indirmek için tıklayınız

Download Report

Transcript indirmek için tıklayınız

AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTADOĞU
POLİTİKASI
Prof. Dr. HASRET ÇOMAK
AVRUPA BİRLİĞİ VE KOMŞULUK
İLİŞKİLERİ
• Tercihli Ticaret Anlaşmaları
• Küresel Akdeniz Politikası
• Avrupa-Arap Diyaloğu
• Barcelona Süreci
• Daha Geniş Avrupa
• Avrupa Komşuluk Politikası
AVRUPA BİRLİĞİ’NİN ORTADOĞU
POLİTİKASI
• Avrupa Birliği’nin birleşik bir Ortadoğu politikası olduğunu söylemek güçtür.
• Avrupa Birliği ülkeleri bu konuda genellikle kendi çıkarları doğrultusunda
hareket etmeyi tercih etmektedirler.
• Almanya Libya’ya müdahale etmekten kaçınırken, Fransa’nın istekli olması;
• İngiltere Mısır darbesini görmezden gelirken, İsveç’in tarafsız kalarak ilkeli
duruş sergilemesi;
• Irak işgalinde Almanya ve Fransa’nın savaşa karşı çıkması, İngiltere’nin
ABD’nin yanında yer alarak savaşı desteklemesi; bunu doğrulamaktadır.
• Ortadoğu’ya yönelik farklı görüşlere sahip olunduğunun bir göstergesidir.
• Farklı görüşler sadece Avrupa Birliği’nin içerisinde değil, AB’nin
farklı küresel güçler ile ilişkilerinde de ön plana çıkmaktadır.
• AB açısından bakıldığında, enerji güzergâhlarının güvenliği ve
bölgesel / küresel istikrar, en önemli unsurlardır.
• AB daha çok işbirliği, diyalog, demokratik dönüşüm süreçleri gibi
yumuşak güç üzerine kurulu bir strateji izlemektedir.
• Avrupa Birliği, Ortadoğu'daki bölgesel istikrarsızlığın temel
kaynağı olarak İsrail-Filistin sorununu görmekte; bu sorunun
terörizmi, dini aşırılığı ve şiddete dönüşme olasılığı çok yüksek
olan iç siyasi huzursuzluğu beslediği düşüncesini
savunmaktadır.
• Avrupa Birliği, Soğuk Savaş sonrası dönemde kendi güvenliğini
tehdit eden unsurlardan korunmak amacıyla kendi çevresinde
ülkelerin demokratikleşme süreçlerine destek vermektedir.
• Serbest pazar ekonomisi, insan hakları, hukukun üstünlüğü gibi
çağdaş evrensel kavramların benimsenmesini istemektedir.
AVRUPA BİRLİĞİ-ORTADOĞU İLİŞKİSİ
• 1995 Barcelona Konferansı sonucu oluşturulan Avrupa - Akdeniz
Ortaklığı,
• Haziran 2000’de Akdeniz bölgesiyle ilgili ortak bir stratejinin
benimsenmesi,
• 2004 yılında oluşturulan Avrupa Komşuluk Politikası,
• 2008 yılında Sarkozy’nin önerdiği “Akdeniz İçin Birlik Politikası”.
BARCELONA SÜRECİ
• 27-28 Kasım 1995 tarihlerinde, Barcelona Sürecini başlatan
konferans; Fas, Tunus, Cezayir, Mısır, Kıbrıs Rum Yönetimi,
İsrail, Ürdün, Lübnan, Türkiye, Filistin Otoritesi, Suriye ve
Malta’nın dahil olduğu 12 Akdeniz ülkesinin ve 15 Avrupa Birliği
üyesi devletin katılımıyla, İspanya dönem başkanlığı sırasında,
Barselona’da gerçekleşmiştir.
• Barselona süreci ile AB’nin diğer politikalarından farklı olarak,
Akdeniz’i “ortak alan” olarak ele alınmaktadır, ortak değer,
coğrafi bütünlük, gelenek ve çıkarlar gibi unsurlara sahip olduğu
kabul edilmiş olmaktadır.
BARCELONA SÜRECİ STRATEJİLERİ
1- Siyasi ve diplomatik alan
2- Ekonomik reformlar
3- Farklı kültürler ve
medeniyetler arasında
karşılıklı hoşgörü
ORTAK STRATEJİ
• 11 Eylül saldırılarının yarattığı birlik ortamında, AB dış
politikasının da uyum içinde olduğu ve dışarıya karşı birlik
halinde olduğu izlenimi vardı.
• Fransa ise Tunus, Cezayir, Fas ve Lübnan’a olan mali yardımını
artırdı.
AVRUPA KOMŞULUK POLİTİKASI
• “Daha Geniş Avrupa - Yeni Komşuluk”
• Avrupa Birliği’nin aday statüsünde olmayan 16 komşu ülkesini
kapsamaktadır. Bunlardan İsrail, Ürdün, Fas, Tunus, Filistin,
Mısır, Lübnan, Cezayir, Suriye ve Libya şeklinde sıralanabilecek
on ülke Orta Doğu coğrafyasında yer almaktadır. Komşuluk
Politikasına dahil olan diğer ülkeler ise Moldova, Ukrayna,
Ermenistan, Azerbaycan, Gürcistan ve Beyaz Rusya’dır.
NATO AKDENİZ DİYALOĞU
DEĞERLENDİRME VE SONUÇ
• Enerji güzergâhlarının güvenliğinin sağlanması, tehdit
algılamasında ve istikrarın sağlanmasında en önemli
konu olarak ele alınmaktadır.
• Avrupa Birliği bu doğrultuda işbirliği, diyalog,
demokratik dönüşüm süreçlerini de içeren daha
yumuşak güce dayalı bir politika izlemeyi tercih
etmektedir.
• Bu durumda Avrupa Birliği’nin yapması gereken,
Ortadoğu’ya uzatılan yardım elinin bir parçası olan
Avrupa Komşuluk Politikası güçlendirmektir.
• Bunun için de ticaret, ekonomi, kültür, eğitim gibi
alanlarda işbirliğinin teşvik edilmesi önem teşkil
etmektedir.
• Bu işbirliği sadece Avrupa Birliği’nin diğer ülkelerle
arasındaki bağları değil, Orta Doğu ülkelerinin kendi
aralarındaki bağları da kapsamaktadır.
• Avrupa Birliği, ABD’de olduğu gibi bölgede harita
değişikliğine yönelik bir yaklaşım sergilememektedir.
• Bölge rejimlerini, mualif kanatları cesaretlendirmek
suretiyle değiştirme yöntemini benimsemiştir.
• Avrupa Birliği’nin Ortadoğu’da politikası güç
mücadelesine bağlı değildir. Daha geniş Ortadoğu
coğrafyasını etki alanına almak istememektedir.
• Avrupa Birliği’nin Ortadoğu politikası, örgütün kurumsal
güvenliğinin ötesine gitmemektedir. İstikrar ve güvenlik
politikalarına dayanmaktadır.
• Bölge ülkelerinde devamlı olarak demokratikleşmeyi
teşvik etmekte ve özendirmektedir.
• İstikrar ve güvenlik politikalarının özünde enerji
ithalatının düzenli ve sistematik olarak yapılması
önemlidir.
• Ortadoğu politikasının özünü güvenlik ve istikrar
politikaları oluşturduğu için, bölge ülkelerinin
demokratikleşme sürecinde istenilen düzeyde etkin
olamamış ve baskı yaratamamıştır.
• Avrupa Birliği’nin Ortadoğu politikasındaki başarısızlığının
en önemli nedenlerinden biri, bu politikanın güvenlik odaklı
olmasıdır. Politikası, kendi çıkarlarını ve güvenliğini esas
almaktadır.
• Başarısızlığının ikinci nedeni, Arap-İsrail ilişkilerinde orijinal
projeler geliştirememesi ve önerememesidir. Özellikle, ABD
eksenli politikalar izlemesi önemli bir etken olmuştur.
• Başarısızlığının üçüncü nedeni, Avrupa Birliği’nin son
dönemde ABD’ye çok yaklaşması ve ABD politikaları
çerçevesinde yaklaşım sergilemesidir.
• Başarısızlığının dördüncü nedeni, strateji eksikliğidir.
• Başarısızlığının beşinci nedeni, Avrupa’da 2008’de yaşanan
mali kriz ve bu krizin yarattığı etkilerdir.
TEŞEKKÜR EDERİM.