Sıla Sultan LAl-Hayriye Nur Dere/ATATÜRKÜN HAYATI

Download Report

Transcript Sıla Sultan LAl-Hayriye Nur Dere/ATATÜRKÜN HAYATI

Mustafa Kemal Atatürk 1881 yılında Selânik'te Kocakasım
Mahallesi, Islâhhâne Caddesi'ndeki üç katlı pembe evde doğdu.
Babası Ali Rıza Efendi, annesi Zübeyde Hanım'dır.
Yörüklerindendir.
Annesi Mustafa'nın Hafız Mehmet Efendi'nin mahalle mektebine
gitmesini istiyor, babası ise o dönemki yeni yöntemlerle eğitim yapan
seküler[15] Mektebi Şemsi İbtidai'nde (Şemsi Efendi Mektebi)
okumasını istiyordu. En sonunda önce mahalle mektebine başlayan
Mustafa, birkaç gün sonra Şemsi Efendi Mektebi'ne geçti.[21
Mustafa, seküler bir okul olan ve bürokrat yetiştiren[15] Selânik Mülkiye
Rüştiyesi'ne kaydoldu. Ancak muhitindeki üniformalarından da
etkilenerek[15] -annesinin karşı çıkmasına rağmen-[15] 1893 yılında 'ne
girdi. Bu okulda matematik öğretmeni Yüzbaşı Üsküplü Mustafa Sabri
Bey, ona anlamı mükemmellik, olgunluk olan "Kemal" adını verdi.[26]
Fransızca öğretmeni Yüzbaşı Nakiyüddin Bey (Yücekök), özgürlük
düşüncesiyle genç Mustafa Kemal'in düşünce yapısını etkiledi. Askerî
İdadisi'ne kaydoldu.
Kurmay Yüzbaşı Mustafa Kemal, mezuniyetinin ardından merkezi
Şam'da bulunan 5.Ordu'ya staja gönderildi. Bu stajında piyade, süvari
ve topçu sınıflarında görev aldı.1905-1907 yılları arasında Şam'da
Lütfi Müfit Bey (Özdeş) 5. Ordu emrinde görev yaptı. İlk stajı 5.
Ordu'ya bağlı 30'uncu Süvari Alayı'nda gerçekleşti.[32]
Bir süre sonra arandığını öğrendi ve ona ağabeylik yapan Albay Hasan
Bey, Yafa'ya dönüp oranın komutanı Ahmet Bey'e Mısır sınırında
Bîrüssebi'ye gönderildiğini bildirmesini önerdi. Ahmet Bey de Mustafa
Kemal'i Bîrüssebi'ye tayin etti ve bir süre sonra topçu staj için tekrar
Şam'a gönderildi.[33] 20 Haziran 1907'de Kolağası (kıdemli yüzbaşı)
oldu ve 13 Ekim 1907'de 3.Ordu'ya kurmay olarak atandı[31]
23 Temmuz 1908'de Meşrutiyet'in ilanından sonra Aralık 1908 sonlarında[35]
İttihat ve Terakki Cemiyeti tarafından toplumsal ve siyasal sorunları ve
güvenlik problemlerini incelemek üzere bugünkü Libya'nın bir parçası olan
Trablusgarp'a gönderildi. Burada 1908 Devrimi'nin fikirlerini Libyalılara
yaymaya ve buradaki nüfusun farklı kesimlerinden gelenleri Jön Türk
politikasına kazanmaya çalıştı.[36] Bu siyasi görevin yanı sıra bölge halkının
güvenliği ile de ilgilendi.
Mustafa Kemal Balkan Savaşları'nın patlak vermesiyle 24 Ekim 1912'de
İstanbul'a hareket etti ve 24 Kasım 1912'de karargâhı Bolayır'da
bulunan Bahr-i Sefit Boğazı (Akdeniz Boğazı) Kuvayi Mürettebesi
Harekât Şubesi Müdürlüğü'ne atandı. Osmanlı ordusu burada general
Stilian Georgiev Kovachev komutasındaki Bulgar 4. Ordusuna yenildi.
Haziran 1913'de başlayan İkinci Balkan Savaşı'nda komutası altındaki
birliklerle Dimetoka ve Edirne'ye girdi.
.
Askerî Ataşe görevi Ocak 1915'te sona erdi. Bu sırada 28 Temmuz
1914'de I. Dünya Savaşı başladı, Osmanlı Devleti de 29 Ekim
1914'te savaşa girdi. 20 Ocak 1915'de Mustafa Kemal 3. Kolordu
emrinde Tekfurdağ'da kurulacak olan 19. Fırka Komutanlığına
atandı.[31] Anafartalar Zaferi'ni kazandı. Bu zaferi 17 Ağustos'ta
Kireçtepe ve 21 Ağustos'ta II. Anafartalar Zaferi takip etti.
2 Şubat 1919 tarihinde Mersinli Cemal Paşa Doğudaki Osmanlı
ordularını mütareke koşullarına göre düzenlemek için müfettiş
olarak Anadolu'ya gönderilmişti. İngiliz Yüksek Komiseri Amiral
Calthorpe ve Fransız Yüksek Komiseri Amiral Amet, 1918 yılı
Kasım ayında Osmanlı hükûmetine nota verdiler.
Merkezi denetimden uzak bulunan Kuva-yi Milliye örgütleri
dağıtılarak düzenli bir ordu oluşturuldu. Milli Mücadele'nin en kanlı
çatışmaları, düzenli orduya katılmayı kabul etmeyen Kuva-yi
Milliye gruplarına karşı verildi.
İngiltere başbakanı Lloyd George'a göre Yunanistan büyümeli ve
İngiltere ile menfaatleri birleştirilmeliydi.
Tam 1 yıl süren taarruz hazırlıkları sonucunda, 26 Ağustos 1922
sabahı büyük bir dikkatle hazırlanan taarruz planı uygulamaya
konuldu. 26-30 Ağustos 1922’de yapılan Büyük Taarruz, Kurtuluş
Savaşı'nın son aşamasıdır. 30 Ağustos günü Başkomutanlık Meydan
Muharebesi'nde bir gün içinde Yunan Ordusunun büyük bir bölümü
imha edildi. 31 Ağustos'ta Mustafa Kemal Paşa komutanlarını
Çalköy'deki karargâhında toplayarak kaçabilen Yunan kuvvetlerinin
hızlı bir şekilde takip edilmesini ve İzmir ile civarındaki kuvvetleriyle
birleşmemesi için üç koldan Ege'ye doğru ilerlenmesini emretti.
Atatürk İlkeleri, Türkiye'nin çağdaşlaşma yönünü
belirleyen ve Atatürk Devrimleri'ne temel teşkil
eden fikir ve düşüncelerdir. Atatürkçü Düşünce
Sistemi içinde birbirine bağlı bir bütün oluşturan
Atatürk İlke ve Devrimleri, Türkiye'yi çağdaş uygarlık
düzeyine ulaştırabilmek için esas alan aklın ve
mantığın çizdiği yollardır. Bu nedenle Atatürk ilke ve
devrimlerinin temelinde yapıcı olup doğruya ve
yararlıya yönelmek vardır.
Atatürk İlkeleri, başlangıcından beri Türk Devrimi içinden doğmuş ve
onun uygulamalarına yön vermiştir. Atatürkçülük konularını araştıran
bilim insanları bu ilkeleri Temel İlkeler ve Bütünleyici İlkeler olarak iki
başlıkta toplarlar.
Bu ilkeler, Atatürk'ün devlet anlayışına hakim olan ulus devlet, , ulusal
egemenlik ve hedefinden kaynaklanmaktadır.
Siyasî alandaki inkılaplar[değiştir | kaynağı
değiştir]
Saltanatın kaldırılması (1 Kasım 1922)
Ankara'nın başkent olması (13 Ekim 1923)
Cumhuriyetin ilanı (29 Ekim 1923)
Halifeliğin kaldırılması (3 Mart 1924)
Çok partili rejim denemeleri (1924 Terakkiperver
Cumhuriyet Fırkası, 1930 Serbest Cumhuriyet Fırkası)
Toplumsal alanda yapılan inkılaplar[değiştir | kaynağı değiştir]
Şapka ve Kıyafet İnkılâbı (25 Kasım 1925)
Lâkap ve Unvanların Kaldırılması (26 Kasım 1934)
Soyadı Kanunu (21 Haziran 1934)
Laiklik (1928)
Takvim, saat ve ölçülerde değişiklik (26 Aralık 1925 - 26 Mart 1931)
Tekke, zaviye ve türbelerin kapatılması
Kadınlara seçme ve seçilme hakkının verilmesi(1930-belediye
seçimlerine katılma hakkı,1933-muhtarlık seçimlerine katılma hakkı,1934milletvekili seçimlerine katılma hakkı)
Eğitim ve Kültür alanındaki inkılaplar[değiştir | kaynağı değiştir]
Medreselerin kapatılması (1924)
Öğretimin birleştirilmesi (3 Mart 1924)
Maarif Teşkilatı Hakkında Kanun (1926)
Millet mekteplerinin açılması (1928)
Harf Devrimi (1 Kasım 1928)
Güzel sanatlarda yenilikler (1928)
Türk Tarih ve Dil Kurumlarının kurulması (12 Nisan 1931, 12 Temmuz 1932)
Dil Devrimi (1932)
Üniversite Reformu (1933)
Ekonomi alanındaki inkılaplar[değiştir | kaynağı değiştir]
İzmir İktisat Kongresi (1923)
Aşar vergisinin kaldırılması (17 Şubat 1925)
Çiftçinin özendirilmesi (1925)
Örnek çiftliklerin kurulması (1925)
Tarım Kredi Kooperatifleri'nin kurulması (1925)
Kabotaj Kanunu (1 Temmuz 1926)
Sanayi Teşvik Kanunu (28 Mayıs 1927)
Toprak Reformu (1929
Hukuk alanındaki inkılaplar[değiştir | kaynağı değiştir]
Teşkilât-ı Esasîye Kanunu (1921)
Anayasanın kabulü (1924)
kapatılması (1924)
Mecellenin kaldırılması (1926)
Türk Kanunu Medenisi (1926)
Türk Ceza Kanunu (1926)
Mustafa Kemal iyi bir yönetici için gerekli bütün özelliklere
sahipti.Kibar davranışları , dürüstlüğü ,emir veriş tarzıyla
örnek olmuştur.Gerek devlet yönetiminde gerekse askerlik
hayatı boyunca hiçbir zaman maceraya yer
vermemiştir.Atatürk ‘’Büyük kararlar vermek kâfi değildir.Bu
kararları cesaret ve kesinlikle tatbik etmek lâzımdır.’’ diyerek
verdiği kararlarda ısrarcı olmuş ve sonucun kendi istediği
şekilde çözümlenmesi için uğraşmıştır.a
7 Kasım 1938 günü ikinci ve son defa Atatürk'ün karnından su
alınma işlemi yapıldı. 8 Kasım 1938 akşamı saat 19.00'da
Atatürk doktoru Neşet Ömer İrdelp'e bakarak "aleykümesselam"
dedi ve son büyük komaya girdi.[13]
9 Kasım günü ve gecesi bu ağır koma devam etti. Atatürk, 10
Kasım 1938 perşembe sabahı saat 9'u 5 geçe, İstanbul
Dolmabahçe Sarayı'nda hayatını kaybetti.[14].