Transcript Slayt 1

•
•
•
•
•
•
•
•
Nüfusun miktarını öğrenmek.
Nüfus artış hızını, dağılışını öğrenmek.
Nüfusun yaş , cinsiyet durumunu,
Köy-kent nüfusunu,
Çalışan nüfusun sektörlere göre dağılışını,
Eğitim durumunu,
İşsizlik oranını öğrenmek .
Asker çağındakileri ve seçmen sayısını öğrenmek gibi
sebeplerle sayım yapılır.
Nüfus Sayımlarındaki Asıl
Amaç, Esas Sebep Nedir?
• Doğru bir kalkınma planı yapmak ve
kaynakları doğru bir şekilde kullanmak.
Nüfusun Yaş Gruplarına Göre Dağılımı
• Nüfus miktarı kadar önem taşıyan bir başka kriter de
nüfusun yaş yapısıdır.
• Çünkü, yaş grupları
nüfusun genel yapısı ve doğurganlık oranı hakkında
bilgi sahibi olmamızı sağlar.
• Ayrıca iş, eğitim, nüfus miktarı kadar önem taşıyan
bir başka kriter de nüfusun yaş yapısıdır.
YAŞ GRUPLARI DAĞILIMI
• Nüfusumuzun en önemli özeliği
genç ve dinamik yapı
göstermesidir. Toplam nüfus
içinde 0 - 15 yaş grubu nüfusun
% 30' unu oluşturur.
• 15-64: %60
• 64+:% 10
Aktif nüfus (15-64)oranı:%60
Bağımlı nüfus oranı(0-15; 65+) :%40
AKTİF-BAĞIMLI NÜFUS
% 60
% 40
AKTİF
BAĞIMLI
Bağımlı nüfus oranımız hala olması gerektiğinden fazladır. Bu durum
demografik yatırımların artmasına neden olarak kalkınma hızımızı azaltır.
• Ülkemizde kadın erkek sayıları arasında genel bir
denge vardır. Nüfusun bu cinsiyet dengesi göçlerle
değişir. Göç veren bölgelerde kadın sayısı, göç alan
bölgelerde erkek sayısı daha fazladır. Çok göç veren
iller arasında bulunan ve bu nedenle devamlı olarak
kadın nüfus fazlalığı olan Rize, Trabzon, Gümüşhane
ve Giresun bu konu için iyi birer örnektir.
• UYARI : Türkiye, nüfusun yaş gruplarına göre
dağılımı ve nüfus artış hızı bakımından geri kalmış
ülkelere benzer özellikler taşır.
• Bir şehirde kadın ve erkek nüfus arasındaki farkı;
sanayi, şehrin göç alıp vermesi, askerî birlik bulunup
bulunmaması gibi faktörler etkiler.
% 50,2 ERKEK----------------------% 49,8 KADIN(2009 yılı verileri)
1980
2000
Bir ülkede çalışan nüfusun ekonomik faaliyet kollarına göre dağılımı o
ülkenin gelişmişliği hakkında bilgi verir.
% 51
HİZMETLER
% 24
TARIM
% 25
SANAYİ
2009
Ekonomik Sektörler ile Ülke
Gelişmişlik Düzeyi Arasındaki İlişki
•
ABD, Japonya, İngiltere gibi ekonomik yönden ilerlemiş ülkeler
çalışan nüfusun büyük bir bölümü sanayi ve hizmet sektöründe
toplanmıştır.
Gelişmemiş ülkelerde ise çalışan nüfusun çoğu tarım sektöründe
çalışmaktadır.
Cumhuriyetin ilk yıllarında çalışan nüfusun en fazla olduğu
ekonomik faaliyet kolu tarımdır.
Ancak günümüzde tarım sektöründe çalışanların nüfusu oranı
azalırken sanayi ve hizmetler sektöründe çalışanların arttığı
görülür. Bu durum Türkiye’nin hızla sanayileşme ve kalkınma
yolunda olmasının doğal sonucudur. Ayrıca sanayi ve hizmet
sektörünün gelişimi kırsal kesimden kentlere doğru göçe neden
olmuştur. Bu durum, tarım sektöründe çalışan nüfus oranının
azalmasına neden olmuştur.
• 1927 yılında 6 yaş ve
üstü nüfus dikkate
alındığında genel
nüfusumuzun sadece
%11'i okur-yazarken,
• Günümüzde bu oran
• Erkeklerde: % 93
• Kadınlarda;% 90’a
• çıkmıştır.
2009 YILI EĞİTİM DURUMUMUZ
100%
90%
93%
90%
80%
65%
70%
60%
50%
Series1
40%
30%
30%
20%
7%
10%
0%
OKUMA-YAZMA:
KADIN
OKUMA-YAZMA:
ERKEK
İLKÖĞRETİM
ORTA ÖĞRETİM
ÜNİVERSİTE
• Türkiye nüfusu 10.000’den az olan yerleşmelere kır
nüfusu,fazla olan yerleşmelere de kent nüfusu
denilmektedir.
• Türkiye’de 1927-1950 yılları arasında, kırsal ve
kentsel oranlarında fazla değişiklik olmamıştır.Fakat,
1950’li yıllardan sonra, ülkemizde ulaşım yollarının
ve sanayi faaliyetlerinin gelişmeye başlaması bunun
yanında kırsal nüfusun artması ve tarımda
makineleşme ile birlikte kente doğru göç olayı
başlamıştır.
• Kırsal kesimden kente göç olayı, en fazla
1980-1985 yılları arasında meydana gelmiş ve
1985’li yıllarda kır ve kent nüfusu az cok
dengelenmistir.
• En son yapılan 1997 yılındaki sayımda kent
nüfusu %65’e ulaşmıştır.Bu sonuç ülkemizde
sanayi ve hizmet sektöründe çalışan nüfusun
arttığını göstermiştir.
• Günümüzde; kent nüfus oranı: %75
•
kırsal nüfus oranı:% 25
25%
KENT NÜFUSU
KIR NÜFUSU
75%
ÜLKEMİZDEKİ NUFÜS SAYIMLARI
Türkiye'de
nüfusun sayı ve niteliklerini belirlemek üzere
 Cumhuriyetin ilanından günümüze kadar ilki 1927,
ikincisi 1935 yılında ve bu tarihten sonra 1990'a kadar
her 5 yılda bir, 1990'dan sonra 10 yılda bir olmak üzere,
 14 kez Genel Nüfus Sayımı uygulandı.
II.Mahmut Dönemi
•
ll.Mahmut 1826 yılında yeniçeri
ocağını kaldırmıştı ve onun
yerine müslüman çocuklardan
oluşan asakiri mansureyi
muhammedi adlı bir ordu kurdu
ve bu orduya kaç asker
alınacağını öğrenmek için nufus
sayımı emrini verdi.bu nüfus
sayımının nedenlerinden biri de
halkdan alınacak vergileri
hesaplamaktı.
Anadolu Nüfusu: 7-7.5 milyon
arasındadır.
• 23 Şubat 1990 tarih ve 403 sayılı Kanun
Hükmünde Kararname (KHK) ile genel nüfus
sayımlarının sonu " 0 " ile biten yıllarda,
dolayısıyla 10 yılda bir yapılması hükme
bağlandı.
80.000.000
70.000.000
60.000.000
Türkiye Nüfusunun 1927-2000 Yıları Arası Değişimi
Nüfus
50.000.000
40.000.000
30.000.000
20.000.000
10.000.000
2000
1990
1985
1980
1975
1970
1965
1960
1955
1950
1945
1940
1935
1927
0
• • Nüfusumuz hızlı bir şekilde
artmaktadır.
• Erkek nüfus kadın nüfustan
daha fazladır.
• Nüfusun eğitim düzeyi
giderek yükselmektedir.
• Ortalama yaşam süresi
giderek artmaktadır.
• Kentsel nüfus giderek
artmaktadır.
• İç ve dış göçler giderek
yoğunlaşmaktadır.
NOT: Nüfus artış
hızının(oranın)
düşmesiyle nüfus
miktarımız
azalmaz.
Türkiye’nin Nüfus Miktarı ve
Artış Oranı Grafiği:
•
Yurdumuzda nüfus artışını etkileyen temel
faktör doğal nüfus artışıdır
• Bir yıl içerisinde doğan nüfus ile ölen nüfus
arasında oluşan farka doğal nüfus artışı
denilmektedir. Doğal nüfusu artışının
ülkemizde en yüksek olduğu bölgeler Doğu
Anadolu bölgesi ve Güneydoğu Anadolu
bölgeleridir.
• 1961-1974 Avrupa
Ülkeleri , 1975-1989
Arap Ülkeleri
• 1960’lı yıllarda 200
bin kişinin
yurtdışına çıkması
nüfus artış oranında
azalmaya yol
açmıştır.
Mübadele ile Yunanistan’a giden Rumlar ve hıristiyanlar ile
Yunanistan’dan gelen Türkler ve müslümanlar
Cumhuriyet kurulduktan sonra değişik ülkelerde yaşayan Türkler
Türkiye’ye göç etmişlerdir. Bunlardan bazıları kendi istekleri ile
bazıları da baskılar sonucu bu kararı almışlardır. Geldikleri ülkelerin
bazıları: Türk Cumhuriyetleri, Irak, Bulgaristan, Rusya, Romanya vb.
Hatay Türk Devleti
Meclisi 29 Haziran
1939'da Hatay'ın
anavatana katılmasını
oy birliği ile kabul etti
30 Haziran 1939'da
Hatay Türkiye
Cumhuriyeti sınırları
içine alındı.
-Gecekondulaşma
-Plansız kentleşme
-İşsizliğin artması
-Çevre kirliliği
-Bağımlı nüfusun artması
-Demografik yatırımların
artması
-Kalkınma hızının azalması
-Alt ve üst yapı
hizmetlerinin aksaması
-Kişi başına düşen milli
gelirin azalması
-Doğal kaynakların aşırı
tüketimi
-İç göçlerin artması
• İnsanların, doğdukları yerden başka yerlere geçici ya
da sürekli olmak üzere taşınmasına göç denir.
•
MEKANA GÖRE GÖÇLER;
• 1)İÇ GÖÇLER
• 2)DIŞ GÖÇLER
• Ülke içerisinde, nüfusun yer
değiştirmesine iç göç denir.
İtici sebepler:
Göç veren
yerdeki
olumsuzluklar
2- TARIM TOPRAKLARININ MİRAS
YOLUYLA PARÇALANMASI
ÇEKİCİ SEBEPLER:
GÖÇ ALAN YERDEKİ
AVANTAJLAR
2-ALT VE ÜST YAPI
HİZMETLERİNİN GELİŞMESİ
SÜRESİNE GÖRE GÖÇLER
• 1- Sürekli Göçler: Gidilen yerde bir yıldan
fazla kalınır.
• 2- Mevsimlik Göçler: Sezon başı gidilir,
sezon sonu dönülür.
Mevsimlik İşçi Göçleri
• 1-TARIM SEKTÖRÜNDE ÇALIŞMAK İÇİN;
• ADANA----PAMUK TOPLAMAK
• ORDU-----FINDIK TOPLAMAK
• 2- İNŞAAT İŞÇİLERİNİN GÖÇÜ
• 3- TURİZM ÇALIŞANLARININ GÖÇÜ
Ülkemizde Yüksek Oranda Göç Veren İllerin
Başlıcaları Şunlardır:
• D. Anadolu'da, Kars, Tunceli, Bitlis, Ağrı, Muş, Bingöl, Sırnak
• G. D. Anadolu'da, Adıyaman, Mardin
• Karadeniz'de, Zonguldak, Ereğli, Samsun çevresi dışındaki
iller
• İç Anadolu'da, Sivas, Yozgat, Çankırı, Kırşehir, Niğde,
Nevşehir
• Ege'de, Afyon, Uşak, Kütahya
• Akdeniz'de, Burdur, İsparta, K. Maraş
• Marmara'da, Çanakkale, Kırklareli, Edime, Bilecik
İç göç, özellikle Karadeniz ve Doğu Anadolu bölgelerindeki
illerde daha fazla olmaktadır
Yüksek Oranda Göç Alan Şehirlerin
Başlıcaları Şunlardır:
• İstanbul, Ankara, izmir, Adana, Bursa, Ş. Urfa,
Antalya, Mersin, Konya, Samsun, Gaziantep,
Diyarbakır gibi illerdir. İç göç, ülkemizde özellikle
sanayileşmiş merkezlere daha fazla olmaktadır.
GÖÇLERİN SONUÇLARI
A) ÜLKE GENELİNDE
• 1- Yatırımlar dengesiz dağılır.
• 2-Nüfusun dağılışında dengesizlik olur.
B) GÖÇ ALAN YERDE
1. İşsizlik ortaya çıkar.
2. Konut sıkıntısı olur. Sonuçta
gecekondulaşma olur.
3. Sanayi tesisleri (fabrikalar) kent içinde
kalır. Plansız kentleşme ortaya çıkar.
4. Çevre sorunları artar.
5. Trafik, eğitim-sağlık problemleri olur.
6. Alt yapı hizmetlerinin götürülmesi
zorlaşır.
7. Kültür çatışması olur.
C) GÖÇ VEREN YERDE
• 1- Mevcut yatırımlardan verim alınamaz,
nüfus azlığından ötürü yatırım yapılamaz.
• 2-Çevre bakımsızlaşır.
• 3- Kırsal kesimde tarımsal üretim azalır.
1. Sulamalı tarım yaygınlaştırılmalı,
2. Modern tarım yöntemleri yaygınlaştırılmalı.
3. Besi ve ahır hayvancılığı geliştirilmeli.
4. Eğitim –sağlık hizmetleri geliştirilmeli(Üst
yapı).
5. Tarıma dayalı sanayi kolları kırsal kesime
kaydırılmalı.
6. Alt yapı hizmetleri geliştirilmeli (yol ,su,
elektrik, haberleşme).
1234-
MÜBADELE GÖÇÜ
MÜLTECİ GÖÇLERİ
İŞÇİ GÖÇLERİ
BEYİN GÖÇÜ
Dış Göçler ve Türkiye
• 1923: Türkiye-Yunanistan; mübadele göçü.
•
Ülkemize 1923 - 1989 yılları arasında çoğu Balkan
ülkelerinden olmak üzere 2,2 milyon göç olmuştur.
Bu sayı nüfusumuzun % 5'ini oluşturur.
•
İşçi Göçleri: 1950'den sonra, başta Almanya olmak
üzere yurt dışına işçi gitmeye başlamıştır. Bugün
Fransa, Belçika, Hollanda, İngiltere, İsveç, ABD,
Avustralya, Libya, S. Arabistan, Kuveyt ve Orta Asya
ülkelerinde işçilerimiz bulunmaktadır. Yurt dışındaki
nüfusumuz 4 milyonu geçmiştir.
• Ülkemizden yurt
dışına beyin göçleri
olmaktadır. Beyin
göçü, iyi eğitim
görmüş, nitelikli ve
alanında yetişmiş
bireylerin başka
ülkeye göç edip
yerleşmesidir.
Günümüze doğru
beyin göçü azalma
eğilimindedir.
• Üniversite mezunlarının %70’inin
meslekleriyle ilgisiz işlerde çalışması,
• En fazla işsizliğin Üniversite mezunları
arasında olması, iş bulamama.
• Yüksek ücret ve daha iyi çalışma
koşullarının sunulması, mesleki tatmin.
• Eğitilmiş insan sermayesinin fakir ülkelerden kaçışı
batı dünyasının bilim ve ekonomisini artırırken, göç
veren ülkelerin gelişmelerini yavaşlatmakta
engellemektedir. Buda beyin göçünün az
gelişmişlikle özdeşleşmesi anlamına gelmektedir.
Beyin göçünü engellemek kontrol etmek sadece
gelişmekte olan ülkenin elinde değildir. Gelişmiş
ülkelerdeki iş ve fırsat olanakları olduğu ve daha iyi
bir gelecek sunulduğu sürece beyin göçü kaçınılmaz
olarak devam edecektir.
Ne Yapabiliriz ?
• Yapılacak en iyi iş bunu minimuma indirmektir.
Ülkemiz insanlarının refah düzeyini artırmak ve
yaşam kalitesini yükseltmek bilim, teknoloji ve buluş
yeteneğimizin yükselmesine bağlıdır. Buda ancak
yetişmiş beyinlerle başarılabilir. En önemli yatırım
eğitilmiş insana yapılan yatırımdır. Refah seviyemizi
ancak teknoloji üreterek artırabiliriz. Bunu da bilime,
teknolojiye , yetişmiş beyin gücüne gereken önem
verilerek başarabiliriz.