Un ve Ekmek Kalitesi Doç. Dr. M. Sertaç ÖZER 23.Mart.2013-İSTANBUL Un ve Ekmek UN: Yabancı maddelerinden temizlenmiş ve tavlanmış buğdayların tekniğine uygun olarak öğütülmesi ile elde edilen üründür. EKMEK:Buğday.

Download Report

Transcript Un ve Ekmek Kalitesi Doç. Dr. M. Sertaç ÖZER 23.Mart.2013-İSTANBUL Un ve Ekmek UN: Yabancı maddelerinden temizlenmiş ve tavlanmış buğdayların tekniğine uygun olarak öğütülmesi ile elde edilen üründür. EKMEK:Buğday.

Un ve Ekmek Kalitesi
Doç. Dr. M. Sertaç ÖZER
23.Mart.2013-İSTANBUL
Un ve Ekmek
UN: Yabancı maddelerinden
temizlenmiş ve tavlanmış
buğdayların tekniğine uygun
olarak öğütülmesi ile elde edilen
üründür.
EKMEK:Buğday ununa; su, tuz, maya
(Saccharomyces cerevisiae)
gerektiğinde şeker, enzimler,
enzim kaynağı olarak malt unu,
vital gluten ve izin verilen katkı
maddeleri ilave edilip bu
karışımın tekniğine uygun olarak
yoğrulması, şekillendirilmesi,
fermentasyona bırakılması ve
pişirilmesi ile yapılan üründür.
Un’ un Başlıca Bileşenleri:
• Proteinler (gliadin, glutenin, albumin, globulin ve proteoz),
• Karbonhidratlar (Nişasta, pentozanlar, hemiselüloz, selüloz, gliko
ve galakto mannanlar, mono ve oligo sakkaritler),
• Lipidler (Bağlı Lipidler ve Serbest Lipidler),
• Mineral maddeler (potasyum, magnezyum, kalsiyum, fosfat ve
sülfat tuzları, sodyum, klor, kükürt, aliminyum, nikel, kalay),
• Vitaminler (B Kompleks grubu, E vitamini),
• Enzimler (Amilazlar,Proteazlar,Lipazlar,Lipoksidazlar,Askorbik Asit
Oksidazlar,Glutation Dehidrogenazlar,Fitazlar,PentozanazlarPolifenol
Oksidazlar
• Su
Un ve Ekmek Kalitesi
1)TEKNOLOJİK KALİTE
2)BESLENME KALİTESİ
3) RİSK YÖNETİMİ (KALİTESİ)
TEKNOLOJİK KALİTE
Unda Teknolojik Kalite
• “Un’ un çeşitli ürünlere işlenmesi sırasında
üreticinin beklentilerini karşılama düzeyi”
olarak ifade edilebilir.
Kaliteli Un kuvvetli un değildir. Amaca
hizmet eden undur.
• Un kalitesi, un ve hamurun ölçülebilir
nitelikteki fiziksel, kimyasal ve
teknolojik/reolojik özellikleri ile tahmin
edilmektedir.
Unda Teknolojik Kalite
•
Nem Miktarı: Klasik yöntemler, NIT, NIR, diğer yöntemler
•
Kül Miktarı: Klasik yöntemler, NIT, NIR
•
Protein Miktarı: Klasik yöntemler, NIT, NIR, diğer yöntemler
•
Un İriliği: Klasik yöntemler, NIT, NIR
•
Renk: Renk skalası,Spektrofotometrik yöntemler
•
Asitlik Tayini: Titrasyon yöntemi
•
Mikrobiyolojik Analizler
•
Ağır Metal Analizleri: ICP, Atomik absorpsiyon
Unda Teknolojik Kalite
• Gluten Miktarı: El veya makine ile yıkama
• Gluten İndeks: Santrifüj
• Zeleny Sedimantasyon-Beklemeli (değiştirilmiş) sedimantasyon
değerleri
• Un ve Hamur Test Değerleri: (Farinograf, Ekstensograf,
Alveograf/Alveokonsistograf, Miksograf)
• Amilaz Aktivitesi Tayini: (Düşme sayısı, amilograf ve diğer
metodlar)
• Zedelenmiş Nişasta Analizi: Klasik yöntemler, NIT, NIR,
Özel cihazı ile
Unda Teknolojik Kalite
• Belirtilen tüm analizler kalite bakımından güvenilirliği
ispatlanmış ve uzun yıllar tecrübe edilmiş standart
(AACC, ICC, TSE vd.) metodlara dayanılarak
yapılmaktadır.
• Analizlerde kullanılacak yöntemler belirtilen standart
metodlara bilimsel açıdan ters düşmemek koşulu ile
çeşitli modifikasyonlara uğratılabilir.
• Kalitenin belirlenmesinde en iyi yöntem belirtilen
standart analizlerin ışığı altında Unun hamur ve son
ürüne işlenerek üretici ve tüketici beğenisine yönelik
biçimde gerçekçi çalışmalar yapmaktır.
Ekmekte Teknolojik Kalite
• Ekmeğin kalitesinin değerlendirilmesi genellikle
ekmeğin fırından çıktıktan 4-6 saat sonraki genel dış
görünüşü, iç yapısı, tat özellikleri değerlendirilir.
Dengeli kabarmış/Yeterli hacimde ve düzgün şekilli,
• İyi pişmiş, olabildiğince homojen ve cazip kabuk
renginde,
• Yeterince elastik olmalı, el ile bastırılıp geri
çekildiğinde gecikmeden eski halini almalıdır.
• Bıçakla dilimlenebilecek kadar sert ancak kolayca
çiğnenebilecek kadar yumuşak olmalıdır.
Ekmekte Teknolojik Kalite:
• Ekmek kesildiği zaman, iç kısım süngerimsi yapıda
olmalı, gözenekler elipsoidal-yuvarlak ve homojen
dağılmalı,
• İç kısmında ve kabuk altında büyük oyuklar ve
boşluklar bulunmamalı,
• İyi pişmiş ve hamur olmamalıdır.
• Ekmek kendine has tat ve kokuda olmalı, herhangi bir
yabancı tat ve koku bulunmamalıdır.
• Tüketicilerin önemli bir çoğunluğu (%72-78), lifli
ekmek türevlerinin daha sağlıklı olduğu yönünde
yapılan yayınlara rağmen, damak zevki ve alışkanlıkları
gereğince beyaz somun ekmeği tüketmektedirler.
BESLENME KALİTESİ
a)Diyet Lif Etkisi
b)Besin Ögelerince Etkisi
c)Fonksiyonel Bileşenler
Un ve Ekmekte Beslenme Kalitesi
Günlük beslenmemizde ekmeğin ve ekmek tüketmenin ne denli sağlıklı olduğu
azınlıkta konu uzmanlarınca çoğunlukta ise konu uzmanı olmayan
bireyler tarafından sürekli biçimde irdelenmektedir.
Ekmek bileşiminde yer alan yüksek düzeydeki karbonhidratlara bağlı olarak
enerji sağlayıcı olmasının yanı sıra azımsanamayacak düzeyde protein,
lipid ve mineral madde gibi temel besin ögelerini de içermektedir.
Ekmeğin çeşitli besin ögelerince (vitaminler, mineral maddeler ve diğer
fonksiyonel bileşenler) kolayca zenginleştirilebilme olanakları önemli bir
avantajdır.
Farklı araştırmaların sonuçlarına göre ülkemizde:
• Ülkemizde günlük, kişi başına tüketilen ekmek miktarı 100 ila 700 gr
arasında ortalama 400-450 gr dır.
• Günlük enerjinin %52’ si,
• Protein’ in %45’ i
• Karbonhidrat’ ın %65’ i ekmek tarafından karşılanmaktadır.
a)Diyet Lif Etkisi
• Öğütme teknolojisinde meydana gelen gelişmelerin
sonucu olarak unun rafinasyonu ile tüm tane unundan
beyaz una geçişte buğdayın dış katmanlarının
uzaklaştırılması sonucunda kepeği oluşturan, besin
ögelerince zengin kısımları (alevron, meyve kabuğu,
testa, hiyalin, ruşeym) yan ürün olarak
uzaklaştırılmaktadır.
• Dolayısı ile: Protein, diyet lif yapısındaki bileşenlerin
yanı sıra (selüloz, hemisellüloz ve diğer sellülatik
maddeler), mineral maddeler, B grubu vitaminler,
tokoller ve diğer fonksiyonel bileşenlerde miktar
bakımından azalma olmaktadır
Beyaz un üretilmesinin temel gerekçesi Gluten içeriğinin
göreceli olarak yüksek olmasıdır.
a)Diyet Lif Etkisi:
NEDEN GLUTEN ???
• Gluten, tahıllar içerisinde sadece buğdayda doğal bir bileşen
olarak bulunan, yoğurma sırasında hamura katılan havayı ve
fermantasyon sırasında mayalar tarafından oluşturulan CO2
gazını hamur içerisinde tutarak ekmeğin kabarmasını ve gözenekli
bir yapıya sahip olmasını sağlayan eşsiz bir protein kompleksidir.
• Gluten (öz) oluşturan proteinler ise buğdayda sadece endosperm
tabakasında bulunur. Bu nedenle aynı buğday kitlesinden üretilen
düşük randımanlı (beyaz) unların teknolojik kaliteleri daima
yüksek randımanlı veya tam buğday unlarından daha iyidir.
Özellikle ülkemizde uygulanan hamur ve ekmek üretim
modellemelerinde yeterli düzeyde gluten miktar ve kalitesine
ihtiyaç duyulmaktadır.
a)Diyet Lif Etkisi:
• Lifli ekmekler ele alındığından itibaren sindirim sisteminin
mekanizmalarını uyararak vücudu sindirime hazır hale getirirler.
• Tam tahıl unlarından yapılan ekmekler, ve içerdikleri lifler
sayesinde uzun süreli tokluk hissi yaratırlar.
• Diyet lif suda çözünen (suda çözünen pentozanları, pektinleri ve
zamksı maddeler) ve çözünmeyen (lignin, selüloz, ve suda
çözünmeyen pentozanlar) olmak üzere iki grup altında
incelenmektedir.
• Suda çözünen lifler glikoz ve insülün metabolizmasına katkıda
bulunurlar. Beyaz ekmeğin glisemik indeksi 70 kabul edilirken tam
buğday ekmeğinin GI değeri 55, çavdar ekmeğinin 52, yulaf
ekmeğinin 51 dir.
• Absorban özellikleri ile LDL düzeyinde azalmaya yardımcı olurlar.
• Kepeğin bir kısmı, sindirim evresinde tam olarak sindirilemez ve
bağırsaklarda hacim oluşturarak hareketi sağlarlar, kalın
bağırsak hastalıkları riskini azaltırlar.
b)Besin Ögelerince Etkisi: Tam dane tahıl unları düşük
randımanlı unlara göre oldukça besleyicidir.
Bileşen
Beyaz Un
Tüm Tane Unu
Kepek
Ruşeym
Nişasta (%)
70-75
60-62
20-25
15-20
Ham Protein (%)
8-12
12-15
14-18
27-28
Lipid (%)
1-1.5
1.5-2.0
4-6
9-10
Diyet Lif (g/100 g)
3.5
9
36-40
16-20
Vitamin E (mg/100 g)
0.3
1.2
2.6
22
Thiamin (mg/100 g)
0.2
0.4
0.9
2
Riboflavin (mg/100 g)
0
0.1
0.4
0.9
Niacin (mg/100 g)
1
6
30
5
1.5
3
4.8
7
0.15
0.5
1.5
3.3
0
0.1
0.6
0.2
Folat (µg/100 g)
21
57
260
331
Biotin (µg/100 g)
1
8
45
25
Triptofan (mg/100 g)
Vit B6 (µg/100 g)
Vit B12 (µg/100 g)
c)Fonksiyonel Bileşenler:
Çeşitli besin ögelerinin zenginliği ve diyet lif etkisinin yanı sıra
Buğdayın ve diğer tahılların doğal yapısında kabuk ve yakın
kısımlarında biyoaktif bileşenler yer almaktadırlar. Bunlar:
Tokoferoller, tanede doğal rengi sağlayan karotenoidler, fitik asit,
glutathion, L-sistein ve fenolik bileşenlerden ferulik asit ve
tokotrioneller antioksidan özellikteki maddelerdir.
Tahıllarda bulunan fitoostorojenlerden, izoflavonlar ve lignanlar
metabolizma üzerinde etkin rollere sahiptirler.
Glukofruktozanlar (levozin), ise inülün benzeri etkiye sahip olup
bağışıklık sistemini güçlendirirler.
Bunların yanı sıra, ekmek çeşitli besin ögelerince kolaylıkla
zenginleştirilebilmektedir. Zenginleştirme maliyeti yok denecek
kadar azdır.
Beyaz Un Beyazlatılmış Un Değildir
Birçok basın organında konu uzmanı(!!!) ancak yetkisiz
kişilerce deklere edildiği gibi:
“beslenme anlamında beyaz unun hiçbir işe yaramadığı
hatta salt nişastadan oluştuğu, beyaz un üretiminde
benzoil peroksit gibi ağartıcı ajanların mutlaka
kullanıldığı… “
gibi örneklerinin çoğaltılabileceği son derece yanlış
bilgilere rastlamaktayız.
Elbetteki yüksek randımanlı veya tüm tane unları ve
bunlardan yapılan ekmekler normal bireylerde
beslenme kalitesi açısından daha yararlıdır, ancak
beyaz un’ da yararsız, özellikle iddia edildiği gibi
zararlı değildir. Beyaz un ile beyazlatılmış un
birbirlerinden bağımsız iki kavramdır.
RİSK YÖNETİMİ KALİTESİ
Risk
Fayda
Tez
Antitez
SENTEZ
RİSK YÖNETİMİ KALİTESİ
A)Özel durumlarda beslenme ve ekmek
B)Antinutrient etki
C)Akrilamid riski
D)Mikrobiyolojik (Toksikolojik), Pestisit ve Ağır
Metal Kalıntı Riskleri
E)Un ve Ekmek Katkı Maddeleri
A)Özel Durumlarda Beslenme Un ve Ekmek
Sağlıklı bireylerde tüketiminde herhangi bir sakınca olmayan ekmek başta
olmak üzere tahıl ürünleri;
• Çölyak,
• Fenilketonuri,
• Gluten intoleransı-otizm ilişkisi
gibi bazı hassas gruplar tarafından tüketilmemelidir.
Bunlar aktif bileşen olarak (örnek olarak ekmek, pasta, makarna)
kullanılmasa dahi yan ürünleri (örnek olarak sosislerde dış kılıf,
dondurmalarda taşıyıcı külah, puding ve soslarda kıvam verici ajan)
tüketimi de sakıncalı olabilmektedir.
Bahsolunan sıkıntıların çok daha fazlası diğer Gıda Maddelerinde de
mevcuttur.
Özel durumları olan kişilerin mutlaka hekim ve diyetisyene
danışmaları gerektiği unutulmamalıdır.
B)Antinutrient Etki
Kepek, olduğu gibi tüketilirse fitat kaynaklı olarak
vücut için gerekli çinko, demir, kalsiyum gibi
mineralleri bağlayarak bio yararlılıklarını azaltır.
Ancak yapılan çalışmalarla ekmekte fermentasyon
sürecinde kepek içindeki fitatlar asitlik artışı ve
tahılların yapısında ve ekmek mayasında doğal olarak
bulunan fitaz yardımı ile parçalanarak bu bağlayıcı
etki azaldığı veya ortadan kalktığı saptanmıştır.
Pratik Çözüm: Kepeği ekmek yapmadan önce bir miktar
maya ile fermentasyona bırakın. Ekmeğiniz daha
besleyici ve lezzetli, olacaktır.
C)Akrilamid Riski
Akrilamid (asparagin-maillard ilişkisi) riski sanılanın
aksine fermente edilmiş ekmek ve benzeri ürünlerde
düşüktür.
Özellikle ekmek ve benzeri fermente ürünlerdeki pH
düşmesine bağlı biçimde Akrialamid oranı
azalmaktadır.
Sıkça tükettiğimiz un esaslı tatlılarda da şerbetteki
sitrik asit (limon suyundan kaynaklanan) Akrilamid’i
azaltmaktadır.
Ancak yinede yanık ekmeklerden uzak durulmalıdır.
D)Mikrobiyolojik (Toksikolojik) Riskler
• Buğday yetişme ortamı olan tarla koşulları, hasat ve
depolanması ile işlenmesi sırasında mikrobiyolojik
bulaşmalara açık bir tarım ürünüdür.
• Düşük su aktivitesinden dolayı güvenli bir ürün grubu
olarak kabul edilir. Ancak Mikroorganizmalar ve
toksinleri, buğdayın depolanması, öğütülmesi sırasında
ürünün ısınması ve nem içeriğinin artmasından dolayı
rahatlıkla gelişebilirler.
• Tahıl unlarında risk faktörü mikroorganizmalar;
aerobik mezofilikler, E.coli, Bacilus cereus,
Clostridium perfiringens, Salmonela spp., Rope sporu
ve küfler dir.
D)Mikrobiyolojik (Toksikolojik) Riskler
• Özellikle Rope hastalığına yol açan, Bacillus
cinsi mikroorganizmaların sporlarının
bazılarının toksin ürettiği, septisemi ve gıda
zehirlenmelerine neden olduğu
bildirilmektedir.
• Uygun olmayan koşullarda buğday ve unda
bulunabilen veya gelişebilecek olan Küflerin
oluşturduğu mikotoksinler (Total aflatoksin,
AFB1 ve okratoksin A) tahıllardaki en
önemli sağlık risklerinden birisidir.
D)Pestisit Kalıntı Riskleri
Buğday un fabrikasına girene kadar:
a)Yetiştirme sırasında:
Ocak/Şubat, Sistemik Herbisitler, Y.Ö 30 gün; Mart/Nisan,
Sistemik Fungisitler, Y.Ö 30 gün; Mart/Nisan, Sistemik ve
Kontak İnsektesitler, Y.Ö 25 gün uygulanır. Yarılanma ömürleri
dikkate alındığında tarla pestisitlerinin risk faktörü düşüktür.
b)Depolanma öncesi ve sırasında:
Malathion, bromophos, fenitrothion chlorpyrifos methyl ,
dicholorvos ve primiphos methyl, aktif maddeli pestisidlerle tek
başlarına ya da kombine olarak” bir ya da birkaç kez ilaçlanırlar.
Depolama amacı ile kullanılan çoğu pestisitlerin yarılanma
ömürleri kısadır. Uygun düzeylerde kullanıldıklarında, depolanma
sürecinde ve un fabrikalarındaki işlemler sırasında parçalanıp
kabul edilebilir düzeylere inerler.
Ancak, yüksek dozajda kullanılması ve yarılanma ömrü düşünülmeden
işlenmesi durumu önemli bir risk faktörüdür.
Ayrıca polikültür tarım uygulamaları da önemli bir sorundur.
d)Ağır Metal Kalıntı Riskleri
• Ağır metaller yeryüzünde doğal olarak bulunan bozulmayan
ve yok edilemeyen bileşiklerdir. Vücudumuza gıdalar, içme
suyu ve hava yolu ile girerler.
• İz elementler gibi bazı ağır metaller (örneğin bakır,
selenyum, çinko) insan vücudunun metabolizmasını
sürdürmek için elzemdirler. Bununla birlikte yüksek
konsantrasyonlarda toksik olabilirler.
• Özellikle: sanayi bölgelerinde yetiştiricilik ve kontamine su
kaynaklarının kullanılması durumlarında miktarları artar.
• Ülkemizde yapılan çalışmaların çoğunda buğday ve
ürünlerinde risk faktörünün nisbeten kabul edilebilir
limitlerde olduğu bildirilmektedir.
E)Un ve Ekmek Katkı Maddeleri
• Ekmek yapımında Türk Gıda Kodeksince izin verilen Gıda katkı
Maddeleri uygun miktarlarda kullanıldığı takdirde insan sağlığı
bakımından herhangi bir olumsuz etkide bulunmazlar.
• Ancak basın yayın organlarında katkı maddeleri ile ilişkisiz
insanların bu yöndeki olumsuz propagandaları sonucunda katkı
maddeleri üretenler Bostancıbaşı kullananlar da Cellat konumuna
düşürülmektedir. Kaldıki un ve ekmek haricinde tükettiğimiz
hangi gıda maddesinde katkılar kullanılmamaktadır veya
yasaklanmıştır.
• Ekmek yapımında, unun bileşimi ve özelliklerinden kaynaklanan
bazı kusurların ve eksikliklerin giderilerek kalitenin
iyileştirilmesi, zaman ve işgücü tasarrufu sağlayarak işletmelerin
rantabilitelerinin artırılması amaçları ile başlıcalarını, L-Askorbik
asit, çeşitli organik gıda asitleri, çeşitli enzim preparatları, yüzey
aktif maddeler, proteince zengin katkılar (Soya unu, süt
türevleri)’ in oluşturduğu düzenleyicilerdir.
• Un ve ekmek katkı maddelerinin kullanımının yasaklanması veya
tek başına un yada tek başına ekmek katkı maddesi kullanılması
biçiminde sınırlandırılması durumunda kalite düşecek ve ekmek
israfı inanılmaz boyutlara ulaşacaktır.
Ekmek ve Ekmek Çeşitleri Tebliği ile Un Tebliği
Düzenlemeleri
Ülkemizde Türk Gıda Kodeksi Ekmek ve
Ekmek Çeşitleri Tebliği 2012 yılında tadil
edilerek bazı maddeleri değiştirilmiş, konu
bağlamında Un Tebliğinde de “unlarda
randıman yükselmesi, unda teknik değer
ölçütlerinin yeniden düzenlenmesi başta olmak
üzere birtakım düzenlemelere gidilmektedir.
Ekmek ve Ekmek Çeşitleri Tebliği ile Un Tebliği
Düzenlemeleri Yapılırken
Buğdayda ve buğdaylardan üretilen unlarda temel
risk faktörleri:
-Mikrobiyolojik risk yanı sıra yetişme sırasında mevcut
veya gelişebilecek Toksikolojik risk,
-Özellikle depolama amacı ile kullanılan Pestisit’lerin
kalıntı riski ve
-Ağır metal kalıntı riski,
Faktörleri, yeni un ve ekmek tebliği kapsamında
gündemde olan özellikle yüksek randımanlı veya tam
tane unlarında düşük randımanlı unlara oranla daha
fazla olma faktörleri göz önüne alınmalıdır.
Buğdayın özellikle depolanması sırasında kullanılan
pestisitler ile mikrobiyolojik/toksikolojik yük
değirmenlerde, yaş temizleme (yıkama) ve kabuk
soyma işlemleri ile önemli ölçüde azalabilmektedir.
Ekmek ve Ekmek Çeşitleri Tebliği ile Un
Tebliği Düzenlemeleri
Ancak, Ülkemizde geçmiş yıllarda yıkama ve
tavlama işlemlerinde, santrifüjlü üniversal yıkama
sistemleri kullanılmakta iken günümüzde kimi
ülkelerde olduğu gibi, çevreye olan atık su zararının
önlenmesi amacı ile (Çevre ve Orman Bakanlığı
tarafından yayınlanan 31 Aralık 2004 tarih ve 25687
sayılı “Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği” hükümlerince
atık giderme tesisi bulunmayan işletmelerde-) “cebri
tavlama sistemi” olarak adlandırılan (tavlama amaçlı su
verme düzenleri ile su optimizasyonu) kullanılarak
“buğdaya yıkama yapılmaksızın” sadece gerektiği
kadar su verilerek ve yeterli sürelerde dinlendirilerek
tavlama işlemi yapılmaktadır.
Ekmek ve Ekmek Çeşitleri Tebliği ile Un
Tebliği Düzenlemeleri
Bunun doğal bir sonucu olarak da özellikle tüm
tane ve/ya da yüksek randımanlı unlarda “kabuk soyma
dahil, her ne kadar etkin kuru temizleme yapılsa dahi”
buğdaydan elde edilen ürünlerde, pestisit kalıntısı ve
mikrobiyolojik/toksikolojik yük içerme ihtimali daha
fazla bulunmaktadır.
Yeni un tebliği çalışmaları kapsamında bu durum
göz önüne alınarak:
Ülkemizde mevcut durumda çalışmakta olan
değirmenlerde bu tip bir düzenleme yapma konusunda
değirmencilerimize mutlaka devlet desteği
sağlanmalıdır.
Tüm bilgilerin ışığı altında Kaliteli Ekmek
•
•
•
•
•
•
İyi üretim teknikleri uygulanmış, hijyenik olmalı,
Tuz içeriği düşük olmalı,
Düşük glisemik indekse sahip olmalı,
Önemli bir protein kaynağı olmalı,
Yeterli ve tolere edilebilir düzeyde diyet lif içermeli,
Vitaminler, mineraller, eser elementler antioksidan
ögelerce zengin olmalı,
• Akrilamid, Mikrobiyolojik (Toksikolojik), Pestisit ve
Ağır Metal Kalıntı Risk Faktörlerinden uzak olmalıdır.
Basından Seçmeler
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
Prof. Dr. Ahmet MARANKİ: Tütün Eksperliği MYO mezunu, Ekonomi
profesörü
Kaynak: Beyaz TV, 05.02.2013
Ekmekte 11-13 çeşit emülgatör kullanılmakta imiş ve bunlar sağlığa
zararlı imiş.
Sista(e)in, ekmeğe katılmakta ve insan kılından yapılmakta imiş.
Prof. Dr. Canan EFENDİGİL KARATAY: İç Hastalıkları ve Kardiyoloji
Uzmanı
Kaynak: Kanal D Doktorum Programı, 2011
Şu kadar gram ekmek yerseniz (burada TV de 1 dilim ekmek görüntüsü
devreye girer) bu kadar şeker (-oooo sesleri) almış olursunuz.
Bizim eve ekmek hiç girmez.
Ekmeği kesince kalp çarpıntılarım geçti, ekmeği kestik rahatladık.
Un vücutta su tutar.
Basından Seçmeler
Dr. Yavuz DİZDAR: Onkolog
Kaynak: Sözcü Gazetesi, 8 Temmuz 2012
Bugün dünya üzerinde, yapay gıdalara; koruma,
renklendirme, kıvamlandırma, tat verme, tatlandırma
ve daha birçok özellikler vermek amacıyla 3 binden
daha fazla katkı maddesi ilave edilebiliyor. Kansere
yol açan ve bazı ülkelerde yasaklanan bu
maddelerin çoğu: katı-sıvı yağ, patates cipsi, ciklet,
hazır çorba, sucuk, salam sosis gibi şarküteri ürünleri,
bazı diyet gıdalar, ekmek, unlu gıdalar, jelatinli
şekerleme, meşrubat, reçel, konserve, dondurulmuş
patates, bisküvi, hazır pasta, ketçap gibi gıdalarda
kullanılıyor.
Basından Seçmeler
•
•
•
Kemal ÖZER: İşletme ve gazetecilik eğitimi almıştır. Sağlık ve Gıda
Güvenliği Hareketi Başkanı.
Kaynak: Kurumun web adresi
Türkiye tüketilen ekmeğin yüzde 90’dan fazlası, ne yazık ki pahalı ancak
sağlıksız beyaz undan üretilen, gösterişli fakat hiçbir besin değeri
olmayan beyaz ekmektir.
• Cumhurbaşkanımızdan, Başbakanımızdan veya bakanlarımızdan
beklenen diyabetle mücadele etmeleri değil, diyabete neden olan
sorunlara çözüm üretmeleridir. Bunun için Sayın Makamlar;
• a) Çayın şekersiz içilmesi,
• b) Beyaz ekmeğin üretiminin yasaklanması,
• c) Suni meşrubat tüketimine önce kendi hayatlarında son
verilmelerini sonrada öneri ve önlemleri da bekliyoruz.
Basından Seçmeler
•
•
•
Halk Ekmek’çe üretilen ve piyasanın en çok tükettiği beyaz ekmek:
“Buğday unu, içme suyu, maya, tuz, mono ve digliseridlerin diasetil
tartarik asit esterleri, hemiselulaz, fungal alfa amilaz, askorbik
asit”ten oluşmakta. Her ne kadar … sitesinde yer vermese de
ekmeklerine ilave olarak “glüten” eklemekte... Alerjen bir madde olan
glüten oranın artırılması tüketiciye hiç bir yararı olmayan bilakis sadece
üreticinin üretim amaçlarını kolaylaştıran bir katkı... Bu tehlikeli girişime
dair Gıda Hareketi’nin uyarıları başta olmak üzere hiçbir uyarı dikkate
alınmamakta…
Bugün gıda teröründen söz edeceksek öncelikle ekmekte terörden söz
etmek gerekir. Çünkü bu hem en kolay çözülebilecek, hem en kolay
mücadele edilecek, hem de bu sorunun çözümü gıda terörün yüzde
ellisinin çözümü olacaktır.
Buna birde hiçbir besleyiciliği olmayan beyaz un ve ondan mamul beyaz
ekmeği de eklediğinizde, hem nimeti insanlara doğrultulan ‘sessiz silah’a
dönüştürdüğümüz görülecek, hem de önlem alınmazsa katliam gibi acılar
yaşamayı sürdüreceğiz. Bu rapor; siyasete bürokrasiye, üreticiye hatta
tüketiciye özetle hepimize bir ültimatomdur.
Basından Seçmeler
- Genetik değişikliğin birinci fazı olan hibritleştirmek ile besin
değeri düşürülen tohumlardan un elde edilmesi,
- Tahılın yetiştirilmesinde tarım kimyasallarının kullanımı,
- Un yapımındaki hileler ve kimyasal katkı maddeleri eklenmesi,
- Besinin yüzde 90’dan fazlasını oluşturan rüşeym ve kepek kısmının
undan atılmasıyla beyaz un üretimi,
- Aşırı miktarda maya kullanımı ve özellikle mayaların GDO’lu
olması,
- Ekmeğe üretim aşamasında çok yoğun biçimde katkı
maddelerinin eklenmesi,
- Ekmek üreten tesisler ve çalışanların temizlik koşullarına riayet
etmemesi,
- Ekmeğin satış noktasına dağıtımı için kullanılan taşıma kaplarının
çok sayıda virüs ve bakteri barındırması,
Teşekkürler.
Doç. Dr. M. Sertaç ÖZER
AdanaBTU ve Çukurova Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü
Öğretim Üyesi
[email protected]
[email protected]