıkarmakta, üretimtüketim-sermaye ekseninin verimliliğini
artırmaktadır.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Türk ekonomik gelişim ve değişim süreci yalnızca
sanayileşme yolunda hızla ilerlemek değil bunun
da ötesinde bilgi toplumu oluşturma hedefi
doğrultusunda eğitimiyle, bilimsel düşüncesiyle
ve yarı sanayileşmiş görünümünü en kısa
zamanda aşacak tedbirleri almak biçiminde
olmalıdır.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Bunun için toplumda bilimsel düşünceyi bir
hayat tarzı haline getirecek ve üretimde tüm
sektörlerin ana eksenini bilim-teknoloji üretecek
şekilde ele alarak hiç bir fedakarlıktan
kaçınmadan atılıma geçmelidir. Bu yeni atılım,
mevcudu iyileştirmek değil zoru başarmak
şeklinde kendini göstermelidir.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
1933 üniversite reformuna değin bilimsel
araştırma alanında yeterli bir kültür birikimimiz
yoktu. Araştırmaya yönelik bir kültür birikimi
1940’larda oluşmaya başladı. İkinci dünya
savaşından sonra alman hocaların, büyük
yatırımlara girişen ABD’ye gitmeleri ülkedeki
ekonomik zorlukların ve enflasyonun öğretim
üyelerine geçim sıkıntısına sokması araştırma
yaşamını durma noktasına getirmiştir.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Bilimsel araştırmayı kavramak, dünyayı
kavramaya eşdeğerdir. Toplumumuzun ve
özellikle eğitim sistemimizin gelişmesinin
ülkemizdeki bilimsel araştırmaların gelişmesiyle
ve artmasıyla gerçekleşeceği unutulmamalıdır.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Ülkemizde bilimin göstericiliğine olan
susamışlığın, bilinçli bir düzeye çıkartılması
gerekmektedir. Çözümlerin sözel düzeyden ileri
uygulamalara, araştırmalara göre bulunması
çağdaşlaşmanın vazgeçilmez bir zorunluluğudur.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Çağdaş uygarlığın en belirgin özelliği
bilimselliğin, bilimsel tutum ve davranışların,
günlük yaşamın ayrılmaz bir parçası yapılmış
olmasıdır.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Bilimsel alt yapı bakımından en önemli gelişme
TÜBİTAK’ın kurulması oldu, Tam adıyla,
Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma
Kurumunun kurucuları, birinci ve ikinci
kuşaktan bilim insanları idiler. Yıllarca
Üniversitelerde çalışmış, hem parlak, hem sönük
dönemler yaşamış oldukları için bürokratik
engelleri aşarak araştırma etkinliklerinin yolunu
açacak bir tasarıyı Cahit Arf'ın başkanlığında
hazırlayabildiler.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Dönemin arka arkaya gelen iki iktidarı, Milli
Birlik hükümeti ile CHP-AP koalisyonu da büyük
bir anlayış ve uzak görüşlülük göstererek bu
tasarıyı hiç değiştirmeden Meclisten geçirdi ve
TÜBİTAK 1963'te kuruldu.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Araştırmanın kendisi gibi bir araştırma kuruluşu
da ancak zamanla yararlarını ortaya koyabiliyor.
Geçen kırk yıl içinde TÜBİTAK, öğrencilere, genç
araştırıcılara verdiği burslarla, Üniversitelerde
desteklediği araştırma projeleriyle, düzenlediği,
katkı yaptığı ulusal ve uluslararası
sempozyumlarla, toplantılarla, büyük güdümlü
araştırmalarla, yayımladığı bilimsel ve popüler
kitap ve dergilerle Türkiye de araştırma
yaşamına sürekli bir canlılık getirdi.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
Örneğin, 1980'lerde ülkeyi saran anarşi
havasının araştırma yaşamına getirdiği
duraklamayı, bu defa dışarıdan yardım almadan
kendi çabamızla aşabildik, üçüncü ve dördüncü
Cumhuriyet kuşaklarında araştırmaya yönelme
eğilimi artmaya devam etti. Türkiye’den
kaynaklanan araştırma makaleleri dünyada 25.
sıraya yükseldi.

4 Temmuz 2011-Pazartesi
2007’de ise 18. sıraya yükseldi. Bugün
TÜBİTAK’a yeterli para ayrılmaktadır. Amaç
istenilen yeterli araştırmanın yapılmasıdır.
Araştırmacılar bazı bürokratik engellerden
şikâyetçidirler. Engeller kaldırılır, kaynak
aktarımı artırılırsa başarı da gelecektir.
KAYNAKLAR

Finlandiya Bilim ve Teknoloji İstatistikleri (Statistics Finland, Science and Technology
Statistics
http://www.research.fi/en

http://www.recherche.gouv.fr/

Devlet Yükseköğretim ve Araştırma - 2010 baskı

http://www.bmbf.de/pub/bufi_2010_en.pdf

http://www.research-in-germany.de/research-funding/59962/e2-research-funding-system.html

http://www.hefce.ac.uk/pubs/hefce/2009/09_21/#fw

http://www.rcuk.ac.uk/framework/Pages/home.aspx

İnönü, E. (199) Fikirler ve Eylemler, Büke Yayınları, İstanbul.



İnönü, E. (2005). “Cumhuriyet Döneminde Bilim Tarihi’nin Önemi ve Anlamı- Cumhuriyet ve
Bilim”, Üniversite ve Toplum Dergisi, Ocak 2005, Cilt 5, Sayı 1, Online: http://www.universitetoplum.org/text.php3?id=219 (10.06 2011 tarihinde indirilmiştir).
Türkoğlu, Adil (1998) Karşılaştırmalı Eğitim “Dünya Ülkelerinden Örneklerle”, Adana: Baki
Kitapevi.
Türkoğlu, A. (2005). “Avrupa Birliği Sürecinde Eğitimi Etkileyen Faktörler” Milli Eğitim Dergisiözel sayı:166,
4 Temmuz 2011-Pazartesi
