Türkiye sağlık raporu 2010

Download Report

Transcript Türkiye sağlık raporu 2010

Türkiye sağlık raporu 2010

SAĞLIK SİSTEMİ

• •

Olumlu yönleri:

Türkiye’de Sağlık Sistemi yetersizlikler ve aksaklıklara rağmen geleneksel olarak belli bir çalışma yöntemine ve organizasyona sahiptir.

• • Toplum hastalıklarının tedavisi için sağlık merkezlerine gitme alışkanlığına sahiptir.

İşletmede ciddi sorunlar olsa da, birinci basamak sağlık hizmetlerinde (Sağlık Ocağı Ana çocuk sağlığı merkezleri vb) fiziksel alt yapı ve hizmet ağı mevcuttur • Türkiye sağlık alanında iletişim ve bilişim teknolojisinde bazı önemli gelişmeler sağlamıştır.

• Yaşlı, hasta ve özürlerinin bakımı çoğu zaman geleneksel olarak aile • İçin de sağlanabilmektedir. Bu durum sağlık sistemini bir ölçüde rahatlatmaktadır

Olumlu yönleri

• Türkiye’de birçok aksaklık ve yetersizliklere rağmen, bebek ölüm hızında, aşıylakorunabilen hastalıklarda, verem ve sıtma gibi hastalıklarda yavaş ancak düzenli bir azalma mevcuttur. Bu azalma tümüyle olmasa bile kısmen sağlık kurumlarının bu konuyla ilişkili çalışmalarına bağlıdır. • Korunma tedbirleri ve eğitimle dünya çapında büyük tehdit oluşturan HIV infeksiyonu ve AİDS insidansı, son yıllardaki yavaş artışa rağmen Türkiye’de gelişmiş Batı ülkelerine ve Afrika ülkelerine göre çok daha azdır.

• Türkiye’de dini ve ahlaki nedenlerle, uyuşturucu madde bağımlılığı, alkol tüketimi ve alkolizm oranı, gelişmiş Batı ülkelerine göre daha düşüktür. Sigara ve tütün kullanımını engelleyici bazı yasal düzenlemeler yapılmıştır.

Olumlu yönleri

• -Türkiye’de Hekimlerin ve sağlık personelinin eğitimi bazı aksaklıklara rağmen belli bir seviyede verilmekte ve düzenli olarak sürmektedir. Dağılımın ve istihdamın bozuk olmasına rağmen sistemi yürütebilecek sayıda hekim bulunmaktadır. • Hastanelerin bir çoğunda çağdaş teknolojik donanım yeterli düzeyde bulunmaktadır. Bu teknolojiyi kullanacak hekim ve personel bulunmaktadır.

• Tıp Fakültesi Hastanelerinin sayı olarak arttırılarak yaygınlaştırılması tıpta eğitim seviyesinin düşmesi ve gereksiz yere yüksek sayıda hekim yetiştirilmesi gibi sakıncaları içermekle birlikte, daha doğru işletmecilik kuralları uygulandığı taktirde bu hastaneler sağlık sisteminin üst düzey taleplerini yerine getirebilecektir.

• Kamuda hastane döner sermayeleri geliştirilmiştir bu sayede sağlık sektöründe personele reel gelir sağlanmış, sağlık kurumlarının profesyonel ve çağdaş işletmeler olabilmesine ilişkin bir süreç yürümektedir.

Olumlu yönleri

• Yaşlı, hasta ve özürlerinin bakımı çoğu zaman geleneksel olarak aile içinde sağlanabilmektedir. Bu durum sağlık sistemini bir ölçüde rahatlatmaktadır • Türkiye’de yaygın bir eczane ve ilaç temin ağı mevcuttur • İşletmede bazı sorunlar olmakla birlikte 112 acil hasta taşıma sistemi mevcuttur.

• Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi bazı koruyucu tıp hizmetlerini üstlenmiştir.

Olumsuz yönleri

• Sağlık kuruluşlarının çoğunun ve personelin kontrolünün, merkezi ve politik bir kuruluş olarak Sağlık Bakanlığının elinde bulunmaktadır. • Türkiye’de sağlık politikaları, ülkenin sağlık sorunlarına gerçekçi, akılcı ve kalıcı çözümler getirmekten çok, hükümetlerin ve politikacıların seçimlerde tabandan gelen tepkileri önleyebilmeleri prensibi üzerine oturmuştur. Bu durum Sağlık konusunun popülist yaklaşımların hedefi haline getirmektedir.

• Sağlık Sektörü için aktarılan kaynakların %41’i genel vergi ve fon gelirlerince sübvanse edilerek karşılanmaktadır. Böylece kamu gelirleri haksız yere israf edilmektedir.

Olumsuz yönleri

• Türkiye’nin sağlık için devlete bağlı kurumlar yoluyla harcadığı gerçek toplam harcama belirli değildir. İçlerinde TBMM, MSB, Askeri Hastaneler ve Merkez Bankası gibi kuruluşların bulunduğu birçok devlet kurumu, kendi personel ve yakınlarının sağlık harcamaları için, sigorta pirimi ödeyen vatandaşlara dahi sağlanmayan özel ayrıcalıklar sunmaktadır. • Sağlık hizmetlerinin finansman yönetimi, profesyonel nitelikte, alanlarında yeterlilikleri kanıtlanmış kişilerce değil, kalifiye olmayan kişilerce yapılmaktadır.

• Sağlık hizmetinin gerçek anlamda pirim veya katkıda bulunanlardan çok, katkıda bulunmayanlar tarafından kullanılmaktadır.

Olumsuz yönleri

• Toplum sağlık sorunlarının çözümünde ve finansmanında sorumluluk alma alışkanlığına hiç sahip olamamıştır. Devlet sübvansiyonu bu alışkanlığın yerleşmesini bir ölçüde engellemektedir.

• Sivil toplum kuruluşları ve genel olarak toplum, organize olmaları gereken alanlarda yetki ve sorumluluk alacak entelektüel ve kültürel birikimden yoksundur. Bu durum, her türden problemde devleti aracı gösterme eğilimini desteklemektedir.

• Türkiye’de kamu alanında sağlık kuruluşlarında hekim ve personel çalıştırılması, çoğu zaman, devlet memuriyeti yasalarıyla düzenlenmektedir.

Olumsuz yönleri

• Zorunlu Devlet Hizmeti Yasasının ve yılda 5.000 hekim yetiştirmek için uygulanan yasaların ülkenin sağlık sorunlarının çözümüyle hiçbir ilişkisi yoktur; bu durum sadece hükümetlerin kısa dönemli politik çıkarlarına yönelik olarak kullanılmaktadır. • Türkiye’de Sağlık sorunlarının çözümlenmesini sadece hekimin varlığına bağlayan anlayış etkisini sürdürmektedir • Gelişmiş Batı Ülkelerinde, Tıpta eğitim, planlama ve denetim büyük oranda Sağlık Bakanlıklarınca değil sivil meslek kuruluşlarınca (TTB, UDKK, Tıpta Uzmanlık Dernekleri...vb) yürütülmektedir.

Olumsuz yönleri

• Adli Tıp Hizmetleri yaygın olarak kurumsallaşmamıştır • Merkez-referans hastanelerinde büyük bir hasta yığılması olmaktadır.

• Sağlık sektöründeki teknolojik yatırımlar planlama açısından bozuk ve denetimsiz bir şekilde yapılmaktadır.

• Sağlık kuruluşlarında profesyonel yönetici eğitimi ve çalıştırılması anlayışı yerleşmemiştir.

• Dünyada, trafik kazasına bağlı yaralanma ve ölümlerin en çok olduğu ülkelerden biri Türkiye’dir

BİRİNCİ BASAMAK SAĞLIK KURULUŞLARI

Olumlu tarafları :

• Aşılama ve anne-bebek ölümlerinde iyi bir mesafe kaydedilmiş ve Avrupa ortalamalarına yaklaşılmıştır.

• Ülkenin hemen her yerinde birinci basamak sağlık hizmetlerine ulaşılabilmektedir • Hızır acil hizmetleri tek elde toplanmış ve ücretsiz ulaşım sağlanmıştır.

• Diş hekimliği hizmetlerine daha kolay ulaşılabilmektedir.

• • • • •

Olumsuz yönleri

8 yıl geçmesine rağmen ülkenin büyük kısmında aile hekimliği sistemine geçilememiştir.

Pratisyen doktorlar birçok bölgede düşük, standartları belli olmayan ve emekliliğe yansımayan ücretler almaktadır.

Birçok sağlık ocağının altyapısı çok yetersizdir.

Katı merkezi yönetim soruların çözümünü güçleştirmektedir.

Bir iki yıl arası devam eden mecburi hizmet görevlerinin sonunda özellikle doğuda ve taşrada hekimlerin büyük çoğunluğu ya istifa etmekte yada uzmanlık eğitimine başlamaktadır. Bu nedenle çok sık kadro değişmekte ve istikrar sağlanamamaktadır.

• • •

Olumsuz yönleri

Sağlık bakanının ilan ettiği doğudaki personele daha yüksek ücret verilmesinin hiçbir gerçekliği yoktur. Nitekim yönetmeliklerde de doğu- batı ayırımı yapılmamıştır.

Sevk zinciri hiç uygulanmadığı için ikinci ve üçüncü basamak kuruluşlarda aşırı ve gereksiz yığılma olmaktadır. Örneğin sağlık ocağına giden bir hastanın SGK’ya maliyeti 11 tl iken bu rakam üniversitelerde 60 70 tl’ye kadar çıkmaktadır. Populizm adına yapılan ‘vatandaşın 3. basamak kurumlara direk başvuru serbestisi’ getirilmesi ağır maliyetler çıkarmaktadır.

Pratisyen hekimlere gereken itibar sağlanamadığı için hem hekim yaptığı işten mutlu olmamakta hem de vatandaş nezdinde gerekli güveni elde edememektedir

DEVLET HASTALERİ

Olumlu yönleri

sağlamıştır.

:

• Devlet hastanelerindeki doktor sayıları arttırılarak hastaların daha kolay ulaşımı • Kamuda hastane döner sermayeleri geliştirilmiştir bu sayede sağlık sektöründe personele reel gelir sağlanmıştır • Döner sermaye payları arttığı için birçok doktor muayenehanesini kapatmış ve işine daha fazla odaklanmıştır.

• Hastalara hekim seçme hakkı tanınmıştır.

Olumlu yönleri

• Hastanelerin fiziksel şartları ve tıbbi cihaz envanterleri iyileştirilmiştir.

• Hemen bütün hastanelerde hastaların bekleme süreleri azaltılmış ve hasta memnuniyet oranları arttırılmıştır.

• Alo 184 hattı ile vatandaş rahatlıkla sorularını bakanlığa iletebilmektedir. • Bütün devlet ve SSK hastaneleri birleştirilmiş ve ayırım olmadan hizmet verilmeye başlanmıştır.

• Devlet hastanesi ve özel sektörde yazılan reçeteler özel eczanelerden temin edilebilmektedir. • Çok sayıda ağız ve diş sağlığı merkezi açılmış ve bu konudaki büyük açık kısmen azaltılmıştır.

Olumsuz yönleri

• • • • Hekimler, maaşlarının % 80 kadarını baktığı hasta ve yaptığı ameliyat sayısına göre aldığından hastalara ‘yürüyen paralar’ gözüyle bakılmaya başlanmış ve gereksiz ameliyat ve müdahalelerin sayısı çok artmıştır.

Sağlık personelinin aldığı ek ödemeler hiçbir şekilde emeklilik maaşına yansımamakta ve bu durum emekli maaşlarının çok düşük olmasına neden olmaktadır. Yeni çıkan tam gün yasası ile yine kendi maaşlarından kesilmek kaydıyla ortalama bir maaş kadar daha prim yatırılacak olup konu anayasa mahkemesine intikal etmiştir.

Birçok devlet hastanesi bile ay sonunda doktorlarını hesaba çekmeye başlamış ve neden daha fazla gelir getiren işler yapmadığı konusunda uyarır hale gelmiştir.

Birçok ilacı sağlık ocağı yazamamaktadır. Uzman doktora gidince ise 8 15 tl ücret kesilmektedir.

• • •

Olumsuz yönleri

Döner sermaye sisteminin sürdürülebilir olması konusunda bütün sağlık camiası aynı fikirde olup genel kanı bu sistemin daha fazla aynı şekilde süremeyeceği yönündedir. Yeni alınan sözleşmeli personelin maaşı ve ek ödemeleri, yemek, güvenlik, temizlik hizmetleri ve tıbbi cihaz alımı gibi birçok harcamalar döner sermayeye yüklenmiştir. Bu nedenle özellikle büyük şehirlerdeki çok yoğun hastaneler bile personelin alabileceği ek ödemelerin ancak %20 25’ini ödeyebilmektedir.

Bugün emniyet, ordu, yargı ve eğitim camiası için birçok sosyal imkan bulunurken sağlık camiasının hiçbir sosyal imkanı bulunmamaktadır.

Sistemin getirdiği çarpıklıkların faturası Başbakan tarafından hekimlere çıkarılmakta ve sağlık bakanından hiçbir savunma gelmemektedir. Birçok hekim ve sağlık çalışanı sıklıkla şiddete maruz kalmaktadır. Hekimlerin vatandaş nezdinde itibarları azaltılmaktadır.

ÖZEL SAĞLIK HİZMETİ SUNUCULARI

Olumlu yönleri

: • İnsanlar sevk olmadan özel hastanelere direk başvurabilmektedir • Faturalarda bir kesinti yaşanmazsa zamanında ödenmektedir.

• Hastalardan en fazla % 30-70 arası fark ücreti alınabilmektedir.

• Bazı hayati işlemlerden fark alınması yasaklanmıştır. Örneğin acil hizmetleri, kalp ameliyatları, organ nakilleri ve bebek yoğun bakımları gibi.

• Özel sektör ciddi sayıda hastaya kaliteli hizmet vermeye başlamıştır.

• • • •

Olumsuz yönleri

Sağlık bakanlığı tarafından 2008 yılına kadar hiçbir planlama yapılmadan sağlık kuruluşu ruhsatı verilmiş sonrasında bıçak gibi kesilerek hiç ruhsat verilmemiştir.

Özel sektörün yeni doktor alımı neredeyse tamamen yasaklamış ( 65 yaş üstü emekli doktorlar alınabilmektedir) ve nitelikli tıbbi cihaz alımı çok katı sınırlamalara tabi tutulmuştur. Böylece yeni özel sağlık kuruşu açılamadığı gibi mevcut kuruluşların da büyümesi engellenmiştir.

Hizmet fiyatları son dört yılda arttırılmamış ve birçok kalemde indirimler bile yapılmıştır. Özel sektörün bina ve personel maaşı gibi devlet hastanelerinde olmayan ek giderleri olmasına rağmen SGK tarafından devlet hastaneleri ile aynı ücretler verilmektedir. Hatta sağlık bakanlığı, hastaların özel sektöre başvurmasını zorlaştırmak için fark ücretini 15 TL’ye çıkarmıştır. Halbuki kendi hastanelerinde 8 TL fark alınmaktadır. Bu durum ciddi bir haksız rekabete neden olmuştur.

• • • • • •

Olumsuz yönleri

Birçok özel hastanenin belirlenen %70’in çok üzerinde fark aldığı bilinmesine rağmen gerekli denetimler yapılmamakta ve bu tür büyük hastanelere hemen hiçbir yaptırım uygulanmamaktadır.

Vatandaşın daha kolay başvurduğu ve genellikle ek ücret almayan tıp ve dal merkezleri kapatılmaya çalışılmaktadır. ( her yıl müstakil bir binaya taşınmaları için süre verilmekte aksi takdirde kapatılacakları hükme bağlanmaktadır) Özel hastaneler de kar getiren hizmetlere ağırlık vermekte ve diğer hizmetleri sunmakta gönülsüz davranmaktadır. Birçok görüntüleme merkezi fiyatların aşırı düşük olmasından dolayı kapanmıştır.

Birkaç tane uzman doktoru olan tıp merkezleri ortalama bir daire fiyatına satılır hale gelmiştir.

SGK, usulsüzlük yapan hastanelerin neden olduğu açıkları diğer hastane ve tıp merkezlerinden de kesintiler yaparak telafi etmeye çalışmaktadır.

ÜNİVERSİTE HASTANELERİ VE TIP EĞİTİMİ

Olumlu yönleri:

• Türkiye’de Hekimlerin ve sağlık personelinin eğitimi bazı aksaklıklara rağmen belli bir seviyede verilmekte ve düzenli olarak sürmektedir. Dağılımın ve istihdamın bozuk olmasına rağmen sistemi yürütebilecek sayıda hekim bulunmaktadır. • Tıp Fakültesi Hastanelerinin sayı olarak arttırılarak yaygınlaştırılması tıpta eğitim seviyesinin düşmesi ve gereksiz yere yüksek sayıda hekim yetiştirilmesi gibi sakıncaları içermekle birlikte, daha doğru işletmecilik kuralları uygulandığı taktirde bu hastaneler sağlık sisteminin üst düzey taleplerini yerine getirebilecektir.

• Üniversite hastanelerinin direk SGK hastası almasının önü açılmış ve böylelikle gelirleri birkaç kat artmıştır.

Olumsuz yönleri

• Sağlık Bakanlığı, Üniversitelerin özerkliğini hiçe sayarak, genç hekimlerin TıpFakültesi diplomalarına ve uzmanlık belgelerine el koymakta “Zorunlu Devlet Hizmeti” yasası çerçevesinde onların özgür çalışma haklarını ortadan kaldırmaktadır.

• Türkiye’de Tıp alanı yüksek seviyeli öğrencilerin eğitim tercihi olmaktan hızla uzaklaşmaktadır. Bu durum, halk sağlığı açısından gelecekte önemli bir tehlike oluşturabilecektir.

• Tıp fakülteleri tetkik ve tedaviler için aylar sonrasına randevu verir hale gelmiştir.

Olumsuz yönleri

• Üniversitelerde çalışan öğretim üyesi ve asistanların ücretleri çok değişkenlik göstermekte ve genellikle sağlık bakanlığı hastanelerinin gerisinde kalmaktadır.

• Üniversite hocaları emeklerinin karşılığını alamadıkları için muayenehanelerde insanlarla para ilişkisi kurmak zorunda kalmaktadır. • Sağlık bakanın aşırı baskıları sonucu tıp fakültelerinin kontenjanları kapasitelerinin üstünde arttırılmış ve böylelikle eğitim standartları düşürülmüştür. ( En son 4500’den 6000’e çıkarılmıştır) • Sadece tabelası olan birçok tıp fakültesi kurulmuş ve öğrenci kabulüne başlamıştır. Bu öğrenciler genellikle en yakın tıp fakültesinde eğitimlerine devam etmektedir. Bu gidişle yakın gelecekte yetişen hekimlerin kalitesi ciddi şekilde sorgulanmaya başlanacaktır.

HEKİM VE DİĞER SAĞLIK ÇALIŞANLARI

• Türkiye de yaklaşık 111 bin doktor görev yapıyor. Bunlardan 54 bini uzman, 49 bini pratisyen ve 8 bini asistan doktorlardan oluşuyor. Doktorların 62 bini Sağlık Bakanlığı’nda, 25 Bini Üniversitelerde ve 24 bini ise özel sektörde çalışıyor.

Olumlu yönleri :

• Hekimlerin döner sermayeleri arttırılmış ve uzman hekimlerin %80 kadarı muayenehanelerini kendi rızaları ile kapatmıştır.

• Atamalar bilgisayar ortamında yapılmaktadır.

• • •

Olumsuz yönleri

Döner sermaye sistemi kesinlikle gelecek için bir güven vermemektedir. Alacağınız ücret tamamen hastane yönetiminin insiyatifindedir. Sağlık bakanlığı sadece bir üst limit belirlemekte ancak verilecek asgari miktar konusuna karışmamaktadır. Sağlık çalışanları yapılan kötü propagandalar ve basında çıkan uç örnekler nedeniyle itibar kaybı yaşamakta ve giderek daha çok şiddete maruz kalmaktadır.

SGK, doktorların birçok ilacı yazma hakkını ellerinden almaktadır. Uzman doktorun hatta üst ihtisas yapmış doktorun yazması, sadece üniveristelerde yazılabilmesi gibi kısıtlamalar yapılarak hem hekimlerin mesleklerine saygısızlık yapılmakta hem de vatandaşın çok zor ulaşabileceği şartlar getirilmektedir.

• • • • •

Olumsuz yönleri

SGK birçok alanda sağlık bakanlığı ile çekişmeler yaşamakta ve giderek sağlık politikalarının belirler hale gelmektedir.

Vatandaşımız birçok konuda yeterince hakkını arayamadığı için SGK’nın yaptığı haksızlıklar yanına kar kalmaktadır. Doktorların emekli maaşları normal bir devlet memuru ile aynı düzeydedir. Örneğin hakim ve savcıların maaşları emekli olunca çok az fark ederken bir uzman doktor 1000 TL almaktadır.

Pratisyen hekimlere toplumda gereken güven ve itibarın sağlanması hem hekimleri hem de sağlık sistemindeki yığılmaları rahatlatacaktır. Mezun olan doktorların %95’i uzman olma hayali kurmaktadır. Böyle olması hem imkansız hem de gereksizdir. SGK, sağlık politikalarını belirlerken tamamen para eksenli hareket etmektedir. Örneğin pahalı bir ilaç gerekli olsa bile çok zor şartlarda reçete edilebilmektedir.

İLAÇ ECZACILIK

Olumlu yönleri

:

• 1- Türkiye’de yaygın bir eczane ve ilaç temin ağı mevcuttur • 2-Serbest eczanelerin neredeyse tamamı SGK ile anlaşma yapmıştır.

• •

Olumsuz yönleri

Türkiye, sağlık sektöründe ilaç, sağlık malzemesi ve teknik donanımda büyük oranda dışa bağımlı durumdadır. Bu hal, ülke gelirlerinin büyük oranda yurtdışına aktarılmasına yol açmaktadır.

Gereksiz yere birçok yeni eczacılık fakültesi açılmaktadır. Halbuki Türkiye kişi başına düşen eczacı sayısı itibariyle Avrupa da ikinci sıradadır ve bu konuda bir açık bulunmamaktadır. Her yeni eczacı ve hekim ihtiyaç yoksa bile kendi talebini yaratmak zorundadır. Bu durum dolayısıyla devlete ilave yükler getirecektir.

AĞIZ DİŞ-SAĞLIĞI

Olumlu tarafları :

• Ülkemizde yeterli miktarda diş hekimi vardır. İyi sayılabilecek bir eğitim almaktadırlar • Son yıllarda birçok yerde sağlık bakanlığı tarafında ağız-diş sağlığı merkezleri kurulmuş ve büyük miktarlarda diş hekimi istihdam edilmeye başlanmıştır. Bu durumda birçok diş hekimi de muayenehanelerini kapatıp devlet hastanelerinde çalışmaya başlamıştır.

Olumsuz yönleri

• Diş hekimi ülke genelinde dağılımı dengesizdir. Özel sektörde yığılma fazladır. • Hastaların hala sağlık güvenceleriyle özel diş hekimlerinden hizmet alma imkanları sağlanamamıştır.

• Ağız-diş sağlığı merkezlerinde giderek artan yığılmalar olmaya başlamıştır. • Vatandaşımız diş tedavilerin büyük kısmını hala kendisi karşılamaktadır.

KAMU SAĞLIK FİNANSMANI

• Sağlık sunucularının birleştirilmesi görünürde çok başlılığı ortadan kaldırmıştır. Ancak birleşme birçok işte yapıldığı gibi kağıt üzerinde yapılmış ve fiili birleşme hala sağlanamamıştır.

• • 1999 yılında yüzde 4,8 olarak gerçekleşen toplam sağlık harcamalarının oranı, 2007 yılında yüzde 6'ya yükseldi. 1999 yılında kişi başına sağlık harcaması 78,7 TL iken, 2007 yılı kişi başı sağlık harcaması 724,6 TL oldu.

Toplam sağlık harcamalarında SGK’nın devlet hastanelerine ödediği pay yüzde 35 olurken, özel hastaneler yüzde 10, üniversite hastaneleri de yüzde 6 oranında pay aldı.

• İlaç harcamalarının toplam sağlık harcamalarına oranı ise yüzde 44 olarak gerçekleşti.

KAMU SAĞLIK FİNANSMANI

• Sosyal Güvenlik Kurumu`nun (SGK) 2010 yılında 31 milyar 776 milyon TL açık vermesi öngörüldü. SGK`nın 2009 yılını 30 milyar 955 milyon TL açıkla kapatacağı ediliyor. • SGK`nın 2010 yılı bütçe giderleri ise 115 milyar 398 milyon TL olarak tahmin edildi. Buna göre giderlerin 76 milyar 203 milyon TL`si sigorta ödemeleri, 32 milyar 842 milyon TL`si sağlık giderleri, 174 milyon TL`si ise yatırım harcamalarından oluşacak.

• Genel Ekonomik Hedefler ve Yatırımlar 2010 Raporuna göre 2009 yılında bütçeden yapılan transferlerin 53 milyar 792 milyon TL olması öngörülürken, 2010 yılında bütçeden yapılacak transferlerin yüzde 7.65 artışla 57 milyar 694 milyon TL olması bekleniyor. 2010 yılında bütçe transferlerinin GSYH`ya oranı yüzde 5.61 olacak.

SONUÇ VE TEKLİFLER

• Devletin yürüttüğü sağlık hizmetine kar-zarar mantığı çevresinde yaklaşmak sosyal devletin gereklerini ihmal etmek olacaktır.

• Ülkemizde ve tüm dünyada olduğu gibi global sermayenin aç gözlü patronları gözlerini şimdi de sağlığa dikmişlerdir. Kar etmek için sağlık çalışanlarını ve devleti kullanmak istemektedirler. • Kamu Hastaneleri Birliği şeklindeki meclisteki tasarı kamu hastanelerini tamamen özelleştirmeye açacak bir projedir. Kamu hastanelerinin özelleştirilmesiyle de işletmecilik ve sağlık hizmetinde ticari kaygılar daha ön plana çıkacaktır.

SONUÇ VE TEKLİFLER

• Bu tarz yaklaşım yerine orta ve uzun vadede yerel yönetimlerin özellikle il genel meclislerinin güçlendirilerek sağlık hizmetlerinin yerel yönetimlere devri daha etkin bir sağlık hizmeti ve verimlilik sağlayacaktır. • Sağlık Bakanlığı da Anayasa tarafından üzerine yüklenen sağlık hizmetini düzenleme ve denetleme işini işletmeciliğini yaptığı hastaneleri yerel yönetimlere bırakmak suretiyle daha etkin yapacaktır. Bakanlık ancak yerel yönetimlerin yeterli hizmet götüremediği bölgelerde bu hizmeti birinci elden kendisi yapacaktır.

SONUÇ VE TEKLİFLER

• Hastaların ülkemiz gibi çalışan ve emekli kesimin zor geçindiği ülkemizde bir müddet daha tedavi giderlerine katkı sağlaması ertelenmelidir. Ancak suistimallerin önüne geçecek tedbirlerde alınmalıdır. • Özel sektör teşvik edilmelidir. Hizmet kalitesini artırmak için özel sektörün makul ölçülerde fark ücreti almasına müsaade edilmelidir.

• Özellikle uzman hekim sayısı artırılmalıdır. Hastaların uzman doktor bulmak için uzun yol kat etmesinin önüne geçilmelidir. Ciddi açık bulunan hemşire ve diğer yardımcı personel sayılarını artırmak için Sağlık Meslek Liselerinin sayısı artırılmalıdır.

SONUÇ VE TEKLİFLER

• Sağlıklı bir toplum için spor alanları oluşturulmalı ve spor teşvik edilmelidir. İşyerleri ve okullarda spor alanları oluşturulmalıdır. Okullarda beslenme ve sağlık dersleri mecbur kılınmalıdır.

• Hekim ve diğer sağlık çalışanlarının özlük hakları geliştirilmeli, sosyal imkanları arttırılmalıdır.

• Hekim ve diğer sağlık personelinin maaşlarının en az yarısı emeklilik sistemine de yansıtılmalıdır. Bu şekilde sağlık çalışanları emeklilik günleri için gereğinden fazla para biriktirme sıkıntısından kurtulup işlerine daha iyi odaklanabilecektir.

SONUÇ VE TEKLİFLER

• Birinci basamakta çalışan pratisyen hekim ve aile hekimlerinin itibarlarının arttırılması için toplum bilinçlendirilmelidir.

• Aile hekimliği sistemi kısa sürede tüm yurt sathında hayata geçirilmelidir. Aile hekimi olmak isteyen pratisyen hekimlere bir yıl kadar eğitim verilmeli ve bu eğitim sağlık bakanlığınca sübvanse edilmelidir.

• Sağlık bakanlığı sadece denetim görevi ve koruyucu sağlık hizmetleri yapmalı, hastane işletmeciliği yapmamalıdır.

• Sağlık primlerinin zorunlu olarak SGK’ya yatırılması uygulamasına son verilmeli, özel sigorta sektörünün de bu konuda rekabete katılması sağlanmalıdır. İnsanların SGK’ya ilave olarak ek hizmetler almak için özel sektöre de prim ödemesinin önü açılmalıdır.

SONUÇ VE TEKLİFLER

• Sağlık çalışanlarının aldığı ek ödemeler standardize edilmeli ve gelecekle ilgili endişe duymalarını önleyecek tedbirler alınmalıdır.

• Akademisyenlerin gelir düzeyleri arttırılıp belli bir standarda kavuşturulmalıdır. Bu şekilde akademik personelin eğitim ve araşma faaliyetlerine daha fazla eğilmesi sağlanmalıdır.

• Türkiye’deki hekim açığı çok acil kapatılması gereken bir açık değildir. Dolayısıyla tıp fakültelerinin kontenjanları gereksiz yere arttırılarak yetişen hekim kalitesinden taviz verilmemelidir.

TEŞEKKÜRLER