aslan ali solmaz

Download Report

Transcript aslan ali solmaz

NESNE İLİŞKİLERİ
Uzman Psikoterapist
Aslan Ali SOLMAZ
Ailenin Korunması Projesi
Elmadağ ilçe M.E.M.
AR-GE BİRİMİ
NESNE İLİŞKİSİ TEORİSİ
Kendilik
Duygulanımlar
Nesne İlişkileri İkilisi
Öteki
Split Organization:
Consciousness of all-good or all-bad
Normal Organization:
Consciousness of
Integration/complexity
NESNE İLİŞKİSİ TEORİSİNİN
KAYNAKLARI
Nesne İlişkisi
Teorisi
Bağlanma
Teorisi
Bilişsel
Şemalar
Temel İlişkili kavramlar
Nesne
İlişkiler ikilisi
İçsel İşleyiş
Modeli
Bilişsel
Şemalar
ANİ (ŞİMDİ - VE – BURADA)
SÜREÇLER
Durum
İlgi
Yeni durum
Tepki
Değerlendirme
AKTARIM: KENDİLİK VE ÖTEKİNİN
ANLIK DENEYİMİ

Kendilik deneyimi
…ve terapistin
a1
S1
S1
S2
S2
S3
S3

O1
a2
a3
O3
O2
Modern BAĞLANMA TeorİSİ
Gelişimsel Olarak Bağlanmanın İşlevi:
Tatbiki Kendilik
Duygulanım
Temsili
2nd tertip duygulanım
Telsili
Dikkat
Mekanizmaları
Gayretkeş
Kontrol
Kişilerarası Yorumlayıcı İşel(KYI)
Mentalizasyon
Kapasitesi
Tepkisel İşlev
18
Borderline Hastanın
İçsel Dünyası
-K1
K = Kendilik temsili
N = Nesne temsili
d = Duygulanım
Örnekler
K1 = Silik, istismar edilmiş figür
N1 = Sert otorite figürü
d1 = Korku
K2 = Çocuksu-bağımlı figür
N2 = İdeal, verici figür
d2 = Sevgi
K3 = Güçlü, denetleyici figür
N3 = Zayıf, köle gibi figür
d3 = Hiddet
+K2
+d2
+N2
d1
-N1
.
-N3
-d3
-K3
vs..
Narsisistik Psikopatoloji
Patolojik Büyüklenmeci Kendilik
Nesne Temsili
Kendilik Temsili
Aşağılama, Alay,
Küçümseme
(Korku, Şüphe)
Büyüklenmeci
(Kendi kendine
yeten)
Değer yitirmiş,
Değersizleştirilmiş
(Muhtaç, Düşmanca,
Kıskanç)
Hedef: Normal Örgütlenme
N+ NN+ NK+ K-
N+ N-
N+ N-
“Ben ne iyi polisim ne de kötü polisim, Jerome.
Senin gibi ben de duruma bağlı olarak ortaya çıkan
veya çıkmayan pozitif ve negatif kişilik özelliklerinin
karmaşık bir birleşimiyim.”
13
Hastanın
İçsel Dünyası
-K1
-S1
K = Kendilik temsili
N = Nesne temsili
d = Duygulanım
Örnekler
K1 = Silik, istismar edilmiş figür
N1 = Sert otorite figürü
d1 = Korku
K2 = Çocuksu-bağımlı figür
N2 = İdeal, verici figür
d2 = Sevgi
K3 = Güçlü, denetleyici figür
N3 = Zayıf, köle gibi figür
d3 = Hiddet
14
+K2
+d2
+O2
+N2
d
1
-O1
-N1
.
-O3
-N3
-d3
vs..
-K3
-S3
NESNE İLİŞKİLERİ ETKİLEŞİMLERİ:
SAVUNMA
Korku, Şüphe,
Nefret
Eziyet Eden
Karşıtlar
Kurban
Özlem, Sevgi
15
İlgi Görmüş Çocuk
Mükemmel Sağlayıcı
SÜPEREGONUN OLUŞUMU

<< normal bir çocuk, ödipal problemlerini çözmek için çalışmaya
başladığında Anna Freud’un (1936) <<saldırganla özdeşim>>
(identificiation with the aggresson) dediği bir devreden geçer. Bu
durumda << saldırgan>> ödipal babadır. Çocuk ödipal babasını
kuvvetli ve acımasız olarak algılar. Bu baba tasarımı ile özdeşim
yapıp içindeki ENSEST isteklerini ve saldırganlık duygularını kontrol
etmeye başlar.

Böylelikle içeri alınan BABA TASARIMI, ACIMASIZ NİTELİKLİ ÜST
BENLİĞE AİTTİR.

Eğer her şey yolunda giderse çocuğun içe aldığı baba tasarımı
zamanla yumuşar, çocuğun üst benliği ACIMASIZLIĞI BIRAKIR ve
daha yüksek bir seviyeye çıkar.

<< Üst benlik geliştikçe benlikte de bütünleşerek olgunlaşır.
“KÜÇÜK ADAM” OLGUSU

Kramer 1955’ de kişinin kendilik hissinin algılanması ile ilişkili, özel bir
benlik parçasının varlığını bir hasta da gözlemiş ve bu benlik
parçasına<<küçük adam>> ismini vermiş.

Kramer’ e göre <<KENDİLİK>> terimi, <<bir kişinin çevresinden,
özellikle de yaşamının erken dönemlerindeki çevresinden, ayrı ve farklı
olduğunun farkında olması´´(Kramer, 1955, s: 42)

Gözlemler ´´küçük adamın´´, ´´annenin henüz dışarıdaki bir nesne
olarak algılanmaya başlamadığı ve hala çocukla beraber gibi algılandığı
bir evrede, hastanın annesinden ayrı olduğunu keşfetmesi sonucunda ´´
oluştuğunu gösterdi.

Üçüncü yaşını tamamlayıp da benlik gelişiminin farklı libido gelişim
evrelerinden geçerken ´´küçük adam´´, benliğin diğer kısmından
ayrılmıştı.

´´Küçük adama´´ ait benliğin asıl görevi, benliğin geri kalan kısmı için,
ayrılmanın hiçbir zaman sağlanamadığı, ulaşılabilir bir anne
eşdeğeri sağlamaktı. Aslında Kramer’ in hastası bebeklikte kaydedilen
tüm güçlülüğün korunabilmesi ve onarılabilmesi için ağır bir bedel
İÇSELLEŞTİRİLMİŞ NESNE İLİŞKİLERİ

Nesne ilişkilerinin içselleştirilmesi, benlik-üstbenlik gelişimindeki en
önemli basamaktır. Dengeli bir kendilik kavramı ve dengeli nesne
tasarımları oluştuğunda içselleştirilmiş nesne ilişkilerinin
olgunlaştığı ve kişinin bir üst düzeye çıktığı söylenebilir.(s:30
Volkan)
KENDİLİK TASARIMI




Kendilik Tasarımı: “tecrübe edilen tüm vücut durumlarının kalıcı tasarımlarını
ve yaşanan tüm dürtü ve duygulanımları içerir.
Birey bunları, hem kendisine hem de dış dünyaya verdiği tepkiler olarak,
farklı zamanlarda bilinçli bir şekilde algılamıştır.
Kendilik tasarımı, nesne tasarımlarıyla birlikte benliğe uyum ve savunma
işlevleri için malzeme sağlar.
Temel olarak nesne tasarımları karmaşık duygulanımsal ve düşünsel öğeler
içerir. İlk tasarımların DUYGULANIMSAL yanı ağır basar çünkü ilk nesne
imgelerinin bir parçası oldukları kalıcı ŞEMA, anne ile bebek arasındaki
ilk duygulanımsal ilişkinin kurulmasıyla oluşur (Novey, 1961)
KENDİLİK VE NESNE TASARIMLARININ
OLUŞUMU (1964)






BENLİK’ ten ayrı olan KENDİLİK VE KENDİLİK TASARIMLARININ anlamı,
nesne dünyasının keşfedilmesi ile ve bu dünyayla kişinin FİZİKSEL ve
ZİHİNSEL KENDİLİĞİ arasındaki ayırımın artmasıyla birlikte BENLİĞİN
ortaya çıkıp, SİSTEMİN kurulduğunu hatırladığımızda daha da netleşir.
Bağlantılandırıldıkları;
HAZ VEREN VE VERMEYEN, İÇGÜDÜSEL DUYGULAR;
DÜŞÜNSEL VE İŞLEVSEL DENEYİMLERİN VE ALGILARIN oluşturduğu
devamlı artan HAFIZA İŞLERİNDEN,
sevilen nesnelerin ve bunun yanında BEDENİN ve PSİŞİK KENDİLİĞİN
İMGELERİ ortaya çıkar.
Başta belirmiş ve değişken iken yavaş yavaş genişler ve nesne dünyasının
ve kendiliğin kararlı ve az çok gerçekçi ENDOPSİŞİK TASARIMLARI
oluşur” (Volkan, 36).
KENDİLİK VE NESNE TASARIMLARININ
OLUŞUMU (1964)



BENLİĞİN bütünleştirme işlevi ile;
KENDİLİK VE NESNE,
TASARIMSAL açıdan farklılaşması açısından karşılıklı olarak olgunlaşır.
KLEİN’in (1946) KRİTİK DÖNEMECİ




Bir kişi için bir nesneye aynı anda hem SEVGİ hem de NEFRET duyması
imkansızdır. “KRİTİK DÖNEMECE” (Klein 1946 crucial juncture)
ulaşamamışlardır.
Kritik dönemeç çifte değerliliğe tahammülün başladığı noktayı tanımlar.
Dışarıdaki nesnelerle iç dünyadaki nesne tasarımları arasında kesin bir fark
gözetmeyen ama içselleştirilmiş nesneler hakkında kendisine çok şey borçlu
olduğumuz Klein ‘bütün bir nesnenin sevilen ve nefret edilen kısımlarının
sentezi, YAS TUTMA ve SUÇLULUK DUYMA hislerinin ortaya çıkmasına
sebep olur.
Bu duygular, çocuğun duygusal ve bilişsel yaşamında hayati öneme sahip
gelişmelerin gerçekleştiğini gösterir. Bu da nevroz ile psikoz arasındaki yolda
kritik bir dönemeçtir’ diye yazar.
İÇE ATMA-YANSITMA DÖNGÜSÜNÜN İŞLEVİ




İçe atma-dışarı yansıtma mekanizmalarının temelinde AĞZIN
İÇİNE ALMA sı veya DIŞARI TÜKÜRME si yatar. Bunlar, önceleri
dürtülerin hizmetindeyken, sonra çocuğun ilk dış nesneleriyle ilişki
kurmasına imkan verirler. Benlik, bundan sonra veya bunlarla
birlikte, bu mekanizmaları savunma ve uyum amacıyla
kullanır.
Daha açık olunursa, dışarıdaki nesnelerin farkına varmaya
başlamadan önce içe atma-yansıtma ilişkisinin varlığından söz
edemeyiz.
Kendilik ve nesne tasarımlarında FARKLILAŞMA OLMAMIŞSA
bunların arasındaki ilişkiyi KAYNAŞMA (merging) veya İÇİNE
KARIŞMA (fusion) olarak tanımlanması gerekir.
Çocuğun ilkel benliği önce dışarıdaki nesnelerle ilgili izlenimlerini
KAYNAŞMA yoluyla kavrar ve deneyimler. Farklılaşma işlevi
gelişmeye başladıktan sonra da bu nesnelerle içe atma-yansıtma
ilişkisine girerek bu izlenimleri zenginleştirir
NESNELERİN KALICI ŞEMALARININ OLUŞUM SÜRECİ

Dürtülerin yatırılmasıyla ve fantezilerin kurulmasıyla
tasarımlar ne kadar değiştirilmiş olursa olsunlar BENLİK,
etrafındaki NESNELERİ o kadar ÇOK TEKRAR TANIMA,
FARKINA VARMA ve TECRÜBE ETME DENEYİMİ yaşar ki
nesnelerin kendilikten ayrı, “KALICI BİR ŞEMASI” oluşur
(Moore ve Fine, 1968) (s. 57)
BİRİNCİL ÖZDEŞİM veya İLKEL DUYGULANIMSAL ÖZDEŞİMLER




Nesne gibi olma ve ondan farklılaşmama haline sıklıkla klasik analiz
yayınlarında BİRİNCİL ÖZDEŞİM denir. Bir başka deyimle BİRİNCİL
ÖZDEŞİM, dış dünyadaki nesnelerin keşfinden ve bu nesnelerle
psişik yatırım yapılmasından önce de vardır.
Jacobson (1964) birincil özdeşim tanımını belirsiz bulduğunu
düşünerek kullanmaktan kaçınır ve bunun yerine “İLKEL
DUYGULANIMSAL ÖZDEŞİMLER” den bahseder (primitive
affective identification)
Jacobson, “Annenin, kendi duygulanımlarını ifade ederek bebeğin
duygulanımlarını doğrudan etkileyebildiği, Sullivan’ın Kaygı
Teorisinin temel aldığı gerçek iyi bilinir ama bunu anlatmak zordur”
der.
Çocuğun doğuştan gelen repertuarında anne ile karşılıklı
duygulanımsal/motorsal özdeşim yapma potansiyeli vardır.
WINNICOTT’A (1953) GÖRE BEBEK-MEME İLİŞKİSİ


Winnicott (1953), annesinin çocuğun ihtiyaçlarını sezdiğini ve
başlangıçta annenin çocuğu “neredeyse yüzde yüz uyum” ile bu
ihtiyaçlarının giderdiğini söyler. Bu sadece, çocukta annesinin
memesinin kendisinin bir parçası olduğunu “YANILSAMASINI”
oluşturmakla kalmaz, aynı zamanda ona, memeyi büyüsel olarak
kontrol edebildiğini düşündürür.
“Bebeğin memeye ihtiyacı olduğunda, meme bebek tarafından
tekrar tekrar yaratılır. Anne, gerçek memeyi tam bebeğin ihtiyacı
olduğunda ve tam bebek onu zihninde yaratacakken bebeğin
ağzına koymaktadır.” (s. 58)
DÜRTÜLERİN ENGELLENMESİ ile GERÇEKLİĞİ FARK ETME ve
NESNENİN OLUŞMASI


Zaman geçtikçe anne bebeğin ihtiyaçlarını tama yakın bir
mükemmellikle karşılayamamaya başlar. Akabinde bebek
gerçekliği ilk test etme denemelerinde önemli rolü olan
ENGELLENMEYİ yaşar.
Winnicott, “Eğer her şey yolunda giderse, engellenmeyi
yaşayan bebek, ihtiyaçlarına yetersiz uyum gösteren
nesnelerin gerçek olduğunu ve bir nesnenin hem
sevilebildiğini hem de nefret edilebildiğini anlamayı
kazanır” der.
BENLİĞİN UYUM ve SAVUNMA İŞLEMİNİN KÖKENİ NEDİR?



İç ve dış dünya arasında bir kez sınırlar sağlandığında içe atmayansıtma ilişkisi nesnelerle yakın bağların korunmasında kullanılır.
İçe atma, kendilik tasarımının nesne tasarımına benzemesiyle
birlikte ondan bağımsız kalmasına imkan verecek özdeşime yol
açabilir.
Her ne kadar yeni benliğin ilk görevlerinden biri KENDİLİK VE
NESNE TASARIMLARINI AYRIMLAŞTIRMAK İSE DE, Kendilik
Tasarımının bir parçasının daha önce ayrımlaşmış bir nesne
tasarımından oluştuğu ilk özdeşimler, benliğin UYUM ve
SAVUNMA İŞLEVLERİNE malzeme sağlarken benliğin
BÜYÜMESİNE DE izin verir.
ÖZDEŞİM MEKANİZMASININ ANLAMLARI NELERDİR?





Özdeşim, literatürde birçok anlamda kullanılmıştır.
Freud’a göre (190?) özdeşim, emme deneyimi ve beslenme
işleviyle ilişkilendirilir. Ağız bölgesine bağlanmış önemli bir doyum
olarak anlatır.
Oral dönemin HAZZA ulaşım amacı, yani dışarıdaki nesnenin
ağızdan içeriye alınması, özdeşim için bir örnek haline gelmiştir.
Ferenzci (1909) “içe atılan tasarım tanımını kullandıktan sonra,
Freud (1917) bu kavramı YASIN VE MELANKOLİNİN
analizini yaparken kullandı. Bu, içselleştirilmiş nesne
ilişkileri üzerine yapılan çalışmaların başlangıcıydı.
LİBİDİNAL bir ilişki, nesne kaybedildiğinde bitmiyordu.
Çünkü BENLİK KAYBEDİLEN NESNEYLE ÖZDEŞİM
KURUYORDU.
ÖZDEŞİM MEKANİZMASININ ANLAMLARI NELERDİR?


Aynı zamanda KAYBOLAN NESNE ile ÖZDEŞİM bu nesneye
karşı duyulan ÇİFTE DEĞERLİKLİ DUYGULARIN YAŞANMASINA
ŞANS TANIMAKTAYDI.
Freud 1923 te içeri atılma yoluyla en sonunda içerideki bir yapı
haline gelen ÜSTBENLİĞİN dışarıdaki kaynaklarını anlatırken
benliği, nesneye yapılan LİBİDO YATIRIMINDAN
vazgeçildikten sonra geriye kalan bir ARTIK olarak
tanımlandırdı (s. 59).
HENDRİCK’E (1951) GÖRE BENLİĞİN ve ÜSTBENLİĞİN
OLUŞUMUNDAKİ ÖZDEŞİMLERİN FARKLILIĞI



Üstbenliğin oluşumuna giden ÖZDEŞİMLER, Ödipus karmaşasını
çözümlemekte olan bir çocuğun daha olgun nitelikli nesne
ilişkilerini içerir.
Ama BENLİK oluştukça özdeşimle erken bebeklikte ve çocuklukta
diğer nesnelerle kurulması daha ilkel ilişkilerin bir sonucudur.
“Üstbenlik oluşumunun aksine erken benlik özdeşimleri, annenin
çocuğa yapmak istediklerinden çok, ona nasıl yaptığından çıkartılır.
Bu yüzden benlik özdeşimleri dış dünyayla etkin mücadele etme
yetisinin artmasına çok katkıda bulunur (s. 56).
HENDRİCK’E (1951) GÖRE BENLİĞİN ve ÜSTBENLİĞİN
OLUŞUMUNDAKİ ÖZDEŞİMLERİN FARKLILIĞI


Hendrick bununla birlikte ilk benlik ÖZDEŞİMLERİNİN
SADECE bebeğin benliğinin kısmi işlevlerini içerdiğini de
hatırlatır. Çünkü bebek bu düzeydeyken henüz
nesneleri bütünleştiremediği ve nesnenin tamamının
psişik bir yatırım yapamadığı için, yalnızca algıladığı
nesne parçalarıyla ve kısmi işlevlerle ilgilenmek zorunda
kalır.
Bebek nesneyle kısmi özdeşim yapabildiği gibi,
fantezi yoluyla nesneye TÜMGÜÇLÜLÜK
atfedebilir. Böyle bir nesneyle özdeşim,
tümgüçlüler arayan bir benlik yaratır ve
erişkinlikte uyumsuzluk yaratan davranışlara
sebep olabilir.
VAMIK VOLKAN’a GÖRE BAĞLANTI NESNESİ ve FONKSİYONLARI




Volkan’a göre; bağlantı nesnesi hastanın dışarı yansıttığı kendilik
tasarımının bir parçasıyla, ölen kişinin dışarı yansıtılmış nesne
tasarımının bir parçasının dış dünyada buluştuğu bir yer olduğunu
gösterdi.
Bu buluşma, çifte değerlikli duyguların yüklendiği nesne ilişkisinin
sona ermediği, ama “DONDUĞU” bir bağlantıya imkan verir.
Ölenin yok olmasını isteme ve aynı zamanda ona özlem duyma
şeklindeki çifte değerlikli duygular, bu nesne üzerinde
yoğunlaşmıştır.
Bağlantı nesnesi aynı zamanda, acı verici ve çözümlenememiş yas
tutma işleminin yönlenebileceği bir odak olur. Ölenle ilgili
içselleştirilmiş nesne ilişkisinin dışarıda da devam etmesine izin
verir.