unsanayi - Orta Anadolu Un Sanayicileri Derneği

Download Report

Transcript unsanayi - Orta Anadolu Un Sanayicileri Derneği

DÜNYA’DA VE TÜRKİYE’DE UN
SANAYİSİNİN GELİŞİMİ VE
SORUNLARI
NİSAN-2010
► Hazırlayan:
Prof. Dr. Birol AKGÜN
UN SEKTÖRÜ NEDEN ÖNEMLİ?
► İnsanların
değişmez ihtiyaçlarının başında
beslenme sorunu gelir.
► beslenme sorunu içerisinde gıda önemli ve
öncelikli bir yer alır.
► Vücudumuzun ihtiyaç duyduğu günlük enerjinin
%59 tahıl ürünlerinden sağlanır
► Beslenme için en yaygın olarak tüketilen tahıl türü
ise buğday ve türevleridir (Ekmek, bulgur,
makarna, bisküvi, kek vs)
UN SEKTÖRÜNÜN İKTİSADİ VE
SOSYAL BOYUTLARI
► Buğday
ve un üretimi aynı zamanda iktisadi bir
faaliyet alanıdır.
► Yıllık un ihracatımız 550 milyon dolara ulaşmıştır
► Un sektörünün stratejik önemi, kriz anlarında daha
iyi anlaşılır
► 2007 krizi ve 2008 küresel ekonomik krizi gıda
sektörünün önemini ortaya koymuştur.
► Türkiye’de un fabrikalarında 14 bin kişi
çalışmaktadır.
► Çiftçiler, fırıncılar ve sektöre hizmet verenlerle
birlikte milyonlarca kişinin hayatını etkilemektedir.
DEĞİRMENCİLİK TEKNOLOJİSİNİN
GELİŞİMİ
Anadolu da on bin yıl önce buğday üretilmeye
başlanmıştır.
► Tahıl tanelerinin öğütülerek un yapma mesleği olan
değirmencilik mesleği de uzun ve köklü bir tarihe sahiptir.
► Tahıllar önce içi oyulmuş taş havanlarda dövülerek
öğütülüyordu (dibek taşları)
► Zamanla, dairesel dönme hareketine sahip, taş el
değirmenleri almıştır.
► Uzun süre taş değirmenlerde insan gücü, rüzgar ve
hidrolik su enerj kullanıldı.
► 19. yy’da ise Macarlar tarafından bugünkü modern
değirmencilik tekniğinin esasını teşkil eden valsler
arasında öğütme tekniği geliştirildi
► Son 30 yılda ise elektronik ve bilgisayar un sanayisine
girdi.
► Bugün artık un üretimi, kumanda odalarındaki monitörler
►
DÜNYADA UN SANAYİSİNİN
DURUMU
► Dünya
un piyasasının yaklaşık hacmi 11
milyon ton civarındadır.
► Belli başlı un ihracatçısı ülkeler arasında
Kazakistan, Türkiye, AB, Arjantin ve Rusya
yer alır
► Türkiye ise 2005 yılında dünya un
ihracatında birinci olmuştur. Son birkaç yılda
ise Kazakistan ilk sırada yer almaktadır.
DÜNYA UN İHRACATINDA BAŞLICA
AKTÖRLER
Ülkeler
2008
2009 Tahmini
Kazakistan
2.054.000
1.850.000
Türkiye
1.520. 000
1.750. 000
Avrupa Birliği
1.277. 000
1.350.000
Arjantin
1.528.000
1.200.000
Rusya
548.000
600.000
Diğer
4.965.000
4.225.000
Toplam
11.842.000
10.955.000
UN SANAYİSİNDE GENEL
TRENDLER
Un sanayisindeki teknolojik gelişmeler, un üretim
kapasitesini hızla artırmıştır.
► Bugün bütün dünyada un sektörünün giderek konsolide
olduğu ve daha az sayıda üreticinin piyasadaki üretimi
kontrol ettiği gözlenmektedir.
► Uluslararası piyasalarda da bazı çok uluslu şirketlerin payı
giderek artmaktadır
► Un piyasalarında hem ülke içi hem de uluslararası çok
ciddi ve yıkıcı bir rekabet yaşanmaktadır.
► Küresel rekabet koşulları ise firmaları ayakta kalabilmek
için birleşmeye zorlamaktadır.
► Son 30 yılda pek çok sanayileşmiş ülkede un sanayisinde
ciddi bir konsolidasyon süreci yaşanmaktadır.
► Genel trend: Un sektöründe fabrika üretim
►
kapasiteleri giderek genişlemekte, buna karşın
üretici sayısı giderek azalmaktadır.
ABD’DEKİ UN PİYASASI
► 1870’lerde
ülke nüfusu 30 milyon iken 22.000
taş değirmeni varken bugün 300 milyonluk
ABD’de 300 civarında fabrika kalmıştır.
► Son 20 yılda ciddi bir konsolidasyon süreci
yaşanmıştır
► 20 yıl önce faaliyette olan en büyük 10 firmanın
6’sı artık piyasada yoktur.
► Firmalar, birleşmeler ve satın almalar yoluyla el
değiştirmiştir.
► En
büyük dört üretici firma un piyasasının üçte
ikisini (2/3) kontrol ederken, en büyük 10
firmanın sektördeki payı yüzde 83’ü bulmaktadır.
ABD
► Üretim
kapasiteleri düşük olan pek çok küçük firma
ise ya kapanmak zorunda kalmış veya birleşme
yoluna gitmiştir. Bu nedenle
► Amerikan un piyasasında artık bağımsız üreticilerin
yerini, dev üretim ve pazarlama şirketleri almıştır.
► Firmalar, üretimde verimliliği artırmak ve
maliyetleri düşürmek için üretim sürecinin
modernizasyonu ve teknolojik innovasyon
yatırımlarına ağırlık vermektedirler.
► Sonuç olarak son on yılda un sanayisinde ciddi bir
verimlilik artışı gözlenmiş ve kapasite oranları
%90’lara ulaşmıştır.
İNGİLTERE’DE UN
► Fransa ve AlmanyaPİYASASI
ile birlikte İngiltere un üretimi
bakımından Avrupa’daki önemli un üreticilerinden biridir.
► İngiliz un sanayisinin de gözlenen temel trendlerinden
biri konsolidasyondur.
► 2009 yılı itibariyle ülkede 30 firma faaliyet
göstermektedir ve 59 tesiste üretim yapılmaktadır.
► Firmaların ortalama üretim kapasitesi 76 bin ton olup,
yıllık üretim miktarı 4,5 milyon tondur.
► Ülkedeki iki büyük firma toplam üretimin yüzde 40’ını
gerçekleştirmektedir.
► Ayakla kalabilen küçük firmalar ise daha çok piyasada
ihtiyaç duyulan spesifik özelliklere sahip un üretiminde
uzmanlaşma yolunu seçmişlerdir.
► Ayrıca son yıllarda tüketim talebi giderek artan organik
un üretiminde de ciddi bir artış vardır. Marketlerde satılan
unların yüzde 2’si organik undur.
AB ÜLKELERİNDE UN SANAYİSİ
► AB
genelinde her yıl 45 milyon ton un
üretilmektedir ve bunun en büyük kısmını yerli
buğday ve çavdar oluşturmaktadır.
► Toplam 45 bin kişiye istihdam imkanı sağlayan un
sektörünün yıllık cirosu 15 milyar avro civarındadır.
► 1960 yılında 15.000 olan un değirmeni sayısı
günümüzde 3.000’e düşmüştür.
► Ortalama kapasite kullanım oranı yüzde 65’tir.
SEÇİLMİŞ AVRUPA ÜLKELERİNDE UN
SANAYİSİ
Fabrika Sayısı
Toplam Un Üretimi
Kapasite Kullanımı
Avusturya
185
573.000
80%
Belçika
44
1.195.266
Bilgi Yok
Çek Cumhuriyeti
47
897.000
64%
Fransa
470
4.513.287
65%
Almanya
317
5.300.000
80%
Macaristan
68
907.000
56%
Polonya
580
3.200.000
65%
Romanya
340
1.600.000
45%
İspanya
162
2.700.000
50%
İsviçre
74
368.241
Bilgi Yok
İngiltere
60
4.501.669
Bilgi Yok
Ülke
AB İÇİNDE KONSOLİDASYON
► Belçika’da
değirmen sayısı 1980’lerden 140 iken
bugün 44’e
► Fransa 1300’lerden 470’e düşmüştür.
► Almanya’da ise 1100 değirmenden ancak 280
değirmen ayakta kalabilmiştir.
► İspanya’da ise 1975 yılında 1,674 adet değirmen
varken bu rakam bugün 162’ye düşmüştür.
► Buna rağmen AB ülkelerinde kapasite kullanım
oranları ortalama yüzde 65 civarında kalmaktadır.
TÜRKİYEDE UN SANAYİSİ VE
SORUNLARI: DEĞİRMENCİLİKTEN
KİTLESEL ÜRETİME
►
►
►
►
►
►
Türkiye iklim ve coğrafya bakımından buğday üretimine
oldukça elverişli ülkelerden biridir.
Çatalhöyük’teki kazılar İç Anadolu’da binlerce yıldır
buğday üretildiğini göstermektedir.
Tarihte bilinen ilk su değirmenleri de İçanadolu ve
Karadenizde kurulmuştur.
1950’den önce sayıları 40.000’ulaşan taş değirmenler
vardı
1960’lı yıllardaki kentlere göç ile birlikte nüfus artmış ve
un “has un” denilen beyaz una talep artmıştır.
1974’ten itibaren hükümetler ekmeğe sübvansiyon
uygulamaya başlamıştır Bu uygulama, un sanayisini
yatırımcılar için cazip hale getirmiştir. Ayrıca bu tarihlerde
değirmen makineleri imal firmaların sayısı da artmıştır
►-1977
yılında 307 fabrika; 5,9 milyon
ton/yıl buğday kırma kapasitesi
►-1986 yılında 584 fabrika ve 13,8
milyon ton/yıl kapasite
►-2009 700 civarında fabrika ve 32.5
milyon ton/yıl kapasite
BÖLGELERİMİZE GÖRE UN
FABRİKALARININ DAĞILIMI
İç Anadolu Bölgesi
202
Marmara Bölgesi
135
Karadeniz Bölgesi
141
Güneydoğu Anadolu Bölgesi
94
Doğu Anadolu Bölgesi
28
Ege Bölgesi
54
Akdeniz Bölgesi
46
UN SANAYİSİNİN ATIL KAPASİTYE
SORUNU
► Türkiye’deki
toplam un üretim kapasitesi
tahminen 32,5 milyon tondur
► Fiili üretim ise yaklaşık 14,5 milyon
tondur.
► Mevcut üretim kapasitesi, Türkiye’deki
toplam un tüketiminin 3 katıdır
► Ayrıca Türkiye’nin mevcut un üretim
kapasitesi, tüm dünyada 11 milyon ton
olan un ticaretini karşılayabileceği gibi, 7,5
milyon tonluk kapasite fazlası da
yaratmaktadır.
► Un sektöründeki kapasite fazlasının yarattığı
sorunlar vardır. Sektörümüz bunları açık
yüreklilikle tartışmalıdır.
►
►
►
►
►
►
►
Öncelikle, ABD ve Avrupa ülkeleri ile karşılaştırıldığında,
Türkiye’deki un sanayisi sektöründe faaliyet gösteren
firma sayısı oldukça yüksektir.
Bu nedenle, pek çok fabrika düşük kapasiteyle çalışmak
zorunda kalmaktadır.
Kapasite kullanım oranları ABD’de yüzde 90’lardadır.
İngiltere’de yüzde 100’e yaklaşmaktadır.
Dünya ortalaması ise yüzde 65’lerdedir.
Türkiye’de ise bu oran yüzde 45’leri ancak bulmaktadır.
Ekonomik bir faaliyet ve işletmecilik mantığı açısından
Türk un sanayisinin mevcut yapısı rasyonel ve rantabil
görünmemektedir.
Üstelik ülkemizde un sanayisinin önünü açacak belirli bir
politika oluşturulmamışken, yeni yatırımlara
girişilmesi sektör açısından önemli riskler de
doğurmaktadır.
Nedir bu riskler?
► Öncelikte
unculuk sektöründeki firmaların çoğunun
küçük ve orta ölçekli işletmeler olması ve düşük
kapasite ile çalışmaları ölçek ekonomisinin
getireceği avantajlardan faydalanmasını
engellemektedir.
► Artan rekabetten dolayı üretici kar marjları giderek
düşmektedir.
► İşçilik, enerji fiyatları ile ulaştırma ve pazarlama
maliyetleri giderek artmaktadır
► Kalifiye eleman teminindeki sıkıntılardan dolayı
firmalar hijyen kurallarını ve kalite standartlarını
yeterince uyulamamaktadırlar
Sonuç olarak
► Düşen
kar oranları ve artan maliyetler un
sanayicilerini birbirleriyle haksız rekabete
zorlamaktadır.
► Üreticiler
ayakta kalabilmek ve günü
kurtarmak adına iç ve dış piyasalara
maliyetinin altında un satarak veya
başkalarının pazarlarına girmek suretiyle
birbirlerine karşı haksız rekabete
başvurmakta ya da kaliteden ödün vermek
zorunda kalmaktadırlar
NE YAPILMALI?
Firmalar olarak bireysel çıkarlar değil, sektör olarak ortak
çıkarlar düşünmelidir.
► İşbirliği, bilgi paylaşımı ve dayanışmaya önem vermeliyiz.
► İhracat imkanlarını araştırmalıyız. Dış piyasaların
açılması, içerdeki haksız rekabeti de önleyecektir.
► Bu konuda hükümet ile de birlikte çalışarak Türk un
sanayicilerinin dış pazarlardaki payını artıracak yeni
stratejiler geliştirilmelidir.
► Türkiye’nin 11 milyon tonluk dünya un ticaretindeki yeri
yaklaşık 1.8 milyon tondur.
► Etkin pazarlama taktikleri ve hükümetin ihracata
sağlayacağı finansal desteklerle Türkiye’nin un
ticaretindeki payının artırılması mümkündür
►
TEMEL SORUN: KALİTELİ
HAMMADDE TEDARİKİ
En önemli sorunların başında un sanayicilerinin yeterli
miktarda ve kalitede hammadde tedariki gelmektedir.
► İhracat pazarlarını bulsak dahi, kendi ülkemizde yeterli
miktarda kaliteli buğday yetiştiremediğimiz takdirde un
sanayinsin uzun vadede ayakta kalması zordur.
► Bu nedenle kaliteli buğday üretimini teşvik için TMO’nun
buğday alım baremlerinde protein temelli alım esasına
geçmesi gereklidir
► ABD ve AB ülkeleri protein temelli sınıflama ve alım
politikası izlerken, bizde ise geleneksel yöntemlerle alım
yapılmaktadır.
► Türkiye hükümet ve un sanayicileri ile birlikte, acil
olarak kapsamlı bir buğday kalite ve verimlilik
politikası oluşturmak durumundadır. Aksi halde
buğday ithalatına dayalı bir üretimle un sanayimiz
uluslararası alanda rekabet gücünü koruyamaz.
►
KONSOLİDASYON KAÇINILMAZDIR
► Un
sektöründe fabrika üretim kapasiteleri
giderek genişlemekte, buna karşın üretici
sayısı giderek azalmaktadır.
► Dünya şartlarında kalite ve fiyat rekabetine göre
işletmecilik yapamayan firmalar uzun süre ayakta
kalamamaktadır
► Uzun dönemde Türk un sektöründe de ciddi bir
konsolidasyon sürecinin yaşanması kaçınılmazdır.
► Dolayısıyla firmalar ayakta kalabilmek için bazı
stratejiler geliştirmek
durumundadırlar
Bunlar arasında:
► Firmaların
teknolojik innovasyon ve
modernizasyon yatırımlarına ağırlık vermeleri
► Firmaların artan maliyetlerle mücadele için
hammadde tedarikinde, ürün pazarlama ve
lojistik alanında işbirliği imkânlarına öncelik
vermeleri,
► Küçük firmaların kendilerini ayakta tutacak özel
ürün çeşitlerinde uzmanlaşmaları veya giderek
popüler hale gelen organik tarım konseptinden
faydalanmaları
► Son yıllarda genişleyen un ihracat pazarlarından
pay almak için gayret göstermeleri
gerekmektedir
Sonuç olarak
► Un
sanayicilerimizin son yıllardaki kriz ortamında
ayakta kalmak için katlandıkları büyük
fedakârlıklar başta politika yapıcılar olmak
üzere tüm tarafların takdirle karşılaması
gerekmektedir.
► Bu çerçevede tüm un sanayicilerinin ve un
sanayicilerinin çıkarlarını korumak üzere kurulan
bölgesel derneklerin ve Federasyonun, yeni
dönemde başta buğday kalitesi konusu olmak
üzere, sektörün geleceği konusunda ciddi bir
gayret göstermek zorundadır.
► Ortak politika ve stratejilerin oluşturulmasında
yine ortak aklın kullanılması gereklidir.
*Yeryüzü ile gökyüzü arasında bir
problem varsa,bu problemin
çözümü yine gökyüzü ile yeryüzü
arasındadır.
Teşekkürler…