Histoloji - Veterinerx
Download
Report
Transcript Histoloji - Veterinerx
HİSTOLOJİ
Hücre=Cell (Biyolojik)
İlk defa 1665 yılında Robert Hooke, şişe mantarında gördüğü yapılara
odacık anlamında cellula isimlendirmiştir.
Organizmanın özel yapı ve fonksiyona sahip olan dış ortamdan aldığı
maddeleri özümleştiren (asimilasyon) ve bölünüp çoğalabilen
(proliferasyon) en küçük canlı birimine hücre denir.
Yani;
Yaşamın en küçük birimi. Yaşayabilen en küçük birim.
“Yaşam” nedir? Yanıt zor... Protoplazma içinde devam eden kimyasal
olayların bir belirtisi…
● Üreme (seksüel/aseksüel)
● Büyüme ve Gelişme
● Enerjiden yararlanma
(Katabolizma↔Anabolizma=METABOLİZMA)
● Çevre şartlarına yanıt
● Homeostazis (?)
● Adaptasyonlar
Hücre Büyüklüğü
Memeli Hücreleri ortalama 7-50
mikrometre olabilir. Sinir hücreleri ve ovum
daha büyük hücre tipleridir. Örneğin:
Memeli ovumu 200, kurbağa ovumu 2000
ve kanatlı ovumu 40.000 mikrometre
olabilir.
Sinir hücrelerinin aksonu hesaba katılırsa
1,5 metreyi bulabilir. N. vagus gibi.
Hücre Şekilleri
Hücreler fonksiyon ve bulundukları yerlere
göre değişiklikler gösterebilirler. Bez epitel
hücresi salgı durumuna göre uzar veya
kısalabilir. Akyuvarlar damar duvarından
geçerken uzar kısalırlar.
Yassı, kübik, prizmatik, pramidal, oval,
yuvarlak, mekik, iplik veya yıldız şekilli
olabilirler.
Peparatlarda normal yapılarından farklı
olabilirler
Yassı
Pramidal
Kübik
Oval
Mekik
Prizmatik
İplik
Yıldız
Hücre Tipleri
Ökaryotik hücre=(Eukaryotic Hücre,
ökaryotlar)
Genetik materyali çekirdekte taşırlar
Yüksek sınıf organizmalar (memeliler ve diğer
vertebralılar, insektler vb.)
İnsan
Fare
Drosophilia melanogaster (Meyve Sineği)
Caenorhabditis elegans (C. Elegans, toprak solucanı)
Prokaryotik hücre=(Prokaryotic Hücre,
prokaryotlar)
Genetik materyal sitoplazmada serbesttir
Virus, Bakteri ve Cyanobacteria (mavi-yaşil alg) v.s.
Beyaz kan hücresi
(Eukaryotic)
Bakteri
(Prokaryotic)
Hücre Anatomisi
Hücre=Protoplazma
SİTOPLAZMA
ÇEKİRDEK=Nukleus
SİTOPLAZMA(Cytoplasm):
Temel Plazma=Sitozol (Cytosol)
Şekilli Unsurlar
Temel Plazma=Sitozol
-
Sitoplazmada bulunan ve şekilli unsurların
arasını dolduran pelte kıvamlı (kolloidal) yapı.
Su aldığı sürece sol haldedir. Su kaybederse
gel hale geçer. Bu durum sürekli olursa ölüm
şekillenir.
-
Yaklaşık %90 sudur. Protein (enzimler-yapı
taşları), lipidler ve karbonhidratlar, metabolik
ürünler, amino asitler, co-enzimler, ATP, ADP,
pH düzenleyici katyon (K, Mg, Ca) ve anyonlar
(CO3,PO4), iz elementler ve oksijen bulunur.
-
Temel Plazma (=Sitozol) da
proteinlerin önemi büyüktür.
-
Proteinler globüler (Yumaklanmış)
veya ipliksel olabilirler. Bazıları;
-
Mikroflamanlar-Mikrotubuluslar
(iplikçik ve borucuk oluşturabilirler)=
Hücre İskeleti, Hücreye şekil
verirler.
Zar (Membran) sistemleri
-
Elementer membranlar da denir
(globuler protein+lipid=Lipoprotein).
Bütün membransel organellere
köken teşkil ederler (Ünit
membran=birim membran).
Unit membrane
3 katlı bir oluşum halindedirler, membransel organellerde bulunur;
Hücre zarı, golgi, ergastoplazma, lizozom, mikrocisim, mitokondrium
Membranların Sandviç Modeli
Hidrofil
Hidrofob
Membranların Sıvı Mozaik Modeli
(Fosfolipid)
Freeze fracture
Membran Proteinlerinin Hareketi
Ökaryotik Hücrenin Anatomisi
Hücre membranı
(Plasma
Membrane,
Bilayer)
Sitoplazma
Organeller
Nukleus
Mitokondria
Ribozom
Endoplazmik
retikulum
Golgi
apparatı
Sitoplazmanın Şekilli Unsurları
A-Organeller
Membransel organeller
(Biyolojik membranlar) :
- Hücre zarı
- Ergastoplazma
(ribozom ve
endoplazma
retikulumu)
- Golgi aygıtı
- Lizozomlar
- Mikrocisimler
- Mitokondriyonlar
İpliksel Organeller=Hücre
iskeleti(Cytoskeleton):
- Sentrozom
- Mekik iplikleri
(Mikrotubulslar)
- Mikroflamanlar (Aktinmyozin=kontraktil
flamanlar ve İntermediyer
flamanlar=tonoflamanlar,
nörofibriller, vimentin,
cytokeratin, desmin v.s.)
B-Sitoplazma inklüzyonları
(Metabolik son ürünler)
I) Hücre Membranı (Hücre
zarı=Plasmalemma)
Ünit membran yapısındadır,
ancak diğer membranlardan
daha fazla kolesterol içerir
Hücrenin tüm fonksiyonel
komponentlerinin çepeçevre
sarar.
Dışardan gelen uyarıları alır
veya reddeder (Reseptör).
Çift lipid katmandan oluşur.
Fosfolipidler 2 yağ asidi ve bir
fosfat grubundan oluşur. Yağ
asitleri doymuş ya da doymamış
olabilir.
Suda çözünmez.
Gömülü transmembran
proteinler içerir.
Marker (hücreyi tanıtıcı) olarak
yüzey karbonhidratları içerir.
Hücre membranı diğer biyolojik membranlardan
farklıdır. Elektron mikroskopta 3 katmanlı olarak
görülür. Orta katman yaklaşık 3 nm dir
Açık alan
Koyu
alanlar
Hücre membranını dıştan glikokaliks denen karbonhidrat
yapısında örtü çevirir. Karbonhidratların bir bölümü
protein moleküllerine, diğerleri ise lipidlere bağlıdır.
Proteinlere bağlı olanlar oligosakkarit ise glikoprotein;
polisakkarit ise proteoglikan şekillenir. Dış katmandaki
bazı lipidlere bağlı olan oligosakkaritler ise glikolipid
yapıları oluşturur.
Glikoprotein yapımı granüler ER’de, proteoglikanlar ve
glikolipidler ise Golgi aygıtında olur. Sentezlenen bu
maddelerin bir kısmı membran yapımında bir kısmı da
hücreler arası temel doku sentezinde kullanılır.
Glikokaliks’teki sialik asit negatif elektrik yüküne sahiptir.
Canlı organizmada glikokaliks hücreye antijen özelliği
verir.
Membran Komponentleri
Membran Proteinleri:
1)
2)
3)
Hücre membranında
çok sayıda özelleşmiş
proteinler vardır.
İşlevleri:
Membranın bir tarafına
madde taşımak
(Transport proteinleri)
Dış uyaranlara karşı
aracılık ederek hücrenin
davranışını belirlemek
(Reseptörler)
Membranın yapı taşı
lipidlerin
sentezlenmesine
yardımcı olmak
Makromoleküller (protein, yağ damlacıkları,
polisakkartiler) ile bunlardan daha da büyük olan
olan katı maddelerin hücreye girip çıkması için
hücre yüzeyinde şekillenen morfolojik değişikliler
gerekir (endositoz, ekzositoz).
Daha küçük moleküller (Glikoz, su, yağ asitleri,
monosakkaritler iyonlar) ise tüm membranlarda
morfolojik değişim olmaksızın girip çıkarlar.
Pasif ve Aktif Transport
Pasif
transport
A,B,C,D
Basit
difüzyon
“Kanal
proteinleri”
aracılığı ile
kolaylaştırılmış
difüzyon
“Taşıyıcı protein”
aracılığı ile
kolaylaştırılmış
difüzyon
Aktif
transport
E,F,G,H
1) Transport Özelliğindeki İntegral
Proteinler
Bu proteinler enzim özelliğinde
olmakla birlikte, ilgi duydukları
maddeleri değişikliğe uğratmazlar
sadece taşınmalarını sağlarlar.
Madde transportu membranların
geçirgenliğinin artması demektir;
enzim özelliğinde olan bu tip
taşıyıcı proteinlere permeaz’lar da
denir.
Pasif Transport
Maddelerin çok yoğun ortamdan az
yoğun ortama geçişi (Difüzyon).
Geçiş her iki tarafta denge
sağlanıncaya kadar devam eder ve
enerji kullanımını gerektirmez.
a)Basit difüzyon
b) Kolaylaştırılmış Difüzyon
a) Basit difüzyon
Nötr yüklü maddeler (su, oksijen,
azot, alkol, eter, kloroform, steroid
hormonlar) yavaş tempo ile
geçerler.
b) Kolaylaştırılmış
Difüzyon (Transmembran
proteinleri görev alırlar):
Kanal Proteinleri ve Taşıyıcı Proteinler
i) Kanal Proteinleri
Daha çok katyonik (H, Na, K ve Ca)
iyonların transportunda görevlidirler. Bu
elementlerin geçişi için kanal
oluştururlar. Kanalların açılması için,
bölgede toplanan iyonların oluşturduğu
elektriksel uyarım gereklidir. Her iyon için
özelleşmiş
kanallar vardır.
ii) Taşıyıcı Proteinler
Bu proteinler ise iyonlar
yanında monosakkaritler
(glukoz) ve amino asitleri
taşırlar. Na+K+ ATPaz
özelliğindedir (C).
Bu proteinlerin dış yüzleri
hidrofob, iç yüzleri
hidrofildir ve bu hidrofil
yüzde taşınacak maddeye
ilgi duyan özel bağlanma
yerleri vardır. Bazıları tek
tip bazıları birden fazla
molekül bağlayabilir. Her
iki yönde molekül
taşıyabilirler. Na+ ve
glukoz gibi.
Kolaylaştırılmış difüzyon=
Taşıyıcı Proteinler
Aktif Transprt
Metabolik enerji kullanımı zorunludur
Na+K+ Pompası,
Az yoğun ortamdan çok yoğun ortama madde
geçişi için enerji kullanımı söz konusudur. Na+
hücre dışında, K+ ise hücre içi daha yoğun
bulunan bir maddedir. Na+’un hücre dışına, K+
hücre içine verilmesi aktif transport ile olur.
Glukoz hücrelerarsı dokuda fazladır ve
kolaylaştırılmış difüzyonla hücreye alınabilir,
buna karşın barsak kanalı ve böbrek
kanalcıklarında hücre dışı glukoz daha azdır ve
glukozun alınımı enerji gerektirir.
Aktif Transport:
Na+-K+ ATPase
2) Reseptör Özellikli İntegral
Proteinler
Bir kısmı hormonların
hücre yüzeyine
bağlanmalarını sağlar
ve sitozolde bazı
reaksiyonların
oluşmasına yol
açarlar. Örneğin;
adrenalin bağlanırsa
glikojen glukoza
parçalanır, bağlanan
insülin ise glukoz
hücre içine girer.
İnsülin aracılı glukozun hücreye girişi
Diğer reseptörlerden bazıları ise sinirsel
uyarıcılar (Nörotransmitter) ile etkileşirler
Kas tellerinin sinir sonu ile temasa gelen
kısımlarında (motor plak) çok miktarda
reseptörler vardır ve bunlar Ca++ iyonlarının
etkimesiyle açılırlar. Açılan reseptörler aracılığı
ile sinir uçtan asetilkolin gibi nörotransmitterler
bu aralığa (synaps) dökülür ve kas teli
yüzeyindeki Na+ iyonu kanallarına bağlanır.
Böylece aralıkta bol miktarda bulunan Na+ kas
hücresine girer ve elektriksel uyarıma yol açar.
Hücre zarında bu tipte birçok kimyasal uyaranı
bağlayan çok sayıda reseptör bulunur.
3) Gerçek Enzim Özelliğindeki
İntegral Proteinler:
Membranlara gelen birçok maddeden yeni
yapılar sentezlenmesinde görev alırlar.
Örneğin yağ asitlerinden lipidlerin
sentezlenmesi gibi. Bu tip proteinler
sadece hücre membranında değil tüm
biyolojik membranlarda bulunur.
Hücre Yüzeyinin Uğradığı
Morfolojik Değişiklikler:
1)
Madde Alışverişini Sağlayan Değişimler
a) Mikrovilluslar: Evaginasyon ile şekillenirler:
Boyları 1 mikrondan daha küçüktür. Barsak,
böbrek prox. tubulus hücreleri vs. de
bulunur. Hücre yüzeyini genişletirler. Her bir
mikrovillus içinde 20-30 adet aktin flamanı
vardır. Bu flamanlar protein molekülleri ile
demet oluştururlar ve sitoplazma tarafında
terminal web denen kısma tutunurlar.
(Fırçamsı kenar).
Titrek tüyler (Cilia) ve Mikrovilluslar
b)Endositoz
(endocytosis)
-Pinositoz (Pinocytosis)
-Fagositoz (Phagocytosis)
Pinositoz (Pinocytosis):
Pinositoz vezikülü
Endozom
Lizozom
Reseptör Aracılı Endositoz
(Receptor-Mediated Endocytosis)
Transferrin reseptörleri
Low-Density Lipoprotein (LDL)
Reseptör (Düşük yoğunluklu lipoprotein)
Fagosiztozis (Phagocytosis)
1)Şemotaksis
2)Tutunma
(Adherence)
3)Psöydopod
oluşumu
4)Fagozom oluşumu
5)Phago-lizozom
oluşumu
Ekzositoz
Parçalanmış maddeler veya veziküler
oluşumlar ya da salgı granülleri sitoplazma
içerisinde membran ile çevrili haldedir.
Bunlar dışarı atılacakları zaman, bunların
membranları ile hücre membranı temasa
gelir ve temas yerindeki membran yırtılır
ve böylece içerik dışarı atılır. Bazı salgılar
zymogen granül denen inaktif formda atılır
(Pankreas salgısı).
2) Hareket Sağlayan
Değişimler:
A) Yalancı ayaklar
(Pseudopodium).
(protozoanlarda=amip). Kalıcı değildir.
Organizmada bu tip hareketi makrofaj,
mikrofaj ve daha az T lenfositler yapar.
B) Titrek tüyler (Cinociliumlar):
-
-
-
Kalıcı sitoplazmik yapılar.
Evaginasyon ile oluşurlar. 0,210 mikron olabilir.
Enine kesitlerde ipliksel
oluşumlar vardır. Bunlar 9 çift
olarak periferde ve 1 çifti
merkezde bulunan
mikrotubuluslardır.
Periferdekiler bazal cisimcik
denen sitoplazma yüzeyine
yakın bir oluşumdan köken alır.
Orta çift baza cisimciğe
ulaşmaz.
Solunum yollarında boldur.
Cilium’un İnce Yapısı
Mikrotubuluslar 9 çift-1 çift
C) Stereociliumlar
Yanlış olarak silyum
denmektedir.
Mikrotubulus ve bazal
cisimcik yoktur.
Silyumdan daha çok
mikrovillusa
benzerler. Aktin
flamanları içerirler ve
dallanma gösterirler.
Pasif hareket ederler.
Tipik olarak
epididimiste
bulunurlar.
D) Kamçılar= Flagellum
Harektli ve kalıcı sitoplazmik uzantılardır.
Titrek tüylerden daha uzundurlar. En tipik
örnek sprematozoonun kuyruğu dur.
3) Hücreleri birbirlerine bağlayan
değişimler=Hücre adezyon
molekülleri=Integrinler
Zonula okludens (Tight junction):Tek katlı ve çok
katlı epitel hücreleri arasında
Zonula aderens: Kalp kasında
Makula aderens(Dezmozom): Epidermal spinal
hücreler
Hemidezmozom (Tonoflaman):Kutan mukoza,
epidermis ve kıl follikülü hücrelerinde
Gap junctions: Çoğu dokuda bulunurlar
Lateral uzantılar: Tek katlı epitel, endotel,
mezotel ve madde alışverişinin fazla olduğu
böbrek tubulus ve barsak epitelleri arasında
II) Ergastoplazma
Işık mikroskobunda hematoksilen-eozin ile
boyanan bez epitelleri, plazma hücreleri
fibroblast gibi hücrelerin sitoplazmalarında
görülen koyu alanlar.
Elektron mikroskobunda bu alanların
bağımsız ribozom ve endoplazma
retikulumu oldukları görülür.
Bağımsız Ribozomlar
Ribozomal RNA (rRNA)
moleküllerinden oluşurlar
(%60 RNA ve %40
protein).
Ribozomlar farklı
büyüklükte iki alt üniteden
oluşur. Küçük ünitede 1
adet, büyük olanda 3 adet
RNA molekülü vardır. Alt
üniteler nukleoulusta
şekillenir ve çekirdek
zarındaki porlardan aktif
transportla sitoplazmaya
geçer ve birleşerek
fonksiyonel ribozomları
oluştururlar.
Ribozomlar genelde sitoplazmada tek tek bulunur veya toplu
halde bulunurlar ;
Poliribozom (polizom).
Polizomlar uzunca iplik halindeki (zikzak, spiral, rozet veya Y
şeklinde olabilir) haberci RNA (mRNA) molekülü üzerine inci
tanesi gibi dizilmişlerdir. Bağlanmayı küçük ünite sağlar (20
aminoacyl-tRNA synthetases). mRNA ne kadar uzunsa o
kadar sayıda ribozom bulundurur.
Bağımsız ribozomlar ve polizomlar sitozolde protein sentezinin
yapıldığı organellerdir. Proteinler, hücrenin bölünüp çoğalması
için gerekli olduğundan, genç (blast) hücrelerde ribozom sayısı
fazladır. Sentezlenen proteinlerin bir kısmı çekirdeğe geçer,
diğerleri proteolitik enzimlerce amino asitlere ayrılır. En uzun
ömürlü olanları hücre iskeletini oluşturanlardır.
Protein Sentezi (Translasyon)
tRNA
Antikodon
mRNA
Kodon
Primidin
Nukleotidler
Purinler
Timin
Adenin
Sitozin
Guanin
Urasil
A = T/U
G
S
Timin
yerine
(RNA)
Start
kodon:
AUG
Stop kodonlar: UAA, UAG, UGA
Codon: 5' GCU 3' (mRNA)
Anticodon: 3' CGA 5' (tRNA) her
amino asit için en az bir tRNA
vardır. Bir insan tRNA’sı maya hücresinde de
fonksiyon görebilir.
Protein
sentezi metiyonin amino
asidi ile başlar ve start codon
denir (AUG).
Amino asitlerin çoğu birden fazla
kodonla şifrelenmiştir.
Amino asitler protein
monomerleridir
Siyah-Merkezi bir karbon atomu
Mavi-karboksil grubu
Yeşil-hidrojen atomu
Mor-amino grup
Kırmızı-değişken grup
Amino asitler birbirlerine
birinin karboksil grubu ile diğerinin amine
grubuna bağlanır.
Amino asit zincirlerine
polipeptid adı verilir.
Amino asitler
ve
RNA kodları
Start
Peptid bağı
Peptid bağları
DNA
T A T C G C G C C T A C
mRNA
A U A G C G C G G A UG
tRNA
U A U C G C G C C U A C
tRNA da mRNA
gibi iplik
halindedir
ancak şekildeki
gibi; tRNA 4 kol
ve 3 ilmek
şeklinde
bükülmüştür.
Acceptor
koldaki aminoacyl-tRNA
synthase ile
amino asit’e
bağlanır.
tRNA’ya amino asit bağlanması
Endoplazma Retikulumu (ER)
Granüllü ER (Granler ER=GER)
ER genç hücrelerde daha azdır.
Polizomlar ergositoplazmanın
çoğunluğunu oluşturur. Sonradan oranı
artar.
Daha çok dış çekirdek zarından köken alır.
Hücre çekirdeği ile olan bağlantılarına sık
rastlanır. Hücre zarı ile bağlantısı kas
hücrelerinde görülebilir.
Olgun alyuvarlarda, kan pulcukları ve
bakterilerde bulunmaz.
Hücrelerin büyük çoğunluğunda GER vardır. Hücrenin
aktivasyonuna göre miktarı azalır-artar. Kuvvetli
protein sentezi olan hücrelerde daha fazladır (bez
epiteli, plazma hücreleri, fibroblast, sinir hücreleri
v.s de yoğundur.
Dinlenme halindeki hücrelerde GER’ler birbirleri
üzerine paketlenmiş halde bulunurlar.
GER’un sitozole bakan yüzlerinde aralıklarla oturmuş
halde ribozom ve polizomlar vardır. Ribozomlar
buralara alt ünitelerinden ve reseptörler aracılığı ile
bağlanırlar
Ribozomlarda yapılan proteinlerin
çoğunluğu bağlandıkları reseptörlerin
kanalları aracılığı ile retikuluma ait
keseciklerin boşluklarına geçer ve burada
globüler biçim kazanırlar. Globüler
proteinler tekrar işlenerek yüksek
kuruluştaki glikoproteinlere dönüşür.
Bunların da bir kısmı buradan Golgi
aygıtına gönderilir.
Diğerleri ise sitozolde diğer organel
membranları için yapı malzemesi (integral
protein) amacıyla kullanılırlar.
Granülsüz ER (SER)
Tek tek ya da bağlantılı geniş boşluklar (sistern),
anastomoz yapan ve daralıp genişleyen kanalcık veya
vezikülerden oluşur.
En çok karaciğer epiteli (hepatosit), yağ bezleri ve
steroid hormon sentezleyen bezlerde ve kas
hücrelerinde bulunur.
Karaciğerde glukoz↔glikojen siklusuna görev alırlar.
SER özellikle yağ asidi ve lipid sentezinde görev alır.
Ayrıca detoksifikasyonda da görev alır.
Barsaklarda absorptif epitelde SER, emilen yağ asidi ve
monogliseridler trigliseridlere dönüşerek emilmesini
kolaylaştırır.
Kas hücrelerinde (sarkoplazma retikulumu) ileti ve
kontraksiyonda görev alır.
Golgi Aygıtı (Golgi Komplex)
İlk defa 1906 yılında nobel ödülü alan Camillo Golgi tarafından
bulunmuştur.
Sitoplazmada sentez olaylarında rol alır.
Gümüş boyamalarla ışık mikroskobunda rahatlıkla gösterilir.
Alyuvarlarda bulunmaz. Çizgili kas hücrelerinde az miktarda, salgı
yapan hücrelerde çoktur. Sinir doku en zengin olandır.
Çekirdek etrafında aralıklarla yerleşmiş halka görünümündedir.
Glikoproteinleri işleyerek (granüler hale gelirler) daha yüksek
kuruluştaki maddelere çevirir (enzimler-hücredışı ve lizozomal
olanlar-, steroid hormonlar v.s).
Şekillenme yüzü (giriş yüzü=konveks=dışbükey yüz) ve olgunlaşma
yüzü (çıkış yüzü=konkav=içbükey yüz) olmak üzere iki yönü vardır.
Trans
Cis
Hücre yüzeyi, Golgi aygıtı, ER veya Lizozom gibi organeller
arasında veziküller aracılığı ile sürekli madde taşınır. Bu
trafiğe mikrotubulus ve mikroflamanlar aracılık ederler.
Lizozomlar
Ünit membranlı organellerdir.
İlk yapılanlarına primer lizozom denir ve Golgi aygıtından
köken alırlar.
Pirmer lizozomlar, endositoz ile ile alınan maddeler
(endozom-fagozom) veya endojen metabolizma sonucu
oluşanlarla ya da hücre organelleri ile birleşirlerse
sekonder lizozom adını alırlar.
Hidrolitik enzimler (asit hidrolazlar, pH=5).
Lizozom membranının bu asitliğe nasıl dayandığı
bilinmemektedir.
Bazen patolojik durumlarda membrandan sızabilir.
Ölümden sonra membran bütünlüğü kaybolur (Autolysis)
Peroksizomlar (Mikrocisimler)
0,3-1,5 mikron arasında oval yuvarlak
granüller.
Periferi az yoğun merkez çok yoğun.
Karaciğer epiteli ve böbrek tubulus
epitelinde yaygın. Ayrıca lökositlerde de
bulunur.
H2O2 yıkımlayan peroksidaz içerirler
(peroksizom). Bu enzimler ribozomlarda
yapılırlar.
Mitokondriyon
Ökaryotik hayvansal hücrelerde enerji (ATP)
üretiminden sorumlu olan organellerdir.
Uygun boyamalarda ışık mikroskobunda
görülebilirler ve yuvarlak, çomak veya iplik
tarzında olabilirler.
EM incelemede içi içe geçmiş iki adet ünit
membrandan oluşur.
Dış membran lipidlerden zengindir ve porin
denen kolaylaştırılmış difüzyon ile çalışan
kanalları vardır.
İç membran ise kıvrımlar yapar (cristae
mitochondriales)
Bu kristalar karşılıklı olarak içeri çıkıntı yapar ve
tam olmayan kompartımanlara ayırır.
İç kısımda sitozolden daha koyu madde (matrix)
ile doludur.
İki tip mitokondriyon vardır:
-Krista tipi mit. ve Tubulus tipi mit.
Mitokondriyonların iç membranları übikinon, sitokromlar, sitokrom
oksidazlar, ATP sentetaz gibi enzimlerden zengindir.
Mit. lar aktif hücrelerde yoğundur ve hareket edebilirler.
Birleşebilirler veya bölünerek çoğalabilirler. Krista tipli
olanlar ikiye bölünerek veya tomurcuklanarak, tubulus tipte
olanlar ise orta kısımdan boğumlanarak bölünürler.
Kendilerine ait DNA ve 3 tip RNA içerir. Sitoplazmada tek DNA
içeren organeldir (Maternal DNA).
Mit. Aktif olduklarından 10-20 gün yaşarlar.
Mitokondriyonların Görevleri:
-Sitozolden aldıkları yakıt maddelerini aerobik
yolla parçalayarak (biyolojik aksidasyon,
dehidrojenaz enzimleri sayesinde) enerji açığa
çıkarırlar ve bu enerjiyi ADP ile Pi molekülleri
arasına sıkıştırıp (bu işe adı geçen enzimlerle
yaparlar) enerji yüklü ATP molekülleri
oluşturmaktır (oksidatif fosforilasyon).
- Yakıt maddeleri pruvat (glikozun aerobik yolla
parçalanması ile oluşur), yağ asitleri ve amino
asitlerdir.
- ATP sitozole geçip metabolik faaliyetlerde
kullanılınca tekrar ADP ve Pi açığa çıkar. Bunlar
tekrar mit.’lara döner ve siklus böylece devam
eder.
b) İpliksel Organeller
Sentrozom
Hücrenin merkezi olarak
kabul edilir.
Bu organelin temelini
oluşturan sitoplazma
(sentroplazma)
İki adet centriol vardır ve
bunlar 90 derece açı ile
yerleşmişlerdir.
Her bir sentriolde 9 adet
üçlü mikrotubulus demeti
vardır.
Bölünme öncesinde (Sfazı) sentriol sayısı 4’e
çıkar.
Sentriyoller mitoz bölünmede mekik
ipliklerinin şekillenmeleri yanında,
hareketlerini de bunlar yönetirler
(Flagella ve Cilium benzeri).
Profaz başında sentroplazmada kısa
boylu ve radier seyirli mikrotubuluslar
belirir ve bunlar sentroplazmaya
ışınsal görünüm verirler (astrosfer).
Mikrotubuluslar, tubulin moleküllerinin
birbirlerine dynein benzeri enzim ile
eklenmesiyle uzarlar.
Kromozomlar ekvatoryal düzlemde
toplanınca kromozomal
mikrotubuluslar kromozomlara
tutunurlar (kinetekor aracılığı ile) ve
kromozomları kutuplara çekerler.
Bazı mikrotubuluslar ise serbesttir
(polar mikrotubulus)
Mikrotubuluslar ayrıca hüce içi madde
transportunda da görev alırlar.
Mikroflamanlar (Microflaments)
Kontraktil flamanlar (aktin-myozin)
İntermedier flamanlar (tonoflaman,
nöroflaman, vimentin, sitokeratin, desmin
v.s)
Sitoplazma İnklüzyonları
(Paraplazmik oluşumlar)
Depolanmış besin maddeleri
Salgı maddeleri
Renk maddeleri (Pigmentler=endojenekzojen)
Karoten, demir, lipokrom, bilirubin,
hemoglobin, melanin v.s.