KÜLTÜR VE DAVRANIŞ Yrd.Doç. Dr. Nilüfer YÖRÜK KARAKILIÇ

Download Report

Transcript KÜLTÜR VE DAVRANIŞ Yrd.Doç. Dr. Nilüfer YÖRÜK KARAKILIÇ

KÜLTÜR VE DAVRANIŞ

Yrd.Doç. Dr. Nilüfer YÖRÜK KARAKILIÇ

 Kültür nesilden nesile aktarılan, toplumdan ferde kazandırılan bir yaşama biçimi olup, insanın insan tarafından tesis edilmiş ve yaratılmış olan maddi ve manevi unsurlarından meydana gelmiş çevresidir. İnsan bu çevrenin önceki nesillerden devraldığı unsurlarını kısmen geliştirerek, kendisinden sonraki nesillere devreder. Bu sebeple kültür, nesilden nesile aktarılan sosyal bir miras olarak tanımlanır.

 Bugünün kültürü, geçmiş nesillerin çabalarının ve tecrübelerinin ürünüdür ve halen yaşayan insanların tecrübelerine göre değişir ve zenginleşir. Bu haliyle kültür, öğrenilen tavır ve hareketler olup,, toplumun ortak yaşam biçimidir.  Davranış bilimlerine göre kültür, insanların doğuştan ölünceye kadar öğrenmiş oldukları, kaynağı insan ve toplum olan ayrıca toplumda ortaklaşa paylaşılan bütün davranış kalıpları veya alışkanlıklarıdır.

  Bu tanımlamalara göre kültür, toplum içindeki her türlü bilgiyi, alışkanlığı, değer ölçülerini, genel durum, görüş ve zihniyet ile her türlü davranış biçimlerini kapsar. İnsan ve toplum tarafından yapılan ve gerçekleştirilen her şey birer kültür elemanı sayılır. Yeryüzünde kültür sahibi olan tek varlık türü insan topluluklarıdır.

 Kültür, insanlar tarafından ortaklaşa ortaya konmuş olan kurallar ve değerler( hukuki, ahlaki, ve sosyal kurallar şeklindeki davranış biçimleri), bilgi ve tecrübeler(insan ürünü her çeşit bilgi ve alışkanlıklar), eşyalar(aletler ve aletlerle yapılan nesneler) fikirler v duygulardan oluşan sembollerden meydana gelen bir bütündür.

 Kültür, bilimsel bir kavram olarak, bir toplumu meydana getiren fertlerin, hem kendi aralarındaki, hem kendileri ile toplum arasındaki, hem de toplumlar arasındaki ilişkileri düzenler. İnsanların belirli bir tarzda davranması, belirli bir kültürün sahibi olmasından ileri gelmektedir. İnsanın çoğu davranışı benimsediği kültürünün bir ürünüdür.

 Belirli bir toplum içinde yaşayıp, ortak davranış kalıplarını ve yaşama biçimini öğrenen her insan kültürlüdür. Fakat, insanların çeşitli kaynaklardan öğrendiği bilgi, tecrübe, inanç, fikir ve duygu dağarcığı arttıkça kültür seviyesi de yükselir.

 Tylor’a göre kültür, bilgiyi, imanı, sanat ve ahlâkı, örf ve adetleri, ferdin bağlı bulunduğu bir toplumun üyesi olması sebebiyle kazandığı alışkanlıkları ve bütün maharetleri içine alan karmaşık bir bütündür. Tylor bu tanımla dört temel unsur üzerinde durmuştur. Bunlar, toplum, insan, kapsam ve öğrenme unsurlarıdır. Tylor’un kültür tanımlaması, fonksiyonel ve bütüncü bir görüşle gerçekleşmiştir. Yani kültür kavramını bütüncül bir şekilde tüm yöneleriyle ele almaktadır.

 Tylor’un tanımında kültürün kazanılması için insanın bir toplumun üyesi olması şartı öngörülüyor. Ayrıca kültür elemanlarının ve unsurlarının( bilgi, inanç, sanat, ahlâk, gelenek, vb.)bir listesini de veriyor. Fakat insanın kültüre neden ihtiyaç duyduğunu, kültürün insan için gereğinin ne olduğu hakkında bir bilgi verilmiyor. Tylor’un bu eksikliğini Malinowski gidermeye çalışmıştır.

 Malinowski kültürü, insanların biyolojik ihtiyaçlarını karşılayan tüketim malları ve araçları ile sosyal bir topluluk halinde yaşamaktan dolayı ortaya çıkan fikir ve sanatların, inanç ve geleneklerin bir bütünü olarak tanımlamaktadır.  Bu çerçevede ister çok ilkel ve basit olsun, isterse çok gelişmiş, karmaşık bir kültür olsun, her kültürün insanların karşılaştıkları maddi ve manevi problemlere ve ihtiyaçlara cevap verebilecek birtakım alet ve araçlarla donatıldığı kabul edilmektedir.

 Malinowski’ye göre, insan tabiatla mücadele halindedir. İnsanın tabiatla olan bu mücadelesinden kültür doğmaktadır. Örneğin, barınmak için binaların inşa edilmesi, beslenmek için ziraat, imalat ve diğer ekonomik faaliyetlerin yapılması, ulaşımın sağlanması için yolların, köprülerin yapılması, uzaklara gidebilmek için otomobillerin, gemilerin, uçakların yapılması insanların tabiatla mücadelelerinin sonucudur.

 Genel olarak kültür, insan ihtiyaçlarının karşılanmasında fonksiyoneldir. Kültür, temel fizyolojik ve biyolojik ihtiyaçlar ile psikolojik ve sosyal ihtiyaçların tatmin edilmesine aracılık eden bir kavramdır. Bu anlamda kültürel öğeler ve elemanlar, toplumun üyelerine bir tatmin veya hizmet sağlayarak var olabilirler.

  Kültür, insanların doğuştan getirdikleri yetenek ve özellikler olmayıp, sonradan kazandıkları psiko-sosyal alışkanlıklar ve çeşitli davranış kalıplarıdır. Kültür, içgüdüsel ve kalıtım yoluyla kazanılmış bir değer olmayıp, tamamen eğitim yoluyla öğrenilmiş ve belirli bir toplumun üyelerince paylaşılan davranışların sonucudur.

 Kazandığı alışkanlıkları ve öğrendiği yeni bilgi ve tecrübeleri, başka insanlara aktarabilen ve gerektiği zaman bir takım şeyleri öğrenme imkanına sahip olan tek varlık insandır. İnsanı diğer canlılardan ayıran bu yeni bilgi, tecrübe ve kural öğrenebilme ve öğretme mekanizmasına kültür denmektedir.

 Kültür ferdin toplum içinde insanlarla kurduğu ilişkiler sonucu öğrenmiş olduğu ve nesilden nesile aktarılan birtakım davranış biçimleriyle tavır ve hareketleridir. Fert kültür sistemlerini, doğduğunda toplumda toplumda hazır bulur. Aile, okul, mahalle ve işyerlerinde olmak üzere, doğuştan ölünceye kadar sosyalleşme süreciyle kültürü kazanır.

K

ÜLTÜR ÇEŞITLERI  1. Genel Kültür ve Alt Kültür  Genel kültür, özel bir toplumun sahip olduğu kültür olarak tanımlanır. Bu tanım gereği bir ülke veya milletin kültüründen bahsediliyorsa genel kültürden söz ediliyor demektir. Bir ülkenin veya toplumun ana dili, örf ve adetleri, hukuki kuralları, hakim inançları, değerleri, hareket tarzları, yaptırım türleri, sosyal ilişkileri ve her türlü ortak paylaşılan davranış kalıpları genel kültürü oluşturan önemli parçalardır.

 Herhangi bir toplumun genel kültürü, üst bir sistem olarak çok sayıda alt ve yan sistemlerden meydana gelmiştir. Kültürün unsurları birbiriyle genel olarak dengeli bir bütün oluşturmak zorundadırlar. Alt kültürler, genel kültürün bazı hakim değerlerini kapsarlar. Bütün alt kültürlerin kendilerine özgü yaşama biçimleri, değerleri, normları, tutum ve davranışları vardır.

 Herhangi bir toplumun genel kültürü içinde, önemli alt kültürler, etnik ve dini farklılaşmalar ile çeşitli sosyo-ekonomik tabakalaşmalar ve coğrafi bölge esasına dayanan yöresel farklılaşmalardır. Buna göre, genel kültürle aralarında en fazla farklılaşma yaratan alt kültürler, etnik yapı ve din faktörüne bağlı olarak oluşan ve örgütlenen alt sistemlerdir.

 Alt kültür oluşumunda etkili olan etkenler içinde, fertlerin aynı mesleğin mensupları olmaları durumu önemli bir yer tutar. Buna göre, doktorlar, askerler, hakimler, öğretim elemanları, polisler gibi meslek grupları, genel kültürden farklı olarak kendilerine özgü bir alt kültüre sahip olabilirler. Bu meslektaşlar, aynı genel kültür içinde diğer meslek ve iş erbaplarına göre kendi aralarında daha fazla ortak davranış özellikleri taşıyabilirler.

  Toplumdaki sosyo-ekonomik tabakalaşma ve sınıf durumları da alt kültürleri meydana getiren etkenler arasındadır. Sosyal sınıflardaki değişik hayat sitilleri, farklı zihniyet ve dünya görüşleri, kendilerine özgü davranış kalıplar, farklı eğlence ve dinlenme şekilleri, birbirinden ve genel kültürden bazı farklılıklar ortaya koyarak, birer alt kültür olma özelliği kazanabilmektedir. Sanayileşme süreciyle kırsal alanlardan büyük şehirlere göç eden aynı coğrafi bölgeden gelen bazı sosyal gruplar, kendilerine özgü yaşam tarzlarıyla, tutum ve davranışlarıyla hemşerilik ilişkilerini sürdürerek, ayrı bir alt kültür ortamı içinde hayatlarını devam ettirmektedirler.

  2. Maddi Kültür ve Manevi Kültür Bütün kültürler maddi ve manevi olmak üzere iki kısımdan oluşmaktadır. Malinowski’ye göre kültür, toplumların yaşamak için yarattığı bir ortamdır, insanlar birçok ihtiyaçlarını tatmin etmek ve amaçlarına ulaşmak için çevrelerini durmadan değiştirmek ve maddi elemanlardan meydana gelen bir çevre yaratmak zorundadırlar. Tylor’a göre başta bilgi, iman, sanat ve ahlak, örf ve adetler olmak üzere birçok kültür elemanının, insanların psiko-sosyal ihtiyaçlarını karşılamak maksadıyla manevi bir çevre yaratma çabasıyla oluşturulmuş öğeler mevcuttur.

 Maddi kültür unsurlarının tanınmasında, üç temel kıstas söz konusudur. İlki, insanların biyolojik ve fizyolojik ihtiyaçları ile bu kapsamdaki her türlü beklentilerini karşılamaya yarayan unsurlara maddi kültür denmektedir. İkincisi, insanların tabiatla mücadele ya da uyum çabaları kapsamında yaptıkları her türlü araç ile geliştirmiş oldukları bütün yöntem ve işlemlerde, maddi kültür içinde düşünülmektedir. Üçüncüsü, sahip olunan kültür unsurlarının kullanımının ya da varlığının doğrudan ilgili kişinin kendi benliğine ve yararına katkı sağlıyor olması durumu söz konusu olması o kültür unsurunun maddi kültür olduğunu gösterir.

 Kültür unsurlarının elle tutulup gözle görülebilen kısmını oluşturan maddi kültür kapsamına, üretim teknikleri, yol ve bina inşaatları, evlerin donatılıp döşenmeleri, giyim, kuşam şekilleri, her türlü ulaşım araçları, fabrikalar, köprüler, barajlar gibi elemanlar girmektedir.

 Manevi kültür unsurlarının tanınmasında etkili olan üç temel kriter mevcuttur. Birincisi, kültürün toplumların psikososyal ve ruhsal ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik olan kısmına manevi kültür denmektedir. İkincisi, manevi kültür unsurları, kişilerin diğer kişilerle ve toplumla ilişkilerini düzenler ve onların topluma uyumlarını sağlamaya yönelik bir takım sosyal kurallardır. Üçüncüsü, manevi kültür unsurları ile etkileşim içinde bulunan insanların bu yöndeki tavır ve hareketlerinden, en fazla başka insanlar yararlanırlar.

 Manevi kültür elemanları ele tutulmaz, gözle görülmez unsurlardan oluşmaktadır. Bunlar içinde, belli bir topluma özel örf ve adetleri , dini ve ahlaki normları, çeşitli değer yargılarını, dil ve edebiyatı, müzik ve diğer estetik değerleri sayabiliriz. İnsanların psikososyal ve ruhi ihtiyaçlarını tatmin eden bazı kültür unsurları( mabetler, milli mekanlar, dini ve milli kutlama günleri)manevi kültür kapsamında yer alırlar. Manevi kültür kavramı ile özdeş olacak şekilde genel kültürün bu yönüne milli kültür adı verilmektedir.

 3. Karşı Kültür  Toplumda sosyo-ekonomik ve politik anlamda yerleşmiş olan ve aile, okul ve diğer kurum ya da kuruluşlar, özellikle da kitle haberleşme araçlarıyla naklonunan bütün genel kültürü reddetmek isteyenlerin, değişik alanlarda meydana getirmeye çalıştıkları kapsamlara karşı kültür adı verilmektedir.

 Karşı kültürü oluşturmak isteyenler temel ve genel kültürü bilmektedir. Temel kültürün bazı unsurlarını veya tümünü zayıflatmak için karşıt yapay bir kültür oluşturulmaktadır. Bu bakımdan bir toplumda hoşgörü sınırlarını aşan, toplum norm ve değerleriyle çatışan ,sosyo ekonomik ve politik düzenin karşısında olan oluşumlar karşı kültür kavramı içinde yer alır.

K

ÜLTÜR ELEMANLARI  Kültür kavram olarak soyut bir olgudur. Kültür kavramı bir toplumun yaşam tarzını simgeleyen bir soyutlamadır. Buna göre, toplumu oluşturan fertlerin hayatlarındaki maddi ve manevi her şeyi kapsayan kültür kavramı, belli bir toplumdaki kültürel unsurları, ilişkilerini temsil etmektedir.

kural ve kurumları ve bütün süreçlerle bunların karşılıklı

   Kültürün başlıca elemanlarını dört kategoride toplayabiliriz. Bunlar; A. Teknolojik ve nesnel kültür unsurları Teknoloji ve tabiatla mücadele araçları gibi teknik maddi ve fiziki değerleri içine alır.

Toplumların düzenlediği ekonomik faaliyetler, imalat veya üretim biçimleri ve çeşitli aletlerin kullanılması, nesnel olarak aletler ile insan arasındaki bütün ilişkiler, kültürün teknolojik maddi elemanlarının önemli maddi kültür elemanı sayılmaktadır.

bir kısmını oluşturur. Ayrıca, sağlık ve beslenme türleri, hastaneler gibi insanların sağlığı ile ilgili cihazlar ve kuruluşlar da, nesnel yönleriyle

 B. Sosyolojik ve özel kültür unsurları  Kişilerin belirli gruplar ya da topluluklar içinde yaşamasından dolayı oluşan dil, din, ahlak, hukuk, eğitim, örf ve adetler, çeşitli sosyal kurumlar, bazı değer yargıları, diğer bütün genel normlar gibi unsurlar, kültürün birer sosyolojik ve manevi elemanlarını meydana getirirler. Bunların içinde en önemlisi dil olmakla beraber kültürün en önemli parçası ve taşıyıcısıdır.

 C. Duygusal ve estetik kültür unsurları  İnsanların sübjektif yönlerini oluşturan ve daha çok çeşitli tutum ve duygularına hitap eden kültür elemanlarını içermektedir. Çeşitli güzel sanatlar dalları, folklor, dinlenme ve eğlence şekilleri, edebiyat, sinema, tiyatro gibi estetik değerler de bu kategori içindedir.

 D. İdeolojik kültür unsurları  Kültür sistemi içindeki fertlerin ve çeşitli sosyal grupların, fikirleri, inançları, kanaatleri, felsefeleri, ilkeleri, zihniyet ve dünya görüşleri ile ilgili yönleri ideolojik kültür unsurları kapsamında değerlendirilmektedir. Bu anlamda, toplumsal ve siyasi gücün dağılımı, toplumsal egemenliğin yapılanması, ülke kaynaklarının paylaşılması gibi hususlar ideolojik kültürün önemli unsurlarıdır.

KÜLTÜR DEĞİİŞMELERİ VE DAVRANIŞ

 Kültür statik ve durgun değil tam tersine sürekli değişime açık bir olgudur. Eğer statik kalsaydı günümüze kadar ulaşması mümkün olmaz ya da yeni kültür unsurları ihtiva etmezdi. Kültür değişmeleri kaçınılmaz bir durumdur. Kültür değişmeleri kimi toplumlarda çok yavaş, kimilerinde de çok hızlı şekilde vuku bulabilir. Statik ve değişmez gözüken kültürlerde bile, belirli bir zaman içerisinde bazı değişmeler kendini gösterecektir.

 Kültür değişmesi, aslında kültürün belli bir unsurundaki değişmedir. Bir kültürün bütün unsurları, birbiriyle karşılıklı ilişki ve etkileşim içerisindedir. Buna göre bir kültür unsurunun değişmesi, bu unsurun kültürel sistem içindeki bütün ilişkilerin değişmesi anlamına gelmektedir. Kültürel değişmeler zincirleme değişimlerdir. Değişim tüm kültür unsurlarını etkilemektedir.

 Malinowski kültür değişmelerini şu şekilde tanımlanmaktadır. Kültür değişmeleri, bir toplumun mevcut düzenini, yani sosyal, maddi ve manevi medeniyetini bir tipten başka bir tipe çeviren bir süreçtir. Böylece, kültür değişmeleri bir toplumun siyasi yapısında, idari kurumlarında, toprağa yerleşme ve iskan tarzında, inanç ve kanaatlerinde, bilgi sisteminde, kanunlarında, maddi alet ve araçlarında, bunların kullanılmasında, sosyal ekonominin dayandığı tüketim maddelerinin sarfında az veya çok meydana gelen değişimleri kapsar.

K

ÜLTÜR

D

EĞIŞMELERINI ETKILEYEN FAKTÖRLER    Sosyal değişme veya kültür değişmeleri çeşitli faktörlerin birbiri üzerine etkisi sonucu meydana gelen karmaşık bir süreçtir. Sosyal değişmelere etki eden unsurları dört kategoride inceleyebiliriz.

1. Teknoloji ve iktisadi faktörler    2. Fiziki çevre faktörleri 3. Başka kültürlerle temas 4. Kültürün kendi iççindeki değişme ve gelişmeleri

1. T

EKNOLOJI VE IKTISADI FAKTÖRLER   Sosyal değişmeyi etkileyen faktörler içinde teknolojinin ve iktisadi değişkenlerin önemli bir payı vardır. Teknoloji, fiziki çevrede işlenmemiş bir halde bulunan kaynakların insan ve toplum ihtiyaçlarını karşılayacak bir duruma getirilmesi için girişilen dönüştürme faaliyetidir. Sanayileşmeyi hızlandıran ve üretimi artıran bir yapıya sahip olan teknoloji, birtakım yenilik ve buluşlar yoluyla önemli boyutlarda sosyal değişmeye sebebiyet vermektedir. Sanayi devrimiyle beraber kitle üretime geçilmesi, zincirleme olarak, önceden bilinmeyen ve tahmin edilmeyen çok kapsamlı değişim ve dönüşümlere yol açmıştır.

 Teknolojik ve ekonomik değişim dalgasının Kuzey Batı Avrupadan başlayan bu dönüşümün etkileri 19. yüzyılın ortasından itibaren bütün dünya toplumlarına sirayet etmiştir. Bunlar içinde, özellikle Osmanlı İmparatorluğunun yıkılışında, diğer iç ve dış etkenler yanında, Batı Avrupanın buhar makinesinin icadıyla yaşadığı büyük değişimlerin çok önemli etkileri mevcuttur.

2. F

IZIKI ÇEVRE FAKTÖRLERI   Kültür unsurlarının meydana gelmesinde ve kültürler arasında farklılıkların oluşmasında önemli sebeplerden biri de toplumun işgal ettiği ekolojik çevrenin farklılığıdır. Tabiat şartları, topografya, yer altı ve yer üstü tabiat tabiat zenginlikleri, iklimin türü ve her türlü coğrafi şartlar, bütün kültür sistemleri üzerinde etkili olmaktadır. Sosyal hayatın içinde yer almış olduğu doğal çevrede herhangi bir değişme, toplum kültüründe çok yönlü bazı değişmeler ortaya çıkarmaktadır.

 Mesela, suların boşa akıp gittiği bir bölgede, uygun bir sulama barajının yapılması ile, araziler sulanacağı için önceki tarımsal ürün türlerinden başlayarak, verimliliğin ve dolayısıyla da gelirin artışına varıncaya kadar, bir dizi tarımsal, ekonomik ve sosyo-kültürel değişim zinciri kendini gösterecektir.

3. B

AŞKA KÜLTÜRLERLE TEMAS  Açık toplum özelliği taşıyan her toplum mutlak suretle başka kültürlerle temas kurmak durumundadır. Ulaşım ve iletişim imkanlarının artması, iktisadi ve ticari ilişkilerin çoğalması, siyasi ve savunma işbirliğinin artması gibi sebeplerle ülkeler arasındaki ilişkiler gün geçtikçe artmaktadır. Gelişmiş ülkelerden geri kalmış ülkelere aktarılan teknoloji transferi, maddi kültür seviyesinde bir kültür temasıdır. Aynı şekilde turizm faaliyetleri de kültür temasına sebep olmaktadır.

 Karşılıklı kültür temasında maddi kültür unsurları manevi kültür unsurlarına göre daha çabuk etkilenir.

4. K

ÜLTÜRÜN KENDI IÇINDEKI DEĞIŞME VE GELIŞMELERI  Kültürün kendi unsurlarının değişmesi ve diğer unsurlarını da etkileyerek sosyal değişmeye yol açması, kültür değişmelerini hazırlayan en önemli mekanizmalardan biridir. Bu anlamda nüfusun hacmi ve bileşimi önemli bir kültür değişmesi sebebidir. Nüfusun daha ok gençlerden veya yaşlılardan oluşması, sosyal değişme açısından önemli bir değişkendir. Genç nüfusa sahip toplumlar daha hızlı bir değişim süreci içinde olmaktadır.

 Kültürün kendi unsurlarındaki değişmelerin, sosyal değişmeye yol açması, en fazla örf ve adetlerin değişikliğe uğraması şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Sosyal değişmenin örf ve adetler bakımından ortaya çıkardığı manzara şu şekildedir.   a) şehir hayatı kişilerin örf ve adetlerin kontrol ekseninden dışarı çıkması anlamına gelmektedir.

b) şehir hayatında aileler arası farklılaşma ve gruplaşmalar, insanın karşısına davranış biçimleri bakımından değişik alternatifler çıkarmaktadır.

 c) modern hayat, örf ve adetlerin öğrenilmesi ve öğretilmesini de güçleştirmektedir. Örf ve adetler kişilerin diğer kişilerle, kurallarla, nesneler ve çeşitli kurumlarla olan ilişkilerini düzenleyen normlardır. Bunlar tatbik edilerek ve yaşanarak öğrenilir. Oysaki günümüz şehir hayatında örf ve adetlerin yaşanması zayıfladığı için bunların pekiştirilmesi de gün geçtikçe zorlaşmaktadır.

 d) büyük şehirlerde aşırı kentleşmenin yarattığı sıkıntılar, fertlerin birbirlerine olan nezaketi bırakmalarına yol açmaktadır. Ayrıca çevrenin genişlemesi ve farklı il merkezlerinin meydana gelmesi, komşuluk, akrabalık ilişkilerini ortadan kaldırmaktadır. Sosyal yardımlaşma ve dayanışmanın bu anlamda kaybolduğunu görmek mümkündür.

K

ÜLTÜR DEĞIŞIM TIPLERI  1. Serbest kültür değişmeleri  Kendiliğinden ve bir zorlama olmaksızın meydana gelen organik kültür değişmeleridir. Bir sosyal grup veya toplumun, yabancı bir kültüre sahip grup veya toplumla temasa geldiği zaman, hiçbir iç ve dış baskı altında bulunmaksızın, o kültürün belirli bir kısmını alıp benimsemesi sonucunda bünyesinde oluşan değişimlere serbest kültür değişmeleri denir.

 2. Zorunlu kültür değişmeleri   Bu tip değişme zora dayanan mekanik bir değişme sürecidir. Zorunlu kültür değişmesi, ayrı kültürlere sahip iki sosyal grup veya toplumdan biri kendi kültürünü kabul etmesi için diğer topluma baskı oluşturması sonucu oluşan değişmedir. Zorunlu kültür değişmeleri, kendiliğinden meydana gelen serbest kültür değişimlerinin rahatlığına ve doğallığına sahip değildir.