kadında genital akıntılar - Jinekolog Op. Dr.Kenan Ertopçu

Download Report

Transcript kadında genital akıntılar - Jinekolog Op. Dr.Kenan Ertopçu

Op.Dr.Kenan Ertopçu

Genital akıntılar, yaşamalarının her
dönemlerinde kadınları tedirgin etmiştir.

Belirli dönemlerde, belirli özellikleri olan
akıntılar doğal ve fizyolojik olarak kabul
edilebilir.
Yeni doğan kız çocuklarında

Yenidoğan kız çocuklarında ilk 40 gün içinde
anneden plasentadan gelen hormonların etkisiyle
bazen kanlı olabilen akıntıda artma görülebilir.
Çocukluk çağında kız
çocuklarında
Yeni doğan döneminden ergenlik başlangıcına
kadar kız çocuklarında akıntı görülmez.
 Görüldüğünde genellikle yabancı cisim veya hijyen
koşullarına uymamakla ilgili enfeksiyonların
olabileceği düşünülmelidir.
 Bu dönemde kız çocuklarına hijyen eğitimine
önem verilmeli, tuvalet temizliğinde önden arkaya
doğru yıkanması, banyodan sonra çabuk
kurulanması, yünlü-pamuklu iç çamaşırlarının sık
değiştirilmesi ve ıslak mayo ile oturulmaması
önerilmelidir.

Ergenlik öncesi
Ergenlik öncesi ilk menstrüel kanama
gelmeden bir yıl önce hormon
düzeylerinin yükselmesi ile kız
çocuklarında fizyolojik akıntı artmaya
başlar.
 Renksiz, kokusuz, kaşıntısız olan bu
akıntı doğal bir durumdur ve tedavi
gerektirmez.

Üreme çağında





Üreme çağındaki kadınlarda, menstrüasyondan
hemen sonra hafif berrak bir akıntı olur.
İki adet ortasında (yumurtlama döneminde) rahim
ağzından gelen akıntı sümüksü şeffaf bir şekilde
görülür.
Adet öncesi dönemde ise daha yoğun koyu
sarımtırak bir akıntıya dönüşür.
Ergenlik çağından menopoza kadar kadınların
çoğunda görülen bu akıntı doğal bir durumdur.
Bu durum özellikle menstrüasyonların ve
yumurtlamanın düzenli olduğu kadınlarda dengeli
hormon salınımına bağlıdır
Üreme çağında vajinada asit
ortam





Üreme çağında, yumurtalıktan salgılanan hormonların etkisiyle
vajinanın üst tabakasındaki hücreler dökülür.
100 çeşit iyi huylu bakterinin normal hormonal dengede yaşadığı
bir galaksi olan vajinada bulunan laktobasiller vajina üzerinden
dökülen hücreleri parçalayarak laktik asit oluşmasını sağlarlar.
Laktik asit, vajen asitliğini pH 4.4 üzerinde tutarak vajendeki
fizyolojik dengeyi sağlar ve enfeksiyonlardan korur.
Yumurtlama zamanı rahim ağzından gelen akıntıda menstrüasyon
kanamasında ve cinsel beraberlikte gelen menide pH 8.0
civarındadır.
Vajinal duş (taharetlenme) denilen toplumumuzun yanlış inanışı
nedeniyle vajenin yıkanarak laktobasillerin atılması vajendeki asit
dengesini bozar ve enfeksiyona hazır bir ortama dönüştürür.
Menopozda

Menopozda ise östrojen eksikliğine bağlı
vajen dokusunda incelme (atrofi), bazen
kuruluğa bazen de akıntının artmasına
yol açabilir.
Mantar (kandida) 1





Üreme çağında kadınlarda, en çok gördüğümüz akıntı
nedenlerinin başında mantar enfeksiyonları (kandida)
gelir.
Kandida etkeni, vajende diğer mikroplarla birlikte bir
denge içinde yaşar.
Özellikle vajinadaki asitlik ortamının değiştiği durumda,
mantarlar çoğalarak rahatsız edici akıntı oluştururlar.
Beyaz, yoğunlaştığında süt kesiği veya yoğurt kıvamında,
kokusuz, akşama doğru artan kaşıntı şeklinde yakınma
yapan, idrar yaparken hafif bir yanma oluşturan, cinsel
beraberlikte vajen girişindeki kuruluğa bağlı acımaya
neden olan bir akıntıdır.
Dış genital organlar, kaşıntıya bağlı kızarıp tahriş olabilir.
Mantar
Mantar (kandida) 2





Mantar enfeksiyonları, kadınların 1/3’ünde, gebelerin
de yarısında görülür.
Kısırlık ve kanser yapmaz. Düşük ve erken doğumu
etkilemez.
Halk arasında pamukcuk denilen bebeklerin ağzındaki
beyaz yoğun akıntının nedeni de mantardır.
Nasıl dağdaki mantarlar nemli ortamları seviyorlarsa
vajendeki mantar da nemli ortamlarda artarak
enfeksiyona neden olur.
Banyodan sonra çabuk kurulanmayanlarda, aşırı
terleyenlerde, kilolularda ve ıslak mayo ile oturanlarda
mantar enfeksiyonu artar.
Mantar (kandida) 3







Yoğun antibiyotik kullanımı vajendeki laktobasilleri öldürür.
Vajinal duş ise yıkama ile bu iyi huylu bakterilerin dışarı
atılmasına ve vajen asit dengesini bozarak mantarın artmasına
neden olur.
Vücut direncinin kırılması da mantarı arttıran önemli
nedenlerdendir.
Özellikle diyabetli kadınlarda mantar çok görülür.
Geçmeyen kaşıntı ve genital bölgede kızarıklığı olan kadınlarda
akla ilk gelen tanı diyabet olmalıdır. Ne yazık ki kan şekeri
düzelmedikçe ilaçlı tedaviye doğru yanıt hiçbir zaman alınamaz.
Bağışıklık sistemini etkileyen; kansızlık, tiroit, sigara, alkol,
yorgunluk, uykusuzluk ve diğer nedenler mantar riskini
arttıracaktır.
Bağışıklık sistemini aşırı baskılayan AIDS’te ağız içinde bile
mantar olduğu bilinmektedir.
Mantar
Mantar tedavisi






Mantar ağızdan alınan haplarla ya da vajinal
kullanılan fitillerle rahatlıkla tedavi edilebilir.
Kaşıntıda kullanılan pomadlar ince bir tabaka
şeklinde sürülmelidir.
Mantarın yoğun olduğu dönemlerde 3-5 gün cinsel
beraberlik önerilmez.
Tedavi sonrası penise sürülecek pomadlar vajen
girişindeki kayganlığı arttırır ve tedaviyi desteklerler.
Uygun ortam bulduğunda vajende yaşayan mantarın
tekrar artacağını ve enfeksiyon bulgularını ortaya
çıkaracağını göz önünde bulundurmalıyız.
Gebelerde bazı mantar ilaçları sakıncalıdır.Doktora
danışarak tedavi uygulanmalıdır.
Kokulu akıntı (anaerob enfeksiyongardnerella) 1





Kadınları en çok rahatsız eden konulardan biri de
akıntılardaki kokulardır.
Toplumun yaklaşık %40’ında görülür.
Vajende bulunan iyi huylu anaerob mikroplar kokulu
akıntının en büyük nedenidir.
Vajen asitliğinin değişmesi pH’ın sekize doğru çıkarak
bazik olması bu mikropların artmasına ve bazen ölü
balık kokusu gibi rahatsız edici bir kokunun ortaya
çıkmasına neden olabilir.
Meninin pH’sı 8.0 (bazik) olduğu için, cinsel beraberlik
sonrası erkeğin de fark edebileceği rahatsız edici bir
koku ortaya çıkar.
Kokulu akıntı (anaerob
enfeksiyon) 2





Muayenede, gri, homojen, yapışkan bir akıntı
mevcuttur.
Akıntının üzerine bir damla potasyum hidroksit
damlatılması şiddetli kokuyu ortaya çıkarır ve tanıyı
koydurur.
Vücut direncini kıran ve bağışıklık sistemini zayıflatan
nedenler kokulu akıntıyı ortaya çıkarır.
Haplarla veya vajinal kullanılan fitillerle rahatlıkla
tedavi edilebilir.
Gebelikte erken doğum riskini arttıran faktörlerden
biri olarak görüldüğü için mutlaka tedavi edilmelidir.
anaerob enfeksiyon-gardnerella
Trikomonas 1





Kokulu genital akıntıların sık karşılaşılan
diğer bir nedeni de CİNSEL YOLLA
BULAŞAN trikomonas tır.
Toplumun %15-20’sinde karşımıza çıkar.
Akıntı; kokulu, bazen köpüklü, yeşilimtırak
ve kaşıntılı olabilir.
Bazen sadece hafif bir koku olabilir.
Muayenede vajende enfeksiyon bulgusu ve
rahim ağzında çilek görünümü şeklinde
kızarıklık mevcuttur
Trikomonas 2
.
Trikomonas vajen kültüründe üretilemeyeceği için
muayene bulgusu direkt yayma ve pap-smear
değerlendirmesi önemlidir.
 Hapların ve/veya fitillerin düzenli kullanılmasıyla
tedavi edilebilir.
 CİNSEL YOLLA BULAŞTIĞI İÇİN MUTLAKA EŞ
VEYA PARTNERİN DE TEDAVİ EDİLMESİ
GEREKMEKTEDİR.

Cinsel yolla bulaşan hastalıklar
Bel soğukluğu (gonore), klamidya ve herpes gibi
diğer cinsel yolla bulaşan hastalıklar da rahim
ağzından gelen akıntıyı arttırırlar.
 Akıntı; beyaz, berrak ve kokusuzdur.
 Kuşkulanılan olgularda tanı, vajinal kültürlerle ve
kan tahlilleriyle konur.
 Özellikle gonore ve klamidya kısırlık riskini
arttıracağı için mutlaka tedavi edilmelidir ve bu
kadınlara rahim içi araç uygulamak sakıncalıdır.
 Cinsel yolla bulaşan hastalık riskini azaltmada
kondom kullanımının önemi vurgulanmalıdır.

GONORE (bel soğukluğu)
Kadınlarda
%80-85
vakada
yakınma
bulgu
yoktur
CİNSEL YOLLA BULAŞAN HASTALIKLAR
Cinsel ilişki ile, hasta veya mikrobu
taşıyan kişiden,sağlıklı kişiye bulaşan
hastalıklardır.
Belirtisi olanlar: %30
Belirtisi olmayanlar: %70
Rahim ağzında yara
Halk arasında yara denilen rahim
ağzındaki kızarıklıklar ve doğumdan
kalma eski yırtıklar da akıntıyı arttıran
nedenler arasındadır.
 Kadın genital kanserleri özellikle rahim
ağzı kanserinde ilk bulgusunun akıntı
olabileceği bilinmeli ve kadınlarımızın
düzenli Pap-smear testini yaptırmaları
önerilmelidir.

•Rahim ağzındaki
değişiklikler genellikle
kanlı akıntılara, cinsel
beraberliklerden sonra
ki kanamalara neden
olabilirler.
•Ektopi dediğimiz rahim
ağzındaki kızarıklıklar
genellikle iyi huyludur.
•Ama mutlaka pap
smear testi yapılması
önerilir.