Transcript File
Yönetim ve Liderlik
Salim AÇIKGÖZ
Mikail KULANTAŞ
Hendek
2014
Yönetim
Yönetim
türemiş bir kelimedir. Yön kelimesi ile etmek
yardımcı birleşik fiilinin ve ardından fiilden isim
yapma unsurunun oluşturduğu bir kavramdır.
Kelime anlamı olarak Yön kelimesi:
1. isim Belli bir noktaya göre olan yer, taraf
2. Bir şeyin belli bir noktaya baktığı yan, veçhe
"Binanın batı yönü."
3. Bir yere gitmek için izlenen yol, cihet, istikamet
"Bolu yönüne."
4. Tutulacak, izlenecek yol
"Bu yönde yapılacak araştırmalardan tiyatro tarihimiz için daha başka
ipuçlarının çıkması da kuvvetle muhtemeldir." - F. İz
anlamlarını taşımaktadır.
Yardımcı Birleşik Fiilleri Korkmaz “Bunlar bir ad veya sıfat
ile et-, eyle-, yap-, kıl-, ol- ve bulun- yardımcı fiillerinin
birleşmesinden oluşmuştur.
Birleştikleri yardımcı fiilin görevi, bir adı fiil durumuna
getirmektir.
Dolayısıyla, esas anlam ad üzerindedir. Yardımcı fiil,
yalnızca adı “etmek”, “yapmak”, “kılmak” ve “olmak”
anlamları katarak fiilleştiren ve çekim eklerini alan bir
işlev yüklenmiştir” olarak açıklar.
Sonuç olarak yönetim kelime anlamı olarak, Tutulacak,
izlenecek yolu tayin etme işi diye biliriz.
Bilimsel bir kavram olarak;
Sosyologlara göre yönetim, bir sınıf ve statü sistemidir,
çünkü yönetim örgüte bilgilerini getiren seçkin kişilerden
oluşmaktadır.
Siyaset bilimcilerine göre yönetim; devlet yönetimi veya
iktidarın örgütlenmesi anlamına gelir.
Yönetim ve organizasyon düşünürlerine göre yönetim;
başkaları aracılığıyla amaçlara ulaşmak ve iş görmek
olarak ifade edilir.
Başka bir tanımla, yönetim; örgütün amaçlarına
ulaşabilmesi için insan ve fiziksel kaynakları en etkin ve
düzenli bir biçimde sağlayan, yerleştirilmesini ve
kullanımını koordine eden, onu çevresi ile dinamik bir
denge içinde tutabilen bir süreçtir.
Yönetim,
“bir işi başkalarına yaptırma sanatı” ya
da “bir işin nasıl yapılacağını bilmek ve o işin
yapılmasını sağlamak sanatı” olarak da
tanımlanır. Faklı tanımların ortak özelliği;
yönetimin, insan kaynaklarını ve materyalleri
verimli bir biçimde kullanarak hedeflenen
sonuçlara ulaşma süreci olarak görülmesidir.
Tanımlamalar
dan yönetimin; başlıca üç
nokta üzerinde odaklaştığı görülmektedir.
Bunlar;
Ortak bir amacın olması,
Bir
insan grubunun bulunması,
İnsanların
ortak amacın gerçekleştirilmesi
için işbirliğinde bulunmalarıdır.
Buradan
hareketle genel anlamda yönetim, ”
belirli bir işbirliği ve ilişki sistemi içinde bir araya
gelen insanların, ortak amaçlarını gerçekleştirmek
üzere yapacağı faaliyetlerin düzenlenmesi süreci”
şeklinde tanımlanabilir.
Yönetim Teorileri
KLASİK YÖNETİM TEORİSİ
NEO-KLASİK YÖNETİM TEORİSİ
MODERN YÖNETİM TEORİSİ
Klasik Yönetim Teorisi
Yönetim bilimi içerisinde Frederick Taylor, Henri Fayol
ve Max Weber tarafından geliştirilen yönetim teorileri
genel olarak “klasik yönetim teorileri” olarak
bilinmektedir. Her üç teorinin belirgin özelliği, örgüt ve
yönetimde insan boyutunun yeterince dikkate
alınmamış olmasıdır.
Frederick Taylor(Bilimsel Yönetim)
Taylor,
bir organizasyonda mühendis ve uzmanların
teknik standartları ve iş standartlarını formüle
etmesini önerir. İşçilerin yapması gereken sadece
kendilerine verilen görevleri yapmak ve konulan
teknik ve iş standartlarını izlemektir. İnsana makine
gibi davranıldığı iddiasıyla eleştirilmiştir
Taylor’un Bilimsel Yönetim İlkeleri
Örgütte
işbölümü ve uzmanlaşma şarttır.
İşe uygun eleman seçimine önem verilmelidir.
Eğitime gereken önem verilmelidir.
Görev ve sorumluluk alanı önceden belirlenmeli ve
çalışanlar bu çerçevede hareket etmelidirler.
Örgütte disiplin için hiyerarşik bir örgütlenme
gerekmektedir.
Henry Fayol( Yönetim Süreçleri)
Fayol
daha büyük ve kompleks örgüt yapılarında
yönetimin nasıl olması gerektiği ile ilgilenmiştir. Fayol
yönetimde; planlama, organize etme, koordinasyon
ve kontrol fonksiyonlarının önemi üzerinde durmuştur
Henri Fayol’un Yönetimle İlgili Başlıca İlkeleri
İşbölümü ve uzmanlaşmaya dayalı örgüt ve yönetim yapısı.
Otorite ve sorumluluk: Yönetimin otorite ve sorumluluğa sahip
olması.
Disiplin
Emir Birliği: Çalışanların bir kişiden emir almaları ve o çerçevede
çalışmalarını sürdürmeleri.
Yön Birliği: Yönetimde birimlerin tek bir amaç ve planının mevcut
olması.
Yönetimin çıkarlarının her şeyin üstünde tutulması.
Çalışanlara adil bir ücret ödemesi yapılması.
Merkeziyetçilik: Organizasyonda kararların merkezden alınması
(Merkezi yönetim).
Düzen: Yönetimde her şeyin yerli yerinde ve düzen içinde
yapılması.
Çalışanlara adalet ve eşitlik ilkeleri çerçevesinde davranılması
Personelin istihdamında ve yönetiminde istikrarlı olunması; sık sık
işten çıkarmaların söz konusu olmaması.
Çalışanların teşebbüs gücü ve yaratıcılığının ön plana
çıkarılması.
Max Weber
Weber’in
yönetim modelinde de “insan” boyutunun
günümüzdeki anlayıştan çok farklı olarak ele
alındığını söylenebilir. Weber’ in yönetim ilkelerine
göre özellikle örgütte yazılı kuralların oluşturulması,
yönetici ve çalışanların bu kurallar çerçevesinde
hareket etmesi öngörülmüştür. Yine bugün genel
kabul gören insan kaynakları yönetimi felsefesinden
farklı olarak Weberyen yönetim felsefesinde alt-üst
ilişkilerinin hakim olduğu bir hiyerarşik-bürokratik
model öngörülmüştür
Neoklasik Teoriler
Sadece
yapı üzerinde duran klasik teorinin insan
unsurunu pasif saymasına karşılık, neo- klasik teori
bir örgüt yapısının etkinliğini belirleyen unsurun insan
olduğunu göstermiştir.
Bu dönemde dikkati çeken; örgütün bir sosyal
sistem olduğu ve insanın bu sistemin en önemli
unsuru olduğunun ortaya konulmasıdır
Neo-klasik Yönetim Teorisi
X
, Y ve Z teorisi olarak üç grupta incelenir.
X Teorisi Çalışan Profili Yaklaşımı
İnsan doğası gereği çalışmayı sevmez ve mümkün
mertebe işten kaçar
Bu nedenle onun çalışmasını motive etmek,
ödüllendirmek, kontrol etmek ve gerektiğinde de
cezalandırmak gerekir
İnsanlar sorumluluktan kaçma eğilimindedirler ve
yönetmek yerine yönetilmeyi tercih ederler
Birey, işinde özellikle ve öncelikle iş güvencesi arar
Y Teorisi Çalışan Profili Yaklaşımı
İnsan
için çalışma isteği; dinlenmek ve eğlenmek
kadar doğal bir istektir ve çalışmak başlı başına
birey için tatmin kaynağı olabilir
Sadece kontrol etmek ve cezalandırmak kişiyi,
organizasyonun
amaçlarını
gerçekleştirmeye
yöneltmeyebilir.
İnsan sadece sorumluluk yüklenmeyi değil, uygun
şartlar oluştuğunda sorumluluk aramayı öğrenebilir.
Sorumluluktan kaçmak insanın doğasında olan bir
özellik değildir
İnsan, kendi kendini yöneterek ve denetleyerek de
bu amaçlara ulaşabilir
X ve Y Teorisinin Karşılaştırılması
X
ve Y Teorilerinin özünde, bir örgütteki insan
ilişkilerinin önemi bulunmaktadır.
X Teorisi; Klasik Yönetim anlayışını temsil eder.
Otoriter yapıdadır ve çalışanlara güvenmek yerine
onları denetlemeyi öngörür.
Y Teorisi; Neo-Klasik Yönetim anlayışını temsil eder.
Daha katılımcı ve çalışanlara önem veren bir
yapıdadır.
İletişime, motivasyon ve ödüllendirmeye, yetki ve
sorumluluk devrine önem veren Y Teorisi Yaklaşımının
benimsenmesi örgüt performansının arttırılmasında
etkinliği sağlamaktadır.
Z KURAMI
William
Ouchi’ye göre, Z Kuramı bir bütün olarak
örgütün kültürü, uzun süreli istihdamı, uzlaşmaya
dayalı karar vermeyi, bireysel sorumluluğa yaşam
boyu terfiyi, informal bir kontrol sistemini, orta
derecede uzmanlaşmış bir kariyer anlayışını, iş
görenin anlayışını ve ailesini, bütün yaşamını içeren
destek anlayışını öngörür. Problem çözme ve karar
sürecinde takım çalışması vardır
MODERN YÖNETİM YAKLAŞIMI
Yönetim
ve örgüt konusundaki modernleştirme
yaklaşımları, 1950 - 1960 yılları arasında Modern
Yönetim Düşüncesinde neoklasik yaklaşıma paralel
olarak başlatılmıştır. Bu yaklaşımın temelini oluşturan
akımlar Sistem Yaklaşımı ve Durumsallık
Yaklaşımı’dır.
Modern yönetim yaklaşımı
Klasik
ve neo – klasik yönetim kuramlarının örgütü
birer kapalı sistem olarak ele almalarına karşılık,
modern yönetim kuramı, örgütü çevresiyle etkileşim
içinde olan bir açık sistem olarak ele almıştır.
Modern
yönetim kuramını diğer kuramlardan kesin
çizgilerle ayırmak mümkün değildir. Çünkü bu kuram
önceki kuramların temel ilke ve esaslarını yeni ve
değişik bir açıdan ele alıp yorumlamış ve bir senteze
ulaşmaya çalışmıştır.
Modern Kuram
Modern kuramı, davranışsal, sayısal ve sistem
yaklaşımına dayanır. Modern örgüt
kuramı
kapsamında durumsallık ve sistem yaklaşımı
incelemeye çalışacaktır.
Sistem yaklaşımında, örgüt bir birine karşılıklı olarak
bağlı bir takım alt sistemlerden oluşan ve çevresiyle
girdi-çıktı ilişkisi bulunan açık bir sistem olarak
tasarlanır. Diğer yandan sistem yaklaşımı örgütü bir
“bütün” olarak ele alır. Sitem yaklaşımında yönetim.
Örgütün çevresine uyumunu sağlayan ve alt
sistemler arasındaki ilişkilerini düzenleyen alt
sistemlerden birini teşkil eder. Sistem yaklaşımının
diğer yaklaşımlardan en büyük farklarından biri,
örgütü açık sistem olarak tasarlamasıdır. Sistem, “bir
birini düzenli bir biçimde etkileyen, bir birine
dayanan öğelerden oluşan bir bütündür
Yönetim Faaliyetinin Özellikleri
Yönetim
amaca yönelik bir faaliyettir.
Yönetim bir grup faaliyetidir.
Yönetim insanlara yönelik bir faaliyettir.
Yönetim iş bölümü ve uzmanlaşma faaliyetidir.
Yönetim bir koordinasyon faaliyetidir
Yönetim yetki ve sorumluluk faaliyetidir
Yönetim Fonksiyonları
Planlama
Örgütleme
Yönlendirme
Denetleme
Liderlik
Kelime
olarak Fransızca ‘leader’ den
dilimize uyarlanmıştır. Sözlük Anlamı;
1. isim Önder, şef
"İhtilal partisinin liderini yakından ilk defa tanıyacaktım." - F. R. Atay
2. Bir partinin veya bir kuruluşun en üst düzeyde yönetimiyle görevli
kimse
"Politika kargaşalarına gömülmüş liderler, ufukta bekleyen tehlikeyi
göremiyorlardı." - S. Ayverdi
3. spor Bir yarışmada başta bulunan takım veya yarışmacı
Kaynak T.D. K Sözlüğü 2014
Kavramsal açıdan liderlik tanımları bakış açısına göre
farklılıklar göstermektedir.
20. yüzyılın ilk yıllarında liderlik tanımlamalarında kontrol
ve merkezîleşme ve grup odağı kavramları göze
çarpmaktadır. Örneğin C.H. Cooley (1902) liderlik tanımı
şöyledir; “Liderlik, sosyal hareketlerin özeğinde
olabilmektedir.” E.F. Mumford (1906) tanımı ise bu
dönemin özelliklerini yansıtır biçimdedir; “Liderlik, sosyal
hareketlerin kontrol edilmesi sürecinde, grupta bir kişinin
ön plana çıkmasıdır.” Bu dönemde ilk liderlik kuramı yani
“Özellik Kuramı” ortaya konulmuştur. Tanımlamalardan da
anlaşılacağı üzere lidere tekilleştirilmiş bir güç ve yetke
verilmiştir. Bu güç ve yetkenin kaynağı liderin doğuştan
gelen özellikleri ve grup tarafından lidere
tanınan hiyerarşik güçtür.
1930’ların
liderlik tanımlamalarında “Özellik Kuramı”
nın etkileri iyice belirginleşmektedir. Örneğin,
Bogardus (1934) ”Liderlik sadece kişilik ve grup
olayları değil aynı zamanda birçok kişinin zihinsel
kontağı ve bu kontak içinde bazı kişilerin, diğer kişiler
üzerinde etkin olduğu varsayılan bir süreçtir.”
seklinde bir liderlik tanımı verirken, C.E
Kilbourne (1935) “Liderlik, hayranlık duyulan kişilik
özelliklerinin pek çoğuna sahip olduğunu ortaya
koyabilmektir.” seklinde liderliği tanımlamıştır.
1940’lı
yıllarda liderligi anlamada “Grup Yaklasımı
Akımı” etkili olmaya baslamıstır. Grup liderligi
kavramı ön plana çıkmıs, Whyte (1943) grup
liderligini; güç iliskisinden ve yarar iliskisinden sakınan
bir etkileme süreci olarak
tanımlamıstır. I.Knickerbocker, bu tanımı destekleyici
bir tanım yaparak; “Liderlik, grup üyeleri ile onların
gereksinimlerini karsılayacak tüm araçları kontrol
altında tutan kisi arasındaki islevsel bir iliskidir.”
demistir. Ayrıca basta ABD olmak üzere
1940’larda Özellikler kuramı yeriniDavranıs
kuramına bırakmıstır.
1950’lerde
liderlik tanımlarında grup teorisinin
etkileri kendini göstermektedir. R.M Stogdill liderliği
(1950) “Amaçların oluşturulması ve
gerçeklestirilmesi için grubu etkileme süreci olarak
tanımlarken, H.Koontz ve C.O’Donnell (1955) ise
“Liderlik, ortak bir amacı başarmak için insanları
etkilemektir.” seklinde tanımlamıştır.
1960’ların
tanımlarında liderlik, ortak amaçlar
doğrultusunda kişileri etkileme davranışları olarak
ortaya çıkmaktadır. 1950’lerde başlayan Davranıs
kuramı bu dönemde tanımlamaları etkilemiştir.
Tanınmış liderlik kuramcılarından Fiedler, (1967)
liderlik davranışından kastın, grup üyelerinin islerini
eşgüdümleme ve yönlendirme isi ile meşgul olması
olduğunu açıklamıştır. Ona göre liderler sözel olan
ve olmayan davranışları ile grup performansını
etkilerler. G.Terry (1960), “Liderlik grup amaçlarını
gönüllü olarak gerçekleştirmek için insanları
etkileme eylemidir.” tanımlamasını yapmıştır. Ayrıca
bu dönemde Douglas McGregor X,Y yaklasımını
geliştirerek liderlik olgusuna katkıda bulunmuştur.
1970’lerde ise dönemin standart liderlik tanımı, grup ya
da örgüt amaçlarını başarıya ulaştırmak için grup ya da
örgütsel yapıyı kurmak veya yasatmak şeklindedir.
R.Stogdill (1974) liderliği söyle tanımlamıştır; “ Liderlik,
beklentiler ve ilişkiler çerçevesinde yapıyı harekete
geçirme ve muhafaza etme davranışıdır.” Katz ve
Kahn (1978) ise “Liderlik, örgüt üyelerini örgütün rutin
yönelimlerine mekanik bir uyum sağlamanın ötesinde
performans göstermeye güdüleyecek etki fazlalığı
yaratmaktadır.” seklinde bir tanımlama yapmışlardır.
Ayrıca bu dönemde :
House’un Yol-Amaç Yaklaşımı
Hersey ve Blanchard’ın Durumsallık Yaklaşımı,
Reddin’in Üç Boyutlu(3-D) Liderlik Yaklaşımı,
Vroom ve Yetton’nun Karar Verme Yaklaşımı gibi liderlik
olgusunun farklı boyutlarda analiz edildiği ve liderlik
araştırmalarına yön veren oldukça yararlı
çalışmalar yapılmıştır. 1970’li yıllarda durumsallık
yaklaşımları liderlik tanımlarını da etkilemiştir.
1980’lerin
liderlik tanımlamaları ana unsuru özellik
yaklaşımında olduğu gibi “büyük insan” kavramına
dayanmaktadır. Örneğin, Bass, liderliği “ Kişi ve grup
üyeleri arasında bir etkileşim ve alışveriş” olarak
tanımlayıp lideri, başkalarının kendini etkilediğinden
çok kendisi başkalarını etkileyen bir değişim ajanı
olarak tanımlamıştır. Buna benzer bir tanımı
da Krausz (1986) “Liderlik, diğerlerinin etkinliklerini
etkilemekte kullanılan güç seklidir.” biçiminde
yapmıştır; Kellerman (1984) liderliği grup
etkinliklerinin tabiat ve yönü çerçevesinde bir kişinin
sürekli olarak diğerlerini etkilemesi süreci olarak
vermektedir. Gardner (1986) liderliği, “ Liderin kendi
ya da herkesin paylaştığı amaçlar doğrultusunda
grup üyelerine kendisi örnek olarak ve onları ikna
ederek grubu harekete geçirme sürecidir.” seklinde
tanımlamıştır.
1990’lı
yıllarda liderlik anlayışında yeni yaklaşımlar
ortaya çıkmıştır; “Kültürel liderlik,” “Süper liderlik”
“Moral liderlik”, “Öğrenen liderlik”,” Vizyoner liderlik”,
“Kuantum tipi liderlik paradigması”, ”Dönüşümcü
liderlik” vb. Bu dönemde, C.Norris (1990) liderliği
söyle tanımlamıştır: “Liderlik, sezgisel ve analitik
düşünceyi tümüyle kullanarak yaratıcı
olmaktır.” W.Pogonis (1992) liderliği “insanları belli bir
amacı gerçekleştirmek için uzmanlık, empati, gibi
aktif, önemli ve birbiriyle bütünlesen davranışlar
sergileyerek etkileme” olarak tanımlamıştır. Sullivan
ve Harper (1996) “Liderlik, amaç, kültür, strateji,
temek kimlikler ve kritik süreçler gibi örgütü var eden
ussal ve iyi düşünülmüş eylemleri yönetmek,
geleceği yaratmak ve ekip kurmaktır.” seklinde bir
tanımlama yapmıştır.
Liderlik;
Adair’e (2005, s.63-87) göre “ortak amacın gerçekleştirilmesinde, bir kişinin bir
grubu etkileyebilmesi”,
Yukl’a göre (Akt.: Başaran, 2004, s.73) “örgütün bir üyesinin öteki üyeleri
güdüleyebilmesi ya da onların yeterliklerini değiştirebilmesi”,
Du Brian’a göre (Akt.: Başaran, 2004, s.73) “ortak amaçları için birleşen
insanları, amaçlarını gerçekleştirmede etkileme süreci”,
Zaleznik’e (Akt.: Çelik, 2003, s.1) göre “izleyenlerin düşünce ve eylemlerini
etkileme doğrultusunda güç kullanma”,
Stogdill’e (Akt.: Güney, 2000, s.501) göre “ amacın saptanması ve bu amaca
ulaşmak için gerekli etkinlikler üzerinde yaptığı etki nedeniyle, örgütteki diğer
üyeleri etkileme süreci”,
Kongar’a (2005) göre “farklı duygu ve düşüncedeki insanları ya da grupları,
aynı amaç etrafında toplayabilme, aynı hedefe yöneltebilmedir.
Liderlikle ilgili tanımlar incelendiğinde, tanımların özde bir, ayrıntıda farklı olduğu
görülmektedir (Başaran, 2004, s.73). Tanımların ortak özelliği; liderliğin bir grup
etkinliği ve bilinçli bir şekilde başkalarının davranışlarını etkileme süreci olduğudur
(Ensari, 1999, s.82).
Liderlik Kuramları
1.Özellikler Kuramı
Özellikler kuramında, başarılı ve başarısız liderlerin
özellikleri karşılaştırılarak, başarı liderlerin belirgin
özellikleri ortaya konulmaya çalışılmıştır.
Özellikler kuramına göre liderin etkililiği sahip olduğu
kişisel özelliklerle belirlenmektedir.
Bu kuramın savunucuları, etkin bir lideri etkin
olmayan bir liderden ayıran belirli bireysel özelliklerin
(fiziksel, zihinsel, kişilikle ilgili) doğuştan var olduğunu
ileri sürmüşlerdir.
Özellikler kuramının liderliği açıklamada yetersiz
kalması
araştırmacıları
lider
davranışlarını
incelemeye yöneltmiştir.
2.Davranışçı Kuram
Davranışçı kuramın temelinde liderin, liderlik
sürecinde gösterdiği davranışlar yer alır.
Davranışçı kuram “görev yönelimli” ve “ilişki
yönelimli” olmak üzere iki temel liderlik davranışı
üzerinde durmaktadır.
Ohio Devlet Üniversitesi, Michigan Üniversitesi
çalışmaları, Lewin, Lipit ve White’ın “Otokratik,
Demokratik ve Liberal Liderlik”; Robert Blake ve
Jane Mouton’un “Yönetim Gözeneği” yaklaşımları
davranışsal kuramı yönlendiren başlıca
çalışmalardır.
Davranışsal kurama göre liderin etkililiğini, onun
sahip olduğu özellikler değil, daha çok liderin
izleyicileri karşısındaki yaptığı davranışlar artırır.
3-Durumsallık Kuramı
Durumsallık kuramı ise farklı durumlarda etkili
olabilecek
liderlik
davranışlarının
önceden
kestirilemeyeceğini savunmaktadır. Yani değişik
koşullar için değişik liderlik biçimleri gereklidir.
Bu kuramın öncüleri arasında, Fiedler’in “Durumlara
ve Koşullara Göre Liderlik”, House’nin “Amaçlara
Yönelik Liderlik”, Hersey ve Blanchard’ın “Grubun
Olgunluk Düzeyine Göre Liderlik” yaklaşımları
sayılabilir.
Hersey ve Blanchard’a göre, grubun olgunluk
düzeyine
göre
liderin
davranışı,
otokratik
davranıştan demokratik bir davranışa doğru bir
eğilim gösterir.
Özellikler
kuramını
ve
davranışçı
kuramı
tamamlayıcı ve geliştirici özellik taşıyan durumsallık
kuramı
içerisinde,
son
dönemde
dönüşümcü(transformational), vizyoner, geleneksel
(transactional), etik ve eğitim örgütlerine özgü
öğretimsel liderlik gibi liderlik biçimleri de
geliştirilmiştir (Bayrak, 1999; Çelik, 2004; Uysal, 2001).
Stratejik liderlik ise, stratejik yönetim yaklaşımıyla birlikte
alanyazına girmiş bir liderlik kavramıdır.
Ancak alanyazında stratejik liderliğin ayrı bir liderlik biçimi
olup olmadığı konusunda farklı görüşler bulunmaktadır.
Baron ve Henderson (1995), stratejik liderliğin ayrı bir
liderlik biçimi olduğunu belirtirken; Davies ve Davies
(2006, s.122) stratejik liderliğin, dönüşümcü liderlik,
öğretimsel liderlik gibi bir liderlik biçimi olmadığını ancak
her tür liderlik biçimi için gerekli olan bir özellik olduğunu
vurgulamaktadır.
Thomson ve Stricland (2001, s. 430-431) stratejik liderliği,
pek çok liderlik rollerine sahip olma, doğru zaman ve
koşullarda bu rollerinden uygun olanları yerine getirme
olarak açıklamaktadır.
Dolayısıyla stratejik liderlik, bünyesinde diğer liderlik
biçimlerini barındıran şemsiye bir kavramdır.
Yeni
Liderlik Yaklaşımları
Liderlik konusunda yapılan çalışmalar liderlik
konusunda yeni yaklaşımları ortaya çıkarmıştır.
Bunlar:
Kozmopolit Liderlik
İzlemeyi Bilen Lider
Öğrenen lider
Öğretimsel Liderlik
Vizyoner Liderlik
Dönüşümcü Liderlik
Yönetim-Yönetici-Liderlik
Yönetim,
” belirli bir işbirliği ve ilişki sistemi içinde bir
araya gelen insanların, ortak amaçlarını
gerçekleştirmek üzere yapacağı faaliyetlerin
düzenlenmesi süreci” şeklinde tanımlanabilir.
Yönetici:Yönetimi gerçekleştiren kişi ve üst hiyerarşi
sitemlerinde mevcut bireyler.
Lider:Bir organizasyonun veya toplumun insan
güçlerini yönlendirerek ve etkileyerek (motive
ederek) vizyonunu oluşturan, gerçekleştiren ve
olumlu değişim ve yenilikler yaparak istikbale
hazırlayan kişidir.
Yönetici-Lider
Liderlik ve Yöneticilik Arasındaki
Bazı Farklar:
Lider
Yönetici
Vizyoner
Rasyonel
Yönlendirir
İtaat eder
Yaratıcı
Gelenekçi
Geliştirici
Tutarcı
Yenilikçi
Taklitçi
Değiştirir
İdare eder
İnsanlara odaklanır
Sisteme odaklanır
Cesaretli
Yapısalcı
Güveni teşvik eder
Kontrol eder
Ne ve niçini sorar
Nasıl ve zamanı sorar
Girişimci
Uygulayıcı
Tutkulu, aşık
İş odaklı
Değerlendirme Çalışmaları
1-Aşağıdakilerden hangisi iyi bir liderde
bulunması gereken özellikler arasında
yer almaz?
a. Kendine güvenli
b. Enerjik
c. Aktif
d. Bilgili
e. Uzun boylu
2-Amaçlarına ulaşmada astlardan
yüksek performans bekleyen, bu
performansı göstermeleri için de
gereken desteği sağlayan lider tipi
aşağıdakilerden hangisidir?
a. Yönlendirici lider
b. Destekleyici lider
c. Katılımcı lider
d. Otoriter lider
e. Başarıya yönelik lider
3-Aşağıdakilerden hangisi işe yönelik lider davranışına örnektir?
a. Çalışanların iş tatminlerini arttırmak
b. Çalışanlarda çalışma mutluluğu yaratmak
c. Bireylerin özel hayatlarıyla ilgilenmek
d. Çalışanların ücretlerini arttırmak
e. Örgütteki görev yapısını düzenlemek
4-Liderler ve yöneticiler arasındaki farklılıklar değerlendirildiğinde,
aşağıdakilerden hangisi liderlerin düşünce eylem biçimleri arasında yer
almaz?
a. Yeni moral değerler yaratıp, verdikleri buyruklarla özel istek ve amaçlar
oluşturma
b. Olayların, durumların insanlara ne ifade ettiğini anlamaya çalışma
c. İşte coşku yaratmayı, riske girmeyi tercih etme
d. İşçilerin sadece yapığı üretimle ilgilenme
e. İşçilerin sadece iş hayatı ile değil, sosyal hayatı ile de ilgilenip
yükselmelerini sağlama
5-Aşağıdakilerden hangisi lider kişiliklerin ortak özelliklerinden biri
değildir?
a. Kararlı olmaları
b. Dinamik olmaları
c. İletişim yeteneğine sahip olmaları
d. Özensiz olmaları
e. Fiziksel görünümlerinin düzgün olması
6-Aşağıdakilerden hangisi liderlik tanımlarında vurgulanan ortak
özelliklerinden biri değildir?
a. Mevcut amaç, yapı, prosedür ve kurallara katı şekilde bağlı olma
b. Gruba yön verme ve grup içerisinde eşgüdüm sağlama
c. Karar verme ve verilen kararları uygulayabilme
d. Grupla lider arasında gerçekleşen etkileşim süreci
7-Yönetim kavramı ile ilgili aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
a. Bireysel ve grup çabalarının koordine edilmesidir.
b. Başkaları aracılığı ile amaçlara ulaşmadır.
c. Yetki kullanmayı gerektirir
d. En az iki canlının varlığı söz konusudur.
e. İşbirliğini ve iş bölümünü gerektirir.
8-Planlama, örgütleme, kadrolama, yöneltme ve denetim faaliyetleri ile
işletmenin amaçlarını başarma sürecine ne ad verilir?
a. Yönetim
b. Yönetim piramidi
c. Orta yönetici
d. Amaçlara göre yönetim
e. Stratejik planlama
9-
I-Klasik Yönetim Teorisi
II.Neo Klasik Yönetim Teorisi
III.Modern Yönetim Teorisi
IV-Bilimsel Yönetim Teorisi
V-Davranışsal Yönetim Teorisi
Yukarıdakilerden hangisi veya hangileri bilinen yönetim teorileridir.
A)I-II-IV
B)II-V-III C) IV-V
D) I-II-III E) III-IV-V
10-Aşağıdakilerden hangisinde neo klasik yönetim teorisinin grupları tam
olarak verilmiştir.
A)Modern-Bilimsel-Klasik
B)Davranışçı-Özellik-Durumsal
C)X-Y-Z
D)Kozmopolit-Öğrenen-Eğitimsel
E)Yakınsak-Horizonal-Dikey
Kaynaklar
T.D.K Sözlüğü 2014
KORKMAZ, Zeynep. Türkiye Türkçesi Grameri -Şekil Bilgisi-. Ankara: TDK Yay., 2003
Kaynak http://notoku.com/yonetimin-tanimi/
MİLLİ EĞİTİM DERGİSİ Sayı 162 Bahar 2004
Eğitim Yönetiminde Teori ve Uygulama
Okul Yönetiminde Yeni Yapı ve Davranış Ziya Bursalıoğlu)
Türk Eğitim Sistemi ve Okul Yönetimi Musa Gürsel
Yönetimde Çağdaş Yaklaşımlar Cevat ElmaKamile Demir
Yönetim Biliminin Alanı ve Kapsamı Emin Karip
EĞİTİM ÖRGÜTLERİNDE STRATEJİK LİDERLİK VE OKUL MÜDÜRLERİNİN STRATEJİK LİDERLİK
UYGULAMALARI Yahya ALTINKURT)
Teşekkür Ederiz