Adil UĞUR Tarih Öğretmeni OSMANLI DEVLETİNİN SAVAŞTIĞI CEPHELER I.Savunma Cepheleri II.Taarruz Cepheleri III.Yardım Cephesi 1-Çanakkale Cephesi 1-Kafkas Cephesi 1-Galiçya Cephesi 2-Filistin-Sina Cephesi 2-Kanal Cephesi 2-Romanya.

Download Report

Transcript Adil UĞUR Tarih Öğretmeni OSMANLI DEVLETİNİN SAVAŞTIĞI CEPHELER I.Savunma Cepheleri II.Taarruz Cepheleri III.Yardım Cephesi 1-Çanakkale Cephesi 1-Kafkas Cephesi 1-Galiçya Cephesi 2-Filistin-Sina Cephesi 2-Kanal Cephesi 2-Romanya.

Slide 1

Adil UĞUR
Tarih Öğretmeni
1


Slide 2

OSMANLI DEVLETİNİN SAVAŞTIĞI CEPHELER
I.Savunma Cepheleri II.Taarruz Cepheleri III.Yardım Cephesi
1-Çanakkale Cephesi 1-Kafkas Cephesi 1-Galiçya Cephesi
2-Filistin-Sina Cephesi 2-Kanal Cephesi
2-Romanya Cephesi
3-Suriye Cephesi
3-Makedonya Ceph.
4-Irak Cephesi
5-Hicaz Cephesi
6-Yemen Cephesi

2


Slide 3

I. Dünya Savaşı İstatistiklerimiz:
Yaralanan ve Hastalanan Askerlerimiz : 3.059.200
Tedavi Edilebilenler
: 2.107.841
Şehit ve Hastanelerde Ölenler
: 501.091
Sakat Kalanlar
: 891.364

Dünya İstatistikleri:
Ölü
: 10.000.000
Yaralı
: 14.000.000
Ağır Hasta
: 6.000.000
Kayıp
: 6.000.000
3


Slide 4

4


Slide 5

MUSTAFA KEMAL SAMSUN’DA
(19 Mayıs 1919)
HAVZA GENELGESİ
(28 Mayıs 1919)
AMASYA GENELGESİ
(22 Haziran 1919)

ERZURUM KONGRESİ
(23 Temmuz – 7 Ağustos 1919)
SİVAS KONGRESİ (4 – 11 Eylül 1919)
TBMM’NİN AÇILMASI (23 Nisan 1920)
5


Slide 6

6


Slide 7

KURTULUŞ SAVAŞI

1- DOĞU CEPHESİ
Ermenilerle Savaş (28 Eylül 1920)
Gümrü Barış Antlaşması (2/3 Aralık 1920)

2- GÜNEY CEPHESİ

a- Maraş’ın Kurtarılması (11 Şubat 1920)
b- Urfa’nın Kurtarılması (10 Nisan 1920)
c- Antep Savunması (Mart 1920 – Şubat 1921)
7


Slide 8

3- BATI CEPHESİ

a- I.İNÖNÜ MUHAREBESİ
(6 – 10 Ocak 1921)
b- II.İNÖNÜ MUHAREBESİ

(23 – 31 Mart 1921)
c- KÜTAHYA – ESKİŞEHİR MUHAREBELERİ
(10 – 24 Temmuz 1921

d- SAKARYA MEYDAN MUHAREBESİ
(23 Ağustos – 10 Eylül 1921)
e- BÜYÜK TAARRUZ

( 26 Ağustos – 30 Ağustos 1922 )
8


Slide 9

MUDANYA ATEŞKES ANLAŞMASI
(11 Ekim 1922)
LOZAN KONFERANSI BARIŞI
20 Kasım 1922 – 4 Şubat 1923

23 Nisan 1923 – 24 Temmuz 1923

9


Slide 10

Sevr ve Lozan Antlaşmalarına
Göre Sınırlarımız

10


Slide 11

Kurtuluş Mücadelesinde
Kadınlarımızın Hizmet Gördüğü Alanlar

Protesto Mitingleri Düzenlenmesi
Protesto Telgrafları Çekilmesi
Yardım Kampanyaları Düzenlenmesi
Göçmenlerin Barındırılması ve İaşelerinin
Temini
Kimsesiz Çocukların Bakımı
Yaralıların Tedavileri
Silah ve Cephane Nakilleri
Cephede Silahlı Mücadele
11


Slide 12

Albay Bekir Sami Bey, Bandırma’da tehlikeyi anlatıp
halkı direnmeye çağırınca hitap ettiği topluluktaki yaşlı
bir erkek ayağa kalkarak şunları söyledi:
—Efendim biz karıyız. Hükümet bir şey yaparsa ne âlâ.
Yapmazsa biz sizin dediklerinizi yapamayız. Hatta yarın
Yunanlılar buraya geldikleri zaman… Bizim alnımıza ne
yazıldıysa biz buna razıyız.
Bursalı 24 kadın ise Ankara’daki Müdafaa-i Hukuk
Cemiyeti Heyeti Temsiliyesine çektikleri telgrafta
ülkenin işgalini geçici bile olsa kabul etmeyeceklerini
gerekirse bu uğurda ölmeyi bile göze aldıklarını
bildirmişlerdir.
12


Slide 13

Bolu kadınları 18 Temmuz 1920’de TBMM Başkanlığına
gönderdikleri açıklamada şöyle seslenmekteler:
“Erkeklerin acizliği yüzünden düşmanın Bursa’ya kadar
geldiğini, eski padişahlarımızın yattığı mezarları yıktığını,
Nilüfer Sultan mezarının hakarete uğradığını yüreklerimiz
kavrularak, gözümüzden kanlı yaşlar akarak işittik.
Erkekler vazifesini yapmayacak, dinlerini, vatanlarını,
zevce ve hemşirelerini muhafaza etmeyecek kadar aciz ve
ilgisiz ise, düşmana karşı koymak için bize izin versin.
Yalnız topraklara gömerek paslandırdıkları silahları bize
versinler. Irzımızı, namusumuzu, iffet ve ismetimizi biz
kendi ellerimizle müdafaa edeceğiz. Onlar evlere kapansın
da zavallı ve bedbaht hanımlarını korusunlar. Elbette bir
gün mahşer gününde kendileriyle yüz yüze geleceğiz.
Allah’ın adaletine güvendiğimizi arz ve bir an evvel
cepheye sevk edilmemizi istirham ederiz.”
13


Slide 14

“Kim demiş bir kadın küçük şeydir
Bir kadın belki en büyük şeydir.”

14


Slide 15

Yamalı Gömlek
Sakarya Savaşı öncesinde Kastamonu Hilali Ahmer
Cemiyeti 11 kadının görev almasıyla eşya piyangosu
düzenlemiştir. Bunun için 1030 parça eşya toplanmıştır.
Yoksul bir kadın, uygun bir eşyası olmadığı için yamalı
bir gömlek vermiş, bunu verirken utanıp ağlamıştır.
Sergiyi düzenleyenler, yamalı gömleği salonun
başköşesine asmışlardır. Üzerine de iki satır yazmışlar
ancak kadını incitmemek için adını yazmamışlardır.
Olayı haber yapan Açıksöz Gazetesi bu bağışı, malı
olup da vermeyenlere örnek göstermiş, asıl onların
ağlamasını istemiştir.

15


Slide 16

Kastamonu’dan Hatice Gelin
Kastamonu’da milli mücadele için düzenlenen yardım
kampanyasına Nüfus Memuru Ziya Efendinin kızı
Hatice düğün günü, babasının almış olduğu gelinliği
giymeyerek Hilali Ahmer Cemiyetine bağışlamıştır.
Gelinlik 30 liraya satılmış ve ısrarla bu paranın yarısını
kendisine vermek istemişler ancak o yine kabul
etmemiş paranın tamamını cemiyete bağışlamıştır.
Fırına Atılan Nazife Hatun
1922 Mart’ında Demirci akıncılarının barındığı Ulus
Dağı eteklerinde Yunan askerleri yakaladıkları Nazife
Hatun’u akıncılarla ilgili bildiklerini anlatmadığı için
fırına atarak yakmışlardır.
16


Slide 17

Kağnılarla Cephane Taşıyan Kadınlar
İnebolu’ya gelen silah
ve cephaneler İnebolulu,
Kastamonulu ve Çankırılı
kadınlar
tarafından
cephelere naklediliyordu.

Kastamonu Seydilerli Şerife Bacı, kağnı ile
Kastamonu’ya cephane ve erzak taşırken kar ve tipi
nedeniyle kağnısının üzerinde donarak ölmüştür.
Şerife Bacı yorganını kendi üstüne değil zarar
görmemesi için cephanenin üzerine örtmüş şekilde
bulunmuştur.
17


Slide 18

Kafile’de Doğum Yapan Kadın
Sakarya savaşında yaralanan Albay Hulusi (Atak),
kağnı ile Keskin Hastanesine gönderilirken gördüğü
manzarayı anlatıyor: Cepheye malzeme taşıyan
kafilelerden birisindeki kadın yolda iken doğum yaptı.
Kendisini hastaneye götürmek istediler ancak o
“cephaneyi cepheye yetiştirmeliyim” diyerek hastaneye
gitmeyi reddetti.
İnegöllü Anne
İnegöllü bir kadın casusluk yaptığını öğrendiği
oğlunu bulup feracesinin altına sakladığı silahı ile
öldürüyor.
18


Slide 19

Halide Edip ADIVAR

Doğum yılı 1884'tür. Koleji 1901'de
bitirdi.
1909'dan
sonra
eğitim
alanında görev alarak öğretmenlik ve
müfettişlik yaptı.
Balkan
Savaşı
hastanelerde çalıştı.

yıllarında

Halide Edip, 1919’da İstanbul halkını
ülkenin işgaline karşı harekete
geçirmek için yaptığı konuşmaları ile
zihinlerde yer etmiş usta bir hatiptir.
Türk Ocakları’nda çalıştı. Türk Yurdu
Dergisinde yazılar yazdı.
19


Slide 20

“Karakol” adlı gizli örgüte girerek Anadolu’ya silah
kaçırma işinde rol aldı.
İyi bir hatip olan Halide Edip, 19 Mayıs 1919 günü Asri
Kadınlar Birliği’nin düzenlediği ve kadın hatiplerin de
konuşmacı olduğu ilk açık hava mitingi olan Fatih
Mitingi’nde kürsüye çıkan ilk konuşmacıydı, attığı nutuk
ile belleklerde büyük iz bıraktı.
20 Mayıs’ta Üsküdar mitingine,
22 Mayıs’ta Kadıköy mitingine katıldı.
Bunları
23
Mayıs
1919’da
Halide
Edip’in
başkahramanı haline geldiği Sultanahmet mitingi izledi.
Önceden hazırlanmadan ve yazmadan yaptığı
konuşmada sarf ettiği “Milletler dostumuz, hükümetler
düşmanımızdır.” cümlesi bir vecize halini aldı.
20


Slide 21

İngilizler İstanbul’u 16 Mart 1920’de işgal
ettiklerinde hakkında idam emri çıkardıkları ilk kişiler
arasında Halide Edip ve eşi Dr. Adnan da vardır.
İstanbul’un işgali
Anadolu’ya geçti.

üzerine

eşi

Adnan

Bey’le

Savaş yıllarında Anadolu Ajansı'nın kurulmasında
rol alarak gazetecilik de yapmıştır.
Ankara’lı kadınları Hilali Ahmer Kadınlar Merkezinde
örgütleyerek bu örgütün Anadolu’da yayılmasını
sağlamıştır.

21


Slide 22

Silah kullanmayı öğrenen Halide Edip, Birinci İnönü
Savaşı’nda sonra Eskişehir’e giderek hastanede
çalışmıştır.
Cephede görev almak için Mustafa Kemal’den izin
istemiş ve Mustafa Kemal tarafından Batı Cephesi
Karargâhına Onbaşı rütbesi ile gönderilmiştir.
İzmir’in kurtuluşu sırasında rütbesi başçavuş olmuştur.
1964 yılında vefat etmiştir.

22


Slide 23

BİTLİS DEFTERDARININ EŞİ
Maraşlılar, şehirlerini işgal eden Fransızlara ve
Ermenilere karşı yardım kuvvetlerinin gelmesini dahi
beklemeden toplanıp erkeği, kadını, çocuğu ve
yaşlısıyla beraber mücadeleye giriştiler.
Mücadele
esnasında
Maraş’ın
Kayabaşı
Mahallesinde oturan Bitlis Defterdarının eşi evinden
açtığı mazgaldan düşmanlarla çatışmalara girişmiştir.
Akşama kadar sekiz düşmanı öldürmeyi başarmış,
akşamüstü de erkek elbisesi giyerek tam bir yiğitlikle
fiilen çarpışmalara katılmıştır.
Bitlis Defterdarının eşinin kahramanca mücadelesini
öğrenen Mustafa Kemal bir telgrafla bu durumu tüm
Anadolu’ya duyurmuştur.
23


Slide 24

ERZURUM’LU KARA FATMA
Kurtuluş Savaşı yıllarının en ünlü savaşçı kadınıdır.
Asıl adı Fatma Seher’dir.
Erzurumlu Yusuf Ağa’nın kızıdır. Kocası merhum
Binbaşı Derviş Bey’dir.

24


Slide 25

Mondros ateşkes Antlaşmasının imzalanmasından
sonra Mustafa Kemal’le görüşmek için Sivas’a gitti ve
Mustafa Kemal’den görev istedi. Mustafa Kemal de ona
kendi el yazısıyla bir talimat vererek İstanbul’a
dönmesini,
hazırlıklarını
yaptıktan
sonra
işe
başlamasını söyledi. Kendisine Kara Fatma ismini
veren de Mustafa Kemal’dir.
Görevi Anadolu’ya silah ve adam kaçırmaktır.
İstanbul’da 15 üyeden oluşan çetesini kurduktan sonra
İzmit’e gelen Kara Fatma burada Ermenilere ve
Rumlara karşı mücadeleye girişti. Çete üye sayısını
kısa sürede 480 kişiye kadar çıkarttı.

25


Slide 26

İzmit, Kara Fatma gibi cesur yürekli insanlarımızın
üstün gayretleriyle, 28 Haziran 1921 tarihinde düşman
işgalinden kurtarılmıştır.
1. İnönü ve 2. İnönü Savaşları’na katılmış, bu
savaşlarda yaralanmıştır.
Başkomutanlık Meydan Muharebesi’ne yani Afyon
harbine de (Başkomutanlık Meydan Muharebesi)
müfrezesiyle katılmıştır. Bu savaşta Yunanlılara esir
düşmüş sorgusuna bizzat Trikopis de katılmıştır. 19
gün esir tutulduğu yerden Yunan nöbetçi askerin
sarhoşluğundan yararlanarak kaçmıştır. Birliğine
dönen Kara Fatma üsteğmenliğe yükseltilmiştir.

26


Slide 27

Kara Fatma, 1930'lu yıllarda büyük bir perişanlık içerisindeydi. Bu
yıllarda kendisiyle röportaj yapan gazeteci Mekki Sait Bey'e acı ve
üzüntü içerinde şunları anlatmıştır.
"İşten bahsediliyor... İş bulamıyorum ki... Kapıcılık, kolculuk
bulsam çöplüğe de razıyım. Kızımla torunlarıma bakayım.
-Kaç yaşındasın?
-55 yaşındayım. Askere 24 yaşında girdim. Seferberlikte Kars,
Kağızman, Bayazıt taraflarında çalıştım. 275 kişilik bir çetenin reisi
idim. İstiklal Harbi'nde Garp Cephesi'nin hemen her tarafında
bulundum. Bereket Alakaya taarruzunda, sonra Düzce'de eşkıya ile
müsademede Sivrihisar'da, birde Değirmendere'de yaralandım.
Bunlardan başka ufak tefek sıyrıklar, çizikler onları saymıyorum.
Kızımın parmaklarını da şarapnel kesti. Zavallı yarı deli vaziyettedir.
Yetimleri bana kaldı. Çalıştığım sürece amirlerimin takdirlerini
kazandım. Bütün sefaletimi unutturan, beni yaşatan bu İstiklal
madalyasıdır. Açım ama şerefliyim!
Kadıncağız ağlamaya başladı.
-Bazen çocukların elinden tutuyor "Şu yetimler aç kalmış
ölecekler..." diye torunlarım olduğunu sezdirmeden, onlar için
yardım toplamaya çıkıyorum. Ne yapayım siz söyleyin!
27


Slide 28

BİNBAŞI EMİRE AYŞE
Aslen Selanik’lidir.
İzmir işgal edildiği zaman ilk direniş hareketine
katılanlardandır. Boynundaki altını satarak kendisine bir
tüfek almıştır.
İşgal üzerine damadı ve büyük oğluyla beraber dilenci
kıyafeti giyerek Aydın’a geldi. Burada mahalle
delikanlılarını işgale karşı mücadele edilmesi gerektiği
konusunda ikna etmeye çalıştı.
Köylerden 280 kişiyi mücadele fikri etrafında topladı.
Adamlarıyla beraber Salihli’ye geldiler burada sayıları
350’yi buldu. Yunan işgali altındaki Demirci’ye gittiler ve
çarpışma sonucunda Demirci’yi aldılar.
Bu başarı üzerine Mustafa Kemal, Emire Ayşe’yi
Ankara’ya davet etti.
28


Slide 29

Ankara’dan Kütahya’ya geçen Emire Ayşe, yanındakilerle
beraber Hamidiye Köprüsü yakınlarında gördükleri bir
otomobile saldırarak içindeki Yunan askerlerini öldürdüler.
Otomobil sürmeyi bilen biri olmadığından hayvanların
arkasına bağladıkları otomobili ve içindeki iki tane
makineli tüfeği Kuvayı Milliye Kumandanlığına götürerek
teslim ettiler. Bu başarısı üzerine Emire Ayşe’ye Çavuş
rütbesi verildi.
Sakarya Savaşında mücadele eden Emire Ayşe sol
kasığına giren mermi ile yaralandı, seyyar hastanede
iyileştirildikten sonra tekrar müfrezesine katıldı.
Büyük Taarruza da katılan Emire Ayşe, İzmir’e ilk giren
askerler arasındadır. Bu esnada sol bacağı kırılmış ve
İzmir hastanesinde tedavi görmüştür.
Büyük Taarruz sonrasında Binbaşılığa yükseltilmiştir.
29


Slide 30

ÇETE AYŞE
Efe Ayşe 1894 yılında Aydın Merkez İmamköy’de
doğmuştur. Babasının adı Mustafa’dır. 1910 yılında
Kayacık Köyü nüfüsuna kayıtlı Mustafa adlı kişi ile
evlenmiş, bu evlilikten iki kız çocuğu olmuştur.
Eşi Mustafa 1915 yılında Çanakkale Cephesinde
askere alınmış ve bu cephede şehit düşmüştür. Efe Ayşe
eşinin şehit düşmesi üzerine tekrar İmamköy’e
yerleşmiştir.
Yunanlıların 1919 yılında Aydın’ı işgali sırasında
İmamköy’ü ele geçirmeleri üzerine silahlanarak
Umurlu’daki Sancaktar Ali Efe grubuna katılmıştır.
Milli Mücadelenin sonuna kadar savaşmıştır.
30


Slide 31

Efe Ayşe, Milli Mücadeledeki başarılarından dolayı
Gazi Mustafa Kemal Paşanın teklifi ile TBMM
tarafından Kırmızı şeritli İstiklal Madalyasına layık
görülmüştür.
Efe Ayşe diyor ki:
“Bazı kadınların içinde bir pehlivan; bazı erkeklerin
içinde de, korkaklıklarından dolayı, bir kadın gizlidir.
Kemer belindir, çizme ayağın, börk başındır. Mademki
burası bizim vatanımız; biz de bu vatanın olmalıyız.”

31


Slide 32

TAYYAR RAHMİYE
Osmaniye’nin Kaypak Bucağının
Raziyeler
Köyü’nden
olan
Rahmiye Hanım bu bölge düşman
işgaline
uğrayınca
Hüseyin
Ağa’nın
milli
kuvvetlerine
katılmıştır. Kendisine “ Bacım bu
er işidir sen cephe gerisinde daha
yararlı olursun
belki” diyen
Hüseyin
Ağa’ya
“Vatanın
savunmasında
hepimiz
eriz
düşman toprağımızı basmış elim
silah
tutuyor
ben
nasıl
savaşmam…” cevabını vermiştir.
32


Slide 33

Hasanbeyli civarında Fransız kuvvetleri ile yapılan
savaşa Rahmiye Hanım da katılmış ve bu çarpışmada
80 tüfek ile iki makineli tüfek alınmıştır.
Bu arada yerde kalan şehitlerimizin düşmanlar
tarafından çiğnenmemesi için siperden fırlayarak
şehitlerden birini sırtına alıp geri getiren Rahmiye
Hanım cesaretiyle diğer askerlere örnek olmuştur.
Onun bu cesaretini gören asker arkadaşları da siperden
fırlayarak diğer şehitleri geri getirmişlerdir.

33


Slide 34

Bu olaydan sonra Rahmiye Hanıma, Uçan
Rahmiye
anlamına
gelen.
Tayyar
Rahmiye”
“denilmiştir.
Daha sonra 1920 Temmuzunda Osmaniye’deki
Fransız
karargahına
düzenlenen
saldırıda
arkadaşlarının tereddüt ettiğini gören Tayyar Rahmiye
“Ben kadın olduğum halde ayakta duruyorum siz
erkek olduğunuz halde yerlerde sürünmekten ve
saklanmaktan utanmıyor musunuz?” diye bağırarak
arkadaşlarını hücuma teşvik etmiş ve saldırıda
Fransız karargahı önünde alnından vurularak şehit
düşmüştür. Rahmiye’nin şehit edildiği bu saldırıda çok
iyi korunmakta olan Fransız karargahı ele geçirilmiştir.
34


Slide 35

GÜL HANIM (Beyaz Maskeli Kadın)
Erzurum veya Erzincan’lıdır. Rüyasında Hz. Ali
kendisine orduya katılmasını söyleyince evini, barkını,
kocasını bırakarak orduya katılmak için Ankara’ya gelip
İsmet İnönü’ye başvuruyor. İsmet Paşa, Gül Hanım’ın
ordu içinde değil de hastanede veya komisyonlarda
görev almasını istiyor.
Gül Hanım civarda bulunan bir köyü basarak
köylünün elinde ne var ne yoksa alıp askere dağıtıyor.
Cepheye gönderilmeyen Gül Hanım akşamları tüm
askeri birlikleri dolaşarak askerlerimize birer birer
galibiyet yemini ettiriyor.

35


Slide 36

GÖRDESLİ MAKBULE
Ali Ustalar Ailesinden Abdullah Efendinin kızıdır.
Yeni evlendiği eşi Halil Efe’den ayrılmamak için onunla
birlikte Demirci Kaymakamı
İbrahim Ethem Bey’in akıncı
birliğine katıldı.
İbrahim
Ethem
Bey,
kahramanca
mücadelesi
sebebiyle
düşmandan
ganimet olarak aldığı bir atı
Makbule’ye hediye etti.
17 Mart 1922 günü Yunan
askerlerinin düzenledikleri bir
baskında başından vurularak
36
şehit edilmiştir.


Slide 37

ADİLE HANIM (TARSUSLU KARA FATMA)
Asıl adı "Adile" olan, "Adile Hala" ve "Adile Onbaşı"
diye anılan kadın kahraman, silah arkadaşları
arasında "Kara Fatma" olarak bilinir.
8-10
kişilik
milis
kuvvetiyle
Afyon
Savaşı’na katılan Kara
Fatma,
Tarsus’un
kurtulmasında
büyük
yararlılıklar göstermiştir.
İstiklal
Madalyası
almıştır.
37


Slide 38

ASKER SAİME
Asıl adı Münevver Saime Hanımdır. Kafkas
göçmenlerindendir. İzmir ve İstanbul’un işgali Saime
Hanıma büyük bir acı vermiş ve arkadaşlarıyla yaptığı
görüşmelerde vatanın müdafaası için göreve atılmanın
milli namus ve milli şeref borcu olduğunu söylemiştir.
22 Mayıs 1919 günü yapılan Kadıköy Mitinginin
konuşmacılarındandır. Ankara ile İstanbul arasında
istihbarat ve kuryelik faaliyetlerinde bulunmuştur.
Haklarında tutuklama kararı çıkınca kocasıyla beraber
Ankara’ya kaçmıştır. Batı Cephesinde, cephe gerisinde
ve haber alma işlerinde birçok hizmetlerde
bulunmuştur.
İstiklal Madalyası sahibi olan Asker Saime savaştan
sonra Edebiyat öğretmenliği yapmıştır.
38


Slide 39

KÜÇÜK NEZAHAT
70. Alay Kumandanı Hafız Halit Bey’in kızıdır. 8
yaşında iken annesini kaybetmiş ve babasından başka
kimsesi olmadığı için Birinci Dünya Savaşı sırasında
babasının yanında cephelerde büyümüştür. Ne zaman
bir erin ve subayın sarsıldığını görse hemen yanına
koşmakta ve “Haydi beraber çarpışalım” diyerek askeri
yüreklendirmekteydi.
Nezahat Onbaşı, babasıyla birlikte, Geyve Savaşı,
Konya İsyanı, Birinci ve İkinci İnönü Savaşları ile
Sakarya ve Gediz Muharebelerinde yer almış ve
gösterdiği kahramanlıklarla 70. alayın simgesi olmuş,
hatta Mustafa Kemal Paşa ve İsmet Paşa'nın dahi
dikkatini çekmiştir.
39


Slide 40

Küçük Nezahat, cephe gerisine kaçmaya çalışan
askerlerin karşısına, vatan sevgisiyle dolu büyük
yüreğiyle adeta duvar gibi dikilmiş ve bir çocuktan
beklenmeyecek muhteşemlikteki şu müthiş sözü
haykırmıştır:
"Ben babamın yanına ölmeye gidiyorum, siz nereye
gidiyorsunuz?"

40


Slide 41

Mücadele ettiği cephelerde 100’den fazla düşman
öldürmüştür.
Nezahat Onbaşı 30 Ocak 1921 yılında T.C.’nin
İstiklal Madalyası ile ödüllendirilmesi önerilen ilk
vatandaşıdır.
Bu öneri TBMM’ de hararetle kabul edilmiş, ancak
Kurtuluş Savaşı’nın hengamesi içinde işleme
konulamamış, daha sonra da kararın yerine getirilmesi
unutulmuştu. Kendisi de hiçbir zaman ne "Madalyamı
verin!" talebinde bulundu, ne de TBMM Başkanlığınca
alınmış kararın yerine getirilmesi için müracaat etti.
Nihayet karardan 65 yıl sonra 78 yaşında bir nine iken
TBMM’nin “Şükran Belgesi”ne kavuşmuştu ve bu
duygulu anda gözyaşlarını tutamamıştı.
41


Slide 42

KASTAMONU’LU HALİME ÇAVUŞ
Uzun yıllar Halim Çavuş zannedildi. Kurtuluş
Savaşı’na giderken erkek kılığına girdi, erkek gibi tıraş
oldu saçını kazıttı ve kimseye kadın olduğunu
söylemeden Türk askerinin arasına karıştı.
Gün geldi savaş
bitti ancak o ne
asker üniformasını
çıkardı ne de her
sabah
tıraş
olmaktan vazgeçti.

42


Slide 43

Savaş sonrası Mustafa
Kemal Paşa tarafından
Ankara’ya çağrıldı. O’nun “
Seni yollamıyorum bizim
kızımız
ol”
önerisine
“Annem
babam
beni
bekler” şeklinde cevap
veren Halime Çavuş “Ben
ana-babaya itaatli evlada
saygı
duyarım”
diyen
Mustafa
Kemal
Paşa
tarafından çeşitli hediyeler
verilerek
tekrar
evine
yollandı ve kendisine maaş
da bağlandı.

43


Slide 44

Bu toprakları bizlere kazandıran
kahramanlarımızın huzurlarında saygıyla
eğiliyor, onları rahmet ve minnetle anıyorum.
Adil UĞUR
Tarih Öğretmeni

44