Transcript MIS 114-1

MIS 114
BUSINESS LAW
DERS NOTLARI
TOPLUMSAL KURALLAR
•
•
•
•
•
1.1.2.Sosyal Düzen Kuralları
Din kuralları
Ahlak kuralları
Görgü kuralları
Hukuk kuralları
Hukuk Kuralları
• Bu kurallar doğrudan doğruya bireylerin dış
ilişkilerini düzenler.Toplumun barış,güven ve
huzur içinde yaşayarak korunmasını
• Hukuk kuralları toplum yaşamını
düzenleme,toplumun gereksinimlerini sağlama
ve adaleti gerçekleştirme amaçlarını bünyesinde
barındırır.
Adalet
•
•
•
•
•
Adalet ;insanın daima peşinde olduğu bir kavramdır.Hukukun son ve temel
amacı adaletin sağlanmasıdır.Esas anlamı ahlaki vazifelerin tamamen
yerine getirilmesidir.Hukukun kurallarının temel amacı başlarına zarar
vermeden dürüst yaşamak ve herkese hakkı olanı vermektir.
Geniş anlamda adalet: Erdem,bilgi yani akıl yolu ile eniyiye ulaşma ile
sağlanan adalet yani idesel adalettir.
Dar anlamda adalet: Dünya nimetlerini paylaşırken ne kendine ne de
başkasına zarar vermeden hareket etmeyi amaçlar.Aristo’nun dar anlamda
adaleti ikiye ayırarak yorumlar.
aa) Dağıtıcı adalet : Toplumdaki faaliyetlerden elde edilen gelir ve
zenginliğin aynı mevki ve rütbedeki insanlar arasında onların yetenekleri ile
doğru orantılı olarak dağıtılmasıdır.
bb) Denkleştirici adalet : İnsanlar arasında eşya ve hizmetlerin
mübadelesinde bozulan dengenin düzeltilmesini sağlamaya yöneliktir.Hiç
kimse verdiğinden fazlasını almamalıdır.
Objektif Adalet
• Adaletin içeriğini belirlmek için objektif adalet ile kişisel
adaleti birbirinden ayırmak gerekir.Objektif adalet genel
adalet duygularına uygun olan hukuk kuralları ile
sağlanır.Her zaman hukuk kuralının doğrudan
uygulanması kişisel adalete uymayabilir.Yargının verdiği
bir karar ile masum bir insan zarar görebilir bu durumda
kişisel adaleti sağlamak için ve olası adaletsiz durumu
düzeltmek için bireye bir üst yargı makamına başvurma
hakkı tanınmaktadır.
Bireysel Adalet-HAKKANİYET
• Hakkaniyet kuvvetler ayrılığının bulunmadığı hukuk
sistemlerinde ilk olarak karşımıza çıkar.Nedeni ise aynı
kişi veya aynı organ kanun koyucu ve uygulayıcıdır.Bu
durum da hükümdar veya meclisin yetki verdiği kimseler
eğer kanunda konu ile ilgili boşluklar var ise onların
namına karar vererek adaletin sağlanmasına yardımcı
olur. Common Law hukuk sistemi içinde hakkaniyet
hukuku doğmuş ve bugünkü anlamını
kazanmıştır.Hakkaniyet ve adalet kavramları
farklıdır.Hakkaniyet kavramı olayın özelliklerini ve
olaydaki menfaat dengesini gözönünde tutarak o olaya
en uygun çözüm yolunu bulmak için araçtır.
a)Özel Hukukta Hakkaniyet ve Hakimin
Takdir Yetkisi
•
Medeni Kanunumuz hakime takdir hakkı verdiği halleri
kullandığı terim ile belli eder.Örneğin halin icabı,haklı
nedenlerin varlığı gibi tariflemeler ile hakime takdir yetkisi
tanır.
•
Hakkaniyete göre takdir hakkının kullanılması adalete
uygun olmayan hukuk kuralının değiştirilmesi değil,sadece
uygulanan hukuk kuralının kişisel adalete uygun olarak
değerlendirilmesidir
Ceza Hukukunda Hakimin Takdir Yetkisi
• aa)Ceza hukukunda suçun nevinin belirlenmesinde hakimin takdir
yetkisi yoktur.suçta kanunilik prensibine göre bir fiilin suç tanımı
kanunda yapılır.Yasada suç sayılmayan fiil için ceza veremez.
• bb)Cezanın tesbitinde yetkisi vardır.Yasa ile belirlenmiş en alt ve en
üst sınır arasında ceza verebilir.
• cc)Yasada belirtilen hallerde cezanın yerine getirilmesini yani
infazını tecil edebilir.
• dd)Yasanın belirttiği hakimin takdirine bıraktığı mesela hırsızlık
malının değerinin belirlenmesi gibi hallerde takdir yetkisi vardır.
HUKUK KAVRAMI ve TANIMI
•
.“Hukuk,toplumsal yaşamda kişilerin birbirleriyle ve
•
Hukuk,toplumun genel yararını veya bireylerin ve
toplumun ortak iyiliğini sağlamak amacıyla yetkili
makam tarafından konulmuş ve devlet yaptırımları ile
donatılmış sosyal kurallar bütünüdür.”
toplumla olan ilişkilerini düzenleyen ve uyulması kamu
gücü ile desteklenmiş sosyal kurallar bütünüdür.”
Hukuk Kurallarının Yaptırım Gücü Vardır.
• a)Ceza:Hürriyeti bağlayıcı veya para cezaları
• b)Zorla icra(Cebri İcra):Borcunu ödemeyen borçluya
karşı girişilen icra takipleri
• c)Zararın tazmini:herhangi bir haksız eylemden dolayı
uğranılan zararın para ile tazmini.
• d)yapılan hukuki bir işlemin geçerli olmaması
• e)yapılan bir hukuki işlemin iptal edilmesi.
Hukuk Kuralının Analizi ve Özellikleri
• a)Hukuk kuralı bir davranış kuralıdır.
• b)Hukuk kuralı bağlayıcı bir karakter
taşır.Emirler verir,izinverir veya yasaklar koyar.
• c)İlke olarak hukuk kuralı zorlayıcıdır.
• d)Hukuk kuralları soyut ve geneldir ve herkes
için geçerlidir.
• e)Hukuk kuralı devamlılık arzeder.Yürürlüğe
girdiği tarihten kaldırılıdığı tarihe kadar
uygulanabilir olmasıdır.
Hukuk Kuralları :Emredici ve Yedek Hukuk Kuralları
•
Hukuk kuralları niteliklerine göre aksi
kararlaştırılamayan yani emredici ve aksi
kararlaştırlabilen yani yedek hukuk kuralları olarak
ikiye ayrlabilirler.Bunların haricinde bir hukuki
kavramın anlamını kanuni unsuru ve şartlarını belirten
kurallara da tanımlayıcı hukuk kuralları denir.
Emredici Hukuk Kuralları
• aa) Hukuk kuralının yazılış şeklinden anlaşılabilir.Yasa
metinleri sonunda cümle yapılamaz,dava edilemez veya
aksi kararlaştılamaz gibi bitiyor ise o kuralın emredici
olduğu anlaşılır.
• bb)Hukuk kuralının amacı emrediciliğini belirler.
Aşağıdaki Kurallar Emredicidir.
•
•
•
•
•
Toplum yararını koruma amaçlı kurallar
Devletin bünyesini,temel yapı ve örgütünü belirleyen
kurallar
Ekonomik,sosyal veya fiziki durumlar sebebi ile
zayıfların korunması amacını güden kurallar
Hukuki bir işlemin şeklini ilgilendiren hükümler,
İnsan hak ve hürriyetini ve kişilik haklarını korumak
amacı güden hukuk kuralları
Yedek Hukuk Kuralları
•
aa)Tamamlayıcı hukuk kuralları:Bu kurallar tarafların
hukuki işlemlerinde düzenlemedikleri
noktaları,tarafların olası iradeleri yerine geçerek
tamamlar ve boşlukları doldururlar.
•
Yorumlayıcı Hukuk Kuralları:Bu kurallar hukuki işlem
yapılırken tarafların kullandıkları ne anlama geldiği
anlaşılamayan niyetlerini,beyan ve davranışlarını
yorumlar.Örneğin;Borçlar kanunu 75.madde aybaşı ,ay
ortası gibi zamanların ayın hangi gününe geldiğini
açıklar.
Kanuna Karşı Hile
• Kanuna karşı hile;emredici bir kanun hükmü ile
yasaklanan amaca bu hükmün uygulanmasını bertaraf
ederek ulaşmaktır.
• Kanuna karşı hilenin yaptırımı;yapılan işlemin geçersiz
kılınmasıdır.Buna karşı aksi görüşlerde vardır.Bu olayı
hakkın kötüye kullanılması olarak yorumlayan bazı
hukukçular kanuna karşı hilenin yaptırımının hakkın
kötüye kullanılmasına uygulanan yaptırımın aynısı
olması gerekir görüşündedirler.
Hukuk KurallarınınÇeşitli Görünümleri ve Başlıca
Hukuk Sistemleri
•
a) Pozitif Hukuk
•
b)İdeal Hukuk (Doğal Hukuk)
•
c)Objektif Hukuk
•
d)Sübjektif Hukuk
Hukuk Sistemleri
•
a) Roma-Germen Hukuk Sistemi
•
b) CommonLaw Hukuk Sistemi
•
c)Sosyalist Hukuk Sistemi
•
d)Dinsel Hukuk Sistemi
HUKUKTA İRADE
İRADENİN BAĞIMSIZLIĞI İLKESİ
• Insan kendi hürriyetini,kendi iradesi ile kısıtlayabilir.İnsanların
aralarındaki hukuki işlemleri diledikleri gibi düzenleme husunda
tanınmış genel ilkedir.İradenin bağımsızlığı ilkesi devlet baskısından
korunarak iradenin özgürce açıklanmasını ister.İradenin bağımsızlığı
aşağıdaki şekilde sıralanarak açıklanabilir.
• İrade adalet ve hakkaniyeti sağlama gücüdür.İnsan ancak kendi
iradesini sınırlayarak borç altına girebilir.
• İradeyi sınırlayan kanun hakimiyeti değil,insan iradesinin
açıklanması sonucu meydana gelen özel hukuk ve idare hukuku
sözleşmeleridir.
• İnsan iradesinin meydana getirdiği sözleşme, sadece özel hukukun
değil kamu hukukunun ve devletinde temelini teşkil eder.
SÖZLEŞME SERBESTİSİ İLKESİ
•
Sözleşme yapma veya yapmama serbestisi
•
Sözleşmenin diğer tarafını seçme ilkesi
•
Sözleşmenin tipini seçme serbestisi
•
Sözleşmenin düzenlemesi serbestisi ilkesi
HUKUKSAL İŞLEM,HUKUKSAL OLAY ,HUKUKSAL EYLEMLER ve
HUKUKSAL İŞLEMLERDE İRADENİN ROLÜ
• Hukuksal olay
• Toplumsal yaţamda ve toplumu meydana getiren kişilerin günlük
yaşamlarındabir çok olay meydana gelir.Bunlardan kendilerine
hukuki sonuç tanınanlarına hukuksal olay denir.
• Hukuksal eylem
• İnsan iradesi sonucu olan ve hukuk düzeni tarafından kendilerine
hukuksal sonuç bağlanan olaylara hukuksal eylem denir.
• Hukuksal işlem
• Bir ya da birden çok kişinin hukuki bir sonuç yaratmak amacına
yönelmiş olan ve hukuk sayesinde o sonucu yaratabilen irade
açıklamalarına hukuksal işlem denir.Hukuk düzenin uygun gördüğü
belirli bir hukuki sonucu elde etmek için irade açıklamasıdır.
Hukuksal işlemin ögeleri
• İrade açıklaması
• Hukuki sonuç doğması
• İrade beyanları ikiye ayrılır.Bunlar açık irade
beyanları ve zımni (gizli -dışa açıklanmamış)
irade beyanlarıdır.
HUKUKSAL SONUÇ DOĞURAN İŞLEMLERİN
SAKATLIKLARI VE GEÇERSİZLİK TÜRLERİ
•
Hukuksal işlemin değerini etkileyecek eksiklikleri
bulunan işlemlere sakat işlemler denir.Hukuksal
işlemlerin sakatlığından söz edebilmek için irade
bozukluğu veya hukuka aykırı davranışların bulunması
gerekir.
•
Hukuki işlemin yapılış iradesinde herhangi bir sakatlık
bulunmamakla beraber kanun aradığı biçimsel
koşullara uyulmadığında amaçlanan hukuki sonuca
varılması mümkün değildir.Bu durmda hukuka uygun
olmayan bir yol ile hukuki sonuç elde edilemez.
Sakat Hukuki İşlemin Doğurduğu Sonuçlar
• Yokluk:Bir hukuksal iţlemin ana ögelerinde belirgin
sakatlıklar eksiklikler vardır.Bu yüzden hukuksal sonuş
doğurmaları mümkün değildir.Bu tip işlemlerin ortadan
kaldırılaması için yargı kararına gerek yoktur.
• İptali gereken işlemler veya Kesin geçersiz
işlemler:Kurucu ögelerin tümü olduğu halde önemli bir
sakatlık vardır ve bu sakatlık giderilemeyecek ve herkes
için var olacak bir geçersizlik ise böyle işlemler kesin
geçersizdir.Bir diğer deyişle mutlak butlan ile batıldır ve
yargı kararı ile ortadan kaldırılıabilir.
Diğer geçersizlikler
• İptal edilebilen işlemler veya Göresel geçersiz işlemler:Bu tip
hukuksal işlemler iptali istenmediği sürece geçerlidirler.Hukukta
nispi butlan olarak adlandırılırlar. Hata veya hile sonucu yapılmış
bir sözleşme feshedilmedikçe geçerlidir.Bu işlemlerin iptaline
yargı kendiliğinden karar veremez ancak işlemin iptali istendiği
takdirde ve hukuki işlemin hata veya hileye düşülerek yapıldığı
ispat edilirse iptal edilebilir.
• d)Sonucu askıda kalan işlemler:Hukuki işlemin kurucu ögeleri
tamalanmasına rağmen hukuksal sonucu engelleyici bir olayın
bulunması yüzünden ,yöneldikleri hukuksal sonucu doğuramayan
ancak sonradan çıkan hukuksal engeli düşürücü bir olay
gerçekleştiğinde sözkonusu hukuksal sonucu işlemin başından beri
doğurmuş duruma gelir.
• e)Aksak İşlemler :Bir hukusal işlem tüm ögeleri tamam olduğu
halde bir taraf için hukuksal sonuç doğurmuyor ise aksak işlem veya
topal işlem olarak adlandırılır.
HUKUKSAL İŞLEMLER VE EYLEMLERDE DÜRÜSTLÜK VE İYİNİYET
• Hukukta hakkın iyiniyetle kullanılması M.K.2.madde
(Objektif iyi niyet)
Burada aranan dürüstlüktür.Dürüstlük makul bir insanda
aranan bir davranış şeklidir.Ölçüsü ise normal bir kişinin
iç aleminde oluşmuş düşünceler değil,toplum tarafından
o kişiden beklenilen davranışlardır.
• Hakkın kötüye kullanılması: Bir hakkın dürüstlük
kuralına aykırı biçimde kullanılmasına hakkın kötüye
kullanılması denir.Kişinin kendine sağlanmış bir hakkı
sosyal ve ekonomik çıkarları doğrultusunda saptırarak
kullanması bu kavramın içine girer.
MK.Madde 3 İyi niyet karinesi (Sübjektif iyi niyet)
• Medeni kanun iyiniyet konusunda bir karine kabul
eder.Bu karineye göre bir hakkın doğumu için iyiniyet
şart olunan hallerde asıl olan iyiniyetin varlığıdır.Buna
göre iyi niyetin varlığı farz olunduğu zaman buna hak
kazanan kimse ayrıca iyi niyetli olduğunu ispatlamak
zorunda değildir.Ancak burada bir ölçü vardır.Hakkı
kazanan kimsenin kazanım anında iyi niyetli
olmasıdır.Bunun anlamı şudur;hakkın doğumuna
engel olan durumu bilmeyen ve kendisinden
beklenen özeni gösterse dahi bunu bilemeyecek
konumda olan kişideki mazur görülebilecek bilgi
eksikliği veya yanlışlığıdır.
İNSAN HAKLARI VE HÜRRİYETİ
• HUKUK KAVRAMI OLARAK KİŞİ VE TÜRK
HUKUKUNDA KİŞİ ve KİŞİLİK
•
İnsan-Kişi Kavramı
• Hukukun ve koruduğu düzenin başlıca varolma kaynağı
insandır.İnsan ilişkilerini düzenlemek hukukun birinci
amacıdır.
Türk Hukukunda Kişi ve Kişilik
• Medeni Kanunumuzun 8.maddesi kişinin medeni
haklardan yararlanacığını bu kuralın istisnası
olamayacağını belirtir.Henüz doğmamış çocuk,sağ
doğmak kaydı ile hak ehliyetine sahiptir.Hak ehliyeti
medeni haklardan yararlanma ehliyetidir.MK madde
8/2’de her kişi haklara ve borçlara ehil olmakta eşittir
kuralını getirir.Kuralın istisnaları yaş gibi insan
doğasından kaynaklanan istisnalardır.
Kişilik
• Kişilik kavramı ise benlik ve bilinç sahibi olma şartlarını
da eklediği için daha geniştir.Dolayısıyla kişinin sadece
kendine ait özel yaşamı ile ilgili hertürlü sırrını yine
kendisi bilme hakkına sahiptir.Bu hakka yapılacak
hertürlü yasadışı girişimi engelleme hakkı vardır.Kişi
sadece hak ehliyetine sahiptir.Kişilik kavramı ise içinde
hak ehliyetinin yanısıra fiil ehliyeti ve kişilik hakları gibi
değerleride saklar.
Gerçek ve Tüzel Kişiler
• Gerçek kişiler;insanlardır.Tüzel kişiler ise hukukun
tanıdığı kağıt üzerinde mal veya insanların ortaklığı
sonucunda kurulmuş hukuksal olarak kişi kimliği verilmiş
kuruluşlardır.Gerçek kişilerin yaşam süreleri bazı hizmet
ve görevlerin devamlılığı için kısadır.Bu yüzden işlerin
devamlılığı için hukuksal olarak bu çeşit bir kişi
kavramına ihtiyaç doğmuştur.
Gerçek Kişiler
• Fiil Ehliyeti (Medeni Hakları Kullanma Ehliyeti)
• Kişinin kendi davranışı ile hak sahibi olarak borç altına
girebilmesi için aranılan ehliyettir.Bu ehliyete sahip olan
kişi kendi yaptığı hukuki işlemlerle borç ilişkisi
kurar,değiştirir veya ortadan kaldırır.Fiil ehliyeti çeşitli
özel ayırımlar ve koşullara uygun olarak başka isimler ile
karşımıza çıkar.Bunlara örnek olarak;sözleşme
yapabilmesine ilişkin ise akit ehliyeti,dava takip
edebilmesine ilişkin ise dava ehliyeti sıralanabilir.
Fiil Ehliyetine Sahip Olmak İçin Gerekli Koşullar
• Ayırt Etme gücü ::Kişinin makul suretle hareket edebilmesi,yaptığı
eylemlerin sonucunu önceden öngörebilmesidir.Akıl iradesinin
yeterli derecede gelişmesidir.Kişi belirli durumlarda temyiz
kudretinden yoksun olduğu halde başka durumlarda sahip
olabilir.Geçici akıl hastalığı veya sarhoşluk sonucu yaptığı hukuki
bazı işlemlerinde ayırt etme gücü yok kabul edilir.
• Ergin Olma :Kişinin belirli bir yaşa gelmek suretiyle varsayılan
olgunluğa eriştiği yaştır.Evlenme yaşı Medeni Kenunda belirlenmiştir
veya sözleşme yapabilme yaşı bellidir.
• Kısıtlı bulunmamak veya kısıtlanmamak .Kısıtlı olma hali fiil
ehliyetinin tamamen veya kısmen kaldırılmasıdır.Yasada belirlenrek
kısıtlı olma haline karar verilir.Kısıtlılanmak halleri ise şunlardır.akıl
hastalığı veya zayıflığı,israf hali,ayyaşlık suihal ve kötü iradedir.
Fiil Ehliyetine Sahip Olma yönünden Kişiler Dört Gruba
Ayrılır
• Tam ehliyetliler:Temyiz kudretine sahip,reşit ve akıllı
olan kişilerdir.
• Sınırlı ehliyetsizler:Ehliyetlerinin sınırlanması kendi
menfaatleri ve dış etkilerden onları korumak içindir.
• Sınırlı ehliyetliler:Bunlar kendilerine kanuni müţavir
tayin edilen kimselerdir.Tamamen hacir altına
alınmalarına gerek yoktur ancak fiil ehliyetinden kısmen
yoksun bırakılmaları menfaatleri için gereklidir.
• Tam ehliyetsizler:Bu kişiler temyiz kudretinden
tamamen yoksun kişilerdir.Taraf oldukları hukuksal
işlemlerin hiçbir geçerliliği yoktur.
Tüzel Kişi
Kişi ve mal topluluklarına hukukun kazandırdığı anlamdır.Hukukun
doğal ihtiyacı sonucunda doğmuşlardır.İnsan yaşamının sınırlı
olması nedeni ile ticari ve sosyal yaşamın devamlılığı kesintiye
uğrayamaz.Hukuk tekniği açısından her görevin bir sahibi olmamlı
ve bu görevler devamlı olmalıdır.Eski Türk hukuk düzeninde de bu
amaçla kurulmuş tüzel kişiler vardır ve bunlara vakıf adı verilir.
• Tüzel kişi; belli bir amacı gerçekleştirme amacı ile kurulmuş
hukuken tanınmış bağımsız kişi veya mal topluluklarıdır.Tüzel
kişilerin her şeklinin belli bir ortak amacı vardır.kazanç
paylaşmak amacı ile kurulanlar şirketler ideal amaçlar için
kurulanlar ise vakıflar veya derneklerdir
Tüzel Kişilerin çeşitli kuruluş yöntemleri vardır:
• a)İzin : Yetkili organın izni ile kurulması gerekir.Yasama veya idari
organların iznidir.SSK ve bütün KİT’ler bu yönteme örnektir.
• b)Tescil: Bu sistemde tüzel kişilik yetkili organ tarafından yapılan
araştırma sonucu yürülükteki mevzuata uygun ise tescil ile
kurulur.Ticaret Kanununa tabi ţirketler anonim,limited ţirketler buna
örnektir.
• c)Serbesti sistemi:herhangi bir izna gerek olamksızın serbestçe
kurulabilirler.Örnek olarak tüzüğünde dernek olma amacını belirten
bir dernek kurulmuş sayılır.
KAMU HUKUKU VE ÖZEL HUKUK
KAMU HUKUKU VE ÖZEL HUKUK AYIRIMI
• Kamu hukuku yönetilenler ve yönetenler arasındaki
ilişkileri düzenler.
• Özel hukuk ise kişiler (gerçek ve tüzel kişiler) arasındaki
ilişkileri düzenler.
KAMU HUKUKUNA GİREN HUKUK DALLARI
• ANAYASA HUKUKU
• Devletin kuruluşunu yapısı,şeklini ve siyasi yapısını,organların
görev ve yetkilerini tanımlayan hukuk dalıdır.Türk Hukukunda
Anayasalaşma hareketleri 19.y.y’da başlamıştır.İlk anayasa
örneklerinde kuvvetler birliği prensibinin baskın olduğu görülmekle
beraber günümüz T.C.Anayasasında kuvvetler ayrılığı prensibi
vardır.Buna göre;yasama,yürütme ve yargı erkleri birbirlerinden
bağımsızdır.
• Yasama görev ve yetkisi:T.B.M.M’nin yetkisindedir.Türk milleti adına
yasa koyucu meclistir.
• Yürütme görev ve yetkisi:Hükümet ve yetkili kıldığı
organlardadır.Kamu hizmetlerinin yerine getirilirken anayasa ve
yasalara uygun davranmakla yükümlüdür.
• Yargı görev ve yetkisi:Yasa koyucu adına yürürlükteki yasalara
uygun olarak yargılama yapar.
Anayasamızın temel ilkeleri aşağıda sıralanmıştır.
•
•
•
•
•
•
1-İnsan haklarına bağlılık
2-Milli Devlet olma
3-Demokratik Devlet
4-Laiklik
5-Herkes yasalar önünde eţittir.
6-Hukuk Devleti olma her durum hukuk kurallarına uygun
sonuçlandırılmalıdır.
• 7-Sosyal Devlet ilkesidir.
İDARE HUKUKU
• Devlet idaresinin işleyişini,örgütlenişini,kamu
hizmetlerinin görülmesini ve idarenin kişiler ile olan
ilişkilerini düzenleyen bu nedenle idari sözleşmeler
yapan ve idarenin yargısal denetimini sağlayan hukuk
dalıdır.
İdarenin İşlevleri
• İdari faaliyet:Devletin örgütlenmesini,bu örgütlerin çalışmasını
birbirleri ile olan ilişkilerini düzenlemek ve bundan doğan çekişmeleri
çözmek işini idare hukuku kuralları belirler.
• Kamu hizmetlerinin görülmesi ve Kamu Yararı:İdari faaliyetin
konusu kamu hizmetinin görülmesi,toplumun bu konudaki ihtiyacını
karşılama ve kamu yararına yöneliktir.
• İdarenin kişilerle olan ilişkilerinin düzenlenmesi:İdarenin tek
taraflı olarak kişiler ile olan ilişkilerini düzenleyen ve hukuki sonuç
doğuran işlelerine idari işlem denir.
• İdarenin sorumluluğu:İdare kamu hizmetinin görülmesi sırasında
idari işlemin yapılmasından veya yapılmamasından,uygulanması
sırasında kamu hizmetini görmekle görevlendirdiği kişinin sebep
olduğu haksız fiilden dolayı üçüncü kişilere vermiş olduğu
zararlardan sorumludur.İdare ,kendi eylem ve işlemlerinden zarar
görenlerin zararını tazminle yükümlüdür.
İdarenin örgütlenme şekli
• a)Merkezden Yönetim:Kamu hizmetlerinin başkentten veya
merkeze bağlı yetkili makam ve görevliler tarafından görülmesi için
mali olanakların merkezde toplanmasıdır.Bu yapılanmada idare
örgütü tekdir.
• Merkezden yönetimin faydaları aşağıdaki gibi özetlenebilir.
• Devlet idaresi ve uygulamasında birlik vardır.
• Yerel etkilerden uzaklaşıldığı için objektif ve tarafsızdır.
• Mali ,teknik ve insan gücünün kamu hizmetlerinin devamlılığı
yönünden daha kolay bulunma imkanı vardır.
• Merkezden yönetimin sakıncaları ise şunlardır.
• Yerel ihtiyaçların yerinden izlenmesi zordur.Bu nedenle halkın
iradesinden uzaklaşılır.
• Siyasi baskılar fazlalaşır.
• Anayasanın 126/2.maddesindeki yetki genişliği ilkesi ile bu
sakıncaların giderilmesi amaçlanmaktadır.
Yerinden Yönetim
•
•
•
•
•
•
•
•
Yerinden yönetim; yerel nitelik taşıyan bazı hizmetlerin merkez
yönetiminden alınarak farklı yörelerde ikamet eden halkın kendi aralarından
seçtikleri yerinden yönetim tüzel kişisine verilmesidir.Yönetim ve mali bütçe
açısından özerktir.İdari vesayet ve idari denetim kullanılarak denetlenir.Mali
olarak Sayıştay tarafından denetlenirler.Yerel yönetimler ikiye ayrılır.Yer
yönünden yerel yönetimler yani belediye ,köyler gibi;hizmet yönünden yerel
yönetimler bunlarda üniversiteler,TRT,KİT’lerdir.Yerinden Yönetiminde
fayda ve sakıncaları vardır.
Yerinden yönetimin faydaları şunlardır.
Demokrasiye uygun olarak halkın iradesine uyum vardır.
Merkezden bağımsız olduğundan emir ve siyasi iradenin baskısından
uzaktır.
Kararlar halkın seçtikleri tarafından alındığından ihtiyaçların karşılanması
daha kolaydır.
Yerinden yönetimin sakıncaları ise şunlardır.
Aşırı bağımsızlık nedeni ile yerel yöneticilerin yakınlarını kayırma tehlikesi
başlar ve hizmetlerde eşitsizlik ortaya çıkar.
Mali olanakların bulunması zordur.dolayısı ile az gelişmiş bölgeler artarak
bölgeler arası dengesizlik başlar.
İdarenin Denetimi
• İdare yargısal denetime tabidir.idarenin eylem ve
işlemlerine karşı yargı yolu açıktır.İdari uyuşmazlıklar
idare mahkemelerinde ve üst yargı organı olan
Danıştayda,mali uyşmazlıklar ise Sayıştayda çözümlenir.
MALİ HUKUK
• Kamu hizmetini görmek için devletin örgütlenmesi,personel
çalıştırması ve malzeme tüketmesi gerekir.Bütün bunlar için devletin
para sağlaması ve bu yüzden gerekli işlerin yapılması mali hukukun
konusudur.Kamu hizmeti toplumun ortak ihtiyaçlarını karşılamak için
yapılır.Bu ihtiyaçların karşılanması ancak kamu kuruluşları
tarafından organize edilir.Devlet bu organizasyonu sağlıklı olarak
yürütmek için harcayacağı parayı bulmak zorundadır.Bu parayı
bulma görevi idareye aittir.
• Mali Hukuk devletin gelir ve giderlerini konu alan hukuk dalıdır.Üç
bölüme ayrılır.
• a)Kamu gelirleri
• b)Kamu giderleri
• c)Bütçe ve kamu borçlarıdır.
Kamu Gelirleri
• Devletin ve diğer kamu kuruluşlarının gelir
sağlamak amacıyla elde ettikleri bütün ekonomik
değerlerdir.Bu değerler vergi koyma yetkisi ile
sağlanan ve özel ekonomik işlerden sağlanan
gelirlerdir.Bunlar vergiler,harçlar ve resimlerdir.
Vergi
• Devlet veya diğer idari makamların,gerçek ve özel
bazende kamu hukuku tüzel kişilerinden,bunların ödeme
gücü ile orantılı olarak otorite yolu ile kesin olarak ve belli
bir karşılık gösterilmeksizin istenen paradır.Vergi asıl
olarak para bazı durumlarda mal veya eşya olarak da
ödenir.Dolayısıyla verginin kısaca karşılğı belirli
değildir,zorla devlet gücü ile alınır.Vergi veren kişilere
mükellef adı verilir.Mükellef yürürlükteki yasalar uyarınca
kendisine borç yükletilen kişidir.Verginin toplanmasında
Devlet adil omak ve dengeyi sağlamakla yükümlüdür.
Vergi Türleri
•
•
Vasıtalı vergi belli bir kazanca göre orantılanmayan devletin her mal veya hizmet için
ödenmesini şart koştuğu ve bedelin içinde yer alanvergidir.Örneğin KDV
Vasıtasız vergi ise;belli oran ile mükelleften alınan vergiye konu olan şey üzerinden
ayrıca beyana göre alınan vergidir.
•
Şahsi vergiler:Ekonomik ve toplumsal koşullara uygun olarak alınan vergilerdir.Gelir
vergisi veya veraset ve intikal vergisi gibi vergiler örnek gösterilebilinir.
•
Gayrışahsi vergiler:Mal,eşya ve gelir üzerinden mükellefin kişisel durumu gözönünde
tutulmaksızın(evli-bekar,çocuklu-çocuksuz…)tek tek alınan vergilerdir.Bina,arazi ve
ücretlerden alınan vergiler en yaygın görülen örneklerdir.
•
•
Bu ayırımların dışında özel ve genel olarakda sınıflandırma yapılması mümkündür.
Özel vergiler;bir kaynaktan sağlanan gelir veya irattan alınan vergilerdir.Bir yazarın
yazdığı kitabından telif ücreti alması,bir kişinin gayrımenkulunu kiraya vermesi
sonucu olan kazançlarının vergilendirilmesi özel vergi türüne girer.
Genel vergiler;mükellefin sahip olduğu tüm mal ve haklardan sağladığı toplam
kazancından alınan vergilerdir.
•
Dayandıkları kaynaklara göre vergiler
•
•
•
•
•
Gelir Vergisi:Mükellefin elde ettiği gelir üzerinden alınan vergidir.Ticari
faaliyet ,servet artışları ve değer artışlarından doğar.Bu vergiler gayrısafi
gelir üzerinden hesaplanır ve yapılan harcamalar sonradan uygunluğuna
göre düşürülür.
Servet Vergileri: Kişinin malvarlığındaki (taşınır-taşınmaz malları) mal
,para ve haklarından bunların değeri ve sayısı gözönüne tutularak alınan
vergilerdir.
Gider Vergileri:Bir mal veya hizmetin üretilmesi ,el değiştirmesi veya
tüketilmesi sonucu alınan vergilerdir.K.D.V gibi.
b) Harçlar:Devletin belirli bir faaliyet için yaptığı harcamalara bu faaliyetten
faydalanan kişinin belli oranda katılmasını sağlamak amaçlı kamu
geliridir.Dava açan kişinin ödediği dava harcı buna örnektir.
c) Resimler:Belirli bir işin yapılmasına ilişkin izin veya yetki verilmesi
karşılığında alınan bedeldir.Damga resmi gibi.
Kamu Giderleri
•
Kamu hizmetinin görülmesi için kamu kuruluşlarının bütçelerinden ayrılan
•
•
Bütçe ve Kamu Borçları
Devlet bütçesi; bir yıllık dönemde devletin gelir ve giderlerini gösteren ve
yasama organı tarafından çıkarılan bir belgedir.Bütçe ile devlet tarafından
yapılacak üretim ve bunun dışındaki ekonomik ve mali amaçların
gerçekleştirilmesine ilişkin sorunların çözümü amaçlanır.Özel Hukuk gerçek
ve tüzel kişiler veya Kamu Hukuku tüzel kişileride yaptıkları faaliyetler için
yıllık bütçeler düzenlerler bunlarında düzenleniş şekilleri devlet bütçesine
benzer.
Kamu Borçları;Devlet topladığı vergilere rağmen bazı hallerde daha fazla
gelire ihtiyaç duyabilir.Bu durumda Devlet borçlanma yoluna gider tahvil ve
hisse senedi çıkararak halktan para toplamasına iç borçlanma,dış
kaynaklardan borçlanmasına ise dış borçlanma denir.
•
DEVLETLER HUKUKU
• Devletler Hukuku ,genel olarak devletlerin ve uluslar arası
kuruluşların birbirleri ile olan ilişkilerini düzenler.Bağımsız devletlerin
yanında bağımsızlıkları sınırlı veya devlet sayılamayan toplulukların
ilişkilerinin düzenlenmesi de bu hukuk dalının konusudur.
• Devletler Hukukunun başlıca kaynakları uluslararası
andlaşmalar,uluslarası gelenek kuralları ve hukukun genel
ilkeleridir.Ayrıca uluslararası yargı kurumlarının kararlarıda
kaynaktır.Uluslararsı hukukun yaptırımları düzenlediği konunun
içeriği bakımından iç hukuk kuralları kadar etkili değildir.İç hukuk
kurallarınıngücü devlet otoritesi ile sağlanırken uluslararsı hukuk için
bu şekilde yetkin bir otorite yoktur.
Devletin Tanımı
•
•
•
•
•
Devlet belirli bir ülkede yaţayan,devlet otoritesine tabi örgütlenmiş ve tüzel
kişiliğe sahip insanlar topluluğudur.Bu tanımı unsurlara ayırırsak devlet
olmanın gerekleri aşağıdaki şekilde sıralanabilir.
Ülke;insan topluluğunun üzerinde yaşadığı toprak parçasına verilen
addır.Ülke yok ise insan topluluğunun devlet olması düşünülemez.Ülke
kavramının içinde kara sahası,hava sahası ve su sahası-karasuları vardır.
İnsan topluluğu;devletin meydana gelebilmesi için ülke toprakları üzerinde
yaşayan insan topluluklarına ihtiyaç vardır.
Devletin tüzel kişiliği;hukuk teniği açısından devlet kendini oluşturan
bireylerden ayrı olarak yeni bir kişilik meydana getirir.Bu kişilik ile devletin
devamlılığı sağlanmış olur.
Devletin kudreti(egemenliği);Devletin var olması için şart olan unsurlardan
biridir.İnsan topluluğunun devleti meydana getirebilmesi için otoriteye ihtiyaç
vardır.Ülkede barış ve güven ortamı ve yasalara saygılı yaşamayı devletin
otoritesi sağlar.
CEZA HUKUKU
• Ceza Hukukunu objektif ve sübjektif yönleri ile incelemek gerekir.
• Objektif ceza hukuku,toplum düzenini ve menfaatini bozan eylemler
ile bu eylemleri yapanlarauygulanacak yaptırımları düzenleyen
hukuk kurallarıdır.
• Sübjektif ceza hukukuda Devletin suç işleyenleri cezalandırma
hakkıdır.Ceza Hukuku üç büyük bölümden oluşur.Bunlar a)Ceza
yaptırımı gerektiren suçlar b)Suçlara uygulanacak cezalar
c)Yaptırımlara ilişkin kurallardır.
Ceza Hukukunun Önemi
• a)Suç işlenmesini önlemeyi amaçlar
• b)Ceza korkusu ile hukuka aykırı hareketlerden vazgeçirmeyi
amaçlar.
• c)Ceza yargılamalarında ve diğer yargılamalarda hakimlerin
keyfiyetini engeller.
• d)Suç kavramı nedeniyle toplumda meydana gelen korku ve
endişeyi ortadan kaldırmayı amaçlar.
Ceza Hukukuna Hakim Olan İlkeler:
• a)Kanunsuz suç ve ceza olmaz ilkesi
• Suçta kanunilik ilkesi: Bu ilkeye göre yasada suç olarak
tanımlanmamış bir eylem için ceza verilemez.hakim yasada
sayılmayan eylemleri suç kapsamında değerlendirerek kimseye
ceza veremez.
• Cezada kanunilik ilkesi: Kanunun suç saydığı eylemlere ancak
kanunda yazılı ceza verilebilir.Bir eylem için yasada ceza verilmemiş
ise o eylem suç olarak nitelendirilemez.Türk Ceza Kanunun
1.maddesi bu konuyu açık olarak belirtmiţtir.
Suç kavramı
• Suç kavramının unsurları;
• Davranış:Suç bir davranıştır ve bunun sonucunda ceza kanununda
sayılan bir eylem oluşmuşsa suç işlenmiştir.
• Hukuka aykırılık:Ceza kanunda gösterilen haklı sebebe
dayanmayan bir davranışın gerçekleşmesidir.
• Kusur:Davranış kusurlu olmalıdır.Kusur,bir kimsenin iradesi ile
bilinçli olarak hukuka yakırı davranmasıdır.Bu davranış ile toplum
tarafından tepki görür.
Ceza Hukukuna hakim ilkeler devamı
• b)Ceza Hukuku kuralları geçmişe etkili
değildir.
• c)Yasayı bilmemek mazeret sayılmaz
• d)Ceza kanunlarının yer itibariyle bir kişi
bakımından uygulanması
ÖZEL HUKUK
• MEDENİ HUKUK
• Medeni Hukukun Dalları
•
•
•
•
Kişilik Hukuku
Aile Hukuku
Miras Hukuku
Eşya hukuku
BORÇLAR HUKUKU
• Borçlar Hukuku, kişiler arasındaki borç ilişkilerini düzenleyen hukuk
dalıdır.Borç ilşkisi; bir yanda borçlu diğer yanda alacaklının yer
aldığı bir hukuksal durumdur.Bu ilişkiye dayanarak alacaklı
borçludan belirli bir davranış,edim tavır ve hareket ister.Borçlu ise
yine aynı ilişki sebebiyle alacaklının isteği doğrultusunda borç
konusunu yerine getirmekle sorumlu olur.
• Borç bağıntısı ile bir kişi diğer kişi karşısında bir edimi yerine
getirmekle sorumludur.Borç ilşkisinin üç unsuru
vardır.Alacaklı,borçlu ve borç konusudur.
• Borçların oluşum bakımından üç kaynağı vardır.
• Hukusal işlemlerden doğan borçlar,
• Haksız fiilden doğan borçlar ve
• Haksız iktisap(kazanım) veya diğer bir deyişle sebepsiz
zenginleşmeden doğan borçlar
Hukuksal İşlemlerden Doğan Borçlar ve
Sözleşmeden Doğan Borçlar
• Hukuksal bir sonuç doğurmak üzere irade açıklamasında bulunmak
suretiyle yapılan ve bu nedenle de bir alacak borç ilişkisi doğuran
hukuksal işlemler (sözleşmeler,akit,mukavele) en yaygın borç
kaynağıdır.
• Başka bir deyişle tarafların alacak-borç ilişkisinden oluşan bir hukuki
sonucu elde etmek amacıyla birbirleri ile uyuşan karşılıklı irade
açıklamalarıdır.
• Sözleşme,bir tarafın bir şeyi teklif etmesi yani icap diğer tarafın
kabul etmesi yani kabul ile kurulur.sözleşmeden doğan bir borç
olablmesi için tarafların iradelerini serbestçe açıklamalrı ve baskı
unsurlarının bulunmaması gereklidir
Borç Kavramı
• Borç Kavramı:Bir borç ilişkisinin varlığından söz
edebilmek için alacaklı ve borçlusu ile ediminin belli
olması tayin edilebilir olması gereklidir.
• Alacaklı:Bir borç ilişkisinde borç konusu edimin yerine
getirilmesini talep hakkına sahip olan kişidir.İlişkinin aktif
süjesini meydana getirir.
• Borçlu:Borç ilişiğinde alacaklıya karşı bir edimi yerine
getirmeyi yüklenmiş olan tarafa denir.
• Edim: Borçlunun alacaklıya karşı vermekle,yapmakla
veya yapmamakla veyahutta katlanmakla yükümlü
bulunduğu şeye veya hususa denir.
Haksız Fiilerden ve Haksız Fiil
Benzerlerinden Doğan Borçlar:
• Bir kimse, kasden veya ihmal ve kusur yahut
tedbirsizlik ile haksız olarak diğer kimseye zarar
verirse o zararın sonuçlarını tazmine zorunlu
olduğu belirtilmiştir.Buradanda anlaşılacağı gibi
haksız fiiller bir giderim yani tazminat borcu
doğurmak sureti ile borç ilişkilerinin bir diğer
kaynağını oluştururlar.
Haksız fiilden doğan borçların unsurları
• Haksız fiil nedeniyle bir kimsenin borç altına
girebilmesi için ;
• a) Hukuka aykırı bir fiil işlemiş olması;
• b)Bu fiilin hukuka aykırılığını ortadan kaldıracak bir
durumun bulunmaması ;
• c)Sözkonusu fiilden bir zararın meydana gelmesi;
• d)Fiil ve zarar arasında nedensellik bağının bulunması;
• e)Kusurlu olması gerekir.Ancak bazı sorumluluk
hallerinde kusursuz sorumluluk hallerinde kusur şartı
aranmaz.
•
Haksız fiil benzerleri
• Borçlar Kanununda teknik olarak haksız fiil olmamakla
beraber giderim borcunun doğumuna yol açan bazı
durumlarda düzenlenmiştir.
• Bunlara haksız fiil benzerleri demek daha doğru
olur.Bunlar ıztırar hali BK madde 52/II , hayvanlar(BK
56),bina ve inşa eserlerinin(BK 58) sebep oldukları
zararlardır.Bu zararların giderilmesi açısından borç
kaynağıdırlar.Burada sözkonusu zararların giderim borcu
bulunmakla beraber bu borca konu olan fiiller hukuka
aykırılık teşkil etmemektedir.
Sebepsiz Zenginleşmeden Doğan Borçlar
• Sebepsiz zenginleşme veya bir diğer anlamı ile haksız
kazanımdan doğan borçlarda bir malvarlığının diğer
malvarlığı aleyhine,hukuken makul bir neden
bulunmaksızın zeginleşmesi artmasıdır.
• Borçlar Kanunun 61.maddesi sebepsiz zenginleşmenin
iade borcuna yani bir borç ilikisinin doğumuna yol
açtığını açıkça belirtmektedir.
Sebepsiz Zenginleşmeden Doğan Borçların Unsurları
• a)Bir malvarlığının aktifinin artmasına karşılık diğer
malvarlığının azalması yani fakirleşme durumunun
olması;
• b)Bu artışın hukuken geçerli bir nedene dayanmaması;
• c)Bu artış ve azalma arasında nedensellik ilişkisinin
bulunması gereklidir.
TİCARET HUKUKU
•
Kişiler arasındaki ticari ilişkileri düzenleyen hukuk dalıdır.Ticaret hayatının
büyük bir hızla gelişmesi ve bununla beraber kendine özgü örf ve
teamüllerin ortaya çıkması ile birlikte bu alana özel yasal düzenlemelerin
yapılması zorunluluğundan ortaya çıkmıştır.Medeni Kanunumuzun ayrılmaz
bir ekidir.
•
•
•
•
•
•
•
Ticaret Kanununa göre Ticaret Hukuku şu bölümlere ayrılmaktadır.
1.Ticari İşletme Hukuku
2.Ticaret Şirketleri Hukuku
3.Kıymetli Evrak Hukuku
4.Deniz Ticareti Hukuku
5.Sigorta Hukuku ve
Henüz yeni gelişmekte olan Hava Hukukuda sayılabilir.
Ticari İşletme Hukuku
• Emek ve sermayenin belli bir ticari maksat için biraraya gelmesi ile
ticari işletme kavramı ortaya çıkar.Ticaret yapmak ve bundan
devamlı surette ekonomik çıkar sağlayan işletmeler ticari
işletmelerdir.
• Tacir;bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa kendi adına işleten
kimsedir.Bir fabrika veya diger ticarethaneler Ticaret kanununa
göre ticari işletmedir ve işletenleri de tacirdir.Tüzel kişilerde
tacir olabileceği gibi esnaflarda durum farklıdır ancak gerçek
kişiler esnaf olabilirler.
• Tacirler bir ticaret ünvanı kullanmak,ticaret siciline kayıtlı olmak ve
ticari defterleri tutmak yükümlülüğü altındadır.Esnafların böyle
yükümlülükleri yoktur.
TİCARİ İŞLETMELER HUKUKU
• Bir kuruluşun ticari işletme sayılması için gerekli
kıstaslar
•
•
•
•
Gelir sağlamayı hedef tutma
Devamlılık
Bağımsızlık
Esnaf işlemleri sınırını aşma zorunluluğu
Ticari işletmeler devredilebilinir,rehne konu olabilir.
TİCARİ İŞLETMELERDE ÖNEM TAŞIYAN
TANIMLAMALAR
• TACİR:Tacir;bir ticari işletmeyi kısmen dahi olsa
kendi adına işleten kimsedir.
• Gerçek Kişilerin tacir sayılmaları için bir ticari işletmenin
var olması,işletmeyi kısmen dahi olsa işletmeleri ve bu
işletme faaliyetini kendi adlarına icra etmeleri şarttır.
• Tüzel Kişilerin tacir sayılmaları için ticaret kanundaki
sayılı beş adet ticaret şirketi tacir sayılırlar.Bunlar
kollektif,komantid,anonim limited ve koopretiflerdir.
Tacirin Sorumlulukları
• Tacirler tacir sıfatı taşımayanlara göre daha ağır sorumluluklar
taşırlar.
• Borçları ticari iş olarak görülür,Özel hükümlere tabidirler,Çeşitli
yükümlülükleri vardır(değişik şekilde defter tutmaları gibi...) .
• Tacir her türlü borcundan dolayı iflasa tabidir.Sistemimiz iflası esas
olarak sadece tacirler için öngörmüştür.
• Ticari örf ve adeti mutlaka bildikleri kabul edilir.Ücret veya cezai
şartlarda indirim isteyemez.Ancak Yargıtay,iktisadi olarak yıkım
doğuran cezai şartı ahlak ve adaba aykırılığı sebebiyle geçersiz
saymıştır.
• Ücret ve faiz isteme hakkı vardır.Fatura ve teyid mektubu
göndererek,alan taraf itiraz etmediği takdirde hak sahibi olması
esastır.
Tacirin Sorumlulukları -II
• Ticaret unavı kullanmak zorundadırlar.
• İşletmelerini ticaret siciline kaydettirmelidirler,
• Ticari defterler tutmak zorundadırlar.
• Fatura vermek ve bedel ödenmiş ise bunu faturada göstermek
zorundadırlar.basiretli bir işadamı gibi hareket etmelidirler.Yani tacir
ticarethanenin özelliği göz önünde tutularak,tedbirli ve ileriyi makul
ve mutad bir oranda gören bir tacirin davranışı olacaktır.
• Ticaret Odasına kaydolma yükümlülüğü vardır.
ŞUBE
• Bir tacir bazen bir merkez yapı içinde kendine bağlı alt yapılanmalar
oluşturabilir.Amacı merkezden uzaktaki müşteri topluluğuna
ulaşmak ve ticari faaliyetinin sağlıklı yürümesini sağlamaktır.
• Şube bulunduğu yerin ticaret siciline tescil ve ilan olur ticaret ve
sanayi odalarına kayıt olurlar.
• Şubeler davada taraf olabilirler,Ancak haklarında iflas davası
açılamaz.Merkezi türkiye dışında bulunan ticari işletmelerin şubeleri
başında tam yetkili ticari mümessil bulunmak zorundadır.
• İş hukuku bakımından her şube toplu sözleşmelerde sadece ayrı bir
işyeri olarak kabul edilir.
TİCARİ İŞ
• Bir iş Türk ticaret kanunu tarafından düzenlenmişse o iş
ticaridir.Türk Ticaret Kanunu madde 3 te yer alan ticari iş tanımına
şu hususlar girmektedir.
• Ticaret kanununda düzenlenen hususlar,
• Bir ticari ilşletmeyi ilgilendiren işler ticari işlerdir.
• Ayrıca bir tacirin borcu olan işleri de ticari işlerdendir.
• Ticari işler ile ilgili davalar; taraflardan birinin veya ikisinin tacir ve
davaya konu olan uyuşmazlığın ticari işletmenin faaliyetleri içinde
yer alması halinde ticari davalar olarak adlandırılır.
TİCARET SİCİLİ
• Kurucu,bildiricive ispat edici fonksiyona sahip genel bir
ticari işler sicilidir.
• Ticaret sicilinde unvan ve işletme adı belirtilir.Varsa
acentenin akit yapma yetkisi belirtilir,ticari mümessiller
belirtilir,....bu gibi ticari işlerin ilanı ve tescili ticaret sicilini
ilgilendirir.
TİCARİ DEFTERLER
• Gerçek Kişiler için tacir ise; yevmiye defteri,defteri kebir,envanter
defteri tutmaları esastır.Ayrıca yaptıkları işe uygun yardımcı defterler
tutmaları da öngörülmüştür.Umumi magaza işletiyorsa makbuz
senedi ve varant defteri kullanır.
• Tüzel kişilikler sözkonusu ise yemiye defteri,defteri kebir ,envanter
defterinin yanında ek olarak karar defteri tutma yükümlülükleride
esastır.
• Defterlerin tasdik edilmesi ve beyan edilmesi usulü vardır.Tacirlerin
defterlerinden hariç olarak ,işletmeye ait yazışma telgraf ,fatura
mahkeme ilamları gibi evrakları muntazam olarak saklamaları
esastır.Defterlerin son kayıt tarihinden itibaren ve diğer evrakların
üzerindeki tarihten itibaren 10 yıl süre ile saklanmaları esastır.Ticari
defterler ticari davalarda belirli şartlar dahilinde kesin delil olarak
kabul edilirler.
TİCARİ İŞLETMENİN İŞLERİNDE YARDIMCI TACİRLER VE ARACILAR
•
I.Tacire Bağlı Yardımcılar:
•
Ticari Mümessil : Bir ticari işletmeye veya diğer müessenin sahibi
tarafından işleri idare ve vekil olarak o işletmeyi temsil yetkisi verilen
kişidir.Ticari mümessilin yetkileri içinde olan işler, işletme adına kambiyo
taahhütlerinde bulunmak ve işletmenin gayesine dahil olan tüm
tasarrufları yapmaktır.Ticari işletmenin ünvanını değiştiremez ancak
işletmeyi mahkemelerde temsil edebilir.İşletme sahibi herzaman ticari
mümessilin yetkilerini geri alabilir ancak geri aldığı haller ve verildiği
hallerin tescil ve ilani gereklidir.aksi halde 3.şahıslar bakımından temsil
yetkisi var kabul edilir.
Ticari Vekil : Ticari mümessilin yetkilerine sahip olmayan bir ticari
işletmenin bütün işlerini veya belirli bazı işlemler için temsil yetkisi verilen
kişilerdir.Ticari vekil açık yetki verilmedikçe borçlanamaz ve kambiyo
taahhütlerinde bulunamaz ve mahkemede temsil yetkisi bulunamaz.Ticari
vekilin ticari mümessilin aksine ticaret siciline tescili sözkonusu
değildir.Ticari vekili kısaca açıklamak gerekirse toptan ya da perakende
satış yapan bir mağazada müstahdem veya satış elemanlarının satış
işlemlerini yapmaları,fatura imzalamaları mümkündür.ticari vekilliğin son
bulması için yetki veren ticari işletmenin bu yetkiyi geri alması gerekir.
•
TİCARİ İŞLETMENİN İŞLERİNDE YARDIMCI TACİRLER VE
ARACILAR (devam)
•
Seyyar Tüccar Yardımcıları: Bir ticari işletmenin merkezi dışındaki
yerlerde işlem yapan ticari vekil niteliği olan kişilerdir.işletme adına
satılan mal bedellerini almak borçlulara mehil tanımak gibi yetkileri
vardır.verilen yetkileri her zaman geri alınabilir.Ticari işletmeye hizmet
sözleşmesi ile bağlı olabileceği gibi vekalet ile de bağlı olabilir.
II.Tacire belli konularda bağlı belli konularda tacirden bağımsız
olan yardımcılar:
•
•
•
•
•
•
•
•
•
•
ACENTA : Bir sözleşmeye dayanarak,belli bir bölge içinde ,ticari
işletmeyi ilgilendiren akitlerde;
Aracılık etmeyi,
Veya bu akitleri o işletme adına yapmayı meslek edinen
(tamamlayıcı olarak acente hükümleri dışında komisyonculukla
ilgili hükümlerde uygulanır)kimseye
Acente denir.
Bu tanıma göre bir acentenin unsurları sunlar olmalıdır.
Bir ticari işletme ile ilgili işler
Iş veren ticari işletmeye tabi olmama
Belirli yer veya bölge içinde faaliyet
Devamlılık ve meslek edinme
Sözleşme(belli bir şekil şart yoktur.)
ACENTA
• Acentenin Temsil Yetkisi:
• Acente faaliyet konusu ile ilgili ihbar,ihtar ve protesto gibi hakkı
koruyan bildirimlerde bulunmaya ve bunları kabul etmeye yetkilidir.
• Ancak;bir ticari işletme acentesinin faaliyet alanında tek başına ve
ayrı olarak mal satışı hizmet sunumunu bağımsız olarakda
yapmakta ise bu durumdan dolayı ortaya çıkan ihtilaflarda veya
sözleşmenin gereklerini yerine getirmede acentenin sorumluluğu
yoktur.
• Bedelini alma,tecil,indirim hakkı:
• Acenta bizzat teslim ettiği malın veya gördüğü hizmetin bedelini
tahsil edebilir ancak indirim veya ödemeleri tecil gibi durumlarda
yazılı muvafakatname alması gerekir.
ACENTA
• Sözleşme yapma yetkisi:
• Acenta müvekkil adına iş yapma için sözleşme akdetme yetkisini
yazılı ve özel bir izinle alır ve bu izni ticaret siciline tescil ve ilan
etmelidir.
• Yetkisizlik veya yetkisini aşma halinde:
• Yetkisiz veya yetkisini aşan bir acentenin müvekkil adına akdettiği
sözleşmede müvekkil durumu haber alır almaz sözleşmeye izin
veya icazet vermediğini(onay) derhal diğer tarafa bildirir.Buradan
cıkabilecek hukuki tüm sorunlardan acente bizzat sorumludur.
• Acenta ile Müvekkili arasındaki iç ilişkiler:
• a)Tekel :Genel kural olarak müvekkil acentenin faaliyet alanında
yani bölgesinde başka bir kimse ile acentalik sözleşmesi yapamaz
,acenta da aynı konuda faaliyet gösteren başka bir ticari işletme
arasında aracılık yapamaz.Ancak bu kural aksi kararlaştırılabilecek
şekilde değiştirilmesi mümkündür.
ACENTA
•
•
•
•
•
•
Acentanın borçları :
Sözleşme uyarınca müvekkilinin menfaatini
korumak,işlerini görmek
Yapılan tüm işler hakkında müvekkile haber verme
piyasa beklentilerini bildirme ve müşteri isteklerini
haber vermek acentanın görevidir
Bazı hallerde talimatsız hareket etme,işlerin
gecikmemesi için gereklidir
Müvekkilin üzerinde hak sahibi olduğu eşyaları
saklama borcu
Ödeme borcu müvekkiline ait parayı biran evvel
müvekkiline ödeme borcu vardır.
ACENTA
•
•
•
•
Acentanın Hakları:
Acenta işinin gerektirdiğ masrafları kendisi yapar
ancak bazı hallerde özlellikle olagan tanıtım hallerinin
dısında kalan özel tanıtım hallerinde olduğu gibi
acenta masrafları müvekkilden talep edebilir.
Acenta müvekkili adına yaptığı işlerden ücrete hak
kazanır.acenta bölgesinde müvekkil ticari işletme kendi
doğrudan doğruya iş yapsa bile acenta ücrete hak
kazanır.Müvekkil bu işlerini acentaya bildirmekle
yükümlüdür.
Acentanın ücreti ödenmediğinde acenta tasarruf ettiği
müvekkile ait eşyaya hapis hakkını kullanabilir.
ACENTA
• Acentalık Sözleşmesinin sona ermesi:
• Fesih :sözleşme süreli veya süresiz olab,ilir.Sözleşme
süreli ise tarafların bitimine 3 ay kala yapacakları
bildirimle sözleşme sona erer.Süresiz sözleşmelerde
kanunun gördüğü haklı sebepler olusunca sona
erdirilmesi istenebilir.Acentanın veya müvekkilin
iflası,ehliyetsiz hale gelmesi gibi...
• Acentanın kendisine veya ölümü halinde mirascılarına
tazminat verilmesi gerekir.Acenta cünkü sürekli bir
faaliyet icra eden ve kendi emeği ile ekonomik değüer
taşıyan bir müşteri grubu oluşturduğundan ölümü halinde
acentanın haklarının korunması amaçlanmıştır.
TEK YETKİLİ SATICI
•
•
•
•
•
•
•
•
Kendisine bırakılan sözleşme bölgesinde tekel olarak müvekkil firmanın
ürünlerini devamlılık olmak kaydıyla kendi nam ve hesabına satan ve
pazarlayan kimsedir.Bağımsız tacir yardımcısıdır.müvekkil ile aralarında bir
sözleşme vardır.uygulamada bu sözleşmelere ana bayilik veya genel
distribütörlük sözleşmeside denir.
Tek satcılık sözleşmesinde ;
Yapımcı(müvekkil)ürünlerinin tamamını veya bir kısmını
Belirli bir coğrafi bölgede,
Tekel olarak satmak üzere sadece tek satıcıya göndermeyi
Buna karşılık olarakda tek satıcıda sözleşme konusu ürünleri kendi adına ve
hesabına satarak ,
Bu malların sürümünü arttırmak yükümlülüğünü yüklenir.
Bu sözleşme çerçeve nitelğindedir.Çerçeve sözleşme niteliği kısaca şöyle
açıklanabilir:Bu sözleşmede taraflar arasındaki tüm borç ilişkisi
düzenlenmemekte ilerideki münferit sözleşmelere bırakılmakta bu
sözleşmelere kaynak olmakta ve bu sözleşmeleri kurma borcu altına
sokmaktadır.
TEK YETKİLİ SATICI
• Tek Satıcının Borçları
• Alim Bedeli Ödeme Yükümlülüğü:Sözleşme boyunca
alinacak asgari miktarda malin bedeli bildirilir ve tek
satici bu bedeli belirlenen şartlarda öder.
• Bilgi verme yükümlülüğü:Satış bilgisi müşteri istekleri gibi
• Satışı arttıracak eylemlerde bulunma kampanya ,tanıtım
servis kurma eleman çalıştırma gibi
• Sadakat borcu:yapımcının iş sırlarını saklamak gibi
• Yapımcının talimatlarına uyma yükümlülüğü:markanın ve
ürünün korunması için teknik yatırımların yapılması gibi.
TEK YETKİLİ SATICI
•
•
•
•
)Yapımcının Borçları:
Düzenli şekilde mal teslimi
Tek satıcıyı destekleme
Sözleşme bölgesinde doğrudan veya başkaları aracılığı ile satış
yapmama yükümlülüğü:Bu yükümlülüğün aksi her zaman
kararlaştırılabilinir.
• Sözleşmenin Sona Ermesi:
• Sözleşmede süre var ise süre sonunda aksi belirtilmemişse
bildirimsiz olarak sona erer.süresiz ise bir çok hukuk düzeninde
olduğu gibi ülkemizdede acentalıka uygulanan hükümler burayada
uygulanır.
• Tek Yetkili Satıcı olan tacirler bağımsız tacir yardımcıları
olduğundan tüm ticari riskleride üstelenen kişilerdir.Acenta ile farkı
tüm işleri kendi nam ve hesabına yapmasıdır.
KOMİSYONCU
• Komisyoncu ücret karşılığında kendi namına ancak
müvekkili hesabına kıymetli evrak ve menkul eşya alımsatımını yüklenen kimsedir.Burada taşıma işleri
komisyoncusunu kanun ayırmış ayrıca yükümlülükler
yüklemiştir.
• Komisyoncunun Müşteriler ile olan ilişkileri (DIŞ )
• Üçüncü kişiler ile yapılan sözleşmelerde taraf
komisyoncudur.
• Komisyoncunun kendi kendisi ile sözleşme yapması :Bu
durumda komisyoncu borsada kayıtlı ve piyasada cari
kambiyo senetlerini,diğer kıymetli evrakları veya emtia yı
müvekkil aksini belirtmedikce bizzat alır satar bu halde
dahi olagan ücretini alaır.
KOMİSYONCU
• a)Komisyoncunun borçları
• Komisyoncu işlerin etkilerini bildirmeğe ve talimatlarının
yerine getirildiğini müşterisine bildirmeğe zorunludur.
• Komisyoncuya gelen eşyanın bozukluğu sözkonusu ise
derhal taşıyıcıya karşı hakların kullanılması içintedbirleri
almakla ve müvekkili haberdar etmekle yükümlüdür.
• Komisyoncu müvekkilin tayin ettiği bedel ile bağlıdır.
• Veresiye mal satma ve peşin ödemede müvekkilin
talimatlarına uyacaktır.
• Komisyoncu karşı tarafın yükümlülüğünü yerine
getirmesine veresiye mal satma haricinde kefil
değildir.burada dahi ücrete hak kazanır.
KOMİSYONCU
•
•
•
•
•
Komisyoncunun Hakları :
Komisyoncu temsil ettiği işle ilgili tüm
masraflari ister
Komisyoncu kendisine tevdi edilen işi yapınca
ücretini alır
Komisyoncuya iş yaptıran bedelini
ödememeişse sattığı malın bedeli üzerinde
hapis hakkı vardır.
Çeşitli sebeplerle emtia elinde kalan
komisyoncu bu malı mahkeme izni ile
sattırabilir.
KOMİSYONCU
•
•
•
•
•
d) Komisyonculuğun sona ermesi
Komisyonculuk sürekli olmadığından iş bittiğinde sona erer.
Komisyon akdinden doğan davalar 5 yıllık zaman aşımına tabidir.
Taşıma İşleri Komisyonu:
Ücret karşılığında kendi namına müvekkili hesabına taşıma işini
yapan kimsedir.
• Eşyayı taşıtmak esas borcudur.
• Ücrete taşımaakdinde belirlenen şartlara göre hak kazanır.Birine
taşıtması istenmişse o sahıs ile sözleşme yaptığında hak
kazanır.taşıma komisyonculuğundan doğan tüm davalar 1 yıllık
zaman aşımına tabidir.
• Taşıma işini yaptıran ücret ödemezse mal üzerinde hapis hakkı
vardır.Taşıyıcının ücretini ödeyen başka bir komisyoncu olabilir.
Ticaret Şirketleri Hukuku
• Şirket;ortaklarına kar sağlamak için kurulmuş
tüzel kişidir.Ticaret Kanuna göre beş çeşit ticaret
şirketi bulunmaktadır.Bunlardan
kollektif,komandit şirketlere şahıs
şirketleri;anonim,limited,kooperatif türündeki
şirketlere ise sermaye şirketleri denir. Kollektif ve
komandit şirketlerin kurulması için imzaları
noterce onaylanmış sözleşme yeterli iken diğer
sermaye şirketlerinin kurulabilmesi için Ticaret
Sicilinin onayı gerekir.
Ticaret Şirketleri Hukuku
• Şahıs Şirketleri;genellikle birbirini yakın tanıyan bireylerin
ortaklıkları ile kurulur.Ülkemizde ençok rastlanan şirket
türlerindendir.Ortaklar şirketlerinin borçlarından dolayı hem şirketteki
payları hemde şirket dışındaki özel malvarlıkları ile sorumludurlar.Bu
tip şirketlerde ortak sayısı azdır ve şirketten ayrılma veya payını
devretme gibi işlemler kural olarak diğer ortakların iznine bağlıdır.
• Sermaye Şirketleri;bu tür ortaklıklarda ortaklar geri planda sermaye
ön plandadır.Ortaklar şirket borçlarından dolayı sadece şirkete
koydukları sermayedeki payları kadardır.Ortaklık paylarının devri
şahıs şirketlerine oranla daha kolaydır.
• Sermaye şirketleri ve şahıs şirketleri aşağıda türlerine göre
tanımlanmaktadır.
Ticaret Şirketleri Hukuku
•
•
•
•
1.Kollektif ,Ticari bir işletmeyi bir ticaret ünvanı altında işletmek maksadı ile
gerçek kişiler arasında kurulan ve ortakların sorumluluğu şirket alacaklılarına
karşı sınırlanmamış olan şirket türüdür.Kollektif şirket en az iki gerçek kişi
tarafından ve ticari işletmeyi işletmek amacı ile kar elde etmek için
kurulur.Kuruluş sözleşmesi noter tarafından onaylanrak kuruluş tamamlanır ve
ticaret siciline tescil edildiği anda tüzel kişilik kazanır.
2.Komandit Şirketler;Bu şirket, hem şahıs hemde sermaye şirketlerinin
özelliklerini bünyesinde bulunduran şirket türüdür.Bu şekli ile komandit
şirket;ticari bir işletmeyi belli bir ticaret ünvanı altında işletmek maksadı ile
kurulan ve şirket alacaklılarına karşı ortaklardan bir veya birkaçının
sorumluluğu sınırlanmamış ve diğer ortak veya ortakların sorumluluğu belirli
sermaye ile sınırlanmış olan bir şirkettir.Bu şirket türü adi komandit ve
hisseli(eshamlı)komandit şirket olarak ikiye ayrılır.
Adi komandit ortaklık;bir şahıs şirketidir ve kollektif şirkete benzer.En az iki
ortak ile kurulur.Bunlardan biri gerçek kişi komandite diğeri gerçek veya tüzel
kişi komanditerdir.Sorumlulukları açısından sınırlı olmayan ortaklara komandite
sınırlı olan ortağa komanditer ortak denir.Komandite ortak sadece gerçek
kişiler olabilir. şirketi temsil eder ve bizzat yönetirler.Komanditer ortak ise tüzel
kişide olabilir.Bu ortak şirketi temsi etmeye ve idareye yetkili değildir.
Hisseli(eshamlı)komandit ortaklık;Sermaye ortaklığı olarak anonim şirketlere
benzer.
Ticaret Şirketleri Hukuku
•
3.Anonim Şirket;sermayesi belirli paylara bölünmüş olan,ticaret ünvanı
kullanan ve borçlarından dolayı sadece kendi malvarlığı ile sorumlu olan
şirkettir.Bir anonim şirketin kurulması için en az beş ortağa ihtiyaç
vardır,sermayesi bu gün için en az 25.000.YTL’dir.Bu miktar zamana uygun
olarak arttırılabilir.Ticaret siciline tescil ile doğar.Ortaklar şirket borçlarından
sadece kendi sermayesi kadar sorumludur.Bu durumda üçüncü kişilerin
alacaklarını korumak için bazı sınırlamalar getirilmiştir.Aktif malvarlığının
pasifin altına düşmesi halinde şirketin üçüncü kişiler ile ilişkisini keserek
derhal iflasını istemesi gerekir.
•
Anonim şirketlerde şirket sermayesi belirli paylara ayrılır.Bu paylar ortakların
adı yazılarak yani nama yazılı olabileceği gibi hamiline yazılıda olabilir.Bu
şekildeki hisse senetleri ile şirket ortaklık payının devri yapılabilir. Hamiline
ise el değiştirme ile devir gerçekleşir.Bu senetlerin üzerinde yazan
değerlere itibari değer denir.Ancak şirket çok fazla kar ederek büyümüş ise
üzerinde yazılı miktardan daha fazla değeri olur ve bu değerden
satılabilir.Bu değere gerçek değer denir.Anonim şirketler ancak gerçek
değeri aynı olan tahviller aracılığı ile borçlanabilirler.
Ticaret Şirketleri Hukuku
• 4.Limited Şirketler;işleyiş olarak anonim şirketlere benzemekle
beraber ortak sayısı ve sermaye miktarı açısından farklıdır.İki veya
daha fazla ortak ile kurulurlar.Ticaret siciline tescil edilerek tescil
gerçekleşir.Ortak sayısı elliden fazla olamaz.Yirmi ortağa kadar
şirkete denetçi gerekmediği halde daha fazla ortak bulunması
halinde denetçi bulunması zorunludur.Sermayesi en az 5.000YTL’dir
ve şirket payları en az 250YTL veya mislidir.Piyasa da işlem
görmesi için hisse senedi çıkaramazlar.
• 5.Kooperatifler;Tüzel kişiliği haiz olmak üzere ortakların belirli
ekonomik faaliyetlerini ve özellikle meslek ve geçimlerine ait
ihtiyaçlarını karşılıklı yardım,dayanışma ve kefalet sureti ile sağlayıp
korumak amacı ile gerçek ve tüzel kamu kişileri ile özel
idareler,belediyeler,cemiyetler ve dernekler tarafından kurulan
değişir ortaklı ve sermayeli kuruluşlara kooperatif denir.En az yedi
ortak ile kurulur.
Kıymetli Evrak Hukuku
• Senet;bir kimsenin kendisine karşı öne
sürülecek bir hak yaratmak ya da var olan
hakkın varlığını kanıtlamak için hazırlayıp
imzaladığı yazılı bir belgedir.
• Yargılama ve Ticaret hukukunda bir çok
iddia ancak senet niteliğinde bir belge ile
kanıtlanır.
Kıymetli Evrak Hukuku
• Kıymetli evraklar sıkı şekil şartlarına bağlıdır.Her birinin
nası düzenlenmesi gerektiği Ticaret kanunda açıkca
yazılıdır.Kıymetli Evrak niteliğindeki senetlerin bir kaç
ölçüte göre sınıflandırlması mümkündür.
• 1.Senedin temsil ettiği hakkın çeşidine göre yapılan
sınıflandırma,
• 2.Senetlerin devredilme yöntemi açısından
sınıflandırılmasıdır.
• Temsil ettiği hakkın çeşidine göre senetler ikiye
ayrılır.Alacak senetleri;poliçe,çek,emre yazılı muharrer
senetler yani kambiyo senetleri ve tahviller ileAnonim
ortaklıkların çıkardığı intifa senetleridir.Para
senetleri;Anonim şirketlerin çıkardıkları hisse senetleri
veya hisse senetleri yerini tutan ilmuhaberlerdir.
Kıymetli Evrak Hukuku
• Devredilme yöntemleri yönünden senetler üçe ayrılır.Bunlar,nama
yazılı,emre yazılı ve hamiline yazılı senetler olarak
adlandırılır.Hepsinin ortak özelliği senetteki hakkın devri için senedin
kendisinide teslimi zorunludur.
• Hamiline yazılı senetlerde;elden zilyetliğin teslimi ile devrolur.
• Nama yazılı senetlerde bir temlik açıklamasına gerek
vardır.Senetten doğan tüm hakların devredildiğini belirten açıklama
yazılmak zorundadır.Bu yazıma temlik cirosu denir.’’Bu senetteki
haklarımı A’ya devrettim’’ şeklinde bir ifadenin yazılması ve
imzalanması ile olur.Ayrı bir kağıda temlik edenin aynı ifadeler
kullanarak ciro etmesi de mümkündür.
• Emre yazılı senetler içinde ciro açıklamasına gerek vardır.Mutlaka
senedin arka kısmına yazılmak sureti ile olur.’’A’ya ödeyiniz
yazılarak imzalanır’’veya kime ciro edildiği yazılmadan imzalanmak
sureti ile ciro edilebilir.
Kıymetli Evrak Hukuku
• Devredilme yöntemleri yönünden senetler üçe ayrılır.Bunlar,nama
yazılı,emre yazılı ve hamiline yazılı senetler olarak
adlandırılır.Hepsinin ortak özelliği senetteki hakkın devri için senedin
kendisinide teslimi zorunludur.
• Hamiline yazılı senetlerde;elden zilyetliğin teslimi ile devrolur.
• Nama yazılı senetlerde bir temlik açıklamasına gerek
vardır.Senetten doğan tüm hakların devredildiğini belirten açıklama
yazılmak zorundadır.Bu yazıma temlik cirosu denir.’’Bu senetteki
haklarımı A’ya devrettim’’ şeklinde bir ifadenin yazılması ve
imzalanması ile olur.Ayrı bir kağıda temlik edenin aynı ifadeler
kullanarak ciro etmesi de mümkündür.
• Emre yazılı senetler içinde ciro açıklamasına gerek vardır.Mutlaka
senedin arka kısmına yazılmak sureti ile olur.’’A’ya ödeyiniz
yazılarak imzalanır’’veya kime ciro edildiği yazılmadan imzalanmak
sureti ile ciro edilebilir.
Kıymetli Evrak Hukuku
• Kıymetli evrak ciro ile devredildiğine göre;senedi ciro etmek sureti ile
devreden kişiye ciranta denir.Ciro ile ciranta,muhataba ödeme
yetkisi,ciro edilene de kabzetme(senet bedelini alma) yetkisi
vermektedir.Ciranta ,aksine bir sözleşme yapılmamış ise ciro ettiği
senedin ödenmemesinden sorumlu olur.Ciranta ciro yapacağı
kimsenin ismini yazar,imza atarak ödeyiniz yazarsa bu ciro tam
ciradur.İsim yazmaz ve sadece imza atar ve ödeyiniz yazar ise
beyaz ciro olur.Kıymetli evrak terhin cirosu ile de devir yapılabilir.Bu
ciroda senede bedeli teminattır veya bedeli rehindir ifadeleri
eklenir.Bu yol ile senedi eline alan kişi senedi bir daha temlik veya
rehin cirosu ile devredemez.Senet bedelinin bir başkası tarafından
cirantanın nam ve hesabına sadece tahsil amacına yönelik olmak
üzere;”bedeli tahsil içindir” ,”vekaleten” gibi ifadelerle yapılan ciroya
tahsil cirosu denmektedir.
• Türk Ticaret Hukukunda ayrıntılı olarak düzenlenmiş kıymetli evrak
türleri poliçe,bono ve çektir.
Kıymetli Evrak Hukuku
• Poliçe;İçeriği yönünden havaledir.Kısaca sizin
hesabınıza bir ikinci şahsın ödeme yapması için,üçüncü
şahsa ödeme yetkisi veren bir talimat niteliğinde kıymetli
evraktır. Genellikle poliçe;muhatapta bulunan bir
alacağınız dolayısıyla yahut yapmış olduğunuz bir
sözleşme gereğince onun sizden gelmiş böyle bir havale
yazısının istediği ödemeyi yapma yükümlülüğü
bulunduğu için düzenlenir.Poliçe muhatabın kabulune
sunulur;muhatap kabul açıklamamsında bulunmayabilir
ve bulunmazsa poliçeyi kullanmak isteyene karşı
sorumlu olmaz.
Kıymetli Evrak Hukuku
•
POLİÇE
•
’İşbu poliçe karşılığında,Ali Kara’ya veya emrine 1.05.2010 tarihinde 10.000 TL
ödeyiniz.
Muhatap(borçlu)
Keşideci
Mehmet Kılıç adresi
Şeref Yıldız(imza)’’
•
•
Kıymetli Evrak Hukuku
• Bono;düzenleyen kişinin bu evrak kendisine getirilinceye
kadar orada yazan ödeme yükümlülüğünü üstlendiğini
açıklayan içerikte bir senettir.En çok rastlanan bono
örneği aşağıdaki gibidir.
•
•
•
‘’İşbu bono karşılığında Ali Kara veya emrine 1.05.2010 tarihinde 100.000.000 TL
ödeyeceğim.
Borçlu Basri Kaya
tanzim tarihi
adres
imza
Kıymetli Evrak Hukuku
•
Çek; niteliği yönünden bir havaledir.Poliçeye benzer ancak kural olarak
vade yoktur. Ticari hayatta en çok kullanılan kıymetli evraklardan
biridir.Kural olarak vade olmadığından görüldüğünde ödenmesi
gereklidir.Ancak Türk ticari yaşamında teamül gereği uzun zaman
sonrasında ödenecek çek düzenlemek yaygındır.Bu şekli ile yine ibraz
edildiği zaman ödeme tarihine bakılmaksızın ifa edilmesi yasa
gereğidir.Çekin yazılış biçimi aşağıdaki gibidir.
• “ Muhatap(Banka Şubesi)
•
Keşide yeri ve tarihi
İşbu çek karşılığında hamiline veya…………..’ya veya emrine 100.000.000 TL
ödeyiniz.
•
Keşideci
hesap no
Şirket Ünvanı (Ad ve soy ad)
Vergi No (TC kimlik no)
imza
Deniz Ticaret Hukuku
• Deniz Ticaret Hukukunun konusunu gemi ile denizlerde yolcu ve yük
taşıma işleri ile ilgili konular oluşturur.Yalnızca Ticaret kanunda gemi
ile yapılan ulaştırma işleri düzenlenmiştir.kanunda geminin tanımı
şöyledir;”tahsis edildiği gayeye uygun olarak kullanılması,denizde
hareket etmesine imkanına bağlı olan ve küçük olmayan her tekne
gemi sayılır”.Bu gemiler arasında sadece ticari amaç taşıyan gemiler
önemlidir.denizde kazanç elde temek için tahsis edilen veya fiilen bu
maksat için kullanılan her türlü gemi ticaret gemisidir.gemisini kendi
yararına deniz ticaretinde kullanan kimseye donatan denir.Bu kimse
tüzel kişi veya gerçek kişi olabilir.Gemiyi sevk ve idare eden kişiye
de kaptan denir.Kaptan donatan veya temsilcisi tarafından tayin
olunur.
Sigorta Hukuku
• Ticaret Kanunun düzenlediği sigorta isteğe bağlı ve sözleşme ile
düzenlenir.Bununla sigorta yapan prim karşılığında ,bir kişinin para
ile ölçülebilir bir menfaatini zarara uğratan tehlikenin meydana
gelmesi halinde,tazminat vermeyi ve sair edaları yerine getirmeyi
üzerine alır.Sigorta sözleşmesi yazılı olarak yapılır fakat şekle bağlı
olup olmadığı tartışmalıdır.Tarafların hak ve borçlarını gösteren ve
sigortacı tarafından sigorta edilene imzaları nedeni ile verilen
belgeye sigorta poliçesi denir.Ticaret kanununa göre malvarlığı
sigortası ve hayat sigortası veya hayat için önemli sayılan unsurlar
için sigorta yapılabilir.
• Ayrıca zorunlu sigorta türü de vardır.Buna sosyal sigorta denir ve iş
hukuku konusuna girer.Bağ-Kur ve Emekli sandığı gibi kurumlarda
sigorta kurumlarıdır.
Hava Hukuku
• Denizlerde olduğu gibi hava taşımacılığınında artması
sonucu hava ticareti doğmuştur.Devletlerin deniz ve kara
ülkeleri üzerine tesadüf eden havadaki egemenlik
haklarının niteli,ği ve genişliği ile ilgili bulunmasından
dolayı Kamu Hukuku alanına da giren hava hukuku
henüz yeni bir hukuk dalıdır.
FİKRİ HAKLAR ve SINAİ MÜLKİYET
HAKLARI HUKUKU
• Günümüzde yaşanan teknolojik gelişmeler sonucu bilimsel
eserler,sanat eserleri ve buluşlar gibi yaratıcılık unsuru taşıyan
değerler herkesce ulaşılabilir olmuştur.Bu durum hem iyi hemde
kötü gelişmelere neden olmaktadır.Emek harcanarak yaratılan
şeylerin taklit edilmek veya alıntı yapılarak yaratan veya bulan kişiye
zarar verecek o kişinin ekonomik kazancını engelleyecek şekilde
çoğaltılmasının önüne geçilmek için daha önce var olan kuralların
çerçevesinin genişletilmesi ile başka bir takım hukuk kurallarına
ihtiyaç doğmuştur.
Fikir ve Sanat Eserleri Hukuku
• Fikir ve sanat eserleri bilim,edebiyat eserleri,bilgisayar
yazılımları,müzik,güzel sanatlar ve sinema eserleri
sahiplerinin haklarının korunmasını ve kullanılmasını
düzenleyen hukuk dalıdır.Ülkemizde olduğu gibi
dünyada da gelişim halinde bulunan bir hukuk
dalıdır.Fikir ve sanat eseri üzerindeki haklar maddi
olarak görülebilir ve tesbit edilebilir haklar olmadığından
gayrımaddi mal olarak yorumlanır ve üzerindeki haklara
da mutlak haklar veya telif hakları denir.Bu hukuk dalı
sözkonusu bu haklar ile ilgilidir.
Sınai Mülkiyet Hakları Hukuku
•
Sınai Mülkiyet Hakları Hukuku ;teknolojinin geliştiği ve bundan yararlanarak
ticari hayatın hız kazandığı günümüzde yaratıcılığın teşviki ve korunması
için büyük önem taşımaktadır.Başlıca sınai mülkiyete konu olan
haklar,patent,marka ve endüstriyel tasarımdır.
•
"Sınai Mülkiyet" kavramı genel tanımı ile, sanayide ve tarımdaki
buluşların, yeniliklerin, yeni tasarımların ve özgün çalışmaların ilk
uygulayıcıları adına veya ticaret alanında üretilen ve satılan malların
üzerlerindeki üreticisinin veya satıcısının ayırdedilmesini sağlayacak
işaretlerin sahipleri adına kayıt edilmesini ve böylece ilk
uygulayıcıların ürünü üretme ve satma hakkına belirli bir süre sahip
olmalarını sağlayan gayri maddi bir hakkın tanımıdır. Sınai Mülkiyet
hakları aşağıda tanımlanan konuları kapsamaktadır:
patent
•
•
•
•
•
PATENT NEDİR ?
Buluş Nedir?, Patent Nedir?
Buluş, "tarım dahil, sanayideki herhangi bir spesifik sorunun çözümü" olarak
tanımlanır.
Patent, buluş sahibinin buluş konusu ürünü belirli bir süre üretme, kullanma,
satma veya ithal etme hakkıdır. Bu hakkı gösteren belgeye de patent denir.
Geleneksel terminoloji ile sınai mülkiyet haklarının içinde önemli bir yer
tutan "patent hakkı", özellikle teknoloji transferinin aracı olması bakımından
gelişmekte olan ülkeleri daha çok ilgilendiren maddi olmayan bir mala ilişkin
haktır.
patent
•
•
•
•
•
•
•
•
Buluşların Patent İle Korunmasının Amaçları Nelerdir?
Amaçları şu şekilde sıralayabiliriz.
1- Zihni yaratmanın tanınması,
2- Buluş faaliyetinin özendirilmesi,
3- Buluş sahibinin ödüllendirilmesi,
4- Araştırma geliştirme sonuçlarının açıklanarak, teknik bilginin yaygınlaştırılması.
Bu amaçlara ulaşmak üzere geliştirilen patent sistemi, buluş sahiplerinin buluşlarını,
başkalarının kolayca anlayabileceği ve bundan yararlanarak daha iyi çalışmalar
yapabileceği biçimde ayrıntılı olarak açıklamaları karşılığında kendilerine, buluş
konusu ürünü üretme, kullanma ve satma konusunda belirli bir süre ayrıcalık veren
bir sitemdir. Buluş sahibinin ödüllendirilerek buluş yapmanın özendirilmesi ve
buluşlarla ilgili bilginin ortaya koyulması, bu bilgiler ışığında yeni kişilerin yeni buluşlar
yapabilmelerini ve bu buluşların sanayiye uygulanmasını sağlamakta ve böylece
ülkedeki ekonomik gelişmeye büyük katkı sağlanmaktadır.
patent
•
•
•
•
•
•
Patentle Korunacak Buluşlarda Aranan Kriterler Nelerdir ? Hangi
Buluşlar Patent İle Korunabilir ?
Patentle korunacak buluşlarda aranan kriterler şunlardır;
·
yenilik
·
tekniğin bilinen durumunun aşılması
·
sanayiye uygulanabilirlik
Yenilik, başvuru yapılmadan önce başkaları tarafından yazılı, sözlü ya da
uygulanarak açıklanmamış olmak anlamında mutlak yeniliktir. Tekniğin
bilinen durumunun aşılması kriteri ise "konuda uzman bir kişinin kolayca
düşünüp uygulamaya koyamayacağı" nitelik anlamındadır. Sanayiye
uygulanabilirlik, buluşun tümüyle kuramsal olmak yerine pratiğe
uygulanabilir özellik taşıması demektir.
patent
•
•
•
•
Türkiye’de biri incelemesiz; diğeri incelemeli olmak üzere iki çeşit patent
sistemi vardır. İncelemesiz sistemde, ülkemizde mali kaynakları kısıtlı olan
buluş sahiplerine ucuz, süratli, ancak süresi nisbeten kısıtlı, 7 yıllık bir
koruma sağlanmaktadır. İncelemeli sistemde işlemler daha uzun sürmekte,
ancak incelemeli patent, başvurunun patentlenebilirlik kriterlerine sahip olup
olmadığını gösteren bir inceleme raporuna dayanarak verildiği için daha
sağlam ve daha uzun bir koruma elde edilmektedir. İncelemesiz patent,
gerekli şartlar yerine getirilmek ve incelenmek şartıyla incelemeli patente
dönüştürülebilmektedir.
1.İncelemesiz Patent Verme Usulü ile tanınan koruma süresi 7
senedir.Uzatılamaz.
2.İncelemeli Patent verme Usulü ile tanınan koruma süresi 20 yıl olup
uzatılması mümkün değildir.
Faydalı Model Nedir ve Yararları Nelerdir?
•
•
•
Türkiye'de ve dünyada yeni olan ve sanayiye uygulanabilen buluşların
sahiplerine belirli bir süre (10 yıl), bu buluş konusu ürünü üretme ve
pazarlama hakkının tanınmasıdır.
Faydalı model belgesi verilmesi işlemleri, patent verilmesine oranla, hem
zaman hem de masraf açısından daha elverişlidir. Faydalı model koruması
elde etme işlemlerinin basit ve ucuz olmasının, özellikle küçük ve orta
ölçekli sanayicilerimizin ve araştırma kuruluşlarımızın buluş yapmalarını ve
bunları sanayiye uygulamalarını özendireceği düşünülmüştür. Diğer
taraftan, özellikle günümüzde, küçük ve orta büyüklükteki işletmelerin
gerçekleştirdiği yeniliklerin, rakiplerce hemen hemen aynısının yapılarak
taklit edilmesi tehlikesi mevcuttur. Küçük ve orta büyüklükteki bu
işletmelerin, mütevazi de olsa, bu buluşlarını faydalı model belgesi vererek
korumak, onların ekonomik varlıklarının idamesine hizmet edecektir. Başka
bir deyişle, faydalı model koruması, tecavüz fiillerine karşı, patent
korumasına oranla daha çabuk ve seri bir işlev görecek şekilde
düzenlenmiştir
Patent Haklarına İlişkin İhlaller ve Tecavüzler Konusunda Hangi Suçlar
Tanımlanmakta ve Hangi Cezalar Öngörülmektedir?
•
Birinci grupta; patent hakkı sahibi olarak belirtilmesi gereken kimlik
bildiriminin gerçeğe aykırı olarak yapılması; patent koruması olan bir eşya
veya ambalajı üzerine konulmuş, patent koruması olduğunu belirten
işaretin, yetkisi olmadan kaldırılması; bir kişinin kendisini haksız olarak
patent başvurusu veya patent hakkı sahibi olarak göstermesi durumları
tanımlanmış ve bu durumda suçlular hakkında üçyüz milyon liradan altıyüz
milyon liraya(*) kadar ağır para cezası ve bir yıldan iki yıla kadar hapis
cezası öngörülmüştür.
Patent Haklarına İlişkin İhlaller ve Tecavüzler Konusunda Hangi Suçlar
Tanımlanmakta ve Hangi Cezalar Öngörülmektedir?
•
İkinci grupta ise; mevcut olmadığını veya üzerinde tasarruf yetkisi
bulunmadığını bildiği veya bilmesi gerektiği halde, patent korumasına ilişkin
mevzuatın devir ve intikal, rehin ve haciz ile ilgili maddelerinde yazılı
haklardan birini veya bu haklarla ilgili lisansı, başkasına devretme veya
verme veya rehnetme veya bu haklar üzerinde herhangi bir tasarrufta
bulunulması, korunan bir patent hakkının sahibi olmadığı veya koruma
süresi bittiği veya herhangi bir sebeple patent hakkının hükümsüzlüğü veya
patent korumasından doğan hakkının sona ermesi durumlarında; kendisinin
veya başkasının imal ettiği veya satışa çıkardığı eşyaya veya ambalajlarına
veya ticari evrakına veya ilanlarına, hukuken korunan bir patent hakkı ile
ilgili olduğu kanısını uyandıracak şekilde, işaretler koyma veya bu amaçla
yazılı ve görsel basındaki ilan ve reklamlarda, bu tarzda yazı, işaret veya
ifadelerin kullanılması durumları tanımlanmış ve bu durumda suçlular
hakkında altı yüz milyon liradan bir milyar liraya(*) kadar ağır para cezası ve
iki yıldan üç yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür.
Patent Haklarına İlişkin İhlaller ve Tecavüzler Konusunda Hangi Suçlar
Tanımlanmakta ve Hangi Cezalar Öngörülmektedir
•
Üçüncü grupta ise patent haklarına tecavüz sayılan fiillerden birini işleyenler
hakkında, altı yüz milyon liradan bir milyar liraya(*) kadar para cezası ve iki
yıldan dört yıla kadar hapis cezası öngörülmüştür. Ayrıca, haklarında bu tür
suçlardan dolayı cezalara hükmolunanların, varsa işyerlerinin bir yıldan az
olmamak üzere kapatılması ve aynı süre ticaretten men edilmeleri hüküm
altına alınmıştır.
ENDÜSTRİYEL TASARIM KORUMASI NEDİR?
•
•
Bilgisayar programları ve yarı iletkenlerin topografyalari hariç olmak üzere,
endüstriyel yolla veya elle üretilen herhangi bir nesnenin yanısıra bileşik bir
sistem veya bunu oluşturan parçaları, setler, takımlar, ambalajlar gibi
nesneleri, birden çok nesnenin veya sunuşun birarada algılanabilen
bileşimleri, grafik sembolleri ve tipografik karakterleri içine alan ürün
yelpazesinde yer alan ürünlerin kendilerinin veya bir parçasının yenilik ve
ayırt edici niteliğe sahip olmak şartıyla dış görünümlerinin koruma kapsamı
altına alınmasıdır.
Başvuru sahibi, tasarımı veya tasarımın uygulandığı ürünün tescilini 4 defa
yenilemek suretiyle 25 yıla kadar üretme hakkına sahip olacaktır.
Endüstriyel Tasarım Hakkına Tecavüz Halleri Nelerdir?
•
•
•
•
•
Aşağıda yazılı fiiller tasarım hakkına tecavüz sayılır:
1. Tasarım hakkı sahibinin izni olmaksızın tasarımın aynını veya belirgin bir
şekilde benzerini yapmak, üretmek, piyasaya sunmak, satmak, sözleşme
akdi için icabda bulunmak, kullanmak, ithal etmek ve bu amaçlarla
depolama, elde bulundurmak.
2. Tasarım belgesi sahibi tarafından sözleşmeye dayalı lisans yoluyla
verilmiş hakları izinsiz genişletmek veya bu hakları üçüncü kişilere devir
etmek,
3. Yukarıda bahsedilen fıillere iştirak veya yardım veya bunları teşvik etmek
veya hangi şekil ve şartlarda olursa olsun bu fiillerin yapılmasını
kolaylaştırmak,
4. Kendisinde bulunan ve haksız olarak üretilen veya ticaret alanına
çıkarılan eşyanın nereden alındığını veya nasıl sağlandığını bildirmekten
kaçınmak.
Endüstriyel Tasarım Hakkına Tecavüz Halleri Nelerdir?
•
•
•
•
5. Gasp.
Tasarım başvurusu bu konudaki Kanun Hükmünde Kararnamenin 34 üncü
maddesine göre yayımlandığı takdirde, başvuru sahibi, tasarıma vaki
tecavüzlerden dolayı hukuk ve ceza davası açmaya yetkilidir. Tecavüz
eden, başvurudan veya kapsamından haberdar edilmiş ise, başvurunun
yayımlanmış olmasına bakılmaz. Tecavüz edenin kötü niyetli olduğuna
mahkeme tarafından hükmolunursa, yayından önce de tecavüzün varlığı
kabul edilir.
koruma kapsamındaki tasarımın tescilli olduğuna ilişkin kaydın ürün,
ambalaj veya fatura üzerine konulmamış olması, eylemi tecavüz olmaktan
çıkarmaz.
Tescil işaretleri kusurun değerlendirilmesi sırasında dikkate alınır.
Tek tescil tüm ülkelerde korur mu?
•
•
•
Bir Ülkede Tescil Edilen Endüstriyel Tasarımın,markanın,patentin,faydalı
modelin Tüm Dünyada Geçerli Olacağı Düşüncesi Kamuoyunda Yaygındır? Bu
Doğru Mudur?
Bir ülkede tescil edilen sınai mülkiyert hakının tüm dünyada geçerli olacağı düşüncesi
tamamen yanlıştır. Türkiye'de başvurusu yapılan ve tescil edilen bir sınai mülkiyet
hakkının sadece Türkiye sınırları içinde söz konusu kanunun getirdiği koruma
hakkından yararlanır. Bu nedenle, ayrıca koruması istenilen her ülkede, o ülkenin
mevzuatına göre başvuruda bulunularak tescil ettirme imkanı vardır.
Lahey anlaşmasına katılım sonucunda sınai mülkiyet haklarının Uluslararası
Tescilinin WIPO aracılığıyla yapılması sonucunda birden fazla ülkede tek bir ücretle,
tek bir büro vasıtasıyla koruma sağlanabilecektir.
Coğraf İşaret Nedir?