AHLAK GELİŞİMİ

Download Report

Transcript AHLAK GELİŞİMİ

AHLAK
GELİŞİMİ
Prof. Dr. Kurtman ERSANLI
1
Ahlaki gelişim, kişilik gelişiminin en önemli
öğelerinden biridir.
Sosyalleşme süreci içinde “yanlış ve doğruyu
ayırma” konusunda bilinçlenmesiyle ilgilidir.
Ahlak, bir toplumda bireylerin benimsedikleri,
uymak zorunda bulundukları davranış biçimleri
ve kurallardır.
Ahlak gelişimi toplumun tüm değerlerine kayıtsız
şartsız edilgin bir uyma değil, topluma etkin bir
uyumu sağlamak için değerler sistemi oluşturma
sürecidir.
2
Ahlak, bir toplumda bireylerin
benimsedikleri, uymak zorunda
bulundukları davranış biçimleri ve kurallar
olarak tanımlanabilir.
Birey, içinde bulunduğu toplumun davranış
kuralları ile değerlerini, kazandığı ve
davranışlarına mal ettiği sürece sosyalleşir
ve ahlaki olarak da gelişir.
Birey ahlaki gelişmeyle çelişkili durumlarda
çevresindekilerle olan ilişkilerini
belirleyecek ahlaki yargılara ulaşır.
3
• Ahlaki yargı, bireyin başkalarına
ve başkalarının da ona nasıl
davranması gerektiği konusunda
yapmış olduğu bilişsel işlem
sonucu ulaştığı yargılardır.
4
• Ahlak gelişimin en önemli kavramlardan biri hiç
şüphesiz ki, kişiliğin temel kavramlarından olan
karakter ve diğeri de vicdandır.
• Karakter, kişiliğin ahlaki boyutu olup vicdan da,
bireyin kendi davranışlarını ahlaki ölçülere göre
eleştirerek, bunların iyiliği-kötülüğü, yanlışlığıdoğruluğu hakkında yargıda bulunmasıdır.
• Bir nevi bireyin kendisini sorgulaması, yani iç
hesaplaşmasıdır.
5
Gelişim kuramcılarına göre ahlakın bileşenleri
• Duyuşsal Bileşen: İyi ya da kötü olarak nitelendirilen
eylemlerin ortaya koyduğu ahlaki düşünce ve edimleri
yönlendiren utanma, kaygılanma, vicdan azabı çekme
gibi duygulardır.
• Bilişsel Bileşen: İyi ya da kötü olanı belirginleştirme ve
buna göre nasıl davranacağını kararlaştırmada izlenen
yöntem ve bu yöntem için gerekli olan bilgisel
donanımdır.
Bu nedenle bilişsel bileşene tanıma bileşeni de
denilmektedir.
• Davranışsal Bileşen: Ahlaki değerler karşısında nasıl
davranıldığını gösteren bileşendir. Toplumun
içselleştirilen davranış biçimi ve kuralarına göre
davranışlarını biçimlendirmek, yalan söylememek,
çalmamak, haklı kazanç elde etmek gibi.
6
Ahlakla İlgili Görüş ve Düşünüşler
• Sokrates, sorumluluğu temel alarak ahlakı, iyiye
ulaşmanın yolu, herkesin kendine düşeni yapması olarak
tanımlar.
• Aristoteles, erdem kavramı içinde ele alarak, erdemli
yaşamanın hem toplum hem de birey için gerekli
olduğunu ileri sürer.
• Kant, ahlak kurallarının kesin, insanların duygu, düşünce
ve arzularından bağımsız olduğu gibi, akıl sahibi olan
insanlar için de geçerli olması gerektiğini belirtmiştir.
Verilen isimler incelendiğinde ahlakla ilgili çalışmaların,
insanlık tarihi kadar eski olduğu anlaşılmaktadır.
7
Ahlaki Gelişimle İlgili Görüşler
• Bireyde varolan değerler sistemi, gelişimsel bir
süreç olarak ortaya çıkmaktadır.
• Bu süreçle ilgili kuramsal ve bilimsel yaklaşım;
- Psikanalistler (Freud, Erikson),
- Davranışçı (Skinner)
- Sosyal öğrenme kuramcılar (Bandura,
Sullivan)
- Bilişsel gelişimciler ( Dewey, Piaget,
Kohlberg).
Bu yaklaşımlara göre ahlak gelişimi; insana
yaklaşım ve davranışlarına getirdikleri
açıklamayla ilgilidir.
8
Psikanalistlere göre Ahlaki Gelişim
• Freud’ e göre ahlak ve ahlak standartlarının
süperegonun gelişmesiyle ortaya çıkmaktadır.
• Süperego, egonun bir parçası iken, çocukluk
yıllarında, daha çok anne-baba ve toplumun
ahlaki değer yargılarını içeren bir yapı olarak
(üç-beş yaşları arasında) egodan ayrılarak
kişiliğin ahlaki boyutu olarak da ifade edilen
süperego ortaya çıkar.
• Freud’e göre, süperegoyu oluşturmak üzere içe
alınan yetişkin değerleri hiç değişikliğe
uğramadan kavramlaştırılmaktadır.
9
• Yargılayıcı bir sistem olarak süperegonun bireyin
yaşantısındaki belirtisi suçluluk duygusudur.
• Bireyin içselleştirdiği doğru-yanlış, iyi-kötü biçimindeki
ahlaki değer yargıları bireyin içinde bir yargılama ve ceza
verme sistemi olarak kalır ve onun davranışlarını firenler.
• Sosyal ilişkilerin önemine değinen Erikson da tıpkı Freud
gibi vicdanın bu yaşlarda geliştiğini ileri sürer.
• Çocuk bundan böyle içinden gelen sesleri duyar,
kendisini vicdanın sesine göre cezalandırır veya
ödüllendirir.
• Bu evrede en büyük sıkıntı girişimciliğin kısıtlanması ve
suçluluk duygusunun davranışlara egemen olmasıdır
10
Davranışçılara Göre Ahlaki
Gelişim
• Davranışçılar da tıpkı diğer yaklaşımcılar gibi
çocuğun “doğru ve yanlış” kavramlarını bir
etkileşimin sonunda kazandığı görüşündeler.
• Çocuğun ahlak gelişimini, bebeklik yıllarından
itibaren onaylanmayan davranışın (şartlı uyarıcı)
azarlanma gibi (şartsız uyarıcılarla) karşılaşması
sonucu şartlı tepkiye dönüşmesi ve bu tür tepki
geliştirmeye yatkın başka uyaranlara karşı da
genelleme yoluyla kaçınma davranışlarının
öğrenilmesi süreciyle açıklamaktadırlar.
11
Sosyal Öğrenme Kuramcılarına
Göre Ahlaki Gelişim
• Biyolojik bir varlık olarak dünyaya gelen insan, çevresiyle
kurduğu ilişkiler ağı içinde sosyokültürel bir yapı
kazanmaktadır.
• Temel felsefesi, “insan çevresinin ürünüdür.
• Ahlaki davranışlar ve ahlaki değerlerin, “model alma” ve
“taklit etme” gibi öğrenme yöntemleriyle kazanılır.
• Ahlak bir iç kontrol sistemidir.
• Bandura’ya göre, çocuk, başkalarının davranışlarını taklit
eder ve giderek bunların bazılarını benimser ve
içselleştirmesi sonucu vicdan gelişmeye başlar .
• Bilişsel gelişim kuramcılarına
12
• J. Dewey’e göre ahlaki fikirler, ahlaki yargının temel
unsurlarıdır.
• Onlar bireyin karakter yapısını oluşturarak davranışı
gerçekten güdüleyen ve motive eden kuvvetler durumuna
gelirler.
• Ahlaki yargı gelişimini;
(1) gelenek öncesi düzey (biyolojik ve sosyal güdülerle
motive edilen ahlaki davranışlar dönemi);
(2) Geleneksel düzey (bireyin içinde bulunduğu gruba ait
değerleri benimsediği dönem);
(3) Özerk düzey (bireyin içinde bulunduğu grubun
standartlarını özümseyerek benimsediği, kararlarını
kendisinin verdiği ve davranışlarını aklını kullanarak
oluşturduğu ve yönlendirdiği dönem)
13
Jean Piaget’ ye Göre Ahlaki Gelişim
• Çocukların “doğru” ve “yanlışa” ilişkin yargıları yaşlarına
bağlı olarak değişir.
• Ahlaki gelişimi, bilişsel gelişme paralellik gösterir, fakat
birbirinden farklı nitelikler taşıyan ve hiyerarşik bir sıra
izleyen dönemler halinde ortaya çıkar.
• Ahlaki gelişim, tıpkı bilişsel gelişim gibi bir inşa ve bilgi
üretme sürecidir.
• Çocuklar yedi yaşına kadar oynadığı oyunlardaki
kuralların ne anlama geldiğini bilmeden oyun kurallarına
uyarken; on yaşına geldiğinde kuralların oyunun şartları
gereği konulduğunu, şartlar değişirse kuralların da
değişebileceğini anlamaya başlar.
14
Piaget’ ye Göre Ahlaki Gelişim Evreleri
• Ahlak gelişimi birbirini tamamlayan ve
hiyerarşik bir sıra izleyen iki dönem içinde
ele alır.
Bular;
- dışa bağımlı dönem (5–7 yaş)
- bağımsız dönem (8–12 yaş)
15
Dışa bağımlı dönem
• Bu dönemde çocuk, yetişkinlerin koydukları
kurallara körü körüne uyar. Kuralların
değişmezliğine ve mutlak olduğuna inanır.
• Ahlak kurallarının ne anlama geldiğini bilmez.
• Davranışlar, yapanın niyetine göre değil,
doğuracağı sonuca göre değerlendirilir.
• Çocuk, ahlaki yargılarında nesnel gerçeklik
hâkimdir.
• Olayın arkasındaki niyeti göremez.
• Bu dönem 5–7 yaşları arasında adalet otorite ile
eş anlamlı olarak algılanırken; 7–12 yaşlarında
ise eşitlik itaatin üstünde algılanmaya başlar.
16
Bağımsız dönem
• Çocuk, kuralları kendi vicdanının verdiği kararlar
biçiminde kabul etmeye başlar.
• Ahlak kurallarının gerçek anlamını bilir.
• Sorgulamadan kabulün yerini sorgulama, tek yanlı
saygının yerini eşit ilişki ve karşılıklı saygı alır.
• Empati kurar
• Üst düzeyde adalet kavramına ulaşmıştır
• Karşısındaki insanların iç dünyasını, niyetini hesaba
katarak kendisini ve onu bu ölçülerle değerlendirir.
• Piaget’ye göre, ahlak gelişiminde kuralların olduğu gibi
içselleştirilmesi olmayıp, Freud’un aksine aynı zamanda
özümsemesi de söz konusudur.
17
Lawrence Kohlberg’in Ahlaki
Gelişimle İlgili Görüşü
• Kohlberg, Piaget’nin bilişsel ve ahlak gelişimiyle
ilgili görüşlerini dikkate alarak, ahlak gelişimini
incelemiştir.
• Ahlaki yargının gelişimiyle ilgili olarak ergenlik ve
yetişkinliği de içeren üç düzeyli ve altı basamaklı
ahlaki yargı gelişim evresi belirlemiştir.
• Düzeyler içinde yer alan ve hiyerarşik bir sıra
izleyen dönemlerin her birinde yeni bir zihinsel
örgütlenme, buna bağlı olarak da dünyaya farklı
bir bakış açısının ortaya çıktığını belirtmiştir.
18
I. Kural Öncesi Düzey (Gelenek öncesi düzey)
-Davranışları ceza ve ödül açısından değerlendirir.
-Gelenek öncesi düzey Piaget’nin bilişsel gelişim
kuramındaki dönemlerden işlem öncesi dönem düzeyine
denk gelmektedir.
-Düşünce biçimi “benmerkezci” olduğundan; ahlaki
değerlendirmeler, kendi istek ve gereksinimleri
yönündedir.
-Bunu engelleyen, otorite figürü ön plana çıkar.
-Bu düzeyin “ceza ve itaate yönelik” ve “bireyselcilik
ve karşılıklı çıkara dayalı ilişkilere yönelik” olmak
üzere iki alt basamağı vardır.
19
1. Basamak (Ceza ve itaate yönelik)
• Davranışa temel olan ilke, kendi
gereksinimlerini doyurma yönünde
davranması ve başkalarının istek ve
arzularını dikkate almamasıdır.
• Davranışın doğruluğunun ya da
yanlışlığının ölçüsü, onun cezalandırılıp
cezalandırılmayacağıdır. Cezalandırılan
davranış kötü, ödüllendirilen davranış
iyidir.
20
• Cezadan kurtulmak için yetişkinlerin kurallarını
kabul eder.
• Otoriteye boyun eğme vardır.
• Davranış, psikolojik kalıplar içinde değil, fiziksel
sonuçlar doğrultusunda değerlendirilmektedir.
• Bu evrede bulunanlar için ahlaki eylem, ceza
almamak için kurallara itaattir.
• Yaşamın değeri ise, insan değeri fiziksel
nesnelerin değeriyle karıştırılmakta ve bireylerin
sosyal statüsüne ve fiziksel gücüne
dayandırılmaktadır.
21
2. Basamak (Bireyselcilik ve karşılıklı çıkara
dayalı ilişkilere yönelik)
• Ahlaki dünyası ben-merkezli olduğu için, başkalarıyla
ilgilenmede çıkar ön planda olup faydacı bir alış-verişten
yanadır.
• Her şey karşılıklıdır inancına sahiptir.
• Adalet anlayışının temel göstergesi maddi eşitlik ilkesidir.
• Bu basamakta bulunan çocuk, ötenaziyi o kimsenin daha
fazla acı çekmemesi için onaylayabilir.
• Bu evrede bulunanlar için ahlaki eylem, “ödül almak
için gerekeni yap”; yaşamın değeri ise, insan
yaşamının değeri bireyin ve diğer insanların
gereksinimlerini yerine getirmesine bağlıdır.
22
II. Kural dönemi düzeyi (Geleneksel düzey)
• Toplumun kurallarını ve kalıp yargılarını,
uzlaşmadan öte olduğu gibi kabul eder ve
benimser.
• Çevresindekilere ve topluma sadakati vardır.
• Başkalarının duygu ve düşüncelerini dikkate alır,
onların gözüyle dünyaya bakmaya çalışır,
empati kurar. Çocuğun “ben-merkezli”
düşünceden kurtulmuştur.
• Piaget’nin belirttiği somut işlem basamağında
• II. düzeyin “İyi çocuk olma” ve “Yasa ve
düzene uyumaya yönelik” olmak üzere iki alt
basamağı vardır.
23
3. Basamak (İyi çocuk olmaya yönelik)
• Davranışları “kendisine yapılmasını istemediği bir şeyi
başkasına da yapma” anlayışına dayanır.
• Davranışların değerlendirilmesinde niyetler dikkate
alınmaya başlar.
• Çevresinin ya da kendisi için önemli olan kimselerin onay
ve beğenisini kazanmayı hedefler.
• İyi olmak, başkalarının duygularıyla ilgilenmek, sadık ve
güvenilir olmak, beklentiler ve kurallar doğrultusunda
davranmak ister.
• Bu evrede bulunanlar için ahlaki eylem; başkalarınca
onaylanmayan eylemlerden kaçın, yaşamın değeri
ise; ona karşı çevresindekilerin gösterdiği ilgi ve
anlayışa bağlıdır.
24
4. Basamak: (Yasa ve düzene uyuma yönelik)
• Kurallar ve sosyal düzeni koruma eğiliminin ön plana
çıktığı bu basamak, aynı zamanda sosyal sistem ve
vicdan basamağı olarak da nitelendirilmektedir.
• Yasalar, değişmez olup, var olan düzeni ve toplumun
sürekliliğini sağladığı gerekçesiyle, mutlaka uyulması
gereken kurallardır.,
Yetişkinlerin büyük bir bölümünün içinde bulunduğu bu
basamak, bireysel ahlaki tercihten çok, toplumsal
düzenin korunduğu bir basamaktır.
• Bu evrede bulunanlar için ahlaki eylem; yasal
otoritenin sansüründen ve bundan doğacak cezadan
kaçın, yaşamın değeri ise; yaşamak kutsaldır.
25
III. Kural Sonrası Düzey (Gelenek Sonrası Düzey)
• Bu düzeyde birey, kendi vicdanını kontrol
etmeye başladığı için, otoriteden bağımsız
olarak kendi özerk ahlaki ilkelerini oluşturur.
• Birey, geleneksel düzeyin toplumun kuralları ve
kalıp yargılarının değişmezliği anlayışından
sıyrılmıştır.
• Kohlberg, bu düzeye erişme yaşının ondört
olduğunu belirtmektedir.
• Yapılan araştırmalar sonunda; yetişkinlerin
hepsinin bu düzeye ulaşamadığı anlaşılmıştır.
• Bu düzeyin de “Sosyal Anlaşma” ve
“Evrensel Ahlaki İlişkilere yönelik” olmak
üzere iki alt basamağı vardır.
26
5. Basamak (Sosyal Anlaşmaya Yönelik)
• Yasalara, sosyal bir anlaşma olduğu ve
çoğunluğun haklarını koruduğu için uyulur.
• Bu nedenle de mevcut yasaların, genelin
yararına olması gerektiği savunulur.
• Ahlaki çatışmalarda akılcı çözüm çabaları
gösterilir.
• Yasalar, uyulmak üzere değil, yaşamayı güvence
altına almak, insan haklarını korumak ve genel
refahı artırmak üzere vardır.
• İyi davranışı, toplumun bütünü tarafından kabul
edilmiş normlara göre tanımlanır.
• Özgürlük kavramının genele ters düşse bile
korunması gerektiğini savunurlar.
27
6. Basamak: (Evrensel Ahlaki İlişkilere Yönelik)
• Mantık ve evrensel ilkelerin hâkim olduğu bu
basamakta bulunanlar, doğru ve yanlışı sosyal
düzenin yasa ve kurallarıyla değil; kendi vicdanı
ve kendi geliştirdiği ahlak ilkeleriyle tanımlar.
• Değerlendirmelerine, insanın değerli olduğuna
inandığı için evrensel adalet ilkelerini, insan
haklarını, insana saygıyı ve güveni temel alır.
• Yasalardan tamamen bağımsız, kendi ahlak
ilkelerine ve vicdanına göre davranır.
28
• İnsanlar ancak kendi vicdanının sesine kulak
verdiği zaman en üst ahlaki yargı basamağına
ulaşırlar.
• Bu basamakta bulananlar, insanlar hakkında çok
üst düzeyde bir duygusallığa sahip, ahlak
kahramanları olarak nitelendirilen kimselerdir.
• Bunlar, yasa ve ahlak arasında çelişki
olduğunda, bireyin genel ahlak ilkelerine
uymasını bekler.
• Bu evrede bulunanlar için ahlaki eylem; kendi
kendini suçlamaktan kaçın, yaşamın değeri ise;
kutsal olarak değerlendirilir.
29