EDEBİ SANATLAR www.edebiyatogretmeni.net MECAZ ANLAMA DAYALI SANATLAR MECAZ (DEĞİŞMECE) MECAZ-I MÜRSEL (AD AKTARMASI) TEŞBİH (BENZETME) İSTİARE (EĞRETİLEME) KİNAYE (DEĞİNMECE) TEŞHİS (KİŞİLEŞTİRME) İNTAK (KONUŞTURMA) TARİZ (İĞNELEME) GERÇEK ANLAMA DAYALI SANATLAR TEZAT (KARŞITLIK) TEVRİYE (İKİ.

Download Report

Transcript EDEBİ SANATLAR www.edebiyatogretmeni.net MECAZ ANLAMA DAYALI SANATLAR MECAZ (DEĞİŞMECE) MECAZ-I MÜRSEL (AD AKTARMASI) TEŞBİH (BENZETME) İSTİARE (EĞRETİLEME) KİNAYE (DEĞİNMECE) TEŞHİS (KİŞİLEŞTİRME) İNTAK (KONUŞTURMA) TARİZ (İĞNELEME) GERÇEK ANLAMA DAYALI SANATLAR TEZAT (KARŞITLIK) TEVRİYE (İKİ.

EDEBİ SANATLAR
www.edebiyatogretmeni.net
MECAZ ANLAMA DAYALI SANATLAR
MECAZ (DEĞİŞMECE)
MECAZ-I MÜRSEL (AD AKTARMASI)
TEŞBİH (BENZETME)
İSTİARE (EĞRETİLEME)
KİNAYE (DEĞİNMECE)
TEŞHİS (KİŞİLEŞTİRME)
İNTAK (KONUŞTURMA)
TARİZ (İĞNELEME)
GERÇEK ANLAMA DAYALI SANATLAR
TEZAT (KARŞITLIK)
TEVRİYE (İKİ ANLAMLILIK)
MÜBALAĞA (ABARTMA)
HÜSN-İ TALİL (GÜZEL ADLANDIRMA)
TENASÜP (UYGUNLUK)
TECAHÜL-İ ARİF (BİLMEZLİKTEN GELME)
İSTİFHAM (SORU SORMA)
TERDİT (ŞAŞIRTMA)
TELMİH (ANIMSATMA)
LEFF U NEŞR (SIRALI AÇIKLAMA)
TEDRİC (DERECELEME)
TEKRİR (YİNELEME)
İRSAL-İ MESEL (ATASÖZÜ)
SÖZE DAYALI SANATLAR
CİNAS
SECİ
İŞTİKAK (TÜRETME)
AKİS (ÇAPRAZLAMA)
AKROSTİŞ
LEBDEĞMEZ
ALİTERASYON
MECAZ (DEĞİŞMECE)
Ö R N E K :
Bir sözcüğün gerçek anlamı dışında, başka anlama gelecek şekilde, kullanılmasıdır.
İşe geç kalan çırağı görünce, usta iyice köpürmüştü.
&
Aşk söyletir en yanık türküleri.
&
Adam, kendisine rüşvet vermek isteyene:”Kirli parayla ailemi
geçindiremem.” dedi.
&
Sıkıntıdan patladım.
MECAZ-I MÜRSEL
(AD AKTARMASI)
Bir sözün, benzetme amacı güdülmeden, kendisiyle ilgili başka bir söz yerine
kullanılmasıdır. Bu sanatta da sözcükler gerçek anlamı dışında kullanılır.
ÖRNEK:
Evet, oğlum Hoca sevmezdi, bilirim sarayı
Ama sövmezdi de hoşlanmadığından dolayı.
&
Bu içecekler karşı masadan gönderildi.
&
Gelip geçen her yüzde gizli bir akis saklı
Bu sanatı günlük hayatta çok kullanırız; ama farkında değiliz.
Nasıl mı?
 Otobüse bindiniz. Parayı çıkardınız ve şoföre uzatıp “Bir kişi alır mısınız?”
dediniz. Şoför koltuktan kalkıp bir kişi (yolculardan biri) alıp kasaya sokmak
için uğraşıyor mu?
Hayır.
Parayı alıp kasaya koyuyor.
Siz “kişi”yi “para” yerine kullandınız ve aralarında benzerlik yok.

Bilmediğiniz bir şehre gittiniz. Elinizde adres var; ama nafile bulamadınız
gideceğiniz yeri. Arkadaşınız size şöyle bir öneride bulunuyor:”Adresi şu dükkana soralım.”
Siz de bunun üzerine şöyle mi dersiniz:” Abi saçmalama dükkan nasıl konuşsun?”
Tabiki aklınızdan bu geçmez. Arkadaşınızın aslınsa dükkandaki birini
kastettiğini anlarsınız.
TEŞBİH
(BENZETME)
Aralarında ilgi bulunan iki kavramdan, ilgili oldukları konuda, zayıf olanı
güçlü olana benzetmektir.
Bir Teşbihte dört unsur vardır:
a) BENZEYEN: Nitelikçe güçsüz olan.
b) KENDİSİNE BENZETİLEN: Nitelikçe güçlü olan.
TEMEL ÖĞELER
c) BENZETME YÖNÜ: Benzetilen öğeler arasındaki ortak ilgi.
d) BENZETME EDATI: Benzetme sırasında kullanılan edat.
ÖRNEK:
Gülle kurşun yağmur gibi yağarken
K. BENZETİLEN
BENZEYEN
EDAT
BENZ.YÖNÜ
YARD.ÖĞELER
Dört Çeşit Benzetme Vardır
AYRINTILI BENZETME: Dört öğesi de kullanılan benzetme.
ÖRNEK:
Sular öyle temiz ki annemin yüzü gibi
KISALTILMIŞ BENZETME: Benzetme yönü olmayan benzetme.
ÖRNEK:
Şenyuva apartmanı bodrum katı
Kutu gibi bir dairede otururlar.
PEKİŞTİRİLMŞ BENZETME: Benzetme edatı olmayan benzetme.
ÖRNEK:
Yollar, köyleri saran eskimiş çerçeveler.
YALIN BENZETME: Sadece temel öğelerle yapılan benzetme.
ÖRNEK:
Selviler içinde bir alev Emirsultan.
İSTİARE
(EĞRETİLEME)
Benzetmenin temel öğelerinden sadece biri kullanılarak yapılan benzetmedir
(Bir sözün, benzetme amacıyla, başka bir söz yerine kullanılmasıdır.)
İSTİARE
AÇIK İSTİARE
(Kendine Benzetilenle yapılır)
İki kapılı bir handa
Gidiyorum gündüz gece
(Dünya Han’a benzetilmiş)
KAPALI İSTİARE
(Benzeyenle yapılır)
Ay zeytin ağaçlarından yere damlıyordu
(Ay Su’ya benzetilmiş)
Açık İstiare Örnekleri
Karadutum, çatalkaram, çingenem
Nar tanem, nur tanem, bir tanem
&
Seni seven aşık neylesin malı
Yumdukça gözünden döker mercanı
&
Havada bir dost eli okşuyor tenimizi.
&
İçimde savrulur kül dertli dertli
Kapalı İstiare Örnekleri
Can kafeste durmaz uçar
Dünya bir han, konan göçer.
&
Bir arslan miyav dedi
Minik fare kükredi
Fareden korktu kedi
Kedi pır uçuverdi.
&
Çamlar hüzünlü, yollara düşmüş söğüt,çınar
Yaprak döküp huzura kapanmıştı sonbahar.
KİNAYE
(DEĞİNMECE)
Bir sözün hem gerçek hem de mecaz anlamını düşündürecek şekilde kullanılması
ÖRNEKLER:
 Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
&
 Korkma sönmez bu şafaklarda yüzen al sancak
Sönmeden yurdumun üstünde tüten en son ocak
&
 Ahir ağardı tanyeri re’s-i cibalden
Serhadde yol göründü Acem tahtgahına
&
 Yumdu dünyaya ela gözlerini
&
 Bulamadım dünyada gönüle mekan
Nerde bir gül bitse etrafı diken
Anlaşılmadı galiba.
Bir de bunu okuyun bakalım.
Yahya Kemal bir gün Bab-ı Ali yokuşunu çıkıyor. İri, hantal, ağır gövdesini
zorlukla taşıyor. Derken ilerde köşede bir bakkal dükkanı ve dükkanın önünde
Bir tabure görüyor. O kadar yorulmuş ki kendini zor atıyor tabureye
Oooooohh!
Bakkal amca içerde ellerini ovuşturup:
- Aha yağlı bir müşteri geldi.
Yahya Kemal’in yanına gidip
- Efendim hoş geldiniz. Ne alırdınız?
Yahya Kemal
- İzin verirsen nefes alacağım.
Yağlı müşteri: Şişman, göbekli.>>> gerçek anlamı
Parası çok olan.>>> mecaz anlamı
Nefes alacağım: Soluk alıp vermek.>>> gerçek anlamı
Dinlenmek.>>>> mecaz anlamı.
TEŞHİS
(KİŞİLEŞTİRME)
İnsan dışındaki varlıkları insan gibi düşünerek onlara insani özellikler yüklemek.
ÖRNEKLER:
Bütün kusurumu toprak gizliyor
Merhem çalıp yaralarım düzlüyor.
&
İçmiş bir geceyi bir yudumda
Göğün mağrur bakışlı bulutları.
İNTAK
(KONUŞTURMA)
İnsan dışındaki varlıkların konuşturulması.
ÖRNEK:
Dallar bir gün dedi ki tomurcuğa:
-Tenimde bir yara işler gibisin
TARİZ
(SİTEM,İĞNELEME)
Bir kimseyi iğnelemek amacıyla, bir sözü karşıtını düşündürecek şekilde kullanma.
ÖRNEKLER:
Vermedi ablukada şan-ı donanmaya halel
İngiliz devletine olsa sezadır amiral
&
Bir yetim görünce döktür dişini
Bozmaya çalış halkın işini
&
Bir kuruşu bine çıkar hileyle
Hilekarlık hoş bir sanattır usanma
TEZAT
(KARŞITLIK)
Birbirine karşıt kavram ya da düşüncelerin bir arada kullanılmasıdır
ÖRNEKLER:
Ömrümde zararsız günümü bilmem
Her senede yüz milyonluk karım var.
&
Gülen çehremi görüp
Sanmayın beni bahtiyardır.
Her kahkahanın içinde
Bir damla gözyaşı var.
&
Neden böyle düşman görünürsünüz
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar
TEVRİYE
(İKİANLAMLILIK)
Birden çok gerçek anlamı olan sözcüğü gerçek anlamlarını düşündürecek
şekilde kullanma.
ÖRNEKLER:
Bu kadar letafet çünkü sende var
Beyaz gerdanına bir de ben gerek
&
Bir buse mi bir gül mü verirsin dedi gönlüm
Bir nim tebessümle o afet gülü verdi.
&
Bize Tahir Efendi kelp demiş
İltifatı bu sözde zahirdir
Maliki mezhebim benim zira
İtikadımca kelp tahirdir.
MÜBALAĞA
(ABARTMA)
Bir olayı ya da durumu olduğunda büyük veya küçük göstermek.
ÖRNEKLER:
Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker!
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
“Gömelim gel seni tarihe!” desem sığmazsın.
&
Merkez-i hake atsalar da bizi
Kürre-i arzı patlatır çıkarız
&
Vurdukça efelerin yere çıplak dizleri
Korkudan dağların uçuyor benizleri
HÜSN-İ TALİL
(GÜZEL NEDEN BULMA)
Bir olayın ya da durumun meydana gelişini başka bir nedenle anlatma.
ÖRNEKLER:
Bakmaz mısın Karac’oğlan haline
Garip bülbül konmuş gülün dalına
Kadrini bilmeyenler alır eline
Onun için eğri biter menevşe
&
Konya Ovası’nın ufukları mavi değil, sapsarıdır.
Siz bunun rüzgarın kaldırdığı tozlardan böyle olduğunu söyleyeceksiniz; ben Konya hapishanesinde yatan Zağar Mehmet’in benzinin sarılığından diyeceğim.
www.edebiyatogretmeni.net
TENASÜP
(UYGUNLUK)
Anlamca birbiriyle ilgili sözcükleri bir arada kullanmak.
NOT: Tenasüp olması için anlamca ilgili sözcükler arasında karşıtlık
olmaması gerekir.
ÖRNEKLER:
Mest olupdur çeşm ü ebrunun hayalinde imam
Okumaz mihrabda bir harf-i Kur’an-ı dürüst
&
Suya versün bağban gülzarı zahmet çekmesün
Bir gül açılmaz yüzün tek verse bin gülzare su
TECAHÜL-İ ARİF
(BİLMEZLİKTEN GELME)
Sebebi gayet iyi bilinen bir olay ya da düşünceyi nükte yapmak için bilmiyor görünmek
Su insanı boğar,ateş yakarmış
Geç fark ettim taşın sert olduğunu
&
Sular mı yandı, neden tunca benziyor mermer?
&
Şakaklarıma kar mı yağdı, ne var?
Benim mi Allah’ım bu çizgili yüz?
İSTİFHAM
(SORU SORMA)
Cevap bekleme amacı gütmeden,duyguyu ve anlamı güçlendirmek için
sözü soru biçiminde yöneltmek.
ÖRNEKLER:
Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda
Şüheda fışkıracak toprağı sıksan şüheda
&
Hani o bırakıp giderken seni
Bu öksüz tavrını takmayacaktın?
Alnına koyarken veda busemi
Yüzüme bu türlü bakmayacaktın?
TEDRİT
(ŞAŞIRTMA)
Sözü okuyucunun hiç beklemediği biçimde bitirmek.
ÖRNEK:
Dişin mi ağrıyor?
Çek kurtul.
Başın mı ağrıyor?
Bir çeyreğe iki aspirin.
Verem misin?
Üzülme, onun da çaresi var,
TELMİH
(ANIMSATMA)
Söz arasında, herkesçe bilinen geçmişteki bir olaya, ünlü bir kişiye,
bir inanca… işaret etme, onu hatırlatma.
ÖRNEKLER
İnsanız, en şerefli mahlukuz!
Deyip de pek fazla
Övünmemiz haksız
Atamız elma çaldı cennetten
Biz o hırsızların çocuklarıyız!
&
Gökyüzünde İsa ile
Nur Dağı’ında Musa ile
Elindeki asa ile
Çağırayım Mevlam seni
TEDRİC
(DERECELEME)
Bir düşünceyi derece derece yükselten veya indiren bir düzen içinde sıralama
ÖRNEKLER:
Geçsin günler,haftalar,aylar,mevsimler, yıllar
Zaman sanki bir rüzgar ve bir su gibi aksın.
&
Makber, makber değil bir türbe, türbe değil bir mabet, mabet değil
bir küre, küre değil bir sonsuz uzay olmalıydı.
&
İki asker mızrak mızrağa, kılıç kılıca, hançer hançere vuruşmaya
başladılar.
TEKRİR
(YİNELEME)
Bir sözcüğü ya da söz gurubunu, anlatımı etkili hale getirmek için, tekrar etmektir.
ÖRNEK:
Bu yağmur… bu yağmur… bu kıldan ince
Öpüşten yumuşak yağan bu yağmur
Bu yağmur… bu yağmur… bir gün dinince
Aynalar yüzümüzü tanımaz olur.
www.edebiyatogretmeni.net
RÜCU
(GERİYE DÖNÜŞ)
Bir düşünceyi daha güçlü anlatmak için söylenen sözden döner gibi davranma.
Erbab-ı teşaür çoğalıp şair azaldı
Yok, öyle değil, şairin ancak adı kaldı.
İRSAL-İ MESEL
(ATASÖZÜ SÖYLEME)
Söylenenleri daha güçlü hale getirmek için sözü atasözü ya da deyişle bitirme.
ÖRNEK:
CİNAS
(SESTEŞLİK)
Söylenişleri ve yazımı aynı, anlamı farklı sözcükleri dize sonlarında kullanma.
Ö R N E K L E R :
Bir güzel şuheda dedim iki gözün sürmelidir.
Dedi vallahi seni Hind’e kadar sürmelidir.
&
Yanalı
Haylıca vakit oldu
Ben bu derde yanalı
Binme namert atına
Ya mıhı düşer ya nalı
SECİ
(İÇUYAK)
Düzyazıda kullanılan kafiye.
İlahi! Kabul senden, red senden. İlahi! Şifa senden
derd senden. İlahi! Gönlüm oduna her ne yaktınsa ol tüter. İlahi! Vücudum bağına her ne diktinse ol biter.
AKİS
(ÇAPRAZLAMA)
Sözleri ters çevirerek söyleme.
Didem ruhunu gözler, gözler ruhunu didem
Kıblem olalı kaşın, kaşın olalı kıblem
&
Öpsem seni toyunca,toyunca seni öpsem
Öpsem disem nola, nola disem öpsem
AKROSTİŞ
Dizelerin ilk harflerini anlamlı şekilde sıralama.
Var olan bir sen bir ben bir de bu bahar
Elden ne gelir ki? Güzelsin gençliğin var,
Dünyada aşkımız ölüm gibi mukaddes
İnan ki bir daha geri gelmez bu günler
Alemde bu andır bize dost esen rüzgar
LEBDEĞMEZ
Dudakların birbirine değmesini sağlayan ünsüzleri kullanmayarak yapılır
Aşıklar söylenen sözden alırsa
İnsanlar içinde hastan sayılır
Hakikat dersini özden alırsa
Yaratan Tanrı’ya dosttan sayılır
Aşağıdaki Örneklerde Kullanılan Edebi Sanatları Bulunuz
 Aşkın sihirli şarkısı yüzlerce dildedir
İspanya neşesiyle bu akşam bu zildedir.
 Bir bahar sabahının karanlığında ıssız
Gökte diz çökmüş iki titrek ışıklı yıldız
 Kalbim yırtılıyor her seferinde
Kulağım ruhumun ayak sesinde
 Haliç’te bir vapuru vurdular dört kişi
Demirlemişti eli kolu bağlı ağlıyordu
 Ey benim sarı tamburam
Sen ne için inilersin
İçim oyuk, derdim büyük
Ben onunçün inilerim
Mecaz-ı Mürsel
Teşhis
Açık İstiare
Teşhis
Kinaye, İntak, İstiare
 Sekizimiz odun çeker
Dokuzumuz ateş yakar
Kaz kaldırmış başın bakar
Kırk gün oldu, kaynatırım kaynamaz
 Yaralı görüp göğsümü kılma ilacım tabib
Zayi olur merhemin, bende biter yara yok
 Yeni bir ülkede yem vermek için atlara
Nice bin atlı kapılmıştı fetih rüzgarına
 Senin aşkın beni benden alıptır.
Ne şirin dert bu dermandan içeri
Mübalağa
Tenasüp
Hüsn-i Talil
Tezat
 Koyun verdi, kuzu verdi, süt verdi.
Yemek verdi, ekmek verdi,et verdi
Tenasüp
 Gel ey Yunus eyle zikir
Ne haldesin eyle fikir
Kabr içinde Münker Nekir
Sual sormak ne müşkildir
 Rengin uçmuş, nen var sunam, ah sunam
Söyle bana, emret, sana can sunam!
Telmih
Cinas
 Bahçemde açılmaz seni görmese çiçekler
Sahil seni, rüzgar seni, akşam seni bekler
Gelmezsen eğer mevsimi nerden bilecekler
Sahil seni, rüzgar seni, akşam seni bekler
Tekrir, Hüsn-i Talil
 Artık demir almak günü gelmişse zamandan
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan
İstiare
HAZIRLAYAN
TÜRK DİLİ VE EDEBİYATI ÖĞRETMENİ
SERDAR GÜL
HAYATIMIZ, YAPTIĞIMIZ TERCİHLERİN TOPLAMIDIR.
www.edebiyatogretmeni.net