Transcript Sunu

Eren DEMİRHAN
Cihan ÇUKUR
E. Burak EROĞLU
Uğur ÇALIK
 Teknolojinin gelişmesi ve bilgisayar
kullanımının artması doğal olarak web kullanımını
da arttırmaktadır. Web imkanları geçmişten
günümüze kadar sürekli gelişme göstermektedir.
 Geleneksel web olarak adlandırılan web 1.0
kullanıcıların isteklerini karşılamaması sebebiyle
geliştirilmiş ve web 2.0 oluşturulmuştur. O’Reilly
Media’nın ortaya attığı web 2.0 kavramı
kullanıcılarına çeşitli fırsatlar sunmaktadır
Bu fırsatlar şunlardır:
 Ücretsiz web tabanlı e-posta,
 Elektronik bankacılık,
 Proje yönetim araçları,
 Kelime işlemci,
 Elektronik ticaret,
 Haber ve radyo canlı yayınları.
 Gelişmiş web’in ortaya koyduğu fırsatlar web
kullanımı arttırmaktadır. Kullanımın artmasında
olumlu sonuçlardan biri olan Sosyal Medya yani
sosyal paylaşım ortamları, kullanıcıların bilgi
üretmesini, paylaşmasını olanaklı kılmaktadır.
 Sosyal medya; Zaman ve mekan sınırlaması
(mobil tabanlı) olmadan paylaşımın,tartışmanın
esas olduğu web 2.0 ın kullanıcıya sunulmasıyla
birlikte, tek yönlü paylaşımdan çift taraflı ve eş
zamanlı bilgi paylaşımına olanak tanıyan bir
medya sistemidir.
 Bireylerin internette birbirleriyle yaptığı diyaloglar ve
paylaşımlar sosyal medyayı oluşturur. Sosyal ağlar,
bloglar, mikro bloglar, anlık mesajlaşma programları,
sohbet siteleri, forumlar gibi insanların birbiriyle içerik
ve bilgi paylaşmasını sağlayan internet siteleri ve
uygulamalar sayesinde internet kullanıcıları aradıkları
ve ilgilendikleri içeriklere ulaşma fırsatına erişmektedir
 Bu internet uygulamaları,kullanıcılar ve kullanıcıların
memnuniyetiyle haberdar ettikleri kişiler aracılığıyla
başvuranlar arasında gittikçe daha çok artan bir
etkileşim sağlamaktadır. Bu içerik, fotoğraf, video, metin
ve medyaya ilişkin karışık oluşumlar içererek çeşitlilik
gösterir.
 Sosyal medya en yüksek derecede paylaşımın
gerçekleştiği, online medyanın yeni bir türü olarak fırsat
sayılabilecek özellikler sunmaktadır. Bu özellikler
şunlardır:
Katılımcılar: Sosyal medya katılımcıları
cesaretlendirir ve ilgili olan her bir kullanıcıdan geri
bildirim alır.
Açıklık: En çok sosyal medya servisleri
geribildirime ve katılımcılara açıktır. Bu servisler
oylama, yorum ve bilgi paylaşımı gibi konularda cesaret
aşılarlar.
Konuşma: Geleneksel medya yayına ilişkin iken
(içerik aktarımı ya da dinleyiciye bilgi ulaşımı), sosyal
medya iki yönlü konuşmaya olanak tanıması
bakımından daha iyidir.
Toplum: Sosyal medya topluluklara çabuk ve
etkili bir oluşum için izin verir. Topluluklar da böylece
sevdikleri fotoğraf, politik değerler, favori TV şovları gibi
ilgili oldukları şeyleri paylaşırlar.
Bağlantılılık: Sosyal medyanın çoğu türü,
bağlantılı işler gerçekleştirir; diğer siteler, araştırmalar
ve insanların ilgili oldukları herhangi bir konuda link
verilmesine olanak tanır. Sosyal medyanın bu özellikler
çerçevesinde geleneksel medyadan farkı ise şöyle
sıralanmaktadır :
 Erişim: Hem geleneksel medya hem de sosyal medya
teknolojileri herkesin genel bir kitleye erişebilmesine
olanak tanır.
 Erişilebilirlik: Geleneksel medya için üretim yapmak
genellikle özel şirketlerin ve hükümetlerin
sahipliğindedir; sosyal medya araçları genel olarak
herkes tarafından az veya sıfır maliyetle kullanılabilir.
 Kullanılırlık: Geleneksel medya üretimi, çoğunlukla
uzmanlaşmış yetenekler ve eğitim gerektirmektedir.
Çoğu sosyal medya için bu geçerli değildir, yani herkes
üretimde bulunabilir.
 Yenilik: Geleneksel medya iletişimlerinde meydana
gelen zaman farkı (günler, haftalar, hatta aylar) anında
etki ve tepkisi olan sosyal medya ile kıyaslandığında
uzun olabilmektedir. (Tepkilerin zaman aralığına
katılımcılar karar verir). Geleneksel medya da sosyal
medya araçlarına adapte olmaktadır.
 Kalıcılık: Geleneksel medya yaratıldıktan sonra
değiştirilemez (bir dergi makalesi basıldıktan ve
dağıtıldıktan sonra aynı makale üzerinde değişiklik
yapılamaz); oysa sosyal medya yorumlar veya yeniden
düzenlemeyle anında değiştirilebilir.
 Aslında sosyal medyanın temeli insanların bilgisayar
vasıtası ile birbirleri ile tanışma ve iletişim kurma
arzusunun ilk ürünü olan BBS (Bulletin Board
Systems)’lere kadar uzanır. Gerçek zamanlı chat
sistemlerinden bile önce insanlar bu BBS’ler sayesinde
birbirleri ile bilgi paylaşımında bulunabilmektedirler..
Türkiye için çok yaygınlaşamamış bir sistem olsa da
yurtdışında BBS’ler üzerinde çok fazla insanın tanıştığı
ve internete yön verdiklerini biliyoruz.Türkiye’de ise
gerçek manada bilgisayar üzerinden iletişim IRC’nin
(Internet Relay Chat) yaygınlaşması ile başladığı
bilinmektedir.
 Her ne kadar 2003 yılında kurulan myspace
Amerika’da çok büyük bir etki yaratarak sosyal medyanın
ilk adımlarının atılmasını sağlamış olsa da Türkiye için
hala uzak ve soğuk bir sosyal networktür. Türkiye için
sosyal medya ile tanışma ancak 2006′da Facebook‘un ani
patlaması ile gerçekleşmiştir.
 Dünyanın ikinci büyük insan kaynakları şirketi
Randstad’ın yaptığı Workmonitor araştırmasının
sonuçlarına göre; ankete katılan 29 ülkenin neredeyse
tümünde işgücünün yüzde 50’sinden fazlasının
Facebook, LinkedIn ve Twitter gibi sosyal medya web
sitelerine üye olduğu belirlenmiştir.
 Araştırmaya göre sosyal medya kullanım oranının
başta Şili (yüzde 92), Çin (yüzde 90), Hindistan (yüzde
90) ve Türkiye (yüzde 86) olmak üzere özellikle genç
işgücü nüfusu fazla olan ülkelerde çok yüksek olduğu
ortaya çıkmıştır.
 Türkiye’de bir çok alanda sosyal ağların varlığı hem
son kullanıcı hem de şirketler için önem arz ediyor. Bu
alanların başında Türkiye’ye en uygun model olan
arkadaşlık ve çevre edinmek için kullanılan sosyal ağlar
ilk sırada yerini alıyor.
 Arkadaşlık ve çevre edinme dışındaki sosyal ağlara
örnek vermek gerekirse; iş sosyal ağları ve marka odaklı
sosyal ağlar önemli örnekleri oluşturuyor.
 Türkiye’de Sosyal Ağların yoğunluk sıralamasını
şekillendiren en önemli faktörün, Türk insanının
internet kullanım alışkanlıkları olduğunu bilmek gerek.
Arkadaşlık ve çevre edinme amacıyla kullanılan
Facebook, Türkiye’de 13 milyona yakın Türk üyesiyle 1.
sırayı kimseye kaptıracak gibi gözükmemektedir.
 İnternet kullanım alışkanlıklarımızda sosyal ağların
yeri :
Toplam Türk internet kullanıcısı olan 18,142,000
Kişinin 79.6%’sı olan 14,443,000 kişi Sosyal Ağlar
kategorisinde yerini almaktadır.
 İnternet kullanıcılarının internette geçirdiği zaman
sıralamasında ise Sosyal Ağlar, üst sıralarda yerini
koruyarak internette geçirdiğimiz zamanın önemli bir
kısmını kaplıyor diyebilmekteyiz.
 Sosyal medyadan sonra insan hayatında birçok şey
değişmeye başlamaktadır. Sosyal medyada var olan içerik
kullanıcı tarafından oluşturulduğundan yaratıcılık önem
kazanmaya başlamakta ve katılım çağı doğmaktadır.
 Medya'nın içeriğini üreten ve medyayı izleyen
arasındaki katı ayrım ortadan kalkmıştır. Bu oluşuma
bağlı olarak değişim hızı arttı ve insanlar için inovatif
olmak ve yeniliklerde başı çekmek önem kazandı.
Gerçekler değil fikirler önem kazanmakta, objektif olmak
değil içten olmak önemli hale gelmektedir.
 Sosyal medya kullanımında içerik ekleyen her birey
eşit olduğundan demokrasi fikrinin insanların kafasına
yerleşebilmesi için uygun ortam sağlanmaktadır. Bu
sayede sosyal medya platformlarının kullanıcıları
özgürce fikirlerini aktarabilme imkanı bulmaktadır.
 Bu durum, kişilerin internette öne sürdükleri
düşüncelere, paylaşımlara, tanıdıkları olsun olmasın,
diğer kişilerin yaptıkları yorumlar ve geribildirimlerle bir
sosyal etkileşim ortamı ve giderek sanal cemiyetler
oluşturmaktadır.
 Batı dünyasının sürekli olarak teknolojik gelişmeleri
demokrasiyi yaygınlaştırıcı araçlar olarak pazarlaması,
baskıcı rejimlerin internet üzerindeki faaliyetlerini
sadece internet sitelerini kapatmak veya internet
sitelerine erişimi yasaklamaktan çıkarıp, sosyal paylaşım
sitelerini protestocuları takip etmekten tutun, kendi
propaganda sitelerini kurmaya kadar genişleyen bir
yelpazede pozisyon almaya yöneltebilmektedir.
 Sosyal medya kendisini sadece toplumsal
hareketlerde kendisini hissettirmemektedir. Bunun
yanında aile ve eğitim hayatını da yakından
etkilemektedir.
 Ebeveynlerle çocukları arasındaki iletişim yönü
değişti. Ebeveynler şimdiki teknolojik şartlara yakın
şartlarda doğan çocuklarının öğrenme hızlarına
yetişemedikleri için bazı şeyleri çocuklarından
öğrenmeye istekli hale geldiler.
 Bu öğrenme sonucunda sosyal medyaya daha yatkın
hale gelen ebeveynler, çocuklarıyla sanal ortamı
paylaşmaya başlamakta ve çocuklarının arkadaş
çevrelerini de bu yolla daha yakından tanıma olanağına
kavuşmaktadırlar.
Dünyada internet kullanımı, bir önceki yıla göre yüzde
14′lük bir artış kaydederek 1.97 milyara ulaştı.
 İnterneti en fazla kullananlar, sırasıyla Asyalılar 825.1
milyonu Avrupalılar 475.1 milyonu ve kıta Amerikalıları
345,7 milyonu diğerleri ise 123,4 milyonunu
oluşturmaktadırlar..
 Türkiye’deki internet kullanıcı sayısı 35 milyon kişi.
Toplam nüfusa oranı % 48. Bu sayı ile dünyada 12,
Avrupa’da ise 4′üncü sırada yer alıyoruz. 35 milyon
internet kullanıcısının 24 milyonu Facebook üyesi.
Bunun toplam nüfusa oranı ise % yüzde 34.’ü
bulmaktadır.
 Türkiye’deki kullanıcıların çoğunluğunu yüzde 57
oranla erkekler oluştururken, kadınlar yüzde 43 oranında
kalıyor. Bu kitlenin yüzde 42′si 25-44 yaş aralığında iken,
araştırmada ulaşılan yaklaşık 20 milyon internet
kullanıcısının sadece 3.4 milyonu kentsel bölgelerde
yaşamaktadır. Bu durum internetin sadece kentsel
bölgelerde kullanılmadığının ve genç kesimin interneti
daha fazla kullandığının bir göstergesidir.
 Türkiye’deki internet kullanıcılarının eğitim
durumuna gelince ise, yüzde 30′u ilkokul, yüzde 25′i orta
öğretim, yüzde 30′u lise mezunu olduğu görülüyor.
Beklenenin tersine üniversite mezunları, kullanıcıların
sadece yüzde 15′ini oluşturmaktadır.
 2010 sosyal medya için tam bir atılım yılı oldu.
İnternet kullanıcıları arasından sosyal medyaya üye
olanların oranı % 95. Dünyada 600 milyona yaklaşan
kullanıcısı olan Facebook’un Türkiye’deki toplam
kullanıcı sayısı ise 24 milyon. (Bunun neredeyse yarısı
2010 yılında katıldı.) Yani bu rakamlar, dünya üzerinde
yaşayan 7 milyara yakın insanın yüzde 7′sini, 73.5 milyon
kişi olan Türkiye toplam nüfusunun ise yüzde 34′ünü
kapsıyor. Bu kullanıcı sayısıyla, dünyada ABD ve
İngiltere’nin ardından 3′üncü sırada yer almaktayız.
 Twitter dünyada 175 milyon üyeye ulaştı. Bunun 100
milyonu ise 2010 yılında eklendi. Yine 2010′da
gönderilen ‘Tweet’ sayısı 25 milyar. Türkiye’deki toplam
Twitter kullanıcı sayısı ise yaklaşık 35 bin kişi.
Türkiye’deki toplam
 FriendFeed kullanıcı sayısı yaklaşık 15 bin
kişiyi.bulmaktadır.
 You Tube’a her dakika 35 dakikalık yeni video
yükleniyor. Günlük izlenen video sayısı ise 2 milyar.
Flickr’a yüklenen fotoğraf sayısı 5 milyarı aştı.
Facebook’a ise ayda ortalama 3 milyar fotoğraf, 20
milyon video yüklenmektedir..
İnternette var olmanın çeşitli yollarından biri de;
sosyal ağların yaygınlaşmasıyla atıldı. Wikipedia,
Myspace, Facebook, Frendster, Flickr, Twitter,
Friendfeed ve YouTube gibi siteler, kullanıcıların o anda
ne yaptıklarını, düşündüklerini, çektikleri fotoğrafları ve
videolarını paylaşabildikleri platformlar olarak öne çıktı.
 Artık kullanıcılar geleneksel medyanın kendilerine
sunduklarıyla yetinmeyip kendi içeriğini oluşturmaya
başladı. İlgi çeken içerik ise; kullanıcılar tarafından
paylaşılarak yıldızlaştı.
Araştırmada sosyal medya ve gençlerin sosyal medyadan
beklentileri incelenmektedir. Araştırmaya Atatürk Üniversitesinde
okuyan 74 kız, 76 erkek olmak üzere toplam 150 öğrenci katılmıştır.
Katılımcıların 14 sorudan oluşan ankete verdikleri yanıtlar aşağıdaki
tablo ve grafiklerde gösterilmiştir. Çalışma sonucu elde edilen veriler
açıklanıp yorumlanmıştır.
Veriler incelenirken öncelikle sorular ile ilgili tablolarla ele
alınmıştır. Daha sonra çapraz tablo tekniği ile bulgular yorumlanmıştır.
Tüm bu işlemlerde verilerin analizi için "SPSS 11,5 for Windows"
istatistik
programı
kullanılmıştır.
İstatistik
programında
değerlendirilen
veriler
tablolar
şeklinde
gösterilecek
ve
yorumlanacaktır.
Anket yapılan 150 Üniversite
öğrencisinden alınan
sonuçlara göre 120 öğrenci
sosyal paylaşım sitelerini
kullanmakta iken sadece 30
öğrenci sosyal paylaşım
sitelerini kullanmamaktadır.
Erkek kullanıcılar 64 kişi iken
bayan kullanıcılar 56 kişidir.
Kullanıcı olmayan 30
öğrenciden 18’ i bayan iken 12’
si erkektir.
Anket yapılan 150 üniversite
öğrencilerinden sosyal medya
hakkında yeterli bilgiye sahip
kişi sayısı erkeklerde 64 iken
bayanlarda bu sayı 47’dir.
Yeterli bilgiye sahip
olmadıklarını düşünen 39
kişiden 12’si erkek iken 27’si
bayandır.
Yapılan anketten öğrencilerin
sosyal paylaşım sitelerinden
yalnızca Facebook ve Twitter
kullanıcısı oldukları sonucu
çıkmıştır. Diğer sosyal medya
organlarından olan Flickr,
Myspace, kullanıcısı ise
çıkmamıştır. Facebook
kullanıcıları 80 kişi iken
bunun 39’ u erkek 40’ i
bayandır. 4 Twitter
kullanıcısından 2’ si erkek 2’
si bayandır. Her ikisini de
kullanan 37 kişiden ise 23’ u
erkek 14’ u bayandır.
Sosyal medyayı kullanan 120
öğrenciden 25’i arkadaşlık
amacıyla kullanırken 31’i
güncel olarak kullanmaktadır.
Oyun için kullanan kişi sayısı
sadece 1 iken hepsini
amaçlayarak kullanan kişi
sayısı ise 63’tür. Arkadaşlık
amacıyla sosyal medyayı
kullanan 25 kişiden 19’u erkek
6’si bayandır. Güncel olarak
kullanan 31 kişiden 11’ i erkek
iken 20’si bayandır. Hepsini
amaçlayarak kullanan kişi
sayısı ise erkeklerde 33
bayanlar da 30’dur.
Sosyal medyayı kullanan 120
üniversite öğrencisinden günde
kaç saatlerini cevaplamaları
istenmiştir. Çıkan sonuçta 52 kişi
günde 1 saatlerini, 39 kişi günde
3 saatlerini, 18 kişi günde 5
saatlerini ve 11 kişi de günde 7
saat ve daha fazla sure ayırdıkları
görülmüştür. Sosyal medyaya
günde 1 saat ayıran kişilerden 28’
i erkek iken 24’ u bayandır.
Günde 3 saat ayıran kişilerden 25’
i erkek 14’ u bayandır. Günde 5
saatini ayıranlardan 5’ i erkek 13’
u bayandır. Günde 7 saat ve üzeri
kullanıcı sayısı ise erkeklerde 6
iken bayanlarda 5 olarak
görülmüştür.
Yapılan araştırmadan çıkan sonuçlara göre :
 Üzerinde anket uygulanan 150 kişilik bir grupta
4/5 lük grup sosyal ağları kullanırken, yalnızca 1/5
lik grup sosyal ağları kullanmamaktadır.
Kullanılan sosyal ağlardan çoğunluğu Facebook
kullanıcıları oluştururken, Twitter da 2. sırayı
almaktadır.
 Erkek ve bayanların sosyal medya kullanımları
hemen hemen aynı sayıda olsa da, erkek kullanıcılar
çoğunluğu oluşturmaktadır.
 Ayrıca 1/3 lik kısım günde 1 saatlerini sosyal ağları
kullanarak geçirmekte ve diğer 1/3 lik kısım günde 3
saatlerini sosyal ağları kullanarak geçirirken geri
kalan 1/3 lik kısım ise günde 5 saat ve daha uzun süre
sosyal ağlardan yararlanmaktadır.
 Bu da demek oluyor ki; ülkemizde sosyal medya, gün
geçtikçe, daha fazla kullanılmaya başlanmakla beraber
git gide insanların günlük zamanlarını burada daha
fazla harcayacakları anlamına gelmektedir.
 Sosyal Medya öğelerinin daha fazla kullanılmasıyla
birlikte, reklam ve halkla ilişkiler birimlerinin de
buralarda etkin faaliyet göstererek daha fazla kitleye
ulaşabilmesi öngörülmektedir.
 Ayrıca sosyal medyanın büyük topluluklara hitap
edebileceği düşünülürse, insanları belirli bir
düşünceye yönlendirmek, gerektiğinde en küçük
haberi veya paylaşımı dahi tüm dünyaya yaymak
mümkün olabilmektedir.
 Böylece insanlar, kurum ve kuruluşlar kendilerini
daha hızlı bir şekilde daha büyük bir topluluğa ifade
edebilecekler ve hemen herkes sürekli iletişim halinde
olacaktır.
 Ayrıca sosyal medya üzerinde kullanılacak bir
hiyerarşik yapıyla binasız bir şirket dahi
kurulabilinmesi mümkün olmaktadır .
 Tüm bu çıkan sonuçlar ve çıkarımlar dahilinde sosyal
medya, gün geçtikçe kendini yenileyen ve ilerleyen
kimliği ile geleceğin yeni düzeninde olmazsa olmaz bir
yapı taşı haline gelecektir.
 Yapılan anket sonuçlarına göre gençlerin sosyal
beklentileri daha çok sosyal medyanın daha güvenilir
ve kişisel konuları üzerinde yoğunlaşmaktadır.
 Ayrıca sosyal medya üzerinde paylaşılan, toplumun
sosyo-kültürel, kutsal değerlerini ve ahlak yapılarını
bozan içeriklerin yayınlanmasına izin verilmemesi
gençlerin beklentilerini arasında yer almaktadır.
TEŞEKKÜRLER…