Transcript Slayt 1
ALT KÜLTÜR PSİKOLOJİSİ
suçlu alt kültürü” yaklaşımı Bu yaklaşımın
öncülerinden olan Cohen, çocuk suçluluğu üzerinde
durmuştur. Ona göre, çocuk suçluluğunda bir alt kültür
vardır.
Bu kültür, genel olarak inançları, değer hükümlerini
örf ve adetleri, zevkleri, peşin yargıları, kısaca, insan
tarafından yapılmış ve yaratılmış her şeyi içerir.
Cohen’e göre, suçlu çocuğun davranışları kendi alt
kültürünün standartlarına göre doğru, genel kültürün
normlarına göre yanlıştır. Yine Cohen’e göre, suçlu çete alt
kültürünün bir başka özelliği onun kısa vadede zevke
yönelik olmasıdır.
Suçlu çocuklar, izleyecekleri suç konusunda uzun vadeli
planlar yapmazlar. Grup içinde ilişkiler yoğun bir
dayanışmaya yönelik ve hükmedici nitelikte olup, diğer
gruplarla ilişkiler ise, isyankar ve düşmancadır.
Suç üzerine etki eden önemli faktörlerden biri de
arasında örf ve âdetlerdir. Örf ve adetler insanları sosyal
hareket tarzlarına götürebileceği gibi yine bunların bazı
şekilleri anti sosyal hareketlerin, suçların işlenmesine
yöneltebilmektedir.
Toplumun belirli bir kısmında geçerli örf ve adetler, tüm
toplum kültürüne dahil normlarla çelişki halinde
bulunmakta ve bireyler bu normlara göre sosyalleştikleri
için şiddete dayalı eylemlerini suç olarak kabul
etmemektedirler.
Örf ve adetlerin insanları suça yönelttiğinin en klasik örneği
kan davasıdır. Bir kimsenin ailesinden veya akrabalarından
birini öldüren bir kişiyi veya onun akrabalarından birinin,
öldürülenin kanına karşılık olmak üzere öldürülmesi
geleneğidir
Yaşanılan alt kültür içinde kan davasını sürdürmemek, törelere
karşı çıkmak, başkaldırmak olarak değerlendirilir. Böyle
davranan insanlar namussuz, onursuz olarak
nitelendirilir. Yaşadığı toplumun dışına itilir, hatta yaşadığı
toplumun önde gelenleri tarafından cezalandırılır.
Ülkemizde konuyla ilgili yaptığı araştırmada Tezcan, kan
gütmenin en yoğun olduğu bölgeleri: Güneydoğu Anadolu,
Karadeniz ve Doğu Anadolu olara Sıralamaktadır.
Ergil’in 1970 - 1975 yılları arasında Ankara, İstanbul ve
İzmir’de polis kayıtlarından hareketle namus cinayetlerini
incelemiş 273 namus cinayetinden %89’u alt sınıf kökenli
bireyler tarafından işlendiğini tespit etmiştir.
Alt sınıf namus cinayetlerinin %10’u aileler arası çatışma
(kandavası) nedeniyle işlendiği, kurbanların ve cinayeti
işleyenlerin büyük çoğunluğu erkek olduğu ortaya
konmuştur
Taft’a göre, suç teşkil eden tavır ve hareket, kültürün
diğer tavır ve hareketler gibi sosyal ilişkilerin bir
sonucudur. Bu bakımdan kişinin fiil ve hareketini
kültürün ve sahip olduğu tecrübelerin bir ürünü
sayılmaktadır. Bazı kültürlerde şiddete başvurma
davranışı yerleşmiş kültürün bir kısmı olarak kendisini
göstermektedir.
Gerçekten bazı toplumlarda şiddete başvurma alt
kültürün tabii ve zaruri bir ihtilaf çözüm aracı olarak
kabul edilmektedir.
Suça oranla suçun işlendiği kültürünkarakteristiklerinin
bilinmesi gerektiği noktasından hareketle Taft,
Amerikan kültürüne ait karakteristikleri şöyle
belirtmektedir: Amerikan kültürü dinamik, karmaşık,
maddiyatçı, siyasi bakımdan demokratik, sosyal itibara
büyük değer veren, grup bağlılığını teşvik eden, ırk
ayrımı yapan, rüşvete karşı hoşgörülü, bireyci, bazı
kanunlara karşı saygısız ve yarı suç teşkil edici
sömürüyü kabul eder nitelik taşımaktadır.
SONUÇ
Bütün bu sonuçlar bize, mevcut kültür içinde örf,
adetler ve inançlardan bazıları insanları suç işlemeye
teşvik edici hatta bir çok durumda zorlayıcı etkiler
yapabilmekte olduğunu göstermektedir. Bu durum kan
gütme olaylarında daha da belirgindir.
KAYNAKLAR
SOSYAL BİLİMLER ENSİTÜSÜ
SOSYOLOJİ ANABİLİM DALI
SUÇA ETKİ EDEN SOSYAL FAKTÖRLER
YÜKSEK LİSANS TEZİ
CUMALİ ATASEVEN
Tez Danışmanı: Prof. Dr. Hüseyin BAL
ISPARTA, 2006
Bu yazı Prof.Dr. Timur DEMİRBAŞ’ın “Kriminoloji
kitabından alınmıştır. Seçkin, Ankara, 2001, s.125 vd.
İBRAHİM
SARAY
13984362804