6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında

Download Report

Transcript 6306 Sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında

ALTYAPI ve KENTSEL DÖNÜŞÜM HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
6306 sayılı AFET RİSKİ ALTINDAKİ ALANLARIN DÖNÜŞTÜRÜLMESİ
HAKKINDA KANUN
Suna KOTAN
Genel Müdür Yardımcısı
Ülkemizdeki Afet Gerçeği ve
6306 sayılı Kanunun Hazırlanma Gerekçeleri:
 Ülkemiz, Dünya’nın en aktif deprem bölgelerinden birisinde
yeralmakta ve Ülkemizde depreme yolaçan, yaklaşık 15.000 km’si ana
aks olmak üzere, toplam 24.500 km. uzunluğunda canlı fay hattı
bulunmaktadır.
 Özellikle Kuzey Anadolu Fay Hattı, doğu sınırımızdan Çanakkale
İli’ne kadar Anadolu'yu bir baştan bir başa kat etmektedir. Kuzey
Anadolu Fay Hattı içinde hem nüfus bakımından kalabalık ve hem de
ekonomimizin can damarı olan İstanbul, Bursa, Kocaeli, Sakarya,
Erzincan, Balıkesir ve kısmen Samsun gibi büyük İller yer almaktadır.
D eprem Bölgeleri Y üzölçüm ü (km 2)
I.derece
328 995
II.derece
186 411
III.derece
139 594
IV .derece
97 894
V .derece
32 051
Toplam
784 945
(% ) N üfus (1990)
42
25 052 683
24
14 642 950
18
8 257 582
12
7 534 083
4
985 737
56 473 035
(% ) Tahm ini N üfus (1997) (% )
44
28 498 740
45
26
16 674 656
26
15
9 334 138
15
13
8 129 711
13
2
1 107 757
2
63 745 000
 Nüfusumuzun % 98’i deprem açısından
tehlikeli bölgelerde yaşamaktadır.
 Yine, Ülke varlıklarımızın % 90’ı ciddî
deprem riski altıdadır.
 Ülkemizde, 1903 yılından günümüze kadar
hasar doğuran 130 depremde 100 bin can
kaybı ve yaklaşık 2 milyon ev kaybedilmiştir.
 Son 100 yıl içinde meydana gelen
depremlerde ortalama her yıl millî gelirimizin
% 1’i kaybedilmiştir.
 1939 yılında meydana gelen Erzincan
Depremi’nde 60 saniye içinde 33.000
vatandaşımız hayatını kaybetmiştir.
 1999 yılında meydana gelen Doğu
Marmara Bölgesi depremlerinde, 18 bin
vatandaşımız hayatını kaybetmiş ve millî
gelirimizin % 10’u birkaç dakika içinde
yok olmuştur.
 Son yaşanan Van depremlerinde yıkılan
veya ağır hasar gören konut sayısı
yaklaşık 30.000’dir.
İstanbul ve çevresinde olması ihtimali yüksek
olan bir depremde;
 20 ilâ 50 bin binanın ağır hasar göreceği,
 100 milyar $’lık maddî zararın oluşacağı,
 Can kaybının 20 ilâ 50 bin kişi arasında
olacağı ve 100 binlerce kişinin önemli
derecede bedeni zarara uğrayıp sakat
kalacağı,
 1 ilâ 2 milyon kişinin evsiz ve yine 1 ilâ 1,5
milyon kişinin işsiz kalacağı,
tahmin edilmektedir.
Ülkemizde son 60 yılda meydana
gelen doğal afetlerin yol açtığı
yapısal hasarların oranları
şöyledir:
Çığ, Fırtına vb.
Kaya Düşmesi
Su baskını
5%
Yangın
4%
1%
Depremler
61%
14%
% 61 depremler
% 15 heyelanlar
% 14 su baskınları
% 5 kaya düşmeleri
% 4 yangınlar
% 1 çığ, fırtına ve diğer afetler.
Heyelanlar
15%
Depremler
Kaya Düşmeleri
Heyelanlar
Yangınlar
Su baskınları
Çığ,Fırtına & Diğerleri
Ülkemizdeki yapı stoku incelendiğinde;
 Mevcut yapıların büyük kısmının mühendislik
hizmeti almadan inşa edildiği,
 Yapıların büyük çoğunluğunun yalıtımsız ve
enerji verimliliği açısından yetersiz olduğu,
 Kentlerimizin altyapısının eski ve yetersiz
kaldığı,
 Büyük kentlerdeki yapılaşmanın büyük bir
kısmının mevcut imar planlarına aykırı ve kaçak
olduğu,
görülmektedir.
Ülkemizde Mevcut Yapılara İlişkin Verilerilere
Bakıldığında:
 Yaklaşık 19 milyon yapı bulunmaktadır.
 Bu yapıların;
- % 55‘i ruhsatsız ve kaçak…
- % 60‘ı 20 yaş üzeri…
- 6-6,5 milyondan fazlası riskli yapı…
olarak değerlendirilmektedir.
 Özellikle 1998 yılından önce yapılan
yapıların büyük bir kısmı güvensiz ve
günümüz mevzuatına aykırı niteliktedir.
II- ÜLKEMİZDE KENTSEL DÖNÜŞÜM ÖNGÖREN
HUKUKÎ TANZİMLER
Ülkemizde, 6306 sayılı Kanun’dan önce, kentsel dönüşümü
sağlamak üzere yürürlüğe konulmuş mevzuat hükümleri
incelendiğinde; bu mevzuatın bir kısmının “dolaylı olarak”, bir
kısmının
da
görülmektedir.
“doğrudan”
kentsel
dönüşüm
öngördüğü
Dolaylı olarak kentsel dönüşüm öngören mevzuat hükümleri:
 7269 sayılı Umumî Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle
Yapılacak Yardımlara Dair Kanun
 775 sayılı Gecekondu Kanunu
 2981 sayılı İmar ve Gecekondu Mevzuatına Aykırı Yapılara Uygulanacak
Bazı İşlemler ve 6785 sayılı İmar Kanununun Bir Maddesinin Değiştirilmesi
Hakkında Kanun
 2985 sayılı Toplu Konut Kanunu
 5543 sayılı İskân Kanunu
 3194 sayılı İmar Kanunu
Doğrudan kentsel dönüşüm öngören mevzuat hükümleri:
 5366 sayılı Yıpranan Tarihî ve Kültürel Taşınmaz Varlıkların Yenilenerek
Korunması ve Yaşatılarak Kullanılması Hakkında Kanun
 5104 Sayılı Kuzey Ankara Girişi Kentsel Dönüşüm Projesi Kanunu
 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 73 üncü maddesi
 Sayılan bu (9) ayrı mevzuatın hiçbirisi şehirlerimizin en ciddi
problemlerinden biri olan “kentsel dönüşüm”ü bir bütün olarak ele
alan ve düzenleyen mevzuat niteliğinde değildir.
 Bu düzenlemelerin, sadece belirli kurumlara “dönüşüm”e ilişkin
yetkiler veren bir muhtevaya sahip olması; farklı kanunlarda farklı
hükümler bulunması ve mevzuatın dağınık olması, akıcı, akılcı ve
kaynakta tasarruf sağlayıcı uygulama süreci sağlayamamıştır.
 Kentsel dönüşümü bir bütün olarak ele alan mevzuatın ve
kurumlar arası koordinasyonun eksikliği, düzenlemelerin finansman
boyutunun zayıf olması ve yeterli yaptırım gücünün bulunmaması,
“kentsel dönüşüm” uygulamalarında istenilen neticenin alınmasına
engel olmuştur.
6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında
Kanun; 31.5.2012 tarihli ve 28309 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak
yürürlüğe konulmuştur.
Bu Kanun:
 Afetler meydana gelmeden önce zarar azaltmaya yönelik gerekli
tedbirleri içeren,
 Pratik ve hızlı müdahaleyi sağlayacak uygulama araçları öngören,
 Yaptırıma yönelik hükümleri olan,
 Finansal yapısı olan,
 Vatandaşı mağdur etmeyecek yardım ve destek alternatifleri olan,
bir Kanundur.
6306 sayılı Kanun’un ikincil mevzuatı olarak:
 Afet
Riski
Altındaki
Dönüştürülmesi
Hakkında
Uygulama Yönetmeliği,
Alanların
Kanunun
 Dönüşüm Projeleri Özel Hesabı Gelir,
Harcama,
Kredi
ve
Kaynak
Aktarımı
Yönetmeliği,
 6306 sayılı Kanun Kapsamında Hak
Sahiplerince
Bankalardan
Kullanılacak
Kredilere Sağlanacak Faiz Desteğine ilişkin
Bakanlar Kurulu Kararı,
Bakanlığımızca hazırlanmış ve yürürlüğe
konulmuştur.
Kanun’un
temel
amacı;
Afet
riski
altındaki
alanların
dönüşümünü ve riskli yapıların yıkımını sağlayarak, Ülke genelinde,
sağlıklı güvenli ve yaşanılabilir çevreler oluşturmaktır.
 Kanunun uygulanmasında Bakanlığın en büyük paydaşları
İdare ve TOKİ’dir.
İdare: Belediye ve mücavir alan sınırları içinde belediyeleri,
bu sınırlar dışında il özel idarelerini, büyükşehirlerde büyükşehir
belediyelerini ve Bakanlık tarafından yetkilendirilmesi hâlinde
büyükşehir belediyesi sınırları içindeki ilçe belediyelerini,
TOKİ: Toplu Konut İdaresi Başkanlığını,
İfade etmektedir.
- Kanun kapsamında uygulama yapılabilmesi için, ya “riskli
yapı”, ya “riskli alan” yada “rezerv yapı alanı” tespiti yapılması
gerekmektedir.
Riskli yapı:
Riskli alan içinde veya dışında olup
ekonomik ömrünü tamamlamış olan
veya yıkılma veya ağır hasar görme
riski taşıdığı ilmî ve teknik verilere
dayanılarak tespit edilen yapı olarak
tarif edilmiştir.
Riskli Yapı Tespiti
 Riskli yapıların tespiti, malikler tarafından,
Bakanlıkça
lisanslandırılan
kurum
ve
kuruluşlara yaptırılacak.
 Maliklerce riskli yapı tespiti yaptırılmadığı
takdirde,
tespitler
Bakanlıkça
veya
belediyelerce veyahutta il özel idarelerince
yapılacaktır.
 Riskli olarak tespit edilen yapılar, tapu
kütüğünün
beyanlar
hanesine
işlenecek,
böylece satış ve kiralamalarda yapının riskli
olduğunun bilinmesi sağlanır.
 Riskli yapı tespitine karşı maliklerce 15 gün
içerisinde
itiraz
edilebilir.
İtirazlar;
Üniversitelerce belirlenen 4 üye ve Bakanlıkça
belirlenen 3 üyeden oluşan (7) kişilik Teknik
Heyetlerce incelenecektir.
Riskli yapıların yıktırılması
 Riskli yapı tespitinin kesinleşmesinden sonra
Çevre ve Şehircilik İl Müdürlükleri’nce, “riskli
yapının
yıktırılması”
ilgili
belediyesinden
istenilecek,
 İlgili belediyece; riskli yapıların yıktırılması
için maliklere 60 günden az olmamak üzere süre
verilecek, bu süre içinde riskli yapıların yıktırılıp
yıktırılmadığı kontrol edilecek, yıktırılmamış ise,
yapının
idarî
makamlarca
yıktırılacağı
belirtilerek 30 günden az olmak üzere ek süre
verilecektir.
 Verilen bu süreler içinde riskli yapılar
maliklerce yıktırılmaz ise yıktırma işlemleri
belediyece yapılacaktır.
Riskli yapının yıktırılmasından sonra arsa
hâline gelen taşınmazların
değerlendirilmesi:
 Riskli bina yıkıldıktan sonra arsa hâline gelen
taşınmazlarda daha önce kurulmuş olan kat
irtifakı
veya
kat
mülkiyeti,
ilgililerin
muvafakatleri aranmaksızın tapu müdürlüğünce
re’sen terkin edilerek, malikleri adına payları
oranında tescil edilecektir.
 Bu taşınmazların sicilinde bulunan aynî ve
şahsî haklar ile temlik hakkını kısıtlayan veya
yasaklayan her türlü şerh, hisseler üzerinde
devam edecektir.
 Riskli yapının yıktırılmasından sonra arsa hâline gelen taşınmazların
malikleri tarafından değerlendirilmesi esas olacak ve yapılacak
uygulamalara sahip oldukları hisseleri oranında paydaşların en az 2/3
çoğunluğu ile karar verilecektir.
2/3 çoğunluk ile alınacak karara katılmayanların bağımsız
bölümlerine ilişkin arsa payları, rayiç değerinden az olmamak üzere
anlaşma sağlayan diğer paydaşlara açık artırma usulü ile satılacak.
 Paydaşlara satış gerçekleştirilemediği takdirde, bu paylar, rayiç
bedeli Bakanlıkça ödenmek kaydı ile Hazine adına tescil edilecek ve
maliklerce yapılan anlaşma çerçevesinde değerlendirilmek üzere
Bakanlığa tahsis edilecektir
 Maliklere yapılacak tebligatı takip eden 30 gün içinde en az 2/3
çoğunluk ile anlaşma sağlanamaması hâlinde, Bakanlık, TOKİ veya
İdare tarafından acele kamulaştırma yoluna gidilebilir…..
Riskli alan:
Zemin
yapısı
veya
üzerindeki
yapılaşma
sebebiyle can ve mal kaybına yol açma riski
taşıyan, Bakanlık veya İdare tarafından Afet ve
Acil Durum Yönetimi Başkanlığının görüşü de
alınarak belirlenen ve Bakanlığın teklifi üzerine
Bakanlar Kurulunca kararlaştırılan alanı ifade
etmektedir.
 Bir alanın “riskli alan” olarak belirlenebilmesi
için alanın büyüklüğünün asgarî 15.000
m2 olması gerekir.
 Ancak, Bakanlıkça uygulama bütünlüğü
bakımından gerekli görülmesi halinde, parsel
veya parsellerin büyüklüğüne bakılmaksızın ve
15.000 m2 şartı aranmaksızın riskli alan tespiti
yapılabilecektir.
Riskli alan ilan edilmesinden sonra, artık bu
alan içerisindeki yapılar için tek tek riskli yapı
tespiti yapılmasına gerek yoktur.
Rezerv yapı alanı:
Kanun
uyarınca
uygulamalarda
yeni
gerçekleştirilecek
yerleşim
alanı
olarak kullanılmak üzere, TOKİ’nin veya
İdarenin talebine bağlı olarak
resen,
Maliye
Bakanlığının
veya
uygun
görüşü alınarak Bakanlıkça belirlenen
alanları ifade etmektedir.
 Rezerv yapı alanı, Bakanlıkça re’sen veya
belediyelerin,
il
özel
idarelerinin
veyahautta
TOKİ’nin
talebi
üzerine
Bakanlıkça belirlenmektedir.
 Gerçek veya özel hukuk tüzel kişileri de,
Bakanlıktan rezerv yapı alanı belirlenmesi
talebinde bulunabilir. Böyle bir durumda,
talebin, bütün maliklerinin muvafakati ile
yapılması ve taşınmazın yüzölçümünün %
25’inin mülkiyetinin, Bakanlığın uygun
gördüğü, bağlı veya ilgili kuruluşuna
veya İdareye veya TOKİ’ye devrine
muvafakat edilmesi gerekir.
6306 sayılı Kanun kapsamında yapılacak
yardımlar:
 Anlaşma ile tahliye edilen yapıların; maliklerine,
kiracılarına ve sınırlı ayni hak sahibi olarak bu yapıları
kullananlara en fazla 18 ay süre ile ve aylık 600
TL’sından çok almamak üzere kira yardımı
yapılabilecektir.
 Anlaşma ile tahliye edilen, yıktırılan veya
kamulaştırılan yapıların; maliklerine, kiracılarına ve en
az bir yıldır bu konutları sınırlı ayni hak sahibi olarak
kullananlara konut, işyeri veya kredi verilebilir.
 Kanun kapsamında bakanlardan kredi kullanılması
halinde, bu kredinin faizinin (4) puanı Bakanlıkça
ödenecektir.
 Kanun uyarınca yapılacak olan işlem, sözleşme, devir ve tesciller ile
uygulamalar; noter harcı, tapu harcı, belediyelerce alınan harçlar,
damga vergisi, veraset ve intikal vergisi, döner sermaye ücreti ve
diğer ücretlerden ve banka ve sigorta muameleleri vergisinden
müstesnadır.
 Ancak, riskli alanlarda, Bakanlık, İdare veya TOKİ’nce değil de,
gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerince uygulamada bulunulması
halinde, bu alanlardaki yapıların mevcut alanları için daha önce
belediyelerce alınan harç ve ücretlere ilave olarak, sadece kullanım
maksadı değişiklikleri ve yapı alanındaki artışlar için hesaplanan
harç ve ücret farkları alınacaktır.
Etkin bir şekilde uygulama yapılmasını sağlamaya
yönelik Kanun hükümleri:
 Kanun uyarınca tesis edilen idarî işlemlere karşı tebliğ
tarihinden itibaren 30 gün içinde dava açılabilir. Ancak,
bu davalarda yürütmenin durdurulmasına karar
verilemez.
 Riskli yapıların tespiti, tahliyesi ve yıktırma iş ve
işlemleri ile değerleme işlemlerini engelleyenler hakkında
Türk Ceza Kanunun ilgili hükümleri uyarınca Cumhuriyet
Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulacaktır.
 Riskli yapıların tespiti, tahliyesi ve yıktırılması iş ve
işlemlerine dair görevlerini yerine getirmeyen kamu
görevlileri hakkında, tabi oldukları ceza ve disiplin
hükümleri uygulanacaktır.
 İhtiyaç duyulması hâlinde; Hazine’nin özel mülkiyetindeki
taşınmazlar, Kanun kapsamında kullanılmak üzere, Bakanlığa tahsis,
edilebilecektir.
 Kanunun öngördüğü uygulamaların zaruri kılması hâlinde, Orman
Kanunu, Turizmi Teşvik Kanunu, Kıyı Kanunu, Mera Kanunu gibi özel
kanunların bu Kanunun uygulanmasını engelleyen hükümleri ve
diğer kanunların bu Kanuna aykırı hükümleri uygulanmayacaktır,
 Kanun kapsamındaki proje ve uygulamalar süresince her türlü
imar ve yapılaşma işlemlerini geçici olarak durdurabilecektir.
 Riskli alanlardaki yapılar ile riskli yapılara verilen elektrik, su ve
doğal gaz gibi hizmetler ilgili kurum ve kuruluşlar tarafından
durdurulabilecektir.
 Uygulama yapılan alan içinde
kalan sağlam yapıların aynen
korunması mümkün ise aynen korunacak, ancak, bu yapılardan
uygulama bütünlüğü bakımından Bakanlıkça gerekli görülenler
Kanun hükümlerine tabi olacaktır.
 Riskli alan ve rezerv yapı alanı dışında olup, Kanunun öngördüğü
amaçlar bakımından güçlendirilebileceği teknik olarak tespit edilen
yapılar güçlendirilebilecektir. Güçlendirme için, 634 sayılı Kat
Mülkiyeti Kanunu’nun 19 uncu maddesine göre, ya bütün kat
maliklerinin 4/5’inin yazılı rızası ile güçlendirme kararı alınması
veya maliklerden biri veya birkaçı tarafından, yapının
güçlendirilmesinin zorunlu olduğunun mahkemeye tespit ettirilmiş
olması gerekir.
Bakanlık, Kanun kapsamındaki alanlara ilişkin olarak:
- Her tür harita, plan, proje, arazi ve arsa düzenleme işlemlerini yapmaya,
- Planlama işlemlerine esas teşkil edecek standartları belirlemeye,
- Özel standartlar ihtiva eden planlar yapmaya, onaylamaya ve kent
tasarımları hazırlamaya,
yetkilidir.
 Kanun uyarınca yapılacak planlar, 3194 sayılı İmar Kanunu’nda ve diğer
mevzuatta belirtilen kısıtlamalara tabi olmayacaktır.
 Bakanlık, Kanunda belirtilen iş ve işlemlere ilişkin olarak TOKİ’ye veya
İdareye yetki devrine yetkilidir.
 Bakanlık, bu Kanun kapsamındaki uygulamalarda kullanılmak üzere
dönüşüm projeleri özel hesabından TOKİ, İdare ve İller Bankası Anonim
Şirketine kaynak aktarabilir.
 Kanun uyarınca kamu kaynağı kullanılarak gerçekleştirilen her türlü
mal ve hizmet alımları ile yapım işleri, 4734 sayılı Kamu İhale
Kanunu’nun 21/b. maddesine göre pazarlık usulü ile ihale edilecektir.
 Bu Kanunda belirtilen iş, işlem ve hizmetlere tahsis edilmiş taşınır
ve taşınmazlar, her türlü hak ve alacaklar, para ve para hükmündeki
kıymetli evrak, kamu yararı amacına tahsis edilmiş sayılır ve bunlar
hakkında haciz ve tedbir uygulanamaz.
 Riskli yapılar, riskli alanlar ve rezerv yapı alanları hakkında 7269
sayılı Umumî Hayata Müessir Afetler Dolayısıyla Alınacak Tedbirlerle
Yapılacak Yardımlara Dair Kanun’un uygulanıyor olması bu Kanunun
uygulanmasına engel teşkil etmeyecektir…..
Kanun’un etkin bir şekilde uygulanması
halinde:
 Riskli yapı stoku bertaraf edilecek, daha
sağlıklı ve güvenli yaşama alanları
oluşturulacaktır.
 Afetlere bağlı olarak meydana gelen can ve
mal kayıpları büyük ölçüde azaltılacaktır.
 Kanun kapsamındaki alanlarda, bütüncül
bir plânlama anlayışı ve yeni altyapı ve
ulaşım sistemleri ile şehirlerimiz daha
düzenli hâle gelecektir.
 Yapılar, yerel mimarî ve malzemeler
kullanılarak inşa edilecek ve üretim
sektörü ve buna bağlı olan diğer
sektörler hareketlendirilecektir.
 İnşaat ve teknik müşavirlik sektörü ciddî
manada gelişecektir. Bu sayede, işsizlik
ve yoksulluk azaltılacak ve ekonomik
hareketlilik sağlanacaktır.

Düzenli yapılaşma sayesinde
kaynak israfı engellenecektir.

Yalıtımı tam olarak sağlanmış;
enerji tasarrufu sağlayan ve en
önemlisi de çevre dostu binalar
sayesinde daha güzel yaşama
çevreleri oluşturulacaktır….
Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonra yapılan
çalışmalar
 Kanun’un yürürlüğe girmesinden sonraki 3,5-4
aylık süre içerisinde Kanun’un ikincil mevzuatı
hazırlanmış ve yürürlüğe konulmuştur.
 6306 sayılı Kanun kapsamında 20 yıllık bir
süreçte, riskli olduğu tahmin edilen 6,5 milyon
yapının yıkılması planlanmaktadır.
- Ülkemizde yıllık ortalama 4 milyon ton “inşaat ve
yıkıntı atığı” üretilmekte iken, bu rakamın 6306
sayılı Kanun kapsamındaki uygulamalarda 2’ye
katlanması beklenmektedir.
- Kentsel dönüşüm uygulamalarında ortaya
çıkacak hafriyat toprağı ile inşaat ve yıkıntı
atıklarının
“geri
kazanım”
odaklı
olarak
yönetilmesi önem arzetmektedir.
- Belirtilen sebeplerle;
•
Yıkımın, kontrollü olarak ve malzemenin
niteliğine göre aşama aşama sökülerek
yapıldığı “seçici yıkım”ı ve atıkların kaynağında
ayrı toplanmasını esas alan,
•
İnşaat ve yıkıntı atıkları ile hafriyat toprağının
geri kazanılmasına odaklanmış,
bir Yönetmelik Taslağı hazırlanmıştır.
 Yönetmelik Taslağına göre, inşaat ve yıkıntı
atıkları ile hafriyat toprağından geri kazanılmış
ürünler, ilgili standartların teknik gereklerini
sağlamak şartı ile yeni malzemeler ile birlikte
veya ayrı olarak kullanılacaktır.
 Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten bugüne kadar riskli
yapıların tespitini yapmak üzere, toplam 419 kurum veya
kuruluş Bakanlığımızca lisanslandırılmıştır.
 Kanun kapsamında, başta İstanbul, İzmir, Ankara, Sakarya,
Diyarbakır, Erzurum, Bursa, Ağrı, Trabzon, Gaziantep, Van,
Erzincan, Aydın ve Kahramanmaraş gibi iller olmak üzere, 35
farklı bölgede, 3 bin 37 hektar alan Bakanlar Kurulu kararıyla
“riskli alan” olarak ilân edilmiştir. Bu alanlarda 486 bini aşkın
kişi yaşamakta ve 79 bini aşkın da yapı bulunmaktadır.
 Yine, 14 ayrı riskli alan teklifi Bakanlar Kurulu’na sunulmuş
ve 48 tane riskli alan teklifi ise Bakanlığımızca inceleme
aşamasındadır.
 Yine, Kanun kapsamında değerlendirilmek üzere, İstanbul,
Ankara ve Bursa illerinde olmak üzere (9) ayrı alan rezerv
yapı alanı olarak belirlenmiştir.
 Riskli alanların dışında, çeşitli illerde olmak üzere, 1497
tane riskli yapı tespiti yapılmıştır.
 Ülke
genelinde
46,489
gerçekleştirilmiştir….
konutun
yıkım
işlemi
İzmir İli bakımından değerlendirme
 Bilindiği üzere, İzmir İli 1. derece deprem bölgesi içerisinde
kalmaktadır.
 Kent bütünündeki yapı stoğunun büyük bölümü; kaçak,
plansız veya plana aykırı olarak gelişmiş ve inşaat kalitesi son
derece yetersiz binalardan oluşmaktadır.
1/25.000 ölçekli İzmir Kentsel Bölge Nazım İmar Planı’nda, 18
adet ve toplam 4700 hektar büyüklüğünde “yenilemesağlıklaştırma alanı” tespit edilmiştir.
 Kent nüfusunun yaklaşık % 42’sinin bu alanlarda yaşamaktadır.
 Gecekondu ve ıslah planları ile oluşan bu alanlarda; sağlıksız,
güvensiz ve standartlar açısından yetersiz konutlar bulunmakta
olup, bu konutların ivedilikle yenilenmesi gerekmektedir.
 Bakanlığımızca, 6306 sayılı Kanun kapsamında;
 İzmir-Karabağlar’da 540 hektar büyüklüğünde bir alan riskli alan
olarak ilan edilmiştir.
 İzmir-Menemen’de 44 hektarlık bir alan için hazırlanan riskli alan
teklifi Bakanlar Kurulu’nda imza aşamasındadır.
 Yine,
İzmir-Narlıdere/Karabağlar-buca/Karşıyaka/Kemalpaşa
İlçelerinde olmak üzere, (4) ayrı riskli alan teklifi Bakanlığımızca
inceleme aşamasındadır.
 Ayrıca, 5393 sayılı Kanun’un 73 üncü maddesi kapsamında,
İzmir-Bayındır/Gaziemir/Karabağlar/Karşıyaka/Konak/Torbalı
İlçelerinde olmak üzere, (7) ayrı alan “kentsel dönüşüm ve gelişim
proje alanı” olarak ilan edilmiş olup, aynı kapsamda bir alana
ilişkin teklif de inceleme aşamasındadır…..
TEŞEKKÜRLER…
ALTYAPI ve KENTSEL DÖNÜŞÜM HİZMETLERİ
GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
Suna KOTAN
Genel Müdür Yardımcısı
[email protected]
Tel: 0 (312) 474 05 25
Fax: 0 (312) 474 03 59