Transcript TÜRK EDEBİYATINDA ŞİİR TÜR VE BİÇİMLERİ
TÜRK EDEBİYATINDA ŞİİR TÜR VE BİÇİMLERİ
I) İSLAMLIK ÖNCESİ TÜRK EDEBİYATINDA ŞİİR TÜR VE BİÇİMLERİ
KOŞUK
Daha çok doğa ve güzellik üzerine,dörtlük ve hece ölçüsünün değişik kalıplarıyla söylenen kısa şiirlerdir. Halk edebiyatındaki “koşma”nın temelini oluşturur.
SAGU
Eski Türklerin “yuğ” dedikleri törenlerde söyledikleri, ölen önemli bir kişinin gençliğini, yiğitliğin, iyiliklerini ve geride kalanların acılarını dile getiren bir şiir türüdür.
DESTAN
Savaş, göç, doğal afetler gibi toplumun genelini ilgilendiren olayların anlatılığı Uzun şiirlerdir.
II)İSLAMLIK SONRASI TÜRK EDEBİYATINDA ŞİİR TÜR VE BİÇİMLERİ
A)HALK EDEBİYATINA ÖZGÜ OLANLAR
MANİ
Ortak Halk edebiyatının en yaygın şiir biçimidir. Maniler genellikle tek Dörtlüktür ve yedili (4+3 duraklı) hece ölçüsüyle söylenir. Uyak örgüsü aa ba biçimindedir. Manilerde ilk iki dizeye “doldurma dize” denir. Bu dizeler uyak ve konu açısından hazırlık dizeleridir. Anlam bütünlüğü daha çok son iki dizede toplanır. Manilerde genellikle doğa, aşk, vb .konular
Dile getirilir: Gidene bak gidene a Güller sarmış dikene a Mevla sabırlar versin b Gizli sevda çekene a
ilk dizeleri yalnızca uyaklı sözcüklerden oluşan çoğunluğu cinaslı manilere “ayaklı mani” denir. Ayak, halk dilinde uyak demektir: Bağ bana a Bahçe sana bağ bana a Değme incir ar etmez b Zülfün teli bağ bana a Kimi manilere iki dize daha eklendiği görülür. Bu tür maniler, ”yedekli mani adını alır: Ayna güzel Yüz güzel, ayna güzel Güzel yari görenler Dediler: Ay ne güzel Oturmuş zülfün tarar Dizinde ayna güzel
TÜRKÜ
Ortak edebiyatımızın ürünlerindendir.Belirli, tek bir bir biçimleri yoktur.
Ana dizelerle , bunlara eklenmiş, yinelenen kavuştak(bağlama) dizelerinden oluşur. Çoğunlukla sekiz ya da on bir hecelidir.
Ezgisine göre hoyrat, bozlak gibi adlar alır. Bentlerdeki dize sayısına gör “üçleme, dörtleme, beşleme” diye de adlandırılabilir. Çoğunlukla doğa, sevgi, güzellik konuları işlenir.
Toplumu etkilemiş bir olayı anlatan türküler de vardır.
İki turnam gelir aklı karalı a Birin avcı vurmuş biri yaralı a (a.d) O yavruya sorun adlı nereli Katar katar olmuş gelir turnalar Eğrim eğrim ne hoş gelir turnalar a b b (kvş.)
KOŞMA
Aşık edebiyatında en sevilen ve yaygın biçim kullanılan şiir biçimidir.
Dörder dizelik bentlerden oluşur. Bent sayısı genellikle üç ile beş arasında değişir. En çok, hecenin on birli kalıbıyla söylenir. Ölçüsü 6+5 ya da 4+4+3 duraklıdır.
Koşmaların en çok kullanılan uyak düzeni şöyledir: a b a b /c c c b /d d d b … İlk bendin uyak düzeni “a a a b” ya da “a b c b “ biçiminde değişebilir.
Koşmayla her türlü (doğa, aşk, ölüm, ayrılık, yiğitlik, yergi, …) işlenebilir. Koşmalar, konularına göre, güzelleme, taşlama, koçaklama ve ağıt gibi Adlar alır: Güzelleme:Doğa güzellikleriyle, kadın, at vb. sevilen varlıklar için söylenmiş lirik şiirlerdir.
Taşlama:Yergi konulu halk şiirleridir.
Koçaklama:Yiğitçe bir anlatımla söylenmiş kahramanlık ve savaş konulu epik şiirlerdir.
Ağıt: Ölümler ve yıkımlar üzerine özel bir ezgiyle söylenen lirik şiirlerdir.
Bir koşma örneği: Ala gözlerini sevdiğim dilber Dikerler ağacı dal benim için Aşam dedim, aşamadım başından Yağıyor yollara kar benim için
SEMAİ
Semai, “işitilerek öğrenilen şiir” demektir.
Aşık edebiyatının kimi yönlerden koşmaya benzeyen bir nazım biçimidir.Semainin başlıca özellikleri şunlardır: Koşma gibi 3-6 dörtlükten oluşur.
8’li hece ölçüsüyle söylenir.
Kendine özgü bir ezgisi vardır.
Uyak düzeni koşmaya benzer.
Koşmada işlenen temalar ve konular semaide de işlenir.
Söyleyenleri bellidir.
Semainin de güzelleme, koçaklama, taşlama… gibi türleri vardır.
İncecikten bir kar yağar Tozar Elif Elif diye Deli gönül abdal olmuş Gezer Elif Elif diye
VARSAĞI
Güneydoğu Anadolu’da yaşayan Varsak boyu ozanlarınca söylenen şiirlere varsağı denilmiştir. Varsağı biçiminin özellikleri şunladır: Çok yaygın olmayan bir nazım biçimidir.
Ölçüsü ve uyak düzeni semai gibidir.(8’li ölçü a b a b/ c c c b/ d d d b) Özel bir ezgisi vardır.
Kimi dörtlüklerinde “bre, hey, behey” gibi ünlemler yer alır.
Genellikle üç ila beş dörtlükten oluşur. Dörtlük sayısı daha fazla da olabilir.
Koşma ve semaide işlenen konu ve temalar varsağıda da işlenir.
Müziğinde ve sözlerinde meydan okuyan, erkekçe bir hava duyulur.
Hayattan ve talihten şikayet üzerinde sık sık durulur.
Bu türün en güzel örneklerini Karacaoğlan vermiştir.
Yürü bre yalan dünya Sana konan göçer bir gün İnsan bir ekine misal Seni eken biçer bir gün - - Bre ağalar bre beyler Ölmeden bir dem sürelim Gözümüze kara toprak Girmeden bir dem sürelim
DESTAN
Aşık edebiyatındaki destanı, ulusların başından geçen kahramanlık olaylarını anlatan destan ile karıştırmamak gerekir.
Aşık edebiyatındaki destanlar, toplumu yakından ilgilendiren savaş, ayaklanma, eşkıyalık, kıtlık, deprem, yangın gibi olaylar; cimrilik, dalkavukluk, mirasyedilik, gibi gülünç hayat olayları üzerinde durur.
Duygusal öğelere hemen hiç yer verilmez.
11’li ya da 8’li hece kalıbıyla söylenir.
Uyak düzeni koşmaya benzer.
Halk şiirinin en uzun nazım biçimidir.
Dörtlük sayısı konunun özelliğine bağlıdır.
Kendine özgü bir ezgisi vardır.
İbtida Bağdat’a sefer olanda Atladı hendeği geçti Genç Osman Vuruldu sancaktar kaptı sancağı İletti hendeğe dikti Genç Osman
TEKKE (TASAVVUF ) EDEBİYATI NAZIM TÜRLERİ
Tekke şiirinde görülen ve dinsel içerikli konuları işleyen
ilahi, nefes, deme, şathiye
… gibi ürünler nazım biçimi değil, birer nazım türüdür. Çünkü bunlar da koşma tipi nazım biçimiyle ve hece ölçüsünün genellikle 7, 8 ve 11’li kalıplarıyla söylenir. Söz konusu türlerde dörtlük sayısı genellikle 3-7 dir.
Tekke edebiyatının nazım türleri hakkında kısaca bilgi verelim :
İLAHİ
Herhangi bir tarikatın izini taşımaksızın Allah’ı öven şiirlere denir.
Daima özel bir ezgiyle söylenir.
Divan şiirindeki tevhit ve münacaatın Halk edebiyatındaki karşılığıdır.
En ünlü şairi Yunus Emre’dir.
Dağlar ile taşlar ile Çağırayım Mevlam seni Seherlerde kuşlar ile Çağırayım Mevlam seni.
NEFES
Bektaşi tarikatından olan tekke ozanlarının tarikatlarıyla ilgili görüşleri işleyen şiir türüne nefes denir. Ozanlar, nefesleri kutsal bir özellikte söylediklerine inanırlar. Eşrefoğlu al haberi Bahçe biziz gül bizdedir Biz bir Mevla’nın kuluyuz Yetmiş iki dil bizdedir
DEME
Bektaşi tarikatından olan tekke ozanlarının söyledikleri şiirlere denir.Bu şiirler tekkelerde tören sırasında makamla ve çoğu zaman sazla söylenir.
Gel benim sarı tamburam Dizler üstüne yatıram Yine kırıldı hatıram Ben anınçün inilerim
şiir türüdür.
Gülmeceli bağlı olarak
NUTUK
Tarikata yeni girenleri bilgilendirmek amacıyla söylenen Gaflet içinden uyan Edepsiz olma ey can Edeptir asl-ı iman Var edep öğren edep
ŞATHİYE(ŞATHİYAT-I SOFANİYE)
İnançlar üzerine ciddi bir konuyu ya da düşünceyi iğneli ve bir dille anlatan şiirlere denir.Allah’ın sonsuz bağışlayıcılığına Ona karşı gelme amacı olmadan onunla teklifsiz, şakacı bir konuşma havası görülür. Şanına düşer mi noksan görürsün Her gönülde oturursun yürürsün Bunca canı alıp yine verirsin Götürüp getiren kervancı mısın
DEVRİYE
Tasavvuf düşüncesine göre evrendeki bütün evrendeki her şey Allah’tan gelmiştir,yine Allah’a dönecektir.Bu felsefeyi yansıtan Şiirlere devriye denir.
Cihan varolmadan ketm-i ademde Hak ile birlikte yektaş idim ben Yarattı bu mülkü çünkü o demde Yazdım tasvirini nakkaş idim ben
DİKKAT:
Halk edebiyatında özel bir adla anılan ve aruzla oluşturulan bazı türler şunlardır:
DİVAN, SELİS, SEMAİ, KALENDERİ, SATRANÇ, VEZN-İ AHAR
B)DİVAN EDEBİYATINA ÖZGÜ OLANLAR
I).BEYİTLERİ KURULAN ŞİİRLER GAZEL
Edebiyatımızda Arap edebiyatından girmiş bir şiir biçimidir.
En az 5, en çok 15 beyitten oluşturulur.Aruz ölçüsünün bütün çeşitleriyle yazılabilir.Uyak düzeni a a /b a/c a… biçimindedir.
İlk beytine matla (doğuş yeri), son beytine makta (kesme yeri), en güzel beytine beyt ül gazel, şairin mahlasını (takma ad) söylediği beyte taç beyit denir.Kimi gazeller, beyitleri tam ortasından bölünüp, dörtlük biçimine getirilebilir.Bu tür gazellere “musammat gazel” adı verilir.
Gazellerde genellikle beyitler arasında konu birliği yoktur. Beyitleri arasında konu birliği olan gazellere “yek-ahenk”, beyitlerinin her biri birbirinden güzel olan gazellere “yek-avaz” gazel adı verilir.
Gazellerde onu genellikle aşk, şarap, ve kadın güzelliğidir.Didaktik (öğretici) gazellerde vardır.
KASİDE
Edebiyatımıza Arap edebiyatından girmiştir.Daha çok,varlıklı ya da makam sahibi bir kişiyi överek bahşiş almak amacıyla yasılır.Uyarlanışı gazel gibidir.15-99 beyit arasında değişen ,belli bölümleri olan bir şiir biçimidir. Tam bir kaside altı bölümden oluşur: 1) Nesib ya da teşbib bölümü: Betimleme (tasvir) bölümüdür.Giriş niteliği taşıyan bu bölümde doğa, mevsimler, önemli bir ay, olay,yer v. Betimlenir.Kasideler çoğu kez bu bölüme göre adlandırılırlar(İstanbul Kasidesi, Su Kasidesi).
2) Girizgah: Genellikle tek bir beyittir. Asıl amaca geçişi sağlar.
3) Methiye: Kasidenin en uzun bölümüdür. Burada bir devlet büyüğü (padişah, vezir…) övülür.
4) Tegazül: Kasidenin arasına girmiş, onunla aynı ölçü ve uyakta olan bir gazeldir.Şair böylece ustalığını gösterir.
5) Fahriye: Şairin kendini övdüğü bölüm olup kısadır.
6) Dua: Bu bölümde şair, övdüğü kişi ve bu kişinin yakınları için dua eder.
Gazelde olduğu gibi, kasidenin de ilk beytine “matla”, son beytine “makta”, son beytine “makta”, şairin adının geçtiği beyte “taç beyit” denir.
Şairin adı, ya son ya da sondan bir bir önceki beyitte geçer.Kasidenin en güzel beytine “”beyt-ül kasid” adı verilir ve genellikle “methiye” bölümünde yer alır. Kasideler konularına göre tevhit, münacat, methiye gibi adlar alırlar: Tevhit: Tanrı’nın birliğini ve yüceliğini dile getiren şiirlerdir.
Münacat: Tanrıya yalvarış yakarış şiirleridir. Biçim açısından kasideye bağlıdır. Kimi zaman kasidenin bir bölümü olarak söylenir.
Methiye: Kasidelerin bir bölümü olması dışında bir şiir türü olarak da methiyelerden söz edilir. Bir devlet büyüğünü öven şiirlerin genel adıdır.
Naat: Hz. Muhammed’i övmek için yazılanlarına adı verilir.
Hicviye: Devrin yöneticilerini yermek için yazılan kasidelerdir.
Mersiye: Önde gelen birinin ölümünden duyulan acıyı dile getiren kasidedir.
Bahariye: Bahar mevsiminin güzelliklerini anlatan kasidedir.
İydiye: Bayram kasidesidir.
Cülisiye: Padişahın tahta çıkışını anlatan kasidelerdir.
Kaside biçiminin en ünlü şairleri Şunlardır: Nefi, Baki, Fuzuli, Ahmet Paşa, Nedim…
KASİDE
(Fuzuli’nin Hz. Muhammed için yazdığı “su” redifli kasidesinde seçilmiş aşağıdaki beyitlerde kasidenin kimi bölümleri görülebilir.) (1) Saçma ey göz gönlümdeki odlare su Kim bu denlü tutuşan odlare çare su Matla beyti: Uyak düzeninin (aa) oluşuna dikkat ediniz.
Suya versin bağban gülzarı zahmet çekmesin Bir gül açmaz yüzün tek, verse bin gülzare su (2) Arızın yadıyla nemnak olsa müjganım nola Zayi olmaz gül temennisiyle vermek hare su Nesib bölümü : Şair bu bölümde sevgi temasını işliyor.
Dest bus-i arzusuyle ölürsem dostlar Kuze eylen toprağım,sunun anınla yare su (3) Tıynet-i pakini ruşen kılmış ehli aleme İktida kılmış Tarik-i Ahmed-i Muhtar Girizgah bölümü: Şair bu bölümde konuya giriyor.
(4) Seyyid-i nev-i beşer, derya-yi dürr-i istifa Kim sepüptür mucizat-ı ateş-i şare su Methiye ölümü: Burada Peygamber övülüyor.
(5) Yümn-i na1tinden güher olmuş Fuzuli sözleri Ebr-i nisandan dönen tek, lu2lü-i şehvare su Fahriye bölümü ve tac beyti: Şair burada kendisini övüyor.
(6) Umduğum oldur ki ruz-ı aşr mahrum olmıyam Çeşme-i vaslın vere ben teşne-i didare su Dua bölümü ve makta beyti: şair burada kıyamet gününde Peygambere kavuşmak için dua ediyor.
MESNEVİ
Edebiyatımıza İran edebiyatından girmiştir. Gazel ve Kasideden ayrılan en belirgin yönü , aruzun kısa kalıplarıyla yazlması ve her baytinin kendi arasında uyaklı (aa/bb/cc/…) olmasıdır. Bu nedenle uzun aşk hikayeleri ve dini hikayeler mesnevi biçiminde yazılmıştır. (Fuzuli-Leyla vü Mecnun, Süleyman Çelebi-Mevlid…) Beş mesnevinin bir araya getirilmesiyle oluşturulan kitaba “hamse” denir. Hamse sahibi başlıca şairler şunlardır: Ali Şir Nevai, Taşlıcalı Yahya, Nevi’izade Atayi ‘dir. İslami edebiyatın en büyük mesnevi şairi Genceli Nizami(11.yy)’dir. Fars edebiyatının bu usta şairi, diğer mesnevi şairlerini çok etkilemiştir.
Türk edebiyatının ilk mesnevisi Yusuf has Hacip(11.yy)’in Yazdığı Kutadgu Bilig’dir.
KITA
Tek bir konuyu işleyen iki beyitli nazım biçimidir. Uyak örgüsü “a b c b” biçimindedir. Aruzun her kalıbı kullanılabilir. Beyitler arasında konu birliği vardır.
MÜSTEZAT
Gazelin dizelerinin yarımşar dizlerle artırılmış biçimidir. Eklenen kısa dizelere “ziyade” adı verilir. Uzun dizeler ve kısa dizler kendi aralarında gazel gibi uyaklanır.
Uyak dizilişi “aa/aa/bb/aa/cc/aa” ya da “ab/ab/cc/ab/dd/ab” biçimindedir: … Sen kim gelesin meclise bir yer mi bulunmaz baş üzre yerin var Gül goncesisin,guşe i destan senindir gel ey gül-i rana
DÖRTLÜK YA DA BENTLERLE KURULAN ŞİİRLER
RUBAİ
İran edebiyatından alınmıştır. Dört dizelik bağımsız bir nazım biçimidir. Kendine özgü bir ölçüsü vardır. Uyak örgüsü,”a a b a” biçimindedir.
Bu nazım biçimiyle genellikle tasavvuf ve felsefe konuları işlenir. Ömer Hayyam’ın rubaileri ünlüdür: Geçmiş günğ beyhude yere yad etme, Bir gelmemiş an için de feryad etme, Geçmiş gelecek masal bütün bunlar hep, Eğlenmene bak, ömrünü berbad etme
MURABBA
Her bendi dört dizeden oluşan dört bentlik bir nazım biçimidir. Uyak düzeni “aaaa/bbba/ccca/…” biçimindedir.dördüncü dizeler tekrarlanabilir. 3,4,6,7 dörtlükle oluşturulan murabbalara da rastlanır. Bu nazım biçimiyle genellikle tasavvuf konuları işlenir.
ÖRNEK SORU:
Aşağıdaki divan şiiri biçimlerinden hangisi, dizelerinin kuruluşu açısından ötekilerden farklıdır?
A) Gazel B) C) D) E) Kaside Mesnevi Kıta Murabba
TUYUĞ
Türkçe bir sözcüktür. Halk edebiyatındaki maninin Divan edebiyatındaki karşılığı sayılabilir. Uyak örgüsü “aaba” biçimindedir. Kadı Burhanettin ‘in tuyuğları ünlüdür. Divan edebiyatında 15.yüzyıla kadar kullanılan tuyuğ daha sonra pek kullanılmamıştır. Tuyuğda belli bir düşünce ya da görüş özlü bir biçimde söylenir: Sencileyin dünyada hub az imiş Nağmeni rast anladım şehnaz imiş Gönüller kekliğine bu dünyada İlla şahin gözlerin şehbaz imiş
ŞARKI
Bestelenmek amacıyla yazılır.en az iki,en beş dörtlükten oluşur.
Şarkı nazım biçimini Divan edebiyatına, Halk edebiyatındaki türküden esinlenerek Nedim kazandırmıştır.
ÖRNEK SORULAR:
1.Düzenleyicisi pek bilinmez. Halkın sözlü geleneğinde oluşup gelişir. Çağdan çağa ve yöreden yöreye içeriğinde olsun, biçiminde olsun, değişikliklere bozulmalara, kırpılmalara uğrayabilir.
Her zaman bir ezgiyle söylenir.
Bu parçada aşağıdakilerin hangisinden söz edilmektedir?
A) Tuyuğ B) Şarkı C) Türkü D) Rubai E) Gazel
2. Aşağıdaki sözcük dizilerinden hangisi, tümüyle Halk edebiyatı ürünlerinin adlarıdır?
A) ağıt-şarkı-mani-masal-tuyuğ B) türkü-mesnevi-koşma-mersiye-atasözü C) destan-mani-rubai-masal-şarkı D) şarkı-türkü-rubai-koçaklama-mani E) koçaklama-türkü-mani-masal-ağıt
MUHAMMES
Bentleri beşer diziden oluşan şiir biçimidir.
MÜSEDDES
Her bendi altı dizeden oluşan bir şiir biçimidir.
TERKİB-İ BENT
Beş ile on beş arasında değişen bentlerden kurulur. Her bent, beş ile on arasında değişebilen beyitlerden oluşur. Bentler, “hane” ve “vasıta” beyitlerinden meydana gelir. Vasıta beyitinde dizeler, kendi aralarında uyaklıdır.
a a b a c a …/ d d /a a f e g e…/ h h/… (hane) (vasıta) (hane) (vasıta) Terkib-i bentle mersiye, methiye, hicviye gibi şiir türleri yazılır. Bu biçime;felsefi, tasavvufi düşüncelerin anlatımında başvurulur. Terkib-i bentle en çok mersiye (ağıt) yazılmıştır. En ünlüsü Baki’nin “Kanuni Sultan Süleyman Mersiyesi”dir. Ayrıca Tanzimat dönemi şairlerinden Ziya Paşa’nın her beyiti atasözü değerinde olan “Terkib-i bend”i de çok ünlüdür: Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde (Kişinin ne derece akıllı, bilgili olduğunu anlamak için yalnızca sözüne değil, ortaya çıkardığı işlere,ürünlere bakılmalıdır.)
TERCİ-İ BENT
Terkib-i bentten ayrılan en önemli yanı, bentlerin sonundaki vasıta beyitinin hiç değiştirilmeden yinelenmesidir. Bu durum konu bütünlüğünü gerektireceğinden terci-i bentle yazmak daha zordur. Bu biçim , daha çok, dinsel konuların anlatımında kullanılmıştır.
ÖRNEK SORU:
A) B) Kaside, gazel, mesnevi ve rubai gibi belli nazım şekilleri içinde yazılma C) Aruz vezniyle yazılmış olma Parça güzelliğine değil,bütün güzelliğine önem verme D) Duygu ve düşünceleri kalıplaşmış birtakım söz sanatlarıyla anlatma E) Yabancı sözcüklerle ve dil kurallarıyla fazlaca yüklü olma