türkiye`de kırdan kente göç ve sosyal ayrışma

Download Report

Transcript türkiye`de kırdan kente göç ve sosyal ayrışma

TÜRKİYE’DE KIRDAN KENTE GÖÇ VE
SOSYAL AYRIŞMA
SELİN BAYAT
ESRA YÜREKLİ
BUSE TETİK



Göç, insanların bulundukları yerden ekonomik,
sosyal, siyasal ve kültürel nedenlerden dolayı
başka bir yere hareket etmelerine verilen
genel bir ad, evrensel bir olay olarak
tanımlanabilir.
1700’lü yıllarda Avrupa’da başlayan
sanayileşme süreci tüm dünyada olduğu gibi
Türkiye’de de beraberinde birçok ekonomik,
sosyal ve siyasal olaylarıda beraberinde
getirmiştir.
Türkiye’de göç 1950’li yıllardan itibaren hız
kazanmaya başlamıştır. Ekonomik ve sosyal
dönüşümün etkisi olarak kırdan kente göç
olayları meydana gelmiştir.


Türkiye’deki köyden kente göç hareketi ilk
zamanlarda bir sorun olarak algılanmamıştır.
Hatta bu hareket devlet tarafından
desteklenmiştir. Fakat daha sonraki yıllarda,
özellikle kentsel bölgelerde yaşanan ekonomik ve
sosyal problemler, köyden kente göçün bir sorun
olarak değerlendirilmesine neden olmuştur. Bu
durumdan dolayı da kırsal kesimde göçün
engellenmesi yönünde bölgesel ve ulusal bazda
birçok plan ve program hazırlanmıştır (Güreşçi,
2010:77). Bunlara, Güneydoğu Anadolu Projesi ile
Doğu Anadolu Projesi örnek olarak verilebilir
Göçler ülkenin ekonomisini, sosyal ve güvenlik
sorunlarını doğrudan etkilemiştir.



Çarpık kentleşme, trafik sorunları, işsizlik, suç
oranlarında artış göçlerin sonuçlarından bir
kaçıdır.
Kırdan kente doğru gerçekleşen göçlerin zaman
içerisinde hızlı ve düzensiz bir şekilde devam
etmesi yoğun nüfus artışlarına neden olmaktadır.
Bunun yanı sıra göçe maruz kalan kentlerin ise
ekonomik ve sosyal alt yapı açısından yeterli ve
hazır olmaması, konunun ekonomik önemini ortaya
koymaktadır.
Kırdan kente göç nedenleri ve sonuçları ele
alındığında Türkiye’nin önemli bir ekonomik ve
sosyal olayı olarak değerlendirilir.
Türkiye’de kentleşme olgusu 1950 öncesi ve sonrası
olarak incelenmektedir. Bu yıllar aynı zamanda
Türkiye’nin çok partili hayata geçiş, sanayileşme,
batıya açılma ve kentlesmeye başladıgı dönemdir.




1950 öncesinde göçlerin az olmasının nedenleri:
Köylerin sayıca çok ve dağınık olması
Köylülerin kentlerdeki gelişmelerden , ulaşım ve
iletişim sorunlarından dolayı geç haberdar
olmaları
Köylülerin muhafazakar bir yapıda olmaları ve
yeniliklere açık olmamaları
Toprağa bağımlılığın fazla olması

Türkiye’nin 1950’li yıllarda sanayileşme ve
beraberlerinde getirdiği ekonomik gelişmeler,
özellikle kentsel alanlarda kendisini daha hızlı
göstermiş, bunun sonucunda kentlerde yeni iş
alanları oluşmuştur. Bu gibi nedenler kentleri çekici
kılmış ve kırsal nüfusu kendisine çekmeye
başlamıştır.
Ülkemizde yüksek oranda göç veren illerin
başlıcaları şunlardır:
• Doğu Anadolu'da, Kars, Tunceli, Bitlis, Ağrı,
Muş, Bingöl, Şırnak
• Güney Doğu Anadolu'da, Adıyaman, Mardin
• Karadeniz'de, Zonguldak, Ereğli, Samsun
çevresi dışındaki iller
• İç Anadolu'da, Sivas, Yozgat, Çankırı,
Kırşehir, Niğde, Nevşehir
• Ege'de, Afyon, Uşak, Kütahya
• Akdeniz'de, Burdur, Isparta, K. Maraş
• Marmara'da, Çanakkale, Kırklareli, Edime,
Bilecik
İç göç, özellikle Karadeniz ve Doğu Anadolu
bölgelerindeki illerde daha fazla olmaktadır.
Yüksek oranda göç alan şehirlerin başlıcaları
şunlardır:
İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Bursa, Şanlıurfa,
Antalya, Mersin, Konya, Samsun, Gaziantep, Diyarbakır
gibi illerdir. İç göç, ülkemizde özellikle sanayileşmiş
merkezlere daha fazla olmaktadır.
Türkiye’de kırdan kente göçün
nedenleri:
İtici faktörler ( köylerin ve
köylülerin yoksulluğu, köylerin
yaşamsal ihtiyaçlara yeterli
olmayışı..)
 Çekici faktörler ( kentlerdeki yeni
iş alanları, sosyal fırsatlar, eğitim
olanakları..)
 İletici faktörler ( ulaşım ve iletişim
araçlarındaki gelişmeler..)

Kırsal alandaki itici sebepler:
•Kırsal alandaki aşırı nüfus artışı,
•Mirasla toprakların parçalanması
•Tarım arazilerinin verimsizleşmesi(erozyona
uğraması)
•Tarımda makineleşmenin iş gücüne ihtiyacı
azaltması,
•Ekonomik ve sosyal sıkıntılar ve istikrarsızlık.
•Arazilerin kamulaştırılması,
•Kırsal alanda eğitim, sağlık, kültürel yetersizlik.
•İş sahasını büyütme arzuları,
•İklim şartlarının olumsuzlukları,
•Son yıllarda ardı ardına gelen göçük, heyelan,
deprem, sel gibi doğal afetler ve terör sorunu da
köyden kente göçü arttırmıştır.
Kentlerdeki Çekici Özellikler:
 Gelişen sanayi ve iş sahaları,
 Eğitim, sağlık, sosyal ve kültürel hizmetlerin
gelişmiş olması ve yararlanma isteği,
 Uygun iklim ve toprak şartları,
 Ulaşım kolaylıkları
 Bayındırlık hizmetlerinin gelişmiş olması
 Kentlerdeki eğlenceli yaşam, kültürel faaliyetlerin
yaygın olması, yaşam koşullarının daha iyi olması,
 Ulaşım, haberleşme alanındaki gelişmelerin etkisi,

Türkiye’de hemen hergün sayıları 40.000 civarında olan
köy ve benzeri kırsal yerleşim birimlerinden kentlere
doğru binlerce insan göç etmeye devam etmektedir. Bu
göçlerin tamamına yakını plansız ve kontrolsüz bir
şekilde olmakta ve kentler giderek dev köyler haline
dönüşmektedir.( Torlak ve Polat, 2006)
Göçlerin sonuçları:
 Göçler köyleri, köylüleri, kentleri, kentlileri etkiler.


Köylerdeki sonuçlar:
Azalan nüfus ile birlikte kullanılmayan ev, hayvan
barınakları ve diğer tarımsal yapılar büyük ölçüde
tahrip olmuştur. Bu durum Türkiye’nin doğu ve
güneydoğu bölgelerinde daha sık görülmektedir.
Tarımsal faaliyetler daha az işletme tarafından
yapıldığından önceden işlenen bir çok tarım arazisi
kullanılmamaktadır. Hayvancılığın azalmasıyla
beraber hayvan sayısı da azalmıştır. Hayvan
sayısının azalmasıyla beraber hayvan başına düşen
mera arazisi artmış ve meralar daha az tahrip
olmuştur. Köylerde büyük ölçüde tarımsal üretim
deseni değişmiştir.







Tarımsal alt yapı hizmetleri tahrip olmuştur.
Özellikle sulama kanalları bunların başında
gelmektedir.
Okul, sağlık ocağı gibi hizmet binaları kamu hizmeti
verilemediğinden dolayı kapatılmıştır.
Köylere ait gelenek görenekler büyük ölçüde yok
olmuştur
Göç veren kırsal alanlarda nüfus azalır.
Genelde genç erkek nüfus göç ettiği için göç veren
alanlarda erkek nüfusu azalır. Kadın nüfusu fazla olur.
Kırsal kesim yatırımlarında verimsizlik meydana
gelir.
Göç veren yerlerde nüfus yaşlılardan oluşur ve iş
yapabilecek insan azalır.



Köylülerdeki sonuçlar:
Köyde kalan köylülerde göçün en önemli sonucu ,
göç eden yakınlarının yanına gitme isteğidir.
Bunun sonunca ise yeni göç dalgaları meydana
gelmiştir.
Göç eden köylülerde ise daha çok köy-kent
kültürünün çatışmasından kaynaklanan sorunlar
ilk akla gelen sorunlardandır.
Göç eden köylülerde kendi aralarında
yardımlaşma ve dayanışma bilincinin gelişmesi
sonucunda hemşeri dernekleri gibi dernekler
kurulmuştur. Bunun sonunca toplumdan
soyutlanma olayları meydana gelebilmektedir.






Kentlerdeki sonuçlar:
Kentlerin nüfusu, göç sonucu artmış ve fiziksel
olarak kentler genişlemiştir. Bu genişlemede yeni
semtler, mahalleler ve varoşlar oluşmuştur.
Kentlerde kamu hizmetleri artmasına rağmen göç
eden nüfusu tam olarak sindirememiş ve bunun
sonucunda kentlerde özellikle göç edilen semtlerde
kamu hizmetlerinden yararlanılan pay azalmıştır.
Kırsal uyum sonucu kentlerde daha sık asayiş
olayları yaşanmaya başlamıştır.
Kentin mimarisi ve tarihsel dokusunda zedelenmeler
meydana gelmiştir.
Nüfus artış hızı yükselir.
Genelde genç erkek nüfus göç ettiği için göç alan
alanlarda erkek nüfusu artar.




Düzensiz kentleşme meydana gelir.( çarpık
kentleşme, plansız kentleşme)
Önceleri yerleşim yerlerinin dışında bulunan sanayi
tesisleri kent içinde kalır.
Kentlerde konut sıkıntısı çekilir ve derme çatma
yapılan konutlar gecekondulaşmaya neden olur.
Alt yapı hizmetlerinde (yol, su, elektrik)
yetersizlik görülür.







Alt yapının yetersiz kalması sel, heyelan, sağlık sorunlarına
yol açar.
Kentlerde insan sayısının fazla olmasından dolayı işsiz
insanların oranı artar,
Göç alarak büyüyen merkezlerde ekonomik faaliyetler
gelişir ve çeşitlenir.
Kentlerde hızla nüfus arştı trafik sorunları oluşmaktadır.
Sağlık, eğitim gibi alanlarda sorunlar oluşur ve bu
hizmetler yetersiz kalır.
Göçler sonucu farklı yerlerden gelen insanların bir arada
bulunması kültürel çeşitliliğe ve neden olur.
Farklı kültürlerdeki insanların bir araya gelmesi bazen de
kültür çatışmalarına neden olabilir. Sosyal sorunları
oluşturur.
Kentlilerdeki sonuçlar:
 Köyden göç edenlerle yakın ilişki kurulması
sonucu akrabalık ilişkileri gelişmiş ve
kentsel kültür, köy kültürü ile
kaynaşamamıştır.
 Bazı kentlilerin köyden göçen edenlerle
uyum sorunu yaşadıkları hatta bu kişilerin
yaşamış oldukları bazı semtleri terk
ettikleri görülmüştür.
Göçlerin yol açtığı sosyal sorunlar ve sosyal ayrışma:
 “Sosyal ayrışma, gruplar arasında artan sosyal ve
kültürel farklılıklara yol açan, etnik ya da sosyal olarak
farklı grupların mekansal ayrışmasıdır.” şeklinde sosyal
ayrışmayı tanımlamıştır Andersen (2004:14). Sosyal
ayrışma, gelire ve dolayısıyla sınıfsal konuma göre
ortaya çıkabildiği gibi, farklı etnik ve dini gruplar
arasında da ortaya çıkabilmektedir. Bu durum, toplum
içinde yerleşen ayrımcılığın bir sonucudur. Bu durum iki
farklı ayrışma türü olduğunu göstermektedir. İlki gelir
ve statüye göre, ikincisi etnisite ya da dini kimliğe
göredir.
 Gelir ve statüye yani sınıfsal konuma bağlı ayrışma
eğitim ve istihdamla ilgilidir ve yaşam tarzı dolayımında
ortaya çıkmaktadır.
 Etnik yada dini kökene göre ortaya çıkan ayrışma ise
ayrımcılığın bir sonucudur. Bu türlü ayrışmada toplumu
oluşturan çoğunluk, asimilasyon yolu ile azınlık
durumundakileri dışlar.


Kırdan (köyden) kente göç eden insanların,kentle bütünleşme
sorunu yaşadıkları gözlenmektedir. Bu durum da kentte iki
ayrı kesimin oluşmasına neden olmaktadır (köylülerşehirliler). Göç edenler ekonomik nedenlerden dolayı kent
yaşamına ayak uyduramamaktadırlar. Ayrıca, şehirlilerin
kente gele göçmenlere karşı küçümseyici, dışlayıcı tutum ve
davranışlarda bulunmasının etkisiyle de göç edenler kentle
bütünleşememektedirler.
Göç olgusu, bir baskı ya da zorlamaya dayandığından, çoğu
zaman bu insanlar kendi statülerini tanımlamaya yarayacak
belgelerden yoksun durumda bulundukları için göç veren ve
göç alan yerler arasında hukuki bir belgeye bağlanmasında
zorluklar yaşanmaktadır.
Göç eden kitlenin içine katıldığı yeni doğal ve
toplumsal çevreyi, göç alan kitleleri katılan
kitleleri benimseme güçlükleri yaşamaktadırlar.
Böylece, yeni bir ortak toplumsal yapı oluşumu
söz konusu olabilmektedir.
 Yer değiştirmeler aileler, özellikle küçük
çocuklar ve yaşlı kimseler için baskı nedeni
olmakta, çoğu zaman yeni çevreye uymakta, yeni
dostlar edinmekte zorluk çekmektedirler. Bu
süreç içinde artan gecekondulaşma, kentsel
hizmetlerin aksaması işsizlik, göç edenlerin
topluma uyumsuzluğu, şehir kültürüne yabancılık
ve kültürler arası çatışma gibi sorunlar
yaşanmaktadır.

Göç edenlerin bazıları şehirle bütünleşirken bazıları
şehirde ayrı gruplar meydana getirmektedirler. Göç
edenlerin şehirleşmesi yani şehirle bütünleşmesi
için çok uzun zaman gerekmektedir. Göç nedeniyle
kültürel farklılıklar, düşmanlık ve gerginlikler
ortaya çıkabilmektedir.
 Kente gelmiş aile çocukları eğitim ve yetenek
eksikliği gibi sorunlar nedeniyle arzuladığı iş ve
geleceği elde edemeyeceği düşüncesiyle suça
yönelme olasılıkları daha yüksektir. Göçlerin ve
gecekondulaşmanın yoğun olduğu şehir bölgelerinde
suç oranlarının şehrin diğer bölgelerine göre
yüksek olduğu görülmektedir.
 Ekonomik güçlükler nedeniyle çocukların okula
gönderilmeleri yerine ekonomik yönden aileye
katkıda bulunma zorunluluğu erken yaşta çalışmak
zorunda kalan çocuğun hem eğitimini aksatmakta,
hem de iş çevresinde zararlı alışkanlıklar
kazanabilmesine yol açmaktadır.

GÖÇLER SONUCU ORTAYA ÇIKAN
SORUNLARIN ÇÖZÜMÜ İÇİN
YAPILMASI GEREKENLER:


Göç veren bölgelerdeki yoğun göçün
önlenebilmesi, öncelikle ekonomik koşulların
iyileştirilmesi ve yüksek doğal nüfus artış hızının
aşağı çekilmesine bağlıdır.
Göçün yoğun olarak yaşandığı alanların
üniversitelerinde göçü önleyecek politikalara
yardımcı olmak üzere, araştırma yapmak ve
bulgulara birinci elden ulaşmak amacıyla
araştırma merkezleri kurulmalıdır.







Orman köylerinden göçe katılanların oranını düşürmek
amacıyla, ormanlardan köylünün bilinçli ve etkin bir
biçimde yararlanabilmesi için olanaklar yaratılmalı ve
orman köylülerinin yerinde
kalkındırılması için gerekli olan fon kredileri
yükseltilmelidir.
Göç veren yerlerdeki işsizlik durumunun giderilmesi için
çalışmalar yapılmalıdır.
Göç veren yerlerdeki eğitim, sağlık, ulaşım gibi alanlara
yapılan yatırımlar artırılmalıdır.
Göç veren yerlerde gelir getirici yatırımlar yapılmalıdır.
Göç veren alanlarda bölge şartlarına uygun kırsal
sanayiye geçilmelidir. Böylece kırsal sanayiden en çok
yararlananlar kırsal alanda yaşayanlar olacaktır.( tarım
ve hayvancılığa dayalı sanayiler)
Göç veren yerlere devlet yatırımı ile birlikte, bölgede
yatırım yapacak özel girişimciler cesaretlendirilmelidir.





Gerek köylerde gerekse kentlerde el sanatlarına
dönük imalat ve evlerde yapılacak fason üretim
canlandırılmalı, kooperatifçilik teşvik edilmelidir.
Göç veren yerlerde bir yandan köy tipi sanayi
geliştirilmeli ve el emeğinin değerlendirilmesi
yoluna gidilmelidir.
Hammaddeye bağlı olmayan serbest sanayi
kuruluşları iş gücü arzının en yüksek olduğu
bölgelere kurulmalı, bölgeler arası dengeli politika
uygulanmalı, sanayi nüfusu yurt çapında dengeli
dağıtılmalıdır.
Hazine arazilerinin belediyelere ve toplu konut
kooperatiflerine devri ile gecekondu önleme
bölgeleri oluşturulmalı, gecekonduya karşı proje
uydu kentler yapılmalıdır.





Demiryolu ağırlıklı hızlı bir ulaşım sistemi
oluşturulup, cazibe merkezi olan büyük şehirlere
gidip-gelme kolaylaştırılarak, şehre göç ihtiyacı
ortadan kaldırılmalıdır.
Gecekondulaşmanın önlenebilmesi için siyasi
iktidarların oy kaygısından uzak şehir yasaları
yapılmalı, imar affı kanunları yürürlükten
kaldırılmalı, imara dönük af yasası olmamalıdır.
Kamunun malı olan devlet, hazine, belediye
arsalarına yapılan kaçak yapıların, gecekonduların
kente karşı işlenmiş bir suç olduğu görüşü toplumun
bütün kesimlerince benimsenmeli;
Yoğun göç alan kentsel birimlerin yol, su,
kanalizasyon gibi alt yapı gereksinimlerinin
giderilmesi ivedilikle yapılmalıdır.
Göç alan bölgelerin çevre düzenlemesine önem
verilmeli ve tasarım olarak göze hoş görülmeyen,
kullanılan malzeme bakımından yetersiz ve
dayanıksız olan, imar planına uymayan konut
yapımına izin verilmemelidir.
KAYNAKLAR:

http://www.cografya.gen.tr/egitim/beseri/turkiye-de-gocler.htm

http://www.forumdas.net/ders-notlari/turkiyedeki-goclerin-sebep-ve-sonuclari-60596/

TERZİ,Elvan, Yrd. Doç.Dr. Yüksel KOÇAK, TÜRKİYE’DE GÖÇ OLGUSU, GÖÇ EDENLERİN KENTLERE
OLAN ETKİLERİ VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ

GÜREŞÇİ, Ertuğrul, Türkiye’de Köyden Kente Göç ve Düşündürdükleri

YÜCEOL, Hüseyin Mualla, Türkiye’de İllerarası İşsizlik Oranı Farklılıkları, Göç ve Ekonomik Kalkınma

FİRİDİN ÖZGÜR, Ebru, Sosyal ve Mekansal Ayrışma Çerçevesinde Yeni Konutlaşma Eğilimleri: Kapalı Siteler,
İstanbul, Çekmeköy Örneği

http://arsiv.sabah.com.tr/2007/09/15/bolum,gnd.html (fotograf)

http://gorsel.yandex.com.tr/#!/yandsearch?text=göç&pos=15&uinfo=sw-1349-sh-643-fw-1124-fh-448-pd1&rpt=simage&img_url=http%3A%2F%2Fimage.samanyoluhaber.com%2FImages%2FNews%2F2010923%2F152
583_goc.jpg (fotograf)

http://gorsel.yandex.com.tr/#!/yandsearch?text=göç&pos=1&uinfo=sw-1349-sh-643-fw-1124-fh-448-pd1&rpt=simage&img_url=http%3A%2F%2Fi.sabah.com.tr%2Fsb%2Ffotohaber%2Fyasam%2Fturkiyenin_goc_rap
oru%2Fgoc_t.jpg (fotograf)