Kadının Sosyal Dışlanması

Download Report

Transcript Kadının Sosyal Dışlanması

KADININ SOSYAL DIŞLANMASI
Yrd. Doç. Dr. Özlem ÇAKIR
Dokuz Eylül Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi
Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü
SOSYAL DIŞLANMA
Toplumda bireyin sosyal bütünleşmesini sağlayan
sosyal, ekonomik, politik ve kültürel sistemlerin
tümünden, kısmen veya tamamen mahrum olma
dinamik sürecini ifade etmektedir.
NEDENLERİ





İşgücü Piyasasında Değişim,
Sosyal Korumanın Gerilemesi,
Sosyal Destek Yoksunluğu
Gelir Dağılımında Adaletsizlik ve Yoksulluk
Artan Eşitsizlik
Kadın ve Sosyal Dışlanma
Kadın açısından sosyal dışlanma olgusu,
kadının toplumsal yaşamdaki varlığını
ihmal etmeye neden olan ve onun
toplumla bütünleşmesini önleyen,
sosyal, ekonomik, politik ve kültürel kurum
ve sistemlerin dışında kalması/tutulması
sürecini ifade eder.
Kadının Sosyal Dışlanması
Biçimleri
Çalışma Yaşamından Dışlanma
Çalış-a-mayanların Yaşadığı Sosyal
Dışlanma
Kurumsal Dışlanma
Toplumsal Yaşamdan ve Siyasetten
Dışlanma
Çalışma Yaşamından Dışlanma
Kadının dışlanması, işgücüne katılamama veya işgücü piyasasını
terketme biçiminde ortaya çıkmaktadır.
Kadınları işgücü piyasasından ve onları toplumsal yaşamla
bütünleştiren en önemli yaşam alanı olan çalışma yaşamından
dışlayan temel olgu AYRIMCILIK’tır. Ayrımcılığın iki unsuru:
 Fırsat eşitsizliği
Eğitim ve meslek edinmede fırsat eşitsizliği
Gelir Dağılımı Adaletsizliği ve Yoksulluk
İşsizlik
 İşlem eşitsizliği
İşe almada ayrımcı uygulamalar
İşten Ayrılma/çıkarılma
Ücret farklılıkları/çalışan yoksullar
Cinsel ve duygusal taciz olguları
Çalışma Yaşamından Dışlanma
• Türkiye’de kadınların işgücüne katılım oranı çok
düşük olup, 2005 yılında kadınların katılım oranı
%25, 1, erkeklerin katılma oranı %52,9’dur.
•
Kadınların kırsal alanda İKO %30,8 ve kentsel
alanda % 21,7’dir. Toplam istihdam içinde
kadınların payı %28’ dir. AB ülkelerinde
kadınların istihdam içindeki payı %44’tür.
Çalışma Yaşamından Dışlanma
Fırsat Eşitsizliği Bakımından
• Kadınların eğitim düzeyi yükseldikçe İKO nın arttığı
•
gözlenmektedir. Kentlerde 2005’te İKO lise altı eğitimlilerde %21,
8, lise ve dengi eğitimlilerde %30,9 ve yüksek eğitimlilerde
%70’tir.
Kadının formal eğitim düzeyinin düşük tutulması ve kendisine
beceri isteyen işlere hazırlayıcı özel eğitimin sağlanma olanaklarını
azlığı ve kadınların bu olanaklardan yararlanma konusundaki
geleneksel engeller nedeniyle fırsat eğitsizliği yaratmaktadır.
• En fazla ilköğretim eğitimine sahip olan çalışanların kayıtdışı
istihdam içindeki payı %90 civarındadır. Buna karşılık, üniversite
mezunlarının kayıtdışı istihdamdaki payı %1,3 düzeyindedir. Bu
oranlar kadının eğitim durumundaki fırsat eşitsizliğinin kayıt dışı
sektör yoluyla dışlanması için önemli bir gösterge olduğu
düşünülmektedir.
Çalışma Yaşamından Dışlanma
• Sosyal dışlanma riski bakımından önemli olan bir
birey veya ailenin, yaşadığı toplumda asgari
temel ihtiyaçlarını karşılayıp karşılayamamasıdır.
• Kadınların işgücü piyasasındaki konumları
nedeniyle ücret, sunulan fırsatlar bakımından
bütün ülkelerde erkeklerin gerisinde olması,
daha yüksek bir yoksulluk riskiyle karşı karşıya
kalmalarına neden olmaktadır.
Çalışma Yaşamından Dışlanma
İşlem Eşitsizliği Bakımından
• İşe alışta ve iş yerinde ayrımcı uygulamalar (Bekar kadınların evli
kadınlar yerine, çocuksuz kadınların, çocuklular yerine tercih
edilmesi)
• Ücretlerde ayrımcı uygulamalar (iş tanımlarının değiştirilerek
ücretleri farklılaştırma gibi)
• Kriz ve ekonomik gerileme durumlarında özellikle evli kadınların
erkeklerden daha önce işten çıkarılması
Çalışma Yaşamından Dışlanma
• 1998 UÇÖ Raporuna göre 1996 yılında Avrupa Birliği’nin
15 üye ülkesinde gerçekleştirilen 15800 görüşmenin
sonuçları, bir önceki yıl içinde çalışanların,
• %4 ‘ünün (6 milyon çalışan) fiziksel şiddete,
• %2’sinin (3 milyon çalışan) cinsel tacize,
• %8’inin (12 milyon çalışan) duygusal tacize
(mobbing) maruz kaldığını göstermektedir.
• Bu alanda yapılan araştırmalar, mobbing mağdurlarının
çoğunluğunun kadın olduğu yönünde bulgulara sahiptir.
Yapılan Türkiye’de geniş kapsamlı araştırmalar henüz
mevcut değildir ve cinsel taciz ve mobbing mağdurları
yaşadıkları olayları çeşitli nedenlerle gizli tutma eğilimi
içindedirler.
Çalış-a-mayanların Sosyal Dışlanması
Türkiye’de her yıl ortalama 500 bin kişi
işgücü piyasası dışında kalmayı tercih
etmektedir.
Bu tercihi yapan nüfusun cinsiyet
dağılımına bakıldığında ortalama
%73’ünün kadın, % 27’sinin erkek olduğu
görülmektedir
Çalış-a-mayanların Sosyal Dışlanması
• İş bulma ümidini kaybeden bireylerin, iş aramadan
vazgeçmesi,
• Ücretlerdeki düşüklük nedeniyle işgücü piyasası dışında
kalmayı, ev işleri ve çocuk bakımını tercih edilmesi,
• Kayıtdışı istihdamın yaygın olması nedeniyle, sigortasız
çalışmanın yarattığı isteksizlik,
• Köyden kente göçlerin kadınları işgücünden
uzaklaştırması,
• İşgücünün eğitim düzeyinin düşüklüğü.
Kurumsal Dışlanma
o
Eğitim ve sağlık gibi ihtiyaçların
karşılanmasında özel veya kamu hizmetlerinden
yararlanamama,
o
Sosyal güvenlik kapsamı dışında olma
Kadınların kurumsal dışlanmasını açıklayan
boyutlardır.
Olgu kayıt dışı çalışma ve sosyal güvenlik
göstergeleri ile açıklanabilmektedir.
Kurumsal Dışlanma
• Kayıtlı istihdamın % 16 ile 17’sinin; kayıt dışı istihdamın
% 37 ile 40’ını kadın çalışanlar oluşturmaktadır. 20002003 döneminde kadın istihdamındaki kayıtdışılık oranı
yaklaşık %72, erkeklerde ise % 44 olarak saptanmıştır.
• Kadın sigortalı oranı Emekli Sandığı iştirakçileri arasında
%32, SSK aktif sigortalılar içinde ise % 20’dir. Tarımsal
faaliyette bulunan ve Bağkur sigortalısı olan kadınların
oranı %2 civarındadır. Bağkur toplam aktif sigortalılar
içindeki kadın oranı ise 2005 itibariyle %11’dir.
Toplumsal Yaşamdan ve Siyasetten Dışlanma
Sendikalar ve Sivil Toplumda Kadın
• Sendikalarda kadınlar daha çok işyeri temsilcisi
düzeyinde temsil edilmektedir.
• Şube ve genel merkez yöneticileri düzeyinde
sendikacı kadın sayısı çok azdır.
• Kadınların yoğun olduğu işkollarında da bu durum
aynıdır.
• Üst düzey karar mekanizmalarında yer alan kadın
sendikacılar da daha çok sosyal işleri düzenleyen ve etki
alanlarının kısıtlı olduğu görevlerde yer almaktadırlar.
Toplumsal Yaşamdan ve Siyasetten Dışlanma
Sendikalar ve Sivil Toplumda Kadın
• DİSK’in en yüksek karar organı 7 erkekten oluşmaktadır.
• DİSK’e bağlı 22 sendikadan sadece Emekli-Sen’in başkanı
kadındır. 22 sendikanın yönetim kurullarındaki 154 üyenin
de sadece 4'ü kadındır.
• 150 bin üyesinin yüzde 40'ı kadın olan Eğitim-Sen’in Merkez
Yürütme Kurulu'nda 7 erkek 1 kadın bulunmaktadır. Genel
delegasyonda 543 üyenin yüzde 13'ü kadınlardan
oluşmaktadır.
• TÜRK-İŞ’in 1 milyon 871 bin üyesinin 18 bini kadındır.
Hiçbir kurulda kadın bulunmamaktadır.
• KESK’in (Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu)
Merkez Yönetiminde 9 kişiden 2’si kadındır. KESK üyelerinin
yaklaşık yüzde 34'ü kadınlardan oluşmaktadır.
• KESK’e bağlı sendikalardan TÜM-BEL-SEN’de (Tüm Belediye
ve Yerel Yönetim Hizmetleri Emekçileri Sendikası) 9
yöneticinin 4’ü kadındır. SES (Sağlık ve Sosyal Hizmet
Emekçileri Sendikası) ve BES’de (Büro Emekçileri Sendikası)
7 yöneticiden 4’ü kadındır.
Toplumsal Yaşamdan ve Siyasetten Dışlanma
Yerel ve Ulusal Politikaya Katılım Sorunları
• Belediye düzeyinde faal olan kadınların sosyo-ekonomik
kökenlerinin ulusal politikada yer alan parlamenter
kadınlardan farklılık arz etmektedir.
• Ulusal düzeyde temsil için aranan niteliklerin daha
yüksek olması, bu düzeydeki kadın oranının düşük
olmasını açıklamada önemli bir değişkendir. Fırsat
eşitsizliğinin söz konusu alana taşınması olarak
değerlendirilebilir. Bu nedenle yerel politikaya katılan
kadın temsilciler, parlamenterlere oranla genel kadın
nüfusunu daha iyi temsil etmektedirler.
Siyasetten Dışlanma
Bireysel ve Toplumsal Siyasal Katılım Sorunları
Bireysel siyasal katılımın önlenmesi ve toplumsal
siyasal katılımın önlenmesi siyasetten dışlanmanın iki
türünü ifade etmektedir.
Bireysel katılımda en önemli sorun, kadının seçme-oy
kullanma hakkını bağımsız bir şekilde
gerçekleştirememesidir.
Bu sorun çoğunlukla kadınların siyasete ilgisizliğiyle ve
siyasette erkeklerden bağımsız olmamaları ile
açıklanmaktadır. Araştırmalar kadınların (%50),
erkeklerin etkisi altında oy kullandığını göstermektedir.
Sonuç
• Çalışmak, kadınların toplumsal ve siyasal yaşama katılmasını
kolaylaştıran bir olgudur.
• Bu nedenle kadınların çalışma yaşamına girmelerini
kolaylaştıracak her türlü hukuki, resmi ve sivil girişimler
desteklenmelidir.
• Ayrıca kadınların çalışma yaşamından dışlanmasının
engellenmesinde her türlü ayrımcılık uygulamasının önlenmesi
gerekliliği, siyasi, idari otoriteler ile genel olarak toplumda
üzerinde durulması gereken bir konu olmalıdır.
• Kadınların siyasal dışlanmasına engel olacak birinci adım özgür ve
bilinçli vatandaşlar olarak oy kullanmalarını sağlamaktır. Kadınlar
oy kararını etkileyebilecek diğer faktörlere (siyasi kampanyalar,
sivil toplum kuruluşları, sosyal faaliyetler v.b.) kapalı
olmamalıdırlar.
• Bireysel siyasal katılımı başarıyla gerçekleştirmeye başladığında,
öz-güvenli ve bağımsızca karar verebilen kadının yerel ve merkezi
yönetimin çeşitli basamaklarında yerini kolaylıkla alabileceğine hiç
kuşku yoktur.