Esnek Çal**ma ve Kad*n **gücü

Download Report

Transcript Esnek Çal**ma ve Kad*n **gücü

TKDF BAŞKANI
CANAN GÜLLÜ
Kadınlara yüklenen “annelik” rolü, kadınların
tam zamanlı çalışmasını belirgin bir şekilde
azaltmaktadır. Bazı Avrupa ülkelerinde
uygulanan kadın istihdamı politikaları, “anne”
olan kadınların da istihdamda tam zamanlı yer
almasını hedeflemektedir.
Dünyada ve Türkiye’de yaşanan ekonomik
krizler ve uluslararası finans kuruluşları
tarafından dayatılan yapısal uyum programları
sonucunda ortaya çıkan, işsizlik, rekabet ve
kötü çalışma koşulları, enformal sektörün ve
esnek çalışma modellerinin yaygınlaşmasına
neden olmuştur. Enformal sektör; ucuz emek,
düşük ücret, esnek çalışma saatleri, kötü
çalışma koşulları ile örgütsüz ve savunmasız
bireyleri istihdam etmektedir. Kadın emeğinin
ikinci sınıf olarak görülmesi, enformal sektörde
ağırlıklı olarak kadın istihdamına neden
olmaktadır.
Bununla beraber, piyasa ekonomisine geçiş ve
tarımda makineleşmenin kırdan kente göçü
artırmasıyla, kente göç den eğitimsiz ya da
düşük eğitimli ve vasıfsız kadınların
geçim sıkıntısı nedeniyle ortaya çıkan çalışma
zorunluluğu, onların emek yoğun ve örgütsüz
çalışmayı içinde barındıran esnek çalışma
koşullarında iş güvencesinden yoksun
çalışmasına neden olmaktadır.
Öte yandan, üretim
sürecine dahil olmak
isteyen kadın, erkek
egemen yapının
dayattığı rolleri
aksatmaması
amacıyla, ancak
esnek çalışma
koşulları ile ve yine ev
içerisindeki
sorumluluklarının dev
amı olan işlerde
çalıştırılmak
istenmektedir.
Esnek üretim şekilleri, erkeğe göre daha
ucuz ve kontrolü kolay olan, daha az
mücadeleci olarak görülen, daha düşük
olan geliri nihai olarak sadece aile
bütçesine katkı olarak düşünülen ve bu
yüzden uzun çalışma saatleri ve kötü
çalışma koşulları ile çalışabilecek
kadınlar için uygun görülmekte ve
ataerkil ideoloji de bu süreci
desteklemektedir. Bu nedenle, enformal
sektör ve esnek çalışma modelleri,
kadın emeğinin en yoğun tercih edildiği
alanlar olarak karşımıza çıkmaktadır.
Kadın ve kız çocuklarının yeterli ve nitelikli
eğitim alamayışları da, işgücü piyasasında
insan onuruna yakışır işlerde çalışmasını
zorlaştırmakta, kadınların eğitimsiz ve
niteliksiz emek olarak enformal sektörde ve
esnek çalışma modelleri ile istihdam
edilmelerine neden olmaktadır.
Esnek çalışma modellerinde kadın istihdamı,
işverenin yanı sıra, bazı kadınlar tarafından da
aile ve iş yaşamının uyumlaştırdığı iddiası ile
nedeniyle tercih edilebilmektedir.
Ekonomik durumları kötü olan, düşük eğitimli
ve vasıfsız kadınlar, tam zamanlı çalışmayı
tercih etseler de, toplumsal baskılar
nedeniyle ya da eğitimli ve vasıflı işgücü tercih
edilen alanlarda istihdam olanakları
bulamadıkları için kısmi zamanlı
çalışmak zorunda kalabilmektedir.
Esnek çalışma modellerinden “kısmi süreli
çalışma – yarı zamanlı çalışma” kadınların en
yoğun olarak tercih edildiği çalışma şeklidir.
Kısmi süreli çalışmanın özellikle kadın
istihdamı için desteklenmesinin altında
yatan neden, az önce de değindiğim gibi,
Türkiye gibi özellikle ataerkil ideolojinin
yoğun yaşandığı toplumlarda cinsiyete dayalı
rollerin ihmal edilmemesinin ve kadının evde
yeniden üretim sürecinde de bulunabilmesinin
ve “ideal eş” ve “ideal anne” olarak
sorumluluklarını yerine getirmesinin
istenmesidir.
Ve dolayısıyla, kadının esnek çalışma modelleri
ile istihdamı, hem “anne” ve “eş” olarak
evinin gereklerini yerine getirmesi - bir başka
deyişle toplumsal cinsiyet rollerini ihmal
etmemesi- ve de evine ek gelir sağlaması
bakımından kadınların eşleri tarafından da
uygun görülmektedir.
Toplumsal cinsiyet eşitliğinin görece
sağlanmış olduğu ülkelerde, kadınlara tanınan
haklarla, kadınlar doğum sonrası kullanılan
ücretsiz izinlerin ardından çalışma
hayatına kaldığı yerden devam edebilmektedir.
Bu politikalar, özellikle ebeveyn izni ve bakım
hizmetlerinin devlet tarafından
sağlanmasıyla çözümlenmektedir. Türkiye gibi
ataerkil zihniyetin kendini yoğun bir şekilde
hissettirdiği ve dolayısıyla toplumsal cinsiyet
eşitliğinin sağlanmasının kısa ve orta vadede
mümkün görülmediği ülkelerde, bu
politikaların ulusal mevzuata girmesi ya da
girdiği takdirde uygulanırlığının olması, ancak
belki uzun vadede özlemle beklenebilir.
Avrupa Birliği’ne uyum sürecinde
mevzuatta yapılan değişiklikler, AB norm ve
direktiflerine göre şekillendirilmiş, fakat ülke
koşulları dikkate alınmadan
düzenlenmiştir. AB’de esnek çalışma,
güvenceli esneklik olarak karşımıza çıkarken,
Türkiye’de tam zamanlı çalışmanın getirdiği
kazanımların, esnek çalışma modelleriyle elde
edilemeyeceği düşünülmemiş ya da ataerkil
zihniyet yapısı, kadınların esnek çalışma
modelleri ile istihdamını uygun görmüştür.
Bunun yanı sıra, işçi örgütleri enformal sektörde
ve esnek çalışma koşullarıyla çalışanları
örgütleyememektedir. Örgütlenemeyen işçiler,
yasal ve sosyal korumadan yoksun kalmakta ve
ILO’nun insan onuruna yakışır iş kavramına ters
düşen çalışma koşulları ile çalıştırılmaktadır.
Sonuç olarak; dünyada ve Türkiye’de
yaşanan sosyo-ekonomik gelişmeler, hizmetler
sektörünün büyümesi, uluslararası rekabetin
artması ve işsizlik, çalışma ve üretim
şekillerinin esnekleşmesine, ayrıca enformal
sektörün büyümesine neden olmuştur. Yeterli
eğitim ve niteliğe sahip olmayan ya da eğitimli
ve nitelikli olsalar da cinsiyete dayalı işbölümü
gereği evdeki sorumluluklarını yerine getirmesi
beklenen kadınların, esnek çalışma
modelleri ile çalışması uygun bulunmaktadır.
Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması
durumunda hanedeki işler eşler arasında
paylaşılacak ve bakım hizmetlerine yönelik uygun
politikalar uygulanacaktır. Bu durum da, kadının
ikincil konumunun ortadan kalkmasını sağlayacak
ve işgücü piyasasına ve sosyal hayata erkeklerle
eşit şartlarda katılımına katkıda bulunacaktır.
Kadının işgücü piyasasına katılımının
önündeki en büyük engellerden biri olan,
bakım hizmetlerinin kadının
sorumluluğundan alınması ve devlet,
işçi, işveren örgütlerinin işbirliği yapması
söz konusu olduğunda, kadınların çalışma
hayatına katılımının önündeki temel
engel aşılacaktır.
Ebeveyn izninin yasalaşması durumunda,
çocuk bakımı, erkekler ve kadınlar tarafından
eşit koşullarda üstlenilebilecek ve kadınlara
tam zamanlı ve güvenceli çalışma olanağı
sağlanacaktır.
Ulusal mevzuatta,
enformal sektörde sosyal
güvenceden yoksun
çalışanların
güvence altına
alınmasına imkan
tanıyan
yeni düzenlemelere yer
verilmesi, tüm
çalışanların sosyal
güvenceden ve
örgütlenme haklarından
faydalanmasına olanak
sağlayacaktır.
Teşekkür Ederim…
TKDF Başkanı
Canan GÜLLÜ