Besinlerin bozulma nedenleri nelerdir?

Download Report

Transcript Besinlerin bozulma nedenleri nelerdir?

Dengeli beslenme nedir?
 Fonksiyonel besin nedir?
 Besinlerin bozulma nedenleri nelerdir?
 GDO yararlı mıdır? Zararlı mıdır?

BESİN VE BESLENME
Besin, canlılarda büyüme için gerekli olan
maddelerdir.
 Besinler, canlıların yaşamsal faaliyetlerini
sürdürmesi için gerekli olan kimyasal enerjiyi
sağlamakla beraber hücrelerin
oluşması ve yenilenmesi için de
gerekli olan maddelerdir.

BESİN VE BESLENME
Yeryüzünde yaşayan tüm canlılar bir besin
zincirinin içerisindedirler.
 Bu zincirin en büyük enerji kaynağı, güneştir.
 Yeşil bitkiler bu enerjiyi bütün canlılar için besin
yapımında kullanırlar.
 Bu sebeple fotosentez yapan yeşil bitkiler üretici
olarak adlandırılır.
 Bu enerji pramidinin temel basamağıdır.

BESİN VE BESLENME
Otçullar yaşamları için gereken organik
maddeleri, bitkileri yiyerek sağlarlar.
 Sonuçta, bir otçul bitkiyi yediği zaman madde
ve enerji yeniden şekillenir ve maddenin bir
kısmı otçul tarafından enerjiye dönüştürülür.

BESİN VE BESLENME
Canlıların, yaşamlarını sürdürebilmeleri için
besinlerden belirli oranlarda almaları
gerekmektedir. Buna dengeli beslenme denir.
 Sağlıklı büyüme ve gelişme için özellikle zeka
gelişimi için yeterli ve dengeli beslenme
önemlidir.

HAYVANSAL GIDALAR
Beslenme, dokuların yenilenmesini ve
bağışıklık sisteminin sağlıklı olarak çalışmasını
sağlar.
 Yetersiz ve dengesiz beslenme ise vücudun
dirençsiz kalmasına neden olur.

HAYVANSAL GIDALAR
Eğer besinler uygun ve dengeli bir şekilde
tüketilmezse çağımızın yaygın hastalığı olan
obezite gibi sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına
neden olur.

HAYVANSAL GIDALAR
Kırmızı Etin Beslenmemizdeki Önemi
 İnsanların, bedensel ve zihinsel faaliyetlerini
sürdürebilmeleri ve sağlıklı kalabilmeleri için
içerisinde azot bulunan besin maddelerini
almaları gerekmektedir.
Proteinlerin yapıtaşı olan ve azot içeren
aminoasitlerin bir kısmı vücutta kendiliğinden
sentezlenmektedir.
 Buna karşılık bazı aminoasitlerin ise mutlak
suretle dışarıdan alınması gerekmektedir.

HAYVANSAL GIDALAR
Kırmızı Etin Beslenmemizdeki Önemi
 İşte bu aminoasitler, etin bileşiminde yeterli ve
dengeli bir şekilde bulunduğundan et temel besin
maddelerimizin temelini oluşturur.
 Et beslenme açısından hayvansal kökenli besin
maddeleri arasında
önemli bir yere sahiptir.
HAYVANSAL GIDALAR
Her şeyden önce et önemli bir protein
kaynağıdır.
 Bunun dışında et; lipitleri, mineral maddeleri
ve vitaminleri önemli oranda içerir.

HAYVANSAL GIDALAR
Balığın Beslenmemizdeki Önemi
 Protein, sudan sonra vücudun büyümesi, gelişmesi ve
hastalıklardan korunması için gerekli olan en temel
besin maddesidir.
 Protein, organizmanın su dengesini, asit-baz
dengesini kontrol ederken hormonların oluşumuna da
yardım eder.
 Yediğimiz besinler içerisinde en iyi protein
kaynakları hayvansal besinlerdir.
HAYVANSAL GIDALAR
Balığın Beslenmemizdeki Önemi
 Balık da özellikle iyi bir protein kaynağıdır.
 A ve D vitaminleri yönünden zengindir.
 Balık aynı zamanda iyi bir mineral kaynağıdır.
HAYVANSAL GIDALAR
Yumurtanın Beslenmemizdeki Önemi
 Gelişim için gerekli protein, vitamin, mineral
ve yağa sahip olan yumurta, çocuk ve yetişkin
beslenmesinde önemli bir yere sahiptir.
 Yumurtanın sarısı, akına oranla daha fazla
yağ, protein ve demir içerir.
HAYVANSAL GIDALAR
A vitamini ve B vitaminleri bakımından zengin
bir yiyecek olan yumurtada demir, fosfor,
magnezyum, kükürt ve sodyum gibi mineraller
bulunur.

HAYVANSAL GIDALAR
Sütün Beslenmemizdeki Önemi
 İnsan yaşamının her evresinde gerekli olan süt,
C vitamini ve demir dışında makro ve mikro
besin öğeleri için iyi bir kaynaktır.
 Özellikle çocuklarda ve yaşlılarda kemik
sağlığı için önemlidir.
Sütün obezite, kanser, hipertansiyon gibi
kronik hastalıklara karşı tedavi edici bir özelliği
bulunmaktadır.
 Süt ve süt ürünleri, kalsiyum ve fosfor başta
olmak üzere bazı mineral ve vitaminlerin
kaynağıdır .

BİTKİSEL KÖKENLİ GIDALAR
Sağlık üzerinde olumlu etkileri olan bitkisel
kaynaklı biyolojik olarak aktif bileşiklere
fitokimyasallar denilmektedir.
 Fitokimyasallar ve diğer bitkisel kaynaklı besin
bileşikleri,
•
- Kanser
- Diyabet
- Kardiyovasküler hastalıklar
- Hipertansiyon
gibi hastalıkların tedavisinde etkili
bulunmuştur.

BİTKİSEL KÖKENLİ GIDALAR
Fitokimyasallar, daha sağlıklı ve daha dengeli
beslenmeye olan önemli katkıları yüzünden
zinde yaşamdaki etkinlikleri, günümüzde
yeniden fark edilmiş olan besin bileşikleridir.

Hazırlama işlemleri sırasında özelliklerini
yitirmemeleri, elde edilmeleri ve besinlerle
alınmamaları kolay ve ekonomik olması önemli
bir kazançtır.
 Ayrıca bitkisel ağırlıklı beslenenlerin
kendilerini daha huzurlu hissettikleri de
hatırlanacak olursa, bu maddelerden
yararlanmayı daha çekici hale getirmektedir .

FONKSİYONEL BESİN NEDİR?
Temel besleyici özelliklerinin ötesinde sağlığımıza
olumlu katkıları olan besinlere fonksiyonel besinler
adı verilir.
 Fonksiyonel besinler;

Hiçbir işlem görmemiş doğal bir besin maddesi
de olabilir .

Fonksiyonel bir besin ögesi ile zenginleştirilmiş
veya genetik mühendislik yöntemleri ile değişikliğe
uğratılmış bir besin de olabilir.

SEBZELER

Maydanoz
Kalsiyum, potasyum,
magnezyum fosfor ve
çinko ihtiyaçlarının
büyük bölümünü karşılar.
 Nefesin güzel
kokmasını sağlar .
 Kanın içinde toksit
maddeleri temizler ve
kansızlığı giderir.







Domates
İdrar söktürür .
Damar sertliğini önler .
Hazmı kolaylaştırır .
Brokoli
Kanseri engeller.
MEYVELER

Ananas


Kemikleri güçlendirir.
Sindirime yardımcı olur.
Siğilleri geçirir.

Kiraz

İdrar söktürür.
 Kanın temizlenmesine
yardım eder.
 Böbrekteki zararlı
maddelerin atılmasına
yardımcı olur.


Üzüm
Beden ve zihin gücünü
Arttırır.
 Kan yapar.
 Vücutta biriken zararlı
maddeleri dışarı atmayı
sağlar .
 Yüksek tansiyonu önler.


Çilek


Vücudu kuvvetlendirir.
Hasta olmayı önler .
İdrar söktürür .

Muz

Mineraller ve
vitaminler bakımından
çok zengin yüksek ölçüde
lif içerir .

BESİNLER




Besinler 3 grupta toplanır. Bunlar;
Enerji vericiler:
Karbonhidrat, yağ ve protein
Yapıcı-onarıcı:
Protein, yağ ve karbonhidrat
Düzenleyiciler:
Protein, vitamin, mineraller ve su
KARBONHİDRATLAR
Canlıların yaşamsal faaliyetleri için temel enerji
kaynağı olan karbonhidratlar, genellikle karbon,
hidrojen ve oksijen elementlerinden oluşmuş bir grup
organik bileşiklerdir.
 Karbonhidratların genel formülü (CH2O)n dir.
 Karbonhidratların polihidroksi aldehit ve keton
yapısındaki en küçük yapı birimleri monosakkarit
olarak adlandırılır.

KARBONHİDRATLAR

Karbonhidratların iki temel görevi vardır:
•Enerji kaynağı
•Yapısal madde (bitkilerde çeperin yapısına,
bütün canlı hücrelerde zarın yapısına
katılarak görev yapar)
Günlük enerji gereksiniminin %55’i
karbonhidratlardan sağlanmaktadır.

•Karbonhidratların başlıca kaynakları;
•Patates
•Makarna
•Tahıl gibi ürünlerdir.
KARBONHİDRATLARIN
SINIFLANDIRILMASI

Bulundukları yere göre:
•Bitkisel karbonhidratlar: Tüm şekerler, nişasta, selüloz
•Hayvansal karbonhidratlar: Laktoz, glikojen

Fonksiyonlarına göre:
•Çatı-iskelet bileşeni olan karbonhidratlar: Selüloz,
hemiselüloz, kitin
•Rezerv maddesi olan karbonhidratlar: Nişasta,
glikojen, inulin
•Jelleşme maddesi olan karbonhidratlar: Pektin, agar
agar
KARBONHİDRATLARIN
SINIFLANDIRILMASI
Kimyasal Yapılarına (sakkarit birimlerine)
göre:

•Monosakkaritler: En basit monosakkarit bir aldehit
grubu içeren gliseraldehit ve bunun izomeri olan,
keton (ketoz) grubu içeren dihidroksi asetondur.
Özellikleri ise:
•Sindirime uğramazlar .
•Yalnızca ototroflar tarafından sentezlenir.
•Disakkaritler: Disakkaritler yapılarında glikozidik
bağla birbirine bağlanmış iki monosakkarit birimi
içerirler.
•Maltoz (glikoz + glikoz = maltoz +H2O)
•Laktoz (glikoz + galaktoz = laktoz +H2O)
•Sakkaroz (glikoz + fruktoz = sakkaroz +H2O)
KARBONHİDRATLARIN
SINIFLANDIRILMASI

Kimyasal Yapılarına göre:
•Oligosakkaritler: Oligosakkaritler ise
yapılarında 3-10 birim monosakkarit içerirler
ve çoğu kez polisakkaritler içerisinde
sınıflandırılırlar.
•Polisakkaritler: Polisakkaritler çok sayıda (n)
monosakkarit birimlerinin değişik karbonlar
arasında glikozidik bağlarla bağlanıp n sayıda
H2O çıkması ile oluşmuş karbonhidratlardır.
•Homopolisakkaritler: Çok sayıda
monosakkaritin dehidrasyonu ile oluşan
büyük moleküllü karbonhidratlardır.
•Heteropolisakkaritler: Yapılarında
monosakkaritlere ek olarak başka
maddelerde içeren karbonhidratlardır.
KARBONHİDRATLARIN
ÖZELLİKLERİ
Optik aktivite: Bir maddenin doğrusal polarize ışığın
salınım yüzeyini çevirme özelliğidir.
 Hidroliz: Karbonhidratların kimyasal olarak
parçalanması bünyelerine su alarak olmaktadır. Bu
olaya hidroliz denir.
 Suda çözünürlük: Apolar yapıda olan
karbonhidratlar yapılarındaki hidrojen bağı ile suda
çözünebilmektedirler.

KARBONHİDRATLARIN ÖZELLİKLERİ
Tatlılık: Karbonhidratların tipik bir özelliği
olan tatlılık molekül ağırlığı arttıkça
azalmaktadır.
 Karamelizasyon: Sakkaroz kuru formda
210 0 C ye kadar ısıtılırsa önce erir ve sonra
sarıdan kahverengiye kadar değişen bir renk
alır. Bu olaya karamelizasyon denir.

KARBONHİDRATLARIN ÖZELLİKLERİ
Fermantasyon: Karbonhidratların mayalar,
bakteriler ve küf mantarları tarafından
parçalanması olayıdır.
 Jelleşme: Polisakkaritler, yapılarına su alarak
kesilebilecek sertlikte jel olma özelliğine
sahiptirler.

PROTEİNLER
Canlıların temel yapı taşlarını proteinler
oluşturmaktadır.
 Canlılardaki kemikler, kaslar, deri, sinirler
yani vücudun büyük bir kısmı proteinlerden
oluşmaktadır.
 Proteinler, amino asit denilen, karbon,
hidrojen, oksijen ve azot atomlarından
meydana gelen moleküllerin yan yana
dizilmeleri ile oluşur.

PROTEİNLERIN
SINIFLANDIRILMASI
Basit proteinler
•Hidrolizleri sonucu yalnız aminoasit veren
başka esas organik ve anorganik bileşenleri
vermeyen yani sırf amino asitlerden oluşmuş
proteinlerdir.

Kompleks proteinler
•Konjüge proteinlerin aminoasit yapısında
olmayan bileşenlerine prostetik grubu adı
verilir.
•Kompleks proteinler, prostetik gruplarının
kimyasal tabiatlarına göre sınıflandırılırlar.

PROTEİNLER NASIL OLUŞUR?
Proteinler aminoasit moleküllerinin birleşmesi
ve suyun açığa çıkmasıyla oluşur.
 Protein oluşumunda aminoasitler birbirine
peptit bağlarıyla bağlanırlar.
 Bu nedenle bu olay peptitleşme olarak
adlandırılmaktadır.
 Bu yönüyle proteinlere de polipeptitler
denilmektedir.

PROTEİNLERİN SİNDİRİMİ VE
EMİLİMİ
Protein metabolizması aslında aminoasitlerin
metabolizmasıdır.
 Besinlerle alınan proteinler, organizma için
yabancı maddelerdir.
 Organizmanın yararlanabilmesi için bunların
yapı birimleri olan amino asitlere kadar
yıkılmaları gerekmektedir.

PROTEİNLERİN SİNDİRİMİ VE
EMİLİMİ

Proteinlerin sindirimi midede başlar ve
bağırsaklarda devam eder.

Mide hücreleri tarafında salgılanan ve mide
özsuyunda bulunan pepsin enzimi ile mide
özsuyundaki HCl yardımıyla proteinlerdeki
bağlar kopar.

Böylece çeşitli büyüklükle peptitler ve
aminoasitler meydana gelir.
PROTEİNLERİN SİNDİRİMİ VE
EMİLİMİ

Proteinlerin başlıca kaynakları
•Hayvansal yiyecekler olarak, yumurta, et, balık, peynir
ve süt vb.
•Bitkisel yiyecekler olarak da ekmek, patates, fındık,
ceviz gibi kabuklu yemişler ve bezelye, fasulye ve
mercimek gibi tahılgillerdir.
Dengeli bir beslenme için proteinlerden belirli
miktarlarda alınması gerekmektedir.
 Çünkü, proteince zengin besinleri az veya çok
tüketmek vücut için zararlı olabilir.

YAĞLAR
Canlılar için başlıca besin deposunu lipidler
olarak adlandırılan yağlar oluşturmaktadır.
 Yağlar C, H ve O atomlarından oluşmuş olup
canlı organizmanın en önemli yapı
maddelerinden biridir.
 Yağların genel formülü CH3(CH2)nCOOH
olup organizmanın başlıca besin kaynağıdır.

YAĞLAR
 Yağların başlıca kaynakları:
•Tereyağı, yağlı et, kaymak, peynir ve yumurta gibi
hayvansal yağlar ile
•Mısır, ayçiçeği, fındık ve ceviz gibi bitkisel yağlardır

Dengeli beslenme için yağlardan belirli
miktarlarda alınması gerekmektedir.
YAĞLAR
Enerji verme ve depolama yönünden
karbonhidratlardan daha üstün özelliklere
sahiptirler.
 Yağların vücudun gereksinim duyduğu
miktarlardan fazla alınması kalp ve damar
hastalıklarına neden olabilir.

MİNERALLER
Mineraller, vücudun sağlıklı kalabilmesi için
gerekli olan kimyasal elementler ile bu
elementlerin inorganik bileşikleridir.
 Mineraller, diğer besinlerin metabolizması için
tamamlayıcı nitelikte olan inorganik
maddelerdir.

MİNERALLER
Örneğin, en çok sütte ve süt ürünlerinde
bulunan kalsiyum kemiklerin ve dişlerin
gelişmesinde önemli rol oynar.
 Süt ürünlerinde, yumurta sarısında ve kuru
yemişlerde bulunan fosfor ise kemik ve dişlerin
kas ve sinir dokusunun
başlıca yapıtaşlarındandır.

VİTAMİNLER
Vitaminler, vücuttaki birçok kimyasal
olayların gerçekleşmesini sağlayan besinlerdir.

Vücudun direncini arttırıp birçok hastalığı
engellemeleri yanında vücuda alınan yağ
asitlerinin oksidasyonunu da önlemektedirler.
 Vitaminler vücutta depolanamaz ve günlük
gereksinimden fazla alınan vitaminler idrarla
birlikte dışarı atılmaktadır.

KATKI ÖĞELERİ
Doğal olarak besinlerin bileşiminde bulunan
veya besinlerden çeşitli yollarla saf olarak elde
edilen veya kimyasal olarak yapıldıktan sonra,
çeşitli amaçlar için katılan öğelere besin katkı
öğeleri denir.


Besin katkı öğelerinin
•Besin bileşimindeki besin öğelerinin kaybını
önlemek
•Besinin kalitesini ve sağlamlığını sürdürmek,
ziyan olmasını önlemek
•Besinin görünüşünü güzelleştirmek, renk
vermek ve şeklini düzeltmek
•Besinin lezzet, tat ve kokusunun daha hoş
olmasını sağlamak ve besin değerini
yükseltmek gibi kullanım amaçları
bulunmaktadır.
KATKI ÖĞELERİ

Renklendiriciler
•Başlıca şekerlere, şekerlemelere, meşrubatlara,
dondurmalara vb. eklenir. Yasak boyaların birçoğu
kanser yapıcı ve toksittir.

Baharatlar
•Daha çok taze kullanılmayıp kuru olarak az
miktarda kullanılan tarçın, karanfil, tozbiber gibi
öğelere denir.
KATKI ÖĞELERİ
 Tat
ve Koku Verici Öğeler
•Esanslar, şeker yerine kullanılan sakkarin ve
siklamatlar, lezzetlerin kalıcılığını sağlayan
glutamik asit tuzları, vanilya, tuz, maydanoz,
soğan gibi baharatlardır.
•Bunlardan şeker yerine kullanılanlar yapaydır.
•Yapay tatlandırıcıların sağlığa zararlı olduğu
gerekçesiyle denetim altında, ilaç gibi satılması ve
kullanılması önerilmiştir.
 Kabartıcılar
•Ekmek, kek, pasta gibi yiyeceklerin
hazırlanmasında hamurun kabarmasını sağlayan
ögelerdir.
 Saklayıcı
•Organik
ve Koruyucular
Ögeler: Organik asitler ve
bunların tuzları bu gruba girer.
Örneğin sitrik asit şuruplara,
karbonatlı içeceklere, reçel, marmelat
ve jölelere eklenir.
•İnorganik Ögeler: salam ve sosis gibi et
türevlerinde kullanılan nitrat ve nitrit;
meyve sularında kullanılan benzoik asit;
meşrubat, fırın ürünleri ve baharatlı
besinlerde kullanılan sorbik asit inorganik
koruyucuların en önemlileridir.
•Antioksidatlar: Daha çok yağların ve
yağlı besinlerin uzun süre saklanabilmesi,
sebze ve meyvelerin kararmasının
önlenmesi için kullanılır. Bunlar, yağları
okside olmaktan ve acımaktan korur.
BESİNLERİN BOZULMA
NEDENLERİ
Besinlerin bozulmasında etken olan faktörler
şunlardır:
•Biyolojik faktörler
•Kimyasal faktörler
•Fiziksel faktörler

BESİNLERİN BOZULMA NEDENLERİ

Biyolojik Faktörler
•Mikroorganizmalar besinlere biyolojik etkide
bulunurlar.
•Bunların başında küf mantarları gelmektedir.
•Küflerin en iyi çalıştığı sıcaklık 20-25 0C
arasındadır.
•Küfler 67-75 0C arasındaki sıcaklıklarda
yaşayamazlar.
•Donma noktasında ölmezler ama
pasifleşirler.
BESİNLERİN BOZULMA NEDENLERİ

Biyolojik Faktörler
•Besinlerimize etkide bulunan mikroorganizmların
ikincisi ise mayalardır.
•Mayalardan genellikle ekmek ve hamur işlerinin
yapılmasında kullanılsa da genellikle zararlıdırlar.
•Mayalar daha çok 25-35 0C arasında yaşarlar ve 65
oC üzerinde ölürler.
BESİNLERİN BOZULMA NEDENLERİ

Biyolojik Faktörler
•Besinlerimize etkide bulunan
mikroorganizmalardan üçüncüsü ise bakterilerdir.
•Mikroskobik küçük canlılar olan bakteriler daha
çok sebzelerin bozulmasına, onların bozulup
yenilmez hale gelmesine neden olurlar.
BESİNLERİN BOZULMA NEDENLERİ
Biyolojik Faktörler
•Bakterilerdeki toksinler zehir etkisi
yapar.
•Bakterilerin en tehlikelisi ve
konservelerde zehir meydana getireni
«bacillus botilünüs» tür.
•Bakteriler içinde bazı besinlere yararlı
olanları, bazılarına da zararlı
olabilenleri vardır.

BESİNLERİN BOZULMA NEDENLERİ

Kimyasal Faktörler
•Kesilen bir ayvanın,
elmanın veya soyulan bir
patatesin havada
kaldıklarında hemen
karardıkları
görülmektedir.
•Bu kararma meyve ve sebzelerin içinde
bulunan enzimlerin faaliyetiyle havanın
oksijeninden ileri gelmektedir.
•Görüldüğü gibi bu olay kimyasal olduğu için
bu tür faktörlere kimyasal faktörler
denilmektedir.
BESİNLERİN BOZULMA NEDENLERİ

Fiziksel Faktörler
•Güneş ışığı besinlerin rengini
değiştirir,
•Rüzgar sebze sularının uçmasına, solup pörsümesine
yol açar.
•Böylece bu besinlerin güzellikleri, görünüşleri
bozulduğu gibi tazelikleri de yok olur.
•Bu değişikliklere sebep olan etkenlere fiziksel
faktörler denir.
BESİNLERİN İŞLENEREK
SAKLANMASI
Isıtma ile saklama: Besinler, mikroorganizmaların
yaşaması için gerekli ısı derecesinin üzerinde tutulursa,
bu etmenlerin çoğalması durur ve ısı daha da
yükselirse, mikroorganizma ve enzimler yok olur.
Böylece besinlerin bozulması önlenir.


Fermantasyon Tekniği ile Saklama:
Fermantasyon, besinin içindeki bazı öğelerin
biyokimyasal parçalanmasıyla daha dayanıklı
ürünlere değişimidir. Bu teknikle, yoğurt,
peynir, turşular vb. elde edilir.
BESİNLERİN İŞLENEREK SAKLANMASI
Işınlandırma (Radyasyon) ile Saklama: İyonlayıcı
ışınlar verilen doza göre mikroogranizmaların
çalışmasını durdurur ya da ölmesini sağlar. Bunun için
en çok gama ışınları kullanılır ve düşük dozlarda
ışınlanmanın zararlı olmadığı belirtilmektedir.

Antibiyotikle Saklama: Bazı antibiyotikler ile
mikroorganizmaların öldürüldüğü saptanmıştır.
Ancak besinlerdeki antibiyotik kalıntıları sağlık
için uygun değildir.

BESİNLERİN İŞLENEREK SAKLANMASI
Soğutma ve Dondurma Yöntemi ile Saklama:
Besinler 10 0C altında saklanırsa çoğalma hızı yavaşlar.
Isı 0 0C ye düşünce mikroorganizmaların çoğalması
tamamen durur.
 Kimyasal Öğelerle Saklama: Besin saklanmasında
kullanılan kimyasal öğeler, mikroorganizmanın
çalışmasını durdurarak bozulmayı önler.

BESİNLERİN İŞLENEREK SAKLANMASI
Kurutma ile Saklama: En eski saklama
yöntemlerinden birisi olan kurutma güneşte,
sıcak fırında, kurutma tünellerinde ve
dondurulmak sureti ile yapılır. Dondurarak
kurutma vakum altında besinlerdeki su
miktarını buharlaştırmak sureti ile yapılır.

GDO NEDİR?
Bir canlının gen diziliminin değiştirilmesi ya
da ona kendi doğasında bulunmayan bambaşka
bir karakter kazandırılması yoluyla elde edilen
canlı organizmalara Genetiği Değiştirilmiş
Organizmalar kısaca GDO adı verilmektedir.
 Mısır ve domates başta olmak üzere raflardaki
pek çok ürünün hatta bebek mamasının
genetiği değişmiş olabilir.

GDO NEDİR?

GDO’nun Zararları
•GDO’lu ürünlerin tohumları çevreye karışıp doğal
ürünlerin yapısını bozabilir .
•Böceklerin olumsuz etkilenmesiyle tüm ekosistem
çökebilir .
•Biyo çeşitliliği tehlikeye sokmaktadır.
•Biyolojik kirliliğe neden olmaktadır.
•Tüm insanlığa ait olan bir materyal olan DNA’nın
özelleştirilmesi endişe yaratmaktadır.
GDO NEDİR?

GDO’nun Yararları
•Daha bol miktarda ürün elde edilmesi mümkün
olabilir .
•Böcek ilaçlarının kullanılmasını azaltabilir.
•Böceklere ve hastalıklara karşı daha dayanıklı
ürünler elde edilebilir.
KAYNAKLAR
Hüseyin Bağ, Kimyada Özel Konular
 http://research.sabanciuniv.edu/18128/2/D%
C4%B1%C5%9Fi%C5%9Fleri_Dergisi_2.pdf
 http://megep.meb.gov.tr/mte_program_modul
/modul_pdf/850CK0018.pdf
 http://megep.meb.gov.tr/mte_program_modul
/modul_pdf/726TR0009.pdf
 http://www.mustafaaltinisik.org.uk/89-2-07.pdf
