2003 belgesi, "Yonetim", 253 KB

Download Report

Transcript 2003 belgesi, "Yonetim", 253 KB

YÖNETİM ÖRGÜT VE
SİSTEM KAVRAMLARI
Yönetim Nedir?
Örgüt Nedir?
Sistem Nedir?
YÖNETİM KAVRAMI
Yönetim insanlık tarihi kadar eski bir
kavramdır. İnsanlığın bilinen tarihinden
M.Ö. 3000’lere kadar Mısır ve Sümer yazılı
tarihsel ve dini metinlerinde, toplumsal
düzenin
sağlanması,
uygarlıkların
eserlerinin oluşması, kollektif bir çabanın
ürünü olduğunu göstermektedir. Mısır
Piramitleri ve Çin Seddi’nin inşaasının
mükemmel bir örgütleme ve eşgüdüm
olmadan gerçekleşmesi düşünülemez
YÖNETİM KAVRAMI
Yönetim bir grup çabası gerektiren;
işbirliği ve eşgüdüm içinde yürütülen
her etkinlik, yönetsel yapıyı ve
örgütlenmeyi
beraberinde
getirir.
Yönetim kavramı, en geniş anlamda
ortak bir amacı gerçekleştirmek için
işbirliği içinde çaba gösteren birey
ya da grupların etkinlikleri olarak
tanımlanabilir.
YÖNETİM KAVRAMI
Ayrıca yönetim, “bir işi başkalarına
yaptırma sanatı” ya da “bir işin nasıl
yapılacağını bilmek ve o işin
yapılmasını sağlamak sanatı” olarak
da tanımlanır. Faklı tanımların ortak
özelliği; yönetimin, insan kaynaklarını
ve materyalleri verimli bir biçimde
kullanarak
hedeflenen
sonuçlara
ulaşma süreci olarak görülmesidir.
Yönetim Bir Bilim midir, Sanat mıdır?
Bir yönetim kuramı, yönetim sürecinin en iyi
biçimde
nasıl
gerçekleştirileceğine
ilişkin
sistematik bir önerme olarak düşünülebilir. Ayrıca
yönetimde sayısal verilerin kullanımı, gözleme
dayalı olarak geliştirilmiş ilkelerin uygulanması
bilgi
yönetim
sistemlerinin
ve
bilişim
teknolojilerine dayalı karar destek sistemlerinin
kullanılması ve istatistiksel kontrol tekniklerinin
kullanılması
gibi
pek
çok
yönüyle
değerlendirildiğinde, yönetimi bir bilim olarak
düşünebiliriz.
Yönetim Bir Bilim midir, Sanat mıdır?
Ancak, yöneticinin insanları anlaması,
sezgilerini, olay ve olguları doğru
okuyabilmek için kullanabilmesi, işin
yapılabilmesi,
örgüte
bağlılığın
sağlanması için yetkiden çok etkiyi
kullanabilmesi, yönetime bir bilim olarak
bakmaktan çok bir sanat olarak bakmayı
gerektirir. Yani yönetim hem bilimdir,
hem de sanattır.
Yönetim Faaliyetinin Özellikleri
Yönetim amaca yönelik bir faaliyettir.
 Yönetim bir grup faaliyetidir.
 Yönetim insanlara yönelik bir faaliyettir.
 Yönetim iş bölümü ve uzmanlaşma
faaliyetidir.
 Yönetim bir koordinasyon faaliyetidir
 Yönetim yetki ve sorumluluk faaliyetidir

LİDERLİK
Liderlik belli şartlar altında kişisel veya örgütsel
amaçları gerçekleştirmek üzere bir kimsinin
başkalarının
faaliyetlerini
etkilemesi
yönlendirmesi olarak tanımlanabilir.
 Liderlik, liderin yaptığı işlerle ilgili bir süreçtir.
 Lider
ise
başkalarını
belli
amaçlar
doğrultusunda davranışa sevk eden kişidir.
Liderliğin temelinde başkalarını etkileme vardır

LİDER YÖNETİCİLİK
Lider
yönetici
ise;
bir
örgütün
faaliyetlerini başkaları adına yürütse bile,
bir liderde bulunması gereken yetenek
ve öngörüye sahip, önceden belirlenen
veya
kendi
belirlediği
amaçlar
doğrultusunda örgüt üyelerini etkileyen
ve davranışa sevk eden kişidir.
Yeni Liderlik Yaklaşımları






Liderlik konusunda yapılan çalışmalar liderlik
konusunda yeni yaklaşımları ortaya
çıkarmıştır. Bunlar:
Kozmopolit Liderlik
İzlemeyi Bilen Lider
Öğrenen lider
Öğretimsel Liderlik
Vizyoner Liderlik
Dönüşümcü Liderlik
YÖNETİM TEORİLERİ
KLASİK YÖNETİM TEORİSİ
 NEO-KLASİK YÖNETİM TEORİSİ
 MODERN YÖNETİM TEORİSİ

KLASİK YÖNETİM TEORİSİ

Yönetim bilimi içerisinde Frederick
Taylor, Henri Fayol ve Max Weber
tarafından geliştirilen yönetim teorileri
genel olarak “klasik yönetim teorileri”
olarak bilinmektedir. Her üç teorinin
belirgin özelliği, örgüt ve yönetimde
insan boyutunun yeterince dikkate
alınmamış olmasıdır.
Frederick Taylor(Bilimsel Yönetim)
Taylor, bir organizasyonda mühendis ve
uzmanların teknik standartları ve iş
standartlarını formüle etmesini önerir.
İşçilerin yapması gereken sadece
kendilerine verilen görevleri yapmak ve
konulan teknik ve iş standartlarını
izlemektir. İnsana makine gibi
davranıldığı iddiasıyla eleştirilmiştir
Taylor’un Bilimsel Yönetim İlkeleri





Örgütte işbölümü ve uzmanlaşma şarttır.
İşe uygun eleman seçimine önem verilmelidir.
Eğitime gereken önem verilmelidir.
Görev ve sorumluluk alanı önceden belirlenmeli
ve çalışanlar bu çerçevede hareket etmelidirler.
Örgütte disiplin için hiyerarşik bir örgütlenme
gerekmektedir.
Henry Fayol( Yönetim Süreçleri)

Fayol daha büyük ve kompleks örgüt
yapılarında yönetimin nasıl olması
gerektiği ile ilgilenmiştir. Fayol
yönetimde; planlama, organize etme,
koordinasyon ve kontrol fonksiyonlarının
önemi üzerinde durmuştur
Henri Fayol’un Yönetimle İlgili
Başlıca İlkeleri












İşbölümü ve uzmanlaşmaya dayalı örgüt ve yönetim yapısı.
Otorite ve sorumluluk: Yönetimin otorite ve sorumluluğa sahip olması.
Disiplin
Emir Birliği: Çalışanların bir kişiden emir almaları ve o çerçevede
çalışmalarını sürdürmeleri.
Yön Birliği: Yönetimde birimlerin tek bir amaç ve planının mevcut olması.
Yönetimin çıkarlarının her şeyin üstünde tutulması.
Çalışanlara adil bir ücret ödemesi yapılması.
Merkeziyetçilik: Organizasyonda kararların merkezden alınması
(Merkezi yönetim).
Düzen: Yönetimde her şeyin yerli yerinde ve düzen içinde yapılması.
Çalışanlara adalet ve eşitlik ilkeleri çerçevesinde davranılması
Personelin istihdamında ve yönetiminde istikrarlı olunması; sık sık işten
çıkarmaların söz konusu olmaması.
Çalışanların teşebbüs gücü ve yaratıcılığının ön plana çıkarılması.
Max Weber
Weber’in yönetim modelinde de “insan”
boyutunun günümüzdeki anlayıştan çok farklı
olarak ele alındığını söylenebilir. Weber’ in
yönetim ilkelerine göre özellikle örgütte yazılı
kuralların
oluşturulması,
yönetici
ve
çalışanların bu kurallar çerçevesinde hareket
etmesi öngörülmüştür. Yine bugün genel kabul
gören insan kaynakları yönetimi felsefesinden
farklı olarak Weberyen yönetim felsefesinde altüst ilişkilerinin hakim olduğu bir hiyerarşikbürokratik model öngörülmüştür.
Neoklasik Teoriler
Sadece yapı üzerinde duran klasik
teorinin insan unsurunu pasif saymasına
karşılık, neo- klasik teori bir örgüt
yapısının etkinliğini belirleyen unsurun
insan olduğunu göstermiştir.
 Bu dönemde dikkati çeken; örgütün bir
sosyal sistem olduğu ve insanın bu
sistemin en önemli unsuru olduğunun
ortaya konulmasıdır

Neo-klasik Yönetim Teorisi

X , Y ve Z teorisi olarak üç grupta
incelenir
X Teorisi Çalışan Profili Yaklaşımı
İnsan doğası gereği çalışmayı sevmez ve
mümkün mertebe işten kaçar
 Bu nedenle onun çalışmasını motive etmek,
ödüllendirmek, kontrol etmek ve gerektiğinde
de cezalandırmak gerekir
 İnsanlar sorumluluktan kaçma eğilimindedirler
ve yönetmek yerine yönetilmeyi tercih ederler
 Birey, işinde özellikle ve öncelikle iş güvencesi
arar

Y Teorisi Çalışan Profili Yaklaşımı
İnsan için çalışma isteği; dinlenmek ve eğlenmek
kadar doğal bir istektir ve çalışmak başlı başına
birey için tatmin kaynağı olabilir
 Sadece kontrol etmek ve cezalandırmak kişiyi,
organizasyonun amaçlarını gerçekleştirmeye
yöneltmeyebilir.
 İnsan sadece sorumluluk yüklenmeyi değil,
uygun şartlar oluştuğunda sorumluluk aramayı
öğrenebilir. Sorumluluktan kaçmak insanın
doğasında olan bir özellik değildir
 İnsan, kendi kendini yöneterek ve denetleyerek
de bu amaçlara ulaşabilir

X ve Y Teorisinin Karşılaştırılması

X ve Y Teorilerinin özünde, bir örgütteki insan
ilişkilerinin önemi bulunmaktadır.
X Teorisi; Klasik Yönetim anlayışını temsil eder. Otoriter
yapıdadır ve çalışanlara güvenmek yerine onları
denetlemeyi öngörür.
Y Teorisi; Neo-Klasik Yönetim anlayışını temsil eder.
Daha katılımcı ve çalışanlara önem veren bir yapıdadır.
İletişime, motivasyon ve ödüllendirmeye, yetki ve
sorumluluk devrine önem veren Y Teorisi Yaklaşımının
benimsenmesi örgüt performansının arttırılmasında
etkinliği sağlamaktadır.
Z KURAMI
William Ouchi’ye göre, Z Kuramı bir bütün
olarak örgütün kültürü, uzun süreli
istihdamı, uzlaşmaya dayalı karar
vermeyi, bireysel sorumluluğa yaşam
boyu terfiyi, informal bir kontrol sistemini,
orta derecede uzmanlaşmış bir kariyer
anlayışını, iş görenin anlayışını ve
ailesini, bütün yaşamını içeren destek
anlayışını öngörür. Problem çözme ve
karar sürecinde takım çalışması vardır
MODERN YÖNETİM YAKLAŞIMI

Yönetim ve örgüt konusundaki
modernleştirme yaklaşımları, 1950 1960 yılları arasında Modern Yönetim
Düşüncesinde neoklasik yaklaşıma
paralel olarak başlatılmıştır. Bu
yaklaşımın temelini oluşturan akımlar
Sistem Yaklaşımı ve Durumsallık
Yaklaşımı’dır.
Modern yönetim yaklaşımı
Klasik ve neo – klasik yönetim kuramlarının
örgütü birer kapalı sistem olarak ele
almalarına karşılık, modern yönetim kuramı,
örgütü çevresiyle etkileşim içinde olan bir
açık sistem olarak ele almıştır.
 Modern yönetim kuramını diğer
kuramlardan kesin çizgilerle ayırmak
mümkün değildir. Çünkü bu kuram önceki
kuramların temel ilke ve esaslarını yeni ve
değişik bir açıdan ele alıp yorumlamış ve bir
senteze ulaşmaya çalışmıştır.

Modern Kuram
Modern kuramı, davranışsal, sayısal ve sistem
yaklaşımına dayanır. Modern örgüt kuramı
kapsamında durumsallık ve sistem yaklaşımı
incelemeye çalışacaktır.
Sistem yaklaşımında, örgüt bir birine karşılıklı olarak
bağlı bir takım alt sistemlerden oluşan ve çevresiyle
girdi-çıktı ilişkisi bulunan açık bir sistem olarak
tasarlanır. Diğer yandan sistem yaklaşımı örgütü bir
“bütün” olarak ele alır. Sitem yaklaşımında yönetim.
Örgütün çevresine uyumunu sağlayan ve alt
sistemler arasındaki ilişkilerini düzenleyen alt
sistemlerden birini teşkil eder. Sistem yaklaşımının
diğer yaklaşımlardan en büyük farklarından biri,
örgütü açık sistem olarak tasarlamasıdır. Sistem, “bir
birini düzenli bir biçimde etkileyen, bir birine dayanan
öğelerden oluşan bir bütündür”.
Örgüt Nedir?
Barnard’a göre, örgüt: iki yada daha fazla bireyin
bilinçli olarak eşgüdümlenmiş etkinlikleri
sistemidir.
Etzioni’ye göre, belirli amaçları gerçekleştirmek
amacıyla kasıtlı olarak oluşturulmuş planlı
birimlerdir.
Örgütlerin üç öğesi vardır:
*Birbiriyle etkileşimde bulunacak bireyler
*Ortak bir amaç
*Amacı gerçekleştirmeye istekli olma
Barnard’a göre bir örgütün yaşamını
sürdürebilmesi iki koşula bağlıdır:
Etkililik, bir örgütün amaçlarını
gerçekleştirmesiyle yada amaçların
gerçekleştirilme derecesiyle ilgilidir.
Yeterlilik ise örgütün amaçları
doğrultusunda çalışmaya gönüllü yeter
sayıda birey bulma ve bu bireylerin
gereksinmelerini karşılamayla ilgilidir.
ÖRGÜT TÜRLERİ
1.
Biçimsel (Resmi – Formel) Örgütler
2.
Biçimsel Olmayan (Gayri resmi –
İnformel, doğal) Örgütler
Örgütlerin Özellikleri
Amaç örgütlerin ortak özelliğidir
 Örgütsel amaçlar doğrultusunda eş
güdümleme vardır.
 Örgütler sosyal ve teknik sistemlerdir.
Her sistemin işleyişinde uyum ve düzen
vardır.(örgütsel işleyiş düzeni)
 Belli niteliklere sahip insanlardan oluşur
 Örgütsel kaynakları kullanırlar

Örgüt Kuramları
Klasik kuram dört amaç üzerine yoğunlaşmıştır:
1. İş bölümü: bir insan örgütü büyüdükçe işler
imkan ölçüsünde doğal çizgilerden bölünmelidir.
2. Dikey ve görevsel süreçler: dikey süreç komuta
zincirinin, yetki ve sorumluluk devrinin, komuta
birliği
ve
rapor
verme
zorunluluğunun
büyümesiyle ilgilidir. Yatay süreç ise örgütün
uzmanlaşmış kesimlere bölünmesi ve bu
kesimlerin uygun birimler olarak yeniden
gruplandırılmasıdır.
Örgüt Kuramları
3. Yapı: bir örgütte görülen çeşitli eylemler
arasında var olan ilişkilere uygulanan
bir kavramdır. Amacı, görevler arasında
düzenli bir sıralama sağlamaktır.
4. Denetim alanı: bir yöneticinin etkin
olarak
denetleyebileceği
memur
sayısını ve bu sayının örgüt yapısı
üzerindeki etkisini gösterir.
Sistem Yaklaşımı
Sistem açık, yarı açık ve kapalı olmak üzere sınıflandırılabilir.
Burada açık sistemin öğeleri üzerinde durulacaktır. Bir açık
sistemin 5 öğesi vardır.
1- Sistemin yaşamasını sağlayan girdiler (imput),
2- Girdileri sistem içinde işleyen alt sistemler ,
3- İşlenen girdilerden elde edilen çıktılar (output),
4-Sistemin işlemesini ve çıktılarını değerlendirmeye yarayan
dönüt(feedback),
5- Sistemin içinde yaşadığı çevre.
Sistem, bir birini etkileyen öğelerin bir topluluğu olarak
tanımlanabilir. Çeşitli öğeler, fikren sistemden, çıkarılıp tek başına
incelenebilir ve bu öğelerden meydana gelebilecek her hangi bir
yeni sistem yapmakta kullanılabilir. İşte bu özelliği, sistem
kuramını bilimin genel bir aracı durumuna getirmiştir.
SİSTEM NEDİR?
Sistem; Belirli parçalardan (alt birimlerden, alt
sistemlerden) oluşan, bu parçalar arasında
belirli ilişkiler olan ve bu parçaların aynı
zamanda dış çevre ile ilişkisi olan, bir bütün
olarak tanımlamak mümkündür. Bir başka
tanıma göre sistem, karşılıklı etkileşim
içerisinde bulunan unsurların tasarlanan
amaçları gerçekleştirmek amacıyla bir bütün
meydana
getirecek
şekilde
organize
edilmesidir.
Durumsallık Yaklaşımı
Yönetim uygulamaları, önderlik biçimleri
ve örgüt
dizaynının belli durum ve koşullarda geçerli olduğunu
savunur. Bu yaklaşımda, örgütler arasında benzerliklerden
çok, farklılıklar önem taşır. Bu farklılıkların yönetsel karar
ve süreçleri etkileyeceği varsayılır.
Durumsallık yaklaşımı, değişik durum ve koşullarda
başarılı olmanın anahtarını değişik kavram, teknik ve
davranışlarda arar. Bu yaklaşımda da örgütü bir sistem
olarak ele alır. Sonuçta bir örgütün yapısı çeşitli dış çevre
faktörleriyle işin niteliği kullanılan teknoloji, personelin
özellikleri ve izlenen amaçlar gibi iç faktörlerden
etkilenmektedir.
Durumsallık
yaklaşımının
sistem
yaklaşımına getirdiği katkı büyük ölçüde araştırma
sonuçlarına dayanmasında yatmaktadır.
Sistem Şeması
GİRDİ
Dönüşüm Süreci
veya Alt Sistemler
Dönüt
ÇEVRE
ÇIKTI
Açık Sistem
Sistem; açık, yarı açık ve kapalı sistem
olarak sınıflandırılabilir.
Bir açık sistemin beş öğesi vardır:
Girdiler
Bir sistemin girdileri işlenmemiş ya da işlenmiş
maddeler,para enerji, insan, bilgi vs. olabilir. Yani
para bir bankanın, insan bir eğitim kurumunun
girdileridir. Evrendeki en küçük sisteminden en
büyük sistemine kadar, her sistem bir başka
sistem ile ilişki içerisindedir. Her sistemin girdisi,
o sistemin amacına uygun nitelik ve nicelikte
olmalıdır.
Alt Sistemler
Sistemin girdilerinin hedefler doğrultusunda işlendiği veya
istenilen duruma getirildiği bölümlere alt sistem denir.
Çeşitli süreçler, emek, araç-gereç ve donanım, fiziksel,
kimyasal ve biyolojik yapılar vs. sistemin amacını
gerçekleştirmek için tek tek veya birlikte işleme
konulabilir. Bu bölümün en önemli özelliklerinden biri de
“denetleyici ve koruyucu” mekanizmalar yani iç
dönütlerdir. Bunlar sistemin denge unsurlarıdır.
Denetleyici ve koruyucu sistem görevini tam olarak
yapamadığı zaman sistem, açık sistem olma özelliğini
kaybeder. Bundan dolayı sistem enerji kaybeder veya
olumsuz entropy geliştirir.
Çıktılar
Sistemin işlenecek girdiyi işleyerek elde
ettiği ürüne çıktı denir. Bunlar yeni bir
madde, bilgi, beceri, alışkanlık vb.
olabilir. Eğer girdilerle çıktılar birbirinin
özdeşi ise sistem yoktur.
Dönütler
Bir sistem, gerek işleme sırasında ortaya çıkan
sonuçları, gerekse ürettiği ürünlerin kusurlarını
bilmek zorundadır. Dönüt bir işleyişin, bir bürünün
kusurlarını
bildiren
mesajlardır.
Sistemin
yaşayabilmesi, dönütler yoluyla kendine çeki-düzen
vermesine bağlıdır. İki çeşit dönüt vardır:
- Sistemin kurduğu denetim mekanizmaları
- Üretilen ürünün kullanılması sırasında çıkan kusurlar
Çevre
Çevre, sistemin yaşadığı ortamdır. Bu
ortam
elverişli
olduğunda
sistem
yaşayabilir. Sistemin genel ve özel
çevresi vardır. Genel çevrede toplumun
kültürel öğeleri, siyasal düzeni, ekonomik
yapısı, yasalar, bilimsel ve teknolojik
gelişmeler gibi değişkenler bulunur.
Sistemin özel çevresinde ise endüstriyel
yapı, diğer örgütler gibi değişkenler
bulunur.
Yarı Açık Sistem
Girdiler, işlemler, çıktılar ve çevreden
oluşur. Sistemin yeterli dönütü yoktur.
Bundan
dolayı
sistem
sağlıklı
çalışmayabilir. Çünkü yeterli ve düzenli
dönüt olmadığından sistemin denetleyici
ve koruyucu mekanizmaları belli bir süre
çalışmayacaktır.
Kapalı sistem
Bu sistemlerin ya yeterli girdisi, ya da
yeterli çıktısı yoktur. Girdi ve çıktıların
olmaması ve yeterli olmaması sonucu
dönütler de olmayacaktır. Bu nedenle
kapalı sistemlerde farklılaşma, sağlıklı
büyüme, gelişme ve iş bölümü yoktur.
Tersine benzeşme, dengesizlik ve
entropy vardır.
Eğitim Nasıl Bir Sistemdir?
Açık bir sistem olan eğitimin girdileri,
öğrencinin hazır bulunuşluk düzeyi, onun
genel ve özel yeteneği, bilgi ve becerileri,
kişiliği gibi değişkenlerden oluşur. Diğer
girdiler ise, eğitim ve öğretim için yapılan
harcamalar ve emektir. Süreç ise, içeriğin
yapısı, öğrenci katılımı, öğrenme ve öğretme
yöntemleri, araç-gereç, öğretmenin niteliği ve
ortamın fiziksel özelliği yer almaktadır. Çıktılar
ise, bilişsel, duyuşsal ve devinişsel alandaki
hedeflerle tutarlı davranış değişiklikleri,
beklenmedik yan ürünler ve deneyimlerdir.
Sistem’in Özellikleri








Bir sistem açık, yarı açık veya kapalı olabilir.
Açık sistem yaşamak için dış çevreyle ilişki kurmalıdır: Bu, sistemin
dinamik bir denge sağlaması için gereklidir.
Her sistemde bir amaç ve amaçlar vardır: Her sosyal sistem belirli bir
amaca ulaşmak için kurulmuştur ve sisteme hüviyetini kazandıran da
budur.
Sistemler çevre ile ilişki kurarlar.
Sistemde geribildirim ilişkisi vardır: Sistem bu sayede eksikliklerini ve
aksaklıklarını öğrenebilir.
Sistemin kesin sınırları yoktur. Ancak, bir sistemin varlığından
bahsedebilmek için onu dış çevreden ayıran sınırlarının olması gerekir.
Organizasyon dış çevreden ayırt edilmelidir.
Sistemin alt sistemleri vardır.
Sistemde olumlu ve olumsuz “entropi” görülür: Bir sistemde
faaliyetlerin bozulması, dengenin kaybolması ve sonunda sistemin
durması yönünde bir eğilim vardır. Entropi, bu eğilimi ifade eder. Kapalı
sistemler, entropinin etkisinde kalır. Enerji kaybındaki artış sonuçta
sistemin ölümüne neden olur. Açık sistemler, bunun üstesinden
gelebilme yeteneğine sahiptir.
Kaynaklar
Eğitim Yönetiminde Teori ve Uygulama
 Okul Yönetiminde Yeni Yapı ve Davranış
Ziya Bursalıoğlu)
 Türk Eğitim Sistemi ve Okul Yönetimi
Musa Gürsel
 Yönetimde Çağdaş Yaklaşımlar
Cevat Elma- Kamile Demir
 Yönetim Biliminin Alanı ve Kapsamı
Emin Karip
