PowerPoint Sunusu

Download Report

Transcript PowerPoint Sunusu

Slide 1

Mustafa Süreyya SEZGİN


Slide 2

Büyük önder Atatürk’ü, bugüne kadar bir çok yönleriyle tanırız. Onun büyük bir asker, büyük
bir devlet adamı olduğu defalarca dinlendi ve okundu. Bu defa sizlere bu büyük insanın
bilinen fakat çok işlenmemiş bir özelliğini anlatmaya çalışacağım.


Slide 3

Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin geleceğini oluşturacak her temel taşı özenerek oluşturan
bir önderdir. Bu sunum ile Atatürk’teki çocuk sevgisini de yeniden görmüş olacağız. Atatürk
için çocuk; “Vatan gibi sevilmeli, ulus haklarını korur gibi korunmalı.” Onun cephede
bulunduğu en bunalımlı günlerinde bile çocuklarla yakından ilgilenmesi, onları kendi koruması
altına alması, onun ruh yüceliğini gösterir.


Slide 4

Atatürk ve Abdürrahim (Tunçok)

Birinci Dünya Savaşı’nda Doğu Anadolu’da görevdeyken tuttuğu “ Hatıra Defteri”nden , onun
yetim çocuklarıyla yakından ilgilendiğini öğreniriz. Birinci Dünya Savaşı sırasında Mustafa
Kemal iki çocuğu evlatlık alır. Bunlardan biri Van vilayetinden alınan kimsesiz bir çocuk,
Abdürrahim’dir. Sekiz yaşında olan bu çocuğu Beşiktaş Akaretler’deki evinde oturan annesi
Zübeyde Hanım’a emanet eder.


Slide 5

Büyük zaferden sonra da Abdürrahim’i Ankara’ya getirerek “ Sanayi Mektebi” ne yollar ve
1929 yılında Berlin Üniversitesi’ne gönderir. Abdürrahim’e soyadı kanunu çıkınca “ Tunçok”
soyadı verilir. Abdürrahim, Berlin dönüşü “ Ankara Elektrik ve Havagazı İşletmesi’nde
elektrik mühendisi olarak görev alır.


Slide 6

Zübeyde hanım vasiyetnamesinde Abdürrahim’e 20 lira verilmesini vasiyet eder. 1955
yılında Ankara’da Atatürk’ün hastalanan kız kardeşi Makbule Atadan’ı ziyaret eden Gazeteci
Şemsi Belli, Abdürrahim’i de hastaneye götürür ve Makbule hanıma Atatürk’ün kaç manevi
evladı olduğunu sorar.


Slide 7

Makbule Atadan

Makbule hanımın hatırladığı kadarıyla Atatürk’ün dört manevi çocuğu vardır. Bunlar; Zühre,
Afife, Abdürrahim ve İhsan adındaki çocuklardır. Ancak Zühre, henüz dört yaşındayken
ölmüştür.


Slide 8

Mersin’de protokolü delen iki çocuk

Türk Kurtuluş savaşında kahramanlık gösteren çocuklar, piyeslere, romanlara, öykülere,

şiirlere konu olur. Kurtuluş Savaşı günlerinde kurtuluş bilinci okullara da sokulur.


Slide 9

Lefke (Osmaneli) şiir dinlerken ( 16 Ocak 1923)

Mustafa Kemal, yurt gezilerinde kendisine kahramanlık şiirleri okuyan çocuklarla yakından
ilgilenir, onlara sevgisini gösterir ve kimilerini değerli ödüllerle ödüllendirir. O günlerin bir
anısı, Mustafa Kemal’in önünde asker duruşuyla şiir okuyan çocuklardır.


Slide 10

Atatürk ve Gültekin ( Mayıs 1922 )

Büyük zaferden dört ay önce 15 Mayıs 1922 tarihinde Ankara’da İzmir’in işgalini kınamak
üzere bir “İzmir Gecesi” düzenlenir. Bu gecede bir oyun sergilenir ve Gültekin isimli bir
küçük çocuk “ Hınç” isimli bir şiir okur. Bu şiirden Atatürk o kadar çok duygulanır ki
dayanamaz çocuğu yanına çağırır ve bir Mısır prensinin kendisine hediye ettiği çok değerli
altın saatini Gültekin’e hediye eder.


Slide 11

23 Nisan 1920’de kurulup açılan ilk Türkiye Büyük Millet Meclisi Cumhuriyetimizin temeli
olduğu gibi, ilk ulusal bayramımızın da temelidir. 23 Nisan’ın Ulusal Egemenlik Bayramı’nın
yanı sıra “ Çocuk Bayramı” olarak da kutlanması Atatürk’ün çocuklara verdiği değerden
kaynaklanır. Bu bayram Dünyada ilk çocuk bayramı olma özelliği taşır. 1921 yılından bu yana
Hakimiyet-i Milliye ve Çocuk Bayramı yasal bir düzenleme olmadan kutlanır.


Slide 12

Kurtuluş Savaşı günlerinde çocuklara açılan bir güven kapısı olan “ Himaye-i Etfal Cemiyeti”,
yani bugünkü adı ile “Çocuk Esirgeme Kurumu” kurulur. Ailelerini savaşlarda kaybeden
çocukların himayesi için kuruculuğunu ve koruyuculuğunu Atatürk’ün üstlendiği bu cemiyet
01 Ekim 1921 tarihinde işe başlar.


Slide 13

Atatürk ve Ömer İnönü ( 23 Nisan 1929 )

Atatürk çocukların korunmasını o kadar önemli görüyordu ki bir konuşmasında ;
“Memleket çocuklarını korumayı üzerine alan Himaye-i Etfal’e vatandaş yardıma mecburdur.”
der. Türkiye Büyük Millet Meclisi bu kurumu olanca gücüyle destekler ve her imkanı
sağlamaya çalışır. Çocuk bayramı lafta kalmaz ve bu kurum ile çocuklara verilen önem
vurgulanır.


Slide 14

23 Nisan Çocuk Bayramı’na Atatürk’ün verdiği önemi Prof. Dr. Afet İnan şöyle anlatır;
“Atatürk, bu çocuk bayramına çok önem vermiştir. Her 23 Nisan’da Himaye-i Etfal
Cemiyeti’nden çocuklar Çankaya’ya gelmişler ve orada Atatürk tarafından
karşılanmışlardır.”


Slide 15

23 Nisan 1927 günlü Hakimiyet-i Milliye Gazetesi’nde 23 Nisan gününün Himaye-i Etfal
Cemiyeti tarafından Çocuk Bayramı olarak kabul edildiği belirtilerek, kutlama programı
açıklanır. Aynı gazete çocukların otomobille gezmeleri için, Reis-i Cumhur hazretlerinin
kendi otomobillerini 23 Nisan’da çocuklara tahsis ettiğini yazmaktadır. 23 Nisan için bir
çok ünlü şairimiz de çocuklar için şiirler yazar.


Slide 16

Atatürk ( Sol Baştaki Yunus Nadi )

23 Nisan daha sonra kutlanan bir gün olmaktan çıkar ve bir çok etkinliklerin yer aldığı Çocuk
Bayramı haftasına dönüşür. Yunus Nadi 23 Nisan 1929 tarihli “ En Büyük Mesele” başlıklı
baş yazısında şunu yazar;


Slide 17

Atatürk ve Yunus Nadi

“Bugün bütün Türkiye’de büyük bir meselenin haftası başlıyor, hepimizin bildiği gibi Çocuk
Haftası; işte günün ve Türk İnkılap Tarihinin en büyük meselesi budur. Çocuk demek ve o
konu üzerinde düşünmek insanı zaten en büyük mesele içine sokmaya kafidir.”


Slide 18

İsmet İnönü – İdil Biret – Suna Kan

İlk Çocuk Bayramı haftasında çocuklar için bir çok yazı şiir ve makale yayınlanır. Dönemin
başbakanı İsmet İnönü’de “ Çocuk Sevgisi” isimli bir yazı yayınlar. Burada da rahmetli
İnönü’yü bu vesile ile anmış olalım.


Slide 19

1929 Nisan’ında çocukların Türkiye Büyük Millet Meclisine ilettikleri istekler, bugün de tüm
dünya çocuklarının dilekleri ve hakları olarak kabul edilebilir. Atatürk ilk “Çocuk Hakları
Beyannamesi”ne imza atan ilk devlet adamlarından biridir.


Slide 20

Atatürk Diyarbakır’da

Atatürk Büyük Zaferden sonra TBMM başkanı olarak Güney Anadolu’ya ilk gezisini 1923 yılı
Mart ayında yapar. Bu seyahati sırasında da sırayla bir çok il ve ilçeyi dolaşır. Uğradığı her
yerde okulları gezer, öğrencilerle yakından ilgilenir, onları dinler ve onları yönlendirir.


Slide 21

Atatürk Tarsus’ta ( Çağlayan Park, 18 Mart 1923)

18 Mart 1923 tarihinde Tarsus’ta bir sınıfta zeki bir çocuk ezbere Arapça parça okuyunca
şöyle der; “ Ben çocukken hiç ezberlemezdim. Öğretmenlerimden ceza alırdım. Ancak
bundan memnunum. Her ezberlettiklerini belleyeydim, dimağımda düşünmeye yer
kalmayacaktı.”


Slide 22

Atatürk Cumhurbaşkanı seçildikten sonra da çocuklara yakın ilgi göstermeye devam etti.
Çocuklarla kolay diyalog kurdu. Aldığı cevaplar hoşuna gittiğinde duygulandı, gururlandı.
Onlarla konuşmak için fırsatlar yarattı.


Slide 23

Atatürk Uşak’ta

Atatürk, 16 Ekim 1925 tarihinde Uşak’a geldi, yetim ve öksüz çocukların barındığı “ Şefkat
Yurdu”na uğradı. Öksüz bir yavru birden onun kucağına atladı. Yaşından beklenmeyen içli ve
duygulu sözler söyledi. Atatürk’ün gözlerinden yaşlar süzüldü ve çocuğu bağrına basarak
şöyle dedi ; “ Ben hayatta çok az ağlayan bir adamım. O da Uşak’ta burada oldu.”


Slide 24

Atatürk ve Sabiha Gökçen

Atatürk’e rastlayan çocuğun yaşamının akışı değişmektedir. Bunlardan biri de Sabiha
Gökçen’dir. Bursa’da karşılaştığı öksüz ve yetim Sabiha’yı manevi evlat edinen Atatürk, bu
kızın ilk kadın Türk pilotu olmasını da sağlar. Vasiyetnamesinde Sabiha Gökçen’e bir ev
alınmasını ve yaşadığı sürece kendisine 600 lira aylık verilmesini belirtir.


Slide 25

Atatürk ve Rukiye

Atatürk bir Konya gezisinde Rukiye’yi tanır. Kimsesiz bu çocuğu Ankara’ya getirir ve
okumasını sağlar, daha sonra bir jandarma yüzbaşısı ile evlendirir. Düğün Dolmabahçe
Sarayında yapılır. İlk dansı da Rukiye ile kendisi yapar ve onu onurlandırır.


Slide 26

Atatürk ve Afet İnan

Atatürk’ün vasiyetnamesinde yer alan bir diğer çocuk da Afet İnan’dır. Daha sonra Prof.
Olan Afet İnan Türk Tarih Kurumu’nun kurucu üyesi olup, bu kuruma uzun yıllar as başkanlık
yapar. Atatürk’ün vasiyetnamesinde Afet İnan’a ayda 800 lira verilmesi belirtilir.


Slide 27

Atatürk ve Nebile

Atatürk’ün manevi kızlarından biri de Nebile’dir. Öğrenim için İstanbul’dan Ankara’ya
getirilen Nebile daha sonra Viyana Büyükelçiliği başkatibi Tahsin Bey ile evlendirilir.
Atatürk’ün ölümünden birkaç gün önce kendisini ziyaret ederek ağlayan Nebile’ye Atatürk; “

Sana emrediyorum, ağlamak yasak !..” der ve onun ağlamasını istemez.


Slide 28

Atatürk ve Ülkü

1940-1950 yıllarında ilkokula gidenlerimiz, alfabelerinin kapağında Atatürk’ün en küçük
manevi kızı Ülkü’yü hatırlar. Ülkü’nün annesi Vasfiye hanım da Zübeyde hanım tarafından
evlatlık alınıp büyütülür. Zübeyde hanım ölünce, Vasfiye hanım Atatürk’ün kız kardeşi
Makbule hanımla birlikte oturur ve doğurduğu kız çocuğuna Atatürk, daha çocuğun yüzünü
görmeden Ülkü adını koyar. Atatürk vasiyetinde Ülkü’ye ayda 200 lira ödenmesini ister.


Slide 29

Atatürk ve Sığırtmaç Mustafa

Atatürk Yalova’da karşılaştığı sığırtmaçlık yapan, Mustafa’nın kaderini değiştirerek onun
Harp Okulunu bitirerek subay olmasını sağlar. Mustafa 15.01.1987’de Yalova’da vefat eder.


Slide 30

Atatürk Kayseri’de 20.10.1928

Atatürk’ün eğitim tarihimizde ayrı bir yer tutmasının başlıca nedenlerinden birisi de
eğitimimize ilişkin gözlem ve teşhislerde bulunmasıdır. Öğretim programları ve ders
kitaplarıyla da yakından ilgilenen Atatürk, öğrencilere yönelik ders kitapları da yazar.
Kısaca ulusunun eğiticisi olur.


Slide 31

Edirne Öğretmen Okulu 24 Aralık 1930

Atatürk tarihe özellikle Türk tarihine çok önem verir. Okullarda zeki ve çalışkan
öğrencilere tarihçi olmalarını tavsiye eder. Edirne Muallim mektebinde Refet Angin isimli
bir öğrenciye; “ Bak çocuk görev şimdi başlıyor. İyi bir tarih hocası olacaksın. İnkılapları,
cumhuriyeti, Çanakkale zaferini çok iyi anlatacaksın.” der.


Slide 32

İstanbul Üniversitesi 05 aralık 1930

Prof. Dr. Aydın Sayılı 1933 yılında Ankara Erkek Lisesinde öğrenciyken, Atatürk’ün bitirme
sınavlarına gelip bizzat sözlü sınavlarda bulunduğunu ve not cetvelini imzaladığını anlatır.


Slide 33

01 Temmuz 1933 tarihinde Galatasaray Lisesinde yapılan tarih, coğrafya ve Yurt Bilgisi
imtihanlarında da Atatürk hazır bulunmuş ve okulun hatıra defterini imzalamıştır.


Slide 34

Atatürk Yozgat’ta

03 Şubat 1934 tarihinde Yozgat Lisesi’nde Vehbi Ulusoy isimli bir öğretmenle Atatürk

arasında şöyle bir konuşma geçer;
“ Vehbi bey seni bir yerden tanıyorum.”
“Evet paşam; Çanakkale Savaşları’nda yedek subay Teğmen Vehbi, Kurtuluş Savaşı’nda
Yedek Subay Talimgah Muhabere Öğretmeni Üsteğmen Vehbi.”


Slide 35

Gazi bu tanıtmadan çok duygulanır ve memnun kalır.
“Benden bir dileğin var mı ? “ diye sorar.
Vehbi bey ; “ Evet paşam milletvekili olmak istiyorum.” der.
Bunun üzerine Gazi; “ Bırak Vehbi. Ben milletvekilini nerede olsa bulurum, ama bu sınıfa
öğretmen bulamam.” der.


Slide 36

Sivas Lisesinde geometri dersine giren Atatürk Arapça kelimeleri söylemekte zorlanan
öğrenciler için, tebeşiri eline alır, zaviye için açı, dılı yerine kenar, müselles karşılığı olarak
üçgen gibi kelimelerin kullanılmasını ister. Öğrencilere Pythagoras teoremini anlatır.


Slide 37

Atatürk, bugün dilimizde “koşut” olarak kullandığımız “muvazi” kelimesinin yerine “paralel”
kelimesini kullanır ve bu kelimeyi açıklarken, Orta Asya’daki Türklerin kağnıdaki iki
tekerliğin bir dingile bağlı olarak duruş biçimine “para” dediklerini belirtir.

Atatürk Samsun Lisesi’nde ders dinliyor 1930


Slide 38

Atatürk’ün cebindeki saati çıkarıp armağan ettiği çocuklardan biri de küçük Altan’dır.
Saatin üzerinde gayet ince bir yazı ile “Turhal Şeker Fabrikası”, arkasında da G.M.K.
harfleri vardır. Saat Atatürk’e 19.10.1934 yılında hediye edilmiş ve üretici firma bu saatin
bir eşini daha yapmayacağını belirtmiş. Saatin düzeneği 19 pırlantalıdır.

Atatürk Samsun Lisesi’nde Coğrafya dersinde


Slide 39

Atatürk Harp Okulu Öğrencileriyle

12 Nisan 1934’te Atatürk İzmir’de çocuk balosuna katılır. Burada küçük kız öğrencilerle
dans eder. Gazi Mustafa Kemal’in İzmir Gazi İlkokulunu ziyareti ve çocuk balosuna
katılmasını Riyaseti Cumhur Katibi Umumi vekili Hasan Rıza Soyak, İç İşleri Vekili Şükrü
Kaya Bey’e bir telgrafla bildirir.


Slide 40

Nazilli Halk Evi

Atatürk, 26 Mart 1937 tarihinde Ankara Halkevi’nde Bursalı öğrencilerin gecesine katılır.
Burada gençler “ Dağ başını duman almış” adlı marşı söyler.


Slide 41

Atatürk, 1937 yılında “ Ben bir İnkılap Çocuğuyum” adlı kendi hayatını anlatan
bir film senaryosu yazdırır ve bu senaryonun düzeltme notları altına kendi

el yazısıyla şöyle yazar ;


Slide 42

“Bir zaman gelir beni unutmak veya unutturmak isteyen gayretler belirebilir. Fikirlerimi
inkar ederler ve bana karşı çıkabilirler. Hatta bunlar benim yakın bildiğim ve inandıklarım
arasından da çıkabilir. Fakat ektiğimiz tohumlar o kadar özlü ve o kadar kuvvetlidir ki, bu
fikirler Hint’ten, Mısır’dan döner dolaşır gene gelir. Feyizli neticeleri kalpleri doldurur.”


Slide 43

Atatürk, bir başka konuşmasında şöyle der; “ Benim asıl kişiliğim öğretmenliğimdir. Ben
milletimin öğretmeniyim.” O ulusunun yediden yetmişine baş öğretmenidir.
Atatürk Ankara Halkevi Çocuk Operetine de gitmişti.


Slide 44

Bazen o da çocuklaşırdı. Sakarya Savaşı’na giderken yanındakilere; “ Hey çocuklar bum bum
başladı bilesiniz” diye gülerek takılır.


Slide 45

Bursa konser çıkışı 29.05 1926

İzmir Palas’ta verilen bir çocuk balosunda, Ali isimli bir öğrenci, kollarını
Atatürk’e doğru açarak içten gelen bir sesle; “ Senin ismini andıkça, senin
resmine baktıkça, seni karşımda görünce damarlarımda bir şeylerin
kaynadığını duyuyorum. Ah.. Seni doya doya öpmek istiyorum.” diye
haykırır, O da kollarını açar; “ Öyleyse gel öp.” der.


Slide 46

Ali koşarak Ata’nın boynuna sarılır, diğer bütün çocuklar da “Biz de biz de “ diyerek koşup
Ata’ya sarılır. Bu manzara orada bulanan herkesi ağlatır. Bunun üzerine Atatürk şöyle der ; “
İşte benim neslim bunlar, bunlarla biz akranız.”


Slide 47

Ata’nın yaveri Hasan Rıza Soyak’tan bir anı; “ Bir gün yanına gittiğimde küçük Ülkü’yü yine
büyük Ata’nın kucağında bulmuştum. Çocuk katıla katıla gülerek O’nun altın sarısı saçlarını
çekiyor, burnuna yapışarak, ara sıra yumuk elleriyle Ata’nın yüzüne tokatlar indiriyordu. Bir
ara Ata ile göz göze geldik. Gök mavisi gözleri sevgi ve neşeden ışıl ışıldı.”


Slide 48

Atatürk Hasan Rıza Soyak’a dönüp ; “Çocuklar ne güzel şey, çocuklar ne sevimli ne tatlı
yaratıklar değil mi ? En çok hoşuma giden halleri nedir bilirmisin ? İki yüzlülük nedir
bilmemeleri, bütün istek ve duygularını içlerinden geldiği gibi açıklamalarıdır. der


Slide 49

Atatürk, İnönü’nün tenis oynayan oğlunu izlerken

Küçük Ülkü bir sofrada çocuk bayramında gördüklerini anlatmaya çalışırken Atatürk
sofradakilere şunu söyler; “ Eşini mutlu edecek herkes evlenmelidir. Çoluk çocuk sahibi
olmalıdır. Bana bakmayınız. Bu meselede örnek İsmet Paşa’dır. Benim hayatım başka türlü
düzenlenmiştir. Buna rağmen tecrübesini yaptım. Sonradan anladım ki, bu iş benim

başaracağım iş değilmiş.


Slide 50

Çocuk sevgisi insan için bir ihtiyaçtır. Hele yaş ilerledikçe bu ihtiyaç kendisini daha kuvvetle
hissettiriyor. Onun için Ülkü’yü yanımdan ayırmak istemiyorum.” der.


Slide 51

Bir gün İsmet Paşa Kız Enstitüsü’nde çocuk bakımı dersleri için çocuk bahçesini ziyaret
eder. “ Biz niçin çocukları severiz ?” diye sorar. Herkes bir cevap verir. Gazi en
sonunda kendi fikrini söyler; “ Çocukları severiz. Çünkü bizim devamımızdır. Her
çocukta biz, ebediyete doğru uzanıp giden iştiyaklarımızın tatminini buluruz.”


Slide 52

Çocukların seviyesine rahatlıkla inebilen Atatürk, Florya plajında tatil yaparken, Bir
Amerikalının hastalanman bebeği için, kendi özel doktorunu göndermiştir.
Son söz, bize ışık saçan, ışık bırakan bu önderimize Türk Milleti olarak sonsuz minnettarız.


Slide 53

Y

[email protected]