Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi Kanuni Sultan Süleyman İhtilâfıyla uğraşmakta dehrin zevk yok Zevk.

Download Report

Transcript Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi Kanuni Sultan Süleyman İhtilâfıyla uğraşmakta dehrin zevk yok Zevk.

Slide 1

Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi
Kanuni Sultan Süleyman

İhtilâfıyla uğraşmakta dehrin zevk yok
Zevk onun mirsad-ı ibretten temaşasındadır
ihtilâf : anlaşmazlık, uyuşmazlık
dehr : dünya
mirsad : gözetleme yeri
temaşa : seyir, seyretme

Muallim Naci

Mihneti kendine zevk etmedir âlemde hüner
Gam ü şâdi-i felek böyle gelmiş böyle gider
Vasıf
mihnet : sıkıntı
şâdi : sevinç

Delikli demirin vurmazı olmaz
Ardına geçip de göz uydurmalı
İnsan oğlunun kanmazı olmaz
Özünü bilip de söz uydurmalı
Neyzen Tevfik
delikli demir : tüfek

Lâf-ı dâvâ-yı enaniyet ne lâzım âkile
Herkesin âlemde bir mâfevki bir mâdûnu var
Esat Muhlis Paşa

enaniyet : bencillik
âkil : akıllı
mâfevk : üst
mâdûn : ast

Erişir menzil-i maksuduna âheste giden
Tîz-i reftâr olanın pâyine dâmen dolaşır.
Hatemi
menzil : hedef, varılmak istenen yer
maksud : amaç, maksat
âheste : yavaş yavaş, acele etmeden
tîz : hızlı
reftâr : yürüyen
pây : ayak
dâmen : etek

Hâk ol ki Huda mertebeni ede âli
Rûhi
hâk : toprak
âli : yüce, yüksek

Akla mağrur olma Eflâtun-i vakt olsan eğer
Bir edîb-i kâmili gördükte tıfl-ı mekteb ol
Nef’î
Eflâtun-i vakt : zamanın Eflâtun'u
edîb : edebli, edebiyatcı
kâmil : olgun
tıfl-ı mekteb : okul çocuğu


Slide 2

Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi
Kanuni Sultan Süleyman

İhtilâfıyla uğraşmakta dehrin zevk yok
Zevk onun mirsad-ı ibretten temaşasındadır
ihtilâf : anlaşmazlık, uyuşmazlık
dehr : dünya
mirsad : gözetleme yeri
temaşa : seyir, seyretme

Muallim Naci

Mihneti kendine zevk etmedir âlemde hüner
Gam ü şâdi-i felek böyle gelmiş böyle gider
Vasıf
mihnet : sıkıntı
şâdi : sevinç

Delikli demirin vurmazı olmaz
Ardına geçip de göz uydurmalı
İnsan oğlunun kanmazı olmaz
Özünü bilip de söz uydurmalı
Neyzen Tevfik
delikli demir : tüfek

Lâf-ı dâvâ-yı enaniyet ne lâzım âkile
Herkesin âlemde bir mâfevki bir mâdûnu var
Esat Muhlis Paşa

enaniyet : bencillik
âkil : akıllı
mâfevk : üst
mâdûn : ast

Erişir menzil-i maksuduna âheste giden
Tîz-i reftâr olanın pâyine dâmen dolaşır.
Hatemi
menzil : hedef, varılmak istenen yer
maksud : amaç, maksat
âheste : yavaş yavaş, acele etmeden
tîz : hızlı
reftâr : yürüyen
pây : ayak
dâmen : etek

Hâk ol ki Huda mertebeni ede âli
Rûhi
hâk : toprak
âli : yüce, yüksek

Akla mağrur olma Eflâtun-i vakt olsan eğer
Bir edîb-i kâmili gördükte tıfl-ı mekteb ol
Nef’î
Eflâtun-i vakt : zamanın Eflâtun'u
edîb : edebli, edebiyatcı
kâmil : olgun
tıfl-ı mekteb : okul çocuğu


Slide 3

Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi
Kanuni Sultan Süleyman

İhtilâfıyla uğraşmakta dehrin zevk yok
Zevk onun mirsad-ı ibretten temaşasındadır
ihtilâf : anlaşmazlık, uyuşmazlık
dehr : dünya
mirsad : gözetleme yeri
temaşa : seyir, seyretme

Muallim Naci

Mihneti kendine zevk etmedir âlemde hüner
Gam ü şâdi-i felek böyle gelmiş böyle gider
Vasıf
mihnet : sıkıntı
şâdi : sevinç

Delikli demirin vurmazı olmaz
Ardına geçip de göz uydurmalı
İnsan oğlunun kanmazı olmaz
Özünü bilip de söz uydurmalı
Neyzen Tevfik
delikli demir : tüfek

Lâf-ı dâvâ-yı enaniyet ne lâzım âkile
Herkesin âlemde bir mâfevki bir mâdûnu var
Esat Muhlis Paşa

enaniyet : bencillik
âkil : akıllı
mâfevk : üst
mâdûn : ast

Erişir menzil-i maksuduna âheste giden
Tîz-i reftâr olanın pâyine dâmen dolaşır.
Hatemi
menzil : hedef, varılmak istenen yer
maksud : amaç, maksat
âheste : yavaş yavaş, acele etmeden
tîz : hızlı
reftâr : yürüyen
pây : ayak
dâmen : etek

Hâk ol ki Huda mertebeni ede âli
Rûhi
hâk : toprak
âli : yüce, yüksek

Akla mağrur olma Eflâtun-i vakt olsan eğer
Bir edîb-i kâmili gördükte tıfl-ı mekteb ol
Nef’î
Eflâtun-i vakt : zamanın Eflâtun'u
edîb : edebli, edebiyatcı
kâmil : olgun
tıfl-ı mekteb : okul çocuğu


Slide 4

Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi
Kanuni Sultan Süleyman

İhtilâfıyla uğraşmakta dehrin zevk yok
Zevk onun mirsad-ı ibretten temaşasındadır
ihtilâf : anlaşmazlık, uyuşmazlık
dehr : dünya
mirsad : gözetleme yeri
temaşa : seyir, seyretme

Muallim Naci

Mihneti kendine zevk etmedir âlemde hüner
Gam ü şâdi-i felek böyle gelmiş böyle gider
Vasıf
mihnet : sıkıntı
şâdi : sevinç

Delikli demirin vurmazı olmaz
Ardına geçip de göz uydurmalı
İnsan oğlunun kanmazı olmaz
Özünü bilip de söz uydurmalı
Neyzen Tevfik
delikli demir : tüfek

Lâf-ı dâvâ-yı enaniyet ne lâzım âkile
Herkesin âlemde bir mâfevki bir mâdûnu var
Esat Muhlis Paşa

enaniyet : bencillik
âkil : akıllı
mâfevk : üst
mâdûn : ast

Erişir menzil-i maksuduna âheste giden
Tîz-i reftâr olanın pâyine dâmen dolaşır.
Hatemi
menzil : hedef, varılmak istenen yer
maksud : amaç, maksat
âheste : yavaş yavaş, acele etmeden
tîz : hızlı
reftâr : yürüyen
pây : ayak
dâmen : etek

Hâk ol ki Huda mertebeni ede âli
Rûhi
hâk : toprak
âli : yüce, yüksek

Akla mağrur olma Eflâtun-i vakt olsan eğer
Bir edîb-i kâmili gördükte tıfl-ı mekteb ol
Nef’î
Eflâtun-i vakt : zamanın Eflâtun'u
edîb : edebli, edebiyatcı
kâmil : olgun
tıfl-ı mekteb : okul çocuğu


Slide 5

Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi
Kanuni Sultan Süleyman

İhtilâfıyla uğraşmakta dehrin zevk yok
Zevk onun mirsad-ı ibretten temaşasındadır
ihtilâf : anlaşmazlık, uyuşmazlık
dehr : dünya
mirsad : gözetleme yeri
temaşa : seyir, seyretme

Muallim Naci

Mihneti kendine zevk etmedir âlemde hüner
Gam ü şâdi-i felek böyle gelmiş böyle gider
Vasıf
mihnet : sıkıntı
şâdi : sevinç

Delikli demirin vurmazı olmaz
Ardına geçip de göz uydurmalı
İnsan oğlunun kanmazı olmaz
Özünü bilip de söz uydurmalı
Neyzen Tevfik
delikli demir : tüfek

Lâf-ı dâvâ-yı enaniyet ne lâzım âkile
Herkesin âlemde bir mâfevki bir mâdûnu var
Esat Muhlis Paşa

enaniyet : bencillik
âkil : akıllı
mâfevk : üst
mâdûn : ast

Erişir menzil-i maksuduna âheste giden
Tîz-i reftâr olanın pâyine dâmen dolaşır.
Hatemi
menzil : hedef, varılmak istenen yer
maksud : amaç, maksat
âheste : yavaş yavaş, acele etmeden
tîz : hızlı
reftâr : yürüyen
pây : ayak
dâmen : etek

Hâk ol ki Huda mertebeni ede âli
Rûhi
hâk : toprak
âli : yüce, yüksek

Akla mağrur olma Eflâtun-i vakt olsan eğer
Bir edîb-i kâmili gördükte tıfl-ı mekteb ol
Nef’î
Eflâtun-i vakt : zamanın Eflâtun'u
edîb : edebli, edebiyatcı
kâmil : olgun
tıfl-ı mekteb : okul çocuğu


Slide 6

Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi
Kanuni Sultan Süleyman

İhtilâfıyla uğraşmakta dehrin zevk yok
Zevk onun mirsad-ı ibretten temaşasındadır
ihtilâf : anlaşmazlık, uyuşmazlık
dehr : dünya
mirsad : gözetleme yeri
temaşa : seyir, seyretme

Muallim Naci

Mihneti kendine zevk etmedir âlemde hüner
Gam ü şâdi-i felek böyle gelmiş böyle gider
Vasıf
mihnet : sıkıntı
şâdi : sevinç

Delikli demirin vurmazı olmaz
Ardına geçip de göz uydurmalı
İnsan oğlunun kanmazı olmaz
Özünü bilip de söz uydurmalı
Neyzen Tevfik
delikli demir : tüfek

Lâf-ı dâvâ-yı enaniyet ne lâzım âkile
Herkesin âlemde bir mâfevki bir mâdûnu var
Esat Muhlis Paşa

enaniyet : bencillik
âkil : akıllı
mâfevk : üst
mâdûn : ast

Erişir menzil-i maksuduna âheste giden
Tîz-i reftâr olanın pâyine dâmen dolaşır.
Hatemi
menzil : hedef, varılmak istenen yer
maksud : amaç, maksat
âheste : yavaş yavaş, acele etmeden
tîz : hızlı
reftâr : yürüyen
pây : ayak
dâmen : etek

Hâk ol ki Huda mertebeni ede âli
Rûhi
hâk : toprak
âli : yüce, yüksek

Akla mağrur olma Eflâtun-i vakt olsan eğer
Bir edîb-i kâmili gördükte tıfl-ı mekteb ol
Nef’î
Eflâtun-i vakt : zamanın Eflâtun'u
edîb : edebli, edebiyatcı
kâmil : olgun
tıfl-ı mekteb : okul çocuğu


Slide 7

Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi
Kanuni Sultan Süleyman

İhtilâfıyla uğraşmakta dehrin zevk yok
Zevk onun mirsad-ı ibretten temaşasındadır
ihtilâf : anlaşmazlık, uyuşmazlık
dehr : dünya
mirsad : gözetleme yeri
temaşa : seyir, seyretme

Muallim Naci

Mihneti kendine zevk etmedir âlemde hüner
Gam ü şâdi-i felek böyle gelmiş böyle gider
Vasıf
mihnet : sıkıntı
şâdi : sevinç

Delikli demirin vurmazı olmaz
Ardına geçip de göz uydurmalı
İnsan oğlunun kanmazı olmaz
Özünü bilip de söz uydurmalı
Neyzen Tevfik
delikli demir : tüfek

Lâf-ı dâvâ-yı enaniyet ne lâzım âkile
Herkesin âlemde bir mâfevki bir mâdûnu var
Esat Muhlis Paşa

enaniyet : bencillik
âkil : akıllı
mâfevk : üst
mâdûn : ast

Erişir menzil-i maksuduna âheste giden
Tîz-i reftâr olanın pâyine dâmen dolaşır.
Hatemi
menzil : hedef, varılmak istenen yer
maksud : amaç, maksat
âheste : yavaş yavaş, acele etmeden
tîz : hızlı
reftâr : yürüyen
pây : ayak
dâmen : etek

Hâk ol ki Huda mertebeni ede âli
Rûhi
hâk : toprak
âli : yüce, yüksek

Akla mağrur olma Eflâtun-i vakt olsan eğer
Bir edîb-i kâmili gördükte tıfl-ı mekteb ol
Nef’î
Eflâtun-i vakt : zamanın Eflâtun'u
edîb : edebli, edebiyatcı
kâmil : olgun
tıfl-ı mekteb : okul çocuğu


Slide 8

Halk içinde muteber bir nesne yok devlet gibi
Olmaya devlet cihanda bir nefes sıhhat gibi
Kanuni Sultan Süleyman

İhtilâfıyla uğraşmakta dehrin zevk yok
Zevk onun mirsad-ı ibretten temaşasındadır
ihtilâf : anlaşmazlık, uyuşmazlık
dehr : dünya
mirsad : gözetleme yeri
temaşa : seyir, seyretme

Muallim Naci

Mihneti kendine zevk etmedir âlemde hüner
Gam ü şâdi-i felek böyle gelmiş böyle gider
Vasıf
mihnet : sıkıntı
şâdi : sevinç

Delikli demirin vurmazı olmaz
Ardına geçip de göz uydurmalı
İnsan oğlunun kanmazı olmaz
Özünü bilip de söz uydurmalı
Neyzen Tevfik
delikli demir : tüfek

Lâf-ı dâvâ-yı enaniyet ne lâzım âkile
Herkesin âlemde bir mâfevki bir mâdûnu var
Esat Muhlis Paşa

enaniyet : bencillik
âkil : akıllı
mâfevk : üst
mâdûn : ast

Erişir menzil-i maksuduna âheste giden
Tîz-i reftâr olanın pâyine dâmen dolaşır.
Hatemi
menzil : hedef, varılmak istenen yer
maksud : amaç, maksat
âheste : yavaş yavaş, acele etmeden
tîz : hızlı
reftâr : yürüyen
pây : ayak
dâmen : etek

Hâk ol ki Huda mertebeni ede âli
Rûhi
hâk : toprak
âli : yüce, yüksek

Akla mağrur olma Eflâtun-i vakt olsan eğer
Bir edîb-i kâmili gördükte tıfl-ı mekteb ol
Nef’î
Eflâtun-i vakt : zamanın Eflâtun'u
edîb : edebli, edebiyatcı
kâmil : olgun
tıfl-ı mekteb : okul çocuğu