KEKEMELİK NEDİR?

Download Report

Transcript KEKEMELİK NEDİR?

KEKEMELİK NEDİR?
Tutukluk,bir sözcüğü yada sesi yineleyerek
duraklama,kimi sesleri uzatma yada patlama
nedeniyle konuşmayı olağan ritmi ve
akıcılığıyla sürdürememe durumudur.
• Bir başka deyişle kekemelik;sesli
konuşmada sözcüklerin akışını
yineleme,takılma,solunum
tutuklukları,kas gerilimi gibi nedenlerle
engelleyip kesintiye uğramasıdır
• Bir kişide kekemelik problemi
bulunuyorsa bu kişinin ne konuştuğunda
çok nasıl konuştuğu daha dikkat
çeker.Konuşan kişi de dinleyenler gibi
durumu fark ettiğinde,konuşma
güçlüğüne korku ve endişe de eşlik eder.
• Bazı durumlarda belirgin yüz ve vücut
hareketleri konuşma çabası ile birlikte
görülebilir.
• Kekemelik,konuşmaktan çekinen bir
kişinin konuşmadan önce gösterdiği
kasılma ve tepkilerdir.
• Kekemelik,konuşmanın tümünü etkileyen
bir bozukluktur.Kekeleme
davranışı,konuşmanın tümünde ve sürekli
olmamasına karşın,hem bireyi hem de
konuşmanın tamamını
etkileyebilmektedir.
Her kekemelik bir
diğerinden farklıdır.Ancak
özelliklerini şu şekilde
gruplamak mümkündür;
• Normal
sayılamayacak
şekilde
seslerin,hecelerin,sö
zcüklerin ve
cümlelerin tekrar
edilmesi,p-p..peki,olol..olmaz,bendebende-bende
geleceğim…gibi.
• Sözcüklerin bitirilmeden bırakılması.
• Düzensiz solunum ve kararsız konuşmaya
bağlı olarak sözcüklerde alışılmadık
vurgulamaların ortaya çıkması,patlamalar
gibi.
• Seslerin olağan dışı uzamaları ffffare
gibi.
• Konuşmada güçlük yaşandığı anda bazen
fazladan sözcükler ve sesler
eklenebilir.Aman!,Ya!,Yani!,Şey! gibi.
• Kekemelik bazı kişiler için konuşmaya başlama
sorunudur.Kişi konuşmaya niyet eder,konuşmak
için girişimde bulunur,fakat bir türlü
konuşmanın ilk sözcüğünde,ilk sözcüğün sesine
başlayamaz.Onu çıkarmak için zorlanır.Bu
zorlama dışardan da kolayca fark edilebilecek
düzeyde olur.
KEKEMELİĞE NE YOL AÇAR?
Kekemeliğin nedenleri konusunda ileri sürülen
görüşler oldukça değişik ve çoktur.
Kimi uzmanlar,
• kekemeliği yapısal bir bozukluk olarak ele
alırken,
• kimi öğrenilmiş bir davranış,bir direniş
belirtisi olarak tanımlamakta,
• bir başkası da çevresel nedenlerin
kekemelikte önemli rol oynadığı görüşünü
savunmaktadırlar.
• Yaygın olarak kekemeliğin tek bir nedene
bağlı olarak ortaya çıkmadığı görüşü
hakimdir.
• Konuşma merkezinin ağırlıklı olarak
beynin sol tarafınca yönlendirildiği
anlaşılmıştır.
• Kekeleyenlerde sol tarafın bu kadar
güçlü olmadığı,sağda aynı bölgeye
karşılık gelen tarafında eşit düzeyde
veya daha fazla denetime karıştığı ileri
sürülmekte ve bugüne kadar yapılan pek
çok nörofizyolojik araştırma ve
görüntüleme çalışmaları bu bilgiyi
doğrulamaktadır.
• Konuşmadaki takılmaları pekiştirebilecek
başka teoriler öne sürülmüştür.
• İşitme ve konuşma merkezlerinin
işbirliğinde aksama,kaygıyı artıcı sosyal
ve psikolojik etkenlerin rolü gibi.
Kekemelikte kalıtsal yatkınlık;
• Birinci derece akrabalarında kekemelik
görülenler daha fazla risk altındadırlar.
• Kişinin kekemelikten
kurtulması,iyileşmesi veya kekemeliğin
kalıcılığa dönüşmesi kişinin ailesinden
getirdiği kalıtsal özelliklere bağlıdır.
Uzman.Dr. Ahmet Çevikaslan’a
göre;
• ‘Gelişimsel kekemelik’
• ‘Kalıcı gelişimsel kekemelik’
• ‘Psikolojik tipte kekemelik’
KEKEMELİK GENELLİKLE HANGİ
YAŞTA ORTAYA ÇIKAR?
• Dil gelişiminin erken
dönemlerinde
(26 yaş),
• Okul çağında,
• Nadiren yetişkinlikte
ortaya çıktığı
görülür.
KEKEMELİK CİNSİYETE GÖRE
FARKLILIK GÖSTERİR Mİ?
• Erkek çocuklarda kız çocuklardan daha
yaygın olarak görülür.
• Erkek çocuklar kızlara göre
çocukluklarını daha çok
engellenme,yarışma ve kıyaslanma
atlında geçirdiklerinden,kekemelik erkek
çocuklarda daha fazla görülür.
HERKES ZAMAN ZAMAN
KEKELER Mİ?
•Okul öncesi pek çok çocuğun kekemeliğin
sınırlarından kekeme olmadan döndükleri
görülmüştür.
KEKEMELİK GENETİK MİDİR?
• Tek yumurta ikizlerinin her ikisinin de
kekeme olma oranı %60 ‘dır.
• Çift yumurta ikizlerinin her ikisinin de
kekeme olma oranı %20-26’dır.
• Ailesinde kekemelik öyküsü olan çocuğun
kekeme olma oranı %40-60’dır.
KEKEMELİK SÜREKLİ MİDİR?
• İletişim ile ilgili kaygının olmadığı
ortamlarda normal akıcılıkta
konuşabilirler.
Kekemeliğin artığı durumlar;
•
•
•
•
•
•
Telefonda,
Fıkra anlatma,
Birinin ismini söylemede,
Adı sorulduğunda,
Zaman baskısı altında kaldığında,
Yeni insanlarla tanışmada
artığı görülür.
Kekemeliğin azaldığı/yok olduğu
durumlar;
•
•
•
•
•
Şarkı söylemede,
Küfür etmede,
Dua okuma,
Küçük çocuklarla konuşmada,
Ritim tutarak konuşmada
azaldığı görülür.
KEKEMELİĞE İLİŞKİN YANLIŞ
İNANÇLAR;
•
•
•
•
•
Kekemeliğin nedeni psikolojiktir.
Kekemelik kalıtsaldır.
Kekemeliğin tedavisi yoktur.
Kekemelik ilaçla geçer.
Kekeme çocuklar okulda başarısız
olurlar.
Kekemeliğin nedeni psikolojiktir;
• Pek çok kişi kekemeliğin nedeninin aşırı
korku,üzüntü yada heyecan gibi
psikolojik bir nedeni olduğuna
inanmaktadır.
Uzmanlar;
• ‘Hiçbir çocuk veya yetişkin bir şeyden
çok korktuğu için veya bir olaya çok
üzüldüğünü için kekeme olmaz.’
• ‘Kekemeliğin nedeni doğrudan psikolojik
değildir.’
demişlerdir.
Kekemelik kalıtsaldır;
• Toplumda yaygın olan diğer
görüş,kekemeliğin genetik geçiş
gösterdiğidir.
• Ailesinde kekemelik öyküsü olmayan
bireyinde kekeme olduğu görülmüştür.
• Kekemeliğin yalnızca genetik
nedenlerden kaynaklandığı görüşü doğru
değildir.
Uzmanlar;
• Kekeme bireylerde,beyinin konuşmadan
sorumlu olan sol yarı küresinin baskın
olmayışının kekemeliğe yol açtığı
görüşünde birleşmişlerdir.
Kekemeliğin tedavisi yoktur;
• Bir başka yanlış inanış,kekemeliğin
düzeltilemeyeceği ve tedavisinin
olmadığına ilişkindir.
• Ailelerin,kekemelik üzerine yanlış
kişilerden edindikleri bilgiler,onların
ümitsizliğe kapılmalarına neden olur.
• Çocuklarını bu problemle yalnız
bırakmalarına sebep olur.
Uzmanlar;
• Ailelerin çocuklarının kekelediğini
düşündükleri durumda hiç vakit
kaybetmeden bu konuyla ilgilenen bir dil
ve konuşma terapistinden yardım
olmalarını önermektedirler.
Kekemelik ilaçla geçer;
• Bir diğer yanlış inanış,kekemeliğin ilaçla
geçebileceği görüşüdür.
• Ailelere kekemeliği düzeltecek bir ilacın
olmadığı bilimsel yollarla anlatılmalı ve
aileler bilinçlendirilmelidir.
Kekeme çocuklar okulda başarısız
olurlar;
• Kekemeler zihinsel gelişim açısından
diğer bireylerden daha geri değillerdir.
• Yalnız konuşma konusunda isteksiz
olabilirler.
Değişik alanlardaki başarılarıyla topluma
mal olmuş birçok kekeme vardır.
•Aristotle,
•Marylin Monroe,
•Bruce Willis,
•Musa peygamber
gibi.
KEKEMELİK İLE İLGİLİ
NELER YAPILABİLİR?
Ne zaman yardım istenmelidir?
• 2-6 yaş arasındaki çocuklar genellikle
sözcük ve cümleleri tekrarlarlar.
• Konuşmalarında ‘ımm,şeyy,eee…’ yi sıkça
kullanırlar.
• Bu normal ‘akıcı olmayan konuşma’olarak
adlandırılır.
Eğer bu dönemde çocuğun,
• Konuşmayı öğrenmeyi sürdürdüğünü,
• Yepyeni sözcüklerle karşılaştığını,
• Bu sözcükleri cümlede yerli yerine
oturtmak için çabaladığını,
• Konuşma ile ilgili kaslarının gelişmekte
olduğunu,
• Sorularla keşiflere yöneldiğini dikkate
alırsak,
• Bu yoğun çaba gerektiren süreç onun
konuşmasının akıcılığının zaman zaman
bozulmasına neden olur ve biz bu durumu
anlayışla karşılayabiliriz.
Eğer,
• Çocuğun konuşması ile ilgili kaygı
yaşıyorsanız,
• Çocuk konuşma ile mücadeleye girişmiş
görünüyorsa yada zorlandığında
konuşmasının akıcılığı bozuluyorsa,
• Konuşma ile ilgili kaslarda artan bir
gerginlik dikkatinizi çekiyorsa yardım
almak için en uygun zamandır.
Kiminle ilişki kurulabilir,nereye
başvurulabilir?
• Kekemelik ne kadar erken fark
edilirse,çocuğa o kadar fazla yardım
edilebilir.
Ülkemizde dil ve konuşma bozuklukları
alanında yeterli uzman bulunmadığından,
•
•
•
•
•
Çocuk gelişimi ve eğitimcilerden,
Özel eğitim öğretmenlerinden,
Psikiyatristlerden,
Psikologlardan,
Nörologlardan
destek alabiliriz.
Hangi davranış ve tutumlar çocuğa
zarar verir?
• Acımak,merhamet
göstermek,
• Endişeli,kaygılı bakmak,
• Sabırsız ve öfkeli
görünmek,
• Akıcı olmayan
konuşmasını kesmesini
söylemek,
• ‘Hayır,yapma,dur…’ gibi
ifadeleri sıkça kullanmak
çocuğa zarar veren
davranış ve tutumlardır.
Çocuğa verilebilecek uygun tepkiler
neler olabilir?
• Onu sabırla
dinlemek,konuşmasını
olay yapmamak,
• Konuşmasını
düzeltmekten, ’daha
yavaş konuşursan
kekelemezsin’
demekten
kaçınılmalıdır.
Çocuğun Üzerindeki Baskıyı Azaltabilir
miyiz?
• Çocuğunuz konuşurken dikkatle dinleyin.
Gözleriniz onda olsun, bakışlarınıza
endişeli ve gerilimli bir ifade
yüklememeye özen gösterin.
• Çocuğunuz konuşurken bitirinceye kadar
dinleyin, sözünü kesmeyin, bitirdikten
sonra aceleyle cevap vermeyin.
İletişiminiz "telâşlı" bir hava içinde
geçmesin.
• Sürekli soru sormaktan vazgeçin. Sorularınızın
"evet" ya da "hayırla veya kısa ifadelerle
yanıtlanabilir olmasına özen gösterin. Kendi
arzusuyla konuşmaya başlarsa, ona gerektiği
kadar zaman tanıyın.
• Onunla konuşurken kullandığınız "ses
tonunuza" da dikkat edin. Bazen kelimelerle
ifade etmediğimiz duyguları ses tonumuz ele
verir.
• Doğum günü partileri, tatiller, bayramlar
gibi özel günler için çocuğunuzu önceden
hazırlayın. Örneğin "nereye gidiyoruz,
kime gidiyoruz, orada ne kadar
kalacağız?" gibi açıklamalarda bulunun.
Bu yaklaşım çocuğun hissedebileceği
endişeyi azaltacaktır.
• Gündelik hayatınız çok koşuşmalı mı
geçiyor? Dinlenmeye yeterli zaman
kalmıyor mu? O hâlde, kendinize de
zaman ayırın. Bu durum sizin
rahatlamanıza ve kendinizi
geliştirmenize fırsat sağlayacaktır.
Çocukla alay ediliyorsa ne
yapılmalıdır?
• Kardeşi ve arkadaşları onu
ayıplıyor,onunla alay ediyor olabilirler.
• Bu durumda onlarla ‘ayıplama,alay etme’
konusunda sabırla konuşulmalıdır.
• Tüm insanların zayıf ve güçlü yanları
olabileceğini açıklayabiliriz.
Çocuğa zaman ayrılmalı mı?
• Çocuklarla
olabildiğince birlikte
olmaya çalışılmalıdır.
• Duygu ve
heyecanlarını sözle
ifade etmesine
olanak tanınmalıdır.
• Söyledikleri
önemsenmelidir.
Ana-babanın dikkat etmesi
gereken hususlar;
• Duyulan endişe jest ve mimiklerle açığa
vurulmamalıdır.
• Çocuğa konuşmada model olunmamalıdır.
• Çocuklara konuşmayı sevdirmek için
gayret göstermelidirler.
• Aile içi çatışmaların çocukları
etkilediğini,özellikle dil gelişimlerini
engellediğini bilmelidirler.
• Anne ve baba,çocuklarındaki özrün
düzeltilmesinde,okul-uzman ilişkisini
sürdürmekte başarılı olmalıdır.
Öğretmenlerin dikkat edilmesi
gereken hususlar;
• Öğretmen kekeme çocukları
damgalamaktan ve onlara karşı hassas
davranmaktan kaçınmalıdır.
• Çocuğun dikkatini özürlü davranışına
çekici durumlardan kaçınmalıdır.
• Çocuklara kendini kabul ettirici ve sınıf
ortamında onay alıcı davranış olanakları
sağlanmalıdır.
• Öğretmenler,çocuğun tedavisinin başarılı
olası için uzman-aile ilişkisini
düzenleyebilmelidir.
Akran gruplarının dikkat etmesi
gereken hususlar;
• Akran gruplarında yer alan
çocuklar,kekeme arkadaşlarına karşı
kabul edici ve hoşgörülü olmalıdırlar.
• Özürlü arkadaşlarına kendilerinin
sürdürdüğü etkinliklerde yer
verebilmelidirler.
• Özürlü arkadaşlarını üzmekten ve
gerginlik yaratıcı davranışlardan
kaçınmalıdırlar.
BİZİ DİNLEDİĞİNİZ İÇİN
TEŞEKKÜRLER
E0301067 GÜLŞAH ARSLANTÜRK
E0401076 EMİNE ARİF